Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

LAÜ Akademisyeni Direktör, okulların açılmasıyla birlikte velilere tavsiyeler verdi

Published

on

“Tüm disiplinlerin anlaştığı ortak nokta her çocuğun okula gitmesi gerektiğidir. Okul bir eğitim alanıdır. Ancak eğitim sadece Türkçe, Matematik, Fen gibi akademik becerilerin kazanıldığı bir alan değildir.

Bu nedenle okula gitmek akademik becerilerin kazanılmasından öte psikososyal gelişim için gerekli ve zorunludur. Çocukların farklı davranışları okul ortamında daha kolay fark edilir ve aile bu sayede çocuğuna daha erken bir dönemde yardım edebilir” diyen Direktör, yüz yüze eğitime ara verilmesi ile çocukların zamanlarını nasıl geçireceklerini bilemedikleri bir dönem yaşadıklarını ifade etti. Çocukların düşüncelerini özgürce ifade etmeleri sorunlarını çözmede yardımcı olur Direktör sözlerine şöyle devam etti; Çocuklar evde aileleri ile birlikte kalarak kendi akranları ile geçirmesi gereken zamanı aile bireyleri ile geçirdiler. Evdeki her birey kendi yaşam alanının ihlali ile ilgili sıkıntı yaşadı. Çocukların davranışları değişti. Daha önce kazandıkları becerileri unutmuş gibi daha küçük çocuklardan beklenen davranışları sergilemeye başladılar. Küçük çocuklar daha çok anne-babayla vakit geçirirken daha büyük çocuklar kendi başlarına hareket etmek isteyip isyankar tavırlarını artırdılar. Bu da evlerde çok sık çatışmaların yaşanmasına neden oldu. “Sıkıldım” kelimesini sürekli duyan anne-babalar çocuklarına yetemediler. Bu nedenle okul açılmalı ancak nasıl? Sıralar arası sosyal mesafe kuralı, maske, dönüşümlü teneffüs gibi kurallar fiziki sağlık için gerekli kurallardır. Ancak çocuklar 2020 Mart itibari ile yüz yüze eğitime ara verdiler. Pandemi diye bir kavramla tüm alışılmış davranışları değişti. Arkadaşı ile oyuncak paylaşımı son buldu, sarılmak yasaklandı, maske engeli ile iletişim kurmaları kısıtlandı. Kaygı, depresyon, motivasyon eksikliği ve uyum problemleri ne yazık ki artmış durumda. Okullar bunları önlemek için önemli alanlardır. Okulun ilk haftalarında yapılacak etkinliklerde özellikle ne hissettiklerinin sorulması, düşüncelerini özgürce ifade etmeleri onlara sorunlarını çözmede yardımcı olacaktır. Bu sorular sorulurken gerçekten anlamak için sorulmalıdır. Okula mutlu giden çocuklar için de benzer sorunlarla karşılaşılabilir. Bunu unutmamak ve kaygılarını dinleyip onların bakış açısı ile anlamaya çalışmak çok önemli. “Okulda ilk günümüz” söylemi yerine çocuklara ne hissettikleri sorusu sorulmalı Direktör açıklamasının devamında velilere yönelik tavsiyelerde bulunarak, şunları kaydetti; Çocukların pandemi ile ilişkili yoğun kaygıları var. Belirsizlik kaygı yaratır. Birçok kaygı abartılmış düşünce kalıplarına sahiptir ancak bunların keşfedilmesi ve mantıki çerçevede değerlendirilmesi oldukça zordur. Duygularımız ne düşündüğümüz hakkında bize bilgi verir. Kaygı duyuyorsam belirsizlik, olumsuz bir gelecek beklentim olduğunu düşünüyorumdur. Öfke hissediyorsam haksızlığa uğradığımı ve/veya engellendiğime dair düşüncelerim var demektir. Düşüncemin ne olduğunu anlayıp bunları gerçekçi bir şekilde değerlendirmem gerekiyor. Yani bıkmadan usanmadan önce kendimi keşfetmeliyim ki karşımdakileri anlayabileyim. Biz ya geçmişte yaşayıp pişmanlık duyarız ya gelecekte yaşayıp henüz yaşanmamış bir şey için edişe ederiz. Oysa sadece şimdi vardır. Çocuklar anne-babalarını gözlemlerler, ebeveynlerinin becerilerini onlar da kazanır. Bu nedenle çocuğa yardım etmek için ebeveynlerin önce kendi duyguları ile yüzleşmeleri gerekiyor. “Okulumuz açıldı” “Okulda ilk günümüz” söylemleri ebeveynin okuldaki ilk günü oluyor. Oysa bu çocuğun ilk günüdür. Kendi söylemlerindeki bireyselliği ayıramadığında çocuğun ayrı biri olarak ne hissedeceğine de odaklanamazlar. Direktör bu nedenle, velilerin çocuklara soru sormalarının önemli olduğunu belirterek, bu soruların ise, ne hissediyorsun? ne düşünüyorsun? şeklinde olaması gerektiğini ve çocukları anlamaya çalışılmasının uygun olacağını ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

KTAMS Başkanı Güven Bengihan, ülkede yaşanan yüksek enflasyon ve döviz krizi nedeniyle çalışanların, emeklilerin, dar ve sabit gelirli kesimlerin çok zor günlerden geçtiğini belirterek, halkın her geçen gün daha da fakirleştiğini söyledi.

Bengihan, pahalılık karşısında alım gücünün sürekli gerilediğini vurgulayarak, “Değil sağlıklı beslenme, birçok aile çocuklarının karnını dahi doyurmakta zorlanıyor. Kahvaltı yapmadan okula giden azımsanmayacak sayıda çocuk olduğuna öğretmenlerimiz şahit oluyor” dedi.

Yüksek enflasyon karşısında çalışanların ve emeklilerin alım gücünün korunması açısından büyük önem taşıyan hayat pahalılığı ödeneğinin gün geçtikçe anlamını yitirdiğini belirten Bengihan, İstatistik Kurumu’nun hesaplamalarda kullandığı “2015=100 Temel Yılı Tüketici Endeksi Sepeti”nin güncelliğini yitirdiğini ifade etti.

Bengihan, günümüz tüketici alışkanlıklarını yansıtmayan bu sepetle halkın gerçek anlamda hissettiği hayat pahalılığının hesaplanamayacağını kaydetti. Eylül ayı hayat pahalılığının yüzde 1,09 olarak hesaplanmasının da sepetin acilen güncellenmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğunu dile getirdi.

KTAMS Başkanı Bengihan, “Sendikamız bu konuyu sürekli gündeme getirmesine rağmen, ne yazık ki hiçbir adım atılmadı. UBP-DP-YDP hükümetinin halkın refahını artırmak, yaşam kalitesini yükseltmek gibi bir gailesi olmadığını her gün yaşayarak görüyoruz. Çalışanlar, emekliler ve devlet desteğine muhtaç olan kesimler günden güne fakirleşirken, onların tek derdi koltuklarını korumaktır” ifadelerini kullandı.

Bengihan, “Omuzlarında halkının sorumluluğunu hissetmeyenlerin hükümette kaldığı her gün, halkımız için fakirleşme ve geriye gidiştir” dedi.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, “Great Sea Interconnector” projesi ve İsrail doğal gazının deniz altından Kıbrıs’a ulaştırılmasıyla ilgili girişimlere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Erhürman, Kıbrıslı Türklerin enerji ve deniz yetki alanları dahil hiçbir konuda yok sayılarak karar alınamayacağını vurguladı.

Seçim döneminin çok öncesinden bu yana projeye yönelik tepkiler ortaya koyduklarını anımsatan Erhürman, “Kıbrıslı Türkler bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biridir ve enerji, deniz yetki alanları gibi konularda Kıbrıslı Türklerin egemenlik hakları yok sayılarak, bizim irademiz olmaksızın karar alınması mümkün değildir” dedi.

Erhürman, seçim sonrasında yaptığı açıklamalarda, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin güneyden gelen yorumlara cevap vermeyeceğini ve görüşmeler başlamadan “suçlama oyununa” dahil olmayacağını söylediğini hatırlatarak, bu duruşun devam ettiğini belirtti.

Açıklamasında, GKRY Başkanı Nikos Hristodulidis’in bir yandan kapsamlı çözüm için çağrı yaparken, diğer yandan Kıbrıslı Türkleri yok sayan enerji girişimlerine dahil olmasının samimiyet testi açısından olumlu bir işaret olmadığını kaydeden Erhürman, şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs’ta çözüm için öncelikle bir çözüm atmosferine ihtiyacımız var. Bu atmosferin, özellikle de bölgede kalıcı istikrar ve barış arayışlarını olumsuz etkileme potansiyeli yüksek girişimlerin Kıbrıs Türk halkı görmezden gelinerek yapılmasıyla sağlanamayacağı açıktır.”

Erhürman, çözüm atmosferinin oluşması için her türlü gayreti göstermeye devam edeceklerini, ancak bu atmosferi zedeleyen hamlelerin de görmezden gelinmeyeceğini belirterek sözlerini tamamladı.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, BRT Canlı Yayınında konuştu.

Türkiye – KKTC Fiber Optik Altyapı Anlaşmasının 24 Eylül’de seçim yasakları içerisinde imzaladığını belirten Baybars, anlaşmanın Anayasa’nın 90. maddesine göre aykırı olduğunu, anlaşmanın yasa olarak meclise gelmediğini söyledi.

Meclis Başkanı Ziya Öztürklerin, anlaşmanın komiteye geleceğini söylediğini ifade eden Baybars, bunu beklediklerini kaydetti Baybars, “ Anayasaya aykırı olan bu anlaşma, Anayasa Mahkemesi’nden döner. Zaten bir dava açılması için de çalışma var” dedi.


Devamını Oku

Trending

Reklam