Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KTTO’nun talebiyle hazırlanan “KKTC Güncel Elektrik Üretim Durumu ve Enterkonnekte Seçenekleri” raporu paylaşıldı

Published

on

Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) talebi üzerine Prof. Dr. Murat Fahrioğlu ve Prof. Dr. Serkan Abbasoğlu tarafından hazırlanan “KKTC Güncel Elektrik Üretim Durumu ve Enterkonnekte Bağlantı Seçenekleri” konulu rapor, düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Konferans Salonu’nda yer alan basın toplantısında, KTTO Başkanı Turgay Deniz’in açılış konuşmasının ardından Prof. Dr. Murat Fahrioğlu ve Prof. Dr. Serkan Abbasoğlu tarafından “KKTC Güncel Elektrik Üretim Durumu ve Enterkonnekte Seçenekleri” raporunun sunumu yapıldı.

-Deniz: “Fizibilite raporu değil”

KTTO Başkanı Turgay Deniz, elektrik konusunun üreticiden tüketiciye, ticaret ile uğraşan iş insanlarından çiftçilere; otelciden üniversitelere kadar bütün işletmelerin ve hane halkı için başlıca sorun haline geldiğini belirterek, bu raporu hazırlama amaçlarının elektrik sorunlarına çözüm bulma çabalarına katkıda bulunmak olduğunu vurguladı.

Hazırlanan raporun bir “fizibilite raporu” olmadığına işaret eden Deniz, iki değerli akademisyen tarafından hazırlanan “KKTC Güncel Elektrik Üretim Durumu ve Enterkonnekte Bağlantı Seçenekleri” raporunun elektrik sorununun bütünlüklü çözümünün ne olacağından çok, enterkonnekte sistemlerin yararlarını ve nasıl yapılabileceğini ortaya koymayı amaçladığını kaydetti.

Raporda ülkenin elektrik üretiminin tarihçesinin özetlendiğini, tüketiminin projeksiyonun yapıldığı ve 2040 yılında karşımıza çıkması beklenen puantın hesaplandığına işaret eden Deniz, KKTC ve TC arasında olabilecek enterkonnekte opsiyonlarının değerlendirilerek, en uygun teknolojinin gerekçeleri ile tartışıldığını belirtti.

Deniz, raporun sonunda enterkonnekte yatırımının öneminin yanı sıra ülkede kaliteli, verimli, çevre dostu ve fiyat olarak daha uygun elektrik üretimi ve dağıtımının mümkün olması için atılacak adımların ifade edildiğini de söyleyerek, raporlarının elektrik sorununun çözümüne katkıda bulunmasını temenni etti.

KKTC ile TC arasında olabilecek enterkonnekte opsiyonları değerlendirildi

KKTC Güncel Elektrik Üretim Durumu ve Enterkonnekte Seçenekleri” raporunda, KKTC’nin elektrik üretiminin tarihçesi özetlendi, tüketiminin projeksiyonu yapıldı, 2040 yılında karşılaşılması beklenen puant hesaplandı ve KKTC ile TC arasında olabilecek enterkonnekte opsiyonları değerlendirilerek en uygun teknoloji gerekçeleri ile birlikte tartışıldı.

Ülkede artan elektrik ihtiyacına işaret edilerek, 2040 yılında puantın 900 MW olacağının öngörüldüğü raporda, enterkonnekte sisteminin finans ve yatırım modeline karar verilmesi, mülkiyet ve yatırımcı/işletmeci gibi konuların netleştirilmesi gerektiği kaydedildi.

Enterkonnekte sistemlerin farklı uygulama modellerinin de anlatıldığı raporda, KKTC-TC arasında bağlantı için en uygun opsiyonun HVDC VSC olduğu belirtildi. KKTC-TC arasından kurulacak HVDC VSC bağlantısı ile büyük bir kısmı Avrupa fonlarından destekli olan Avrasya (Eurasia) HVDC sistemine bağlanılarak Desertec projesinin başlangıcının oluşturulabileceğinin kaydedildiği raporda, bunun Türkiye için Avrasya HVDC projesine dahil olma için bir fırsat olacileceği aktarıldı.

– Kaliteli, verimli, çevre dostu, uygun fiyatlı elektrik üretimi ve dağıtımı için atılacak adımlar…

Raporun “Sonuç” bölümünde; kaliteli, verimli, çevre dostu ve daha uygun fiyatlı elektrik üretimi ve dağıtımının mümkün olması için atılacak adımlar söyle sıralandı:

“Türkiye Cumhuriyeti ve/veya başka bir büyük şebeke ile uygun modelde bir enterkonnekte bağlantısı kurulması; baz santral olarak yüksek verimli ve temiz yakıtlı bir Kombine çevrim santral yatırımı yapılması; yerel şebekenin güçlendirilmesi ve elektrik otoritesinin daha sağlıklı arıza takibi/veri kayıdı/veri analizi yapabilmesine olanak yaratılması; yenilenebilir enerji yatırımlarının şebeke dostu teknolojiler kullanılarak devam ettirilmesi.”

KKTC Güncel Elektrik Üretim Durumu ve Enterkonnekte Seçenekleri” raporu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Ana Muhalefet Partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’na da sunulmuştu.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam TMK’dır

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını kararı BRT ekranlarında değerlendirdi.

Hasipoğlu, AİHM’in bu kararla bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Kararın, Güney Kıbrıs’ın TMK’yı etkisizleştirme çabalarına güçlü bir yanıt niteliğinde olduğunu belirten Hasipoğlu, TMK’nın varlığını sürdürebilmesi için yapılan ödemelerin ve hükümetin bu konudaki kararlılığının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin Rum Mediterranean Tours şirketiyle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Hasipoğlu, AİHM’in bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tescillediğini belirtti.

BRT ekranlarında konuşan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 67/ 2005 sayılı yasa ile kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkinliğini ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın daha öncede benzer bir davayı da AİHM’e götürdüğünü anımsatan Hasipoğlu “ AİHM, bir kez daha etkin iç hukuk yolu olarak TMK’yı gösterdi. Bu önemli bir karardır.” Dedi.

Davaya konu olan mülkün Kapalı Maraş bölgesinde bulunduğunu belirten Hasipoğlu, Rum tarafının bu meseleyi hızla AİHM’e taşıyarak, TMK’nın etkinliğini zayıflatmak ve aleyhte bir karar çıkması durumunda “haksız tutuklamaların” önünü açmayı hedeflediğini belirtti. Hasipoğlu, “Bu karar, AİHM’in Güney Kıbrıs’a tutuklamalar konusunda verdiği sert bir cevaptır. Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam, yargı yolu TMK’dır. Bunun dışında alternatif yoktur.” Dedi.

Kararda, Vakıflar İdaresi’nin davada taraf olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmediğinin de tespit edildiğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM’in “mülkiyet hakkı ihlalinin giderilmesinde tek çözüm iade değildir, tazminatla da çözülebilir” vurgusunu önemli bulduklarını belirtti.

TMK’nın etkinliğinin büyük ölçüde yapılan ödemelere bağlı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, Ünal Üstel hükümeti döneminde bu konuda ciddi adımlar atıldığını ifade etti.
Hasipoğlu,” Biz bugün TMK’da bu ödemeleri yapmasaydık bizim lehimize olacak bir karar çıkmayacaktı. Bu zamana kadar Rum vatandaşlarına 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır. Sadece 2024-2025 yılında Üstel hükümetinin yaratmış olduğu fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.” İfadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta KKTC Meclis heyetiyle birlikte Strasbourg’da olduklarını belirten Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde TMK’nın etkinliğiyle ilgili yapılması beklenen bir oylamanın, AİHM kararının açıklanması nedeniyle Aralık ayına ertelendiğini de bildirdi.

Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin mallarına vasilik sistemi kurduğunu belirterek “Bütün Kıbrıslı Türklerin mallarını adeta dondurmuş kamulaştırmış, bir kısmını ise hiç kamulaştırmadan GKRY vatandaşlarının tahsisine bırakmış, Kıbrıslı Türklerin mallarının üzerine evler, apartmanlar inşa etmiştir. Her şeyi çözümden sonraya endekslemiş. Biz ise çözümü beklemeden onlara bu ödemeleri yapıyoruz.” dedi.

Avrupa’nın tanımadığı bir devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun içinde kaldıklarını ancak sözde tanınan bir devlet olan GKRY ise TMK’yı yok saymaya devam ettiğini kaydeden Hasipoğlu, Rum tarafının tek taraflı ve hukuka aykırı uygulamaları karşısında karşılıklılık ilkesi gereği ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam