Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Kral Tepesi’ndeki kazılarda gün yüzüne çıkarılan eser sayısı bini aştı

Published

on

Tesadüfen başlayan serüven Kıbrıs’ta Neolitik Dönem ve Geç Tunç Çağı’na ışık tutuyor

2014 yılında açığa çıkartılan tunç istif, Doğu Akdeniz coğrafyasındaki en büyük istiflerden biri

Hedef, adanın kültürel mirasını kayıt altına alıp koruyarak, geçmişi aydınlatarak, sürdürülebilir bir yapı içerisinde geleceğe aktarmak

DAÜ Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Bülent Kızılduman Kral Tepesi kazıları hakkında TAK’a konuştu.

Kaleburnu, 25 Ağustos 24 (TAK): Karpaz bölgesinde, Kaleburnu köyünde bulunan Kral Tepesi’ndeki arkeolojik kazı çalışmaları, pandemi sürecinin ardından ilk kez bu yıl yeniden yapılıyor.

2005 yılında başlayan ve aralıklarla bugüne kadar devam eden kazılarda ortaya çıkarılan eski eser sayısı ise bini aştı.

Bölgenin 2004 yılında tesadüfen keşfedilmesiyle başlayan serüven, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi projesi, TC Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği (KEİ) Ofisi finansmanı ve Eski Eserler ve Müzeler Dairesi denetiminde devam ediyor.

Kral Tepesi, Kaleburnu köyünün geçmişinin 6 bin yıl önceye gittiğini gösteren Neolitik Dönem ve 3 bin 200 yıl öncesine dayanan Geç Tunç Çağı’na ışık tutuyor. Kıbrıs’ın ilk kez Akdeniz dünyasında bir baş aktör olarak sahneye çıkışı da “bakırın pazarlanmasıyla” Geç Tunç Çağı’na denk geliyor.

Bölgede 2014 yılında açığa çıkartılan tunç istif, Doğu Akdeniz coğrafyasındaki en büyük istiflerden biri olarak göze çarparken, bu ticaret anlamında Doğu Akdeniz coğrafyası ile Kral Tepesi’nin bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bunun en önemli delillerinden bir tanesi de Anadolu-Kıbrıs ilişkileri…

Kaleburnu’nun geçmişin toplumsal, siyasal örgütlenme yapısı içinde bir merkez ve bir nevi krallık gibi bölgeye egemen olduğu da öne çıkan bulgular arasında yer alıyor.

Bölgede bulunan 25 kişilik ekip, sadece arkeolojik kalıntıları değil insanların nasıl konutlarda yaşadığını, hangi çanak-çömlek kapları, taş aletleri kullandığını, ne yediklerini, ne içtiklerini, hangi hayvanları avladıklarını, ne ektiklerini, ne biçtiklerini, Kıbrıs’a nereden geldiklerini ve nereye göç verdiklerini de öğrenmeye çalışıyor.

Arkeolojiyi, “idealist insanların mesleği” olarak niteleyen DAÜ Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Bülent Kızılduman, çalışmalarını Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı.

-Tesadüfi ilk keşif 2004 yılında…

Bölgenin ilk keşfinin 2004 yılında olduğunu ifade eden Kızılduman, DAÜ’den iki akademisyenin, bölgede doğa yürüyüşü yaparken, tesadüfen tepeye çıktığını ve kaldırdıkları taşın altında çok sayıda tunçtan eser gördüğünü dile getirdi.

Kızılduman, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi yetkilileriyle birlikte bölgeye giderek, kalıntıların gerçekten geçmişin kalıntıları olduğunu tespit ettiklerini ve bunun üzerine ilk kez 2005 yılında Kral Tepesi’nde arkeoloji projesi başlattıklarını belirtti.

İlk etapta 2006’ya kadar Avrupa’dan farklı yerlerden finansman bulunduğunu ancak daha sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin resmen devreye girişiyle birlikte yaptığı baskılar sonucunda Avrupa’daki finansman kaynaklarının kaybedildiğini dile getiren Kızılduman, yerli ölçekte buldukları kaynaklarla projeye devam ettiklerini, son yıllarda ise KEİ Ofisi’nin sağladığı finansmanla kazı çalışmalarının sürdüğünü söyledi. KEİ Ofisine teşekkür eden Kızılduman, “Onların desteği sayesinde proje yeniden hayat buldu” dedi.

-Pandemi süreci sonrasındaki ilk kazı çalışması

Pandemi sürecinin ardından kazı çalışmalarının bu yıl yeniden başladığını ifade eden Kızılduman, 2005 yılından bugüne kesintilere uğrayarak, devam eden çalışmaların Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin denetiminde ve kontrolünde yapıldığını belirtti.

Bu yıl 15 Temmuz’da ilk olarak Kazı Evinde (kamp alanı) bakım ve onarım, bir hafta sonra ise arazi çalışmalarının başladığını kaydeden Kızılduman, arazi çalışmalarının 30 Ağustos’ta sona ereceğini ifade etti ve süreci şöyle özetledi:

“Beş günlük bir dokümantasyon çalışmasının ardından bütün bulduğumuz eserleri Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’ne teslim edeceğiz. Projeden sonra Daireden gerekli izinleri alınarak, Üniversitenin veya Dairenin uygun gördüğü mekanlarda restorasyon, konservasyon süreçleri devam edecek. Bu meşakkatli ve uzun bir süreç yani sadece arazide kazmak, kazıp, çıkarmak değil bulunan eserlerin restorasyon ve konservasyonunun yapılması ve sürdürülebilir bir yapıda geleceğe aktarılabilmesi için tüm süreçlerin tamamlanması gerekiyor.

-“Hedefimiz adanın kültürel mirasını kayıt altına alıp, geçmişi aydınlatarak, sürdürülebilir bir yapı içerisinde geleceğe aktarmak”

“Bizim hedefimiz adanın kültürel mirasını kayıt altına alıp, geçmişi aydınlatarak, sürdürülebilir bir yapı içerisinde geleceğe aktarmak” diyen Bülent Kızılduman, şu andaki Kral Tepesi kazı ekibinin toplam 25 kişiden oluştuğunu söyledi. Kızılduman, ekipte, arkeolog, antropolog, sanat tarihçi, restoratör, konservatör, mimar, biyolog olmak üzere farklı disiplinlerden gelen kişiler bulunduğunu ifade etti.

Kızılduman, “Geçmişi araştırıyoruz ama biz sadece arkeolojik kalıntılar veya insanın elinden çıkmış kalıntıları araştırmıyoruz, biz aynı zamanda insanların geçmişte ne yediğini, ne içtiğini ve ekolojik çevreyi de araştırıyoruz” diye konuştu.

-Kral Tepesi’nde iki farklı dönem… Kaleburnu köyünün geçmişi 6 bin yıl öncesine dayanıyor

Kral Tepesi’nde iki farklı dönem olduğunu dile getiren Kızılduman, bir tanesinin Kaleburnu köyünün geçmişinin 6 bin yıl öncesine gittiğini gösteren Çanak Çömlekli Neolitik yani seramikli Neolitik Dönem, diğerinin ise 3 bin 200 yıl öncesine dayanan Geç Tunç Çağı olduğunu söyledi.

Çanak Çömlekli Neolitik Dönemle ilgili Karpaz Yarımadası’nda bilimsel kazı yapılan hiçbir yer olmadığını kaydeden Kızılduman, insanların nasıl konutlarda yaşadığını, hangi çanak çömlek kapları, taş aletleri kullandığını, ne yediklerini, ne içtiklerini, hangi hayvanları avladıklarını, ne ektiklerini-biçtiklerini, Kıbrıs’a nereden geldiklerini ve deniz aşırı hangi bölgelere ulaştıklarını öğrenmeye çalıştıklarını belirtti.

-Bakırın pazarlanması ve Kıbrıs’ın ilk kez Akdeniz dünyasında sahneye çıkışı

Geç Tunç Çağı’nın ise bambaşka bir dönem olduğunu ifade eden Bülent Kızılduman, Kıbrıs’ın ilk kez Akdeniz dünyasında bir baş aktör olarak sahneye çıkışının “bakırın pazarlanmasıyla” bu dönemde olduğunu söyledi. Bu pazarlama süreciyle Kıbrıs bakırı ve ürünlerinin Akdeniz hinterlandında çok geniş bir coğrafyaya yayıldığını belirti. Bülent Kızılduman, Kral Tepesi’ndeki tunç ürünlerinin benzerlerinin Suriye, Filistin, Lübnan, Anadolu, Mısır, Kıta Yunanistan, Sicilya, Sardinya’ya kadar oldukça geniş bir coğrafyada görüldüğünü kaydetti.

Geç Tunç Çağı’nda tarihte ilk Kıbrıs Kralı olarak adlandırılan Kuşmeşuşa’nın hüküm sürdüğü yıllarda daha küçük ölçekli krallıklardan bir tanesinin de olasılıkla Kral Tepesi’nde olduğunu ifade eden Kızılduman, Kral Tepesi’nin diğer adının “Vasili” olduğunu söyledi.

-“Doğu Akdeniz coğrafyasındaki en büyük istiflerden biri”

Çalışmalar sonucunda Kaleburnu’nun geçmişin toplumsal, siyasal örgütlenme yapısı içerisinde bir merkez olduğunu ve bu merkezin oldukça etkin, bir nevi krallık gibi bölgeye egemen olduğunu öğrendiklerini dile getiren Kızılduman, buluntu olarak 2014 yılında açığa çıkartılan tunç istifin ise Doğu Akdeniz coğrafyasındaki en büyük istiflerden birisi olduğunu vurguladı.

Kızılduman, “istif”i, insanların toplu olarak satmak veya başka amaçlar için sakladığı eserler olarak tanımladı.

2014 yılındaki istif içinde bulunan 112 tunçtan eserin çok önemli ve değerli olduğunu kaydeden Kızılduman, “Çünkü bu bize ticaret anlamında Doğu Akdeniz coğrafyası ile Kral Tepesi’nin bağlantılı olduğunu gösteriyor… Bunun en önemli delillerinden bir tanesi Anadolu-Kıbrıs ilişkileri” diye konuştu.

-“Eserleri lokal bir müzede sergilemek istiyoruz”

Eserleri, çıktığı yerde lokal bir müzede sergilemek istediklerini ifade eden Kızılduman, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nun direktifleri doğrultusunda müze için de çalıştıklarını belirtti. Kızılduman, müzenin, Kıbrıs’taki birçok müzeden farklı olarak çağdaş, bilimsel bir yapıya sahip olacağını ve okul öncesi eğitimden, görme engellilere kadar geniş kapsamda ele alınacağını söyledi.

-“Uzun yıllar daha Kral Tepesi’nde ve farklı alanlarda arkeolojik çalışmalar yapmaya devam edeceğiz”

Çalışmaların ne kadar süreceği sorusu üzerine Kızılduman, şöyle konuştu:

“Arkeolojiden hiçbir zaman umduğunuzu, beklentinizi alamazsınız. O size kendi istediğini verir, kendi içerisindekini size sunar. Şu anda toprak altında ne olduğunu bilemiyoruz. Evet, bir bilim insanı olarak buna yönelik tahminlerde bulunabiliyorum ve şu anda gördüğüm kadarıyla oldukça uzun yıllar daha biz bu bölgede Kral Tepesi’nde ve farklı alanlarda arkeolojik çalışmalar yapmaya, geçmişi aydınlatmaya devam edeceğiz.”

DAÜ olarak Bakanlık ile birlikte bölgeye bilimsel bağlamda bir yatırım yaptıklarını vurgulayan Kızılduman, bunun kendisinden sonra genç arkeologların takip edeceği bir süreç olacağını ifade etti.

-Bir sonraki arazi çalışması planı 2025 yılının Temmuz ayında

Bir sonraki arazi çalışmasının 2025 yılının Temmuz ayında yapılmasının planlandığını dile getiren Kızılduman, gelecek yıl iki aylık bir çalışma yapmak istediklerini söyledi. “Biz sadece araziden çıkan eserleri alıp, depolara koymuyoruz” diyen Kızılduman, diğer aşamaların gelecek yıla kadar aralıksız devam edeceğini vurguladı.

Arkeolojinin sorumluluğu çok yüksek bir bilim dalı olduğuna dikkat çeken Bülent Kızılduman, “Arkeoloji geçmişi aydınlatmaya çalışıyor ama geçmişi aydınlatmaya çalışırken, oldukça dikkatli davranılması ve bütün çalışmaların bilimsel olarak yürütülmesi gerekiyor” dedi.

Araziye çıkmanın oldukça meşakkatli ve zor olduğunu ifade eden Kızılduman, “Yazın sıcağı değil, yazın yorucu temposu değil, Kral Tepesi arazi açısından da dünyada yüz tane çok zor yer varsa arkeologların çalışabileceği, o yüzün içerisinde yer alıyor” diye konuştu. Bülent Kızılduman, bu zorluğu dile getirirken, 2014 yılında Kral Tepesi’nde ki çalışmalar sırasında yaşamını yitiren Alman Arkeolog Lothar Johann Fritz Herling’i de andı.

-“Arkeoloji idealist insanların mesleği”

“Arkeolog olması gereken kişinin idealist olması gerekiyor. Arkeoloji idealist insanların mesleğidir. Hayata sıkı sıkıya bağlı olan tutkuları peşinde koşan insanların mesleğidir” diyen Bülent Kızılduman, Kral Tepesi’ndeki ekip içerisinde yer alan herkesin o tutkunun peşinden koşan, idealist insanlar olduğunu söyledi. Kızılduman, özellikle arazi çalışmalarını yürüten, güneş altında büyük bir özveriyle, tehlikelere karşı çalışan kişilerin bu hayatta görülebilecek en idealist insanlardan bazılarını oluşturduğunu vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

5 milyar 430 milyon 161 bin TL’lik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi oyçokluğuyla kabul edildi

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 5 milyar 430 milyon 161 bin TL’lik 2025 bütçesini görüşerek, oy çokluğuyla kabul etti. Komite bakanlık bütçesi onaylandıktan sonra bugünkü çalışmalarını tamamladı.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi yarın Maliye Bakanlığı ve Gelirler bütçeleri ile GKK, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı YÖDAK bütçelerini görüşecek. Komite ayrıca görüşmesi tamamlanan Milli Eğitim Bakanlığı ve DAÜ bütçelerinin oylamasını yapacak.

Komitenin yarın 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nın bütününü görüşüp, oylayarak, çalışmalarını tamamlaması öngörülüyor.

-Barçın

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Sadık Gardiyanoğlu ve bürokratlarının da katıldığı komite toplantısında ilk sözü alan CTP Milletvekili Devrim Barçın, veri alma talebinde ve ihbarda bulunmak istediğini kaydetti.

Çalışma Dairesi’nin idari para cezası ve tahsilatları daha önce yayınladığını fakat şu anda bu verilere ulaşamadıklarını dile getiren Barçın, bu uygulamalarla ilgili bilgi talep etti.

DPÖ verilerine bakıldığında ülkede yüzde 11 büyüme hedefi ortaya konulduğunu dile getiren Barçın, reel büyümenin tüm maaşlara yansıtılıp yansıtılamayacağını sordu.

Barçın ayrıca, bakanın resmi tatillerde iş yasası gereği kapalı olması gereken yerlerin denetleneceği söylemini anımsatarak, çalışanlara iş yasasından doğan haklarının verilip verilmediği ve denetlenen yerlerin yatırımlarının yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi istedi.

Vardiya çalışmayı yönelik çalışmalar olduğunu dile getiren Barçın, vardiya ödenekleri noktasında yapılan çalışmaları sordu.

Lefke Avrupa Üniversitesi’nde gerçek bürüt maaşlar üzerinden yatırım yapılmadığı ihbarında bulunmak istediğini dile getiren Barçın, bu üniversitenin ileride olumsuzluk yaşamaması adına bakanlığın erken zamanda müdahale etmesi gerektiğini kaydetti.

LAÜ çalışanlarının 11 aydan beri primlerinin yatırılmadığını dile getiren Barçın, LAÜ’nün gerçek mükellefiyetlerinin çok gerisinden hareket ettiğini belirtti ve LAÜ çalışanlarının hakkının gasp edildiğini söyledi.

Barçın ayrıca, bakanlığın sosyal sigorta yatırımlarını yapmayanlara karşı yaptırım yapılması yönünde hareket geçmesi gerektiğini belirtti.

-Derya

CTP Milletvekili Doğuş Derya da konuşmasında, bakanlığın çok düşük performansla çalıştığını ve bütçeye bakıldığında da ileriki dönemde de bu performansın değişmeyeceğinin düşünüldüğünü belirtti.

Veri toplama konusunda çok sıkıntı olmasından dolayı bazı verilere ulaşılamadığını kaydeden Derya, İstatistik Kurumu’nun verilerini okuyarak, iş başvurusu rakamlarını aktardı.

İş gücü içerisinde özellikle kadınların tercih edilmediğini verilerle aktaran Derya, emek piyasasından cinsiyetçi yaklaşım değişmedikçe, sonuçlarda bir değişiklik olmayacağını dile getirdi. Derya, beyin göçündeki artışa da dikkat çekti.

Ayda ortalama 4 kadının sığınma evine gitme başvurusunda bulunduğunu dile getiren Derya, bu verilerin, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası’nda öngörülen birimin hayata geçme gereğini ortaya koyduğunu belirtti.

Şiddete müdahale biriminde yetişmiş personele ihtiyaç olduğuna da dikkat çeken Derya, bu birimden sorumlu olan bakanlığın gerekli yasal düzenlemeleri yapıp, benzer birimlerin diğer bölgelerde de açılması gerektiğini kaydetti.

2024 yılında devletin bir sığınma evi olmamasının büyük bir “utanç” olduğunu dile getiren Derya, üniversitelerde bir sığınma evi projesi yarışması yapmak ve mali destek vermenin çok mu zor olduğunu sordu.

Çalışma ve Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu söz alarak, kadın sığınma evi konusunda bina yerinin ayrıldığını ve bu sorunun çok kısa sürede sonlandırılacağını kaydetti.

CTP Milletvekili Doğuş Derya tekrar söz alarak, kadın yoksullaşmasının derinleştiğini ve kadınların avukat tutacak maddi kaynaklarının azaldığını belirtti.

Sosyal Hizmetler Dairesi raporlamasında hizmet veren Alo 123’ün yeterli olmadığını dile getiren Derya, yeni teknolojik aplikasyonların artık yürürlüğe girmesi gerektiğini kaydetti.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’ne ayrılan bütçeyi de eleştiren Derya, 10 yıldır verilen mücadeleye rağmen buraya halen para ayılmadığını kaydetti.

-Akansoy

CTP Milletvekili Asım Akansoy da, siyasetin karıştırılmaması gereken iş kazalarının önemine işaret etti.

Müfettiş ve denetçi sayısının az olduğunun yıllardır bilindiğini dile getiren Akansoy, inşaat patlamasından dolayı iş kazalarının arttığını ve işçilerin öldüğünü söyleyerek, bunun sorumlusunun hükmet olduğunu savundu.

“Haftada bir iş kazalarına bağlı ölümlerin yaşandığı bir coğrafyada değil yaşamak, turistik amaçlı dahi olmak istemezsiniz” diyen Akansoy, iş verenin uyması gereken çok ciddi kurallar olduğunu fakat bakanlığın da bu kurallara uyulup uyulmadığını çok ciddi şekilde denetlemesi gerektiğini belirtti.

İstatistik verilerine güvenmediğini dile getiren Akansoy, bugün sunulan verilerin geçerliliğinin tatmin edici düzeyde olmadığını söyledi.

Kamu kurumu niteliğindeki örgütlerin sorumlu kılınmaması ve paydaş olmaması halinde sorunların üstesinden gelinemeyeceğini dile getiren Akansoy, meslek örgütlerinin kendi alanlarıyla ilgili işverenleri denetlemesi ve söz sahibi olması gerektiğini kaydetti.

Yasa ve tüzüklerin bire bir uygulanması halinde yine kaza olabileceğini fakat makul derecede açıklanabileceğini dile getiren Akansoy, bakanın açıklamalarını eleştirerek, sıfır iş kazası söylemlerinin mümkün olamayacağını söyledi.

Yönetsel alanlarda yeni paradigma geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Akansoy, bunu bakanlık yönetiminde görmediğini belirtti.

Asgari ücretlinin yaşam standardının korunması gerektiğini söyleyen Akansoy, insanların hayatlarını idame ettirmelerine imkan tanıyacak şeylerin yapılması gerektiğini kaydetti.

Avrupa Birliği’nde asgari ücretin müzakere yoluyla saptanmasının ve örgütlenme hakkının korunmasının istendiğini dile getiren Akansoy, özel sektörün sendikalaşması yönünde önün açılması gerektiğini belirtti.

Kayıt dışılık konusuna da değinin Akansoy, bu konunun vatandaşı ve kendilerini endişelendirdiğini kaydetti.

-Solyalı

CTP Milletvekili Ürün Solyalı da konuşmasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın her zaman çalışmadan ve güvenlikten uzak bir imaj verdiğini söyledi.

Bakanlığın yeniden yapılanması gerektiğini kaydeden Solyalı, bakanların doğru politikalar üzerinden kurgulanması gerektiğini belirtti.

Cypfruvex’te yaşananları anımsatarak memlekette insan ticareti vakaları olduğunu söyleyen Solyalı, çalışmak için buraya gelen insanların yaşam koşullarında iyileşme olup olmadığını sordu.

Bu konuda nasıl bir idari ve cezai işlem yapıldığına açıklık getirilmesini isteyen Solyalı, ülkede kaç kişinin kayıtlı olduğunu ve halen kaçak durumda bulunanları sordu.

2024 yılında istismara uğrayan çocuk sayısının kaç olduğunu da soran Solyalı, devlet gözetiminde kaç çocuk olduğunu ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na ne kadar katkı yapıldığına açıklık getirilmesini istedi.

İstismarın her boyutta kontrolden çıkmış bir durumu olduğunu savunan Solaylı, bu konularda bakandan bilgi istedi.

-Birinci

CTP Milletvekili Ceyhun Birinci de konuşmasında bakanlığa ayrılan bütçenin yeterli olmadığını kaydetti.

Reçete soruşturmasının ne aşamada olduğunu soran Birinci, bu konuyla ilgili birçok taraf olduğuna değinerek, ilaca erişimde yaşanan sıkıntılara işaret etti.

Lapta Huzurevi’nin ne durumda olduğunu ve ne zaman hizmete gireceğini soran Birinci, ekonomik sıkıntılar içerisinde yaşayan insanlara el atılamadığını ve sorumluluğun hükümette olduğunu kaydetti.

Çalışma Dairesi teşkilat yasasının ivedi şekilde güncellenmesi gerektiğini de dile getiren Birinci, ülke nüfusunun bilinmesi için nüfus sayımı yapılıp yapılmayacağını sordu.

2024 yılında 68 yaralanma, 7 ölümle sonuçlanan 75 iş kazası gerçekleştiğini ve geçen yıla göre vakalarda artış yaşandığını dile getiren Birinci, “bunun sorumlusu kim” diye sordu ve her alanın döküldüğünü savundu.

-Şahiner

CTP Milletvekili Salahi Şahiner de, bakanlığa bağlı kurumların ödenekleri hakkında bilgi istedi.

-Gardiyanoğlu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu da konuşmasında, tüm notları aldığını ve cevabını vereceğini kaydetti.

Sosyal Sigortaları Dairesi’ni çok önemsediğini dile getiren Gardiyanoğlu, sosyal sigortalarda emeklilikle ilgili çalışmaların ve düzenlemelerin yapılacağını kaydetti.

Aktüeryal dengede yüzde 4’ü buldukları anda 55 yaş emekliliğin gündeme geleceğini dile getiren Gardiyanoğlu, tatil günlerinde yapılan çalışmaların da kontrol edildiğini söyledi.

LAÜ ile ilgili ihbarı aldığını ve yarın rapor isteyeceğini dile getiren Gardiyanoğlu, sosyal hizmetlerle ilgili olarak da teşkilat yasasının 30 yıldan sonra bittiğini ve Meclis’e geldiğini kaydetti.

Çalışma Bakanlığı Teşkilat Yasası’nın da en kısa zamanda Meclis’e geleceğini söyleyen Gardiyanoğlu, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi ile ilgili çalışmaların da devam ettiğini belirtti.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nde kadro sayısının az olduğunu dile getiren Gardiyanoğlu, kadro artırımına gidileceğini söyledi.

200’e yakın kadının ticari hayata girebilmesine kadın kurslarıyla katkı koyduklarını söyleyen Gardiyanoğlu, ekonomik faaliyete giren kadın girişimcilere destek çıktıklarını belirtti.

Ara eleman bulma yönünde ciddi çalışmaları olduğunu da anlatan Gardiyanoğlu, rehabilitasyon merkezi tadilatının 2025 yılında tamamlanacağını kaydetti.

Karpaz bölgesinde bakanlığa bağlı şubelerin açıldığını ve personelin görevlendirildiğini dile getiren Gardiyanoğlu, rehabilitasyon merkezleri ve yaşam merkezlerine ciddi yatırımlar yapıldığını söyledi.

Sosyal hizmetler konusunda hassas olduklarını belirten Gardiyanoğlu, sosyal hizmetlerin çok farklı noktalara geldiğini ve ileriki dönemde 6 ilçede projeler yapılacağını kaydetti.

Engelli bireylerin aldığı katkılarla ilgili yasal düzenleme yaptığını dile getiren Gardiyanoğlu, bu yıl içerisinde verilen katkıların artırılacağını belirtti.

“Sıfır iş kazası” hedefini yineleyen Gardiyanoğlu, bu konuyla ilgili çalışma yaptıklarını söyledi.

Kayıtlı işçi sayısının ortalama 130 bin olduğunu dile getiren Gardiyanoğlu, 2024 yılında bu sayısını 210 bine yükseldiğini söyledi. Gardiyanoğlu, işçi denetimlerini yüzde 85 artırdıklarını ancak personel sayısının aynı kaldığına işaret etti.

Cypfruvex’teki işçilerin çalışma izinlerinin çıkarıldığını dile getiren Gardiyanoğlu, iş ve iş sağlığında sorumlu bakan olarak bu konuda gereken cezanın kesildiğini söyledi.

Çocuk İzleme Merkezi’ne ilişkin yasal düzenleme girişimlerinin yapıldığını dile getiren Gardiyanoğlu, doktor ve eczacıların soruşturmalarının devam ettiğini ve yakın zamanda da tamamlanmasının beklendiğini belirtti.

Gardiyanoğlu’nun konuşmasının ardından komite bütçeyi onaylayıp, bugünkü çalışmalarını tamamladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

DP Genel Başkanı Ataoğlu, Tosunoğlu’nun istifasını BRT’ye değerlendirdi: ‘Tek taraflı alınan bir karar,saygı duyarım, ancak eleştiriler kabul edilemez’

Published

on

By

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun istifasının ardından BRT’ye açıklamada bulundu. Tosunoğlu’nun istifasının kişisel ve tek taraflı alınan bir karar olduğunu belirten Ataoğlu, karara saygı duyduğunu, ancak eleştirilerin kabul edilmez olduğunu kaydetti.

Demokrat Parti’nin, ülke menfaatleri ve toplumsal çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini söyleyen Ataoğlu, “Parti idealler ve siyasi ideolijisi ile vardır ve var olmaya devam edecektir” vurgusu yaptı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler: Tosunoğlu Meclis’te bağımsız milletvekili olarak görevine devam edecek

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun istifa dilekçesini Genel Kurul’a ilettiğini söyledi.
BRT’ye konu ile ilgili değerlendirmede bulunan Öztürkler, her milletvekilinin bu yönde karar vermeye hakkı olduğunu kaydetti.
Öztürkler, Tosunoğlu’nun Meclis’te bağımsız milletvekili olarak görevine devam edeceğini belirtti.

Devamını Oku

Trending

Reklam