Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KKTC’ye bugün 51 bin doz daha aşı ulaştı

Published

on

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi Başkanı Doç. Dr. Deren Oygar, Avrupa Birliği (AB) tarafından Kıbrıslı Türkler için gönderilen 40 bin doz AstraZeneca, 10 bin Pfizer-BioNTech ve bin doz Johnson&Johnson aşısının bugün KKTC’ye ulaştığını açıkladı.

Bugün teslim alınan aşılarla birlikte, Metehan sınır kapısından Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri aracılığıyla toplam 21 bin 50 doz Pfizer/BioNTech, 68 bin 700 doz AstraZeneca ve 29 bin doz Johnson&Johnson olmak üzere toplam 118 bin 850 doz aşı gelmiş oldu.

Türkiye’den ise bugüne kadar 340 bin Sinovac ve 10 bin 530 Pfizer/BioNTech marka olmak üzere 350 bin 530 doz aşı gönderildi.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, bugün teslim alınan aşılara ilişkin Sağlık Bakanlığında bir toplantı yapılarak, aşıların organizasyonunun, öncelikli olarak kimlerin faydalanabileceğinin değerlendirileceğini ve aşı merkezlerine gerekli bildirimin yapılacağını söyledi.

Sağlık Bakanlığı’nın bugünkü verileri itibarıyla, ülke nüfusunun yüzde 43’ü birinci doz, yüzde 40’ı ise her iki doz aşısını oldu.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele, ülkede yürütülen aşılanmadaki son durum ve ülkenin “Dijital Kovid Sertifikası” uygulamasına entegrasyonu hakkında yürütülen çalışmalara ilişkin Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulundu.

“VAKALAR BASKIN OLARAK İNGİLİZ VARYANTINDAN KAYNAKLI”

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, son zamanlarda ülkede yaşanan vaka sayılarındaki artışa ilişkin değerlendirmesinde, ülkedeki koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerinin gevşetilerek ülkenin turizme, Güney’den geçişlere açılması ve ülkenin kendi içinde yaşanan açılımlara işaret etti ve “ülkede açılma olunca vaka sayısında artış olmasının beklenen bir şey” olduğunu söyledi.

“AŞILI OLSAK BİLE ÖNLEMLERE UYMAYA DEVAM ETMELİYİZ”

Oygar, “Önlemlere uymaya devam etmemiz gerekiyor. Aşılı olsak bile maske ve sosyal mesafe kurallarına uymamız lazım. Kalabalık ortamlarda sosyal mesafe kalkınca bulaş daha fazla oluyor” dedi.

Deren Oygar, virüsün dünyada yayılan bulaşıcılığı yüksek Delta varyantının ülkede tespit edilmesiyle birlikte görülen vakalarda Delta varyantının yaygınlığının saptanması için tespit kitleri ile analizlerin yapılmaya devam edildiğini ve ayrıca sonuçların Türkiye’ye gönderilerek teyit edildiğini de anlattı. Ancak Oygar, ülkede şu an vakaların baskın olarak “İngiliz varyantından” kaynaklı olduğunu açıkladı.

“VAKALARDA 20-29 YAŞ GRUBU BİRİNCİ; 30-39 YAŞ GRUBU İKİNCİ SIRADA”

Sağlık Bakanı Müsteşarı Oygar, ülkede şu an, daha çok eğlence sektörü ile turistik aktivitelerin olduğu mekanlarda ve ayrıca öğrenciler ile genç nüfus arasında vakaların görüldüğünü belirterek, 20-29 yaş grubunun birinci ve 30-39 yaş grubunun ikinci sırada yer aldığını açıkladı. En az vaka görülen yaş grubunun ise 70 yaş ve üzeri olduğunu söyledi.

“HASTANEYE YATANLARIN YÜZDE 70’İ AŞISIZ”

Mayıs ayında daha fazla 3’üncü dünya ülke vatandaşları kaynaklı vakalar görülürken, şu an vakaların çoğunluğunun KKTC vatandaşı olduğunu kaydeden Oygar, ülkede şu an hastaneye yatışlarda vakaların yüzde 70’inin aşsız olduğunu da belirtti.

“SALGIN İLE MÜCADELEDE EN BÜYÜK SİLAH AŞILANMA”

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, ülkede son zamanlarda vakalardaki artış ışığında, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin geçen hafta bir takım yeni kararlar aldığını hatırlatarak, salgınla mücadelede “en büyük silahın” aşılanma olduğunu vurguladı.

Oygar, “Geçen hafta bazı tedbirleri artırdık. Aşılanmayı teşvik etmeye çalışıyoruz. Salgına karşı en büyük silah aşı, sonra maske takmak ve sosyal mesafe ile hijyene dikkat etmek. Aşılanarak toplumsal bağışıklık kazanarak bu virüsü yenebiliriz” diye konuştu.

“ÜLKEDE VAKA SAYILARINDAKİ ARTIŞA GÖRE TEDBİRLER ARTABİLİR… KAPANMA ŞU AN SÖZ KONUSU DEĞİL”

Oygar, ülkede Kovid-19 vaka sayılarındaki artışa göre tedbirlerin artırılabileceğine işaret etti, ancak şu an için ülkede bir kapanmanın söz konusu olmadığını söyledi.

Kapanmanın salgınla mücadelede ülkenin sağlık sisteminin yüklenmesiyle ilgili olduğunu ifade eden Oygar, bu konuda düzenli olarak değerlendirmeler yaptıklarını ve şu anda kapanmayı gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. Oygar, ülkede aşılanma ile birlikte vakaların hastalığı daha hafif geçirdiğini ve bunun sağlık sistemindeki yükü de azalttığına da işaret etti.

Aşı olan kişilere Kovid-19 önlemlerine uymayı bırakmama çağrısında da bulunan Oygar, “bazı bilimsel araştırmalara göre aşılı olan kişilerin bağışıklık sağlamasına rağmen bu kişilerin hastalığı hâlâ bulaştırabildiklerine” işaret etti.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Oygar, iki doz Kovid-19 aşısı olan ve üzerinden 6 ay geçmiş kişilerin bir doz hatırlatma (RAPEL) aşı yaptırabilmelerine ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi vererek, şu an sağlık çalışanlarının tümüne yakınının “hatırlatıcı doz” olarak bilinen 3’üncü doz aşılarının yapıldığını açıkladı.

Oygar, hatırlatma aşısı olan sağlık çalışanlarının çoğunluğunun Türkiye’den gönderilen Pfizer-BioNTech aşısı olduğunu, bazılarının ise ülkede mevcut olan Sinovac ya da AstraZeneca aşılarından olduğunu söyledi.

Oygar, sağlık çalışanlarının aşılanmasının ardından geriye kalan Pfizer-BioNTech aşılarının öncelikli gruplar arasında olan kronik hastalıkları bulunanlara ve 75 yaş üzeri kişilere yapıldığına da belirtti.

“AŞI GİRİŞİMLERİNDE DELTA VARYANTINA KARŞI ETKİLİ OLAN ÖNCELİKLİ AŞILARI BELİRTİYORUZ”

Oygar, 3’üncü doz aşı olacak kişilere hangi aşı uygulanacağına ilişkin, “İlk kural; hangi aşıyı bulabilirseniz onu yapın. En baştan beri politika olarak hangi aşı elimizde varsa, yaş ve risk gruplarını da gözeterek, adım adım aşılama yaptık. Bağışıklık kazanmak için hangi aşıyı bulabilirseniz onu yapın” dedi.

mRNA ve Viral Vektör aşılarının Delta varyantına “daha etkili” olduğuna dair çeşitli yayınların çıktığına işaret eden Deren Oygar, “Bunları değerlendiriyoruz ve biz de girişim yapıyoruz. Delta varyantına karşı etkili olması için öncelikli aşıları belirtiyoruz. Bu konuda çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.

Oygar, Türkiye’den gelecek aşılar konusunda cuma günü istişarelerde bulunduklarını ve hangi aşıların ve ne kadar doz aşının geleceğine dair geri bildirim beklediklerini de söyledi.

“BİRİNCİ ÖNCELİK HİÇ AŞI OLMAMIŞ KİŞİLERİN AŞILANMASI… TOPLUMUN BİR KISMI HENÜZ HİÇ AŞILANMADI”

Deren Oygar, 3’üncü doz aşının gerekliliği ile ilgili bilimsel bir veri olmadığını ancak hatırlatma dozunun bağışıklığı artıracağı yönünde bir görüş bulunduğuna işaret ederek, ülkeye yeterli sayıda aşıya ulaşmak için girişimlerin başlatıldığını ve aşıların gelmesiyle RAPEL aşıların yapılabileceğini söyledi.

Ancak Oygar, “Birinci öncelik hiç aşı olmamış kişilerin aşılanması. Şu an toplumun bir kısmı henüz hiç aşılanmadı. Ülkede toplumsal bağışıklığı sağlamak için nüfusun yüzde 50-60 aşılanması gerekiyor” diye konuştu.

Oygar, ülke genelindeki aşılanma programı kapsamındaki aşılamanın 16 yaş ve üstüne indiğini de söyledi. Dünya ilaç ajanslarının Kovid-19 aşısının 12 yaş üstüne aşı yapılmasına onay verildiğine işaret eden Oygar, ülkede 12-18 yaş gruplarının aşılanması için Bakanlık olarak aşı tedariki girişimlerini artırmaları gerekeceğini de belirtti.

“DİJİTAL KOVİD SERTİFİKASI”

Oygar, KKTC’de aşı olanların güvenli seyahatlerini kolaylaştırmak için ülkenin “dijital aşı sertifikası” sistemine entegrasyonuna ilişkin Bakanlık tarafından yürütülen çalışmalara ilişkin açıklamalarda da bulunarak, “Biz, Bakanlık olarak, bu konuda her türlü altyapı çalışmalarını tamamladık. Ada Pass, AB, Güney ve Türkiye’nin dijital aşı sertifika sistemlerindeki bilgileri görebilecek teknik altyapıya ulaştı. Bu konuda bilgi alışverişi yapabilecek teknik altyapı, QR kodu hazırdır” dedi.

Oygar, KKTC’de aşı olanların güvenli seyahatlerine imkan sağlayacak dijital Kovid sertifikası uygulamasına ülkenin entegre edilmesi konusunun; İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin bu hafta içi yapılması beklenen toplantısında ele alınacağını da söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam