Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTÖS, KTTB ve KTOEÖS ortak açıklama yaparak eleştiri ve önerilerde bulundu

Published

on

 

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı (KTTB) Özlem Gürkut ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Ozan Elmalı ortak yazılı açıklama yaparak pandemi sürecine ilişkin eleştiri ve önerilerde bulundu.
Açıklamada, “Adanın bir yarısında markete bile girerken aşılılara son 72 saat içinde yapılmış test istenirken, okullarda düzenli test yapılırken, temaslı öğrencilerden günlük test istenirken; adanın diğer yarısında ise hiçbir denetim yapılmazken üzerine bir de önlemlerin gevşetilmesinin toplumun sağlığını ve ülkenin geleceğini riske atacak, okullarda ise eğitim kayıplarını artıracak nitelikte kararlar olduğu” savunuldu.

Açıklamada, alınan kararlar doğrultusunda okulların açık kalabilmesi için, pozitif vakanın olduğu sınıflarda, günlük ve yerinde test uygulaması başlatılması, ivedi şekilde fiziksel mesafe kurallarına uygun tekli sınıf düzenine geçilmesi gerektiği vurgulandı.

SAĞLIK VE EĞİTİM BAKANLIKLARI YAPICI ŞEKİLDE BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DAVET EDİLDİ

Yaygın aşılama, hastalığın seyrinin daha iyi bilinmesi ve yeni varyantın baskın hale gelmesiyle artık tüm dünyada “en son kapanan ve ilk açılan yerler okullardır” söyleminin “hiç kapanmaması gereken yerler okullardır” şekline çevrildiği kaydedilen açıklamada Sağlık ve Eğitim Bakanlıkları bu çağdaş hedef doğrultusunda Ağustos 2021’de olduğu gibi bugün de yapıcı şekilde birlikte çalışmaya davet edildi.
Sağlık Bakanlığı’nın Omicron varyantı ile oluşan Covid-19 tablosunun önceki varyantlara göre daha hafif bir kliniğe sebep olmasını fırsat bilerek ekonomik çarkların devam etmesi, seçim kampanyalarının sürmesi amaçlarına hizmet ettiği savunulan kararlarla temaslı kişilerin izolasyonuna son verdiği ifade edilen açıklamada, enfekte (Covid-19 pozitif) kişilerin ise izolasyon sürelerinin kısaltılması da eleştirildi.

“DURUM ÇOĞUNLUĞU HENÜZ AŞILANMAMIŞ OLAN OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLAR İÇİN CİDDİYETİNİ SÜRDÜRÜYOR”

Durumun çoğunluğu henüz aşılanmamış olan okul çağındaki çocuklar için ciddiyetini sürdürdüğü, dahası Covid-19 hastalığı klinik belirtilerinin şiddetinden bağımsız olarak komplikasyonlara yol açabildiği kaydedilen açıklamada, “uzamış Covid” olarak adlandırılan negatifleştikten sonra da aylarca nefes darlığı, çarpıntı, nörolojik şikayetlerle seyredebilen bir tabloya yol açabildiğine dikkat çekildi.
Açıklamada, bu nedenle en güvenli durumun virüsle hiç karşılaşmamak, enfekte olmamak olduğu vurgulandı.
Toplumda salgının kontrol altına alınarak vaka sayılarının düşürülmesi ve okulların sürdürülebilir şekilde yüz yüze eğitime devam edebilmesi için derhal gerekli düzenleme ve kısıtlamalar yapılması ve yeterli denetim sağlanması istenilen açıklamada şunlar ifade edildi:
“COVID-19 hastalığının yayılımını kontrol etmek amacı ile okulları yüz yüze eğitime en uzun süre kapalı tutan ülkelerden birisi de biziz.
Ancak görülmüştür ki okulların yüz yüze eğitime kapatılıp uzaktan eğitim yapılması, sadece eğitim kayıplarına değil çocukların kişilik ve sosyal gelişimlerinde ve sağlıklarında da gerilemelere neden olabilmektedir.
Bu nedenledir ki içinde bulunduğumuz ders yılında okullarda yüz yüze eğitimi sürdürebilmek için uymamız gereken kurallar, yapmamız gereken düzenlemeler ve hazırlıklar ile ilgili bilimsel verilere ve ülkemiz şartlarına uygun bir kılavuz hazırladık. Hazırladığımız Covid-19 Pandemisinde Sürdürülebilir Yüz Yüze Eğitim Kılavuzu’nu Sağlık ve Eğitim Bakanlıkları ve ilgili tüm kişilerle paylaştık.
Dünyada birçok örgütün kılavuzlarında da bizim kılavuzumuzda olduğu gibi, bir ülkede salgını kontrol etmek amacı ile okulların en son kapatılması ve kontrol sağlandığında da ilk açılması gereken yerler olduğu vurgulanmıştır. Aynı şekilde Sağlık Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı da okullarla ilgili kararlarında ülkemizde vaka sayılarının artması durumunda yapılacak ilk şeyin toplumda yüksek riskli aktivite ve alanlarla ilgili kısıtlama ve düzenlemeler olması gerektiğine açıkça yer vermiştir.

Günümüzde ülkemizde görülen en yüksek günlük vaka sayılarına ulaşmış durumdayız ve oldukça yüksek bulaşıcılığa sahip bir varyant toplumda yayılmaya devam etmektedir.
Son sürveyans raporlarına göre haftalık Covid-19 vakalarımızın sayısı 5000’i geçmiş ve bu vakaların  %30’unu ise 0-19 yaş arası kişiler oluşturmaktadır. Toplumda vakalar arttıkça doğal olarak okullarda da artmakta, özellikle 12 yaş altı grupta Covid-19 aşılamasının başlatılmamış olması nedeni ile de öğrenciler arası bulaşma çoğalmaktadır.
Hepimizin malumudur ki pandeminin ekonomi üzerinde olumsuz etkileri ülkemizi sarsmıştır. Ancak çoğunluğu üretime katkı sağlayan çalışan nüfus olan binlerce Covid-19 pozitif kişinin hastalık nedeni ile çalışamaması da üretimi dolayısı ile de ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Yapılması gereken hastalığın yayılmasına en çok neden olan kalabalık/toplu aktiviteler, maskesiz bulunulan özellikle kapalı alanlar (örneğin yiyecek içecek servis edilen kapalı alanlar gibi) ile ilgili kuralları gözden geçirip düzenlemek ve denetlemektir. Ayrıca insan temaslarının yoğunlaştığı tüm alanlarda kurallar denetlenmeli ve uygulanmalıdır.

Oysa ki ülkemizde yaşanmakta olan milletvekilliği seçimi propaganda faaliyetleri sırasında topluma örnek olması gereken siyasi adayların ve partililerin hiçbir korunma tedbirine uymadıklarına, insanları kapalı mekanlarda topladıklarına sıkça rastlamaktayız.
Toplumda salgının kontrol altına alınarak vaka sayılarının düşürülmesi ve okulların sürdürülebilir şekilde yüz yüze eğitime devam edebilmesi için derhal gerekli düzenleme ve kısıtlamalar yapılmalı, yeterli denetim sağlanmalıdır.

5-11 yaşa yönelik özel olarak üretilen Covid-19 aşıları ülkemize de sağlanıp ivedilikle bu yaş grubu da aşılanmaya başlanmalıdır. Ortaöğretimdeki (12-18 yaş) çocukların %42 si aşılanmamış durumdadır. Bu oranın artırılması elzemdir. Ayrıca tüm topluma yönelik aşılarla ilgili yeterli bilimsel şeffaf bilgilendirme yapılmalı aşı oranı yükseltilmelidir.
Zamanında alınmayan önlemler ve sağlanmayan şartların, okullarda temaslı-pozitif öğrenci sayısını artırarak toplumsal sağlık ve yüz yüze sınav-eğitimi tehlikeye soktuğunu şu an yapılan sınavlara yüzlerce öğrencinin giremediğini ve giremeyeceğini belirtiriz.

Yarışmacı kolej sınavları ile ilgili de benzer durum söz konusu olacaktır. Eğitim Bakanlığı’nın 6 ilçede de önlemleri artırarak, gerekli koşulları her bölgeye eşit şekilde sağlaması gereklidir. Aksi halde eşitsizlik bir kez daha derinleşecektir.
Maalesef ki Sağlık Bakanlığı’nın ürettiği kararların ülkemiz koşulları için geçerli olduğunu söylemek mümkün değildir. Okullarımızda sosyal mesafe sorunu yaşandığını, tıbbi maske kullanılmadığını, düzenli testler yapılmadığını ve okul dışı ortamlardaki riskli aktivitelerin sınırlanmadığını hatırlatırız.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Baf’ta 15 yaşındaki erkek çocuk ölü bulundu

Published

on

By

Baf’ta bugün 15 yaşındaki bir erkek çocuğu ölü bulundu. 

Ceset, Baf’a bağlı Holetria köyünde mezarlık ile köy merkezi arasındaki bölgede tespit edildi.

Cesedin yakınında bir motosikletle, terk edilmiş van araç saptandı.

Rum basınında yer alan haberlere göre, olay yerinde iki aracın bulunması, bir trafik kazası olasılığını güçlendiriyor. Polis, suç ihtimali de dahil tüm olasılıkları araştırıyor 

Ölen çocuğun yerel bir sakin olduğu tespit edildi. 

Devamını Oku

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam