Kıbrıs
Kuzey Kıbrıs’ta bir robot üreticisi…
Published
4 yıl önceon
By
admin
Robot İşletim sistemleri ve yazılım ile ilgili hayalleri çocuk yaşlarında başladı. Notebook’un bilinmediği bir dönemde 16 yaşında kazandığı bursla İsveç’e giderek bir araştırma laboratuvarında bir yıl notebook üzerine yazılım yaptı.
20 yılı aşkın süredir İstanbul’da yaşadıktan sonra şirketini devredip, KKTC’ye yerleşerek Cyprus Robotics şirketini kuran Tezel Çelebi’nin ürettiği endüstriyel temizlik robotu 3 ay sonra gerçekleştirilecek testlerden sonra seri üretimine başlanarak Avrupa’da önemli bir sanayi ülkesine muadillerinin üçte bir fiyatına 22 bin Euro’ya satışa sunulacak.
İleri teknoloji akıllı elektronik sistem olarak geliştirilen, yapay zekaya sahip temizlik robotu, 100 bin metre kare alana kadar haritalama yapabiliyor. Özellikle çok katlı hastaneler için ideal olan robot, yapay zekaya sahip olduğu için diğer robotlarla iş bölümü yapabiliyor. asansör dahi çağırabiliyor.
Endüstriyel temizlik robotu sadece temizlik yapmıyor. Üzerindeki kameralarla yerin yapısını inceleyerek zemin etüt raporu veriyor çatlakları tespit edebiliyor. Özellikle ameliyatlarda insan eli değmeden ultraviyole hijyen sağlıyor.
Temizlik robotunun mucidi Kıbrıslı Türk girişimci Tezel Çelebi, Gazimağusa Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde (Teknopark) 2 yıldır faaliyet gösteren Cyprus Robotics şirketi ile çoğu Türkiye’den sipariş olmak üzere 7 proje üzerinde eş zamanlı prototip çalışması gerçekleştiriyor.
Her sabah en az 20 farklı yayın okuyan çeşitli alanlarda 37 yıldan fazla saha tecrübesi bulunan Tezel Çelebi 2 yıllık Cyprus Robotics şirketi ile bugüne kadar 3 projeyi de tamamlayarak teslim etti.
Tezel Çelebi diğer bir Kıbrıs Türk yazılımcı Ahmet Bilgen ile birlikte kurdukları start-up şirketi olan Caretta Robotics ile “Orca” isimli su altı robotu üzerinde de çalışıyor. Bir çok özelliğe sahip olan bu robotun da şubat ayı gibi tamamlanması bekleniyor.
Tezel Çelebi’nin direktörü olduğu Cyprus Robotics şirketi, robot işletim sistemi (ROS) yanında, mekatronik, yazılım, bilgisayar, elektrik elektronik gibi farklı disiplinleri bir araya getirerek katma değeri yüksek projeler üretiyor.
Hayatı, projeleri ve hedefleriyle ilgili Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin sorularını yanıtlayan Tezel Çelebi, robotik çalışmalarıyla ilgili olarak “Kıbrıs Türkü’nün bunları da yapabileceğini göstermek istedim” diyor.
“ÜRETMEDEN VAR OLAMAYIZ”
Üretilmeden var olunmayacağını, robotik sistemlerin de katma değeri yüksek ürünler olması açısından önemli bir fırsat olduğunu söyleyen Çelebi, “ Gençlerimiz, futbol av ve mangal hobilerinden sıyrılarak bu alanlara yönelmeli” diyor.
En büyük hedefinin ise robotik alanda gençler yetiştirmek olduğunu söyleyen Çelebi, açtığı kurslar aracılığıyla kazancının yarısını gençlerin eğitimine harcıyor.
20 YIL SONRA KIBRIS’A DÖNÜŞ
1969 yılında Pile’de dünyaya gelen Tezel Çelebi ortaokul ve lise eğitimini Gazimağusa’da tamamladı. Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden mezun oldu.
Lisede okurken, 16 yaşında İsveç’ten kazandığı burs hayatındaki dönüm noktalarından biri oldu.
Gelişimine büyük katkısı olduğunu ifade ettiği, çoğu kimsenin “notebook”tan bihaber olduğu dönemde İsveç’te bir araştırma laboratuarında bir yıl notebook üzerinde program yazılımı üzerine çalıştı.
DAÜ’den mezun olduktan sonra askerliğini tamamlayıp yurt içindeki birkaç şirkette yazılım üzerine çalıştı.
1999 yılında Türkiye’ye giden Çelebi, çok çeşitli şirketlerde çalıştı, kendini geliştirdi ve kendi şirketini kurdu.
Kurduğu şirket ile Türkiye’de en iyi “33 Microsoft partner şirketi” arasına girdi. Farklı şirketlerde yazılım konusunda çalışmalar yaptı, danışmanlık hizmeti verdi.
2015 yılından sonra robotik konusuna profesyonel olarak tekrar dönen Tezel Çelebi, temizlik robotları konusunda bir çok çalışma gerçekleştirdi, yük taşıyan endüstriyel robotlar (mobil) konusunda da birçok şirkete danışmanlık yaptı.
Robotik, yazılım, mekanik, elektronik ve yapay zekanın birleşimi olarak nitelendiren Çelebi, kendisinin ise daha çok elektronik ve yapay zeka ile ilgili kısımlarla uğraştığını mekanik kısmında da farklı firmalarla da çalıştığını kaydetti.
Robotik konusunun çocukluktan gelen bir hayal olduğunu söyleyen Çelebi, 11-12 yaşlarından itibaren elektronikle birebir çalıştığını hiçbir zaman bu merakını kaybetmediğini 16 yaşında program yazmayı öğrendiğini kaydetti.
Birden fazla alan üzerinde gelişmenin önemine dikkat çeken Çelebi, “Bir konuda gelişirseniz sadece o konuda gelişirsiniz. Ama birkaç konuda gelişirseniz bu konuların birleşiminden bir şeyler üretmeye başlarsınız. Sadece elektronik okuyup bir robot yapamazsınız. Çünkü robot sadece elektronik parça değildir. Bir yazılıma ihtiyaç duyar.
Bir karar mekanizmasına ihtiyaç duyar. Dolayısıyla bunların arka arkaya gelmesi bu yaptıklarımızı daha güzelleştirdi. Daha güzel şeyler ortaya çıktı. Robotik , akıllı şeyler yaratmak benim her zaman önceliğim oldu” dedi.
İstanbul’un kalabalığının, koşuşturmanın, sürekli bir şeylere yetişme telaşının yormaya başladığını hisseden Çelebi, İstanbul’daki şirketini devrederek, 2018 yılında KKTC’ye dönüş yaptı.
KKTC’ye döndüğünde aradan geçen yaklaşık 20 yıllık sürede bir şeylerin değiştiğini fark eden Çelebi, döviz krizinin etkisiyle bir yıl da işsiz kaldı. Ülkeye dönerek aldığı bu büyük riski de “Risk bizim hayatımızın bir parçası” diye özetliyor.
CYPRUS ROBOTICS İLE YENİ BAŞLANGIÇ
Tezel Çelebi 2019 yılında Gazimağusa Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde (Teknopark) Cyprus Robotics şirketini tek başına sıfırdan kurarak yeni bir başlangıca yelken açtı.
Şirketinin, akıllı elektronik cihazlar, robotik konusunda su altı kara ve hava araçları da üretebilecek bir yapıda olduğunu söyleyen Çelebi, ülkenin teknolojik konulara yabancı olduğunun altını çizdi.
“ÜRETMEK YERİNE HAZIR ALMAYI TERCİH EDİYORUZ”
Kıbrıs Türkü’nün teknolojik konularda üretme yerine hazır almayı daha çok sevdiğini anlatan Çelebi, “Bir şeyler üretmek benim için inanılmaz bir hazdır. Ortaya bir şey koyuyorsunuz. Çalışan bir şey yapıyorsunuz.” dedi.
“ 2 YIL İÇİNDE HEDEFLERİMİN BÜYÜK KISMINI GERÇEKLEŞTİRDİM… ÜRETMEDEN VAR OLAMAYIZ”
Yeni kurulmuş olmasına rağmen, Cyprus Robotics’le hedeflerinin büyük kısmını gerçekleştirdiğini söyleyen Çelebi, “Daha yapacak çok şey var” dedi.
Eğitim konusunda hedeflerine yeterince ulaşmadığını belirten Çelebi, eğitimin üretim açısından önemine vurgu yaptı.
Çelebi “ “Biz üretmeden var olamayız. Var olmak için üretebilmek gerekiyor. Bir ekonomiyi canlı tutabilmek için üretmeniz gerekiyor. Üretmek için de bunu yapabilecek insanlara ihtiyacınız var. Çocukların maalesef pratik eğitimlerinde bir eksiklik var. Üretme ve bir şeyler yaratma isteği tetiklenemiyor.” dedi.
“SOĞAN PATATES, PORTAKALLA BİR YERE VARAMAYIZ”
Güncel teknolojilere odaklanmak gerektiğinin altını çizen Çelebi şöyle devam ettİ:
“ Bu ülkede patates, soğan portakal üreterek ülkenin bir yerlere varması bu aşamada artık mümkün değildir. Güncel konularda elektronik robotik konularda üretimde, kar marjı çok yüksektir.Katma değeri yüksek olan bir şeyler üretip satarsak daha kısa zamanda boşluğu kapatırız. Üretmeyen bir toplum sonuçta bir yerlere avucunu açacaktır.
Memur toplumuyla bir yere varamayız, mümkün değil. Sadece tüketmeyi biliyoruz. Her bir şeyi satın alıyoruz.
Bunları üretecek satacak insanlar yetiştirmiyoruz. Bu gerçekten acı verici bir şey.” dedi.
Eğitim konusunda bir çok akademisyenle bir araya gelerek eğitim çalışmaları yaptıklarını söyleyen Çelebi, elinden geldiğince çocukların pratik eğitimlerine yardımcı olduğunu, kazancının yarısını çocukların eğitimi için malzemelere ve gerekli donanıma harcadığını kaydetti ve “Biz yetiştirmezsek sonumuz çok iyi değil” diye ekledi.
“SORUNLAR, YETİŞMİŞ ELEMAN, İNTERNET VE LOJİSTİK”
Bir teknoloji şirketi olarak internetin kendileri için olmazsa olmaz olduğunu ve en büyük sorunlarının internet sorunu olduğunu söyleyen Çelebi, KKTC’ye dönmeden önce İstanbul’da evinde 50 megabit fiber internet kullandığını ve hiçbir zaman internetin kesildiğini görmediğini, KKTC’ de ise bu konuda şok yaşadığını anlattı.
Lojistik konuların da kendileri için sıkıntı olduğunu söyleyen Çelebi, ülkede hammadde tedarikçisi olmadığı için yurt dışından hizmet aldıklarını, prototip üretirken zamanın çok önemli olduğunu, lojistikte gecikmelerden kaynaklı sorunlar yaşanabildiğini anlattı.
TEKNOPARK YASASI
Devletin bazı konuları iyileştirme yönünde yapabilecekleri olduğunu söyleyen Çelebi, aralık ayında Teknopark Yasasının değiştirilmesiyle teknopark şirketlerine prototip üretimi için verilen muafiyetlerin bazılarının kaldırıldığını, bunun bir bakıma iyi olduğunu, teknoparkta hiçbir faaliyet yapmadan oda kiralayıp muafiyetten yararlanmanın önüne geçildiğini kaydetti.
Gümrük muafiyetinin kaldırılmasının da kendilerini etkilediğini söyleyen Çelebi, prototip üretimi için ithal ettikleri cihazlardan muafiyetin kaldırılmasının üzerlerinde yük oluşturduğunu anlattı.
Teknopark’ın şu andaki binasının küçük olduğunu daha büyük binaya ihtiyaç olduğunu kaydeden Çelebi “Biraz daha geniş alan olsaydı daha başka şirketler de gelecekti. Ben şu anda burada robotik şirket olarak yalnız olmak istemiyorum. Birilerinin daha olmasını istiyorum. Ortak çalışma projelerde önemlidir projelere fon sağlayanlar daha ılımlıdır. Şirket sayısı arttıkça kalkınma daha hızlı olur” dedi.
YAZILIMIN ÖNEMİ VE ÜLKEYE KATKISI
Kullandıkları yazılımların robotik sistemlere özel yazılımlar olduğunu ve bu konuda akademik çalışmalar dışında kendilerinden başka piyasaya insan yetiştiren olmadığını söyleyen Çelebi bu konuya ülke öğrencilerinden daha çok yabancıların merak saldığını anlattı.
“Yabancı çocuklar bu konuları araştırıyorlar, farkındalar. Robot İşletim Sistemi (ROS) konusunda herhangi bir eğitim yok. Ülkemizin çocukları bu öğreneceklerinin kendilerine neler sağlayacağının farkında değiller. Pandeminin de etkisiyle robotik sistemlere ilgi ve ihtiyaç da arttı.” dedi.
PROJELERİ
Çelebi, yerli piyasaya robotik alanda özel çalışma yapmadıklarını sadece endüstriyel alanda sanayiye ozonlu meyve sebze yıkama makinesi yaptıklarını, ozonlamanın bütün mikroplardan bakterilerden arındırdığını, sebze ve meyveyi kurutarak temizlenmiş olarak geri verdiğini bunun kendileri için kar amacı gütmeyen bir çalışma olduğunu, bu tür aletlerin ülkede üretilebileceğini göstermek istediklerini kaydetti.
Projenin içinde olan yapay zeka kontrollü, akıllı elektronik sistemli özelliklere sahip akıllı soğuk odalar da yaptıklarını söyleyen Çelebi, robotik alanda ise Türkiye’den gelen istekler üzerine çalıştıklarını kaydetti.
İç piyasaya yaptığı projeyle ilgili olarak Çelebi, “Ben bu ülkede istenirse her şeyin yapabileceğini göstermek için bunu yaptım. Kar amacı gütmedim hatta zarar ettim bile diyebilirim” dedi.
YERLİ ÜRETİMİN ÖNEMİ”
Çelebi üretimin önemini su sözlerle açıkladı:
Sürekli bir şeyleri hazır alalım istiyoruz bir şey üretmiyoruz. Sürekli paramız dışarı gidiyor. Halbuki bu tür projeler desteklenirse para içeride kalacak. Bu makine dışarıdan satın alınmış olsaydı iki kat daha fazla para ödenecekti. Vergi konusunda devletin de katkısı olursa bu konular çözülür”
KKTC İDEALBİR YER
Çelebi, KKTC’nin prototip üretmek için ideal bir yer olduğunu, trafik ve ulaşımın rahat olduğunu, temiz bir havaya sahip olunduğunu, birçok deneme ve testlerin çok rahatlıkla yapılabileceğini belirtti.
TEMİZLİK ROBOTUNUN ÖZELLİKLERİ
Yaklaşık 3 ay sonra denemelerine başlanacak olan endüstriyel temizlik robotu ile ilgili bilgi veren Çelebi, robotun, sadece temizlik yapmadığını, ultraviyole ışınlarla etrafta hijyen ve dezenfeksiyon sağladığını aynı zamanda yerleri de temizleyebildiğini ifade etti.
Çelebi, temizlik robotunun üretimiyle ilgili şu bilgileri de paylaştı:
“Temizlik robotu üniteleri Türkiye’de basılıyor. Bütün mekanik sistemleri bizim yaptığımız yazılımlar ve devreler kontrol edecek. Tanınmama durumundan dolayı bizim bunu Türkiye’deki bir şirketle yapmamız gerekirdi, benim de ortağı olduğum Ankara şirketiyle birlikte yapıyoruz. Mekanik dizaynı ve bütün etrafının dizaynını (gövdenin giydirilmesi) onlar yapıyor ancak bütün elektronik ve yazılımını biz yapıyoruz.
Biz bunu direkt buradan satamayacağımız için mekanik kısım orda üretilecek. Bizim yaptığımız kartlar elektronik sistemler yazılım sistemlere monte edilecek ve seri üretime geçilecek.
Endüstriyel temizlik robotu, geniş alan temizlik ve zemin bakım robotu sadece temizlik yapmıyor. Üzerindeki kameralarla yerin yapısını inceleyerek zemin raporu veriyor, çatlakları tespit edebiliyor.
100 bin metre kare haritalama kapasitesi var 6-7 katlı hastanenin her katını aklında tutabiliyor. Çok gelişmiş teknolojiler var, asansörü çağırıp bir kattan diğerine geçebiliyor. Aynı hastanede birden fazla aynı robottan varsa kendi aralarında iş bölümü de yapıyorlar. Üretime girdiğinde Avrupa’daki satış fiyatı 22 bin Euro olacak. Birtakım imtiyazlar sağlanırsa yurt dışında da üretimi düşünülebilir.”
Temizlik robotları konusunda 15 yıldan fazla çalıştığını, araştırdığını piyasadaki ürünlerin artı ve eksilerini de çok iyi bildiklerini otonom bir robot yapmanın zor bir iş olduğunu bilgi ve tecrübe gerektirdiğini söyleyen Çelebi, “ Bu robot dolaşıp haritayı da kendisi yapıyor. Şuraya git dediğinizde en kısa yoldan nasıl gideceğini de bilir.” dedi.
“ÜLKE İÇİN ÖNEMLİ”
Bu projenin başarılı ve ülke için çok önemli bir proje olacağını düşündüğünü belirten Çelebi, “Ülkede bu tür projelerin yapılabileceğinin gösterilmesi çok önemli. Burada tam otonom bir robot üretildiğini düşünün ve bunun Türkiye vasıtasıyla ihraç kanalı açılırsa ülkeye getirisini düşünün. Ben gurur duyuyorum.” dedi.
Geliştirdikleri robotun katma değeri yüksek ürünler olduğuna dikkati çeken Çelebi, “Bunu 8 bin Euro’ya üretip 22 bin Euro’ya sattığınızı düşünün. Bunun ülkede üretilip satıldığını düşünün. Bu robotun Avrupa’daki muadillerinin fiyatı 60 bin Euro…” şeklinde konuştu.
DİĞER PROJELERİ
Çelebi, Cyprus Robotics 2 yıllık bir şirket olmasına rağmen sadece 2’si Türk, 8 kişilik ekibiyle adeta “arı” gibi çalışıyor.
Bugüne kadar 3 projenin prototipini hazırlayarak telsim eden Çelebi, 7 projeyi de eş zamanlı olarak sürdürüyor
Projeleri arasında Ankara Büyükşehir Belediyesi için hazırlanmış, kanalizasyon içerisindeki yağmur suyu seviyesini anlık ölçüp online olarak erken uyarı sistemine ulaştırarak aksiyon alınmasını sağlayan cihaz da var.
Bir başka proje olan akıllı su altı kamerası prototipi, içinde pusulası da olan, derinlik ölçme de dahil olmak üzere su altı çekimi yapıyor ve suyun altında gördüğü her nesne ve canlıyı tanımlayabiliyor. Gece çalışan farklı versiyonu da var. Denemesi yapıldıktan sonra sipariş üzerine 15 tane üretilecek. Proje karar vericilere destek sağlamak amacıyla üretildi.
“Dolphin” projesi ise su üstü insansız otonom aracı. Müşterisi Türkiye’den olan Dolphin su üstünde belirlenen bir alanı analiz ediyor, görüntü alabiliyor, sıcaklık ve deniz kirliliği ölçümleri yapabiliyor. Üzerindeki çeşitli sensörlerle bilimsel ya da akademik raporlar için veri üretebiliyor. Bütün verileri anında karaya aktarıyor. Kontrol mekanizması robotik sistem tarafından yönetiliyor.
Üzerindeki güneş paneliyle kendi kendini şarj edebiliyor. 3. versiyonu deneme için denize açılacak. Suyun içindeki nitrat ve ph gibi birkaç kimyasalın denizdeki ölçümlerini yapacak. Bu proje balık çiftliklerinin olduğu bölgelerde büyük önem taşıyor.
Reklam ve bilgilendirme makinesi prototipi tamamıyla Kıbrıs’ta üretildi sadece monitörü yurt dışından. Uzaktan programlanabiliyor. Bu elektronik bilboard aynı zamanda bilgilendirme için kullanılabiliyor. Kullanım alanları, AVM’ler, okullar, hastaneler, havaalanları. Farklı iş modelleri için de uyarlanabiliyor.
Bir başka proje ise tarım robotu. Bu robot tarım alanında ekili olan bitkileri inceleyip hastalıklarını tespit edecek. Buna göre ilaçlama yapabilecek. Modern tarım yapan yerlerde kullanılıyor. Tarımda daha verimli ürün alınmasına olanak sağlayacak. Bu makine yanı zamanda ekim yapabilme özelliğine de sahip.
Bir başka proje ise Türkiye’den sipariş üzerine geliştirilen güvenlik robotu. Kamera ve sensörlerle petrol rafinerisi gibi üretim tesislerinde toksik madde, gaz kaçağı gibi durumları tespit ediyor.
Yine alanında başarılı yazılımcılardan Kıbrıslı Türk Ahmet Bilgen ile kurdukları Caretta Robotics şirketi altında geliştirdikleri “Orca” isimli su altı robotu çalışmaları hakkında da bilgi veren Çelebi, çalışmanın iyi gittiğini ikinci aşama olan otonom fazlarında (kendi kendine hareket edebilme objeleri tanıma, verilen görevleri yerine getirebilme aşamasında) olduklarını bu projenin de ileri teknoloji içeren katma değeri yüksek bir proje olduğunu ifade etti.
Caretta Robotics’i start-up şirketi (bir ürün üzerine fokuslanıp, geliştirip ürünle birlikte şirketin değerlendirilip satılması) olarak kurduklarını, projede planladıklarının önünde gittiklerini, şubat ayında otonom testlerini bitirmiş olacaklarını kaydeden Çelebi, sene başında başladıkları çalışmanın 1 yılda biteceğini vurguladı.
GENÇLERE ÖNERİLERİ
ulunan Çelebi, “Şunu öncelikle söylemek isterim okudukları bölüm neyse ilgi gösterip öğrenmeye çalışsınlar hata yapmaktan korkmasınlar. Bizim çocuklarımızın en büyük handikaplarından biri en küçük bir hatada vazgeçmek. Hata bu işin doğasıdır hata yaparak öğreniriz. Her hata daha iyiyi yapabilmek için bize tecrübe oluyor.” dedi.
Kendisinin robotik alanda eğitim kurslarını mümkün olduğunca çoğaltma ve çocukları bu konuların içerisine çekebilmeye gayret ettiğini belirten Çelebi, ailelere bu konuda çok büyük görev düştüğünü vurguladı.
Çelebi, “Bizim çocukların ilgi alanları genellikle aileden geçen şeyler; futbol av, mangal. Bir ailenin içerisindeki yapı ilgi alanları otomatik olarak çocuklara da geçer. Bir şeyler yapmak istiyorlarsa kendi alanlarına odaklanmak zorundalar. Öğretirseniz çocuklar öğrenir, bizim çocuklardan bir şey olmaz denmemeli olur.” Şeklinde konuştu.
“İNSANIMIZ ÖZÜNDE ZEKİ”
Kıbrıs Türkü’nün özünde zeki olduğunu ve isterse başarabileceğini kaydeden Çelebi, şöyle devam etti:
“Üniversiteyi bitiriyorsun ama üretmekle ilgili bir şey olmak istemiyorsun, memur olmak istiyorsun. Bu demek ki sana aşılanmamış geçtiğin yolda bir sıkıntı var. Mevcut eğitim sistemi günümüze uyarlanmalı. 1980’lerdeki elektronik sistemlerle 2020 deki sistemler aynı değil. Eğitim sisteminde pratik eğitim bir yere konmalı. Gerekliliğin farkına varılmalı. Özellikle mühendis için konuşuyorum bir çocuğu dört sene boyunca kitaptan okutmakla bir şey katmıyorsun “
HEDEFLERİ
Hedeflerini sorunca “Kıbrıs şartlarında hedef yok” diyerek gülümseyen Çelebi, bu işe en az 15 yıl daha devam etmek istediğini, mutlaka daha güzel projelerin çıkacağını, ancak hedeflerini daraltmak istediğini kaydetti.
15 yıl sonra şirketi kime devredeceği kaygısı yaşadığını, şirkette şu anda 8 elemandan sadece ikisinin Kıbrıslı olduğunu kaydeden Çelebi “Özellikle çocuklar konusunda faaliyetlerimi sürdüreceğim çok isteğim var. Çünkü biri yetişmiyor bunun sonu ne olacak. Bu şirketi 15 sene sonra kime bırakacağız?” sorusunu yöneltti..
Robotik sistemler üreten, akıllı sistemler üreten bir şirket olarak hedeflerinin katma değeri sistemler üreterek ülke ekonomisine de katkıda bulunmak ve bununla birlikte ülkenin gençlerini sektöre ilgilerini artırmak olduğunu söyleyen Çelebi, eğitim faaliyetlerinin ana hedeflerinden olduğunu bir sürü yere ücretsiz eğitim verdiklerini söyledi.
Çelebi, “Üretim yapamıyoruz diye bir şey yok. Yapabiliriz. Üretim yapmak aslında zor bir şey değil. Kalifiye insan bilgi ve finansman ile bu mümkün” dedi.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.
Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.
Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.
“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”
Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.
“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”
“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:
“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.
Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”
“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”
Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…
“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”
Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.
“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”
Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”
Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.
“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”
Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.
“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.
“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”
Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.
“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”
Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.
“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”
Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.
“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”
Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”
“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”
KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.
“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.
Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.
“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.
“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.
“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.
Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.
“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.
Trending
-
Kıbrıs3 yıl önce
BES ve DEV-İŞ’in belediyelerle ilgili eylemi bir günlüğüne askıda
-
Kıbrıs3 yıl önce
Yüksek Adliye Kurulu, terfi eden ve atanan yargıçları açıkladı
-
Dünya3 ay önce
Fidan: Pakistan ve KKTC arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceğine yürekten inanıyorum
-
Kıbrıs3 yıl önce
“Maç için Güney Kıbrıs’a ilk kez geçecek olan Kıbrıslı Türkler’den KKTC doğum belgesi isteniyor”
-
Kültür Sanat4 yıl önce
Ferhan Şensoy hayatını kaybetti
-
Entertainment8 yıl önce
New Season 8 Walking Dead trailer flashes forward in time
-
Ekonomi3 yıl önce
İlk yerli kolza tohum adayları toprakla buluşturuldu
-
Ekonomi3 yıl önce
Baykar’ın insansız savaş uçağına Ukrayna motoru güç verecek