Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davası 24 Nisan’da başlıyor

Published

on

Depremde aralarında Şampiyon Meleklerin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlilerinin davası, 24 Nisan Perşembe günü başlıyor.

Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülecek davada, İsias Otel’e yapı ruhsatı verildiğinde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görevli ve Yapı Ruhsatında Proje Kontrollerinden sorumlu Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, 1993 ruhsatında İmar Müdürü Yusuf Gül ve daimi işçi, Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş yargılanacak.

Altı kamu görevlisi için Şubat ayında Adıyaman Başsavcılığı tarafından dosyalanan davada, iddianame “bilinçli taksir” suçlamasıyla yapılmıştı.

Başsavcılığın iddianamesinde; “Bilinçli Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne ve Yaralanmasına Neden Olma” suçunu ayrı ayrı işledikleri hususunda kamu davası açmaya yarar yeterli delilin bulunduğu anlaşılarak, şüphelilerin yargılanarak, ayrı ayrı cezalandırılmaları ve bilinçli taksir hükümlerinin ayrı ayrı uygulanması” talep edildi.

Türkiye’de 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremde, Adıyaman’daki Grand İsias Otel yıkılarak, 72 cana mezar olmuştu. İsias Hotel’de konaklayan Gazimağusa Türk Maarif Koleji kafilesinden 35 Kıbrıslı Türk sporcu, öğretmen ve aileler “Şampiyon Melekler” ve tur rehberleri enkaz altında kalmıştı.

İsias Otel’de hayatını kaybeden Şampiyon Melekler ve tur rehberleri ile 10 yaralının aileleri ise kaybettikleri canları için 3 Ocak’ta 2024’te hukuk mücadelesi başlatmıştı. Sanıkların “olası kast” suçuyla hüküm giymesi için verilen adalet mücadelesi yaklaşık 12 ay devam etmişti.

3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının 25 Aralık 2024’teki son duruşmasında ise kısa karar açıklanmıştı. Altı sanık bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan mahkeme tarafından suçlu bulunup mahkum edilmiş, beş sanığın ise beraatına karar verilmişti.

Ahmet Bozkurt 17 yıl 17 ay 7 gün, Mehmet Fatih Bozkurt 15 yıl 28 ay 28 gün, Erdem Yıldız 17 yıl 17 ay 7 gün, Halil Bağcı 7 yıl 16 ay, Hasan Aslan 15 yıl 16 ay 20 gün, Mehmet Göncüoğlu 7 yıl 16 ay süreyle hapis cezası almıştı.

Bilge Açık, Efe Bozkurt, Seda Zeren, Şule Özbek ve Ulviye Bozkurt’un ise beraatına karar verilmişti.

-Aileler kamu görevlilerinin davası için yine Adıyaman’da olacak

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, 24 Nisan’da Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek kamu görevlileri davasının birinci duruşması için aileler olarak yine Adıyaman’da olacaklarını söyledi.

TAK muhabirine dava süreci ve derneğin çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunan Karakaya, kamu görevlilerinin yargılanmasına 24 Nisan’da Adıyaman 1. Ağır Ceza mahkemesinde başlanacağına işaret etti.

Adıyaman Başsavcılığı’nın iddianamesini yazmadan önce altı sanığın tek tek ifadelerini alındığını anlatan Karakaya şöyle devam etti:

“Sanıkların hemen hemen hepsi de ifadelerinde ruhsatın bittiğinin farkında olduklarını söylediler. Sanıklar, para alarak, rant uğruna, sahtekarlık yaparak bu insanlara bu yenileme ruhsatını verdiler. Yeni ruhsat da değil, oteli yenileme. Otel yıllarca atıl durumda kalmış, yıkılması yeniden yapılması gereken bir bina için bir tanesi de çıkıp dememiş bu bina yeniden yapılmalı diye…Sanıkların hepsi de ifadelerinde ‘ben suçsuzum, benim önüme getirdiler ben de imzaladım’ dedi. Peki kim kontrol edecekti o zaman? Sen ruhsatı bitmiş bir binaya kılıfına uydurmak için yenileme ruhsatı adı altında ruhsat veriyorsun ama aslında eski ruhsatın süresi bitti.”

Kamu görevlilerinin iddianamesinin bilinçli taksir suçlamasıyla yazıldığına da dikkat çeken Karakaya, “Türkiye’de nedense deprem davalarında bilinçli taksirin ötesine geçemiyorlar. Olası kastın depremler konusunda da Türk Ceza Kanunu’na girmesi gerek.” dedi.

-“Bu Kıbrıslı anne babalara çattıkları için bin pişman olacaklar…Hayatlarını hapislerde geçirmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız”

24 Nisan’da başlayacak kamu görevlileri davasına aileler olarak yine hep birlikte gideceklerini söyleyen Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakalım duruşmaya gelecekler mi, gözümüzün içine bakabilecekler mi? Sanıkların çoğu Adıyaman’da diye biliyoruz. Kimsenin sanıklara Adıyamanlı diye ayrıcalık yapmasına izin vermeyeceğiz. Bu olası kast cezası çıkacak. Bu davalar bir şekilde birleştirilecek. Avukatlarımız davaların birleştirilmesi için ne gerekiyorsa yapacak. Bu insanlar birlikte hareket ettiler, birlikte bu çürük binayı otele çevirdiler. Kimse bu insanları durdurmadı. ‘Ne yapıyorsun’ demedi. Bize çattıkları için, bu Kıbrıslı anne babalara çattıkları için bin pişman olacaklar. Hayatlarını hapislerde geçirmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız. Umarım beklediğimiz karar çıkacak.”

Türkiye Cumhuriyeti’nden avukatların katılımıyla 1 Mart’ta düzenlenen “İsias Otel davası” toplantısında Başbakan Ünal Üstel’in yeniden birliktelik mesajı verdiğini anımsatan Karakaya, davaya yine hep birlikte gidileceğini düşündüklerini kaydetti.

-Dört istinaf dilekçesi verildi

İsias Otel’in 25 Aralık 2024’te sonuçlanan davası ardından başlatılan istinaf sürecine de değinen Ruşen Yücesoylu Karakaya, tur rehberlerinin aileleriyle istinaf için dört tane dilekçe verildiğini anlattı.

İstinaf dilekçelerinin mahkeme tarafından ciddi bir şekilde değerlendirmesini istediklerini dile getiren Karakaya, mahkemenin bilinçli taksir kararını bozarak, suçlular için olası kast kararı çıkarması için mücadelelerini sürdürdüklerini ve asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

İstinaf süreci konusunda birçok senaryo bulunduğunu ve bunlardan hangisinin gerçekleşeceğini bilemediklerini ifade eden Karakaya, avukatlarının her türlü olasılığı değerlendirerek hareket ettiğini kaydetti.

6 Şubat depreminde, felaketin en ağır bedelini ödeyen aileler olarak ülkede de benzer acıların yaşanmaması için her gün “ne yapabiliriz”, “ne edebiliriz” diye düşündüklerini anlatan Ruşen Yücesoylu Karakaya, dernek olarak deprem konusunda farkındalık yaratabilmek, önlem alabilmek için devlet, hükümet, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği (KKTC DAAK) ve diğer sivil toplum örgütleriyle sürekli iletişim halinde çalıştıklarını anlattı.

-“Bu olayların tekrar yaşanmaması için bir şeyler yapmak lazım”

Karakaya şöyle devam etti:

“Artık bu olayların tekrar yaşanmaması için bir şeyler yapmak lazım. Uzmanlar deprem konusunda sürekli uyarılarda bulunuyor, açıklamalar yapıyor. Ülkemiz fay hattı üzerinde. Arama kurtarma aletleri yetersiz. Derneklere görüşmeler yapıyoruz, ‘nasıl katkı sağlayabiliriz’ diye kafa yoruyoruz. Halkı bilgilendirme yönünde çalışma yapılması lazım. Dernek olarak bu konularda birçok çalışma planlıyoruz.”

Ülkede deprem konusunda yapılan çalışmaların memnuniyet verici olduğunu ancak bazı eksiklikler bulunduğunu ifade eden Karakaya, farkındalık yaratmanın önemli olduğunu ancak olası bir depremde yapılacaklar konusunda hazırlıklı olunmasının daha da önem taşıdığını vurguladı.

-“’Ne yapabiliriz’ diye çalışıyoruz”

Karakaya, şöyle konuştu:

“Deprem olursa kaç şiddetinde olacak, sonrasında ne yapılacak. Yapılaşma, denetim çok önemli. Kâğıt üzerinde denetim mekanizması tamam ama gerçekten işliyor mu, kontrollü mü işliyor? Şehirler güvenli mi? Her gün bir deprem haberi duymak bizi mahvediyor. Sürekli bir şey yapma ihtiyacı var içinizde. Halkı bilgilendirmek lazım sadece konuşmuyoruz, ne yapabiliriz diye çalışıyoruz. Her türlü destek ve katkıya açığız. Bizim düşünemediğimiz ama aklımıza gelmeyen ne olabilir, aileler ne yapmalı diye düşünülüyoruz.”

“Burs ve eğitim elbette çok önemli ama biz dernek olarak okulların durumunu da takip ediyoruz.” diye konuşan Karakaya, hükümetin yapığı çalışmalara da değindi.

Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yavaş yavaş ama emin adımlarla epey okul yeniledi. Bu bize, birlikteliğin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Birlikte çalışılarak daha çok şey başarılıyor. Yenilenerek güçlendirilecek okul sayısı konusundaki rakamlar iyi. Takipteyiz, çocukların güvenli sınıflarda eğitim alması çok önemli.”

1-7 Mart Deprem Farkındalık Haftası’nda gerçekleştirilen “KKTC Cumhurbaşkanlığı 1. Deprem Konferansı”na da değinen Karakaya, konferansa çok değerli hocaların katıldığını, konferansla önemli bir adım atıldığını ancak devamının getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam