Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Karakaya, 4. Türkiye Travmatik Stres Kongresi ve İstanbul Depreminin İlk 3 Günü Çalıştayı’nda sunum yaptı

Published

on

4. Türkiye Travmatik Stres Kongresi ve İstanbul Depreminin İlk 3 Günü Çalıştayı 10-11 Nisan tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) iş birliğiyle düzenlenen kongre ve çalıştaya Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya da katılarak, sunum yaptı.

Bolu Kartalkaya otel yangınında yaşamını yitirenler için adalet arayışı başlatan “Başka Canımız Yok” aileleri, 6 Şubat depreminde yakınlarını kaybeden “Adalet Peşinde” ailelerinin de katılımıyla gerçekleştirilen konferans ve çalıştay, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul kampusunda yer aldı.

Risk azaltma odağında afetlere hazırlık, hızlı müdahale ve afet sonrası çalışmalara katkı sağlamayı hedefleyen tema ile planlanan konferans ve çalıştayda, afet sonrası kritik öneme sahip “Altın saatler” olarak adlandırılan ilk 72 saatlik hayati dönem sektörel bazda ele alındı.

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, etkinlikte yaptığı sunumda, 6 Şubat’ta, o karanlık gecede sadece canlarını değil, hayallerini geleceklerini, evlatlarının umutlarını da kaybettiklerini söyledi.

“Ancak bu acıyı yalnızca yüreğimize gömüp susmak, olan biteni kadere bağlamak bizim için bir seçenek değil. Çünkü biliyoruz ki bu kayıplar ihmalin, sorumsuzluğun, denetimsizliğin sonucuydu” diyen Karakaya, canlarının hayatını kaybetmesine sebep olan tüm sorumluların hesap vermek zorunda olduğunu vurguladı.

Bu seminerin bir uyanış, çağrı, adalet mücadelesi olduğunu ifade eden Karakaya, “Şampiyon meleklerimizin, rehberlerimizin ve tüm depremde öldürülen canlarımızın sesi olmak, onların yarım kalan hikâyelerini adaletle tamamlamak için buradayız. Birlikte soracağız: Neden? Nasıl? Kim? Ve yine birlikte söyleyeceğiz; Unutmadık, unutturmayacağız.” dedi.

-6 Şubat’ı unutmayacağız, unutturmayacağız…

6 Şubat’ı unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını vurgulayan Karakaya, sözlerini şöyle sürdürü:

“Bizler evlatlarımızı toprağa verirken, sadece canımızı değil; bir takımın, bir şehrin, bir ülkenin hayalini de kaybettik. Ama acımızı içimize gömüp susmadık. Çünkü biliyoruz: Bu bir doğa olayıydı, evet. Ama ölüm şekilleri kader değildi. O bina neden yıkıldı? Çocuklarımız neden oradaydı? Neden zamanında yardım ulaşmadı? Bizler, bu soruları sormaktan asla vazgeçmeyecek aileleriz. Biz artık sadece yas tutan değil; evlatları için adalet isteyen anneler, babalar, kardeşler, dostlarız.  Her 6 Şubat, bizim için zamanın durduğu gündür. Ama bir yandan da mücadelemizin başladığı gündür. Çünkü biz unutmayacağız. Ve biz unutturmayacağız.”

Derneğin neden kurulduğunu ve nasıl bir araya geldiklerini de anlatan Karakaya, evlatları için kurulan dernekte yalnızca acılarını paylaşmak için değil, adaleti inşa etmek için de birleştiklerini söyledi.

Karakaya, derneklerinin, Şampiyon Meleklerin hatırasını yaşatmak, onların mücadelesini sürdürmek ve sorumluların yargı önünde hesap vermesini sağlamak için kurulduğunu ifade etti.

Aileler olarak umutlarını ve adalete inançlarını hiç kaybetmediklerini dile getiren Karakaya,  “İlk günden bu yana tek bir isteğimiz oldu; gerçeklerin ortaya çıkması ve sorumluların yargı önünde hesap vermesi.” dedi.

İsias Otel davası süreci hakkında da bilgiler veren Karakaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mücadele sadece bizim değil. Bu, gelecekte başka çocuklar aynı acıyı yaşamasın diye verilen bir toplumsal vicdan mücadelesidir. Ama ne yazık ki zaman zaman sessizlikle karşılaştık. Geciken adaletin, evlatlarımızı geri getirmeyeceğini biliyoruz ama şunu da biliyoruz; geciken adalet, adalet değildir.

O yüzden pes etmiyoruz. Duruşumuzla, mitinglerle, dilekçelerle, susmadan konuşarak her platformda mücadele ediyoruz. Ve son nefesimize kadar da edeceğiz. Çünkü bu mücadele, sadece kaybettiğimiz evlatlarımız için değil; henüz kaybetmediğimiz binlerce çocuk için veriliyor.”

-“Bu trajedi, bilinçli ihmaller zinciri…”

İsias Otel faciasının yalnızca bir doğal afet sonucu meydana gelmediğini, bu trajedinin, bilinçli ihmaller zinciri sonucu olduğunu vurgulayan Karakaya, şöyle devam etti:

“Otelin yapımında kullanılan uygunsuz malzemeler, denetimsizlik, kaçak kat çıkılması ve mühendislik kurallarının hiçe sayılması gibi birçok ihlal, öngörülebilir bir felakete zemin hazırlamıştır. Bu tür ağır ihlaller, sıradan bir dikkatsizlik ya da basit bir ihmalle açıklanamaz. Bu eylemler, insanların ölebileceği açıkça öngörülebilecek bir sonucun, bilerek ve isteyerek göze alınması anlamına gelir. Bu nedenle biz, ‘taksir’ değil, ‘olası kast’ istiyoruz.”

Adalet mücadelesinin, sadece geçmiş için değil, gelecekte başka çocuklar ölmesin diye verildiğini söyleyen Karakaya, “Türk Ceza Kanunu’na göre olası kastla işlenen insan öldürme suçu olarak değerlendirilir ve minimum 15 ile 20 yıl arası her can için hapis cezası ile cezalandırılır. Mahkeme, kastın derecesine göre cezayı müebbette kadar çıkarabilir. Sorumlular, bu bilinçle ve ciddiyetle yargılanmalıdır. Bu sadece kaybettiklerimizin hatırasına saygı değil, geleceğimiz için bir zorunluluktur.” dedi.

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’nin yaptığı çalışmalara da değinen Ruşen Yücesoylu Karakaya, dernek çatısı altında sadece adalet mücadelesi değil, aynı zamanda evlatlarının hatırasını yaşatacak kalıcı çalışmalar yürüttüklerini de anlattı.

Karakaya sunumunu şu sözlerle tamamladı:

“Bu yolda herkesten destek istiyoruz. Unutmayın, bu sadece bir ailenin ya da bir şehrin değil, hepimizin mücadelesi. Bir çocuğun hayatı, bir binanın kaderine bırakılmamalı.

Şampiyon Meleklerimizin adını yaşatmak için çıktığımız bu yolda, birlikte yürümeye davet ediyoruz sizleri. Çünkü ancak birlikte güçlü, birlikte ses oluruz.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam