Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Kayıp Otobüs Anıtı açıldı

Published

on

Larnaka’da 1964 yılında öldürülen 11 şehit anısına yapılan Kayıp Otobüs Anıtı açıldı.

13 Mayıs 1964 tarihinde Lârnaka’dan Dikelya İngiliz Üsler Bölgesindeki iş yerlerine giderken, Rum Polisleri tarafından otobüsleri yoldan çevrilerek kaçırılan ve kurşuna dizildikten sonra Larnaka’ya bağlı Oroklini Rum köyü civarındaki bir su kuyusuna atılan 11 şehit, 2007 yılında Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları sonucunda bulunurken, kayıp otobüs bulunamadı.

Anıtta yapılan müzede, 11 şehidin, hunharca katledildikten sonra atıldıkları kuyudan çıkarıldıklarında üzerlerinde bulunan eşyalar da sergilenecek.

İskele’de yapılan Kayıp Otobüs Anıtı açılışı, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Açılışa, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, bakanlar, milletvekilleri, askeri erkan, Azerbaycan ile Türkiye’den konuklar ve vatandaşlar katıldı.

Açılışta, İskele Kaymakamı Ertuğrul Toroslu, İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu ve diğer yetkililer de hazır bulundu.

Anıtın yapım aşamasını gösteren sunum ve Kayıp Otobüs Belgeseli klip gösteriminin ardından konuşmalar yapıldı.

Belgeseli hazırlayan ve açılış töreninin sunumunu yapan Fevzi Tanpınar, belgeselin 47 yıl sonra anıtın da 60 yıl sonra yapılmasından dolayı şehitlerden özür diledi ve daha fazla geç kalmadan toplumsal belleğe sahip çıkmaları, gelecek nesillere aktarmaları gerektiğini söyledi.

Larnakalılar Derneği Başkanı Zarifşen Menteşoğlu da, bu katliamın “ilk toplu soykırım” olarak uluslararası kayıtlara geçtiğini söyledi.

Şehit edilen soydaşlarının aziz hatırasına sahip çıkarak, Kıbrıs’taki var oluş mücadelesini gelecek kuşaklar ile dünya kamuoyuna göstermek düşüncesiyle “Kayıp Otobüs Anıtı” inşa edilerek bugün açıldığını ifade eden Menteşoğlu, şehitlerin tek suçlarının Türk olmak olduğunu belirtti ve isimlerini şöyle sıralayarak, onlrı andı: “Yusuf Tosun, Bayram Mustafa, Kemal Enver Veloks, Behiç Hasan Göksan, Hasan Hüseyin Fehmi, Kâmil Raif Dimililer, Ahmet Fadıl Balamagi, Kemal Mustafa Akdoğan, Hasan Mustafa Bari, Ahmet İndiano, Hasan Durmuş.”

Şehit çocuğu Celal Dimililer de, Larnakalılar Derneği’nin desteklemesi ile şu anda açılışını yapacakları Kayıp Otobüs Anıtı arazisini aldıklarını, İskele Belediyesi’nin de büyük katkıları ile atalarının aziz hatıralarını yaşatacaklarını söyledi.

Dimililer, tüm yaşanılanların bedelini çok ağır bir şekilde ödediklerini ve hala ödemeye devam ettiklerini ifade ederek, “Temennimiz böylesi olayların bir daha asla yaşanmamasıdır” dedi.

Larnakalılar Derneği Onursal Başkanı Göksel Saydam da, Kıbrıs’ın milli mücadele tarihinde “Kayıp Otobüs Şehitleri” olarak yerini almış olan bu toplu katliamın 11 şehidini andı.

“Tarihini bilmeyen toplumlar gelecekleri için olumlu ve güvenli kararlar alamazlar” diyen Saydam, olayın tarihçesini anlattı ve “Kıbrıs Türk Milli Mücadele tarihinde şehit edilen 11 şehidimiz ile diğer tüm şehitlerimizi bir kez daha minnet ve rahmetle anarım, Ruhları şad olsun” dedi.

İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu da, “Biz Kıbrıslı Türklere yaşatılan, insanlık dışı muamele, asla unutulmayacak kara günler, kaç yıl geçerse geçsin, hepimizin yüreğinde kuşkusuz derin yaralar ve hüzün bıraktı. 1963-64 yılları arasında yaşanılanları kabullenmemiz ve unutmamız asla söz konusu dahi olamaz” ifadelerini kullandı.

Sadıkoğlu, 1964 yılında Larnaka’da yaşanan Kayıp Otobüs olayının, Kıbrıs Tarihinin en kara günlerinden yalnızca biri olduğuna işaret ederek, yaşanan acıları anlattı.

Kayıp Otobüs Şehitlerinin aziz hatıralarını yaşatacakları Kayıp Otobüs Anıtı’nın inşasını, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı tarafından Larnaka’lılar Derneği ve Kayıp Otobüs Aileleri Derneği’ne verilen, 2 dönüm orman arazisi üzerine, İskele Belediyesi’nin öz kaynakları ve personelinin özverili çalışmalarıyla tamamladıklarını ifade eden Sadıkoğlu, şöyle devam etti:

“Kayıp Otobüs Anıtı’nı yaklaşık 1100 m2’lik bir alan üzerine inşa ettik. Şehitlerimizi temsil eden 11 mermer sütun ve hemen önlerinde üzerinde şehitlerimizin kimlik bilgilerinin yer aldığı granit kaidelerin yanı sıra şehitlerimizin işlerine gitmek için bindikleri ancak sırra kadem basan Kayıp Otobüs de arkamda görmüş olduğunuz gibi siyah granit üzerine Lazer Resim olarak mermere işlenmiştir.

Sol tarafımda yer alan 15m2’lik camekanlı alan ise müze olarak tasarlandı. Burada 11 şehidimizin, hunharca katlettikten sonra atıldıkları kuyudan çıkarıldıklarında üzerinde bulunan eşyalar sergilenecektir.

Yine anıtımızda ziyaretçileri bilgilendirmek için Kayıp Otobüsün Tarihçesi de yer almaktadır.”

Sadıkoğlu, geçmişini bilmeyen toplumların geleceğine de yön veremeyeceğini ifade ederek, şehitleri andı.

Türkiye- KKTC parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Orhan Erdem de, anlamlı bir günde duygu yüklendiklerini ifade ederek, şehitleri andı, bu coğrafyanın acılarla dolu olduğunu söyledi. Erdem, bu toprakları vatan yapmak için şehit olan herkesi anarak, Azerbaycan ve Gazze’deki acıları anımsattı.

Azerbaycan’ın desteği ve uluslararası alandaki mücadelenin başarılı bir yol açmasını temenni eden Erdem, yeni nesillerin geleceğe geçmişini bilerek hareket etmesinin önemine vurgu yaptı.

Azerbaycan- KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Fevziyev de, Azerbaycan Milli Meclisi adına şehitleri andı, aileleri selamladı. Fevziyev, geleceği birlikte kurmak adına KKTC’ye tarihi bir ziyaret yaptıklarını söyledi. Türk milleti olarak çok acılar çektiklerini anlatan Fevziyev, Azerbaycan’ın verdiği mücadeleleri anlattı, Kıbrıs Türk halkının da mutlaka başarıya ulaşacağına inanç belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da, anıtın Kıbrıs Türk halkına yönelik yapılan soykırımın anıtı olduğunu ifade ederek, anıtın değeri ve önemine işaret etti, anıtı yapan herkesi tebrik etti.

Geleceğin geçmiş unutulmadan ve unutturulmadan inşa edilmesinin önemine vurgu yapan Feyzioğlu, Kıbrıs sorununun Barış Harekatı ile bittiğini, barışın adaya geldiğini anlaşma olmadığını kaydetti.

Feyzioğlu, Azerbaycan’ın desteğinin önemine işaret ederek, Gazze’de yaşananların bu birlikteliğin önemini bir kez daha gösterdiğini belirtti ve “Yaşasın KKTC, yaşasın Azerbaycan” dedi.

Başbakan Ünal Üstel de, Kıbrıs Türk halkının verdiği varoluş mücadelesini anlattı, Türkiye sayesinde özgürlüğe kavuşulduğunu kaydetti.

Üstel, bugün Rum katliamında yaşamını yitiren şehitleri andıklarını ifade ederek, şehitleri unutmadıklarını unutturmayacaklarını söyledi.

Ülkeye tarihi bir ziyaret gerçekleştiren Azerbaycan’a teşekkür eden Üstel, Milli Azerbaycan Meclisine de teşekkür ederek, üç devlet bir millet olarak mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.

Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile Azerbaycan Cumhurbaşkanına teşekkür ederek, Kıbrıs Türk halkına verilen desteğin önemine vurgu yaptı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de, bu toprakları can ve kan vererek vatan yaptıklarını ifade etti, geçmişte yaşananların yeniden yaşanmamasını temenni etti ancak vatanı savunmaktan hiç bir zaman vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Töre, Kıbrıs’ta kapsamlı bir anlaşma yapıldığını ancak Rumların Enosis hayalinden vazgeçmediğini ifade ederek, milli mücadele yıllarında yaşananları anlattı.

Şehitleri toplu katliamları anımsatan Töre, adada anlaşma istediklerini ancak KKTC’den egemenlikten Türkiye’den asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Birleşik Kıbrıs söylemlerini eleştiren Töre, Larnaka şehitlerini andı, anıtı yapan herkesi tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, bu tarihi günde anıt açılışına katılan herkese teşekkür ederek, yaşanan acıların unutulmaması için anıta emeği geçen herkesi tebrik etti.

Tatar, 11 şehidi andığı konuşmasında, yaşanan acıları hatırlattı, Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı katliamları anlattı.

Azerbaycan’ın mücadeleleri gibi KKTC’de de acılar çektiklerini, mücadele verdiklerini ifade eden Tatar, Azerbaycan heyetine anlamlı ziyaretten dolayı teşekkür etti, Aliyev’e sevgi saygılarını sundu.

Anıtın Kıbrıs Türk tarihinde önemli bir yere sahip olacağını ifade eden Tatar, bağımsız Türk devleti KKTC’yi ilelebet yaşatmak için Türkiye Azerbaycan ve Türk devletlerinin desteğini istediklerini belirtti.

Türkiye Cumhuriyetinin garantörlüğünün önemine işaret eden Tatar, evlerine ateş düşen ailelere sabırlar diledi, şehitleri andı.

“Azerbaycan kardeş devlettir” diyen Tatar, Aliyev’in KKTC’ye gösterdiği yakınlığa teşekkür etti, önemini iyi bildiklerini söyledi.

Konuşmaların ardından Din İşleri Temsilcisi tarafından şehitlerin anısına dua okundu ve Kayıp Otobüs Anıtı açıldı. Daha sonra lokma dağıtıldı.

Açılışta, 11 Şehit anısına 11 servi ağacı da, şehit ailelerinin yakınları tarafından dikildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam