Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Lübnan Merkez Bankası: Sübvansiyona yetecek kadar dolarımız yok

Yaşamı felç eden bir akaryakıt krizinin yaşandığı Lübnan’da Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame, sübvansiyona yetecek dövizlerinin olmadığını, zorunlu döviz rezervlerini kullanmak için parlamento kararı gerektiğini savundu.

Published

on

Yaşamı felç eden bir akaryakıt krizinin yaşandığı Lübnan’da Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame, sübvansiyona yetecek dövizleri olmadığını söyledi. Selame, akaryakıt alımlarına döviz tahsis etmek için zorunlu rezervleri kullanmanın ancak parlamentonun alacağı kararla mümkün olacağını ifade etti.  

Selame krizde “ürünleri piyasaya ulaştırmayan tüccarları”n da payı olduğunu iddia ederek, “Bu nedenle ya Merkez Bankası’nın zorunlu rezervlerini kullanmaya izin verecek Meclis’ten bir yasa çıkacak ya da reformları hayata geçirecek bir hükümet kurulacak” dedi.

“Özgür Lübnan’ın Sesi” radyosuna verdiği röportajda Selame, Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Başbakanlık ve Meclis Başkanlığının, 12 Ağustos itibarıyla Merkez Bankası’nın akaryakıttan sübvansiyonu kaldırma kararından haberdar olduğunu söyledi.

“Bir yıldan beri uyarılarda bulunuyoruz”

Yetkililerin verdikleri tepkilere işaret ederek “Bu tiyatrolar yerine Merkez Bankası’ndaki zorunlu rezervlerle ithalatı finanse etme yönünde Meclis’ten bir yasa çıkarın” diyen Selame, bugünlerde ulaştıkları duruma dair bir yıldan beri hükümete yazılar göndererek uyarılarda bulunduklarını aktardı.

“820 milyon dolarlık akaryakıt alımını yaptık. Ancak kriz devam etti”

Merkez Bankası olarak ilaç, gıda, akaryakıt ve diğer bir çok şeyin sorumluluğunun kendilerine yüklenmemesi gerektiğinin altını çizen ve Meclis’ten yasa çıkarmalarını isteyen Selame, “820 milyon dolarla akaryakıt ithalatı yapmamıza rağmen mazot, benzin ve elektriğin olmaması kabul edilir bir şey değildir. Bizler, ürünleri piyasaya ulaştırmayan tüccarları finanse ediyoruz. Temel sorunumuz budur, hiç kimse sorumluluğu bizim üzerimize atmasın” değerlendirmesini yaptı.

Suriye’ye akaryakıt kaçakçılığına dolaylı vurgu

Merkez Bankası’nın siyasetten uzak durduğu ve aldıkları kararın bir yıldan beri kurulamayan yeni hükümeti engelleme gibi girişimlerinin söz konusu olmadığına işaret eden Selame, sübvansiyonlu ürünlerin yasa dışı yollarla ülke dışında tüketilmesine ilişkin ise “Merkez Bankası Lübnan’ı finanse eder, başka ülkeleri değil” yorumunda bulundu.

Merkez Bankası döviz rezervlerinin 14 milyar, dış varlıklarının 20 milyar dolar olduğunu aktaran Selame, “Sübvansiyona yetecek kadar dolarımız yok. Bu nedenle ya Merkez Bankası’nın zorunlu rezervlerini kullanmaya izin verecek meclisten bir yasa çıkacak ya da reformları hayata geçirecek bir hükümet kurulacak” dedi.

Bankanın akaryakıttan sübvansiyonu kaldırma kararlarından geri adım atmayacaklarını vurgulayan Selame, yasalara bağlı kalacaklarını ve herkesten de anlayış beklediklerini söyledi.

Merkez Bankası kararı ve yetkililerin tepkileri

Son 30 yılın en büyük ekonomik krizinin yaşandığı Lübnan’da devlet, günlük tüketilen 12 milyon litre civarındaki akaryakıtı Merkez Bankası üzerinden sübvanse ediyordu.

Bankadan yapılan yazılı açıklamada, 12 Ağustos itibarıyla uygulanmak üzere akaryakıta sağlanacak döviz kredilerinin resmi kur yerine piyasadaki serbest kur (karaborsa) üzerinden hesaplanacağı ve böylelikle akaryakıt sübvansiyonunun kaldırılacağı belirtilmişti.

Merkez Bankası’nın kararına tepki gösteren Lübnan Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık, Merkez Bankası Başkanı Selame’yi “Tehlikeli sonuçlar doğuracak bu kararı tek başına almakla” suçlamıştı.

Elektrik kesintileri ve akaryakıt bulmakta zorlanan vatandaşlar da iki gündür ülkenin farklı bölgelerinde yolları trafiğe kapatma eylemleri ile yöneticileri ve merkez bankasını protesto etmeye devam ediyor.

Ülkede döviz likidite sorunu nedeniyle elektrik santrallerine akaryakıt temin etmekte zorluk yaşanırken, Lübnan genelinde haftalardır günlük elektrik kesintileri 20 saati buluyor.

Lübnan Elektrik Kurumu’nun hizmet veremediği saatlerde vatandaşa elektrik sağlayan mahalle jeneratörlerinin sahipleri de Merkez Bankası’nın düşük kurdan sağladığı akaryakıt piyasada bulunamadığı için mazotu karaborsadan fahiş fiyatlardan aldıklarını belirterek, faturaları da yüksek tutuyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam