Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KTÖS Başkanı Baybora:Geçtiğimiz yıl yaşadığımız sorunlara yenileri eklendi

Published

on

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) bugün Çağlayan İlkokulu’nda “Bugün eğitim yılına ne kadar hazırız” konulu basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya, KTÖS Başkanı Mustafa Baybora, Genel Sekreteri Burak Maviş ve sendika yetkilileri katıldı.

KTÖS Başkanı Mustafa Baybora konuşmasına, tüm öğrencilere, okul çalışanlarına sağlıklı ve güvenli ortamda eğitim ve öğretim faaliyetlerini yürütme temennisinde bulunarak başladı.

Eğitim ve öğretim yılına hazır olunması için eğitimin planlanması gerektiğini dile getiren Baybora, eğitimin bütçelenmesi, denetlenmesi ve demokratik şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Baybora, “Bu saydığım dört temel özellikten maalesef eğitim bakanlığı hiçbiri ile ilgili yeti sahibi değildir. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız sorunlara bu yıl yenileri de eklenerek artmıştır.” dedi.

Yaptıkları çalışmalar doğrultusunda eğitim öğretim faaliyetlerinin sorunsuz bir şekilde sürdürülebilmesi için raporlar hazırladıklarını ve bu raporları kamuoyu ve Eğitim Bakanlığıyla paylaştıklarını dile getiren Baybora, Eğitim Bakanlığının okullarda yaşanan sorunlara çözüm bulma adına adım atmak istemesi halinde kendilerinin yapmış olduğu çalışma ve gözlemlere kulak vermesi gerektiğini belirtti.

Baybora, bugün de yıl içerisinde yaptıkları çalışmaları ve çözüm önerilerini paylaşmak amacıyla burada bulunduklarını kaydetti.

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş de konuşmasına, toplantıya takip eden basına teşekkür ederek başladı. Maviş, “Basın emekçileri öğretmenin sesi oldu ve sesimiz birçok yerde duyulur oldu. Okulun ilk günü ve bu ilk günde sizleri aramızda görmek bizleri mutlu etti.” dedi.

Eğitim Bakanı’nın TAK’a mülakatında “İşbirliği” kelimesini kullandığına işaret eden Maviş, “Sayın Bakan TAK’A mülakat verdiğinde sözlerinin sonunda sendikalar ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği içerisinde eğitimin yapısal sorunlarını çözebileceğini itiraf etti. İşbirliği olmazsa sorunları çözemeyiz dedi. Ben söylemedim kendisi söyledi.” ifadelerini kullandı.

Son bir yılda öğretmen sendikalarının sorunların işbirliğiyle çözülmesi gerektiğini, ‘ben yaparım olur’ anlayışıyla bir yere varılamayacağını defalarca deklare ettiklerini dile getiren Maviş, bir yıl sonra Eğitim Bakanının işbirliği noktasında sorunların çözülebileceği hususunda açıklama yapmasından dolayı kendisine ve çalışmalara katkı koyan müsteşarına teşekkür ettiklerini ve kendilerinin işbirliğine hazır olduklarını kaydetti.

Bir masada eşit koşullar etrafında sorunları çözmeye hazır olduklarını kaydeden Maviş, sorunların ne olduğunu öncelikle tespit etmek gerektiğini belirtti.

Çağlayan İlkokulu’nun 1983 yılında yapıldığını ve okulun yapısal sorunları olduğuna dikkat çeken Maviş, okulun ömrünü tükettiğini ve bazı sınıfların güvenli olmadığından dolayı da okula prefabrik sınıflar yapıldığını söyledi.

Prefabrik sınıflarda eğitim ortamının verimlilik ve öğrenme açısından önemli olduğuna işaret eden Maviş, “Maalesef kurulan konteyner veya prefabrik sınıfların Haspolat ilkokulu hariç bu özellikleri düşünülmedi.” dedi.

Değirmenlik İlkokulu, Doğan Ahmet İlkokulu, Haspolat İlkokulu ve Alsancak İlkokulu’nu ziyaret ettiklerini söyleyen Maviş, Haspolat İlkokulu’nun yalıtımı olduğunu, sınıflar arasında ses duyulmadığını ve eğitime daha verimli bir noktadan başlandığını dile getirdi.

124 okulun binasının 345 sınıfında sorun olduğunu söyleyen Maviş, bu sınıfların ya yeniden yapılacağını ya da güçlendirileceğini kaydederek, “Deprem komitesinde biz daha 16’sını gördük. Diğer okulların durumunu bilmiyoruz. 16 okulun büyük bir kısmına konteyner sınıflar yerleştirildi.” dedi.

Konteyner sınıfların sadece bina güvenliği için değil sınıf yoğunluğu yaşayan okullara da yerleştirildiğini dile getiren Maviş, bu sınıfların maliyetinin 400 bin TL civarında olduğunun söylendiğini kaydetti.

Liseler de düşünüldüğünde bugüne kadar 92 tane konteyner sınıf kurulduğunu dile getiren Maviş, öğretmen odaları ve ihtiyaç duyulan tuvaletlerin de üretimine başlandığını kaydederek, “Bu okulun ve Karakol İlkokulu’nun tuvaletleri hala hazırlanmadı. İhtiyaçlar diğer tuvaletlerde gideriliyor.” dedi.

Okullara temizlik malzemelerinin gelmediğine dikkat çeken Maviş, “Tabipler Birliği açıklamasında hijyen ve temizliğin öneminden bahsetti. Okullarımıza temizlik malzemeleri gelmedi.” ifadelerini kullandı.

Okullara gelen kitapların bir kısmının kullanılmayacağını dile getiren Maviş, “Neden kullanılmayacağını defaten anlattık. Bu toplumun kültürüne, kimliğine, din algısına aykırı ifadeler ve görseller içeren kitapların bazıları kullanılmayacak. Öğretmenlerimiz bazı kitapları ve bazı sayfaları kullanmayacak. Bunu buradan bir defa daha deklare etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

Eğitim Bakanının tam gün eğitme geçileceğini söylediğini dile getiren Maviş, “Tam günden kastın pazartesi ve salı öğleden sonra okulların saat 15.30’a kadar açık olması kast ediliyor. Bu okulda oyun alanı bile kalmadı. Bu okul içerisinde konteyner sınıfların arasında haftanın iki günü çocuklara ne vereceğiz. Bunun plan programı nerededir. Çocuklar bu okullarda güvenli mi diye sorgulamamız gerekiyor. Nasıl beslenecekler? Hijyen ve temizlik konusu nasıl sağlanacak? Bunlar birer muamma.” dedi.

Kalabalık sınıflardan şikayet edildiğini, nüfus arttığından dolayı da bazı okullara konteyner binalar yerleştirildiğini fakat tüm bunlara rağmen bazı okullarda öğretmen kadrolarının daraltıldığını söyleyen Maviş, 30-35 kişilik sınıfların yaratıldığını ancak İlköğretim Dairesi’nin son iki günde tek görevinin okullardan kadro azaltılması olduğunu savundu.

-“Okullarda kadro azaltılması yapılırken sınıf sayısının çoğaltılması kabul edilemez”

Okullardan kadro azaltılması yapılırken sınıf sayısının çoğaltılmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Maviş, “Kimse kusursa bakmasın. Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz 30-35 kişilik sınıflarda eğitim yapmaya maruz bırakılamaz. Bu çocuklar buna layık değildir.” dedi.

Maviş, özellikle bazı okullarda yabancı ve özel gereksinimli öğrencilerin yoğun olduğu, rehberlik ve sosyal hizmetlerine ihtiyaç olduğu, beslenme ve barınma problemi olduğunu söyledi. Çocukların sosyo-ekonomik düzeyleri düşük olan ailelerin çocuklarını gönderdiği okullarda 30-35 kişilik sınıfların yaratılmaması gerektiğini kaydeden Maviş, bu sınıfların yaratılması halinde bunun adına eğitim denilemeyeceğini söyledi.

40 tane okulda sınıf sayılarının 25’in üzerinde olduğunu kaydeden Maviş, 22 okulda da sınıf sayılarının 30’un üzerinde olduğunu kaydetti. Eğitim Bakanlığının bunlara çözüm bulmak yerine sınıf birleştirerek, çözüm bulmaya çalıştığını söyleyen Maviş, sınıflardaki bu nüfus artırılmasının eğitimi olumsuz etkileyeceğini söyledi ve Bakanlığı okullarda iki gün tam gün eğitim yapılmasının bir daha düşünmesi gerektiğini kaydetti.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun atadığı öğretmenlerin okullara ulaşmadığını dile getiren Maviş, sınavın ve mülakatların geç yapıldığını söyledi. Maviş, öğretmenlerin hala sağlık kurulu raporu ve polisten de karakter raporu almakla uğraşmalarından dolayı bugün en az 80 öğretmenin görevlerinin başında olamadığını belirtti.

“Sorunlarla başladık, sorunları aşma konusunda Eğitim Bakanlığının acil önlem masası kurup, okulların sorunlarını çözmemiz gerekiyor” diyen Maviş, güvenli okul, öğretmen, altyapı ve malzeme istediklerini söyleyerek, çocuklara ücretsiz sağlanabilecek içilebilir su ve İngilizce kitapları istediklerini kaydetti.

Bu yükün ailelere, öğretmenlere ve okul yöneticilerine yıkılmaması gerektiğini dile getiren Maviş, artık tükenmişlik sendromuyla karşı karıya olduklarını söyledi ve çocukların geleceği için okulların kapasitesinin artırılarak eğitimin niteliğini yükseltilmesini istediklerini belirtti.

-“Akıncılar İlkokulu bugün açılmadı”

Akıncılar’da bugün öğrencilerin gittiklerinde okulu kapalı bulduklarını dile getiren Maviş, “Bugün öğrenciler okulu kapalı bulmayacaklardı. Bu durumdan ne ailelerin, ne de öğretmenlerin haberi vardır. Akıncılar’da bugün okul açılmadı.” dedi.

İlerleyen günlerde okullardan gelen bilgiler doğrultusunda tekrardan bilgilendirme yapılacağını dile getiren Maviş, bugün Çatalköy İlkokulu’ndan trafoda meydana gelen bir sorun yüzünden klimalar çalışmadığını ve sıcakta ders yapılmaya çalışıldığını kaydetti. Maviş, okullarda yaşanan sorunları ileriki günlerde kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi, “Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları” etkinliklerine ev sahipliği yapacak

Published

on

By

Türk Edebiyatı Vakfının, Türk Dünyası’nın kültürel bağlarını güçlendirmek ve ortak edebi mirası yaşatmak amacıyla düzenlediği “Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları”, bu yıl 1-3 Ağustos 2025 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştiriliyor. 

Etkinliğin 3’üncü günü, 3 Ağustos günü  Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde gerçekleştirilecek üç özel bölümden oluşacak.

Etkinlik programı şu şekilde:

16.00 – “Türk Dünyası Dede Korkut Sergisi” Açılışı
Türk halklarının ortak kültür mirası olan Dede Korkut anlatılarını görsel ve yazılı belgelerle tanıtan bu sergi, Oktay Öksüzoğlu ve Saba Jafari Kabaklı’nın katkılarıyla açılacak. Sergi, Türk dünyasının geçmişten günümüze uzanan hikâye anlatıcılığı geleneğine ışık tutacak.

16.30 – Türk Dünyası Şairleri Şiir Takdimleri
Türk dünyasından gelen seçkin şairler, kendi ülkelerinin diliyle şiirlerini seslendirecek. Bu bölümde şiir aracılığıyla kurulan duygusal bağlar ve ortak hafızanın izleri dinleyicilerimize sunulacak. Etkinlik, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleşecek.

18.30 – Bünyamin Aksungur Konseri Türk dünyasının sevilen sanatçısı Bünyamin Aksungur, vereceği konserle etkinliğin finalini taçlandıracak. Müzik aracılığıyla kültürel birliktelik duygusunun daha da güçleneceği bu anlar, konuklara unutulmaz bir akşam yaşatacak.

Etkinliğe katılacak şairler ve ülkeleri ise şöyle:

Aysel Hanlarkızı– Azerbaycan
Assel Ospan – Kazakistan
Fazıl Ahmet Bahadır – Türkiye
İmdat Avşar – Türkiye
İnci Okumuş – Türkiye
Kemal Deniz – Türkiye
Kenan Çarboğa – Türkiye
Hurşit Davronov – Özbekistan
Kojogeldi Kültekin  – Kırgızistan
Leyla Şerif Emin – Makedonya
Mehmet Ali Kalkan – Türkiye
Mehmet Ömer Kazancı – Kerkük
Nurali Kholbutaev – Özbekistan
Şemsiye Cihangiriova – Tataristan
Solmaz Jafari – Güney Azerbaycan
Tarana Abdullayeva – Azerbaycan
Tarık Özcan – Türkiye
Tanzilia Davletberdina – Başkurdistan
Talat Ülker – Türkiye
Zekeriyya Bican – Türkiye
Zeynel Beksac – Kosova
Huraman Muradova – Azerbaycan
Feyzan Korur – KKTC

Devamını Oku

Kıbrıs

Emekli Astsubaylar Derneği: “Milli destanı hedef alan her türlü saldırı milletin iradesiyle karşılık bulacak

Published

on

By

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Başkanı Esen Ömürlü, Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve bağımsızlık uğruna verdiği şanlı mücadeleyi, yüzlerce şehit ve gazinin canıyla yazdığı milli destanı hedef alan her türlü saldırının milletin topyekûn iradesiyle karşılık bulacağını belirtti.

Ömürlü yaptığı yazılı açıklamada,  İsrail merkezli bir gazetede bir yazar tarafından kaleme alınan ve “Kuzey Kıbrıs İsrail’in de sorunudur” başlığını taşıyan yazının sadece etik dışı bir medya provokasyonu değil, aynı zamanda uluslararası hukuk, diplomatik teamüller ve bölgesel barışa karşı doğrudan bir saldırı metni olduğunu dile getirdi.

Ömürlü, yazarın açıkça Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru varlığına ve KKTC’nin egemenliğine karşı askerî operasyon çağrısında bulunduğunu ifade etti.

Yazarın “Poseidon’un Gazabı” adını verdiği bir savaş planıyla KKTC topraklarına yönelik işgal senaryosunu servis ettiğini belirten Ömürlü, “Bu şahıs; kalemini, gazetecilik ilkeleri yerine fitne, savaş ve kışkırtma aparatına dönüştürmüş, yazısı vasıtasıyla düşmanca bir söylemi meşrulaştırmaya çalışmıştır.” dedi.

Yazının savaş suçuna çağrı olduğu ve planın ise bölgesel istikrarı yıkmaya yönelik emperyalist bir proje olduğunu dile getiren Ömürlü, eleştirilerde bulundu.

Ömürlü, bu tarz yazıların sadece İsrail halkını değil, bölge halklarını da yanlış yönlendiren, nefret söylemini tetikleyen, diplomatik felaketlerin zeminini hazırlayan metinler olduğunu kaydetti.

Ömürlü, KKTC’nin 1974 yılında Türkiye’nin uluslararası garantörlük haklarına dayanarak gerçekleştirdiği Barış Harekâtı ile kurulduğunu ve o günden bu yana adada barışın teminatı olduğunu ifade etti.

“Bu topraklarda akan Türk kanı, bu devleti sadece bir idari yapı değil, bir milli yemin haline getirmiştir. Bugün KKTC, kendi halkının iradesiyle yaşayan, Anavatan Türkiye’nin sarsılmaz desteğiyle güçlenen, uluslararası hukuk temelinde meşru ve egemen bir devlettir.” diyen Ömürlü bugün olduğu gibi yarın da bu topraklarda Türk bayrağının inmeyeceğini, Türk askerinin geri çekilmeyeceğini ve Türk halkının diz çökmeyeceğini dile getirdi.

Ömürlü, dernek olarak Kıbrıs Türk halkının, Türkiye’nin ve tüm Türk milletinin egemenlik haklarına kararlılıkla sahip çıkacaklarını ve böylesi tehditlere karşı asla geri adım atmayacaklarını belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC Deprem İzleme Merkezi açıldı

Published

on

By

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi hizmete açıldı.

Lefkoşa Sanayi bölgesinde yer alan merkezin açılış törenine, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, bakanlar, milletvekilleri ve diğer yetkililer katıldı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ile Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı katkılarıyla oluşturulan merkez, konuşmaların ardından açıldı.

-Tatar: “İşbirliğine hazırız”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, merkezin oluşturulmasında ve KKTC’nin kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik atılan adımları tebrik etti.

KKTC’nin potansiyelini güçlendirmenin büyük bir kazanım olduğunu ifade eden Tatar, ekonomiden, kurum kuruluşlara, geleceğe yönelik afetlere hazır olmanın önemine işaret etti.

Her alanda KKTC devletinin güçlendiğini, afetlere karşı da bunun böyle olduğunu ifade eden Tatar, Kıbrıs’ta her iki devletin işbirliğine dayalı çalışabileceklerini, özellikle doğal afette işbirliği yapılması gerektiğini söyledi.

“Güney Kıbrıs ile işbirliğine her zaman hazırız” diyen Tatar, Merkezin hayırlara vesile olmasını temenni etti.

-Yılmaz: “Başkasının merhametine güvenebileceğimiz bir dönemde değiliz, güçlü olmak zorundayız”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, merkezin ülkeye hayırlı olmasını diledi, birlik beraberlik çağrısı yaptı.

Ortadoğudaki gelişmelere de işaret eden Yılmaz, “Biz başkasının merhametine güvenmeden, iç cepheyi güçlü tutarak bir olmalıyız. Birlik beraberlik zamanıdır. Bazı sözler söylenirken çok dikkatli olunmalıdır. Başkasının merhametine güvenebileceğimiz bir dönemde değiliz, güçlü olmak zorundayız” dedi.

Merkezin, T.C. Cumhurbaşkanı Yardımcılığının finansmanı ve AFAD’ın destekleriyle “KKTC Deprem Analiz Sistemi Altyapısının Kurulması Projesi” kapsamında kurulduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

“Projesi kapsamında attığımız her adım, kardeşliğimizin mühendislikte, teknolojide ve afet yönetiminde somut karşılık bulduğu birer eser olarak hayat bulmuştur. Afetlere karşı dayanıklı bir toplum inşa etme hedefi doğrultusunda atılan bu adımlar, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde şekillenen vizyoner yaklaşımın sahadaki yansımalarından biridir. Türkiye’nin tecrübesini ve teknolojik kapasitesini KKTC ile paylaşma iradesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü desteğiyle daha da kurumsallaşmıştır. AFAD’ın mali ve teknik katkılarıyla üç aşamalı şekilde yürütülen çalışmalarla, önce gözlem ağı genişletilmiş; 4 hızölçer, 4 GNSS istasyonu ve Yeni Erenköy’de bir derin kuyu deprem gözlem istasyonu devreye alınmıştır. Bu altyapının en stratejik halkalarından biri olan KKTC Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezine, AFAD tarafından geliştirilen yerli ve millî deprem yazılımları başarıyla entegre edilmiştir. Böylece, veri temelli karar alma süreçlerini destekleyen, bilimsel temellere dayanan güçlü bir yapı KKTC’ye kazandırılmıştır.”

Yılmaz, bu coğrafyanın, Antik Çağlardan bu yana sayısız kez depremlerle sarsıldığını, güncel deprem haritalarında da Türkiye ve Kuzey Kıbrıstan geçen fay hatları bulunduğuna işaret etti.

Türkiye’nin güneyi ve KKTC’nin de içinde bulunduğu Doğu Akdeniz havzasının, yüksek deprem riski taşıyan bir kuşakta yer aldığını ve özellikle 6 Şubat 2023’teki büyük felaketin ardından bu riskin ciddiyetinin bir kez daha acı biçimde ortaya çıktığına işaret eden Yılmaz, 6 Şubat depreminde kaybettikleri tüm vatandaşlar ve Şampiyon Melekleri de rahmetle andı.

Acil durumlarla ilgili Türkiye’deki faaliyetleri yürütürken bilgi ve deneyimlerini başta KKTC olmak üzere bölgedeki ülkelerle ve uluslararası camia ile de paylaşma konusunda çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

“Bugün açılışını yaptığımız Merkez, AFAD bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi’miz ile aynı kabiliyetlere sahip olacak şekilde tasarlandı. Deprem konusunda tüm değerlendirmelerimizi son yıllarda gerçekleştirdiğimiz dönüşüm ile tamamen yerli ve milli yazılımlar kullanarak gerçekleştirmenin de gururunu yaşamaktayız. Bölgemizde afetlere karşı dirençli bir gelecek inşa etme yolunda, ihtiyaç duyan her ülkeye katkı sağlamaya devam edeceğiz. Yazılım alanında atılan adımlarla birlikte, KKTC’nin deprem gözlem kapasitesini güçlendirmeye yönelik çalışmalar da aynı kararlılıkla devam etmektedir. Bu kapsamda; KKTC’de şu ana kadar 4 geniş banthız ölçer, 2 sabit GNSS, 13 ivme ölçer ve 1 adet de derin kuyu istasyonunu tamamlayarak kullanıma sunmuş bulunuyoruz. Ortaya koyduğumuz güçlü altyapı, bugün birçok Avrupa ülkesinin deprem gözlem kapasitesinin üzerindedir.Söz konusu istasyonlar özellikle Doğu Akdeniz Bölgesindeki deprem gözlem kalitesini önemli ölçüde artıracaktır.”

Yılmaz, KKTC’ye güçlü bir altyapı kazandırıldığına işaret ederek, depremlerde, öncesi, deprem esnası ve sonrasında güçlü kurumsal yapıya ihtiyaç duyulduğunu, en önemlisinin de öncesi olduğunu, o yüzden sağlıktan afet yönetimine riskleri belirlemek için çalıştıklarını söyledi.

Türkiye’de deprem sonrası büyük bir dönüşüm başlattıklarını en büyük şantiyenin Türkiye’de olduğunu, 100 milyar doları aşan yatırımlar yapıldığını ifade eden Yılmaz, Türkiye cumhuriyeti olarak üzerlerine düşeni yaptıklarını kaydetti.

KKTC ile de birlikte çalışmaya devam edeceklerini, bir millet iki devlet olarak yola devam ettiklerini ve KKTC’nin gelişmesi için ellerinden gelen desteği vereceklerini ifade eden Yılmaz, “Türkiye yüzyılı KKTC yüzyılıdır, güçlü bir şekilde geleceği yaratmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Adada, iki halkın 50 yıldır huzur güven barış ortamında yaşadığını, Rumların barış sürecine yanaşmadığını işaret eden Yılmaz, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, iki devletli çözüm vizyonunun da huzur barış ve adadaki gerçekliğin sonucu olduğunu vurguladı.

“Gerçekler ortadadır, bugüne kadar tüm süreçler denendi, aynılarına devam etmek oyalamadır, zaman kaybıdır” diyen Yılmaz, “Adada iki devletin her alanda işbirliği yapabileceğini, yeter ki bunun eşitlik içinde iki devlet temelinde yapılsın” ifadelerini kullandı.

“Eşitlik ve iki devlet temelinde olursa her alanda işbirliğine hazırız” diyen Yılmaz, özellikle afet konusunda devletlerin işbirliği yapması gerektiğini söyledi.

Tatar’a bu yöndeki çalışmalarından dolayı teşekkür eden Yılmaz, iki devlet ve eşitlik temelinden uzak tekliflerin, oyalama ve zaman kaybı olduğunu kaydetti.

Ortadoğudaki gelişmelere de işaret eden Yılmaz, “Biz başkasının merhametine güvenmeden, iç cepheyi güçlü tutarak bir olmalıyız. Birlik beraberlik zamanıdır. Bazı sözler söylenirken çok dikkatli olunmalıdır. Kıbrıs Türk halkı devlete söz söyleyenlere prim vermeyecektir” şekilde konuştu.

-Üstel: “Vatandaşımızın huzuru için çalışmaya devam ediyoruz”

Başbakan Ünal Üstel de, hükümet ile Türkiye Cumhuriyeti’nin birlikte çalışarak ülkede yine bir ilki gerçekleştirdiğini ifade etti.

Üstel, depremde kaybedilen şampiyon melekler ile vatandaşları rahmetle andı, deprem sonrası hızlı bir adımla deprem izleme merkezi kurulması için harekete geçtiklerini işaret etti.

Doğal afetlerin olabileceğini ancak depremleri, doğal afetleri felakete çevirebilecek kişilere karşı da gerekli önlemleri aldıklarını ifade eden Üstel, okullarda, hastanelerde gerekli adımları attıklarını, şimdi de diğer alanlarda denetimler yapacaklarını, risk varsa ve gerekiyorsa sağlam olmayan binaları yıkacaklarını, olası afetlerde, yaşanmaması gerekenler varsa bunların önüne geçmeye çalışacaklarını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte her alanda vatandaşların huzuru güven içinde yaşaması için işbirliğinde çalıştıklarını ifade eden Üstel, çok konuşmadan çok iş yapmaya devam edeceklerini kaydetti.

– Ataoğlu: “Türkiye ile işbirliklerinin sonsuza dek sürecek”

Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre BakanıFikri Ağaoğlu, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC’nin işbirliğinde açılan merkezin, ülke için bir ilk olduğunu ifade etti, hayırlı olmasını diledi.

Ataoğlu, 6 Şubat depreminde yaşamını yitirenleri, Şampiyon Melekleri andı, deprem sonrası bakanlığına bağlı Maden ve Jeoloji Dairesi’nin, söz konusu merkezin oluşturulması için ortaya koyduğu çalışmalarını anlattı.

Bakanlık ile AFAD arasındaki işbirliği ve çalışmalara da işaret eden Ağaoğlu, Türkiye ile işbirliklerinin sonsuza dek süreceğini söyledi.

Konuşmaların ardından merkez açılışı yapıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam