Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTİMB Hukuk Danışmanı Öztabay: “İnsan ticaretinin önüne geçilecek, nitelikli işçi gelecek”

Published

on

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Hukuk Danışmanı, Avukat Ayşe Öztabay, ülkeye gelen işçilerin nitelikleri, vasıfları ve yeterlilikleri ile ilgili uzun zamandır çok ciddi sıkıntılar olduğuna dikkat çekti.

Öztaba yaptığı yazılı açıklamada, “Birileri, çabucak maddi kazanç sağlamak gailesi ile bu ülkeye işçi, emekçi getirdi. Bu insanların büyük bir kısmı aranılan nitelikte de değildi. Birçoğu da günün sonunda insan ticareti mağduru pozisyonuna düştü” dedi.

Öztabay, ülkede insan ticareti suçunun önüne geçecek aynı zamanda nitelikli işçilerin ülkeye gelmesini sağlayacak projenin Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği ve Restorancılar Birliği (Res-Bir) tarafından hayata geçirildiğini kaydetti.

 

Öztabay, Küresel Organize Suç Endeksi 2021 raporuna göre, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi baz alınarak yapılan çalışmada; Rum Yönetimi’nin, insan kaçakçılığı ve insan ticareti konusunda kötü pozisyonda olan 193 ülkenin 134’üncü sırasında yer aldığını kaydetti.

ABD 2016 Dünya İnsan Ticareti Raporu ve Amerika Dışişleri’nin hazırladığı İnsan Ticareti Raporu’na da değinen Avukat Öztabay, “Kıbrıs’ın kuzeyi ne yazık ki bu raporlarda kötü pozisyonda yer alıyor. Birçok raporda bizim gereken tedbiri almadığımıza ilişkin çok ciddi de ayrıntılara yer veriliyor” dedi.

Yasalarda insan ticaretinin, insan kaçakçılığından çok daha ağır bir suç olduğuna işaret eden Öztabay, KKTC’de suçun yaygın olarak görüldüğünü ifade etti.

Öztabay, KKTC’deki insan ticareti mağdurlarının büyük çoğunluğunun kendi ülkelerinde bu işten maddi kazanç sağlayan kişilerce kandırılıp, bin bir vaat ile ülkeye gönderildiğini, KKTC’de de pasaportlarına el konulduğunu, kaçak pozisyonuna düştüğü için yargılandığını söyledi.

Öztabay, iç savaşın, siyasi ve ideolojik rejimlerin uyguladığı baskıların olduğu ülkelerdeki insanların, daha iyi şartlara sahip olmak için, kendisinin ve ailesinin can güvenliğini sağlamak için başka ülkelere, çeşitli şekillerde geçiş yapmaya çalıştığını, neticede de bu kişilerin gittikleri ülkelerde mülteci, sığınmacı veya kaçak pozisyonuna düştüğünü kaydetti.

Bu insanların çoğu zaman birilerinin vasıtası ile istismar edilip bir şekilde insan ticaretinin ya da insan kaçakçılığının mağduru haline geldiğini anlatan Öztabay, “Bizim ülkemiz ne yazık ki bu konularla ilgili karnesinde çok kırık notları olan bir ülkedir. Evet, uluslararası hukukta yerimiz olmasa da bütün raporlarda Kıbrıs’ın kuzeyi olarak biz de ne yazık ki kötü pozisyonda yerimizi alıyoruz. Birçok raporda da bizim gereken tedbiri almadığımıza ilişkin çok ciddi de ayrıntılar belirtiliyor” diye konuştu.

“Üçüncü ülkelerden ülkemize mülteci pozisyonunda gelenler, kaçak pozisyonla gelenler bir de yasal yolarla ülkeye sokulmaya çalışanlar var” diyen Öztabay, şunları söyledi:

“Üçüncü ülkelerde; ‘Kıbrıs olduğu gibi AB ülkesidir, Dolayısıyla Avrupa’ya ulaşacaksınız. Şu şartlarda çalışacaksınız’ diye birçok ajansın katkısı ile çok ciddi reklamlar yapılıyor ve ‘Ama buraya gitmeniz için de şu kadar para ödemeniz gerekiyor’ deniyor. İşte aslında insan ticaretinin en önemli noktası kendi emelleri ve menfaatleri uğruna, kişilerin haklarını gasp ederek para kazanma noktasında bu insanları ülkeye getirip bu ülkede de kaderlerine terk ediyorlar.

İnsan ticareti mağdurlarının büyük çoğunluğu burada yasaları bilmiyor, avukat nasıl tutuluyor bilmiyor, hatta çoğu Türkçe de bilmiyor. Maalesef yargı önünde de nasıl davranacağını bilmiyor.
Bu insanlar gerçekten çok mağdur kişiler. Ülkelerinde mal varlıklarını satmışlar, elde ettikleri parayı da umut ettikleri bir yaşam kurabilmek için birilerine vermişler ancak mağdur edilmiştirler. Bu aynı zamanda İnsan Hakları ihlalidir.”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Netanyahu’nun usulsüz olarak atadığı yeni Şin-Bet şefinin ateşkese karşı olduğu bildirildi

Published

on

By

İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin aksi kararına rağmen Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yeni iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) direktörü olarak atadığı Tümgeneral David Zini’nin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğu belirtildi.

İsrail’de yayın yapan Kanal 12 televizyonuna konuşan kaynaklar, Netanyahu’nun Şin-Bet’in başına atadığını duyurduğu Tümgeneral Zini’nin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğunu güvenlik toplantılarında çok kez dile getirdiğini aktardı.

Zini’nin İsrail’in 19 ayı geçen saldırılarını sona erdirecek ve esirlerin serbest kalmasını sağlayacak anlaşmaya ilişkin “Esir takası anlaşmalarına karşıyım. Bu ebedi bir savaştır.” ifadelerini kullandığı dile getirildi.

Geçen yıl Genelkurmay Başkanlığı’nda gerçekleştirilen toplantılarda Zini’nin tutumunu birkaç kez üst düzey İsrail ordusu yetkililerinin önünde açıkça ortaya koyduğu kaydedildi.

-İsrailli esirlerin ailelerinden Tümgeneral Zini’ye sert tepki

İsrail müzakere heyeti içinde yer alacak yeni Şin-Bet şefi Zini’nin ateşkes ve esir takası anlaşmasına yönelik tutumuna esir ailelerinden sert tepki geldi.

Ailelerin oluşturduğu çatı platformdan yapılan açıklamada, “İsrailli esirlerin kaderine karar verecek birinin yaptığı söz konusu açıklamalar, şok edici ve kınanması gereken ifadeler” denildi.

Açıklamada, “Netanyahu’nun savaşını esirlerin geri getirilmesinin önüne koyan bir Şin-Bet şefinin atanması, bir suç ve tüm İsrail halkına karşı bir haksızlık.” ifadeleriyle Zini’ye sert tepki gösterildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Yüksek Mahkemesinin İç İstihbarat Teşkilatı Şin Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasının yasal olmadığına hükmetmesine rağmen Tümgeneral David Zini’yi yeni İç İstihbarat Şefi olarak atamıştı.

– Netanyahu’nun Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması

İsrail Başbakanı Netanyahu, Şin-Bet Direktörü Bar’ı güvensizlik gerekçesiyle görevden almaya karar vermişti.

İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, Başbakan’ın Şin-Bet Direktörü’nü keyfi olarak görevden alamayacağını ifade etmişti.

İsrail Yüksek Mahkemesi ise Netanyahu’nun kararını önce dondurmuş, sonra da Bar’ın görevden alınmasını ve yerine başkasının atanmasını engelleyen geçici ihtiyati tedbir kararı almıştı.

Netanyahu’nun Bar’ı görevden alma kararı, İsrail siyasetinde hararetli tartışmalara yol açmış, muhalefetin yaptığı çağrılarla İsrail genelinde kitlesel gösteriler başlamıştı.

Başbakan Netanyahu’nun görevden almak istediği ancak Yüksek Mahkeme engeline takılan Bar, 7 Ekim başarısızlığının sorumluluğunu üstlendiğini belirterek 15 Haziran’da istifa edeceğini açıklamıştı.

Bar, bu başarısızlığın sorumluluğunu başta siyasi kademe olmak üzere herkesin üstlenmesi gerektiğini ifade etmişti.

Devamını Oku

Dünya

Erdoğan, Ahmed Şara ile İstanbul’da bir araya geldi

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya geldi.

Erdoğan, Şara’yı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde resmi törenle karşıladı.

Görüşmede, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve bazı yetkililer de yer aldı.

Devamını Oku

Dünya

Trump’ın ekibi, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması için ilk etapta 6 aylık muafiyet öneriyor

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika ve ulusal güvenlik ekibinin, SurWASHINGTON (AA) – ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika ve ulusal güvenlik ekibinin, Suriye yaptırımlarının kaldırılması için ilk adımda 6 aylık muafiyet önerisinde bulunduğu bildirildi.

Amerikan Associated Press (AP) haber ajansının, 3 ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberine göre Trump yönetimi, Suriye yaptırımları konusunda somut adımlar atmaya hazırlanıyor.

Buna göre Trump yönetiminin, Suriye yaptırımlarının kaldırılması için ilk etapta 6 aylık muafiyet sağlamayı ve bu ülkeyle iş yapmak isteyen firmalara sınırlamaları kaldırmayı önerdiği belirtildi.

İlk adımın kısa süre içinde atılmasını beklediklerini dile getiren yetkililer, bu muafiyetle birlikte Suriye’deki geçici yönetimin “nefes almasının” ve yavaş yavaş uluslararası piyasalarla çalışmaya başlamasının önünün açılacağını kaydetti.

Aynı yetkililer, bu süreçte hem Dışişleri Bakanlığının hem de Hazine Bakanlığının Suriye yaptırımlarıyla ilgili yasal düzenlemeler konusunda hızlı bir şekilde çalışmaya devam ettiğinin altını çizdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, perşembe günü yaptığı açıklamada, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması için yoğun şekilde çalıştıklarını belirterek, “Belirli bir tarih vermeden, bunun hızlı ve kesinlikle alıştığımızdan daha hızlı şekilde yapılacağını söyleyebilirim.” demişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam