Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

KTÖS: Yüz yüze eğitimin devamı için mutlaka önlemleri hep birlikte almalıyız

Published

on

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), okullarda koronavirüs (Kovid-19) vakalarının artmasını “endişe ile izlediklerini” belirterek, çocukların sağlık ve yüz yüze eğitim hakkını koruyacak hızlı ve yerinde kararlar alınması için Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na bazı pratik adımlar atma çağrısında bulundu.

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde “çocukların sağlık ve yüz yüze eğitim hakkını önemseyin” çağrısı yapan KTÖS, okullarda ilk iki ay içerisinde yaşanan sorunlara çözüm getirmek için 5 ana başlık ve 17 alt başlık altında topladığı önerileri kamuoyu ile de paylaştı.

“Okulların çocukların sosyalleşme, korunma ve psikolojik gelişimi için önemli olduğunu” da hatırlatan Sendika, “Çocukların yüz yüze eğitim ve sağlık hakkını korumak için hükümeti bir kez daha göreve davet ederiz” dedi.

“SAĞLIK BAKANLIĞI VE EĞİTİM BAKANLIĞI’NI PRATİK ADIMLAR ATMAYA DAVET EDİYORUZ”

KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş tarafından yapılan açıklamada, “Öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin çabası ile yüz yüze eğitim okullarda sürdürülebilmekte olduğu” belirtilerek, “Okulların önemsenmemesi, okul dışı ortamların denetlenmemesi ve önlemlerin sıklaştırılmaması ve okullarda artan vakalar nedeniyle özveri ve çabamızın sekteye uğrayacağını gözlemlemekteyiz” denildi.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve bazı doktorların okullarda salgınla mücadele konusundaki açıklamalarına da işaret edilen açıklamada, “Okullarımızın salgınla mücadele noktasında kılavuz, yönerge, yetki ve denetime ihtiyacı olduğu Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği tarafından da vurgulanmış, son günlerde verdikleri beyanatlarla Dr. Nesil Bayraktar iklim şartlarının değişeceğine ve işlerin zorlaşacağına, Dr. Şebnem Benar da denetimsizlik nedeniyle vakaların arttığına dikkat çekmiştir” ifadelerine yer verildi.

KTÖS, açıklamasında yer alan öneriler şöyle:

“1- OKULLARA YETKİ VE BÜTÇE VERİLMELİDİR.

• Eğitim Bakanlığı okul içi düzenlemelerde “Okul Pandemi Kuruluna” yetki ve bütçe vermelidir.

• Temizlik ve hijyen malzemeleri tedariğinde devamlılık sağlanmalıdır.

• Sağlık ve güvenlik önlemleri konusunda duyarlı ve detaylı “Sürdürülebilir Yüz Yüze Eğitim Kılavuzu” referans alınmalıdır.

• Okulöncesinde taşımacılıktan dolayı okulda bekleyen çocuklar için ek okul taşımacılığı ile soruna pratikte çözüm bulunmalıdır.

2- EĞİTİM PROGRAMLARI PANDEMİYE UYGUN DÜZENLENMELİDİR

• Tekrar içeren ve seyrekleştirme isteyen eğitim programların pandemi koşullarına göre revize edilmelidir. Çekirdek eğitim programı uygulaması ile tüm okulların temel kazanım ve becerilerde akademik bilgi düzeyi eşitlenmelidir.

• Akademik çalışma takvimi, pandemi önlemleri çerçevesinde yeniden revize edilmeli, ivedi olarak Bakanlığın öğretim programı komisyonları ve kitap komisyonları toplanıp, pandemi gerçekleri düşünülerek seyreltilmiş bir akademik öğretim programı hazırlanmalıdır.

• Önümüzdeki günlerde havaların soğuyacağı, kapı ve pencerenin kapanacağı gerçeğinden hareketle, uzmanların önereceği zamanlarda “kısa aralar” verilmelidir.

3- HER OKULDA ÇOCUKLARIN TEKLİ SIRALARDA OTURACAĞI SOSYAL MESAFE KURALLAR UYGULANMALIDIR

• Sosyal mesafe sorunu yaşayan okullarımızın aşağıdaki sorunları iki ay geçmesine rağmen çözülmemiş ve öğrencilerin okulda bulunma süresi eşitlenememiştir.

a) Ek derslik (%32 ihtiyaç)

b) Taşımacılık (%50 kapasite)

c) Tekli sıra (% 79 ihtiyaç)

d) Öğrenci kotası ( okul nüfusunu uygun olan okullar ile paylaşma)

e) Filtreli havalandırma cihazı (% 99.9 oranında sınıf içi bulaş riskini azaltma)

• Okullarda bulaş riski en yüksek gruplar çiftli sıralarda yan yana oturan öğrenciler ve okul öncesi öğrencilerdir. Bölgedeki vaka sayılarına göre ilgili okullarda yeni düzenlemeler getirilmelidir.

• İlköğretimin yakın temaslı öğrencilerinin orta eğitime göre az olmasının nedeni seyreltilmiş eğitime devam eden okulların kapasitelerinin %50 düşürülmesi ve birçok köy okulun çocuklara tekli oturma düzeni sağlayabilmesidir. Bulaş riskini azaltmak için sosyal mesafe düzeni tüm okullara sağlanmalıdır.

4- EĞİTİM İLE İLGİLİ KARARLARA UYMAYANLARA YAPTIRIM YAPILMALIDIR

• Çocukların semptom göstermesi, temaslı olması halinde ailenin nasıl bir yol izleyeceği ile ilgili bilgileri içeren taahhütname aileler tarafından imzalanmalıdır.

• Öğrenci velilerinden (aşılı) 14 günde bir test istenmeli veya ilköğretimdeki çocuklar belli aralıklarla test yapmalıdır.

• Semptom gösteren çocukların evde kalmalı, ailelerin düzenli olarak testlerin okula gönderilmeli ve bulaş tespit edilen okullarda test yapmaktan aileler kaçınılmalıdır.

• Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun eğitim ile ilgili kararlarının nasıl uygulanacağı ile ilgili genelge ile resmiyet kazanmalı ve uymayanlara yaptırımı olmalıdır.

5-  HİBRİT EĞİTİM UYGULAMASI HAZIRDA TUTULMALIDIR

• Öğretmenlerin pozitif veya temaslı olması durumunda okuldaki eğitimin sürdürülebilmesi için geçici öğretmen görevlendirilmesi yapılmalıdır.

• Geçici öğretmen sistemi uygulamaya girmeyecekse temaslı veya pozitif ancak semptomsuz öğretmenlerimizin derslerini online yapabileceği ortam hazırlanmalıdır.

• MEB’in verilerine göre tüm okullarda 1000 üzerinde temaslı veya pozitif vaka vardır. Öğrencilerin pozitif veya temaslı olması durumunda öğrenimlerinin kesintiye uğramaması için hibrit eğitim uygulaması devreye girmelidir. Bu anlamda sınıflar fiber optik internet ve kamera ile desteklenmelidir.”

KTÖS, okulların çocukların sosyalleşme, korunma ve psikolojik gelişimi için önemli olduğunu hatırlatarak, çocukların yüz yüze eğitim ve sağlık hakkını korumak için hükümeti göreve davet etti ve tüm çocukların Dünya Çocuk Hakları Günü’nü kutladı.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

FİNANSE EDEN EKONOMİK YAPILARI KINIYORUZ!

Published

on

By

GAZZE’DE YAŞANANLAR İNSANLIK SUÇUDUR!

Filistin’le Dayanışma, İnsanlık Onurunu Kurtarmaktır
Kıbrıs Türk halkının yetiştirdiği bir grup akademisyen olarak, Filistin topraklarında yaşanmakta olan insanlık dramını, insanlık tarihinin en karanlık lekelerinden biri olarak karşımıza çıkan saldırıları ve işgali en güçlü şekilde kınıyoruz. Bir halkın kendi topraklarında özgür, onurlu ve güvenli bir yaşam sürme hakkı, evrensel insan haklarının temelini oluşturmaktadır. Buna karşılık Filistin halkının maruz kaldığı sistematik şiddet, yerinden edilme, katliam, şehirlerin bombalanması, açlık ve susuzluğa mahkûm edilmesi, vicdan sahibi hiç kimsenin sessiz kalamayacağı bir zulümdür. Dolayısıyla bu insanlık dramına bir grup akademisyen olarak bizlerin de sessiz kalması mümkün değildir. Parçası olduğumuz Kıbrıs Türk halkı da 1974’e kadar benzer acılar çekmiş, kayıplar vermiş, yerinden edilmiş, adaletsizlikler ve haksızlıklar yaşamıştır. Bu nedenle Filistin halkının bugün yaşadıklarını bire bir yaşamış bir halkın yetiştirdiği bir grup akademisyen olarak, Birleşmiş Milletler’in ve diğer uluslararası kuruluşların Filistin’le ilgili tüm kararlarını hatırlatarak uluslararası toplumu derhal adaletin ve barışın tesisi için harekete geçmeye çağırıyoruz. İsrail’in işlediği savaş suçlarını, onu koşulsuz destekleyen emperyalist güçleri ve onu finanse eden masonik yapıları kınıyoruz. En temel insani ve ahlaki değerlere saygı gösterilmeksizin devam eden saldırılara karşı Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu teyit ediyoruz. Bu yaşananlara karşı sessiz kalmak, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasına ortak olmak demektir. Bizler bu zulme ortak olmayacağız. Filistin’le dayanışma, insanlık onurunu kurtarmaktır. Akademisyenler olarak Filistin halkının yanındayız.

Akademisyenlerin Filistin Dayanışması

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da muhalefet partileri “Gazze’de katliamı durdurun” çağrısıyla yürüdü

Published

on

By

İtalya’da muhalefetteki sol partilerinin organizasyonuyla “Gazze’de katliamı durdurun, suç ortaklığı son bulsun” çağrısıyla geniş katılımlı yürüyüş ve miting yapıldı.

Ana muhalefetteki Demokratik Parti (PD) ile diğer büyük muhalefet partileri 5 Yıldız Hareketi (M5S) ve Yeşil ve Sol İttifakın (AVS) girişimiyle on binlerce kişinin katıldığı protesto düzenlendi.

M5S lideri Giuseppe Conte ve AVS’nin liderleri Angelo Bonelli ile Nicola Fratoianni’nin “Gazze’de katliamı durdurun, suç ortaklığı son bulsun” yazılı pankartla katıldığı büyük yürüyüş, Vittorio Emanuele Meydanı’ndan başlayıp, San Giovanni Meydanı’ndaki miting alanına kadar sürdü.

Yürüyüşte parti flamalarının yanı sıra çok sayıda Filistin bayrağı ve İsrail’i kınayan dövizler açıldı.

Yürüyüşe katılan İtalyan Annapaola, bugün önemli bir etkinlik yaptıklarını belirterek “Eğer olup bitenler hakkında açık ve net kelimelerle konuşmazsak Batı demokrasisi Gazze ile birlikte ölür. Şu anda bir katliam yaşanıyor; seyirci kalamayız, meydanlara çıkmalıyız, bedenlerimizi ortaya koymalıyız, tüm partilerle, derneklerle, bireylerle birlikte sokağa çıkmalıyız. Bu felaketi daha fazla izleyerek geçiştiremeyiz.” dedi.

İtalyan hükümetinin, Gazze konusundaki yaklaşımını nasıl bulduğu sorulan Annapaola, “Utanç verici. Utanç verici ve gerçekten anlaşılmaz. Halen açık ve net bir dil kullanılmıyor. Halen diplomatik bir politika yürütülüyor. Ne Avrupa anlaşmalarının, ulusal anlaşmaların sona erdirilmesi ne de ticaret yollarının, silah ticaretinin kapatılması gibi adımlar atılıyor. Somut bir şeyler yapılması gerekiyor ve şu anda hiçbir şey yapılmıyor.” diye konuştu.

Bir diğer İtalyan, Angelo da Filistin’le ilgili tüm gösterilere katıldığını söyleyerek “Olanlar fazlasıyla korkunç ve en kötüsü de kimsenin bunlardan bahsetmemesi, herkesin sessiz kalması.” ifadesini kullandı.

Her şeyden önce savaşın sona ermesini, insanlara yiyecek ve medeni bir yaşam sağlanmasını istediklerini anlatan Angelo, şöyle devam etti:

“En önemlisi, bir devletin tanınmasını ve İsrail’in artık 50 yıldan uzun süredir yaptığı şeyleri yapmayı bırakmasını istiyoruz. Bu sağ-sol meselesi değil; bu sürdürülen bir utanç, gerçek bir soykırım. (Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva) Lula’nın dediği gibi ki tamamen haklı. Bu bir soykırım, bir imha. Ve en kötü tarafı, bunu yapanların bizzat böyle bir şeyi yaşamış bir halk olması. Bu nedenle böyle şeylerin yaşanmasını önleyecek bir bilinçleri olması gerekirdi. Ama umurlarında bile değil çünkü onların derdi iğrenç çıkarları, başkalarının topraklarını çalan yerleşimciler. Bu tam anlamıyla bir utanç.”

– Muhalefet liderleri, Meloni hükümetini İsrail’e suç ortağı olmakla suçladı

Yürüyüşün ardından San Giovanni Meydanı’ndaki mitingde, etkinliği düzenleyen üç partinin liderleri birer konuşma yaptı. Liderler, Başbakan Giorgia Meloni liderliğindeki sağ koalisyon iktidarını eleştirirken, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına ve yasa dışı yerleşimlere karşı ses yükseltme çağrısında bulundu.

PD lideri Elly Schlein mitingde, “15 binden fazlası çocuk olmak üzere 50 binden fazla ölü var. Bunlar sadece sayı değil; parçalanmış hayatlar, yıkılmış aileler. Yasa dışı işgallere yeter artık, okulların bombalanmasına yeter. Binlerce masum sivilin öldürülmesine, kadınların, yaşlı kadınların, çocukların katledilmesine ve aylar sonra bir parça ekmek istemeye giden insanların vurulmasına yeter. (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümeti aylarca buraya gıda, su ve ilaç girmesine izin vermeyip açlığı savaş silahı olarak kullandı. Birleşmiş Milletlere göre Gazze’deki bu tırmanma, gerçek bir etnik temizlik. Bunu kabul edemeyiz. Sesimizi yükseltmeliyiz.” dedi.

Schlein, İsrail ordusunun yaptığı katliamın durması gerektiğini, buna karşın ne dünyanın ne Avrupa Birliği’nin (AB) ne de Meloni hükümetinin daha fazla sessiz kalabileceğini söyledi.

M5S lideri Conte de Gazze’de yaşananlara ilişkin “Bütün bu olup bitenler, ne olarak anılıyor? Soykırım, soykırım.” ifadelerini kullandı.

Conte, bugün bu meydanın, İtalyan hükümetinin “ikiyüzlülüğünü” kınadığını belirterek şunları kaydetti:

“Bugün bazı bakanlar kekelemeye başladı. ’60 bin ölü fazla’ demeye başladılar. Ne büyük ikiyüzlülük, ne büyük utanç. 30 bin, 40 bin ya da 50 bin kabul edilebilir miydi? 16 bin çocuğun katledilmesini mi beklememiz gerekiyordu? Bu meydandaki vatandaşlar diyor ki ‘Biz suç ortağı değiliz.’”

Conte, hükümete İsrail ile olan askeri işbirliği anlaşmalarının durdurulması gerektiğini, kendisinin başbakanlığı döneminde bunu Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) karşı yaptığını belirtti.

AVS liderlerinden Bonelli de “İsrail’in Gazze’deki katliamı ve Batı Şeria’daki işgali durmalı.” diye konuştu.

Fratoianni ise iki devletli çözümden yana olduğunu dile getiren Başbakan’a seslenerek “O halde Giorgia Meloni, buradan başlayalım. Eğer ‘iki halk iki devletten yanaysanız’ diğer ülkelerin en sonunda yaptığı şeyi yapmanızın zamanı geldi; var olmayan devleti tanıyın, bugün Filistin devletini tanıyın. Sadece ikiyüzlülük yapmayın.” ifadelerini kullandı.

Organizatörler, yürüyüş ve mitinge katılanların sayısını 300 binden fazla olduğunu duyurdu.

Bu arada, bugün Roma’da yapılan yürüyüşün dışında ülkenin diğer kentlerinde de Gazze’ye destek ve dayanışma etkinlikleri yapıldı.

Milano’da Filistin için destek yürüyüşü düzenlenirken, Floransa’da da akşam saatlerinde belediye binası olan tarihi Vecchio Sarayı’nın ön yüzüne Gazze’deki trajediye yönelik “Yeter” yazsısın yansıtılacağı basına yansıdı.

Devamını Oku

Dünya

DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus: “Gazze’nin sağlık sistemi çöküyor”

Published

on

By

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail’in yoğun saldırıları ve ablukası altında bulunan Gazze’deki sağlık sisteminin çöktüğü uyarısında bulundu.

Ghebreyesus, Gazze’deki duruma ilişkin sosyal medya platformu X’ten paylaşım yaptı.

“Gazze’nin sağlık sistemi çöküyor.” ifadesini kullanan Ghebreyesus, geriye kalan en önemli hasta sevk hastanesi olan Nasır ve Emel hastanelerinin işlevsiz hale gelme riski altında olduğunu vurguladı.

Ghebreyesus, bu iki hastane olmadan insanların sağlık hizmetlerine erişimini kaybedeceğini belirtti.

Bu hastanelerin 2 Haziran’da duyurulan tahliye bölgesinin içinde veya hemen dışında yer aldığının altını çizen Ghebreyesus, “İsrailli yetkililer, Gazze’deki Sağlık Bakanlığına her iki hastaneye giden erişim yollarının engelleneceğini bildirdi. Sonuç olarak, yeni hastalar ve personel için güvenli erişim zor olacak, hatta imkansız olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Ghebreyesus, hastanelerin hizmet dışı kalmasının, hastalar için korkunç sonuçlara yol açacağını bildirdi.

“Gazze’deki hastanelerin acımasız ve sistematik şekilde yok edilmesi çok uzun süredir devam ediyor. Derhal sona ermeli.” ifadelerine yer veren Ghebreyesus, acil ve kalıcı ateşkes çağrısında bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam