Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis devam ediyor

Published

on

Maliye Bakanı Özdemir Berova, 62. madde çerçevesinde yapılan konuşmaları eleştirerek, her hafta bu madde kullanılarak, kamuoyuna bir mesaj verilmeye çalışıldığını dile getirdi.

Maddenin içeriğinin başka yönlere çekildiğini söyleyen Berova, CTP Genel Başkanı Turfan Erhürman’ın bu çerçevede  bugün yaptığı konuşmalarda 4-5 konuya değinerek, hükümete suçlamalarda bulunmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Özdemir Berova, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Meclis Üç Tüzüğü’nün 62. Maddesini okuyarak, değerlendirmelerde bulundu.

Bugün itibariyle hükümetin insanların alım güçlerinin daha iyi oluşabilmesi adına her türlü gayretin içinde olduğunu dile getiren Berova, hükümetin büyük gayret göstererek çalışmalar yaptığını söyledi.

Enflasyona bağlı bir takım artışların yapılmasının normal olduğunu ancak fırsatçıların olmasının doğru olmadığına değinen Berova, ticaret, sanayi ve üreticilerle sürekli bir arada olduklarını belirtti. Berova, fırsatçıların önünde durma kararlılıklarının devam edeceğini kaydetti.

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği ile de görüşeceğini dile getiren Berova, sigorta reçetesinin sadece serbest hekimlerce değil, kamu hastanelerinde de yazılabildiği duruma gelindiği bilgisini verdi. 

Maliye Bakanı Berova, yeniden eleştirilere değinerek, “yönetemeyen zihniyet” tanımlasını reddettiğini belirtti. 

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yerinden söz alarak, hükümetin iki kez üst üste çıkardığı tüzük çalışmasıyla ilgili bilgi istedi.  

Maliye Bakanı Berova ise ilgili bakanın konuyla ilgili cevap vereceğini kaydetti.

Berova ve Erhürman arasında kısa süreliğine karşılık atışma yaşanmasının ardından, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yeniden söz alarak kürsüye çıktı.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, 62. Madde konuşmalarında Başbakanın içerde olması ve cevapların da onun tarafından verilmesi gerektiğini söyledi.

Bugüne kadar bunu talep etmediklerini ancak tüm hassasiyetlerine rağmen artık bu talepte bulunacağını dile getiren Erhürman, “Bundan sonra kimse hiçbir şeyi istismar etmeyecek ve usul ne ise herkesin buna uyuması gerekecek” dedi.

Bakanlar Kurulu kararlarında tüm bakanların imzasının olduğunu dile getiren Erhürman, karar altında imzası olanların açıklama yapmaması halinde artık kürsüye çıkmaması gerektiğini belirtti.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de konuşmasında 62. Madde ile ilgili eleştirilere değinerek, prosedürü anlattı.

2023 yılına ait 3 tane sözlü soru olduğunu ve 21 tane de sözlü soruya dönüştürülen yazılı soru bulunduğuna dikkat çeken Şahali, bunlara halen cevap verilmediğini kaydetti ve “Biz sizden nerden bilgi alacağız?” sorusunu sordu.

Yapılan konuşmaların laf ola konuşmalar olmadığını dile getiren Şahali, canlı yayının muhalefet için değil, iktidar için olduğunu söyledi ve bu sorulan sorulara yanıt verilmesi gerektiğini kaydetti.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu da söz alarak, önemli olanın halkın bilgi alma hakkı olduğunu söyledi.

Güncel konuşmalarda muhalefette sıkıntı yaşandığını dile getiren Amcaoğlu, muhalefetin de hassasiyet gösterip gündem dışı konuların daha net belirtilmesi gerektiğini belirtti. Amcaoğlu, konu başlıklarının belirtilmesi halinde ilgili bakanların da konuşmaları takip edip, hazırlanarak meclise geldiğini söyledi.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yeniden kürsüye çıkarak, 62. Madde konusuna yeniden değindi ve tüzüğün ilgili maddelerini okudu ve kendisinin 62. Madde çerçevesinde yaptığı konuşmaya kimin cevap verip verdiğini sordu.

Erhürman, artık iç tüzüğün bire bir uygulanmasını ve istismar edilmemesinin beklendiğini kaydetti.

Konuşmaların ardından, sırasıyla “Genel Kuruldan Bir Daha Görüşülmek Üzere Komiteye Geri Alınan Ticaret Markaları (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ve “Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi (Değişiklik) Yasa Önerisi”nin üçüncü görüşmesi yapıldı ve oy birliğiyle kabul edildi.

Genel kurulda daha sonra güncel konuşmalara geçildi ve ilk sözü CTP Milletvekili Fide Kürşat aldı.

-Kürşat

CTP Milletvekili Fide Kürşat “Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi kurumunda neler oluyor?” konulu güncel konuşmasında, Süt Kurumu’nun hükümet tarafından batırılmaya çalışıldığını savunarak, Süt Kurumu’nun yapısı ve görevlerine değindi.

Çiğ sütün üreticilere kayıtsız gittiğini dile getiren Kürşat, bu konunun çok ciddi olduğunu ve sütün taşınmasında halk sağlığı açısından çok hassas olduğunu kaydetti.

Kaçak imalathanelere ulaşan sütlerin çok tehlikeli olduğunu dile getiren Kürşat, Veteriner Dairesi’ndeki hayvan kayıtlarına bakılarak her üreticinin verebileceği sütün kontrol edilebileceğini ve gerekenin de yapılması gerektiğini belirtti.

Kendisinin görevde olduğu dönemde online süt takip otomasyon programının hazır hale getirildiğini dile getiren Kürşat, tüm sistemin hazır olmasına rağmen yaklaşık 5 yıldan beri bu sisteme henüz geçilemediğini söyledi ve Süt Kurumu’nun artık çağ dışı yöntemlerden vazgeçip, bu sistemi uygulaması gerektiğini söyledi.

Kurumda yönetim zafiyeti olduğunu savunan Kürşat, kurumun web sitesinin 2019 yılında kaldığını ve gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığını kaydetti.

Satılan sütlerin ne kadarının teminat altında olduğunu soran Kürşat, kurumun yüzde 10’luk payının nasıl dağıtıldığını ve siyasetin neresinde olduğunu sordu.

Süt Kurumu’nun artık kendi kendini idare edemeyecek bir duruma geldiğini savunan Kürşat, üreticilerin artık süt bedellerini ne gün alacakları konusunda ciddi endişeler yaşadıklarını kaydetti.

Süt Kurumu’nda 27 kadrolu personel bulunduğunu dile getiren Kürşat, kuruma son dönemlerde partizanca istihdam yapılmaya çalışıldığını söyleyerek, bu yılki bütçe içerisinde düzenlemeye giderek tüm personeli kıdemli ve yönetici pozisyonuna oturulmaya çalışıldığını kaydetti.

Kurumun böyle bir yapıda kapasitesi olmadığını söyleyen Kürşat, bu konuda ilgili bakanı uyardı.

-Çavuş

Eleştirileri yanıtlayan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, bu kurumlara kendisinin bedel ödediğini söyleyerek, bu suçlamaları kabul etmediğini belirtti.

Tüm eleştirileri alabileceğini fakat yapmadıklarını burada ifade etmenin kendisini üzdüğünü dile getiren Çavuş, her yaptıkları işlerde vekilleri bilgilendirdiğini söyledi.

Kendilerinin seçilmiş 24 vekil olduğunu ve hükümet kurduğunu dile getiren Çavuş, uyarıları ve geçmiş tecrübeleri dikkate aldıklarını fakat doğru olmayan konuşmaların yapılmaması gerektiğini belirtti.

Küçükbaşta sütü kayıt altına almak için sistem kurmaya çalıştıklarını dile getiren Çavuş, ne şahsının, ne de hükümetinin “yağma hasanın böreğine” ihtiyacı olmadığını söyledi.

Süt Kurumu’nda teminatların güncellenmesi talimatı verdiklerini dile getiren Çavuş, personelin intibaklarının yapılması konusunda çalışma yapıldığını söyleyerek, emekçinin hakkını yememek için yapılan bir taslak olduğunu kaydetti.

Kurumun günün koşullarına göre güncellenmesi gerektiğini düşündüklerini söyleyen Çavuş, süt ödemelerinin düzenli olarak yapıldığını söyledi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Çavuş, yapılanlar üzerinden kendilerini eleştirebileceklerini ancak siyaset üzerinden eleştiri yapılmasına anlam veremediklerini kaydetti. Bakan olarak ülkenin kaynaklarını kullanmadıklarını dile getiren Çavuş, siyasetin üretimde ve emekçide olmadığını belirtti.

Ülkedeki kooperatifçiliği önemsediklerini ve yanlış yapma gibi bir durumları da olmadığını kaydetti.

CTP Milletvekili Fide Kürşat yeniden söz alarak, büyükbaş hayvan sütünün çiftliklerden alındığını çok iyi bildiğini kaydetti.

Gerekli kayıtlar üzerinden sütün tespit edilebileceğini yineleyen Kürşat, alfatoksin riskinin küçükbaşta değil de büyükbaş sütünde olduğunu belirtti.

Kurumda yapılmak istenen kadro şemalarını kendisinin gördüğünü ve yapılmaya çalışılandan bakanın da haberi olduğunu söyleyen Kürşat, konunun takipçisi olacaklarını kaydetti.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Atatürk Öğretmen Akademisi öğrencileri değiştirilen öğretmenlik sınav tüzüğünün geri çekilmesini istedi

Published

on

By

 

Atatürk Öğretmen Akademisi öğrencileri, değiştirilen öğretmenlik sınav tüzüğüyle, Akademide dört yıl boyunca alınan pedagojik formasyonun, yapılan stajların, hazırlanan projelerin ve gerçekleştirilen gözlemlerin tamamen yok sayılacağını bildirerek tüzüğün geri çekilmesini istedi.

Öğrenciler tarafından yapılan yazılı açıklamada, önceki gün tüzük değişikliğine tepki amacıyla eylem yapıldığına işaret edilerek, eğitim süreci sonunda, yeterliliğin yalnızca bir sınavla ölçülmesinin kabul edilemez olduğu kaydedildi.

“Buradan sizlere soruyoruz; bir öğretmenin yeterliliği bir sınavla mı ölçülmelidir, yoksa dört yıllık yoğun bir eğitim süreciyle mi?” sorusunu yönelten öğrencilerin açıklaması şöyle devam etti:

“Ayrıca, mezuniyetin hemen ardından vatani görevini yerine getirmeye gidecek olan öğretmen adaylarımız için de bu sistem mağduriyet yaratacaktır. Yaptığımız eylemin ardından Eğitim Bakanı ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede, tüzüğün yasaya uygun bir şekilde, bizlerin de katkısıyla yeniden düzenleneceği sözü verilmiş ve bu durum basına duyurulmuştur. Ancak, bu açıklamadan sadece birkaç saat sonra, herhangi bir katkımız olmaksızın eski haliyle tüzük onaylatılarak Eğitim Bakanı tarafından Bakanlar Kurulu’na sevk edilmiştir. Bizler, bu tüzüğün geri çekilmesini ve üzerinde yeniden, adil bir şekilde çalışılmasını talep ediyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Kanlıdere Rehabilitasyon Projesi – Birinci Aşaması’nın resmi lansmanı yapıldı

Published

on

By

 

 

Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilecek ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hayata geçirilecek “Kanlıdere Rehabilitasyon Projesi”nin birinci aşamasının lansmanı gerçekleştirildi.

Ara bölgede yer alan “Toplumlararası Konferans Merkezi”nde yapılan etkinlikte Avrupa Komisyonu Bölgesel ve Kentsel Politikalar Genel Müdürlüğü, Kıbrıs Çözüm Destek Birimi Başkanı Giulia Bertezzolo, UNDP Kıbrıs Ofisi Direktörü Cihangir Haydarov, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart, Lefkoşa Rum Belediye Başkanı Haralambos Pruncos ve Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından, Finlandiya Büyükelçisi Paivi Peltokoski, İsveç Büyükelçisi Martin Hagström ve Avusturya Maslahatgüzarı Martin Kraemer günün önemini belirten birer konuşma yaparak, ülkelerinin AB’ye üyeliğinin 30. yılını temsilen, gerçekleştirilecek projenin içinde yer alması adına her iki toplumun belediye başkanlarına birer zeytin fidanı hediye etti.

UNDP Proje Yöneticisi Alexandre Prietto’nun, proje hakkında  sunum yaparak detaylı bilgi vermesinin ardından etkinlik kokteylle devam etti.

– Bertezzolo

Avrupa Komisyonu Bölgesel ve Kentsel Politikalar Genel Müdürlüğü, Kıbrıs Çözüm Destek Birimi Başkanı Giulia Bertezzolo konuşmasında, doğa dostu olmasının yanında  projeyi ara bölge boyunca bisiklet sürülebileceği için beğendiğini belirtti.

Projenin çok uzun süredir konuşulduğunu söyleyen Bertezzolo, projenin hayata geçmesinde LTB Başkanı Mehmet Harmancı’nın çok büyük katkıları olduğunu vurguladı. Bertezzolo, birçok aşaması olan ve toplamda 18 km’lik bisiklet yolunu da içerecek projenin bugün başlatılacak birinci aşamasının yıl sonuna kadar bitirilmesinin planlandığını söyledi.

 Haydarov

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Kıbrıs Ofisi Direktörü Cihangir Haydarov da konuşmasında proje için çalışan herkese teşekkür ederek, tebriklerini sundu.

Projenin çevreye sağlayacağı katkı bakımından önemli olduğunu belirten Haydarov,  projenin aynı zamanda Kıbrıs’ta insanların herhangi bir kısıtlama olmadan geçiş yapabileceği günlere ulaşmakta katkı yapacağını söyledi.

-Stewart

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart da konuşmasında, projenin Çevre Teknik Komitesi’nin üzerinde çalışmaya başladığı zamana, on yıl geriye gittiğine vurgu yaparak, proje çok uzun zamana yayıldığı için üzerinde çalışan çok sayıda insanın heyecanlı olduğunu belirtti.

BM olarak iki toplum arasında ne kadar çok temas olursa Kıbrıs sorununu çözüme ulaştırmaya o kadar yardımcı bir ortam olacağına inandıklarını söyleyen Stewart, zaman içinde, eski ve şimdiki müzakereciler, belediye başkanları, Teknik Komite’nin eş başkanları, Avrupa Komisyonu ve UNDP’den yetkililer de dahil olmak üzere birçok kişinin bu projede yer aldığını kaydetti.

Projenin çok büyük etki yaratacak bir potansiyeli olduğunu belirten Stewart, projenin tamamlanarak her iki taraftan tek bir noktada birleşmesini diledi.

-Pruncos

Lefkoşa Rum Belediye Başkanı Haralambos Pruncos ise konuşmasında, iki toplumu bir araya getirmeye devam edecek olan  projeye katkıda bulunan herkese teşekkür etti.

Projenin tamamlanmasının ne kadar önemli olduğuna Güney Kıbrıs’ta şahitlik ettiklerini anlatan Pruncos, insanların yürüyüp bisiklet sürebileceği ve bir araya gelerek vakit geçirebilecekleri doğal bir alan sağlamanın önemine dikkat çekti. Pruncos, Kanlıdere için 16 mikro projeleri daha olduğunu belirti.

-Harmancı

LTB Başkanı Mehmet Harmancı ise konuşmasında, Kanlıdere Rehabilitasyon Projesi’ni başlattığı için  etkinliğin kendileri için tarihi olduğunu belirtti.

40 yıl önce Lefkoşa Master Planı’nı yapan vizyonerlerin Kanlıdere’nin “bölünmüş” Lefkoşa’daki birleştirici güç olacağına inandıklarını kaydeden Harmancı, “2018 yılındaki başlangıcından beri bir umut ışığı” olduğunu belirttiği bu girişimin, bir hayal olarak bugün gerçeğe döndüğünü söyledi.

Harmancı, Kanlıdere’nin Lefkoşa’nın her iki tarafından da akan yaşam kaynağı olduğunu vurgulayarak,  projenin dereyi, toplumun bir araya gelebileceği bir yaşam alanına çevireceğini söyledi.

Projenin iki toplumu sosyal yaşam içerisinde günlük ve doğal olarak bir araya getirmek için atılan en önemli adım olduğunu belirten Harmancı, projeye destek veren herkese teşekkür etti.

-AB, Kanlıdere Rehabilitasyon Projesi’ne finansman sağlayacak

Etkinliğin ardından Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, AB’nin projeye yaklaşık 4,4 milyon euro finansman sağlayacağının öngörüldüğü ve UNDP tarafından hayata geçirileceği belirtilerek projeyle, “Lefkoşalıların bisiklet sürebilecekleri, yürüyüş yapabilecekleri ve doğayla iç içe olabilecekleri huzurlu ve sürdürülebilir bir alan yaratılmasının” amaçlandığı kaydedildi.

Açıklamada, Avrupa Komisyonu Bölgesel ve Kentsel Politika Genel Müdürlüğü (DG REGIO) Genel Müdür Vekili Nicola De Michelis, “AB, Kıbrıs’ta yeşil alanların iyileştirilmesini ve şehirlerde sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesini sağlayan projelere destek vermektedir. Bu projeyle Pedieos/Kanlıdere’yi yenilikçi yaklaşımların, çevre dostu kalkınmanın ve doğa korumanın önemli bir örneği haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu girişim, hem yerel halkın yaşam kalitesini artıracak hem de daha iyi şehir planlamasına öncülük edecek. Bu tür projeler, AB’nin çevrenin korunmasına, toplumlar arası iş birliğinin geliştirilmesine ve kentsel alanlarda doğal yaşamın korunmasına verdiği önemin somut bir göstergesidir.” dediği ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, UNDP Kıbrıs Ofisi Başkanı Cihangir Haydarov’un ise, “Bu proje, UNDP’nin ekosistemleri iyileştirme, yaşam standartlarını yükseltme ve sosyal uyum ile uzlaşmayı güçlendirme konusundaki kararlılığının somut bir örneğidir. Projeyi hayata geçirerek sadece bölgenin ekolojik değerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda kültürel ve rekreasyonel faaliyetler için ortak bir alan da oluşturuyoruz. Bu girişim, doğa temelli çözümleri ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyerek hem insanların hem de gezegenin birlikte gelişimini sağlama yolundaki daha geniş UNDP taahhüdünün bir parçasıdır.” açıklamalarında bulunduğu belirtildi.

-Projenin aşamaları

Rehabilitasyon projesinin ilk etabının Kasım 2025’e kadar tamamlanması öngörülürken, AB’nin nihai onayının ardından tüm projenin Eylül 2027’de tamamlanması planlanıyor. 

Devamını Oku

Kıbrıs

“İlk Gençlik Romanı Ödül Töreni”, Gülten Dayıoğlu’nın katılımıyla yapıldı

Published

on

By

Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı’nın her yıl düzenlediği “İlk Gençlik Romanı Ödül Töreni”, bu yıl Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) ev sahipliğinde KKTC’de yapıldı.

Her yıl Gülten Dayıoğlu’nun doğum günü olan 15 Mayıs’ta gerçekleştirilen törende bu yıl ödüle ‘Buradayım’ isimli romanıyla Filiz Gündoğan layık görüldü.

Tören açılışında, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü, AÖA Yönetim Kurulu üyesi Murat Aktuğ, AÖA Başkanı Prof. Dr. Güner Konedralı ve Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı Genel Sekreteri ve Sözcüsü Murat Dayıoğlu birer konuşma yaptılar.

Açılış konuşmaları sonrasında ‘Türkiye ve KKTC’de Çocuk ve Gençlik Edebiyatı’nın Gelişimi’ isimli panel düzenlendi. Panelin başkanlığını Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Sever üstlendi.

Panelde, Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Öznur, 29 Mayıs Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Karagül ve Akdeniz Karpaz Üniversitesi’nden Dr. Çağın Zort konuştu.

Panel sonrasında gerçekleştirilen ödül töreninde, Gülten Dayıoğlu tarafından Filiz Gündoğan’a ödülü takdim edildi.

Etkinlik Gülten Dayıoğlu’nun 90. yaş gününün kutlanması sonrasında imza etkinliğiyle son buldu.

-Aktuğ

Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü, AÖA Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aktuğ törende bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bugün burada sadece bir ödül töreni maksadıyla bir araya gelmiş değiliz. Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti edebiyatıyla ilgili belki de tarihin en üretken yazarının vesile olduğu bir vakıfın ödül töreni için bir araya geldik.” dedi.

Kendisinin Gülten Dayıoğlu’yla tanışmasının 1970’li yıllarda Ayşegül serisiyle başladığını söyleyen Aktuğ, bu kitapların sorgulama, hayal gücünü geliştirme ve toplumsal konularda farklı bakış açıları edinme becerilerini geliştiren bir başlangıç olduğunu kaydetti.

Aktuğ, çocukların ve gençlerin gelişiminin sadece edebiyatçı ve yazarların katkısıyla sağlanamayacağını işaret ederek, aileler ve öğretmenlere önemli görevler düştüğünü, Atatürk Öğretmen Akademisi gibi kurumların desteklerinin sağladığı bu gibi ortamların çok önemi olduğunu ifade etti.

Konuşmasının sonunda edebiyatın bir çocuğun iç dünyasında köprü kurmak olduğunu aktaran Aktuğ, “Gelin bu köprüleri hep birlikte kuralım.” şeklinde konuştu.

-Konderalı

Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı Prof. Dr. Güner Konderalı da konuşmasında Vakfın her yıl düzenlediği “İlk Gençlik Romanı Ödül Töreni”ni gerçekleştirdiklerini işaret ederek, bunun sadece bir ödül töreni değil, aynı zamanda umuda ve inanca olan bir yolculuğun kutlanması olduğunu söyledi.

Gülten Dayıoğlu’nun kurduğu vakıf sayesinde genç kalemlere ellerini uzattığını ve onların seslerini daha gür duymalarını sağladığını kaydeden Konderalı, gençlerin seslerinin sadece edebiyatı değil toplumu da değiştirip, dönüştürdüğünün altını çizdi.

Konderalı, Dayıoğlu’nun yalnızca Türk Edebiyatı’nın üretken ve değerli bir yazarı olmadığını aynı zamanda çocukların ve gençlerin dünyasını derinden anlayan, onların düşlerine, sıkıntılarına kulak veren edebiyat dünyasının Fadiş’i olduğunu dile getirdi.

Gülten Dayıoğlu’nun izinden yürüyen her kalem bizim için bir ışık demetidir.” diyen Konderalı, bu ışığı çoğaltmak ve yaymanın da öğretmen ve öğretmen adaylarının en kutsal görevleri olduğunu söyledi.

Konderalı konuşmasında, ödül alacak genç yazarı da kutlayarak, “Kaleminiz hiç susmasın.” dedi.

-Murat Dayıoğlu

Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı Genel Sekreteri ve Sözcüsü Murat Dayıoğlu ise konuşmasında Vakıf hakkında bilgi vererek, 2007 yılında kurulduğunu belirtti.

Vakfı 2007 yılından bu yana hep etkin tuttuklarına dikkat çeken Murat Dayıoğlu, “O taahhütten bu yana 18 tane ödül verdik. 18 tane kitabımız yayınlandı.” dedi.

Murat Dayıoğlu, bugün Vakfın logosuyla yayınlanan kitapların hem gençler ve çocuklar arasında hem de öğretmenler ve veliler arasında tavsiye edilir kitaplar olarak kabul edildiğini işaret etti.

Bu yıl ödül alan yazar Gündoğan’ı da kutlayan Dayıoğlu, Vakıf olarak nisan ayında o yılın yazarını belirlediklerini ve 23 Nisan’da da Gülten Dayıoğlu’nun ödülü alan kişiye kazandığını bildirdiğini ve Gülten Dayıoğlu’nun doğum günü olan 15 Mayıs’ta da ödül törenini yaptıklarını açıkladı.

– “Türkiye ve KKTC’de Çocuk ve Gençlik Edebiyatı’nın Gelişimi” isimli panel düzenlendi

Açılış konuşmaları sonrasında gerçekleştirilen panelde başkanlık yapan Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Sever aynı zamanda Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucu Müdürü olduğunu söyleyerek, böylesi bir merkezin Türkiye’de tek olduğunu söyledi.

Panelde, Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi Şevket Öznur, Kıbrıs’ta çocuk edebiyatının tarihçesi hakkında sunum yaptı. Çocuk edebiyatında masalların önemli bir yeri olduğunu işaret eden Öznur, başta Reşat Ebeoğlu olmak üzere bu alana katkı yapanlar hakkında bilgi verdi.

Türkiye’de Çocuk Edebiyatı’na dair konuşan 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Karagül, Türkiye’de çocuk edebiyatının öncelikle Avrupa’daki eserlerin çevirileri üzerinden başladığını, daha sonra bu çevirileri yapan yazarların çocuk edebiyatı üzerine eserler yazdıklarını söyledi.

Akdeniz Karpaz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Çağın Zort ise konuşmasında çocuk edebiyatı bağlamında masallar, ninniler ve şiirler hakkında konuşarak, Kıbrıs Türk kültürünün bir parçası olan ninnilerden örnekler verdi.

-Gülten Dayıoğlu

Panel sonrasında gerçekleştirilen ödül töreninde, Gülten Dayıoğlu katılımcıların alkışlarıyla 90. yaş günü kutladı.

Törende, “Buradayım” isimli romanıyla birinci gelen Filiz Gündoğan’a ödülünü takdim eden Gülten Dayıoğlu, Kıbrıs’a koşarak geldiğini ve doğum gününü de ilk kez yurt dışında kutladığını söyledi.

Konuşmasında, Vakfın kuruluş aşaması hakkında da kısa bir bilgi veren Gülten Dayıoğlu, Vakfın kuruluş fikrini ilk ortaya attığı 2007 yılında onu destekleyen eşi Cevdet Dayıoğlu’nu kendisine “Ben varım. Yayındayım.” dediğini ifade etti.

Vakfın kuruluş aşamasında birçok insanın destek olduğunu aktaran Dayıoğlu, herkese teşekkür etti.

Dayıoğlu, o dönemde 40 üniversiteye mektup yazdığını ve 15 üniversitenin geri dönüş yaptığını söyleyerek, o günden itibaren bugüne kadar üniversiteleri dolaşıp bu tür törenler düzenlediklerini kaydetti.

Dayıoğlu, tek hedeflerinin çocuk olduğunu işaret ederek, “Amacımız kitap okuma kültürünün oluşmasıdır.” şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda Kıbrıs’a dört defa geldiğini belirten Dayıoğlu, “Tüm kalbimle herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam