Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

LTB“Merkez Lefkoşa” açıldı

Published

on

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin “en büyük öz kaynak yatırımlarından biri” olduğu belirtilen “Merkez Lefkoşa” hizmete açıldı.

Küçük Kaymaklı’da, Özker Özgür Caddesi üzerinde yer alan Merkez Lefkoşa, açık pazar-çarşı-etkinlik ve organizasyon alanı gibi çok yönlü özellikleri ile kültür, sanat, spor ve ekonomi faaliyetlerinin bir arada yürütülebileceği bir merkez olacak.

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin organize ettiği açılışta stantlar, konser, çocuklar için çizgi film gösterimi ve oyunlar, dans gösterileri ve etkinlik boyunca DJ performansı yer aldı.

Açılışta, yiyecek-içecek, el işi ve tasarım ürünleri, organik ve doğal ürün ile kitap-oyuncak-elektronik eşya stantları yer aldı.

Etkinlikte, Pijamaskeliler ile İtfaiyeci Sam çizgi filmleri gösterildi. Etkinlik boyunca yüz boyama, mandala boyama, kutu oyunları ve oyun hamurları etkinlikleri düzenlendi. Eril Cambaz konserinin yer aldığı etkinlikte, DJ Serdar Eren de performans sergiledi. Açılışta, dans gösterileri ile Yuka Blend Dance Team de yer aldı. 12 bin metrekarelik bir alanda inşa edilen Merkez Lefkoşa, 410 araç kapasiteli park alanına sahip ve 300’den fazla stant yer alıyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel:Yeni Meclis ve Cumhurbaşkanlığı binaları halkımızın, devletimizin ve egemenliğimizin mührüdür

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Yeni Meclis ve Cumhurbaşkanlığı binalarının halkın, devletin ve egemenliğin mührü olduğunu belirtti.

Üstel, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binalarının açılışı vesilesiyle yaptığı açıklamada, yeni yapıların yalnızca birer mimari kazanım değil; Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin, demokratik iradesinin ve kurumsal devlet varlığının somut birer ifadesi olduğunu vurguladı.

Yeni Meclis ve Cumhurbaşkanlığı binalarının Kıbrıs Türk halkının siyasal ve tarihsel varlığının birer mührü olarak Cumhuriyet tarihindeki yerini alacağını belirten Üstel, “Bu mühür; halkın onurla taşıdığı bağımsızlık idealinin, kendi kendini yönetme kararlılığının ve kurumsallaşmış devlet düzenimizin güçlü bir simgesi olacaktır.” dedi.

Üstel, yeni Meclis binasının yalnızca yasaların görüşüldüğü bir yapı olmayacağını, aynı zamanda halk iradesinin temsil edildiği, egemenliğin hayata geçirildiği kutsal bir çatı olarak hizmet vereceğini ifade etti.

– “Türkiye ile kardeşliğimizin ve ortak kader anlayışımızın bir yansımasıdır”

Yapıların Türkiye Cumhuriyeti tarafından inşa edilip Kıbrıs Türk halkına armağan edildiğini hatırlatan Üstel, “Bu eserler, Türkiye ile Kıbrıs Türk halkı arasındaki kardeşliğin, dayanışmanın ve ortak kader anlayışının birer yansımasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletin ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a halkımız adına en içten teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

KKTC’nin bir devletin sahip olması gereken tüm temel niteliklere sahip olduğunun altını çizen Üstel, halkı, sınırları, anayasal düzeni, güvenlik gücü, kamu otoritesi ve yaklaşık 65 yıllık devlet yönetimi tecrübesiyle kurumsallaşmış yapıları olan bir devlet olduklarını belirtti.

Üstel, “Bu halk kendi kaderine sahip çıkmış, kendi devletini kurmuş ve onu yaşatmayı başarmıştır. Şimdi bu devleti uluslararası toplumda hak ettiği yere taşıma zamanıdır.” diye konuştu.

– “Yapılar kadar içindeki ruh da önemlidir”

Başbakan Üstel, sözlerinin devamında “Bilinmelidir ki, yapılar kadar o yapıların taşıdığı ruh da çok önemlidir. Bu Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binaları sadece taş duvarlardan ibaret olmayacak; içinde taşıyacakları egemenlik iradesi, halk sevgisi ve demokrasi ruhuyla Kıbrıs Türk halkını geleceğe taşıyacaktır.” ifadelerini kullandı.

Üstel ayrıca, 47 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkına hizmet veren eski Meclis binasına da şu sözlerle veda etti:

“İçinde devlet kurduğumuz, Cumhuriyetimizi ilan ettiğimiz, bize 47 yıl boyunca hizmet eden eski Meclis binamıza onurla veda ediyoruz. Kimsenin kuşkusu olmasın; bu değerli yapıyı da tarihi değerini ve anlamını bilerek, devletimizin ruhuna uygun şekilde değerlendirecek, restore edecek, güçlendirecek ve sonsuza dek yaşatacağız.”

Başbakan Ünal Üstel sözlerini, “Bu tarihi açılışın devletimize, halkımıza ve demokrasimize hayırlı olmasını diliyor; bu kıymetli eserlerin hayata geçmesinde emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum.” sözleriyle tamamladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Üniversite öğrencilerinin çözünebilir balıkçı ağı projesi TEKNOFEST KKTC’de birinci oldu

Published

on

By

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) öğrencilerinin çözünebilir balıkçı ağı projesi, TEKNOFEST KKTC Araştırma Proje Yarışması’nın “Çevre ve Enerji Teknolojileri” kategorisinde birincilik elde etti.

Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST KKTC devam ediyor.

Festival, KKTC Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ana yürütücülüğünde 132 paydaş kurumla birlikte eski Ercan Havalimanı’nda gerçekleştiriliyor.

TEKNOFEST KKTC kapsamında 13 alt kategorisi bulunan 6 teknoloji yarışması düzenlendi. Bu yarışmalara Türkiye dahil 22 ülkeden toplam 47 binden fazla yarışmacı başvurdu.

Teknoloji üretme ve geliştirme yolculuğunda 1083 yarışmacının oluşturduğu 268 finalist takım kıyasıya rekabet etti.

– “Başarıyı birincilikle taçlandırmış olduk, gurur duyuyoruz”

“PAGİT Spektrum: DEEPNETS” takımı, TEKNOFEST KKTC Araştırma Proje Yarışması’nın “Çevre ve Enerji Teknolojileri” kategorisinde çözünebilir balıkçı ağı projesiyle birinci oldu.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi öğrencileri Hakan Çevik, Umut Günay, Barış Can Gökçe, Beril İralgil, Özge Göksu ve İrem Akalan’dan oluşan takımın danışmanlığını Öğretim Görevlisi Mehmet Nuri Öğüt yaptı.

MCBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, AA muhabirine, üniversite olarak TEKNOFEST KKTC’de 4 projeyle finale kaldıklarını belirterek, “Tüm öğrencilerimizi bir kez daha tebrik ediyorum. Onların finale kalmış olması bizim için çok büyük başarıydı. Bu başarıyı bugün birincilikle de taçlandırmış olduk, gurur duyuyoruz.” dedi.

Önceki TEKNOFEST’lerde de çeşitli ödüller aldıklarını hatırlatan Kibar, üniversite olarak TEKNOFEST KKTC’ye kalabalık ekiple geldiklerini, TEKNOFEST’lere yüksek oranda katılım sağlamaya gayret ettiklerini söyledi.

– “Endüstriyel ağlar 600 yılda, bizim ağımız 6 ayda eriyor”

Birinci olan projenin geliştiricilerinden Hakan Çevik de yaptıkları incelemeler sonucunda denizlerdeki atıklar arasında balıkçı ağlarının öne çıktığına dikkati çekerek, denizlerin ve okyanusların bu ağlar sebebiyle tehlike altında olduğunu söyledi.

Bu soruna çözüm üretmek için multidisipliner çalışmayla farklı alanlardaki arkadaşlarıyla işbirliği yaptıklarını anlatan Çevik, “Biyomühendislikten, bilgisayardan, elektrik-elektronikten, farklı alanlardan takım arkadaşlarımız var. Onlarla birlikte biyobozunur malzeme yapmak istedik. Tuzlu suyla etkileşime girdiğinde ve suyun altında 6 ay durduğunda doğal olarak erimeye başlayan balıkçı ağı geliştirdik.” diye konuştu.

Çevik, geliştirdikleri proje sayesinde suların, denizlerin ve okyanusların mikroplastiklerden, balıkçı ağlarından kurtulacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Devasa endüstriyel balıkçı ağları suyun altında 600 yılda, bizim ağımız 6 ayda eriyor. Bu çok uzun bir süre ve tehlike oluşturuyor. Yunuslar, balıklar, birçok canlı tehlike altında. Bu duruma çözüm olacak bir çalışma yaptık. Birinci olmak bizim için çok gurur vericiydi. Ekip arkadaşlarımızla birinci olduğumuz anı unutamayacağız. Danışman hocamıza, arkadaşlarımıza, özellikle rektör hocamıza elinden gelen her imkanı sunduğu için çok teşekkür ediyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan:Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün bedelini kimse Kıbrıs Türkü’ne ödetemez, iki devletli çözüm Türkiye ve KKTC’nin ortak vizyonudur

Published

on

By

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi Açılış Töreni’nde konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

‘Değerli kardeşlerim, Sayın Cumhurbaşkanı, saygıdeğer Meclis Başkanları, kıymetli bakanlar, değerli Kıbrıs Türkü kardeşlerim, sizlere en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Buradan sizlerin vasıtasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dört bir yanındaki kardeşlerime selamlarımı yolluyorum.

Bugün Akdeniz’in incisi, direnişin kalesi, vatan sevdasının ebedi ocağı, Mehmetçik ve mücahitlerin destan yazdığı topraklardayız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeyiz. Sağlam devlet, saygın gelecek şiarıyla bu topraklara kazandırdığımız muazzam eserlerin açılışını gerçekleştiriyoruz. 25 bin 210 metrekarelik alana sahip Cumhuriyet Yerleşkemizde Cumhurbaşkanlığı binası, 600 kişilik iki konferans salonu, 400 kişilik kabul salonu, 52 çalışma ofisi, 10 toplantı salonu, kafeterya ve yemekhane ile 109 araçlık otopark bulunuyor.

20 bin metrekare alanda inşa edilen meclis binamızda ise başkanlık ve başbakanlık makamları, 157 kişilik genel kurul salonu, 25 milletvekili makam odası ve bakanlar için toplantı salonu yer alıyor. Yerleşke içinde 290 bin metrekaresi yeşil alan olarak planlanan toplam 452 bin 428 metrekare büyüklüğündeki millet bahçemizin yapımı devam ediyor. 5 bin 661 metrekare alanda ise 2 bin 252 kişilik Millet Camisi inşa ediliyor. Yerleşkemizin son etabı olan Yüksek Mahkeme ve Millet Kütüphanelerinin inşasına da başlandı. Cami ile burası aynı zamanda inşallah bitecek.

Cumhurbaşkanlığı binamız modern mimarisiyle devletimizin vakarını, Meclis binamız ise ihtişamıyla Kıbrıs Türk halkının demokrasi sevdasını temsil ediyor. Bu eserlerin her bir tuğlasında işçilerimizin alın teri, her tasarımında mimarlarımızın vizyonu, her detayında ise mühendislerimizin yeteneği var. Bütün bunlarla birlikte yine her bir detayında, her bir taşında bu toprakların özgürlük ve mücadele ruhu var. TOKİ’mizin onlarca yıllık tecrübesiyle Kıbrıs Türkü’nün iradesi birleşti ve ortaya böylesine muhteşem bir eser çıktı. Kıbrıs Türk halkının adaletsizliğe karşı mücadelesinin en büyük mükafatı olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin gücüne ve itibarına yaraşır bu yerleşkenin hayırlı olmasını diliyorum. Kıbrıs Türk halkıyla kardeşliğimizin en yeni simgesi olan bu eserlerin hayata geçirilmesine katkıda bulunan mimarından mühendisine, teknikerinden işçisine, yüklenici firmasından kurum ve kuruluşlarımıza tüm emek sahiplerine kalpten teşekkür ediyorum.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her karışı kahraman şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuştur. Bu topraklar şanlı mazimizin, mücadele ruhumuzun ve köklü mirasımızın çok büyük bir nişanesidir. Kuzey Kıbrıs’ımız Girne Kalesi’nin asırlık surlarında Osmanlı’nın fetih ruhunu, Selimiye Camisi’nin minarelerinde ecdadımızın imanını taşır. Salamis’in taşları medeniyetimizin izlerini fısıldar. Bellapais’in sükuneti tarihimizin derinliğini anlatır.

Aynı kültürü, aynı inancı, aynı kaderi ve aynı maziyi paylaştığımız Kıbrıs Türk halkıyla istikbalimizi de bir ve beraber görüyoruz. Şunu burada bir kez daha açık açık söylemek istiyorum. 500 yılı aşkın süredir kök saldığı adada dilini, dinini, kültürünü kahramanca muhafaza eden Kıbrıs Türk halkı geleceğe güven ve umutla bakmayı herkesten çok hak etmektedir. Ancak bu davada önümüze taş koymak isteyenler olduğunu biliyoruz. Ellerinden gelse Türk’ü adadan, hatta Anadolu’dan dahi kovacak kadar gözlerini kin ve nefret bürüyenlerin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunlar hiçbir zaman durmadılar ve durmayacaklar. Kıbrıs Türkü kardeşlerimize eski acıları tekrar yaşatma heveslerinden asla vazgeçmeyecekler.

İşte sizler de görüyorsunuz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişen ekonomisini, güçlenen altyapısını, artan huzurunu, uluslararası camiada yükselen görünürlüğünü kıskananlar ellerinden geleni yapıyorlar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren yatırımcılara gözdağı vermekten Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin arasında nifak duvarları örmeye kadar tüm tuşlara birden basıyorlar.

Bu topraklarda asırlardır kök salmış hoşgörü iklimini zehirlemek amacıyla mukaddes değerlerimiz üzerinden kirli bir oyun oynuyorlar. Biz bu oyunu ülkemizde özellikle kritik kavşaklarda defalarca gördük. Hayat tarzı, kılık kıyafet, mezhep ve köken üzerinden insanlarımızı kutuplaştırmaya, özellikle de bu siyasette gerilim tırmandırmaya çalıştılar. Benzer bir senaryonun burada da sahnelenmek istendiği açıktır. Ama Kıbrıs Türkü kardeşlerim o engin basiret ve ferasetleriyle oynanmak istenen kirli oyunun gayet farkındadır. Allah’ın izniyle hiçbirimiz bu tuzağa düşmeyecek, provokasyonlara prim vermeyeceğiz.

Kıbrıs Türk halkının birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin zayıflatılmasına müsaade etmeyecek, sabırlı, serinkanlı ve aklı selim ile hareket edeceğiz. Ömrünün neredeyse 50 yılı siyasette geçen bir devlet adamı olarak hep şunu söyledim. Siyasi partilerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz farklı olabilir. Ama bizleri bir arada tutan ortak paydamız ve hedeflerimiz aynıdır. Şunu kimse unutmasın. Adlarımız farklı olsa da söz konusu Kıbrıs davası olunca soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruma noktasında bizimle birlikte 86 milyonun tamamı da aynı hissiyata, aynı hassasiyete sahiptir.

Burada şunu da çok net söylemek isterim. Kıbrıs Türkü’nün kalkınmasının önüne set çekmek için yanıp tutuşanlar karşılarında Türkiye’nin eşsiz dayanışmasını bulacaklardır. Fitneciler, bozguncular, Kıbrıs Türkü’nün düşmanlarına gönüllü aparatlık yapanlar kaybedecek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti inşallah garantör ülke Türkiye’nin desteğiyle ilelebet payidar olacaktır.

Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Kıbrıs Türkü’nün maruz bırakıldığı haksız izolasyon son bulmadıkça, adaya adil, kalıcı, sürdürülebilir ve adanın gerçeklerine uygun bir çözüm gelmedikçe bizim Güney Kıbrıs Rum Yönetimini muhatap almamız, ticaret yapmamız, limanlarımızı kullandırmamız mevzu bahis dahi olamaz. Yüzyıllardır aynı adayı paylaştığı Kıbrıs Türkü’nü kendisine eşit görmeyen kibirli zihniyetin kendini garantör Türkiye ile denk görme ve gösterme çabaları beyhudedir. Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün bedelini, şımarıkça davranarak çözümü tıkamanın faturasını artık hiç kimse Kıbrıs Türkü’ne ödetemez.

Kıbrıs Türk halkı bugüne kadar iyi niyetini, kalıcı ve adaletli çözüm isteyen taraf olduğunu defalarca göstermiştir. Rum Yönetiminin geçmişte alenen reddettiği federasyon tezini bugün savunmasının tek sebebi Türk tarafını masaya hapsetmek ve Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarını gasp etmektir. İki devletli çözüm, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin ortak vizyonudur. Yeni bir müzakere süreci olacaksa bundan böyle iki toplum arasında değil, egemen eşitlik içinde iki devlet arasında yürütülecektir. Biz de Kıbrıs meselesinin çözümünün bu yoldan geçtiğine inanıyor, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle birlikte bu istikamette gayretlerimizi sürdürüyoruz. Gönül birliğimizi, dayanışma ruhumuzu ve milli davamıza olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece aşamayacağımız hiçbir engel olamayacaktır.’

Devamını Oku

Trending

Reklam