Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KTÖS, KTOEÖS ve destekleyen örgütlerden açıklama: “Pazartesi itibarıyla eylem ateşini yakıyoruz”

Published

on

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve destek veren örgüt, siyasi parti ve sendikalar Disiplin (Değişiklik) Tüzüğü’ne karşı pazartesi günü itibarıyla “eylem ateşini yakacaklarını” duyurdu.

Örgütler, tüzükte yapılan değişikliklerin hükümet tarafından geri çekilmemesi halinde eylemlilik sürecinin devam edeceğini ve genel grev dahil olmak üzere her türlü mücadeleyi vereceklerini açıkladı.

Eylem takvimi ve programının örgüt temsilcilerinin yapacağı toplantının ardından duyurulacağı kaydedilerek, tüm halka mücadeleye katılım ve destek çağrısında bulunuldu.

KTÖS ve KTOEÖS, destek veren örgüt, siyasi parti ve sendikalarla birlikte “gericiliğe ve dayatmalara karşı yeni yol haritası”nı duyurmak amacıyla KTOEÖS binasında ortak basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında ilk sözü alan KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, toplumda kamplaşma ve cepheleşme yaratmak amacıyla suni bir gündem oluşturulduğunu savundu. Maviş, “Konteynerlerde kırk kişilik sınıflarda eğitim gören çocukları dert etmeyenler, din ve vicdan özgürlüğü nutukları atıyor.” diyerek, gündemde olması gereken konuların açlık ve yoksulluk gibi sorunlar olduğunu belirtti.

Maviş, “Çocukların eğitim hakkını engellemeyin.” söylemlerine tepki göstererek, bu söylemlerin kurultay için eğitimi bir hafta erteleyenler tarafından dile getirildiğini öne sürdü. Disiplin Tüzüğü’nün Anayasa’nın din ve vicdan özgürlüğü hükmünü içeren 23. maddesine dayanılarak gerekçelendirildiğini kaydeden Maviş, buna karşın Anayasa’nın birinci maddesinde yer alan “laik cumhuriyet” ilkesinin göz ardı edildiğini savundu.

Bu düzenlemenin “özgürlük” adı altında başlatıldığını ancak ileride çocukların baskı altına alındığı, ayrımcılığın ve karanlığın örgütlendiği bir yapıya dönüşeceğini ileri süren Maviş, Türkiye’de yaşananların buna örnek teşkil ettiğini savundu.

“Direnmeye devam edeceğiz. Örgütleneceğiz ve başaracağız. Örgütlü halkın karşısında kimse duramaz.” diyen Maviş, bundan sonraki süreçte “sürprizlere hazırlıklı olunması” mesajını verdi.

Ülkede yasadışı birçok eylemin, başörtüsü ve din üzerinden temizlenemeyeceğini söyleyen Maviş, her adımda karşılarında kendilerini bulacaklarını söyledi.

– Ortak basın açıklaması…

Ardından söz alan KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, ortak basın açıklamasını okudu.

Açıklamada, 8 Nisan’da öğretmen sendikalarının; elliden fazla örgüt, sendika ve siyasi partinin katkı ve desteğiyle düzenlediği eylem ve mitinge katılarak, çocuklarını düşünen, eğitime ve toplum yapısına sahip çıkan herkese teşekkür edildi.

“Anayasa’ya, Milli Eğitim Yasası’na, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir tüzük, laik eğitim, laik toplum yapısı talebinde bulunulurken, bu iradeyi yok sayıp karar üretenlere” geçit vermeyecekleri vurgulanan açıklamada, “Sonuna kadar hep birlikte mücadeleye devam edilecektir.” denildi ve şöyle devam edildi:

“Pazartesi gününden itibaren eylem ateşini yakacak, halkının iradesine rağmen eğitimde gericileştirme darbesi anlamına gelen Disiplin Tüzüğü’nde yaptığı değişikliği Bakanlar Kurulu ya da hükümet geri çekene kadar bu ateş söndürülmeyecek, genel grev de dahil her türlü mücadele sürdürülecektir.”

Açıklamada, ayrıca, “okullarda verilen mücadelede öğretmenlere baskı, tehdit veya şantaj yapılması durumunda Eğitim Bakanlığı ve hükümetin örgütleri karşısında bulacağı ve doğacak sonuçlardan birincil sorumlu olacağı” ifade edildi.

Kıbrıs Türk toplumunun farklı din, dil ve kökenden gelen insanlarla bir arada yaşamış, farklılıklara hoşgörüyle yaklaşan demokratik bir yapıya sahip olduğu vurgulanan açıklamada, bu yapının bozulmasına, değerlerin hedef alınmasına ve çocuklar üzerinden bir çatışma ortamı yaratılmasına izin verilmeyeceği belirtildi.

Halka eylemlere katılma ve destek çağrısı yapılan açıklamada, “Ülkemize, irademize ve varlığımıza sahip çıkma zamanıdır.” ifadesine yer verildi.

– “Hayatı durdurma planlarımız var”

Ortak açıklamanın ardından, gazetecilerin soruları yanıtlandı.

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, hükümetin değişiklik önerisiyle görüşme talep etmesi halinde, konunun yorum ya da uzlaşmaya açık olmadığını, yapılması gerekenin tüzüğün geri çekilmesi ve Anayasa’ya uygun hareket edilmesi olduğunu vurguladı.

Yüksek Mahkeme binasının açılışına dair basında yer alan görüntülere de değinen Eylem, ülkede “laiklik karşıtı” bir politika izlendiğini savundu. Hükümete süre tanıyacaklarını belirten Eylem, bu sürenin sonunda herhangi bir değişiklik olmaması durumunda “hayatı durdurma planlarını” devreye sokacaklarını ifade etti.

KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel ise, ekonomik örgütlere, esnaf ve üreticilere çağrıda bulunarak, “Aydınlık ve karanlığın kavgasında bir taraf olmak zorundadırlar. Bu ülkeye dayatılan politikaları sermaye çevreleri de seyretmemelidir.” dedi.

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş de, ailelerin bölgelerde örgütleniyor olduğunu, öğrencilerin ise “pabuç eylemi” ile eylemlerini başlattıklarını belirtti. Maviş, hükümetin 15 yaş üzeri çocukların özgürlüğüne vurgu yaptığını hatırlattı.

Ortak açıklamaya imza koyan, örgüt, sendika ve siyasi partiler şu şekilde:

“Arif Hasan Tahsin Vakfı, ASSEN, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, Barış Derneği, Barış ve Demokrasi İnisiyatifi, BASIN-SEN, BASS, BAY-SEN, BES, Biyologlar Derneği, BKP, BÜRO-İŞ, CTP, ÇAĞ-SEN, DAÜ-BİRSEN, DAÜ-SEN, DAÜ-PER-SEN, DEV-İŞ, EL-SEN, GIDASEN, GÜÇ-SEN, HAKSEN, Halkın Partisi, Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası, HÜR-İŞ, Kadın Eğitimi Kolektifi, KAMU-SEN, KAMU-İŞ, KES, Kıbrıs Alevi Kültür Vakfı, Kıbrıs Sanatçı ve Yazarlar Birliği, Kıbrıs Türk Atatürkçü Gençlik Hareketi, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği, Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Platformu, Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (TIP-İŞ), Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası, KİEF, KKTC Alevi Kültür Merkezi, KOOP-SEN, KTAMS, KTMMOB, MALİYE-SEN, Sol Hareket, TDP, TELSEN, TES, TÜRK-SEN, VERGİ-SEN, YKP, Yeşil Barış Hareketi, Yurtsever Kıbrıslılar Hareketi”

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Uluçam: Arıtılmış atık suyun hayvancılık için kullanılması elzemdir

Published

on

By

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam, sürdürülebilir hayvancılık sektörü için arıtılmış atık suyun yem bitkisi üretimine ayrılması gerektiğini söyledi.

Uluçam, her yıl ithal edilen 40 bin ton sap samanın ülkede üretilebileceğini söyledi.

Güzelyurt’ta arıtılmış suyun borularla üreticiye ulaştırıldığını belirten Uluçam, Lefkoşa bölgesinde de bunun hayata geçirilmesi halinde sap saman ithaline gerek kalmayacağını kaydetti.

Yem bitkisi olarak mısır silajı yetiştirmek için dönüm başına bin ton suya gereksinim duyulduğunu kaydeden Uluçam, Lefkoşa Türk Belediyesi Atık Su Arıtma Tesisinden günde 30 bin metre küp su çıktığına işaret etti.

Altı ayda bunun 5 milyon 400 bin metre küp suya mukabil olduğunu belirten Uluçam, “Bu su kapalı boru sistemiyle Haspolat bölgesinde üreticiyle ulaştırılabilirse, yılda 43 bin ton silajlık mısır elde edilebilir” dedi.

Sap saman açığının Güzelyurt ve Gazimağusa atık su arıtma tesislerinden çıkacak suya ihtiyaç duymadan sadece LTB tesisinden çıkacak suyla karşılanabileceğini ifade eden Uluçam, oluşan sap samanın açığının ülkede üretilmesiyle katma değer de yaratılacağını kaydetti.

Erkut Uluçam “2024’te 50 bin ton sap saman ve silaj ithal edildi, bunun için üreticinin cebinden 300 milyon TL çıktı. Bu ülkede yapılacak altı aylık üretimle karşılanabilir” dedi.

Kapalı boru sistemi için 75 milyon TL gerektiğini belirten Uluçam, bir yılda üreticinin ithal silaj için ödediği rakamın ise 300 milyon olduğuna dikkat çekti.

2019’dan sonra yılların kuraklığın kötüleştiğine işaret eden Uluçam, “Ülkenin, en büyük ihraç kalemi süt ürünleri, buna bağlı olarak hayvancılıkta sürdürülebilir bir yapı sağlamak gerek, girdi maliyetlerini azalmak için arıtılan suyun hayvancılık için kullanılması elzemdir” dedi.

İstatistik Kurumu’na göre KKTC ‘de tahıl üretimi 2020’de 148 bin ton iken, 2021’de 71, 2022’de 75, 2023’de de 59 bin tona düştü. Diğer taraftan 2019’da 196 bin olan koyun sayısı 2023’te 300 bine yaklaştı.

Uluçam, “Sadece altı ayda Haspolat Atık Su Arıtma tesisinden çıkan suyla 216 milyon TL’lik üretim yapılabilir, o kadar daha kışlık yem bitkisi üretimi yapılabilir. İthal ettiğimiz sap samanı sadece Haspolat Arıtma Tesisinden çıkan suyla karşılayabiliriz. İthal sap saman için ödenen meblağın 4’te 1’i kadar bir parayla da kapalı boru sistemi hayata geçirilebilir” dedi

-Tehdit

Arıtmadan çıkan suyun kullanılacağı tarımsal değeri olan toprakları tehdit eden gelişmeler de yaşanmakta olduğunu kaydeden Uluçam, Değirmenlik bölgesinde, tarımsal verimli toprakların satılmaya başlandığını, derenin veli nimet olduğunu, verimli toprakların korunması için Değirmenlik bölgesi için imar planının çıkartılması gerektiğini ifade etti. Uluçam, bölgenin betonlaşma tehdidi altında olduğunu ifade etti.

-Alternatif uygulamalar

Atılabilecek diğer bir adımın da Maralfalfa (Mischantus x giganteus) diğer adıyla “fil otu” yetiştiriciliği olduğunu kaydeden Uluçam, kışta bir ilkbahar-yazda ise 4 olmak üzere 5 kez hasat edilebilecek bir bitki olduğunu kaydetti. Uluçam, Maralfalfa’nın ikinci sınıf topraklarda da ekilebileceğini, az bir sulama gerektiren bitki türü olduğunu ifade etti.

Dönüm başı her hasatta 10 ton verim alındığını kaydeden Uluçam, Maralfalfa’nın protein oranının yüzde 9, arpa tanesinin yüzde 5, mısır silajının da 7 olduğuna işaret etti.

Bitkinin İngiliz döneminde adaya getirildiğini bugünse Lefke bölgesinde dere kenarlarında halen bulunduğunu kaydeden Uluçam, bunun, zararlısı olmayan çok yıllık ve çubuk şeklinde ekilen bir bitki olduğunu kaydetti. Uluçam ülkede üretimini yapan üreticinin bulunduğuna da işaret etti.

Arıtılmış suyla soya da ekilebileceğini kaydeden Uluçay, yılda 20 milyon dolar soya küspesi de ithal edildiğine dikkat çekti. Uluçam, ellerinde, başarılı sonuçlar elde ettikleri, arıtılmış atık su ile soya fasulyesi yetiştirme denemesi de bulunduğunu kaydetti.

Verilere göre, soya fasulyesi yanında, 2023’te 27 milyon dolarlık tane mısır, 4 milyon dolarlık mısır silajı, 23 milyon dolarlık arpa, 8,7 milyon dolarlık Ayçiçeği ithal edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

DAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Bayraktar 38. EFPSA Kongresi’nde DAÜ’yü temsil etti

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Bayraktar, Avrupa Psikoloji Öğrenci Birlikleri Federasyonu’nun (EFPSA) davetlisi olarak Antalya’da düzenlenen 38. EFPSA Kongresi’ne katılarak DAÜ’yü temsil etti.

DAÜ Halkla İlişkiler ve Medya Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Bayraktar kongrede, “Pozitif Yanılsamalar: Uyum Sağlayıcı mı Sorunlu mu?” başlıklı bir çalıştay düzenledi.

Bayraktar, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen öğrencilerin de katıldığı çalıştayda üzerinde durulan konularla ilgili şunları kaydetti: “Günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız kendimize, başkalarıyla olan ilişkilerimize, yaşantılarımıza dair algılarımızın olumluya meyletmesi diyebileceğimiz pozitif yanılsamaların hangi durumlarda yaşamı kolaylaştırıcı, hangi durumlarda riskli olabileceğini tartıştık.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Güler’den açıklama “Mavi ve Gök Vatan’daki haklarımızı başarıyla korumayı sürdürüyoruz”

Published

on

By

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Mavi ve Gök Vatan’da hak ve menfaatlerin muhafazasına yönelik faaliyetlerin başarıyla sürdürüldüğünü vurguladı.

Güler, “Çalışmalarımız, bundan sonra da artan bir ivmeyle devam edecek” dedi.

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kademesi ile gittiği Kütahya’da Mehmetçikle bir araya geldi,

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre Güler, burada yaptığı konuşmada, Mavi ve Gök Vatan’da hak ve menfaatlerin muhafazasına yönelik faaliyetlerin başarıyla sürdürüldüğünü vurguladı.

Başta Kıbrıs olmak üzere pek çok coğrafyada kardeş, dost ve müttefik ülkelerin güvenlik, barış ve istikrarına katkılar da sunulduğuna dikkati çeken Güler, “Yakın coğrafyamızdan başta olmak üzere dünya genelinde küresel aktörler arasında yaşanan gerginlikler, nüfuz mücadeleleri ve hatta çatışmalar artarak devam etmektedir. Bu kritik dönemde ülkemizin bulunduğu stratejik coğrafya dikkate alındığında başta savunma ve güvenlik olmak üzere her alanda güçlü olmak zorundayız. Çalışmalarımız, bundan sonra da artan bir ivmeyle sürdürülecek”dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam