Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KKTC’ye bugün 51 bin doz daha aşı ulaştı

Published

on

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi Başkanı Doç. Dr. Deren Oygar, Avrupa Birliği (AB) tarafından Kıbrıslı Türkler için gönderilen 40 bin doz AstraZeneca, 10 bin Pfizer-BioNTech ve bin doz Johnson&Johnson aşısının bugün KKTC’ye ulaştığını açıkladı.

Bugün teslim alınan aşılarla birlikte, Metehan sınır kapısından Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri aracılığıyla toplam 21 bin 50 doz Pfizer/BioNTech, 68 bin 700 doz AstraZeneca ve 29 bin doz Johnson&Johnson olmak üzere toplam 118 bin 850 doz aşı gelmiş oldu.

Türkiye’den ise bugüne kadar 340 bin Sinovac ve 10 bin 530 Pfizer/BioNTech marka olmak üzere 350 bin 530 doz aşı gönderildi.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, bugün teslim alınan aşılara ilişkin Sağlık Bakanlığında bir toplantı yapılarak, aşıların organizasyonunun, öncelikli olarak kimlerin faydalanabileceğinin değerlendirileceğini ve aşı merkezlerine gerekli bildirimin yapılacağını söyledi.

Sağlık Bakanlığı’nın bugünkü verileri itibarıyla, ülke nüfusunun yüzde 43’ü birinci doz, yüzde 40’ı ise her iki doz aşısını oldu.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele, ülkede yürütülen aşılanmadaki son durum ve ülkenin “Dijital Kovid Sertifikası” uygulamasına entegrasyonu hakkında yürütülen çalışmalara ilişkin Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulundu.

“VAKALAR BASKIN OLARAK İNGİLİZ VARYANTINDAN KAYNAKLI”

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, son zamanlarda ülkede yaşanan vaka sayılarındaki artışa ilişkin değerlendirmesinde, ülkedeki koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerinin gevşetilerek ülkenin turizme, Güney’den geçişlere açılması ve ülkenin kendi içinde yaşanan açılımlara işaret etti ve “ülkede açılma olunca vaka sayısında artış olmasının beklenen bir şey” olduğunu söyledi.

“AŞILI OLSAK BİLE ÖNLEMLERE UYMAYA DEVAM ETMELİYİZ”

Oygar, “Önlemlere uymaya devam etmemiz gerekiyor. Aşılı olsak bile maske ve sosyal mesafe kurallarına uymamız lazım. Kalabalık ortamlarda sosyal mesafe kalkınca bulaş daha fazla oluyor” dedi.

Deren Oygar, virüsün dünyada yayılan bulaşıcılığı yüksek Delta varyantının ülkede tespit edilmesiyle birlikte görülen vakalarda Delta varyantının yaygınlığının saptanması için tespit kitleri ile analizlerin yapılmaya devam edildiğini ve ayrıca sonuçların Türkiye’ye gönderilerek teyit edildiğini de anlattı. Ancak Oygar, ülkede şu an vakaların baskın olarak “İngiliz varyantından” kaynaklı olduğunu açıkladı.

“VAKALARDA 20-29 YAŞ GRUBU BİRİNCİ; 30-39 YAŞ GRUBU İKİNCİ SIRADA”

Sağlık Bakanı Müsteşarı Oygar, ülkede şu an, daha çok eğlence sektörü ile turistik aktivitelerin olduğu mekanlarda ve ayrıca öğrenciler ile genç nüfus arasında vakaların görüldüğünü belirterek, 20-29 yaş grubunun birinci ve 30-39 yaş grubunun ikinci sırada yer aldığını açıkladı. En az vaka görülen yaş grubunun ise 70 yaş ve üzeri olduğunu söyledi.

“HASTANEYE YATANLARIN YÜZDE 70’İ AŞISIZ”

Mayıs ayında daha fazla 3’üncü dünya ülke vatandaşları kaynaklı vakalar görülürken, şu an vakaların çoğunluğunun KKTC vatandaşı olduğunu kaydeden Oygar, ülkede şu an hastaneye yatışlarda vakaların yüzde 70’inin aşsız olduğunu da belirtti.

“SALGIN İLE MÜCADELEDE EN BÜYÜK SİLAH AŞILANMA”

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, ülkede son zamanlarda vakalardaki artış ışığında, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin geçen hafta bir takım yeni kararlar aldığını hatırlatarak, salgınla mücadelede “en büyük silahın” aşılanma olduğunu vurguladı.

Oygar, “Geçen hafta bazı tedbirleri artırdık. Aşılanmayı teşvik etmeye çalışıyoruz. Salgına karşı en büyük silah aşı, sonra maske takmak ve sosyal mesafe ile hijyene dikkat etmek. Aşılanarak toplumsal bağışıklık kazanarak bu virüsü yenebiliriz” diye konuştu.

“ÜLKEDE VAKA SAYILARINDAKİ ARTIŞA GÖRE TEDBİRLER ARTABİLİR… KAPANMA ŞU AN SÖZ KONUSU DEĞİL”

Oygar, ülkede Kovid-19 vaka sayılarındaki artışa göre tedbirlerin artırılabileceğine işaret etti, ancak şu an için ülkede bir kapanmanın söz konusu olmadığını söyledi.

Kapanmanın salgınla mücadelede ülkenin sağlık sisteminin yüklenmesiyle ilgili olduğunu ifade eden Oygar, bu konuda düzenli olarak değerlendirmeler yaptıklarını ve şu anda kapanmayı gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. Oygar, ülkede aşılanma ile birlikte vakaların hastalığı daha hafif geçirdiğini ve bunun sağlık sistemindeki yükü de azalttığına da işaret etti.

Aşı olan kişilere Kovid-19 önlemlerine uymayı bırakmama çağrısında da bulunan Oygar, “bazı bilimsel araştırmalara göre aşılı olan kişilerin bağışıklık sağlamasına rağmen bu kişilerin hastalığı hâlâ bulaştırabildiklerine” işaret etti.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, iki doz Kovid-19 aşısı olan ve üzerinden 6 ay geçmiş kişilerin bir doz hatırlatma (RAPEL) aşı yaptırabilmelerine ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi vererek, şu an sağlık çalışanlarının tümüne yakınının “hatırlatıcı doz” olarak bilinen 3’üncü doz aşılarının yapıldığını açıkladı.

Oygar, hatırlatma aşısı olan sağlık çalışanlarının çoğunluğunun Türkiye’den gönderilen Pfizer-BioNTech aşısı olduğunu, bazılarının ise ülkede mevcut olan Sinovac ya da AstraZeneca aşılarından olduğunu söyledi.

Oygar, sağlık çalışanlarının aşılanmasının ardından geriye kalan Pfizer-BioNTech aşılarının öncelikli gruplar arasında olan kronik hastalıkları bulunanlara ve 75 yaş üzeri kişilere yapıldığına da belirtti.

“AŞI GİRİŞİMLERİNDE DELTA VARYANTINA KARŞI ETKİLİ OLAN ÖNCELİKLİ AŞILARI BELİRTİYORUZ”

Oygar, 3’üncü doz aşı olacak kişilere hangi aşı uygulanacağına ilişkin, “İlk kural; hangi aşıyı bulabilirseniz onu yapın. En baştan beri politika olarak hangi aşı elimizde varsa, yaş ve risk gruplarını da gözeterek, adım adım aşılama yaptık. Bağışıklık kazanmak için hangi aşıyı bulabilirseniz onu yapın” dedi.

mRNA ve Viral Vektör aşılarının Delta varyantına “daha etkili” olduğuna dair çeşitli yayınların çıktığına işaret eden Deren Oygar, “Bunları değerlendiriyoruz ve biz de girişim yapıyoruz. Delta varyantına karşı etkili olması için öncelikli aşıları belirtiyoruz. Bu konuda çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.

Oygar, Türkiye’den gelecek aşılar konusunda cuma günü istişarelerde bulunduklarını ve hangi aşıların ve ne kadar doz aşının geleceğine dair geri bildirim beklediklerini de söyledi.

“BİRİNCİ ÖNCELİK HİÇ AŞI OLMAMIŞ KİŞİLERİN AŞILANMASI… TOPLUMUN BİR KISMI HENÜZ HİÇ AŞILANMADI”

Deren Oygar, 3’üncü doz aşının gerekliliği ile ilgili bilimsel bir veri olmadığını ancak hatırlatma dozunun bağışıklığı artıracağı yönünde bir görüş bulunduğuna işaret ederek, ülkeye yeterli sayıda aşıya ulaşmak için girişimlerin başlatıldığını ve aşıların gelmesiyle RAPEL aşıların yapılabileceğini söyledi.

Ancak Oygar, “Birinci öncelik hiç aşı olmamış kişilerin aşılanması. Şu an toplumun bir kısmı henüz hiç aşılanmadı. Ülkede toplumsal bağışıklığı sağlamak için nüfusun yüzde 50-60 aşılanması gerekiyor” diye konuştu.

Oygar, ülke genelindeki aşılanma programı kapsamındaki aşılamanın 16 yaş ve üstüne indiğini de söyledi. Dünya ilaç ajanslarının Kovid-19 aşısının 12 yaş üstüne aşı yapılmasına onay verildiğine işaret eden Oygar, ülkede 12-18 yaş gruplarının aşılanması için Bakanlık olarak aşı tedariki girişimlerini artırmaları gerekeceğini de belirtti.

“DİJİTAL KOVİD SERTİFİKASI”

Oygar, KKTC’de aşı olanların güvenli seyahatlerini kolaylaştırmak için ülkenin “dijital aşı sertifikası” sistemine entegrasyonuna ilişkin Bakanlık tarafından yürütülen çalışmalara ilişkin açıklamalarda da bulunarak, “Biz, Bakanlık olarak, bu konuda her türlü altyapı çalışmalarını tamamladık. Ada Pass, AB, Güney ve Türkiye’nin dijital aşı sertifika sistemlerindeki bilgileri görebilecek teknik altyapıya ulaştı. Bu konuda bilgi alışverişi yapabilecek teknik altyapı, QR kodu hazırdır” dedi.

Oygar, KKTC’de aşı olanların güvenli seyahatlerine imkan sağlayacak dijital Kovid sertifikası uygulamasına ülkenin entegre edilmesi konusunun; İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin bu hafta içi yapılması beklenen toplantısında ele alınacağını da söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, fiberoptik dönüşüm protokolü hakkında düzenlediği basın toplantısında, yapılan eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, projenin ülkenin dijital geleceği açısından hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Arıklı, “Fiber dönüşüm protokolü, tartışmaların ötesinde bir ihtiyaçtır. Bu adımın geciktiği her gün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dijital dünyadan biraz daha kopmaktadır. Hedefimiz çağdaş, güvenli ve güçlü bir haberleşme altyapısına sahip, verisini kendi yöneten bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşa etmektir. Bu hedef, kişisel veya kurumsal kaygıların üzerinde bir milli meseledir” dedi.

“Egemenliği zayıflatmıyor, güçlendiriyor”

Bakan Arıklı, projenin iletişim egemenliğini zayıflatmadığını, tam tersine güçlendirdiğini vurguladı. “Proje tamamlandığında, ülkemiz dışa bağımlı, eski ve güvenlik riski taşıyan bakır altyapıdan kurtulmuş olacak” diyen Arıklı, mevcut altyapıda bulunan yaklaşık 15 ila 30 milyon dolar değerindeki bakır tellerin de ülke ekonomisine kazandırılacağını belirtti.

“Evden eve fiber projesi tamamlandığında, bakır teller çıkarılıp Emlak ve Malzeme Ofisi Müdürlüğü vasıtasıyla satılacak ve elde edilen gelir Telefon Dairesi’nin ihtiyaçlarında kullanılacak” ifadelerini kullandı.

“Tüm mülkiyet devlette olacak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede yalnızca teknik destek vereceğini ve yatırım ortağı olarak yer alacağını söyledi.
“Kurulacak altyapının tüm mülkiyeti ve denetimi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti ve kurumlarına ait olacaktır. Egemenliğin devri değil, teknik kapasite artışı söz konusudur. Bu protokol, iki kardeş devlet arasında imzalanan stratejik bir teknik iş birliği anlaşmasıdır” dedi.

“Rekabet ortamı artacak, kazanan vatandaş olacak”

Arıklı, fiberoptik sistemle birlikte ülkede gerçek bir rekabet ortamı oluşacağını, internet servis sağlayıcılarının hizmet kalitesini artıracağını ve maliyetlerin düşeceğini ifade etti.
“Yeni altyapı, internet servis sağlayıcılarının rekabet gücünü artıracak, hizmet kalitesini yükseltecek ve maliyetleri düşürecektir. Tüm ulusal internet servis sağlayıcıları eşit koşullarda Türk Telekom’un kuracağı fiberoptik sistemden yararlanacak. Sonuçta kazanan vatandaş olacaktır” dedi.

BTHK’nın fiyatlandırmayı denetleyeceğini belirten Arıklı, “Saniyede 100 Mb internet için Türk Telekom’a en fazla ayda 18 dolar ödenecek. Avrupa’da bu rakam ortalama 25 ile 30 Euro arasındadır” diye konuştu.

“Türk Telekom ticari değil, stratejik ortak”

Arıklı, Türk Telekom’un projede hizmet sağlayıcı değil, stratejik ortak olduğunu söyledi:
“Türk Telekom, Türkiye Cumhuriyeti’nin güzide bir kurumudur. Bu yatırım ticari değil, stratejik bir adımdır. 2002 yılından beri devletin Türk Telekom’a 48 milyon dolarlık borcu bulunmasına rağmen, şirket bugüne kadar tek bir talepte bulunmamıştır. Bu da, projenin ticari değil, kardeşlik temelli olduğunun göstergesidir.”

“Bilişim Adası hedefi”

Bakan Arıklı, Kuzey Kıbrıs’ın 2030 yılına kadar “Bilişim Adası” olma hedefiyle ilerlediğini belirterek, “Türkiye’nin desteğiyle tamamlanacak bu altyapı, ülkemizin bilişim sektöründe önemli bir oyuncu olmasının önünü açacak. Brezilya yılda 253 milyar dolar bilişim geliri elde ediyor. Biz de kendi altyapımızı tamamladıktan sonra teşviklerle bu yönde ilerleyeceğiz” dedi.

Telefon Dairesi’nin eski gücüne kavuşacağını belirten Arıklı, “Şu anda 100 bin olan sabit hat abone sayısı 70 bine düştü. Yeni teknolojiyle birlikte Telefon Dairesi yeniden güçlü bir yapıya kavuşacak, daha kaliteli ve uygun hizmet sunabilecek” ifadelerini kullandı.

“Proje geleceğimize yatırımdır”

Bakan Arıklı, projeye ideolojik yaklaşıldığını, bazı kesimlerin bilgi sahibi olmadan karşı çıktığını belirterek, “Bu stratejik ve hayati öneme sahip projenin değersizleştirilmesi, hatta ihanet olarak nitelendirilmesi son derece üzücü ve kırıcıdır. Lütfen bu projeye halkımız sahip çıksın. Bu proje Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğidir” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), 31 Ekim itibarıyla dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 34 bin 887 TL olarak hesaplandığını açıkladı.

Kıbrıs İşçi ve Emekçi Sendikaları Federasyonu (KİEF) ve Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan açıklamasında, raporun Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi’nden alınan beslenme kalıbı ile İstatistik Kurumu’nun gönderdiği fiyat ortalamalarına dayanarak hazırlandığını belirtti.

Bengihan, sağlıklı beslenme için zorunlu gıda harcamaları tutarlarını şu şekilde açıkladı:

“Yetişkin kadın: günlük 300,94 TL – aylık 9 bin 28,20 TL, Yetişkin erkek: günlük 314,05 TL – aylık 9 bin 421,50 TL, 15-19 yaş çocuk: günlük 330,80 TL – aylık 9 bin 924 TL, 4-6 yaş çocuk: günlük 217,12 TL – aylık 6 bin 513,60 TL, toplam günlük bin 162,91 TL – aylık 34 bin 887 TL “

Bengihan, İstatistik Kurumunun açıkladığı enflasyon oranlarına değinerek, Ekim ayında enflasyonun yüzde 1,09; Temmuz–Ekim dönemini kapsayan dört aylık hayat pahalılığı oranının ise yüzde 16,01 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.

Bengihan, bu oranların hesaplanmasında kullanılan tüketici fiyatları endeksi sepetinin güncelliğini yitirdiğini ve açıklanan oranların gerçek hayat pahalılığını yansıtmadığını savundu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Turan Büyükyılmaz, mecliste yaşanan nisap sorununa ilişkin CTP’ye ağır eleştirilerde bulundu.

Büyükyılmaz, KIBRIS Tv’de yayınlanan Kıbrıs’ta Sabah programına katıldı, Eda Alisinanoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Meclis’te pazartesi ve Salı günler yaşanan nisap sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükyılmaz, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne eleştirilerde bulundu.

“Bu bir fırsat kaçakçılığıydı” diyen Büyükyılmaz, bunun hoş olmadığını söyledi. Salı günü hükümetin eksikliklerini ifade ettikleri muhalefetin günü olduğuna vurgu yapan Büyükyılmaz, bunu yapmak yerine CTP’nin meclisi kilitlemeyi tercih ettiğini söyledi.

“Bugün bu hükümet vardır, yarın CTP’nin olacağı bir hükümet söz konusu olabilecektir, bu duruşla ayni sorunlar onları da bekliyor olabilecektir” diyen Büyükyılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018 yılında kurulan dörtlü hükümet çok defalar nisap sorunları yaşadı ve bizim YDP olarak bir çok defa nisaba destek verdiğimizi ben çok iyi biliyorum. Bu şekilde meclisi kilitlemek çok sağlıklı değil. Görünüyor ki cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Tufan Erhürman’ın aldığı yüzde 62,3 oyu CTP sahipleniyor. Bir erken genel seçime gidilirse buradan zaferle ayrılacaklarını düşünüyorlar. Oysa bu oylar onların değildir.”
CTP’nin bu ülkede alabileceği oyun belli olduğunu savunan Büyükyılmaz, zaman zaman halkın UBP ve ortaklarını cezalandırdığını anımsattı. CTP’nin hükümetten gitmesi sonrasında büyük başarısızlığı neticesinde 12 milletvekiline gerilediğini hatırlatan Büyükyılmaz, “Hükümette olan partiler, ilk seçimde bunun bedelini ödüyor. Bu düşünceden yola çıkan CTP erken seçime gitmek istiyor. UBP ise 2027’ye kadar işleri toparlayıp seçime gitme noktasında duruyor.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam