Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Mart ayı MS farkındalık ayı… MS hastaları sorunlarına çare bulamamaktan şikayetçi

Published

on

KKTC’de Multiple Skeleroz (MS) hastaları, sağlık problemlerinin yanı sıra sistemin yarattığı engellerler de mücadele etmek zorunda kalıyor.

1999’dan beri faaliyet gösteren Kıbrıs Türk MS Derneği’ne göre ülkede 320 MS hastası var. Dernek, MS hasalarına, “gizlenmeme, daha fazla görünür olma ve birlikte mücadele” çağrısı yapıyor.

MS hastaları, yıllardır ilaca ulaşmak için verdikleri mücadeleyi kısaltmanın yollarını arayıp daha kolay bir uygulamayı talep ederken pandemi nedeniyle önceki prosedürleri arar hale gelmekten yakınıyor.

Sürekli kullanmaları gereken ilaçları alabilmek için periyodik aralıklarla önce doktorlarına ulaşıp hastaneden reçete almak için saatler harcayan hastalar ardından da İlaç ve Eczacılık Dairesi’nde meşakkatli bir süreçten geçiyor.

Şimdilerde pandemi koşullarında bu uzun ve zahmetli sürecin ardından ilacını tedarik edemeyip eli boş şekilde dönen hasta sayısının oranı da bir hayli çoğalmış…

Değişen her hükümetle tüm sistemin yeniden oluşturulduğunu ancak hiçbir değişikliğin hastaların lehine olmadığını dile getiren MS hastaları, hükümetlerin hastalara hizmet için değil günü kurtarmak için karar aldığını düşünüyor.

Devlet Hastanesi’ndeki laboratuvarda yaptırdıkları kan testlerinde, geçmişte o an bulunmayan kitler nedeniyle verdikleri kanı tüple alıp özele götürebildiklerini ancak artık bu uygulamanın yapılmamasını eleştiren MS hastaları, zaten sürekli kan verip ilaç almak zorunda olduklarından damar yollarının tahrip edildiğini, bir de tahliller için tek seferde kan verememenin büyük problem yarattığını dile getirdi. Hastalar, uygulamanın niye değiştiğiyle ilgili bilgileri olmadığını ancak sorun paraysa içine kan konulup verilecek tüplerin parasını ödemeye hazır olduklarını vurguladı.

Pandemi dışındaki hastaların yok sayıldığını ve kaderlerine terk edildiğini söyleyen MS hastaları, ülkede MS hastalarının kullandığı 10 farklı ilaç olduğunu ancak uzun süredir bu ilaçlarının hepsinin aynı anda bulunamadığını belirtti.

MS NEDİR?

MS (Multiple Skleroz) beyinde ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir telleri etrafındaki koruyucu kılıfın (miyelin kılıfı) hastalığı olarak tanımlanıyor. Multiple Skleroz; hareket aksaklığı, kaslarda güçsüzlük, kısmi felç, dengesizlik, konuşma ve görme bozuklukları gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Sinir sisteminde etkilenen yere ve etkilenme derecesine göre, MS hastalığının tipi ve şiddeti hastadan hastaya değişebiliyor. MS hastalığının belirtileri ve tedavisi kişiye özel olarak biliniyor.

HANÇERLİ: “2 AYLIK DİYE VERİLEN REÇETELERLE BİLE 28X2 ADET İLAÇ ALINABİLİYOR”

“MS Farkındalık Ayı” nedeniyle TAK’a konuşan MS Derneği Başkanı Sibel Hançerli de, ilaç sıkıntısının uzun zamandır sürdüğünü ve bazı hastaların mağduriyetlerinin kalıcı hasarlara yol açtığını belirterek, “Doktora, hastaneye ve reçeteye ulaşmak zaten bir dert, ilaca ulaşamamaksa yıkım” dedi.

Bir süredir Lefkoşa Tren Yolu Polikliniği’nde reçete yazdırabileceklerini keşfettiklerini ve bunun bu sıkıntılı ortamda MS hastalarının hayatında büyük bir kolaylık sağladığını ifade eden Hançerli, “Madem Tren Yolu Polikliniği’nde reçete yazdırabiliyoruz en azından reçete yazacak olanların MS ilaçları konusunda ehil kişiler olmasını isteriz” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın bir süredir sürdürülebilir bir ilaç politikası dahi olmadığını, İlaç ve Eczacılık Dairesi’nde MS hastalarını “ilacınız şu an yok ne zaman geleceğini de bilmiyoruz” söylemleriyle gönderdiklerini anlatan Hançerli, MS hastalarının ilaçlarını düzenli kullanamamasının fizik hasarlara yol açacağını bilmenin tedirginliğiyle yoğun stres yaşadığını ifade etti.

Hançerli, 2 aylık ilaç için verilen reçetelerle alınan ilaçların da her kutuda 28 adet olması nedeniyle hastaların 2 aylık ilaç ihtiyacını karşılamadığını ifade ederek, hastaların her adımda mağduriyet yaşadığını ancak yıllardır başvurdukları hiçbir merciinin sorunlara çare üretmediğini söyledi.

“6 AYLIK İLAÇ YAZILMASININ YOLU AÇILMALI”

Sadece ilaçlarına ulaşmak için yapması gerekenlerin bile fiziki engelleri bulunan MS hastalarını fazlasıyla zorladığına işaret eden Hançerli, en azından 6 aylık reçete yazılmasının yolunun açılmasını umduklarını ifade etti.

“SORUN TÜPÜN PARASIYSA BİZ ÖDEMEYE HAZIRIZ”

Hançerli, ilaçlarını kullanabilmek için sürekli tahlil yaptırması gereken MS hastalarının Devlet Laboratuvarı’nda kitlerin bulunmaması nedeniyle tahlillerini özelde yaptırmak zorunda kaldığını da hatırlattı.

Önceden hastane laboratuvarında hastalara yapılamayacak testler için alınan kanı tüple verdiklerini ancak uzun zamandır bu uygulamanın açıklama yapılmaksızın sonlandırıldığını dile getiren Hançerli, “MS hastalarının birçoğu zaten damar yolu konusunda sıkıntı yaşıyor aynı gün birden fazla kan veremeyecek durumda olanlar var. Alınan kanın tüp içinde özele gönderilmek üzere verilmesi niye sonlandırıldı anlayamıyoruz, sorun paraysa biz o tüpün parasını vermeye hazırız” dedi.

“Devletin yükümlü olduğu testleri yapacak envanterlere sahip olmamasını kabullendik, yıllardır D vitamini, B12 gibi testlerimizi zaten özelde yapıyoruz şimdi aldıkları kanımızı da tüpe koyup bize veremiyorlar” diyen Hançerli, günü kurtarmak için hayata geçirilen uygulamaların hastaları ne kadar zor bir duruma düşürdüğünü kimsenin umursamamasını eleştirdi.

“DERNEĞİN HÂLÂ LOKALİ BİLE YOK”

Derneğin yaşadığı sorunlara da değinen Hançerli, hâlâ bir lokalleri bile olmadığını, “bina için LTB, Vakıflar İdaresi, ilgili bakanlıklar gibi farklı kurumlara başvuru yaptıklarını ancak bazı kurumlardan randevu almayı bile beceremediklerini” ifade etti.

Hançerli, maddi geliri bulunmayan derneğin genel kurulunu yapacak lokali bile olmadığını dile getirerek, pandemi döneminde zor durumda kalan üyelerine tıbbi malzeme sağlayabilmek için başka derneklerden destek almak zorunda kaldıklarını söyledi.

“GİZLENEREK ÇÖZÜM ÜRETİLMEZ”

KKTC’de kayıtlı 320 civarında MS hastası bulunduğunu, derneklerine üye 184 kişiden sadece 99’unun MS hastası olduğunu söyleyen Hançerli, MS hastalarına seslenerek, “Gizlenerek çözüm üretilmez birlik içinde mücadele etmek her zaman daha başarılı sonuçlar sağlar” dedi.

Hançerli, sorunların tek ağızdan duyurulmasının daha etkili çözümler sağlayacağına inandığını vurgulayarak, MS hastalarına daha görünür ve mücadeleci olma çağrısı yaptı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Güneş Sistemi’nin kıyısında garip bir ‘fosil dünya’ keşfedildi

Published

on

By

Gökbilimciler, Güneş Sistemi’nin uzak sınırlarında “Ammonite” adı verilen gizemli bir gökcismi keşfetti.

Ammonite, Neptün’ün ötesinde yer alan ve Trans-Neptunian Object (TNO) olarak sınıflandırılan bir cisim. Ancak onu özel kılan, yörüngesinin son derece eliptik olması.

Bu özelliğiyle, tıpkı Sedna gibi yalnızca üç benzeri daha bulunan Sednoid grubuna dahil edildi. Sednoid’ler, Güneş’e en yakın geçiş noktaları (perihelion) 60 astronomik birimin (au) çok üzerinde olan nadir nesneler.

Gökbilimciler, bu nesnelerin yörüngelerini açıklamak için Gezegen Dokuz adını verdikleri, henüz keşfedilmemiş büyük bir gezegenin varlığını öne sürüyor. Ancak Ammonite’in yörüngesi, mevcut Sednoid’lerden farklılık gösteriyor. Araştırmacılara göre bu durum, Gezegen Dokuz hipotezini daha da karmaşık hâle getiriyor.

4.5 milyar yıldır değişmeyen yörünge

Ammonite’in yörüngesi, bilgisayar simülasyonlarına göre Güneş Sistemi’nin oluşumundan bu yana, yaklaşık 4.5 milyar yıldır kararlı bir şekilde seyrediyor. Nesne ilk kez 2023 yılında Subaru Teleskobu’yla tespit edildi, ancak kesin tanımlama 2024’te Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu ve arşiv verileriyle doğrulandı.

Keşif, FOSSIL (Formation of the Outer Solar System: An Icy Legacy) adlı gözlem programı kapsamında yapıldı. Program, Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerindeki buzul nesneleri araştırmayı amaçlıyor.

“Q-boşluğu”nu dolduran ilk nesne

Ammonite, şimdiye kadar gözlemlenememiş bir yörünge bölgesinde yer alıyor. Bu bölge, gökbilimcilerin “q-gap” adını verdiği ve neden boş kaldığı bilinmeyen bir yörünge aralığını temsil ediyordu. Araştırmanın yazarlarına göre, Ammonite bu boşluğu doldurarak önemli bir eksik halkayı tamamladı.

Yeni sorular doğuruyor

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Yukun Huang’a göre, Ammonite’in yörüngesinin diğer Sednoid’lerle uyuşmaması, Gezegen Dokuz’un varlığını sorgulayan bir durum olabilir. Huang, bu nesnelerin oluşumunda, zamanında Güneş Sistemi’nde bulunan ama sonra dışarı atılan bir gezegenin etkili olabileceğini öne sürdü.

Ayrıca, bazı teorilere göre bu tür uzak nesneler; Güneş’in yıldız kümesi içindeki erken döneminde başka yıldızlarla yaşanan etkileşimler, hatta başka sistemlerden yakalanmış cisimler sonucu oluşmuş olabilir.

Gezegen Dokuz ortaya çıkabilir mi?

Ammonite’in keşfi, Gezegen Dokuz’un yörüngesini daraltıyor ve muhtemel saklanma alanlarını azaltıyor. Gökbilimciler henüz bu varsayımsal gezegeni gözlemleyemedi, ancak umutlar yeni nesil teleskoplarda.

Vera Rubin Gözlemevi, yakında on yıl sürecek LSST (Legacy Survey of Space and Time) projesine başlayacak. Bu teleskop, Güneş Sistemi’ndeki en karanlık ve zor tespit edilen nesneleri gözlemlemek için tasarlandı. Eğer Gezegen Dokuz gerçekten varsa, Rubin bu bilinmeyen devi ortaya çıkarabilecek en güçlü aday olabilir.

Devamını Oku

Dünya

Madrid’de devam eden orman yangınlarından kaynaklanan duman gökyüzünü kapladı

Published

on

By

İspanya’nın başkenti Madrid’de henüz kontrol altına alınamayan orman yangınlarından kaynaklanan duman, gökyüzünü kapladı.

Madrid’in 50 kilometre güneybatısında yer alan Mentrida kasabası civarında orman yangını çıktı.

Yaklaşık 3 bin hektarlık alanın kül olduğu yangından kaynaklanan duman, Madrid’de gökyüzünün tamamen kaplanıp turuncu bir görüntünün oluşmasına yol açtı.

Yangınların henüz kontrol altına alınamadığını belirten yetkililer, vatandaşlara evlerinde kalmalarını ve pencerelerini kapatmalarını tavsiye etti.

Devamını Oku

Dünya

BM: 18 Mart’tan bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişi yerinden edildi

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM), mart ayında İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Stephanie Tremblay, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bölgedeki meslektaşlarından edindiği bilgiyi aktaran Tremblay, sadece 8-15 Temmuz’da Gazze’de 11 bin 500 kişinin yerinden edildiğini belirtti.

Tremblay, diğer taraftan 18 Mart’ta İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini söyledi.

Gazze’de hemen hemen herkesin yerinden edildiğine dikkati çeken Tremblay, bazı kişilerin birkaç kez yerinden edildiğini vurguladı.

– “İbadethanelere yönelik saldırılar kabul edilemez”

Tremblay, BM Genel Sekreteri’nin Gazze kentinin kuzeyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Kutsal Aile Kilisesi’ne (Latin Manastırı) yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını bildirdi.

İbadethanelere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunun altını çizen Tremblay, aynı zamanda sığınan insanların hedef alınmaması gerektiğini söyledi.

Tremblay, AA muhabirinin, “Genel Sekreter İsrail tarafından, El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi’nin statüsünün değiştirilmesine ne tepki veriyor?” sorusuna ise bu konuya ilişkin gelişmelerden henüz haberdar olmadığını ifade etti.

BM Sözcü Yardımcısı, “Ancak her zaman tüm ibadethanelerin korunması çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Israel Hayom gazetesinde yer alan haberde, Tel Aviv yönetiminin El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi üzerindeki yetkileri El Halil Belediyesinden alarak bölgedeki yasa dışı yerleşim birimlerinden “Kiryat Arba” yönetimine verildiği belirtilmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam