Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, bu sabaha karşı İran’a yönelik gerçekleştirilen son saldırıyı kınadı. Öztürkler, bu eylemin uluslararası adalet sistemindeki çarpıklığın ve çifte standartların açık bir göstergesi olduğunu belirtti.

Öztürkler yaptığı yazılı açıklamada, Orta Doğu’daki sıcak çatışmaların küresel bir tehdide dönüştüğüne dikkat çekerek, sözde insan haklarını savunan devletlerin yalnızca kınamakla yetindiklerini, somut adım atmadıklarını kaydetti.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni de eleştiren Öztürkler, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkına karşı yıllardır sürdürdüğü dışlayıcı ve ayrımcı politikaların barış yerine gerilimi beslediğini söyledi.

Türkiye’nin kararlı duruşu ve desteği olmasaydı, benzer saldırıların Kıbrıs Türk halkının da başına gelebileceğini belirten Öztürkler, bunun en son örneğinin Gazze’de yaşandığına işaret etti.

-“Kendimizi artık Birleşmiş Milletler’in adaletine bırakamayacağımızı bir kez daha görmüş olduk”

Gazze ve İran’a yönelik saldırılarda Birleşmiş Milletler’in etkisiz kaldığını ifade eden Öztürkler, “BM artık sembolik bir unsur haline gelmiştir. İşlevselliğini büyük ölçüde yitirmiştir” dedi.

KKTC olarak adaletin yalnızca güçlülerin değil, tüm halkların hakkı olduğunu savunduklarını belirten Öztürkler, “Kendimizi artık Birleşmiş Milletler’in adaletine bırakamayacağımızı bir kez daha görmüş olduk” dedi.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, “Global sorunlar ve bölgede yaşanan İsrail – İran savaşına rağmen endişemiz, korkumuz yoktur” diyerek, hükümetin akla gelen tüm önlemleri aldığını ve Türkiye ile irtibat halinde gelişmeleri kesintisiz izlediğini vurguladı.

Yakın geçmişin en uzun süre görevde olan koalisyon hükümetinin Başbakanı olduğunu ifade eden Üstel, “Hükümeti kurduğumuz gün bize ömür biçenlerin, tümünün hesaplarını yanılttık. En az otuz yıl geriden gelen her türlü alt yapı nitelikli sorunları çözme yolunda ilerledik, ilerlemeye devam ediyoruz” dedi.

Günübirlik düşünen ve hareket eden bir hükümet anlayışına sahip olmadığının altını çizen Başbakan Üstel, KKTC’yi, kişisel politik kaygılarla değil devletin ve insanların, gençlerin geleceğini düşünerek yönettiklerini kaydetti.

Üstel yaptığı yazılı açıklamada, “UBP Genel Başkanı ve Başbakan olarak önce halkımıza, en içten, kardeşlik, birlik, beraberlik duygularımla teşekkür etmek istiyorum” dedi.

“İnsan hakları suçu nitelikli tüm izolasyonlara rağmen, hedeflerimize yürüyoruz” diyen Üstel, şunları kaydetti:

“Günübirlik düşünen ve hareket eden bir hükümet anlayışına sahip değilim. Devlet yönetiyoruz. Yönettiğimiz KKTC’yi, kişisel politik kaygılarla değil, devletimizin ve insanlarımızın, gençlerimizin geleceğini düşünerek yönetiyoruz. Eleştiriler var. Olmalıdır da… Unutulmasın, ne kadar çok iş yapılırsa, ille de eleştiri yapmak isteyenlere fırsat doğar. İş yapılmayan yerde eleştiri olmaz.”

-“Türkiye ile irtibat halinde gelişmeleri kesintisiz izliyoruz”

“Global sorunlar ve bölgemizde yaşanan İsrail – İran savaşına rağmen endişemiz, korkumuz yoktur” diyen Başbakan Üstel, “Hükümetimiz aklınıza gelen tüm önlemleri, öngörü kurgularıyla düşünüp almaktadır. Bizlerin şu anki öngörüsü, parçası olmasak da sıcak çatışmayla yüzleşmeyeceğimiz yönündedir. Türkiye ile irtibat halinde gelişmeleri kesintisiz izliyoruz” ifadelerini kullandı.

Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili varlığının yaşamsal öneminin, böylesi dönemlerde çok daha kolay anlaşıldığına dikkat çeken Başbakan Üstel, şunları kaydetti:

“Yıllar evvel dönemin Filistin Lideri Yaser Arafat’ın Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a ‘Keşke bizim de Anavatan Türkiye’niz gibi bir anavatanımız olsaydı’ özlü deyişini unutmadık, unutmayacağız.”

-“Kıbrıs Türk halkı nankör değildir”

“Özellikle Türk devletlerinde giderek artan bir sıcak ilgi görüyoruz. Ancak bize yalnızlığı hissettirmeyen Anavatanım Türkiye’dir” vurgusu yapan Üstel, “Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olan üzere Türkiye’nin tüm devlet yetkililerine ve Türk halkına sonsuz teşekkür etmek, halkımızın bize verdiği bir görevdir. Çünkü Kıbrıs Türk halkı nankör değildir” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı cuma günü adada konuk ettiklerini hatırlatan Üstel, Yılmaz’ın, Türkiye’nin büyük ölçekli meseleleriyle ilgilenirken, KKTC’de toplam yaşam kalitesini artırıcı projelere gösterdiği ilgi ve desteğin yaşamsal nitelikte olduğunu belirtti.

-“Yolumuz aydınlıktır”

Koalisyon hükümetinin, kendi olanaklarını pozitif bir anlayışla değerlendirdiğini kaydeden Başbakan Üstel, anavatan Türkiye ile nitelikli kardeşlik duyguları ve karşılıklı saygıyla korunan verimli yakınlıkla da, bilişim dünyasından, ulaşım alt yapısına oradan sağlığa kadar tarihi, yüz yıllarca ayakta duracak eserlerin KKTC’ye, Kıbrıs Türk halkına kazandırıldığını ifade etti, “Yolumuz aydınlıktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “ABD’nin, İran’daki nükleer tesisleri vurması bir kez daha ne kadar adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı açıkça göstermiştir” dedi.

Uluslararası adalete teslim olmanın büyük bir hata olacağını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi iradesine sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Önce İsrail, dün gece de ABD’nin İran nükleer tesislerine saldırısına işaret eden Tatar, “Dünyanın adaletine bel bağlayıp kendimizi teslim edersek, hakkımızı değil, huzur ve mutluluk adı altında bize sürekli sunulan zehirli elmayı kabul etmiş oluruz” dedi. Tatar, “dünyanın adaletinin zehirli bir elma” olduğunu vurguladı.

“‘Benim olabilir ama senin olamaz’ diyen kibirli bakış açısı”

Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı yazılı açıklamasında, küresel düzeydeki çifte standarda dikkat çekerek, bu anlayışın dünyayı büyük bir felakete sürüklediğini kaydetti.

“Benim olabilir ama senin olamaz” diyen kibirli bakış açısı ve “benim hakkım, senin değil” anlayışının dünyayı üçüncü dünya savaşının eşiğine getirdiğini belirten Tatar, “Beklentimiz bir an önce diplomasinin devreye girmesidir” dedi.

-“Batı dünyası kınamanın ötesine geçemiyor”

Uluslararası toplumun tepkisizliğini eleştiren Cumhurbaşkanı Tatar, Gazze’de yaşanan trajediye işaret etti:

“Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği bir dünyada yaşadığımızı unutmamamız gerekiyor. Bunu en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla görüyoruz.”

-“Güney komşumuz da İsrail’den farksız değil”

Kıbrıs Türk halkının, Güney Kıbrıs’tan kaynaklı tehditlerle de karşı karşıya olduğunu vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkı olarak, güney komşumuzun da İsrail’den farklı olmadığını çok iyi biliyoruz. Bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız.”

-“Dünyanın adaleti zehirli bir elmadır”

Uluslararası adalete teslim olmanın büyük bir hata olacağını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi iradesine sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Tatar, “Dünyanın adaletine bel bağlayıp kendimizi teslim edersek, hakkımızı değil, huzur ve mutluluk adı altında bize sürekli sunulan zehirli elmayı kabul etmiş oluruz” dedi.

-“Geleceğimizi kendi ellerimizle şekillendireceğiz”

Tatar açıklamasının sonunda, Kıbrıs Türk halkının bağımsız duruşuna ve geleceğine dair şu mesajı verdi:

“Oysa biz, Kıbrıs Türk halkı olarak, başkalarının yazdığı senaryolara mahkum değiliz. Kendi irademiz, birliğimiz ve kararlılığımızla yolumuza devam edeceğiz. Gerçek huzur ve güven, ancak kendi irademize ve haklarımıza sahip çıktığımızda mümkün olacaktır. Geleceğimizi başkalarının tasarımlarıyla değil, kendi ellerimizle ve ortak irademizle şekillendireceğiz.”