Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Lübnan’dan Osmanlı mirasları için Türkiye’ye yardım çağrısı

Lübnan’ın başkenti Beyrut Valisi Mervan Abbud, 4 Ağustos 2020’de patlamanın yaşandığı Beyrut Limanı’na yakın bölgede zarar gören tarihi binaların restorasyonu için Türkiye başta olmak üzere dost ve kardeş ülkelere yardım çağrısında bulundu.

Published

on

Lübnan’da 2 bin 750 ton amonyum nitratın infilak etmesi sonucu meydana gelen patlama, ülkenin ekonomik açıdan can damarı sayılan Beyrut Limanı’nı harabeye çevirdiği gibi olay yerine yakınlığı nedeniyle tarihi yapıların bulunduğu Cımmeyze bölgesinin dokusunda da büyük tahribata yol açtı.

Beyrut sakinleri, ekonomik kriz nedeniyle devlet imkanlarının sınırlı olmasını göz önünde bulundurarak hayır kuruluşları ve gönüllülerin destekleri ile yaralarını sarmaya devam ediyorlar.

Beyrut Limanı’nın hemen karşısındaki Mar Mihail Caddesi’nde yer alan Osmanlı döneminden kalma tarihi “Gulam” binası, restorasyon çalışmalarının ardından sakinlerini bekliyor.

Osmanlı dönemine ait binalardan biri olarak 1840 yılında inşa edilen Gulam binası, patlamadan hasar gören tarihi 968 yapıdan biriydi. Üzerinden yaklaşık 14 ay geçen patlamada büyük hasara maruz kalan 360 tarihi binanın 4’te biri restore edilebildi.

Hayır kuruluşları ve gönüllülerin destekleri ile restorasyonu tamamlanan Osmanlı dönemine ait Gulam binası, Beyrut Limanı patlamasının yıkıma maruz bıraktığı Cımmeyze ve Mar Mihail bölgelerindeki yeniden imar için simgesel bir yapı olarak duruyor.

“Türk (Osmanlı) dönemi, Lübnan tarihinde temel bir aşamayı oluşturuyor”

Beyrut Valisi Abbud, 4 Ağustos 2020’deki büyük patlamanın meydana geldiği Beyrut Limanı’na yakın tarihi yapıların bulunduğu Cımmeyze bölgesinde restorasyonu tamamlanan Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait tarihi “Gulam” binasını yerinde incelediği sırada gazetecilere konuştu.

Vali Abbud, geçen yıl meydana gelen patlamanın Beyrut kentinin mimari olarak en güzel bölgesinde yıkıma yol açtığını söyledi.

Beyrut Limanı’ndaki patlamanın arkasında bıraktığı can kayıplarının yanı sıra telafisi zor olacak bir yıkım da bıraktığının altını çizen Abbud, “Beyrut’un, patlamada maruz kaldığı büyük yıkım sebebiyle kimliği ve mimari yapısını kaybedeceğinden endişe ediyorduk.” ifadelerini kullandı.

Liman patlamasının izlerini ve özellikle de Beyrut mimarisi olan tarihi yapıların restorasyonu için Türkiye’nin yanı sıra tüm dost ve kardeş ülkelere yardım çağrısında bulunan Abbud, “Türk (Osmanlı İmparatorluğu) dönemi, Lübnan tarihinde temel bir aşamayı oluşturuyor. Beyrut kimliğinin bir parçasını oluşturan o aşamayı korumak istiyoruz.” diye konuştu.

Beyrut’un tarihi kimliğinin geleceğinin ayrılmaz bir parçası olduğuna işaret eden Abbud, bu nedenle de başkentlerini tarihten koparmamaya gayret ettiklerini dile getirerek, restorasyonu tamamlanan “Gulam” binası gibi tarih izlerini taşıyan diğer tüm yapıların da bir an önce Beyrut’a kazandırılması temennisinde bulundu.

“Tarihi yapıların restorasyonu detaylı işçilikler ve yüksek maliyetler gerektiriyor”

Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde “İyi Komşuluk Girişimi” projesine öncülük eden Lübnanlı mimar Muna Hallak da 1840 ila 1930 yılları arasında birkaç aşamayla inşa edilen Gulam binasının Beyrut’un tarihi mimarisine ışık tuttuğunu söyledi.

Duvar ve merdivenlerinde beyaz taşın kullanıldığı tarihi binanın çatısında ahşap bulunduğunu anlatan Hallak, “Tüm bunlar da Lübnan’ın 19. yüz yılına ait mimarisini oluşturuyor.” dedi.

Gulam binasının sadece bir mühendislik harikasından ibaret olmadığının altını çizen Hallak, şunları ifade etti:

“Beyrut kentinin tarihiyle köklü bağlantısı olan bu bina aynı zamanda içinde konaklanan çok sayıdaki insanın hikayesine tanıklık ediyor. Tarihi yapıların ve özellikle de Osmanlı dönemine ait eserlerin restorasyonu, modern yapılara göre zaman alan detaylı işçilikler ve yüksek maliyetler gerektiriyor.”

Lübnanlı mühendis Muhammed Gatma ise Osmanlı dönemi mimarisine tanıklık eden eserlerden Gulam binasına işaret ederek, “Bu binadaki her taş geçmişin hikayelerini taşıyor ve geçmişten günümüze mimarinin geliştiğini yansıtıyor.” diye konuştu.

Gulam binasının tarihi yapısını bozmamak için restorasyonunda 19. asırda kullanılan malzemelerden taviz vermediklerine dikkati çeken Gatma, çimento kullanmaya özen gösterdiklerini dile getirerek, “Bizler özenle binayı içerden ve dışarıdan tarihi mimarisine uygun şekilde restore etmeye gayret ettik.” ifadelerini kullandı.

Beyrut Limanı’ndaki patlama

Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos 2020’de patlayıcı maddelerin bulunduğu bir depoda önce yangın çıkmış, ardından tüm kenti sarsan çok güçlü bir patlama meydana gelmişti.

Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya 6 yıldır limandaki bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın yol açtığını söylemişti.

Patlamada 200’ü aşkın kişinin hayatını kaybettiği, 6 binden fazla kişinin yaralandığı ve 300 bin kişinin patlama nedeniyle yerinden olduğu açıklanmıştı.

Olayın üzerinden 14 ay geçmesine rağmen patlamayla ilgili soruşturma sonuçsuz bir şekilde devam ediyor.

Lübnan'dan Osmanlı mirasları için Türkiye'ye yardım çağrısı

Lübnan'dan Osmanlı mirasları için Türkiye'ye yardım çağrısı

Lübnan'dan Osmanlı mirasları için Türkiye'ye yardım çağrısı

Lübnan'dan Osmanlı mirasları için Türkiye'ye yardım çağrısı

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam