ABD Başkanı Donald Trump, ülkede süpersonik uçuşların geliştirilmesi üzerine çalışmaları teşvik etmek ve insansız hava araçları (İHA) endüstrisinde Çin ile rekabet edecek güce erişmek için bazı kararnamelere imza attı.

Beyaz Saray’dan yapılan yazılı paylaşımda, Trump’ın, Oval Ofis’te düzenlenen törende imzaladığı yürütme emirleriyle, ABD’de süpersonik uçuşların yeniden önünü açılması ve İHA’lara yönelik kısıtlamaların hafifletilmesi yoluyla Çin’le rekabette zorlanan sektörün desteklenmesinin amaçlandığı belirtildi.

Trump’ın yürütme emirleri, operatörlerin hem ticari hem de kamu güvenliği görevleri için bu hava araçlarını görüş alanlarının ötesinde uçurmalarına izin veren yeni bir kuralı hızlıca yürürlüğe koymasını ve Federal Havacılık İdaresi (FAA) yöneticisine İHA muafiyet incelemelerini hızlandırmak için yapay zekayı konuşlandırmasını emrediyor.

Söz konusu yürütme kararlarının imzalanmasıyla dron teknolojisine yapılacak yatırımlar sayesinde ABD’nin yerel kolluk kuvvetleri, haydut insansız hava araçlarını düşürmek için daha fazla yetkiye sahip oldu.

FAA için 1973’te karadan süpersonik hava taşımacılığına getirilen yasağın kaldırılması talimatının da yer aldığı kararnameler, “elektrikli dikey kalkış ve iniş (eVTOL) uçaklarının test edilmesine yönelik” adımlar atmayı da hedefliyor.

Air France’a ait bir Concorde uçağının Temmuz 2000’de Paris’te meydana gelen kazada, toplam 113 kişinin ölümüne yol açmasından bir süre sonra bu uçaklar kullanımdan kaldırılmıştı.

Siber güvenlik ve ABD hava sahasının güçlendirilmesi için de iki kararname imzalandı
Trump’ın imzaladığı diğer iki kararnamenin, ABD siber güvenliğini güçlendirmeyi ve Amerikan hava sahası egemenliğini sağlamayı amaçladığı belirtildi.

Beyaz Saray’ın açıklamasında, “Başkan Donald J. Trump yabancı siber tehditlere karşı kritik korumalara odaklanarak ve güvenli teknoloji uygulamalarını geliştirerek ülkenin siber güvenliğini güçlendirmek için bir Yürütme Emri imzaladı.” ifadelerine yer verildi.

Söz konusu emir sayesinde, eski ABD Başkanları Barack Obama ve Joe Biden döneminde imzalanan ilgili kararnamelerin sorunlu bölümlerinin değiştirildiği vurgulandı.

ABD hava sahasını güçlendirmeyi amaçlayan kararname sayesinde ise uyuşturucu kartellerinin, ABD sınırlarından uyuşturucu madde sokma, hapishanelere kaçak mal teslim etme, kolluk kuvvetlerini gözetleme gibi faaliyetlerinin engelleneceği kaydedildi.

Bilim insanları, Çin’de keşfedilen tehlikeli yeni koronavirüsün yeni bir pandemiye yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Amerikalı araştırmacılar, yeni tip coronavirüsün, insanlarda enfeksiyona ve salgınlara yol açabilecek seviyeye ulaşmasına yalnızca “küçük bir mutasyon” uzaklıkta olduğunu söylüyor.

Endişeleri artıran bir diğer unsur ise, bu patojenin MERS virüsüne genetik olarak oldukça yakın olması.

Bulgular, virüsün sivri proteinine yapılacak küçük bir değişikliğin, virüsün insanların boğazında, ağzında ve burnunda bulunan insan ACE2 hücrelerine bağlanmasını sağlayabileceğini ortaya koyuyor.

Hastalık şimdilik sadece yarasalar arasında yayılıyor; ancak uzmanlar Çin’deki düzenlenmemiş yaban hayatı ticaretinin yayılma riskini artırdığından endişe ediyor.

Binlerce Müslümanlar, Kurban bayramı namazını kılmak için Müslümanların ilk kıblesi olan Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’ya akın etti.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamaya göre, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’da 80 bin kişi bayram namazı kıldı.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün uzak mahalleleri ile İsrail’e bağlı Filistin kentlerinden Mescid-i Aksa’ya gelmek isteyen Filistinliler, Harem-i Şerif’in içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesine çıkan yollarda araçlarıyla uzun kuyruklar oluşturdu.

Bayram namazı öncesi Mescid-i Aksa’nın kapılarında bulunan İsrail polisleri, Filistinlilere kimlik kontrolü yaptı, bazılarının girişine izin vermedi.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ve teşrik tekbirleriyle bayram namazına kadar Mescid-i Aksa’da bekleyen on binlerce Müslüman, namazdan sonra okunan bayram hutbesini dinledi.

Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh Yusuf Ebu Suneyne tarafından okunan bayram hutbesinde, İsrail’in Gazze Şeridi’nde neden olduğu insanlık felaketine dikkat çekildi.

– Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor

Ürdün, 1994’te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs’teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor.

2013’te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı da Ürdün’e verildi.

Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa’yı ziyaret eden Yahudiler, 2003’ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail’in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.

İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak tanımlıyor.

Tel Aviv yönetimi, Mescid-i Aksa’da “sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği” tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.

Ancak fanatik Yahudilerin, İsrail polisi korumasında Harem-i Şerif’e düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.

Mescid-i Aksa’da İsrail polisinin Müslümanlara yönelik kısıtlamaları 7 Ekim 2023’ten beri devam ediyor.