Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

LTB afete karşı daha dirençli bir başkent için çalışmalarını sürdürüyor

Published

on

Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB), Lefkoşa’nın afetlere karşı daha dirençli, güvenli ve hazır olabilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.

LTB’den yapılan açıklamada, LTB’nin Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odası (KTMMOB) ile mevcut binaların depreme karşı sağlamlık ve dayanıklılık denetimlerin yapılması için başlattığı çalışmanın devam ettiği belirtildi.

Bina kontrollerinde ilk adım olarak gözle muayene yapıldığını ve izlenmesi gereken prosedürün ev bina sahiplerine anlatıldığı kaydedildi. Denetimler için 185 numaralı hat tahsis edilmişti.

Yeni yapıların her aşamasının kontrol edilmesi ve kontrollerin ortak kurulacak portal tarafından takip edilebilmesi için teknik çalışmaların başlatıldığı ifade edilen açıklamada, “Böylece çift denetimli sistemde yeni yapılacak inşaatlar hem belediye hem de ilgili odalar tarafından kontrol edilmiş olacak” denildi.

LTB açıklamasında, 6-10 Mart tarihlerinde kardeş şehir İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapı denetimlerindeki teknik çalışmalarına katılacak LTB ekibinde, İnşaat Mühendisleri Odası ve Yerbilim Mühendisleri Odası’ndan da temsilciler yer alacağı ifade edildi.

Şehre gelen binden fazla depremzedeye temel ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla Yenişehir’de bulunan Dayanışma Merkezi’nde (eski belediye binası), gıda, kıyafet ve hijyen malzeme yardımlarının da devem ettiği kaydedildi.

 TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Toplu Taşımacılar Birliği Başkanı Akandere: Doğru ve adil bir sistem için her türlü katkıya hazırız

Published

on

By

Kıbrıs Türk Toplu Taşımacılar Birliği Başkanı Beksan Bekir Akandere, toplu taşımacılıkta gündemde olan şirketleşme modeline ilişkin değerlendirmesinde, “Doğru ve adil bir sistem için her türlü katkıya hazırız ancak belirsizlikler giderilmeden bu süreç sağlıklı ilerleyemez” dedi.

Kıbrıs Türk Toplu Taşımacılar Birliği (KTTTB) Başkanı Beksan Bekir Akandere yazılı açıklama yaparak, toplu taşımacılıkta gündemde olan şirketleşme modeline ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akandere, sürecin şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, meslektaşlarının mağdur edilmeden yeni yapıya dâhil edilebilmesi için net yanıtlar beklediklerini söyledi; doğru yapılacak her projeye destek vermeye hazır olduklarını vurguladı.

Toplu taşımacılıkta yıllardır süregelen sorunlara işaret eden Akandere, “Bu sektörün yeni çağa uygun hale getirilmesi kaçınılmazdır. Ancak yıllardır süren plansızlık, gereksiz izinler ve devlet politikası eksikliği sektörü bugünkü duruma getirmiştir.” dedi.

-“Düzce modeli incelendi ama sorular cevapsız”

Ulaştırma Bakanlığı ve Kıbrıs Türk Çağdaş Kamu Araçları İşletmecileri Derneği ile birlikte Türkiye’de çeşitli temaslarda bulunduklarını belirten Akandere, Düzce’deki taşıma modelinin yerinde incelendiğini ancak uygulamanın KKTC’ye nasıl uyarlanacağı konusunda netlik oluşmadığını kaydetti. Akandere, “Sayın Bekir Ilıcalı tarafından sunulan projeksiyon bize bazı cevaplar verse de, pek çok temel konuda hâlâ ‘acaba?’ sorusu zihnimizde duruyor.” dedi.

Şirketleşme sürecine karşı olmadıklarının altını çizen Akandere, esas önceliğin adil bir sistem kurulması olduğunu ifade etti. Akandere, “Eğer bu sistem mevcut düzenden daha iyi olacaksa, kimsenin zarar görmeyeceği bir yapı kurulmalı. Hisselendirme, araç değerleri, yıllık beyanlar, personel sayısı gibi konularda net ve eşitlikçi kriterler belirlenmeli.” ifadelerini kullandı.

-“Okul taşımacılığı, vergilendirme, güzergâh zararı ne olacak?”

Eylül ayında başlayacak okul taşımacılığı süreciyle ilgili de kaygılarını dile getiren Akandere, yatırım yapan taşımacıların belirsizlikten dolayı tedirgin olduğunu söyledi. Akandere, “Bugün 28 bin öğrenci taşınıyor. Bu rakamlar net. Ancak projeyi yürüten ekipten halen sistemin detayları hakkında tatmin edici bilgi alabilmiş değiliz” dedi; “Okul taşımacılığı, vergilendirme, güzergâh zararı ne olacak?” sorusunu yöneltti.

Güzergâh bazında zarar eden bölgelerde nasıl bir politika izleneceğinin de belli olmadığını belirten Akandere, “Zarar eden hattı kaldıracak mıyız, yoksa sübvansiyon mu vereceğiz? Düzce’de 125 bin TL’lik sabit bir destek modeli var. Peki KKTC’de bu olacak mı?” diye sordu.

-“Kayıt dışını sisteme entegre mi edeceğiz?”

Sistemde hâlihazırda ciddi bir kayıt dışı sorunu olduğuna dikkat çeken Akandere, “Mevcut sistem her bölgeye hizmet edemiyor olabilir, ancak kayıt dışını sisteme entegre mi edeceğiz, yoksa mevcut yasal çalışanları saf dışı mı bırakacağız? Bunlara yanıt verilmeden güven oluşamaz” ifadelerini kullandı.

Son dönemde bazı çevreler tarafından toplu taşımacı derneklerinin sessizlikle eleştirilmesiyle ilgili olarak ise Akandere, “Biz susmadık, süreci anlamaya çalıştık. Boş konuşmak istemedik. Suskunluğumuz efendiliğimizdendir, bilinçli bir bekleyiştir.” dedi.

Üniversite taşımacılığının da sisteme dahil edilip edilmeyeceğine dair netlik olmamasının sektörde ciddi tedirginlik yarattığını vurgulayan Akandere, “Şu an sistemin kim tarafından uygulanacağı, kimlerin taşıma yapacağı belli değil. Bu da taşımacıların yatırım kararı almasını zorlaştırıyor.” dedi.

-“Hiç kimseyi satmadık”

Açıklamasının sonunda medya ve bazı siyasi çevreler tarafından yapılan “sektör satıldı” yorumlarına da cevap veren Akandere, “Hiç kimseyi satmadık. Emekçi meslektaşlarımızı hiç satmadık. Tam aksine, daha iyi şartlarda çalışmalarını sağlamak için katkı koymaya çalışıyoruz. Ancak mevcut projede halen birçok soru işareti var. Cevaplar olmadan yola çıkmak istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Akandere, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın “Bu modele karşı çıkanlar rant elde edenlerdir.” söylemini doğru bulmadığını belirterek, asıl rant edenlerin sessiz kalanlar olduğunu savundu.

Yeni taşımacılık modeliyle ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Akandere, “Bu ülkenin taşımacılık sektöründe yıllardır emek veren esnafı, önce bilgilendirilmeli ve ikna edilmelidir. Bu süreç esnafı dışlayarak değil, katılımıyla yürütülmelidir” dedi.

Geçmiş yıllarda yapılan hataların tekrar edilmemesi gerektiğinin altını çizen Akandere, yöneticilere çağrıda bulunarak, “Bu bizim ekmeğimizdir, geleceğimizdir, yılların birikimidir. Kimse bunu göz ardı edemez. Güven vermek zorundasınız. Bu güveni söylemlerle değil, verilerle, şeffaf bir yönetim anlayışıyla oluşturmalısınız. Proje hangi aşamada olursa olsun, iki birlik ve basının davet edileceği bir toplantı düzenlenerek süreç tüm kamuoyuyla paylaşılmalıdır.” ifadelerini kullandı

Akandere açıklamasında, Kıbrıs Türk Toplu Taşımacılar Birliği olarak sektörün ve esnafın çıkarlarını savunmaya devam edeceklerini ve sürecin takipçisi olacaklarını da vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tel-Sen’den 2 saatlik uyarı grevi

Published

on

By

Kıbrıs Türk Telekomünikasyon Çalışanları Sendikası (Tel-Sen), “özelleştirme girişimleri” gerekçesiyle Telekomünikasyon Dairesi’nin tüm şubelerinde bugün 08.30-10.30 saatleri arasında iki saatlik uyarı grevi yaptı.

Greve, Kıbrıs Türk İşçi Sendikası Federasyonu (Türk-Sen), Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş) de destek verdi.

– Üredi: “Şeffaf olmayan, kurumu dışlayan, halkın malını el altından devreden hiçbir adıma evet demeyeceğiz”

Tel-Sen Başkanı Hakan Üredi, Lefkoşa’daki Telekomünikasyon Dairesi binası önünde yaptığı basın açıklamasında, “Telekomünikasyon altyapısını doğrudan ilgilendiren projelerin şeffaf yürütülmediğini” savundu.

Tel-Sen olarak çağdaş teknolojilere ve dijitalleşmeye karşı olmadıklarını, ülkenin ilerlemesine katkı koyacak her türlü adıma destek verdiklerini belirten Üredi, bu desteğin belirli şartlara bağlı olduğunu kaydetti.

Telekomünikasyon Dairesi’nin süreçte etkin, güçlü ve sürdürülebilir biçimde yer alması, gelir paylaşımının adil olması ve yerli istihdamın korunması halinde desteklenebileceğini söyleyen Üredi, son günlerde gündeme gelen projeler hakkında ilgili makamlara ve müdürlüğe başvurduklarını ancak herhangi bir yanıt alamadıklarını ifade etti.

“Bu sessizlik bizi kaygılandırıyor. Çünkü gizli yürütülen işler, kirli sonuçlar doğurur” diyen Ürer, söz konusu projelerde Telekomünikasyon Dairesi’nin dışlandığını ve kamu malının sessizce el değiştirmesine açık hale getirildiğini öne sürdü. Üredi, “Eğer bu proje halkın yararınaysa neden halktan, çalışanlardan ve kurumdan gizleniyor?” diye sordu.

Projeye ilkesel olarak karşı olmadıklarını yineleyen Üredi, “Şeffaf olmayan, kurumu dışlayan, geliri dışarıya aktaran, halkın malını el altından devreden ve yargı yetkimizi devre dışı bırakan hiçbir adıma evet demeyeceğiz” dedi.

Projede doğabilecek uyuşmazlıkların hangi yargı organında çözüleceğinin de önemli bir konu olduğunu belirten Üredi, “Bu tür anlaşmazlıklar KKTC mahkemelerinde mi çözülecek, yoksa Lahey gibi uluslararası mahkemelere mi taşınacak? Halkın malı üzerinden yürütülen hiçbir proje, KKTC’nin yargı egemenliğini baypas ederek hayata geçirilemez” ifadelerini kullandı.

Yalnızca iki saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirdiklerini dile getiren Üredi, bunun bir karşı duruş değil, bir çağrı olduğunu belirterek, yetkililere süreci şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşma çağrısı yaptı.

– Bıçaklı: “Yanlış yapıyorsunuz, vazgeçin”

Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı ise konuşmasında hükümetin kamu kurumlarını bilinçli olarak yatırımlardan mahrum bıraktığını, ardından da bu kurumları “elden çıkartma” yoluna gittiğini savundu.

“Devletsen, yatırımı sen yapacaksın. Altyapıyı özel şirketlere teslim edemezsin” ifadeleriyle hükümetin kamu kurumlarını kendi malı gibi gördüğünü ve bu anlayışla hareket ettiğini savunan Bıçaklı, şöyle devam etti:

“Siyasi iktidar, geçici olarak halktan oy alarak geldiğini unutup, kurumları kendine ait zannediyor. Oysa bu kurumlar halka aittir. Göreviniz, limanları, telefonu, elektriği, süt kurumunu ve diğer kamu kuruluşlarını satmak değil, yatırım yaparak iyileştirmek ve halka daha kaliteli hizmet sunmaktır”

Bıçaklı, hükümetin kurumlara kasıtlı olarak yatırım yapmadığını, sonrasında ise halkı bıktırıp, satışa ikna etmeye çalıştığını iddia ederek, “Bu çirkin bir yöntemdir. Önce hizmeti kötüle, sonra da sat kurtul zihniyetiyle hareket ediyorlar” ifadelerini kullandı.

Türk Telekom’la yapılması planlanan altyapı protokolüne de değinen Bıçaklı, söz konusu taslağı sendika olarak kendi çabalarıyla edindiklerini ve içinde yer alan maddelerin devlet egemenliğini zedelediğini ileri sürdü.

Taslakta uyuşmazlıkların Lahey gibi uluslararası mahkemelere taşınabileceğinin yazılı olduğunu belirten Bıçaklı, “KKTC yargısının devre dışı bırakılması, devlet egemenliğine açıkça aykırıdır” dedi.

Kamu kurumlarının bir bir elden çıkarıldığını, devletin asli görevlerinden çekildiğini savunan Bıçaklı, “Elektrik, telefon, süt kurumu, limanlar… Hepsi ya satıldı, ya da satılmak isteniyor. Peki devlet ne iş yapacak?” diye sordu.

Tel-Sen’in düzenlediği uyarı grevine destek verdiklerini belirten Bıçaklı, sorunların diyalogla ve şeffaf biçimde çözülmesi gerektiğini söyleyerek, “Yanlış yapıyorsunuz, vazgeçin bu yanlıştan. Çağırın ilgili arkadaşları, oturun konuşun. Bu yanlıştan dönülmezse, bugün iki saat olan grev, yarın on iki saat, öbür gün yirmi dört saat olur” uyarısında bulundu.

Hükümetin sendikaların grevlerine karşı sürekli yasaklama kararı almasını da eleştiren Bıçaklı, “Grev yasaklamakla sorun çözülmüyor. Çalışmama hakkımızı da kullanırız. Bu ülkenin teknik insan gücü var, çözüm için çağırın, konuşalım” dedi.

– Bengihan: “Özelleştirmeye ve devredilmeye karşıyız”

KTAMS Başkanı Güven Bengihan da hükümeti, stratejik kamu kurumlarını bilinçli şekilde özelleştirmek ve devretmekle suçlayarak, buna kesinlikle karşı olduklarını belirtti.

“Bu ülkenin stratejik kurumlarını teker teker özelleştiriyor, başkalarına devrediyorsunuz. Egemenlikten ve milliyetçilikten bahsedenler, bu kurumlar devredilirken kılını dahi kıpırdatmıyor” ifadelerini kullanan Bengihan, Tel-Sen, KTAMS, Kamu-İş ve Türk-Sen’e bağlı sendikalar olarak iki saatlik uyarı grevi gerçekleştirdiklerini söyledi.

Enerji, telefon, karayolları, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi stratejik kurumların sistemli bir şekilde elden çıkarılmak istendiğini savunan Bengihan, egemenliğin bu kurumlarla doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti. Bengihan, bu politikaları “sermayeye hizmet eden, ülkesini sevmeyen ve liyakatsiz bir yönetim anlayışı” olarak nitelendirdi.

Bengihan, Başbakan Ünal Üstel’in imzaladığı protokolden bazı bakanların dahi haberdar olmadığını ileri sürerek, “Ne içeriğini biliyorlar ne de imzalandığından haberleri var. Bakanlarla konuştum, hiçbirinin bilgisi yoktu. Bu ülke ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla yönetilemez” dedi.

Kurumlara uzun yıllardır yatırım yapılmadığını, altyapı eksikliklerinin ise bilinçli olarak giderilmediğini öne süren Bengihan, bu yaklaşımın kurumları zarara uğratarak, devredilmesine yol açmayı amaçladığını savundu.

Telekomünikasyon Dairesi binasının 15 yıldır atıl durumda olduğunu, kuruma 20 yıldır hiçbir yatırım yapılmadığını ve dairenin özelleştirileceği yönündeki söylemlerin çalışanlar üzerinde uzun süredir huzursuzluk yarattığını söyleyen Bengihan, Teşkilat Yasası’nın da yaklaşık iki buçuk yıl önce güncellenip, teknik kuruldan geçmesine rağmen hâlâ Meclis’te bekletildiğini ileri sürdü.

Konuşmasında Aksa örneğini de veren Bengihan, daha ucuz elektrik vaadiyle yapılan düzenlemelerin halkı daha pahalı elektriğe mahkum ettiğini savunarak, havalimanı, havayolları ve su yönetiminde de benzer tabloların yaşandığını iddia etti.

“Bu hükümet, kimliğini, kültürünü ve kurumlarını umursamayan bir anlayışla ülkeyi uçuruma sürüklüyor” diyen Bengihan, halkın kendi ülkesinde kendini yabancı gibi hissettiğini, nüfus yapısının değiştiğini iddia etti.

Konuşmasının sonunda mücadele çağrısı yapan Bengihan, “Kurumlar elden giderse sıra bizlere gelecek. Bu zihniyete ancak dayanışmayla ve birlikte mücadele ederek karşı durabiliriz” diyerek konuşmasını tamamladı.

– Serdaroğlu: “Mesele sadece çalışanların değil, toplumun yok oluş meselesidir”

Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu ise yaşanan sorunların yalnızca kamu çalışanlarının değil, toplumun tüm kesimlerini ilgilendirdiğini savunarak, “Eğer meseleleri sadece çalışanların sorunu olarak görürsek, toplum olarak her şeyi yavaş yavaş kaybedeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Hükümetin bir proje doğrultusunda hareket ettiğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bazı şeylerin bilinçli olarak dönüştürülmeye çalışıldığını iddia eden Serdaroğlu, halkı bu süreci dikkatli şekilde izlemeye davet ederek, “Aksi takdirde gelecek için çok geç kalabiliriz” dedi.

Serdaroğlu, sendikal örgütlülüğün önemine değinerek, özel sektörde çalışanların sömürüye maruz kaldığını savundu ve “Burada sadece çalışma hakkı değil, toplumun değerleri yok ediliyor” ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar imzalanan protokollerin kamu kurumlarını güçlendirmek yerine tasfiye ettiğini savunan Serdaroğlu. “Bir kere de bir protokolle bir kurum inşa edilsin, teknik donanımı sağlansın, topluma daha iyi hizmet için yatırım yapılsın ve bu kurum bu ülkenin malı olarak kalsın. Bunu görmek istiyoruz” diye konuştu.

Serdaroğlu, su, havaalanı ve havayolları konularında yapılan yatırımların kamunun değil, sermayenin yararı için yapıldığını öne sürdü. Serdaroğlu, “Barajda su var ama halk hâlâ susuz. Ucuz su, ucuz bilet vaat edildi ama ne ucuzluk ne hizmet var” dedi.

Sendikaların mücadelesinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını da savunan Serdaroğlu, “Topluma hizmet edecek hiçbir şey yapmadan sadece çatışma ortamı yaratıyorlar. Sonuçta olan yine halka oluyor. Çünkü hedef, bu ülkenin değerlerini belirli sermaye gruplarının eline geçirmek” dedi.

İş insanlarına çağrıda bulunan Serdaroğlu, “Asgari ücret gündeme geldiğinde ses çıkarıyorsunuz ama ülkenin stratejik kurumları elden giderken sessiz kalıyorsunuz. Telefon Dairesi, elektrik, Ercan gitti; daha ne bekliyorsunuz?” diye sordu.

Sorunun kamu çalışanlarının maaşları değil, yanlış yönetim politikaları olduğunu savunan Serdaroğlu, “Elektrik pahalıysa bunun nedeni çalışanlar değil, yatırım yapmayan, yanlış enerji politikası yürüten hükümettir” dedi.

“Bu hükümetten artık bir şey beklemeyin. Bu hükümetten medet umanlar, ölüden gözyaşı bekler” ifadelerini kullanan Serdaroğlu, tüm sivil toplum örgütlerine ve halka partizanlıktan vazgeçip çocukların geleceğini düşünme çağrısında bulundu.

Mücadelenin süreceğini vurgulayan Serdaroğlu, “Mesele sadece asgari ücret ya da bir dairenin özelleştirilmesi değil, toplumun yavaş yavaş yok edilmesidir” diyerek sözlerini tamamladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

6 bin 312 kişi hafta sonu KHK’nın sınavlarına girecek

Published

on

By

Kamu Hizmeti Komisyonu (KHK) tarafından düzenlenen yeterlilik sınavlarıyla öğretmenlik ön giriş sınavları hafta sonu yapılıyor.

6 bin 312 adayın katılacağı sınavlarla ilgili Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuşan Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ömer Aydın Köseoğlu, tüzük değişiklikleriyle ilgili de açıklamalarda bulundu.

Köseoğlu, kamu görevlileriyle ilgili sınav tüzüğünde yapılan yeni düzenlemeyle sınavlarda başarılı olup kamuda çalışmaya hak kazananların ikamet ettiği en yakın ilçeye yerleştirildiğini açıkladı.

Komisyonun çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Köseoğlu, 2024’te 18 bin kişinin sınavını yaptıklarını söyleyerek, “Sınav süreçlerinde herhangi bir şaibeye mahal vermeyecek şekilde gelişmiş güvenlik ve denetim sistemleri uygulanıyor. Liyakat, şeffaflık ve eşitlik KHK’nın vazgeçilmez ilkeleridir” dedi.

-Yeterlilik ve öğretmenlik ön giriş sınavları hafta sonu yapılacak

İlk olarak hafta sonu yapılacak sınavlarla ilgili bilgi veren Ömer Köseoğlu, öğretmenlik ön giriş sınavının cumartesi günü saat 09.30’da Bayraktar Ortaokulu, Lefkoşa Türk Lisesi ve Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulu olmak üzere 3 merkezde olacağını söyledi.

Orta düzey yeterlik sınavının da cumartesi yapılacağını belirten Köseoğlu, saat 14.00’te başlayacak sınavın Bayraktar Ortaokulu, Bülent Ecevit Anadolu Lisesi, Lefkoşa Türk Lisesi ve Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulu olmak üzere 4 merkezde gerçekleşeceğini ifade eti.

– Pazar gün de sınav var

Köseoğlu, alt düzey yeterlik sınavının pazar günü saat 09.30’da Atleks Sanverler Ortaokulu, Bayraktar Ortaokulu, Bülent Ecevit Anadolu Lisesi, Lefkoşa Türk Lisesi, Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulu ve İrsen Küçük Ortaokulu olmak üzere 6 merkezde olacağını kaydetti.

Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Köseoğlu, üst düzey yeterlik sınavının pazar günü saat 14.00’te Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulu’nda yapılacağını ifade etti.

– 6 bin 312 aday yarışacak

4 bin 880’i yeterlilik, bin 432’si öğretmenlik ön giriş sınavı olmak üzere sınavlara toplam 6 bin 312 kişinin katılmasını öngördüklerini belirten Köseoğlu, yeterlilik sınavlarından üst düzeye 155; orta düzeye 2 bin 22; alt düzeye 2 bin 703 adayın katılacağını söyledi.

Köseoğlu, öğretmenlik ön giriş sınavına da bin 432 kişinin gireceğini ifade etti.

– Sınavla ilgili hatırlatmalar

Sınavlara katılacak tüm adaylara 14 Temmuz pazartesi günü sınav yeriyle saatini bildiren SMS gönderildiğini, adaylara, aday numaraları üzerinden khk.gov.ct.tr web sitesinden de çağrı yapıldığını kaydeden Köseoğlu, SMS ulaşmayan adayların sınav bilgilerine web sitesinden ulaşabileceğini de ifade etti.

Adayların sınava girişte KKTC kimlik kartı veya kimliği doğrulayacak resmi bir belgenin orijinalini ibraz etmek zorunda olduğunu hatırlatan Ömer Köseoğlu, kimliğini belgeleyemeyen adayların sınava alınmayacağını da hatırlattı.

Adayların sınava en geç 30 dakika kala salonun önünde hazır bulunması gerektiğini de hatırlatan Köseoğlu, sınav esnasında 2 B gibi koyu, parlak ve yumuşak uçlu bir kurşun kalem kullanılmasına özen gösterilmesini istedi.

Yumuşak bir silginin tercih edilmesi, cevap anahtarında işaretlenecek dairelerin dışına çıkılmaması gerektiğini de anımsatan Ömer Köseoğlu, tüm adaylara sınavlarda başarı diledi.

Geçici sınav sonuçlarının aynı gün içinde khk.gov.ct.tr resmi web sitesinden duyurulacağını da belirten Köseoğlu, kesin sonuçların 3 iş günü boyunca alınacak itirazların değerlendirilmesinden sonra belirleneceğini dile getirdi.

Ömer Köseoğlu, başarılı adayların sonuçların kesinleşmesiyle sertifikalarını duyurulacak tarihte Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanlığı’ndan alabileceğini de belirtti.

– Mevzuatlarda değişiklik

Açıklamasında son dönemde Öğretmenler Sınav Tüzüğü ile Kamu Görevlileri Sınav Tüzüğü’nde yapılan değişikliklerle ilgili de bilgi veren Köseoğlu, önce öğretmenlerle ilgili tüzüğe değindi.

Ömer Köseoğlu, Öğretmenler Sınav Tüzüğü’nde yapılan son değişikliğin İngilizce dilinde eğitim veren okullarda görev yapacak öğretmenlerle ilgili olduğunu söyleyerek, bundan böyle C1 düzeyinde İngilizcesi olan ve Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Sınavı (YÖKDİL) alanıyla ilgili yeterli puanı alan öğretmen adaylarının İngilizce dilindeki öğretmenlik branş sınavlarına başvuruda bulunabileceğini aktardı.

– KHK’da yeni yazılım… Kamuya ilk atamalarda sistem otomatik yerleştirme yapacak, adayın ikametgahı dikkate alınacak…

Kamu Görevlileri Sınav Tüzüğü’nde yapılan değişiklikle kamuya ilk atamalarda münhal ilan edilen ilçelere yerleştirme için algoritma bir yazılım geliştirildiğini de açıklayan Köseoğlu, yeni düzenlemeyle kişilerin ikamet, medeni hal ve durumu, çocuk sahibi olup olmadığı ve başarı durumu gibi kriterlere bakılarak söz konusu sistem üzerinden otomatik yerleştirme yapıldığını söyledi.

Köseoğlu, bu değişiklikle tüm adayların ikamet ettiği en yakın ilçeye yerleştirilmesinin amaçlandığını kaydetti.

– Sınav sonuçlarına itirazla ilgili uygulamada da değişiklik var

Sınav sonuçlarına itirazlar konusunda da yeni bir düzenlemeye gidildiğini belirten Ömer Köseoğlu, geçmişteki düzenlemede itirazlar üzerine bir soru iptal edilirse bu sorudan puan almayan adaylara puan verildiğini anımsatarak, yeni uygulamada bunun yapılmadığını söyledi.

Köseoğlu, yeni uygulamada, hatalı sorunun iptaliyle geçerli soruların puan değerinin yeniden belirlendiğini, iptal edilen soru üzerinden puan verilmediğini kaydetti.

– 2024’te 18 bin kişi KHK’nın sınavlarına girdi

Açıklamasında bazı istatistiki verileri de paylaşan Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ömer Köseoğlu, 2024’te 176 yazılı sınavla yaklaşık 18 bin kişinin sınavını yaptıklarını, 18 bin kişiden 4 binin kamu görevi için ilk atama sınavlarına girdiğini, sınavlarda başarılı olan 450 adayın atamasının yapıldığını belirtti.

Ömer Köseoğlu, 2024’te 2 bin 300 kişinin öğretmenlik için ilk atama sınavına girdiğini, adaylardan 350’sinin münhal ilan edilen okula yerleştiğini yine 2024’te 11 bin 700 kişinin de yeterlilik, öğretmenlik ön giriş ve İngilizce dil sınavlarına katıldığını aktardı.

Köseoğlu, geçen yıl istihdam edilen 800 kişiden yüzde 70’inin kadın, yüzde 30’unun erkek olduğunu da açıkladı.

– 350 terfi

Ömer Köseoğlu, komisyonun yine 2024’te 180 toplantıyla 350 kişinin terfisini yaptığını, asalet onay, nakil, görevlendirme disiplin işlemleri gibi çeşitli kararlar ürettiğini de belirtti.

– Örnek sorular artık sistemde

Sınava hazırlanacak adayların çalışmalarına yön vermek amacıyla yeni uygulama başlattıklarını da açıklayan Ömer Köseoğlu, ilk etapta İngilizce yeterlik sınavı öncesi örnek İngilizce soruları sisteme yüklediklerini söyledi.

Memnuniyetle ilgili birçok geri dönüş aldıklarını da ifade eden Köseoğlu, komisyonun resmi web sitesinde Anayasa, Eğitim Bilimleri, Genel Kültür, Genel Yetenek, Kamu Görevlileri Yasası, Kamu Sağlık Çalışanları Yasası ve öğretmenlik branş sorularının paylaşıldığını, paylaşımların devam edeceğini dile getirdi.

– KHK sosyal medyada

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun kurumsal yapısını güçlendirmek, görünürlüğünü artırmak için bazı adımlar atıldığını da kaydeden Köseoğlu, Instagram hesaplarının çok yakında devreye gireceğini açıkladı.

Komisyonun kullanıcı dostu yeni web sitesiyle ilgili çalışmaların sürdüğünü de kaydeden Ömer Köseoğlu, bilgiye kolayca erişilebilen, arama motorlarının aktif olarak çalıştığı bir web tasarımını devreye koymak istediklerini söyledi.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun facebook sayfasının bir süredir devrede olduğunu da belirten Köseoğlu, dıştan aldıkları hizmet sayesinde bundan sonra tüm KHK ile ilgili görsellerin, duyuruların ve bilgi içeriklerinin kurumsal standartla bu sayfa üzerinden yayınlanacağını dile getirdi.

– “Hedefimiz 2026 yılında sadece online başvuru almak”

Online başvuru uygulamasının 2 yıldır başarıyla sürdürüldüğünü, adayların tamamının bu seçeneğe yönelmesi için teknik çalışmaların devam ettiğini de ifade eden Köseoğlu, çalışmaların bir kaç ay içinde tamamlanacağını açıkladı. Köseoğlu, “Hedefimiz 2026’da sadece online başvuru almaktır” dedi.

– “KHK ile ilgili bazı yanlış algılar var”

Kamu Hizmeti Komisyonu hakkında bazı yanlış veya eksik bilgiler olduğunu da belirten Köseoğlu, bunlardan birinin de kamuda işe giren herkesin komisyon tarafından atandığıyla ilgili olduğunu söyledi.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yalnızca Kamu Görevlileri Yasası, Öğretmenler Yasası ve Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’na tabi olan asıl ve sürekli personelin atamasından sorumlu olduğunu vurgulayan Ömer Köseoğlu, devlet kurumlarında görev yapan geçici, sözleşmeli veya proje bazlı personelin KHK tarafından işe alınmadığını, komisyonun bu tür personel üzerinde herhangi bir yetkisi veya sorumluluğu bulunmadığını dile getirdi.

“KHK sadece yazılı ve sözlü sınav yapar” şeklinde başka bir yanlış algı daha olduğunu belirten Köseoğlu, komisyonun görevinin sadece sınav düzenlemek olmadığını da fade etti.

Köseoğlu, atama, terfi, disiplin, sicil, nakil, emekliye sevk, azil, sınav sonuçlarına itiraz süreçlerinin, kamu personel sisteminin sağlıklı işlemesini sağlamanın da Kamu Hizmeti Komisyonu’nun görevleri arasında bulunduğunu ifade etti.

-“Şaibeye mahal vermeyecek güvenlik ve denetim sistemleri uygulanıyor”

KHK sınavlarında başarının yalnızca bilgiye, sınav performansına ve yetkinliğe dayandığını da vurgulayan Köseoğlu, “Komisyon sınavlarını geçmek için torpil gerekiyor” şeklinde başka bir yanlış algı olduğunu ancak bunun yavaş yavaş değiştiğini dile getirdi.

Köseoğlu, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun sınav süreçlerinde herhangi bir şaibeye mahal vermeyecek şekilde gelişmiş güvenlik ve denetim sistemleri uyguladığını vurguladı.

Sınav merkezlerinin 7 gün 24 saat alarm ve kamera sistemleriyle izlendiğini giriş ve çıkışların biyometrik (parmak izi) doğrulamayla kontrol edildiğini belirten Köseoğlu, merkeze yalnızca sınırlı sayıda yetkili personelin erişebildiğini, görevli personel ve danışmanların sınav süresince dış çevreyle temasının tamamen engellendiğini kaydetti.

Sınav merkezinde internet ve cep telefonu kullanımına izin verilmediğini de anımsatan Köseoğlu, sınav soru kitapçığının sınav saatine 24 saatten az süre kala soru bankasından algoritmik yazılım aracılığıyla rasgele alınarak oluşturulduğunu dile getirdi.

-“Soruşturma başlatma yetkisi KHK’da değil”

Son dönemde kamu görevlilerinin işlediği suçtan ya da uygunsuz davranıştan ötürü gerekli ceza ve veya yaptırımlar için KHK’ya başvuru geldiğini, bunun usulen yanlış olduğunu belirten Köseoğlu, yasa gereği kamu görevlilerinin işledikleri bir suç ya da davranıştan ötürü cezalandırılmalarıyla ilgili sürecin kendi kurumlarında başladığını söyledi.

Köseoğlu, böyle bir soruşturmayı başlatma yetkisinin kurumun en üst düzey amirine ait olduğunu da hatırlattı.

Devamını Oku

Trending

Reklam