Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Latin Amerika ülkelerinde vakalar ve can kayıpları artıyor

Salgında son 24 saatte Brezilya’da 389, Meksika’da 245, Arjantin’de 273, Kolombiya’da 218, Peru’da 29, Şili’de 88, Bolivya’da 20, Paraguay’da 44, Guatemala’da 35 ve Honduras’ta 31 kişi yaşamını yitirdi.

Published

on

Brezilya Sağlık Bakanlığının verilerine göre, son 24 saatte 389 kişinin hayatını kaybetmesiyle ölenlerin sayısı 557 bin 223’e, 15 bin 143 kişinin testinin pozitif çıkmasıyla toplam vaka sayısı 19 milyon 953 bin 501’e yükseldi.

ABD’nin ardından dünyada en çok COVID-19 kaynaklı ölümün görüldüğü ülke Brezilya’da, iyileşenlerin sayısı 18 milyon 687 bin 203 olarak açıklandı.

Meksika

Meksika Sağlık Bakanlığının verilerine göre, son 24 saatte 245 kişi yaşamını yitirdi, 6 bin 506 yeni vaka tespit edildi.

COVID-19’a bağlı can kaybı sayısı 241 bin 279, toplam vaka sayısı 2 milyon 861 bin 498, iyileşenlerin sayısı da 2 milyon 241 bin 868 olarak kayıtlara geçti.

Nüfusu 126 milyonu aşan Meksika, COVID-19 verilerinin derlendiği Worldometers internet sitesine göre, dünyada en çok vakanın görüldüğü 16’ncı ülke konumunda bulunuyor.

Arjantin

Arjantin Sağlık Bakanlığının verilerine göre, son 24 saatte 273 kişinin hayatını kaybetmesiyle Kovid-19’a bağlı toplam ölü sayısı 106 bin 45’e, 11 bin 183 kişide virüs tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 4 milyon 947 bin 30’a yükseldi.

Yaklaşık 45 milyon nüfuslu Arjantin’de, iyileşenlerin sayısı 4 milyon 594 bin 873 olarak açıklandı.

Arjantin, dünyada en fazla vaka görülen 8’inci ülke konumunda bulunuyor.

Kolombiya

Kolombiya Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre, COVID-19 nedeniyle son 24 saatte 218 kişi hayatını kaybetti ve ölenlerin sayısı 121 bin 216’ya çıktı.

Son 24 saatte 6 bin 636 kişinin testinin pozitif çıktığı ülkede toplam vaka sayısı 4 milyon 801 bin 50’ye, iyileşenlerin sayısı 4 milyon 598 bin 176’ya ulaştı.

Nüfusu 50 milyona yaklaşan Kolombiya, dünyada en fazla vaka görülen 9’uncu ülke konumunda bulunuyor.

Peru

Peru Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, COVID-19 salgınında son 24 saatte 29 kişi yaşamını yitirdi ve 188 yeni vaka görüldü.

Ülkede toplam vaka sayısı 2 milyon 114 bin 445’e, virüse bağlı can kaybı sayısı 196 bin 518’e, iyileşenlerin sayısı 2 milyon 81 bin 755’e yükseldi.

Şili

Şili Sağlık Bakanlığının açıklamasına göre, son 24 saatte 88 kişinin yaşamını yitirmesiyle COVID-19’a bağlı can kaybı sayısı 35 bin 616’ya çıktı.

Vaka sayısı 921 artışla 1 milyon 617 bin 852’ye, iyileşenlerin sayısı 1 milyon 573 bin 7’ye ulaştı.

Bolivya

Bolivya Sağlık Bakanlığının verilerine göre, son 24 saatte 20 kişi hayatını kaybetti ve 639 yeni vaka saptandı.

Vaka sayısı 474 bin 538, can kaybı sayısı 17 bin 859, sağlığına kavuşanların sayısı 409 bin 768’e çıktı.

Paraguay

Paraguay Sağlık Bakanlığının verilerine göre, son 24 saatte 44 kişi öldü, 333 yeni vaka görüldü.

Salgında toplam vaka sayısı 453 bin 31, can kaybı sayısı 15 bin 86 ve sağlığına kavuşanların sayısı 422 bin 50 olarak açıklandı.

Guatemala

Guatemala basınındaki haberlere göre, son 24 saatte 35 kişi yaşamını yitirdi, ölenlerin sayısı 10 bin 448’e, vaka sayısı 632 artışla 370 bin 258’e yükseldi.

Virüs tespit edilen 326 bin 4 kişi sağlığına kavuştu.

Honduras

Honduras basınındaki habere göre, son 24 saatte 31 kişi hayatını kaybetti ve 1018 yeni vaka görüldü.

Ülkede vaka sayısı 300 bin 572, can kaybı sayısı 7 bin 902, sağlığına kavuşanların sayısı 101 bin 644’e çıktı.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Mescid-i Aksa’da on binlerce Müslüman Kurban Bayramı namazını kıldı

Published

on

By

Binlerce Müslümanlar, Kurban bayramı namazını kılmak için Müslümanların ilk kıblesi olan Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa’ya akın etti.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan açıklamaya göre, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’da 80 bin kişi bayram namazı kıldı.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’ün uzak mahalleleri ile İsrail’e bağlı Filistin kentlerinden Mescid-i Aksa’ya gelmek isteyen Filistinliler, Harem-i Şerif’in içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesine çıkan yollarda araçlarıyla uzun kuyruklar oluşturdu.

Bayram namazı öncesi Mescid-i Aksa’nın kapılarında bulunan İsrail polisleri, Filistinlilere kimlik kontrolü yaptı, bazılarının girişine izin vermedi.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ve teşrik tekbirleriyle bayram namazına kadar Mescid-i Aksa’da bekleyen on binlerce Müslüman, namazdan sonra okunan bayram hutbesini dinledi.

Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh Yusuf Ebu Suneyne tarafından okunan bayram hutbesinde, İsrail’in Gazze Şeridi’nde neden olduğu insanlık felaketine dikkat çekildi.

– Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor

Ürdün, 1994’te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs’teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor.

2013’te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı da Ürdün’e verildi.

Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa’yı ziyaret eden Yahudiler, 2003’ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail’in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.

İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak tanımlıyor.

Tel Aviv yönetimi, Mescid-i Aksa’da “sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği” tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.

Ancak fanatik Yahudilerin, İsrail polisi korumasında Harem-i Şerif’e düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.

Mescid-i Aksa’da İsrail polisinin Müslümanlara yönelik kısıtlamaları 7 Ekim 2023’ten beri devam ediyor.

 

Devamını Oku

Dünya

Dünyada plastik atıkların 2060’ta 1 milyar tona ulaşacağı öngörülüyor

Published

on

By

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, 2060’ta yıllık plastik atığın üç kat artarak 1 milyar tona ulaşacağının öngörüldüğünü belirterek, küresel kriz haline gelen bu kirliliğe son vermenin mecburiyet olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Karaosmanoğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla AA muhabirine, plastiğin çevre ve sağlık sorunlarına etkisini değerlendirdi.

Bu maddenin günlük yaşamda ve endüstride geniş kullanım alanına sahip olduğunu ancak doğru yönetilmediği takdirde ciddi çevre ve sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Karaosmanoğlu, “Plastikler hafiflik, dayanıklılık ve hijyen avantajlarıyla yaşamı kolaylaştırıyor ancak atık haline geldiklerinde, doğada çözünmeden yıllarca kalabiliyor.” dedi.

– “Atık plastiklerin milli ham madde olmasını sağlamalıyız”

Plastiği “gömülü enerji” olarak niteleyen Karaosmanoğlu, “Plastiğin hammaddesi olan petrol ve doğal gaz da bu atıklarda gizli. Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için atık plastik bir çöp değil, potansiyel bir yerli kaynaktır.” ifadelerini kullandı.

Karaosmanoğlu, şunları kaydetti:

“1950’den bu yana dünya genelinde 9,3 milyar ton plastik üretildi. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) verilerine göre, bugüne kadar bunun 7 milyar tonu atık oldu. OECD, mevcut tüketim ve üretim eğilimleri değişmezse, 2060 yılında plastik atıkların yıllık 1 milyar tona çıkacağını bildiriyor. Bugünkünün neredeyse üç katı. Bunun için şimdiden önlem alınması gerekiyor. Bireyler ve iş dünyası olarak seferberlik yapmalıyız. Kesinlikle her yerde tek kullanımlık plastik miktarını azaltmalıyız. Bu bir mecburiyet. Plastikleri kullanmalıyız, yaşamımız için gerekli ama kesinlikle atık plastiklerin milli ham madde olmasını sağlamalıyız. Azaltmak birinci müdahale olacak.”

– “Gelecek nesiller için harekete geçmek zorundayız”

Prof. Dr. Karaosmanoğlu, mikroplastiklerin deniz buzundan Everest Dağı’na, Mariana Çukuru’ndan sofralara kadar ulaştığını, bu kirliliğin ekosisteme ve insan sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı.

Plastik kirliliğini önlemenin yüksek maliyetli bir süreç olmadığını dile getiren Karaosmanoğlu, çözümün döngüsel ekonomi yaklaşımıyla mümkün olduğunun altını çizdi.

UNEP’in plastik yaşam döngüsünün doğru yönetimiyle 2040’a kadar 4,5 trilyon dolarlık sosyal ve çevresel maliyetin önüne geçilebileceği tespitine dikkati çeken Karaosmanoğlu, “Bu nedenle plastik atıkların ayrı toplanması, atıkların iş dünyasına kazandırılması ve geri dönüşüm sürecine girmesi hayati önem taşıyor. Uluslararası iş birliği ve yasal bağlayıcılığı olan küresel anlaşmalar bu sürecin temel taşı olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

Dünya Çevre Günü’nde “Plastik kirliliğini birlikte yenebiliriz” çağrısını yineleyen Karaosmanoğlu, “Tek kullanımlık plastik tüketimini azaltmak, atıkları ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırmak, sadece çevreye değil, ekonomiye de katkıdır. Plastik kirliliği küresel bir kriz ama çözüm de elimizde. Gelecek nesiller için harekete geçmek zorundayız. Birey olarak da sorumluluğumuz büyük.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Yunanistan’ın yeni Güney Kıbrıs büyükelçisi

Published

on

By

Yunanistan’ın Güney Kıbrıs büyükelçisinin değişeceği belirtildi.

Fileleftheros internet sayfasındaki habere göre, Yunanistan’ın yeni Güney Kıbrıs büyükelçisi Konstantinos Kollias olacak.

Kollias, Güney Kıbrıs’taki görev süresi dolan şimdiki Yunan Büyükelçi Yoanni Papameletiu’nun yerine atanacak.

Kollias, şu anda ise Viyana’daki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda (AGİT) Yunanistan’ın Daimi Temsilcisi olarak görev yapıyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam