Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis Genel Kurulu devam ediyor Sucuoğlu: Alkollü içkilere yapılan zam tekrar değerlendirilecek

Published

on

Başbakan Faiz Sucuoğlu,Meclis Genel Kurulu’nda alkollü içeceklere yapılan zamların tekrardan değerlendirileceğini açıkladı.

Sucuoğlu, elektriğe yapılan zamla bir kazanç yaratılmadığını, maliyet ve satış farkının sıfır seviyesine getirildiğini ancak sürecin zam yapılmadan sürekli borç alarak yürütülmesinin mümkün olamayacağını ifade etti.

Başbakan Sucuoğlu, pandemi ve Ukrayna’daki savaş kaynaklı ekonomide reel fiyatlarla yüzde 16,2’lik bir daralma olduğunu; Dolar bazında kişi başı düşen gelirde de yüzde 20.5’lik bir azalma yaşandığını açıkladı.

Cumhuriyet Meclisi’nde güncel konuşmalar devam ediyor.

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Özersay, Cumhuriyet Meclisi’nde Başbakan Faiz Sucuoğlu’na elektrik konusunda bir takım sorular yöneltti.

Elektrik kesintileri ve yakıt sıkıntısına değinen Özersay, “Kaç günlük yakıt kaldı? Bir sonraki yakıt ne zaman gelecek?” diye sordu.

Oğuzhan Hasipoğlu’nun Çalışma Bakanı olarak görev yaptığı kısa sürede, bakanlığa Sigorta Fonu’ndan sınav ve münhalsiz atama yapıldığını ve atama yapılan kişinin daha önce Ulusal Birlik Partisi’nde (UBP) çalıştığını belirten Özersay, istihdamlar konusunda hassas davranılması gerektiğini söyledi. Özersay, 9 kişilik kadro olmasına rağmen ülkede basınçlı kapıları, asansör, çelik halat gibi cihazların teftişini yapan sadece 2 kişi bulunduğunu, ihtiyaç bulunan alanlara gerekli istihdamların yapılması gerektiğini kaydetti.

Atanan kişinin UBP’de çalıştığı süre boyunca sigortasının yatırılmadığını da öne süren Özersay, “Nasıl şirketlerden ‘borcu yoktur’ yazısı istenir, seçimden önce siyasi partilerden de istenmelidir” dedi.

Özersay, gümrüğe yapılması planlanan istihdamların da, “bazı kişilerin alınmaması” için ertelendiğini ve hakkı olan kişilerin beklemede kaldığını belirterek, konuya ilişkin açıklama talep etti.

Ülkedeki korsan taşımacılık sıkıntısına da değinen Özersay, bu konuda denetimin artırılması gerektiğini söyledi ve hotel, gazino, tüp bebek hastanesi gibi kurumlara bazen özel izin verildiğini, buna da taksicilerin tolerans gösterdiğini ancak şu anda korsan taşımacılıkta büyük bir artış olduğunu ve taksicilerin yasal zeminle desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Serbest Liman’da da büyük bir sıkıntı yaşandığına dikkat çeken Özersay, mevcut müdür eksikliğinin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirtti.

Özersay, son olarak, Tarım Bakanlığı tarafından sağlanan doğrudan gelir desteğinin bir önceki yıldan kalan ödemesinin halen verilmediğine işaret ederek, tarımcının borç almak durumunda kaldığını kaydetti ve bu ödeme için planlanan tarihe ilişkin bilgi talep etti.

 

 

Sırasıyla Özersay’ın sorularına yanıt veren Başbakan Faiz Sucuoğlu, termik santralde dün yaşanan arızanın dün akşam giderildiği belirtti. Mevcut yaklaşık 2 bin 400 ton yakıtın olduğunu, günlük 450 ton kullanıldığını ve Çarşamba günü yeni yakıtın geleceğini söyleyen Sucuoğlu, bu konuda bir sıkıntı görünmediğini belirtti.

Sucuoğlu, Serbest Liman’da müdür atamasına dair bugün itibarıyla çalışma başlatıldığını ve bir-iki gün içerisinde tamamlanacağı kaydetti.

Sigorta Fonu’ndan istihdamların, her parti tarafından her dönemde yapıldığını söyleyen Sucuoğlu, söz konusu kişinin istihdamı için bir ihtiyaç duyulmuş olabileceğini belirtti ve bu fondan alınan kişilerin, başka yere atanamaz konumda olduklarını vurguladı.

Korsan taksilere yönelik tasarı üzerinde çalışmaların devam ettiğini söyleyen Başbakan Sucuoğlu, doğrudan gelir desteğine ilişkin de Maliye ve Tarım Bakanları ile görüşmeden bir tarih veremeyeceğini ancak imkanlar dahilinde bu kişilere katkılar verilmeye çalışıldığını belirtti.

Sucuoğlu, gümrük istihdamındaki kişi sıralamasında yaşanan sıkıntı hakkında bilgi vererek, bir kişinin yargı sürecine takıldığını ve yargının kararını beklediklerini, çözümlenince tüm bekleyen kişilere haklarının tanınacağını ifade etti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, yaptığı konuşmada, ülkenin kaynaklarının kıt olduğunu, bu nedenle planlı ve önceliklerin belirlenerek kullanılması gerektiğini ancak şu anda kaynakların önde gelene veya ilk şikayet edene aktarıldığını söyledi.

Son günlerde, Türkiye Cumhuriyeti ile Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü çalışmalarının yürütüldüğünü hatırlatan Erhürman, bu çalışmalardan önce iç çalışmaların tamamlanmış olması gerektiğine değinerek, ”Şu anki protokol görüşmeleri hangi zeminin üzerinden yürüyor? Meclisin bundan haberi yok” dedi.

Protokolden ortaya çıkacak kaynağın, ne kadarının gerçekleştirebileceğinin ve nasıl değerlendirileceğinin büyük önem arz ettiğini söyleyen Erhürman, özellikle, protokolde, Türk Lirası kullanımından kaynaklı ihtiyat akçesinin bulunup bulunmayacağını sordu.

Erhürman, bugüne kadar yapılan protokollerin hepsinin gerçekleştirilemediği ve kaynaktan her sektörün yararlanamadığını, bu nedenle protokoller sisteminin tekrardan değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Hammadde, akaryakıt gibi zamların yapılması konusunda mevcut durumdan dolayı eleştiri yapmanın doğru olmadığını ancak elektrik ve alkollü içeceklere getirilen zammın “olması gereken zamlardan” olmadığını vurgulayan Erhürman, elektik zammının tümüyle halka yansıtılmak yerine maliye ve halk arasında bölüştürülmesi gerektiğini kaydetti.

Erhürman, alkollü içeceklere getirilen zammı ise “Ekonomik akıldan yoksun” olarak nitelendirerek, bu zammın sigaraya getirilen zam gibi olmadığına, birçok sektöre domino etkisi yaratarak, maliyeye kazanç yerine zarar getireceğine işaret etti.

Fiyat istikrar fonunda 3-4 lira zammın görüşülebileceği ancak 30-40 lira yapılan zamların kabul edilemeyeceğini kaydeden Erhürman, güneydeki bazı içeceklerin daha ucuz kaldığını söyledi ve konunun tekrardan gözden geçirilmesini talep etti.

Erhürman, gümrüğe alınacak personele ilişkin de, bu kişilerin sınavlarının geçerliliğinin 20 gün içerisinde biteceğini, bu nedenle 20 gün içerisinde çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Erhürman’ı yanıtlamak üzere yeniden söz alan Başbakan Sucuoğlu, ekonomik sıkıntıların ciddiyetine işaret ederek, pandemi ve Ukrayna’daki savaştan dolayı doğan zararlara değindi ve lokomotif sektörlerden turizmde yaklaşık yüzde 82,7, yükseköğretim de yüzde 36,1 düşüş olduğunu söyledi.

Ülkenin ekonomisinde de, reel fiyatlarla yüzde 16,2’lik bir daralma olduğuna dikkat çeken Sucuoğlu, Dolar bazında kişi başı düşen gelirde de yüzde 20.5’lik bir azalma yaşandığını kaydetti.

Sucuoğlu, cari işlemlerde 2014 yılından beri ilk defa açık olduğuna da işaret ederek, 379 milyon dolar açık olduğunu belirtti.

Sucuoğlu, özel sektöre faiz destekli kredi kullanımı, prim desteği gibi bazı radikal kararlar alınmış olduğunu ve son görüşmelerde bu desteklerin devam edeceğine karar verildiğini bildirdi.

Diğer soruları da yanıtlayan Sucuoğlu, alkollü içecekler konusundaki zamların tekrardan değerlendirileceğini kaydetti ve elektriğe yapılan zamla beraber herhangi bir kazanç yaratılmadığını, sıfır seviyesine getirildiği, ancak sürecin zam yapılmadan sürekli borç alarak yürütülmesinin mümkün olamayacağını ifade etti.

Sucuoğlu, alkollü içeceklere getirilen zamdan gelecek kazancın ise, diğer borçlar için kullanılacağını kaydetti ve AKSA’ya olan borçların her ay ciddi bir şekilde arttığına dikkat çekti.

 

CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay’ın belediye seçimlerinin ertelenmesi kararıyla ertelenen süre boyunca belediyelere ek bir bütçe ayırılıp ayrılmayacağı sorusu üzerine de Sucuoğlu, erteleme kararıyla, hem yeni bir seçim dönemi nedeniyle maliyenin zorlanmayacağını hem de diğer partilerle beraber çalışma fırsatı doğduğunu söyledi.

Sucuoğlu, belediyelere 5 aylık süre boyunca kaynak yaratılması konusunda da, yarın komitede belediyelere dair görüşmelere başlanacağını, görüşülecek yasa tasarıları içerisinde gelir getirici yasanın da dahil olduğunu belirtti ve “Hiç olmazsa şu anki durumlarından daha iyi noktaya getireceğiz” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen CTP Milletvekili Salahi Şahiner, elektrik kesintilerine yönelik bilgilerin kamuoyuna doğru yansıtılmadığını söyleyerek, elektrik kesintilerinin üretim yetersizliğinden dolayı olmasının doğru olduğunu ancak kapasite eksikliğinden sıkıntıların yaşandığının doğru olmadığını belirtti.

Şahiner, pik saatlerde halkın kullandığı toplam miktarın kurulu gücün yüzde 70’ine tekabül ettiğini ve bunun sadece birkaç saatlik olduğunu, ihtiyaç duyulan 320 mgw’nin 100-150 mgw’sinin Güney Kıbrıs’tan ve AKSA’dan alındığını dile getirdi.

“Bu gemi bu şekilde yürümez. Bu KIB-TEK’in suçu değil, siyaseten atanmışların yaptığı hatalar nedeniyle bile bile bu ülkede karanlığa gömülüyoruz” şeklinde konuşan Şahiner, tesisteki makinelerin bakım ve onarımının yapılmamasından dolayı bugün üretim yapılamadığını savunmadı.

Şahiner, kullanılan malzeme nedeniyle buhar tribünlerine zarar verildiğine yönelik iddialara da yer vererek, Çevre Dairesi’ni göreve çağırdı ve araştırılmasını talep etti.

Yakıt sevkiyat programı hakkında da bilgi veren Şahiner, son yapılan takvimlendirmede 20 Mart ve 19 Nisan tarihleri arasında sadece 12 ton yakıtın geleceğini ve bunun yeterli olmayacağını belirterek, bunun yakıtsız bırakmak için bilerek yapıldığını öne sürdü.

Şahiner, yakıtın bitmeye doğru çağrılmasının doğru olmadığını, bir fırtına çıkması durumunda, ülkenin karanlığa mahkum olacağına da dikkat çekti ve yapılanların AKSA ile sözleşmenin uzatılması içi mi yapıldığını sordu.

 

 

Milletvekili Şahiner’e yanıt veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy ise, Şahiner’i süreci yanlış yönlendirmekle suçladı.

Yakıt sevkiyatı hakkında bilgi veren Taçoy, toplamda 60 bin ton yakıt geleceğini ancak 20-22 Mart tarihlerinde Rusya-Ukrayna arasındaki krizi nedeniyle akaryakıt gelemediğini, firmanın akaryakıta ulaşamadığını söyledi.

Taçoy, gündüz saatlerinde güneş enerjisi üretiminin fazla olduğunu, bu nedenle güneyden ve AKSA’dan elektrik almaya gerek olmadığını belirtti; Teknecik’teki arızalı 3 makinenin olduğunu ve makineler için çalışmaların yapıldığını kaydetti.

Hava sıcaklığı arttıkça planlanan elektrik kesintilerin yapılmamaya başladığını ifade eden Taçoy, pik zamanlarının azalıyor olduğunu vurguladı.

Taçoy, kendisinin bakan olduğu dönemde, 2020 yılında halka yansıtmadan, devlet tarifelerine zam yaptığına, 2020 yılı sonunda da enflasyon değerlendirilerek artış önerdiğine dikkat çekti “Ancak bu yapılmadı” dedi.

Taçoy’dan sonra yeniden söz alan CTP Milletvekili Salahi Şahiner, elektrik fiyatlarının belirlenebilmesi için var olan Elektrik İnkişaf Nizamnamesi’ne uygun davranmamanın suç olduğunu vurguladı.

Makinelerin bakımının 3 yıl boyunca ertelenemeyeceğini ve yakıtın tedariğinin son güne bırakılamayacağını söyleyen Şahiner, bunların görevi ihmal olduğunu ifade etti.

Şahiner, AKSA ile sözleşmenin uzatılması için kötü niyetli bir plan olduğu haberlerinin geldiğini de savundu.

“Pahalılığın nedenleri ve çözüm önerileri” konulu konuşma yapma istemiyle kürsüye çıkan CTP Milletvekili Devrim Barçın konuşmasında, Başbakan’ın alkole yapılan artışın AKSA’ya borcun ödenmesi için kullanılacağını itiraf ettiğini ve hükümetin yasalara aykırı davrandığını ve bunun yasalara aykırı olduğunu savundu.

Barçın konuşmasında, KKTC ve TC’deki net asgari ücretin alım gücü karşılaştırmasını yaparak, Şubat 2022 itibariyle TC’deki yıllık enflasyon yüzde 54,44 iken KKTC’deki yıllık enflasyonun yüzde 64,30 olduğunu vurguladı.

KKTC’deki net asgari ücretin 6 bin 90 TL, TC’deki net asgari ücretin ise 4 bin 253 TL olduğunu hatırlatan Barçın, net asgari ücretle KKTC’de 287 kg ekmek alınabilirken TC’de 360 kg ekmek alınabileceğini vurguladı.

Enflasyon vergisinden bahseden Barçın, “Enflasyon vergisi, devletin bütçe açıklarını para basımı ile finanse etmesinin enflasyona yol açması nedeniyle kişilerin ellerindeki paranın satın alma gücünün tıpkı devlete vergi vermeleri durumundaki gibi azalmasıdır” diyerek, TL kullanılması nedeniyle 2018 yılında ödenen enflasyon vergisi 749 milyon 113 bin TL iken TC’den alınan hibe miktarının 486 milyon TL, 2021 yılında ise ödenen enflasyon vergisi 3 milyar 196 milyon TL iken TC’den alınan hibe miktarının 1 milyar 341 milyon 707 Bin TL olduğunu anlattı ve TL kullanımından kaynaklı ödenen enflasyon vergisi miktarında TC’den kaynak alınamaması nedeniyle ciddi mali sıkıntılar yaşandığını kaydetti.

Türkiye ile para birliği anlaşması yapılarak enflasyon vergisinin KKTC bütçesine aktarılmasının sağlanması gerektiğini ifade eden Barçın, “Bu süreç tamamlanıncaya kadar da ücretler de dahil tüm ekonomik ilişkilerde stabil para birimine endeksli TL kullanımına yönelik çalışma başlatılıp bu yönde uygulamaya geçilmelidir” dedi.

Antik Mısır köleleri ile KKTC’deki asgari ücretliyi kıyaslayan Barçın, Antik Mısır kölelerine günlük ödeme olarak 4 litre bira ve 500 gr ekmek verildiğini anlatarak, günümüzde KKTC’de 4 litre biranın 128 TL ve 500 gram ekmeğin 15 TL olduğunu, bunun da günlük 143 TL, aylık 4 bin 290 TL tuttuğunu belirtti. Buna 3 bin 272 TL kira ile 630 TL Sosyal Sigorta masrafı da eklenince tutarın 8 bin 192 TL’ye çıktığını belirten Barçın, asgari ücretin 7 bin TL olduğunu anımsattı ve “Allah’tan kölelik bitmiş” dedi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam