Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Lokmacı Kapısı, Babanın Evinin Önü Mü?”

Published

on

Naim Aydoğdu sosyal medyadan yaptığı açıklama ile Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye geçen Kıbrıslı Rumların kırmızı halılarla karşılanmasına tepki gösterdi. Aydoğdu, Erdinç Küçükuncular’ı eleştirerek; “Erdinç efendi Lokmacı Kapısı, babanın evinin önü mü? Kimden izin aldın, Türk milletinin onuru ile oynayamazsın” dedi.

Alparslan Türkeş’in Kıbrıs’ta doğduğu evin Müzeye dönüştürülmesinde büyük emeği olan Naim Aydoğdu sosyal medyadan yaptığı açıklama ile Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye geçen Kıbrıslı Rumların kırmızı halılarla karşılanmasına tepki gösterdi.

“O kapıdan Rumu sokmamak için can veren Şehitlerin kemikleri sızlıyor” şeklinde konuşan Aydoğdu, “Erdinç efendi Lokmacı Kapısı, babanın evinin önü mü?, kimden izin aldın, Türk milletinin onuru ile oynayamazsın” dedi.

Aydoğdu’nun açıklaması şu şekilde:

“O kapıdan Rumu sokmamak için can veren Şehitlerin kemikleri sızlıyor. Gün gele Kırmızı halılarla, lokmalarla, Rumca hoş geldiniz yazıları ile karşılanacaklarını bilselerdi ölüme koşarlar mıydı?

O kırmızı halıyı oraya seren ve lokma dağıtan Simit Dünyasının sahibi Erdinç efendiye sormak lazım, Erdinç efendi Lokmacı Kapısı, babanın evinin önü mü? Kimden izin aldın, Türk milletinin onuru ile oynayamazsın, bir yerlere halı sereceksen git evinin önüne ser ve haddini aşma, bu topraklar sen keyfince hareket edesin diye kazanılmadı. Haddini aşma…”

Kaynak: Kıbrıs postası

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yüksek Mahkeme Başkanı Özerdağ BRT’ye konuştu:Toplumsal huzur için suçların nasıl önlenebileceği konusunda ciddi bir çalışma yapılmalı”

Published

on

By

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, BRT’de yayınlanan 18. Saat programına katılarak, 2024 yılında yargıda yaşanan sorunlar ile 2025 yılında nelerin hedeflendiğine ilişkin soruları yanıtladı.

Bertan Özerdağ, KKTC’de yargıç sayısının az olduğundan bahsetti.

2025 yılı içerisinde özellikle Ağır Ceza Mahkemelerinde mahkeme sayısını artırma yönüne gitmeyi amaçladıklarını vurgulayan Özerdağ, “Daha fazla yargıç alma imkanlarımız yaratılabilinir ise ceza davalarının daha hızlı bir şekilde sonuçlanmasını sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

Mahkeme binalarındaki eksikliklere de değinen Özerdağ, yeni Yüksek Mahkeme binası yapılması konusunda çalışmalara hız verdiklerini söyledi.

Yüksek Mahkeme Başkanı Özerdağ, “Hedefimiz 2025 yılı içerisinde daha fazla yargıç almamıza imkan tanıyabilecek alt yapı sorunlarını gidermek. Salon ve odaları temin edip gerekli bilgi işlem altyapılarını da sağlayıp yargıçlarımızın görev yapabilmesi için imkanları hazırlamaktır” dedi.

Yeni Yüksek Mahkeme Binasının bir iki sene içerisinde inşa edilebileceğini ifade eden Özerdağ, “Yüksek Mahkeme olarak boşaltacağımız alanlar Kaza mahkemesinde oda ve salon olarak kullanımı sağlanacaktır. Dolayısıyla Lefkoşa’da ilerde 2 Ağır Ceza Mahkemesinin oluşması gündeme gelebilecektir” dedi.

Yargının hızlanması ve adaletin erken tecelli etmesi için yargıya gerekli önemin verilmesini talep ettiklerini de vurgulayan Özerdağ, “Bütçeye bu sene içerisinde binalarımız için 50 Milyon TL kaynak konuldu” diye konuştu.

Ülkede uyuşturucu, trafik ve kişilere yönelik suçların arttığını ve bir vatandaş olarak suç olaylarının hemen hemen her gün manşette yer almasından rahatsızlık duyduğunu belirten Özerdağ, ülkede suç türlerinin hangi alanlarda olduğu konusunda genel bir çalışma yapmak istediklerini açıkladı.

Devletin ülkede suçların nerden kaynaklandığına ve neden artış gösterdiğine dair çalışma yapması gerektiğini kaydeden Özerdağ, “bu konuda bizde gerekli katkıyı koymaya hazırız” vurgusu yaptı.

Özerdağ, “Toplumsal olarak daha iyi bir noktaya gelebilmek için suçların nasıl önlenebileceği noktasında çalışmamız gerekir. İnşallah hangi suçların nasıl meydana geldiği, nasıl artış gösterdiğinin üzerinde bu önümüzdeki yıl ciddi bir şekilde çalışılır” dedi.

Mahkemelerle ilgili elektronik ve dijitalleşme konusundaki çalışmalara da büyük oranda ağırlık verdiklerini anlatan Özerdağ, mahkemelerin daha süratli, iyi hizmet verecek şekilde, teknoloji ve dijitalleşmenin ön planda tutulması hedefiyle çalışıldığını söyledi.

Yüksek Mahkeme Başkanı Özerdağ, bir soru üzerine, 2025 yılı içerisinde gerek eczacılar, gerekse sahte diploma ile ilgili yargılamaların devam edeceğini kaydetti ve sonuçlanacağına olan inancını dile getirdi.

Son günlerde savunmasız tanık denilen kişilerin basında çıkan haberlerle sorun yaşadığına da işaret eden Bertan Özerdağ, savunmasız tanıklarla ilgili gerekli yasal çalışmanın ivedi olarak yapılması ve gerekli uygulamaların başlaması gerektiğini söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Din İşleri Başkanlığı, Üç Aylar ve Regaib Kandili İçin mesaj yayımladı

Published

on

By

Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal, yeni yıl, üç ayların başlangıcı ve Regaib Kandili dolayısıyla tebrik mesajı yayımladı.

Ünsal, mesajında 2024’ü geride bırakıp 2025’e girerken, mübarek üç ayların ilki olan Receb ayının idrak edileceğini belirtti. Miladi takvime göre 1 Ocak 2025 Çarşamba günü, Hicri takvime göre 1 Receb 1446’ya denk geliyor. Regaib Kandili ise 2 Ocak 2025 Perşembe akşamı kutlanacak.

Ünsal, mesajında yeni yılın sağlık, barış ve mutluluk getirmesi temennisinde bulunarak, mübarek aylar ve geceler hürmetine Cenab-ı Hakk’tan rahmet, mağfiret, bereket ve esenlik diledi.

Halkın üç önemli merasimini tebrik eden Ünsal, bu lütuflara daha nice yıllar erişebilmesi temennisinde bulundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar’dan yeni yıl mesajı:“2025 yoğun geçecek, adanın geleceğine ilişkin olumlu işbirliklerine girmeye hazırız”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yeni yıl mesajında, “Acısıyla tatlısıyla 2024’ten 2025 yılına girilirken, öncelikle değerli Halkıma, Anavatan Türkiye’deki kardeşlerimize ve insanlığa her türlü şiddetten, savaştan, terörizmden, felaketten, kazadan uzak, sağlıklı, umut dolu güzel günler ve nice yıllar diliyorum” ifadelerini kullandı.

“Birçok önemli iç ve dış gelişmeyi geride bırakarak 2024 yılını tamamlıyoruz” diyen Tatar, 2025’in yoğun geçeceğine işaret etti. Cumhurbaşkanı Tatar, 2024 yılını değerlendirdiği ve 2025’e dair beklentilerini aktardığı yeni yıl mesajını şöyle sürdürdü:

– 2024 Kıbrıs konusuna dair paradigmanın somut şekilde değişmeye başladığı önemli bir yıl oldu

“Kıbrıs konusuna ilişkin önemli gelişmelerin, paradigma değişikliğinin ve dönüm noktalarının yaşandığı bir yıl oldu 2024. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz Ocak ayında BM Genel Sekreteri Sayın Guterres, Sayın Holguin’i Kişisel Temsilcisi olarak 6 aylığına, yeni ve resmi bir sürecin başlayabilmesi için iki taraf arasında ortak zemin olup olmadığını araştırmak üzere atamıştı. 12 Temmuz’da görev süresi sona eren Holguin’le 6 ay boyunca büyük önem atfettiğimiz istişarelerde ve çalışmalarda bulunduk. Sayın Holguin’e, Kıbrıs Türk Halkı için yeni bir sürecin, ancak özden gelen haklarımızın, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidinin ardından başlanabileceğini iletmekle kalmadık, bunun nasıl gerçekleşebileceğine dair somut önerilerde de bulunduk.

İşte tam da bu dönemde Sayın Holguin’in samimi ve gayretli çalışmalarına katkı olarak Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidine yönelik atılacak ilk adımlar olarak 3D önerimizi paylaştık. 3D, yani, doğrudan ticaret, doğrudan uçuş ve doğrudan temas bizim zalim izolasyon siyaseti ve sonuçsuz müzakerelere hapsedilmemizden dolayı erişemediğimiz haklarımızdır. 3D önerimizi Sayın Holguin’le paylaştık ve kendisi de farklı başkentlerde bunlara yönelik istişarelerini sürdürdü. Aynı dönem içerisinde geçtiğimiz 5 Nisan’da New York’a giderek Sayın Genel Sekreter’e 3D önerimizi etraflıca anlatma şansı buldum. Bu dönem içerisinde Rum tarafı tüketilmiş zeminde ve artık başarısızlığın anıtı olarak tarih sayfalarında yerini alan ‘Crans-Montana’da kalındığı yerden devam’ söylemlerini sürdürdü. Nihayetinde Kişisel Temsilcinin görev süresi olan 6 ay doldu. Holguin Sayın BM Genel Sekreteri’ne raporunu sundu. Raporunda iki taraf arasında ortak zemin bulunmadığına işaret etti ve tüketilmiş zemin olan federasyonun artık Kıbrıs konusuna bir uzlaşı bulunmasının zemini olarak iki tarafça kabul görmediği mesajını verdi.

Bu sürecin ardından BM Genel Kurulu’nun 79. Dönem toplantıları haftasında New York’a giderek Sayın Genel Sekreter’le ikili görüşmemizi yaptım. Orada kendisiyle, Kıbrıs konusuna dair atılabilecek bir sonraki adımları konuşacağımız gayriresmi çok taraflı toplantı düşüncemi paylaştım. Sayın Guterres bu önerimizi olumlu bulduğunu ancak bunun öncesinde iki Liderle gayriresmi bir yemekte bir araya gelmeyi düşündüğünü ifade etti, davetini yaptı ve nihayetinde 15 Ekim’de bu sefer Rum liderle Sayın Guterres’le görüştük.

– Sahadaki gerçeklerin masaya yansımayacağı hiçbir çözüm sürdürülebilir olmaz

Bu gayriresmi yemek oldukça önemli sonuçların da ortaya çıktığı bir organizasyon oldu. Sayın BM Genel Sekreteri yemek sonrası yaptığı yazılı açıklamada Rum liderliğinin manipülatif çabalarına son vererek iki taraf arasında yeni ve resmi bir sürece geçilebilmesi için ortak zemin olmadığını en net ifadelerle ortaya koymuştur. Aynı zamanda uzlaşı zeminine yönelik olarak iki farklı pozisyonun mevcut olduğunu da ifade etmiştir. Sahadaki gerçeklerin masaya yansımayacağı hiçbir çözüm sürdürülebilir olamaz. Realite budur ve gerçeklik temelinde olaya yaklaşmazsak aynı 1968’den beri olduğu şekliyle Kıbrıs Türk Halkını izolasyona mahkum ederiz ve bunu düşmanca siyasetiyle uygulayan Rum liderliğinin konfor alanını da muhafaza etmesine yardımcı oluruz.

Gayriresmi yemekten çıkan ikinci somut sonuç ki benim için bu da çok önemlidir, adada Sayın Hriatodulides’le yeni geçiş kapıları açılması gündemiyle bir araya gelme anlayışımızdır. Sayın Hristodulides’le seçilir seçilmez bir araya gelmiştim ve o görüşmemizde kendisine Haspolat kapısının açılmasının öneminden bahsetmiştim. Rum liderin öneri diye yeniden ısıtıp önümüze koyduğu, geçiş kapılarının basit tanımına dahi uymayan transit geçiş düşüncesini değiştireceğini umuyorum. Kendisinden yeni öneriler bekliyorum. Rum liderle bildiğiniz üzere bir araya geleceğiz ve kapılar konusunda bir görüşme yapacağız. Ben kapıların açılmasını kuvvetli şekilde destekliyorum. Bu hem işbirliği kültürü yaratılmasına katkı bulunacak bir adım hem de iki tarafın karşılıklı ekonomik faaliyetlerini arttırması açısından önemli bir gelişme olacaktır. Rum liderin bu çağrımıza sağ duyulu yaklaşması önem taşımaktadır.

Gayriresmi yemeğin üçüncü ürünü ise genişletilmiş gayriresmi bir toplantının düzenleneceği uzlaşısı oldu. Bilindiği üzere bu Kıbrıs Türk tarafının önerisiydi. Biz aslında iki Lider ve Anavatanların katılımıyla bu toplantının yapılmasını istiyorduk. İngilizlerin ilgisi ve Sayın Genel Sekreterle yaptığımız istişareler sonunda İngiltere’nin de daha düşük düzeyde katılmasına evet dedik. Bu toplantı 4 + 1 +1 şeklinde, yani 4, iki taraf ve Anavatanlar, artı BM Genel Sekreteri artı daha düşük seviyede İngiltere’den bir katılımcı şeklinde gerçekleşecek. Bu toplantı Mart ayı ortasında İsviçre’de olacak. Ocak ayında tam tarih ve şehir belirlenecek. Yine bu toplantı öncesinde Ocak sonu veya Şubat başı BM Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden sorumlu Yardımcısı Sayın Rosemary DiCarlo’nun hazırlık çalışmaları yapmak üzere adaya gelmesinin bekliyoruz. Genişletilmiş toplantıda Kıbrıs adasının geleceğine dair atılabilecek adımları ve çeşitli konularda iki tarafın faydasına da olacak işbirliklerini masaya koyacağız.

– 2025 oldukça yoğun geçecek

Yeni yılın ilk ayıyla birlikte oldukça yoğun bir dönem bizi bekliyor. Diyalog ve diplomasiyi her zaman önde tuttuğumuz yaklaşımımız sayesinde bu sefer statükonun muhafazasını sağlamaya değil gerçeklik temelinde bir uzlaşıya yönelik çalışma sürdüreceğiz.

Değerli Halkım, Rum yönetimi 60 yılı aşkın bir süredir bizi baskı ve abluka altında tutma amacıyla zalim bir izolasyon siyaseti gütmektedir. Bugüne kadar sonuçsuz şekilde, hatta daha sürece başlamadan sonucu belli olan müzakereler yaşandı. Federasyon zeminde sürekli başarısız olunmasına rağmen sürdürülen bu müzakerelerden çıkan yegane ürün Rum tarafının zalim izolasyon siyasetinin normalleşmesi çabasına katkı oldu. Özden gelen haklarımıza, yani temel insan haklarımıza erişimimizi de Rum liderliğinin insafına bıraktık. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemeyiz özdeyişini alıntılayanlar aslında statükonun sürmesine yarayan tüketilmiş federasyon zeminini de dayatmaya çalışanlar oldu.

– Halkımızın çıkarları en öndedir

Muhalefetin tüketilmiş zemin yani federasyon ısrarına devam etmesi bizleri hiç etkilemiyor. Uluslararası toplum gerçekleri görmeye hızla başlamışken, muhalefetimizin buna dahi tepki göstermesi, tavsiye niteliğindeki kararları bağlayıcıymış gibi göstermeye çalışması Halkımızı kandırmaya yönelik bir çabadır. Ancak halkımız 56 yıldır neyin çalışmadığını ve neden bir uzlaşıya varılmadığını çok iyi anlamıştır. Kıbrıs Türk Halkına hizmet etmek, faydalı olmak isteyen her siyasetçi Halkının çıkarlarını en öne koymak zorundadır. Tüketilmiş federasyon zemininde bugüne kadar sürdürülen müzakereler izolasyon zulmünün sürmesine yardımcı olan en önde gelen etkenlerdendir.

– Takdir başkalarından değil halkınızdan gelince değer taşır

Kıbrıs Türk Halkı bir uzlaşıya yönelik bir çok defa olumlu tavrını ortaya koymuş, hatta Kıbrıs konusuna dair yapılan ilk ve tek referandumda da evet demesine rağmen, bir çözüme hayır diyen tarafça devam ettirilen baskıcı siyasetten dolayı temel insan hakları ihlal edilmeye devam edilmektedir. Bu ihlallerin sorumlusu sadece Rum tarafı değil onlara destek veren uluslararası toplumdur. 60 yıldır devam eden bu zulme son vermek için mücadele ederken içimizden de temel insan haklarımız için uğraşımızdan dolayı eleştiri almaktayız. Diyalog diyoruz, işbirliği diyoruz kendi içimizden eleştiriliyoruz. Statükoyu değiştirmek şart diyoruz, başarısızlığı kanıtlanmış zeminlere adeta bağlılık yemini edenleri karşımızda buluyoruz.

– En azından baskıcı Rum siyasetine hep birlikte karşı çıkmalıyız

Halkımın Egemenlik, eşitlik ve temel insan haklarına erişimi benim için yoruma kapalıdır. Herkes kendi siyasetinde neyi öne alacağı konusunda özgürdür ama en azından zulmü ve baskıcı Rum siyasetini normalleştirmeye yönelik atılan her adıma birlikte hayır diyebilmeliyiz. Başkalarından değil Halkınızdan alacağınız takdir önemlidir.

Bu dönem içerisinde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) nezdinde ilişkilerimiz güçlenerek devam etmiştir. Çeşitli kurumlarımız aile meclisimizden yapılan davetlere icabet etmiş ve yakın çalışma imkanı bulmuştur. Ben de geçtiğimiz Kasım ayında Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın onur konuğu olarak TDT Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesine katıldım. 2025’te de ülkemizi hak ettiği şekilde TDT nezdinde temsil edecek, kardeş üye ülkelerle de ikili ilişkilerimizi daha ileriye taşımak için gayretlerimize devam edeceğiz.

– Rum liderliği silahlanmayı arttırdı

Rum liderliği, Türkiye ve KKTC’ye yönelik silahlanma faaliyetlerine 2024 yılında büyük bir hız vermiştir. Bu anlayış karşısında Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle gerekli önlemleri ve karşı adımları atmaktayız. Halkımızın huzur ve güvenliğinin muhafazası her zaman birinci sıradadır. Halkımızın içi rahat olsun.

Bizler diyalog ve işbirliği derken, buna yönelik sürekli öneriler geliştirip karşı tarafa sunarken Rum liderliği ne yazık ki ekonomimizi de doğrudan hedef almaktadır. Emlak sektörüne yönelik uluslararası hukukun hilafına tutuklamalar yapan Rum liderliği, turizm ve yüksek öğretime yönelik de düşmanca tutumunu ortaya koymaktadır. Karşımızdaki muhatapların anlayışını çok iyi biliyoruz. Biz çatışmadan değil uzlaşıdan yanayız. İşbirliği çağrılarımızı yapmaya devam edeceğiz, ancak Halkımızın haklarını da sonuna kadar korumaktan da geri durmayacağız.

– Yeni yılda dayanışmayla, birlikte çalışarak sorunlarımızı aşmalıyız

Ekonomik kalkınma için, Devletimizin, Hükümetimizin ve ilgili kurum ve kuruluşlarımızın işe ciddiyetle dört elle sarılarak, gereken adımları popülizme yenik düşmeden atması gerekmektedir.

Her alandaki eksikliklerimizin, aksaklıklarımızın giderilmesi için planlarımızı projelerimizi yapmalı, başta sağlık, eğitim, ulaştırma, enerji, tarım, turizm, haberleşme ve bilgi teknolojileri konularında atılması gereken adımları ivedi olarak atmalıyız.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize felaketlerden, kazalardan, sıkıntılardan uzak, sağlık, huzur ve refah içinde geçecek bir sene diler, yeni yılınızı bir kez daha candan kutlar, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.”

Devamını Oku

Trending

Reklam