Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu güncel konuşmalarla devam ediyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla yapılan olağanüstü oturumun ardından milletvekillerinin güncel konuşmalarıyla devam etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe başkanlığında saat 14.30’da yeniden toplanan genel kurulda ilk sözü Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Devrim Barçın aldı. Konuşmasına, olağanüstü oturumda milletvekillerine söz verilmemesi kararını eleştirerek başlayan Barçın, “Halkın temsilcileri olan milletvekillerinden soru alınmamasının, Cumhurbaşkanı’nın kendi halkından korktuğu anlamına geldiğini” dedi.

Barçın daha sonra “Yandaşlara peşkeş çekilen araziler” konulu güncel konuşmasında, kamu arazilerinin İçişleri Bakanlığı tarafından “kamu yararı” için diğer kurumlara verilebileceği kuralına dikkat çekerek, son zamanlarda buna uyulmadığını savundu.

Barçın, 2007 yılından 2024 yılına kadar geçen 17 yıllık sürede sadece 6 adet arazinin kamu yararı gözetilerek devredildiğini ve kararlarda kamu yararının açıkça belirtildiğini kaydederek, buna rağmen 2024 yılından itibaren 30 arazinin İçişleri Bakanlığından Maliye Bakanlığının kullanımına verildiğini söyledi. Barçın, Resmi Gazete’den öğrendiği bu devirlerde kamu yararının ne olduğunun yazılmadığını ileri sürdü.

Bu arazilerin kişilere tahsis edildiğine yönelik iddialara işaret eden Barçın, Başbakan Ünal Üstel’in talimatıyla İçişleri Bakanlığından Maliye Bakanlığına mal devri olduğunu iddia ederek, bu süreci “Bermuda Şeytan Üçgeni” olarak nitelendirdi.

Söz konusu devirler için “Neden sadece Maliye Bakanlığı? Hangi kamu yararı?” sorularını yönelten Barçın, bu sorulara cevap verilmemesinin, iddiaların doğruluğunu onayladığını savundu.

Maliye Bakanı Özdemir Berova da, Milletvekili Barçın’ın konuşmasına yanıt vererek, bahsedilen arazilerle ilgili herhangi bir sözleşmenin yapılmadığını kaydetti.

Maliye Bakanlığının on yıla kadar kiralayabilme yetkisi olduğuna dikkati çeken Berova, Barçın’ın Resmi Gazete’de gördüğünü dile getirdiği dosyalar dışında bir sözleşme yapılmadığını söyledi. Berova, bakanlığın uhdesinde bulunan malların kiralanması ve kira bedellerinin belirlenmesinden sonra kiralayabilme yetkisi olduğuna dikkat çekti.

Şampiyon Melekler’e ilişkin Türkiye’de başlatılan mahkeme sürecin devam edebilmesi adına ihtiyaç duyulan 25 milyon TL’lik teminatı sağlamak için yasal dayanak aramadan kaynak yarattıklarına işaret eden Berova, okul yapımı için hızlı karar alınması gereken süreçte araziden çıkarılan bir kişinin mağduriyet yaşamaması adına yapılan kiralama işleminin de, Maliye Bakanlığının yetkisi olmasına rağmen Bakanlar Kurulu kararıyla yapıldığını belirtti.

Yeniden kürsüye çıkan Milletvekili Devrim Barçın, Maliye Bakanı Berova’nın söylediklerine inanmadığını belirterek, kamu yararının ne olduğunun açıklanmadığını kaydetti.

Barçın, tahsis edilen arazilerin sadece kamu yararı adına devredilebileceğini yineleyerek, Maliye Bakanlığının, Bakan Berova’nın ifade ettiği gibi kiralama hakkının olmadığını savundu. “Peşkeş iddialarının yalanlanması için bu tahsislerin sebeplerinin açıklanması” talebini yineleyen Barçın, bir an önce bu arazilerin İçişleri Bakanlığına geri devredilmesi çağrısında bulundu.

Barçın’ın ardından söz alan CTP Milletvekili Fide Kürşat, “Üretim Sektörüne Vurulan Darbeler İstikrarla Devam Ediyor. Üreticiler Tarım Bakanlığı Marifeti ile Dolandırılıyor” başlıklı bir konuşma yaptı.

Kürşat, ülkedeki hayvancıların bir mağduriyet yaşadığını savunarak, Tarım Bakanlığı aracılığıyla yürütülen 10 bin damızlık koyun alımına ilişkin projede, son tarih geçmesine rağmen hayvanların İspanya’dan getirilmediğini söyledi. Hayvancıların koşullarını yerine getirdiğini, sözleşmeleri imzaladıklarını ve borçlandırıldıklarını ifade eden Kürşat, basında çıkan “dolandırıcılık” iddialarını hatırlattı. “Bu proje belli ki bir yerlerde duvara tosladı.” yorumu yapan Kürşat, projenin neden diğerlerinden farklı olarak, Hayvancılık Kooperatifi üzerinden yapıldığını sordu.

Hayvanların fiyatlarına ilişkin de bazı iddialar olduğunu söyleyen Kürşat, bu tür hayvanlarda yıllar içerisinde yapılan fiyat artışına dikkat çekti. Getirilecek hayvanların sertifikalarını da sorguladyan Kürşat, ihale sürece, sözleşme imzalanan aracının kim olduğu, hayvanların ne zaman teslim alınacağı, zararların ne zaman giderileceği gibi sorulara cevap istediklerini belirtti.

Brezilya menşeli yaklaşık 14 bin ton etin ülkeye girdiğine dair ellerinde belge olduğunu söyleyen Kürşat, bunun Bakanlar Kurulu kararına aykırı olduğunu söyledi. Söz konusu etin ülkeye girebilmesi için gereken ön iznin nasıl verildiğini soran Kürşat, etin normal şartlarda geri gönderilmesi gerektiğini kaydetti.

Süt ödemelerindeki aksaklıklara da değinen Kürşat, üretici ödemelerinin bu ay 11 gün sonra yapıldığını kaydederek, gecikmelerin neden olduğunu sordu. Kürşat, bayram öncesi yapılan ödemenin de geç yapıldığına işaret ederek, üreticinin yaşadığı mağduriyeti vurguladı. Borsa Tüzüğü’ne de değinerek, uygulamaların da devam ettiğini ileri süren Kürşat, sütlerin dökülmemesi için yarı fiyatına süt verilmesine kadar ileri gidildiğini iddia etti.

Kürşat, bir çiftlikten birden fazla üretici adına süt verildiği ve fazladan destek alındığı yönündeki iddiaları da paylaşarak, Tarım Bakanlığı tarafından yürütülen çiftlik denetimlerini sordu.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, Kürşat’ın ifade ettiği etin ülkeye girmediğini, belge eksikliğinden dolayı antrepoda tutulduğunu kaydetti. Çavuş, gerekli sertifikanın sağlanamaması halinde etin imha edileceği ya da geri gönderileceğini belirtti.

Bölünmüş süt işletmelerine değinen Çavuş, bu konudaki denetimlerin yapılıyor olduğunu kaydederek, raporlanmış halinin Hayvancılar Birliği’yle kurulan komitede denetleneceğini ve gerekli adımların atılacağını belirtti. Çavuş, söz konusu hassasiyetin önceki dönemlerde gösterilmiş olmasını diledi.

Çavuş, sütte olan sıkıntıların saklanılan bir konu olmadığını belirterek, buna rağmen hiçbir hayvancının sütünün dökülmediğini ve pazarlamasının yapıldığını ifade etti. Çavuş, pazarda daralma olduğunu, ancak bunun her ülkede geçerli olduğunu kaydetti.

Ödemelerde aksaklıklar yaşanmadığını ancak bayramdan dolayı birkaç gün gecikme yaşanmış olabileceğini kaydeden Çavuş, üreticilere verdiği destekten dolayı Maliye Bakanlığına teşekkürlerini sundu.

Çavuş, küçükbaş hayvan ithali projesiyle ilgili soruları da yanıtlayarak, fiyatların aya göre değişiklik gösterebileceğine dikkati çekti. Hayvan kriterlerinin de Avrupa Birliği kriterlerine göre belirlendiğini ifade eden Çavuş, bir aylık gecikmenin yaşandığını ancak bu gecikmenin devam etmesi halinde hükümetin gereğini yapacağını kaydetti. Çavuş, Hayvancılık Kooperatif ve ilgili firma ile yapılan sözleşmede, 500 bin TL’lik teminat mektubunda da bir sıkıntının olmadığını söyledi.

Milletvekili Armağan Candan’ın söz alarak, Türkiye’den gelen suyun dağıtımında adaletsizlik ve fiyat farklılığı olduğu iddialarına ilişkin sorusuna da cevap veren Tarım Bakanı Çavuş, suyun tüketiminin şu anda fiyattan daha önemli olduğunu dile getiren Çavuş, su kullanımında hassasiyet çağrısında bulundu.

CTP Milletvekili Sami Özuslu da, yerinden söz alarak, İskele’ye haftalardır su verilmediğine işaret ederek, su kıtlığının yıllar öncesinden bilinen bir konu olduğunu belirtti ve alternatif su kaynaklarıyla ilgili bir çalışmanın olup olmadığını sordu. Özuslu, bunun yanında, balıkçılara teşvik yapılacağı yönünde açıklamaların olduğunu hatırlatarak, bunun ne durumda olduğunu sordu.

Tarım Bakanı Çavuş, Yeniboğaziçi Belediyesi’nde suyla ilgili yaşanan bir sıkıntı olduğunu ancak depoda su olduğunun teyit edildiğini kaydetti. Daha önce dağıtım borularında talep üzerine temizlik yaptıklarını belirten Çavuş, depodan suyun çıkışının belediyelerin sorumluluğunda olduğunu belirtti.

Balıkçılara ilişkin çalışmaların sonuna gelindiğini ve bütçede ayrılan altı buçuk milyon değerinde bir desteğin yapılacağını ifade eden Çavuş, bu konuda herhangi bir sıkıntı olmadığını söyledi.

Milletvekili Kürşat, yerinden söz alarak, SÜTEK’in yaşadığı maddi sıkıntılara dikkat çekerek, SÜTEK’le ilgili yeterli açıklama yapılmadığını savundu.

Tarım Bakanı Çavuş, ilgili bilgileri yönetim kurulundan talep ettiğini ve durumun Kürşat’ın ifade ettiği şekilde olmadığını söyledi. Çavuş “kurumları battı, batıyor” diyerek itibarsızlaştırmanın doğru olmadığını kaydetti.

Milletvekili Fide Kürşat, yeniden söz alarak, kurumu itibarsızlaştırma gibi bir çabaları olmadığını kaydederek, kurumun bu hale getirilmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü ifade etti.

Kürşat, Bakan Çavuş’un samimi ve şeffaf bir şekilde SÜTEK’te sıkıntı olduğunu kabul etmesini talep ederek, kendi dönemlerinde yaşanan süt sıkıntılarını hatırlattı, süreci nasıl düzelttiklerine dikkat çekti.

Süt Kurumu’nun ödeme yapamamasının sorumlusunun Bakanlık olduğunu ileri süren Kürşat, artan maliyetlere dikkat çekerek, “ülke hayvancısının sütünde bir fiyat düzenlemesi gerekmiyor mu? diye sordu.

Yerinden söz alan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu da, 2025 yılının tüm sektörler için sıkıntılı olduğunu kaydederek, bazı gelişmelerin Bakanlık dışında yaşandığına dikkat çekti. Meclisteki konuşmalarda bir “seviye sıkıntısı” yaşandığı görüşünü paylaşan Amcaoğlu, hayvancılarla ilgili bir sıkıntı yaşanması durumunda sorumlunun Tarım Bakanlığı olacağına ve gereğini yapacağına inanç belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar’dan net mesaj: Egemen eşitlik olmadan müzakere yok, izolasyonlar kabul edilemez

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’taki temasları sonrası yaptığı açıklamada, görüşmelerin yapıcı bir ortamda geçtiğini ancak Rum tarafının tek taraflı adımları nedeniyle somut bir ilerleme kaydedilemediğini belirtti. Tatar, Cenevre’de başlayan olumlu atmosferin, Rum tarafının Kuzey’deki taşınmaz mallarla ilgili başlattığı ceza soruşturmalarıyla bozulmasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, mülkiyet konusunda Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir yol olduğunu vurgularken, Rum yönetiminin ceza soruşturmaları açmasının iyi niyetle bağdaşmadığını ifade etti. Yeni geçiş kapılarının açılması konusundaki Türk tarafının Kiracıköy önerisine rağmen, Rum tarafının tampon bölgeden geçiş ısrarı nedeniyle uzlaşı sağlanamadığını bildirdi.

Tatar, mikoplastik temizliği, hava kalitesi izleme, kültürel mirasın korunması gibi yeni iş birliği alanları önerdiklerini ancak Rum tarafının mayın temizliği konusundaki bazı bölgelere karşı çıkışını eleştirdi.

Son olarak, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu yineleyen Tatar, resmî müzakerelere başlanması için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonların kabul edilemez olduğunu belirten Tatar, çözümün dayatmayla değil, iki devletin eşit iş birliğiyle mümkün olacağını söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Kamu-Sen, Sosyal Sigortalar Dairesi İskele şubesinde yarın tam gün greve gidecek

Published

on

By

Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamu-Sen), Sosyal Sigortalar Dairesi’nin İskele şubesinde yarın tam gün greve gideceğini açıkladı. Sendika saat 10.30’da daire önünde basın açıklaması yapacak.

Kamu-Sen’den yapılan açıklamada, Sosyal Sigortalar Dairesi’nin İskele binasında uzun süredir devam eden lağım sularının bina içerisine girmesi sorunu konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hiçbir önlem alınmamasının kabul edilemez bir ihmal olduğu kaydedildi.

Açıklamada, söz konusu durumun çalışanların sağlığı ve iş güvenliği açısından ciddi risk taşıdığına dikkat çekildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ataoğlu:Fidan’ın açıklamaları, Kıbrıs Türk halkının iradesine verilen güçlü bir destektir

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın New York’ta Kıbrıs konusunda yaptığı açıklamayı değerlendirdi.

Ataoğlu, “Sayın Fidan’ın, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü esas alan duruşu; halkımızın onurlu geleceğine duyulan saygının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türkleri’ne olan sarsılmaz desteğinin en açık göstergesidir. Bu açıklamalar, uluslararası camianın ve özellikle Rum Liderliği’nin, artık Kıbrıs’ta gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm modeline yönelmesi gerektiğini de güçlü biçimde vurgulamaktadır” dedi.

Ataoğlu, Fidan’ın, “Türklerin ve haklarının yok sayıldığı bir denklemi kabul etmemiz söz konusu değil” sözlerine de işaret ederek, “Anavatan Türkiye’nin, Kıbrıs Türk Halkı’nın haklı mücadelesine ve Ada’daki varlığına olan tereddütsüz teminat sağlama kararlılığının en net ifadesidir” değerlendirmesinde bulundu.

“Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın uzun süredir kararlılıkla savunduğu ve bizim de sonuna kadar desteklediğimiz iki devletli çözüm modelini bir kez daha hatırlatmak isteriz” diyen Ataoğlu, “Kıbrıs’ta kalıcı barış ve istikrar ancak Kıbrıs Türk Halkı’nın eşitliği ve egemenliği kabul edildiği sürece mümkün olacaktır” ifadelerine yer verdi.

Ataoğlu, “Halkımızın özgürlük, güvenlik ve geleceğini merkeze alan bu haklı davada, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile tam bir uyum ve iş birliği içerisinde hareket etmeye devam edeceğiz. Sayın Hakan Fidan’ın kararlı tutumu bizler için cesaret ve moral kaynağı olmuştur” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam