Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTGB’de mahkeme ve polisiye haberler konusu tartışıldı

Published

on

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin gazetecilere yönelik eğitim çalışmaları çerçevesinde dün akşam mahkeme haberleri ve polisiye konularla ilgili haberler tartışıldı.

Kıdemli Yargıç Hasan Dağlı ve Polis Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Şube Amiri (Polis Basın Subayı) Yılmaz Hacıoğluları, KTGB lokalinde gazetecilerle bir araya geldi. Yargı, polis ve basın üçgeninde ilgili haberlerin etik ve hukuki açıdan nasıl ele alınması gerektiği ve tarafların karşılıklı tespit ve beklentilerinin tartışıldığı toplantıyla, KTGB’nin AB destekli “Mümkün” projesi kapsamında düzenlediği eğitimler tamamlandı.
Kıdemli Yargıç Hasan Dağlı, yargı gözünden haberlerin ele alınışındaki sıkıntıları aktarırken Polis Basın Subayı Yılmaz Hacıoğluları da polis haberleriyle ilgili tespitlerini paylaştı.

DAĞLI
Kıdemli Yargıç Hasan Dağlı, mahkemelerin yapısı hakkında bilgi vererek başladığı sunumunda, haberlerde mahkemelerin isimlerinin doğru yazılmasının önemine işaret etti.
Mahkemelerdeki teminat prosedürleriyle ilgili sürecin basına aktarılışında sıkıntılar gördüğünü belirten Dağlı, KKTC hukuk sisteminde “tutuklama”nın mahkeme emriyle veya polis tarafından suçüstü yakalanma halinde yapıldığını; bu durumda da zanlının 24 saat içinde mahkemeye çıkarıldığını anlattı.
Dağlı, zanlının teminatla serbest kalmasının sanki serbest bırakıldığı gibi algılandığını, oysa zanlının ilerideki yargılanmada hazır bulunması kaydıyla teminata bağlandığını kaydederek bazı durumlarda zanlıların 3 ayı geçmemek üzere cezaevine de gönderilebildiğini belirtti.
Zanlı ve sanık tanımlarına da değinen Kıdemli Yargıç Hasan Dağlı, “Bir kişi kendisine dava tebliğ edilene kadar zanlıdır. Teminat ve tutukluluk sürecinde de zanlıdır. Dava ikame edilince ise sanık olur” dedi.
Basının, gerçeklerin kamuoyuna aktarılmasındaki rolünün önemine dikkat çeken Hasan Dağlı, haberlerde yargıç, tahkikat polisi ve savcıların adının yer almasının da sıkıntılar doğurduğunu belirterek bundan kaçınılmasını istedi.
Dağlı, mahkeme kesin yargısını vermedikçe sanığın suçluymuş gibi gösterilmemesi gerektiğini, bunun masumiyet karinesi gereği olduğunu vurguladı.
Zanlı ve sanık haklarının KKTC Anayasası’nın güvencesi altında olduğunu ifade eden Kıdemli Yargıç Hasan Dağlı, yargılanan kişi hakkında mahkeme henüz kesin kararını vermemişken yapılan bazı yayınların önyargı oluşturduğuna dikkat çekti.
ÇOCUKLARLA İLGİLİ HABERLERE DİKKAT
Dağlı, çocuklarla ilgili mahkeme haberlerinde fotoğraf ve açık isim verilmemesini istedi; beraat eden veya Çocuk Suçular Yasası uyarınca sabıka kaydının silinebildiği durumlarda bile isimleri internet yayınlarında yer alan çocukların ömür boyu sorun yaşayabildiğini, gazetecilerin buna titizlik göstermesi gerektiğini söyledi.
Hasan Dağlı, mahkemelerin çocukların yargılandığı davaları kapalı oturumla yaptığını belirtti ve herhangi bir konuda yargılama devam ederken tarafların basına demeç vermesinin de doğru olmadığını kaydetti.

HACIOĞULLARI
Polis Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Şube Amiri Yılmaz Hacıoğulları da hem polislerin hem de basının kamu görevi yürüttüğünü, haberlerin kamuoyunu olumlu veya olumsuz etkileyebildiğini, eleştirilerin kişiselleştirilmeden ve yıpratılmadan yapılması gerektiğini söyledi.
Gazetecilerin, polisiye olayları ilk yayımlayan olmak istediğini, polisin ise özellikle karmaşık olayları netleştirerek açıklama yapmak zorunda olduğunu belirten Hacıoğulları, “Hızlı ama doğru bilgi aktarmak önemli. Bilgi akışı, doğrulama gerektiği için bazen gecikebilir. Bazı gazeteciler olayın magazinsel boyutuyla ilgili sorular soruyor. Bizim, soruşturmanın içeriğini etkileyecek bilgileri basına vermemiz doğru olmaz” diye konuştu.
Hacıoğulları, polisiye konuların toplumun her kesimi ve özellikle çocuklar düşünülerek kaleme alınması gerektiğini; zanlıların açık isimlerinin ve yüzleri açık fotoğraflarının yayımlanmasının da doğru olmadığını ifade etti.
Olayların resmi kaynaklardan doğrulatılması gerektiğini, birçok kişinin masum olduğu sonradan anlaşıldığı halde adları internet haberlerinde kaldığı için mağduriyet yaşadığını kaydeden Polis Basın Subayı Yılmaz Hacıoğulları, basın bültenlerinde cinsel içerikli suçlara yer vermediklerini kaydetti.
Hacıoğulları, basında zanlı ve sanıkları mahkemeye çıkaran polislerin yüzleri açık fotoğraflar yayımlanmasının da sıkıntılar yarattığını ifade etti; “Zanlı, polis, yargıç ve savcı isimlerinin haberlerde yazılmasının kimseye yararı yok” dedi.
“Polisin meydana gelen suçları aydınlatma yöntemlerinin detaylarının basında yer alması elimizi zayıflatıyor” diyen Hacıoğulları, zaman zaman hızlı habercilik adına hatalı bilgilerin yayımlandığını da gördüklerini söyledi.
Polis basın bülteninde yayımlanan bilgilerin gazetecilerce yazım ve meslek etik kurallarına göre kullanılmasını istediklerini kaydeden Yılmaz Hacıoğulları, “Ben haber yazmıyorum, basına verdiğim bilgidir” diye konuştu.
Hacıoğulları, “gözaltı” uygulamasının KKTC hukuk mevzuatında olmadığını vurgulayarak tutuklamanın suçüstü polis tarafından veya mahkeme emriyle yapıldığını; kişilerin ifade için polis karakoluna celp edilebildiğini anlattı.
Hacıoğulları, eylemlerde polisin hiçbir zaman basın mensuplarını hedef almadığını vurguladı; bu gibi yerlerde görev yapan gazetecilerin arada kalmaması için de kimliklerini belli edebilecekleri ortak renkte bir kıyafet giymesini veya şapka takmasını önerdi.
Yılmaz Hacıoğulları, gazetecilerden, polisin olay yerindeki işini zorlaştırmamak için güvenlik şeridini aşmamalarını da istedi.
Toplantıda daha sonra Dağlı ve Hacıoğulları, gazetecilerin sorularını yanıtladı; söz alan gazeteciler de bu konulardaki görüşlerini paylaştı.
4 EĞİTİM TAMAMLANDI
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, medyada yaşanan sıkıntılar ve iletişim teknolojilerinin sunduğu gazetecilik pratiklerindeki yeniliklerle ilgili eğitim çalışmaları kapsamında “haber dilindeki yaygın hatalar, medyada dönüşüm ve Metaverse’te gazetecilik, mülteci hakları ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında habercilikte insan hakları, mahkeme ve polis haberciliği” olmak üzere son dört hafta içinde dört konuda eğitimler düzenledi.
Eğitimlere katılan gazetecilere sertifika verilecek.
Gazetecilere yönelik eğitimler “Mümkün” projesi kapsamında Avrupa Birliği tarafından finanse edildi. “Mümkün: Daha Güçlü, Özgür, Etik Gazetecilik Projesi” Avrupa Birliği tarafından Kıbrıslı Sivil Toplum İş Başında VI Hibe Programı kapsamında finanse ediliyor ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği tarafından yürütülüyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında, yardım bekleyenlerin de bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetti

Published

on

By

İsrail ordusunun, sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda, aralarında yardım için bekleyenlerin de bulunduğu 35 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.

Sağlık kaynakları ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail güçleri Gazze Şeridi’nde konutların yanı sıra zorla yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadır ve sivillerin toplandığı alanları hedef almaya devam ediyor.

İsrail askerleri, Gazze kentinin güneyindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekleyen sivillerin üzerine ateş açtı. Saldırıda 11 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Yaralılardan bazılarının durumunun kritik olduğu kaydedildi.

Zeytun Mahallesi’nde Filistinli aileye ait evin bombalanması sonucu biri çocuk, 3 Filistinli yaşamını yitirdi, yaralananlar oldu.

Refah ketindeki ABD-İsrail yardım dağıtım merkezlerinin yakınında bekleyen ve açlıkla boğuşan yüzlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti, 20 kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Megazi Mülteci Kampı’nda bombalı saldırı düzenlenen evde 10 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’un Mevasi bölgesinde ise İsrail ordusu iki çadırı hedef aldı. Bombalı saldırıda aralarında çocukların da olduğu 8 kişi hayatını kaybetti.

İsrail, 27 Mayıs’tan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının denetimi dışında, ABD-İsrail güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nı devreye sokarak sözde yardım dağıtımı gerçekleştiriyor.

Ancak bu yapı, BM tarafından tanınmıyor ve Filistinli gruplarca reddediliyor. Hamas, bu sistemi “ölüm tuzakları” olarak nitelendiriyor.

İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Yardım taşıyan yüzlerce kamyonun geçişi engellenirken, yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin veriliyor. Oysa Gazze’nin günlük en az 500 yardım kamyonuna ihtiyacı bulunuyor.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor. Uluslararası kamuoyunun ve Uluslararası Adalet Divanı’nın ateşkes çağrılarına rağmen İsrail’in soykırım boyutuna varan saldırıları aralıksız sürüyor.

Devamını Oku

Dünya

İran Atom Enerjisi Kurumu: “Nükleer tesislerin durumu iyi”

Published

on

By

 İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, “nükleer tesislerin durumunun iyi olduğunu ve çalışanlarının moralinin yüksek olduğunu” söyledi.

İran devlet televizyonuna konuşan İslami, ülkedeki nükleer tesislerin son durumuna ilişkin bilgi verdi.

İslami, “Nükleer tesislerin durumu iyi. Çalışanların morali yüksek.” ifadelerini kullandı.

İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, birkaç gün önce, İsrail’in Kum kentindeki Fordo Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında tesiste küçük çapta hasar oluştuğunu fakat nükleer kirlilik meydana gelmediğini, İsfahan kentindeki Natanz Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında ise tesis içerisinde nükleer kirlilik meydana geldiğini fakat bu kirliliğin tesisin dışına yayılmadığını söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

İran, ABD’nin İsrail’in saldırılarında yer alması halinde yanıt vereceklerini bildirdi

Published

on

By

İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ali Bahreini, “Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” dedi.

Bahreini, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) üyesi gazetecilerle bir araya gelerek İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İsrail rejiminin 13 Haziran’dan bu yana İran’a saldırılar düzenlediğini hatırlatan Bahreini, “Bunlar sivil, kadın, çocuk, sivil altyapı hatta ülkemizdeki barışçıl nükleer tesislerini hedef alan İsrail saldırganlığıdır. Bu saldırılar sırasında çok sayıda çocuk ve kadın dahil, yüzlerce masum insan öldürüldü. Sadece İran’da değil, aynı zamanda bölgemizdeki insanların tehlikeli sızıntılara maruz kalması nedeniyle barışçıl nükleer tesislerimiz etrafında büyük bir tehlike var.” diye konuştu.

Bahreini, İsrail’in, ABD’nin yanı sıra birçok Batılı ülke tarafından finansal, lojistik ve askeri alanda desteklenmesini eleştirdi.

İsrail’in, İran’a sebepsiz yere saldırdığını belirten Bahreini, “İsrail bu saldırılar sırasında sivilleri hedef alarak ayrımcılık, orantılılık ve saldırılar hakkında halkın bilgilendirilmesi ilkesini ihlal etti. İsrail, uluslararası hukukun ve insan haklarının tüm normlarını ihlal etti. İran, İsrail saldırılarına karşılık verme konusunda kararlı. Halkımızı, güvenliğimizi ve topraklarımızı savunmada hiçbir şüphe, tereddüt göstermeyeceğiz. Çok ciddi ve güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Şu anda yaptığımız da bu. Kendimizi savunmaktan başka bir şeye odaklanamayız.” ifadelerini kullandı.

Bahreini, ABD’nin, İsrail’in yaptıklarına ortak olduğuna işaret ederek “ABD olmadan İsrail hiçbir şey. İsrail ne yapıyorsa ABD’nin askeri ve istihbarat desteğiyle yapıyor. ABD’nin eylemlerini takip edeceğiz. Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyinin yanı sıra diğer uluslararası örgütlerin bu süreçte İsrail’in işlediği suçları durdurma konusunda başarısız olduğuna dikkati çeken Bahreini, uluslararası kuruluşların varlık nedenlerini kaybettiklerini söyledi.

Bahreini, İran’ın nükleer programının barışçıl olduğunu vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam