Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurul toplantısı devam ediyor

Published

on

Meclis Genel Kurulu, Öğretmenler (Değişiklik) Yasa tasarısını görüşmeye devam ediyor.

CTP Milletvekili Devrim Barçın konuşmasında, sendikaları dinlediklerini ve bilgi aldıklarını ifade ederek, yasanın, öğretmen sendikalarına dinamit koymak için yapılan ideolojik bir saldırının ürünü olduğunu ileri sürdü.

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun öğretmen düşmanlığı yaratmak için basına demeçler verdiğini söyleyen Barçın, basından alıntılar yaparak örnekler verdiği söylemlerin yasal karşılığı olmadığını kaydetti.

Çavuşoğlu’nun sendikalarla görüştüğünü söylediğini ancak bu görüşmelerin genel olarak Öğretmenler Yasası’yla ilgili olduğunu ifade eden Barçın, teknik kurulların nasıl çalışacağının tüzükle düzenlendiğini ifade etti. Barçın, 6 Temmuz tarihli teknik kurul olağan toplantı çağrısının 4 Temmuz’da yapıldığına vurgu yaptı.

Mevcut yasaya göre öğretmenlere belirlenen ders saati üzerinde ders saati verilmesi halinde ek ödenek verileceğinin söylendiğini kaydeden Barçın, gerektiği durumlarda ek ders vermenin yasayla mümkün olduğunu ifade etti.

Öğretmenlerin ek ders çağrısını asla reddetmediğini ancak Eğitim Bakanlığının ek derse angaryaya dönüştürdüğü bir olayda konunun mahkemeye gittiğini ve bakanlığın suçlu bulunduğunu söyleyerek, değişiklik istenmesinin nedeninin de bu olduğunu söyledi.

Atatürk Öğretmen Akademisi’ne 2009-2013 arasında bilinçli olarak az öğretmen alındığını ifade eden Barçın, böylece yandaş istihdamıyla öğretmen alınmasının yolunun açılmasının hedeflendiğini savundu.

Ahmet Barçın, AÖA’ya öğrenci alımının yetersiz kalması halinde kontenjan uygulamasının zaten mümkün olduğunu da kaydetti.

Okul öncesi öğretmenine, öğretmen yardımcısı görevi yükleyip, bir de ders saatlerinin artırıldığını kaydeden Barçın, okullarda kaçak işçi çalıştırıldığını dile getirerek, bu ve benzeri sorunları çözmek yerine okul öncesi öğretmenlerin ders saatlerinin artırılmasına çalışıldığını belirtti.

Rehber öğretmenlerin görev ve sorumluluklarının doğru şekilde tanımlanması ve ek kadro açılması gerektiğini söyleyen Barçın, bu yasa geçse dahi kendileri hükümete geldiklerinde bu değişiklikleri kaldıracaklarını ve yasayı revize edeceklerini dile getirdi.

-Derya

CTP Milletvekili Doğuş Derya da tam sınav zamanı velilerle öğretmenleri karşı karşıya getirmek ve öğretmenleri birbirine düşürmek için adımlar atıldığını söyledi.

Önceki dönemde toplu iş sözleşmesinin imzalanması, basın mevzuatının değiştirilmesi, iletişim platformlarında düzenlemeler yapılmaya çalışıldığını ifade eden Derya, Türkiye’de doktorlardan sonra en fazla intihar eden meslek grubunun öğretmenler olduğunu kaydetti.

Kuzey Kıbrıs’ta öğretmenlerin OECD ortalamasının üstünde çalıştığını ifade eden Derya, toplumun geleceğini yetiştiren insanlar olarak öğretmenlerin daha iyi eğitim için mücadele verdiğini anlattı.

Türkiye’deki öğretmenlerin sorunları ve Türkiye’deki öğretmen sendikalarının durumu hakkında bilgi veren Derya, Türkiye’de öğretmenlerin sarı sendikalara üye olmaya zorlandığını, buna itiraz edenlerin istifaya zorlandığını söyledi.

“Aynı senaryo burada da uygulanıyor” diyen Derya, KTÖS ve KTOEÖS’ün yanına bir “sarı sendika” çağırıldığını ve buna itiraz edilmesinin de kürsüden şikâyet edildiğini ifade etti.

Öğretmenlerin güvencesiz çalışan işçi konumuna getirildiğini dile getiren Derya, bu durumda olan öğretmenlerin Meclis bahçesine diplomalarını attığını söyledi.

Derya “Niye yardımcı öğretmenleri okul aile birlikleri istihdam etmek zorunda kalıyor? Neden okul aile birlikleri tuvalet kâğıdı almak zorunda kalıyor?” diye sordu.

-Hamzaoğulları

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları ise, 5 yıl Erenköy Lisesi’nde okul aile birliği başkanlığı yaptığını söyleyerek, bölgedeki durumu çok iyi bildiğini anlattı.

Öğretmen alımı için sınav yapılması gerektiğini kayeden Hamzaoğulları, geçici öğretmen alındığını ve bunun siyasi şekilde yapıldığını söyledi.

Dipkarpaz’dan Erenköy’den İskele Vakıflar Koleji’ne neden öğrenci gelmediğini soran Hamzaoğulları, yapılanların bölgeye uzun vadeli zararlar verdiğini dile getirdi.

Bölgede uzman doktor sayısının da az olduğunu belirten Hamzaoğulları, bir doktor yaratmak için 23 yıl gerektiğine işaret ederek, “Peki onu hangi öğretmen yetiştirecek” diye sordu.

Bölgede yetişen ve bir yerlere çocukların ya özel derse, ya da koleje giderek bunu başardığını anlatan Hamzaoğulları, bunu bildiğini çünkü bu çocukları yıllarca kendisinin taşıdığını ifade etti.

Bunun artık yaşanmadığını ifade eden ve bunu bölgedeki öğrencilerin temel eğitim alamamasına bağlayan Hamzaoğulları, yasadaki 2030 yılının 2025 yılına çekilmesini de istedi.

-Çolakoğlu

CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu ise 20 yıl öğretmen olarak görev alan biri olarak Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın görüşüldüğü komite toplantısına katıldığını kaydetti.

Komiteye tasarının o gün geçirilmesi baskısı yapıldığını anlatan Çolakoğlu, 9 aydır bekleyen bir yasayı sınavlara 5-6 gün kala komiteye getirip, ‘talimat vardır, bugün geçireceğim’ demenin toplumu daha da kaosa sürüklemek anlamına geldiğini söyledi.

Deprem sonrası kendilerini derslerine ancak adapte eden çocukların şimdi de bunları yaşadığını ifade eden Çolakoğlu, yasanın acilen, ısrarla ve dayatmayla geçirilmesinin nedeninin ne olduğunu sordu.

“Öğretmen bu halkın düşmanı değildir, Her zaman bu halkın yanında olmuştur” diyen Çolakoğlu, öğretmenlerin mücadele yıllarında yaptıklarına işaret etti.

Öğretmenlerin imkânı olmayan öğrencilerin ihtiyaçlarını gidermek için de ortaya çaba koyduğunu kaydeden Çolakoğlu, “Öğretmenleri hiçleştirmeyin” dedi.

Öğretmeni sadece verdiği ders saatine göre bir kefeye koymanın yanlış olduğunu belirten Çolakoğlu, yasanın geri çekilmesini istedi.

-Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali, toplumsal var oluşun artık ciddi bir tehdit altına girdiğini ancak hükümeti nbunu umursamadığını söyledi.

Ülkedeki öğretmenlerin OECD ortalamasının üzerinde ders saati olduğunu belirten Şahali, okulların açık kalma süresinin de OECD ortalamasının 12 gün üstünde olduğunu kaydetti.

Şahali, öğretmenlerin ortaya koyduğu emek bir yana, sınıf sayılarının ve öğrenci yükünün de OECD ortalaması üstünde olduğunu belirtti.

21 okul yaptık dendiğini söyleyen Şahali, bunlar yapılırken KKTC devletinin ne kadar katkısı olduğunu sordu.

Ülke tarihinde hiçbir zaman bu kadar antidemokratik bir yaklaşım olmadığını söyleyen Şahali, “Bu hükümet, halkın iradesine dayalı şekilde kurulmuş olduğunu kendisi de düşünmüyor” dedi.

Başbakan Ünal Üstel’i eleştiren Şahali, öğretmenlerle ilgili bir yasanın hazırlanması sürecinde neden öğretmenlere danışılmadığını sordu.

Ülkedeki öğretmen niteliğinin oldukça iyi noktada olduğunu anlatan Şahali, Türkiye’den öğretmen getirilirken “çünkü KKTC’de istihdam ediyoruz” denmesinin komik olduğunu belirtti.

Meclis teşkilat yasasıyla ilgili bir açılımın söz konusu olduğunu da ifade eden Şahali, bu, bir UBP’linin istihdam edilmesi içinse, bunu ifşa edip, sonra da kendilerini sokağa çıkamayacak hale getireceklerini belirtti.

“Öğretmenleri dize getirme kararlılığında olduğunuz çok belli” diyen Şahali, “Öğretmenleri dize getirmeye kalkan bu topluma arkasından hançer saplar” dedi.

-Rogers

Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers, ülkenin son 3 yıldır kontrolsüz bir nüfus akışı altında olduğunu, ve bunun kamusal sağlık ile eğitim hizmetlerini oldukça kötü etkilediğini anlattı.

“Yıllardır taş üstüne taş konmadı” diyen Rogers, toplumun gerçek ihtiyaçlarını konuşmak yerine topluma faydası olmayan yasalara karşı defansa geçmek durumunda kaldıklarını belirtti.

Rogers, daha önce komitelerde hiçbir zaman ‘bu yasa bugün acil geçecek’ denmediğini söyledi.

Atılan bu adımların beyin göçünü her geçen gün daha da artırdığını dile getiren Rogers, hükümet yetkilerinin de kendilerini dinlemediğini belirtti.

Pandemi döneminde teknoloji alt yapısı olmadığı için eğitim alamayan öğrencilerin eğitimlerinin telafisi için yapılması gerekenlerin hiçbirinin yapılmadığını kaydeden Rogers, böyle bir yasanın sınav zamanı ortaya konulduğuna işaret etti.

Rogers, hükümeti yasayı geri çekmeye çağırdı.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Her Daim Doğa Dostlarından Dünya Rüzgâr günü mesajı…

Published

on

By

Her Daim Doğa Dostları Grubu, her yıl 15 Haziran’da kutlanan Dünya Rüzgâr Gününün, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine dair farkındalık oluşturmak ve temiz enerjiye geçiş sürecini hızlandırmak için bir fırsat olduğunu bildirdi.

Her Daim Doğa Dostları Grubu yayımladığı mesajda, Rüzgâr Günü’nün, rüzgâr enerjisinin gücüne ve sürdürülebilir bir gelecekteki yerine dikkat çekmek amacıyla kutlandığını kaydederek, rüzgâr enerjisinin, çevreye zarar vermeyen, karbon salınımı yapmayan ve tükenmeyen bir enerji kaynağı olduğunu vurguladı.

Fosil yakıtların doğaya verdiği zararın her geçen gün daha da görünür hale geldiği, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldiği belirtilen mesajda, sadece doğaya değil geleceğe de yatırım yapmanın zamanının geldiği ifade edildi.

Mesajda, “Rüzgâr enerjisiyle temiz hava, sağlıklı bir çevre ve sürdürülebilir bir yaşam mümkündür. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için bireyden devlete, herkesin bu dönüşümde sorumluluğu vardır. Unutmayalım, geleceği rüzgârla şekillendirebiliriz” denildi.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Yalınkaya, LTB’ye yeni mezarlık için tahsis edilen arazinin geri alınmasını eleştirdi

Published

on

By

Belediye Emekçileri Sendikası (BES) Başkanı Mustafa Yalınkaya, Lefkoşa Türk Belediyesi’ne (LTB) yeni mezarlık alanı yapılması için tahsis edilen arazinin, Bakanlar Kurulu kararıyla geri alınmasına karşı tüm Lefkoşa halkını ses vermeye çağırdı. Yalınkaya, karardan vazgeçilmezse sendika olarak “Hükümetin kapısına dayanacakları” uyarısında bulundu.

Yazılı açıklama yapan Yalınkaya, hükümet ortakları Ulusal Birlik Partisi (UBP), Demokrat Parti (DP) ve Yeniden Doğuş Partisi’nin (YDP), devlete ait, yani halkın malı olan yerleri, adeta “babalarının malı” gibi görüp kendi yandaşlarına peşkeş çektiğini savunarak, hükümeti eleştirdi. 

Yalınkaya, “Utanma duygusundan yoksun olan ve hiçbir şekilde bu halka karşı bir sorumluluk hissetmeyen merkezi hükümet, hayatta olan Kıbrıslı Türklere saygısı olmadığı gibi hayatını kaybeden insanlarımıza karşı da en ufak bir vefa duygusu taşımıyor” dedi.

Özellikle Annan Planı Referandumu sonrasında ülkenin dört bir yanından birçok insanın, vefat eden aile bireylerini Lefkoşa’da defnetmeye başladığını ve Lefkoşa Mezarlığı’nın, kapasitesinin üzerinde kabul almak zorunda kaldığını hatırlatan Yalınkaya, mevcut mezarlık alanının da dolduğunu kaydetti.

Yalınkaya, “Bu nedenle de 2013 yılında Sibel Siber hükümeti tarafından LTB’ye yeni mezarlık yapımı için yer tahsis edilmişti. Bu süre zarfında da kısıtlı imkanlarına rağmen LTB tarafından büyük bir fedakârlık ve yoğun çalışma ortaya konarak tüm arazi kodları düzeltilip ilk etap yolların açılması sağlanmıştır” dedi.

Tüm bu çalışmalar ve fazlasının Lefkoşa halkının öz kaynağı kullanılarak yapılmasına rağmen mevcut hükümetin LTB ile en ufak bir istişare etmeden Bakanlar Kurulu kararı alarak, mezarlık için LTB’ye tahsis edilen bu yeri geri aldığını söyleyen Yalınkaya, “Kimse kusura bakmasın ama bunun adı tek kelimeyle utanmazlıktır” ifadelerini kullandı.

BES olarak tüm Lefkoşa halkını ses vermeye davet ettiklerini belirten Yalınkaya, “Hükümet bu ayıbından derhal vazgeçmediği takdirde de tüm üyelerimizle kapılara dayanıp bu utanmazlığa bir son vermelerini sağlayacağız. Halkınıza karşı düşman olduğunuz yeter artık! Ya bu halka hizmet edeceksiniz ya da o koltuklardan gideceksiniz” dedi. 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı’nda güvenlik toplantısı yapıldı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın çağrısı ile Cumhurbaşkanlığında güvenlik toplantısı yapıldı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, saat 14.00’te başlayan toplantıda son günlerde başlayan İsrail-İran savaşı dolayısıyla oluşabilecek tehlikeler ve alınması gereken tedbirler ele alındı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Polis Genel Müdürlüğü ve Sivil Savunma Başkanlığı’ndan aldığı bilgilere göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kayıtlı sığınakların oldukça yüksek kapasiteye sahip olduğunu ve ihtiyaç halinde süratle hazır hale getirilebileceğini ifade ederek, savunma tedbirlerinin de her zaman hazır bulunduğunu söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’le de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, savaşın kısıtlı seyrettiğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için yüksek tehlike içermediği bilgisi aldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, olası bir durumda Türkiye Cumhuriyeti’nin kara, deniz ve havada yapılacak tüm faaliyetler için her daim hazır olduğunu dile getirdi.

Sivil Savunma Teşkilat başkanlığının olası afetler ve durumlarla alakalı sürekli tatbikatlar düzenlediğini de anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, toplantıda, ilerleyen günlerde sığınakların ve sirenlerin de kullanılacağı bir savaş tatbikatı yapılması konusunun da ele alındığını ifade etti.

Toplantıya Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra; Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, Polis Genel Müdürü Kasım Kuni, Sivil Savunma Teşkilat Başkanı Atilla Karaca ve uzman personelleri, Güvenlik Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Mehmet Ali Akbaş, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Okan Donangil ve Cumhurbaşkanlığı Daire Müdürü Osman Çağakan katıldı.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam