Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“KKTC olarak her daim Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmenin mutluluğu içerisindeyiz”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Erzincan Valisi Mehmet Makas’ı ziyaret ederek Erzincan Valiliği Toplantı Salonu’nda basın mensupları ile bir araya geldi.

Basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği söyleşide, Erzincan’da bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Erzincan’ın tarihinde şanlı bir geçmişin yattığını ve 1974’ten sonra Kıbrıs’a yerleşmiş soydaşlarımızın olduğunu belirterek Erzincan halkına sevgi ve saygılarını iletti.

Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerine şöyle devam etti;

“Türkiye Cumhuriyeti’nin eski başbakanlarından Binali Yıldırım’ın davetiyle Uluslararası Türk Sempozyumu’na KKTC Cumhurbaşkanı olarak katılmak üzere buradayım. Böylesine önemli bir toplantıda bulunmak için burada olmaktan onur duymaktayım.
Bizim milletimiz, tarihimiz, geçmişimiz, gönül birliğimiz binlerce yıl geriye gitmektedir. Hepimizin kökü ve soyu bellidir. Kıbrıs Adası 80.000 şehit verilerek Venediklilerden alınmış ve o zamanın devrinde 1 yıl süren mücadeleyle Osmanlı donanmasının Kıbrıs’ın etrafında yaptığı savaşlardan sonra Gazimağusa’nın ve Lefkoşa’nın fethiyle Kıbrıs’ın fethi tamamlanmıştır.

Tarihimize baktığımızda 350 yıl yani 3 buçuk asır Kıbrıs, Osmanlı egemenliğinde olmuş bir Türk adasıdır. Fakat oynanan uluslararası oyunlarla bu değerli adayı bizden alabilmek için her türlü hukuksuzluk, her türlü insan hakkı ihlali ve her türlü çirkinlikle Kıbrıs Türk halkı çok büyük haksızlıklara maruz kalmıştır. Ama her şeye rağmen direnebildik, mukavemetçi ruhuyla da Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kurduk. Anadolu’nun her zaman bize verdiği destekle Kıbrıs’taki varlığımızı bugünlere kadar sürdürebildik.

Bizim için dönüm noktası olan, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı’dır. 20 Temmuz’da Mehmetçiğin adaya çıkarma yapması ve mücahitlerle buluşması KKTC’nin temellerinin atılmasına vesile olmuştur. O günden sonra bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkmıştır.

Federal bir çatı altında Kıbrıs’ta nasıl bir antlaşma olur diye yıllarca süren müzakereler vardır. Kıbrıs Türk tarafı her zaman iyi niyetini ortaya koymuş ve uzlaşı arayışı içinde olmuştur. Şimdi de ABD’nin silah ambargosunu kaldırmasıyla tekrar silahlanma mesajı vermektedirler.

Biz KKTC olarak her daim Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmenin mutluluğu içerisindeyiz. Benim Cumhurbaşkanı seçilmemden sonra yeni bir dönem başlar. Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs’ı bir Yunan adası yapma niyetindedir ve Kıbrıs Türkü’nü asimile etmeye çalışmaktadır. Kıbrıs’ta bir antlaşma olacaksa mutlaka egemen eşitlik temelinde olacaktır. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesiyle ancak resmi müzakerelere geçilebileceği gerçeğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin de tam desteğiyle ben bütün bunları 27 Nisan 2021 tarihinde Cenevre’de ilk önce dünyanın ve BM’nin gündemine getirdim. Sonraki süreçte de bu yeni siyasetimizi paylaşmakla devam ediyoruz.
27 Eylül 2022’de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de yaptığı, ‘Kıbrıslı Türklerle eğer bir gelecek kurmak isterseniz önce Kıbrıslı Türklerin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünü tescil edeceksiniz. Kıbrıslı Türkler üzerinde uygulanmakta olan ambargo ve izolasyonlar artık bir zulme dönüşmüştür. Artık uluslararası topluma çağrıda bulunmak istiyorum, KKTC’yi tanıma vakti gelmiştir’ demesi, tarihi bir konuşmadır.”
Ege adalarından sonra Kıbrıs Adası’nda oynanan oyunları reddetmek, KKTC’yi yaşatmak ve Türkiye Cumhuriyeti ile her türlü iş birliğini sağlamanın çok önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta bir uzlaşının sadece adada yaşan Türkler ve Rumlar için değil, aynı zamanda Türk-Yunan dengesinin korunması bakımından da çok önemli olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Lozan Antlaşması’ndaki anlayışın 1960 Kıbrıs kuruluş antlaşmalarına kadar devam ettiğini belirterek Kıbrıs kuruluş antlaşmalarında da aynı şekilde Türk-Yunan dengesinin istikrar için devam ettirilmekte olduğunu dile getirdi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda garantör ülke olduğunu ifade ederek bu garantörlük hakları ile her zaman Kıbrıs Türkü’nün yanında olduğunu söyledi.

“Bütün Türk cumhuriyetlerinin Doğu Akdeniz’deki temsilcisiyiz”

“Bugün, Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu’na katılmak üzere Erzincan’da bulunmaktan dolayı mutluluk duymaktayım. Biz Türk devletleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle her zaman münasebetlerimizi devam ettirmekteyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin eski başbakanı Binali Yıldırım’a tekrar teşekkür ederim.

Biz KKTC olarak mücahit ruhuyla devlet kurduk. Bütün Türk cumhuriyetlerinin Doğu Akdeniz’deki temsilcisiyiz. Biz biriz, aynı milletin evlatlarıyız. 1974’ten sonra TSK’nın kolordusu KTBKK olarak adada vazifesini sürdürmektedir. Kimse bu çağda ne savaş ne çatışma ister. Gönülden geçen, bir uzlaşı ile hak ve çıkarlarımızın korunmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle KKTC’nin güçlenmesi temennimdir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, herkese teşekkür etti.
Ayhan Darcan

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam