Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlediği baskınlarda çok sayıda Filistinli yaralandı

Published

on

İsrail ordusu ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin, işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda, aralarında 1 kadın ve çocuğun da bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı.

Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, Ramallah kentinin kuzeyindeki Sincil beldesinde İsrail askerlerinin sırtından vurarak yaraladığı 1 Filistinlinin Selfit Devlet Hastanesine getirildiği belirtildi.

Filistin haber ajansı WAFA’nın haberinde, İsrail askerlerinin, Sincil’in Cebel et-Tel bölgesinde Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarına karşı çıkan Filistinli gençlere ateş açtığı ve 1 kişiyi yaraladığı kaydedildi.

Cebel et-Tel bölgesinde Filistinli gençlerin, saldırgan İsraillilerin ilerleyişini engellemek için birçok noktayı ateşe verdiği aktarılan haberde, son günlerde bölgede Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarının arttığı, 1 Filistinlinin bu saldırılarda hayatını kaybettiği, çok sayıda ev ve aracın da saldırgan İsrailliler tarafından ateşe verildiği hatırlatıldı.

Haberde, işgal altındaki Batı Şeria’nın güneyinde Beytüllahim kentinin Beyt Feccar beldesinde İsrail ordusunun düzenlediği baskında, 16 yaşındaki Filistinli 1 çocuğun yaralandığı bildirildi.

Filistin’in Sesi radyosunun haberinde ise İsrail askerlerinin Beyt Feccar’da baskın yaptığı bir ticari işletmede, 1 kadın ve çok sayıda genci şiddetli bir şekilde darbederek yaraladığı belirtildi.

İşgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin yakınlarında İsrail askeri aracının çarpması sonucu 2 Filistinli genç yaralanmıştı.

Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi verilerine göre, 2025’in ilk 3 ayında Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere ve mülklerine karşı 860 saldırı düzenledi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.

Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 7 Ekim 2023’ten beri İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 171’i çocuk olmak üzere 957 Filistinli hayatını kaybetti.

Bu sürede 7 binden fazla Filistinli yaralandı, 16 bin 400 kişi gözaltına alındı.

Gazze’de varılan ateşkesin 19 Ocak’ta yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin kenti ve mülteci kampına “Demir Duvar” adını verdiği bir saldırı başlattı.

Saldırılar birkaç gün içinde Tulkerim ve Tubas ile buralardaki mülteci kamplarını kapsayacak şekilde genişletildi.

İsrail ordusu, Cenin ve Tulkerim’deki mülteci kamplarında işgalini sürdürüyor.

Filistin İnsan Hakları Merkezi: İsrail işlediği soykırımın duyurulmaması için gazetecileri öldürüyor
Gazze merkezli kar amacı gütmeyen bağımsız kuruluş Filistin İnsan Hakları Merkezi, İsrail ordusunun Gazze’de gazetecileri hedef almasına ilişkin açıklamada bulundu.

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde evlerinin yakınında yürüyen Filistinli bir gazeteci, eşi ve kızına yönelik “suikast suçu” işlediği belirtildi.

Açıklamada, “Gazze’de gazetecilere yönelik hedef alma ve öldürme eylemlerinin giderek artması, bu cinayetlerin şüphesiz bir şekilde kasıtlı olduğunu gösteriyor.” ifadesi kullanıldı.

İsrail’in, “Gazze’deki gazetecileri korkutmak, yıldırmak, dünyaya gerçekleri duyurmalarını engellemek ve Gazze’deki sivillere yönelik soykırımı örtbas etmek” amacıyla kasıtlı hedef aldığı kaydedilen açıklamada, Gazze’de gazetecilerin İsrail’in uyguladığı soykırımın bir parçası olarak hedef alındığı aktarıldı.

Açıklamada, Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana öldürülen gazetecilerin sayısının, “gazeteci ölümlerinin kaydedilmeye başlandığı 1992 yılından bu yana en yüksek sayı” olduğuna işaret edilerek, İsrail saldırılarında Gazze’de öldürülen 213 gazeteciden 13’ünün kadın olduğuna dikkat çekildi.

Gazze’de gazetecilerin çoğunun hava saldırılarında, bir kısmının da keskin nişancılar tarafından öldürüldüğü bildirilen açıklamada, gazetecilerin kasıtlı bir şekilde öldürülmesinin, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) kuran Roma Statüsü’ne göre, UCM’nin yargı yetkisine giren bir savaş suçu olduğu vurgulandı.

Basın ve ifade özgürlüğünün uluslararası kanunlarca koruma altına alındığı hatırlatılan açıklamada, “İsrail’in cezadan kurtulmaya devam etmesi, onu gazetecilere ve ailelerine karşı daha fazla suç işlemeye teşvik ediyor.” değerlendirilmesinde bulunuldu.

Uluslararası topluma seslenilen açıklamada, gazetecilerin hedef alınmasının kınanması, gazetecilerin hedef alınmaması için İsrail’e acil baskı yapılması ve Gazze’deki sivillere uluslararası koruma sağlamak için gecikmeden harekete geçilmesi çağrısı yapıldı.

Açıklamada, UCM Başsavcısı Karim Han’dan, başta gerçeği ortaya çıkarmak için hayatını ortaya koyan gazetecilerin öldürülmesi dahil olmak üzere Filistin topraklarında işlenen suçlarla ilgili soruşturmanın tamamlanması için pratik adımların atılmasının hızlandırılması istendi.

Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi’nden yapılan açıklamada, Gazze’de İsrail saldırılarında bir gazetecinin daha öldüğü belirtilmişti.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 213’e yükselmişti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam