Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu toplandı… Milletvekillerinin güncel konuşmalarına yer veriliyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşmalarına yer veriliyor.

CTP Milletvekili Erkut Şahali “Halkın ihtiyaçları ile hükumetin öncelikleri arasında irtibat yok” başlıklı konuşma yaptı. Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin KKTC’de yurttaşın alım gücünü zayıflattığını söyleyen Şahali, hükümeti bu duruma karşı gereken önlemleri almamakla suçladı.

Bu gibi konularda adım atılmazken okullarda başörtüsü takılması gündemi oluşturulduğunu ifade eden Şahali, “Hükümet toplumdan gelen reaksiyonları anlamaz gibi ateşe benzin döküyor” dedi.

Şahali, ülkedeki kumarhane sayısının artmasını öngören bu yasa değişikliği için büyük çaba harcandığını kaydederek, “Casinolar Yasası’nın neden hükümet için öncelikli hale getirildiğini birinin bize anlatması lazım” şeklinde devam etti.

Yasadaki ikinci değişiklikle kumarhanelere giren KKTC vatandaşlarının sadece 50 Euro idari para cezası ödemesinin öngörüldüğünü söyleyen Şahali, bir diğer değişikliğin de kumarhanelerin okullara olan mesafenin azaltılması hakkında olduğunu dile getirdi.

Şahali, KKTC vatandaşlarının kumarhanelere girişi konusunda zaten çaba gösterilmezken, okullara olan mesafe düştüğü zaman öğrencilerin girişinin nasıl engelleneceğini sordu.

Dün başlayan eylemlilik sürecine işaret eden Şahali, bakanları bu eylemlere katılarak, halkın şikayetlerini duymaya çağırdı. Sendikaların dün grev dahil her türlü tepkiyi vermeye hazır olduğu açıklamasını “ödenekli eylemci” olarak tanımlanmasını eleştiren Şahali, konvoy oluşturmak için benzin parası verenlerin birbiriyle dayanışma adına toplanan fonu “ödenek”, bu parayı alanları da “ödenekli eylemci” görmesinin normal olduğunu söyledi.

Şahali, grev fonunun, yaşananlara direniş göstermek ve dayanışmayı hayata geçirmek için toplandığına işaret ederek, eyleme katılanların hiçbirinin uğrayacağı finansal kaybı zaten düşünmediğini dile getirdi. Şahali, Kıbrıs Türk halkının, laikliğin Anayasa’da değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir ilke olması nedeniyle laik olmadığını, doğası gereği, “genetik sebeplerle” laik ve demokratik olduğunu söyledi.

Bu ülkeyi yurt bilen onbinlerce insanın kendini tehdit altında hissetmesine neden olan adımlar atıldığını belirten Şahali, bu nedenle “Halkın ihtiyaçları ile hükumetin öncelikleri arasında irtibat yok” dediğini belirtti.

Yabancı uyruklular tarafından kuyumcu açılmasına izin vermek üzere yasa değişikliği çalışması olduğunu dile getiren Şahali, bunun hem yerli yatırımcı açısından, hem de kara para aklanması açısından sıkıntılı olduğunu anlattı.

Şahali, gelinen noktada yapılması gerekenin halkın iradesine başvurmak olduğunu vurguladı.

Eleştirileri yanıtlamak üzere söz alan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Şahali’nin itirazlarının komitelerde ele alınacağını belirtti.

Toplumda sanki tüzük değiştirilerek, başörtüsü takma mecburiyeti yaratılmış gibi bir algı yaratıldığını söyleyen Çavuşoğlu, gelen nüfusla değişen toplumsal yapıya bağlı olarak, 18 yaş üstüne gösterilen anlayışın 18 yaş altına da gösterilmesi yönünde bir talep olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, okul yetkililerinin bugüne kadar bu gibi konuları çözdüğünü ancak bu yıl konunun geçmiş yıllardaki gibi çözülemediğini dile getirdi.

İlk tüzük yayınlandıktan sonra, siyasi olarak riskli olsa da, toplumda bir ayrılık oluşmaması için geri çektiklerini dile getiren Çavuşoğlu yaptıkları diyalog girişimlerinin yanıtsız kaldığını söyledi. Sendikacıları eleştiren Çavuşoğlu, “Teknik kurula ya da uzlaşı komitesine katkı konulabilirdi, benim davetime yanıt verilebilirdi ama yapılmadı” dedi.

“Zorlama bir şekilde bir gündem oluşturuldu” diyen Çavuşoğlu, kendi gibi düşünmeyene saygı göstermeyen bir anlayışla sadece hükümetin suçlanmasını doğru bulmadığını söyledi. Çavuşoğlu, ilk adımda olmadıysa bile devamında uzlaşıya varmak için bir çok fırsat olduğunu ancak bu fırsatların kullanılmadığını dile getirdi.

“Eğer sendikalar hazırsa biz diyalog kurmaya hazırız” diyen Çavuşoğlu, “Arkadaşlarımız maalesef kendilerine emanet edilen eğitimi bir kalkan gibi kullanıyor. Toplumsal infial yaratmak için bir çaba var ve bu çaba toplumu ileriye taşımaz” dedi.

KTOEÖS’ün kendilerine sunulan eli hep ittiğini, diyalog çağrılarını yanıtsız bıraktığını belirten Çavuşoğlu, fikir ve çözüm odaklı bir tek cümle kullanmadıklarını belirtti.

Ödenekli eylemci ifadesinin dayanışma fonundan kaynaklandığını kaydeden Çavuşoğlu “Bu tanımı kendileri yarattı. Eylemlerden kaynaklanan kayıpların fon tarafından karşılanması için bu fon oluşturuldu” dedi.

“Sendikalar, o mikrofon uzatılan kişilerin değil, öğretmenlerindir” diyen Çavuşoğlu, sendika temsilcilerinin söylemlerinin tüm öğretmenlere mal edilmesinin doğru olmadığını kaydetti.

Sendika temsilcilerinin diyalog yolu araması gerekirken, bu diyalog yollarının kendileri tarafından tıkandığını kaydeden Çavuşoğlu, “Fikir üretmek yerine, hakaret üretiyorlar” dedi.

Tüzük düzenlemesi olmasa da bu öğrencilerin başörtüsüyle okula gitme hakları olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, yapılan şeyin, konu hakkında düzenleme getirmek olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk toplumunun ayrıştırılmaması, eğitimin kesintiye uğramaması ve öğretmenlerin enerjilerini eğitme ayırmaları için sendika sözcülerinin taviz vermeyiz, tartışmayız fikir üretmeyiz yaklaşımından uzaklaşması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devaö etti:

“Doğrudur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının Atatürkçülük ve laikliği yasalarda yazdığı için değil, doğuştan itibaren kazandıkları bir özelliktir. Yani yasada yazsa da, yazmasa da bu toplumda laiklikten uzaklaşan bir yaşam biçimi, Atatürkçü düşünceden uzaklaşan bir yaşam biçimi mümkün değildir. Kaldı ki insanların başını örtmesi Atatürkçü düşünceyi tepe-taklak etmez, laikliği de elden götürmez. Bu çerçevede uluslararası uygulamalara, yasalarımıza ve Anayasamıza bakarak, haklı olduklarını iddia ettikleri bir durum olursa ortaya koyduğumuz iddiaları masa etrafında çürütebilirler. Ama sokakta sen mi daha fazla hakaret edeceksin, sen mi daha fazla insan toplayacaksın yarışına biz girmeyiz.”

Yeniden söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, “Siz, mevzuatın size emrettiği danışma kurulu toplantısı yapmaksızın bu tüzüğü resimde yayınladınız ve ipler orada koptu. Siz onun yerine neyi tercih ettiniz? Emrivakiyi tercih ettiniz” diye konuştu.

Tüzüğü çekmeden diyalog çağrısı yapmayı samimi ve gerçekçi bulmadığını belirten Şahali, sendika temsilcilerinin, üyelerin oylarıyla seçildiğini de vurguladı. “Sendika üyelerini tahrik ederseniz, o dayanışma fonlarının ne işe yaradığını göreceksiniz” diyen Şahali, fonun dayanışma amaçlı olduğunu belirtti.

“Siz, demokratik teamülü de, mevzuatın emirlerini de hiçe saydınız. Kur’an’ın emirleri doğrultusunda bir adım attınız” diyen Şahali, Anayasa’nın, bakanların dinle irtibatını yasakladığını ifade etti.

CTP Milletvekili Filiz Besim “Sağlıkta planlama ve yatak sayımız” başlıklı konuşma yaptı. Son dönemde ülkede yapılan anketlerde sağlığın ilk üç sorun arasında bulunduğunun ifade edildiğini anlatan Besim, öte yandan sağlıkla ilgili yaptıkları konuşmalar sırasında sağlık bakanının Meclis’te mevcut olmadığını kaydetti.

Sağlığı planlarken en önemli kriterlerden birinin nüfus olduğunu anlatan Besim, ülkenin son yıllarda ciddi nüfus aldığını ve nüfus sayısının bilinmediğini anlattı.

Buna rağmen hükümetin nüfusla ilgili hiçbir düzenlemesi olmadığını dile getiren Besim, sağlığın ancak bilimsel verilere dayanarak, planlanabileceğini dile getirdi.

Besim, sadece nüfus değil, yaş gruplarının da bilinmesinin planlamada önemli olduğunu ancak bunların hiçbiriyle ilgili bir hesaplama, planlama ya da vizyon olmadığını söyledi.

Filiz Besim, yeni Lefkoşa Devlet Hastanesi lansmanına değinerek, bu etkinliğin KKTC Sağlık bakanı ya da bakanlık yetkilileri tarafından değil yurt dışından gelen kişiler tarafından yapılmasını eleştirdi.

Hastanenin yapılmasının çok hayati olduğunu ancak bu hastaneyi doğru planlamak gerektiğini dile getiren Besim, hastane yatak sayısının yetersiz olduğunu kaydetti.

Devlet yetkililerinin Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin de tadil edileceğini ve bu şekilde toplam 776 yatak sayısına erişileceğini söylediğine işaret eden Besim, bu rakamın da yetersiz olduğunu dile getirdi.

Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin depreme dayanıklılığıyla ilgili testlerin hala yapılmadığına işaret eden Besim, bu testler yokken hastane tadil edilecek demenin doğru olmadığını kaydederek, konu hakkında bilgi istedi.

Yoğun bakım yatak sayısının 110 olarak belirlenmesinin olumlu olduğunu ifade eden Besim, işleyişin nasıl olacağıyla ilgili bilgi talep etti.

Yatak sayısının, 10 yıl sonra nüfusun 700 bin olacağı öngörüsü üzerine belirlendiğini anlatan Besim, “Şu anda bile nüfusun 1 milyon olduğu tahmin edilirken, 10 yıl sonra nasıl 700 bin öngörüsü yapıldı” diye sordu.

Her 10 bin kişinin 42 yatağa ihtiyaç olduğunu belirten Besim, 700 bin kişilik nüfus için bile 2 bin 900 yatak hedeflenmesi gerektiğini kaydederek, yapılanın çok öngörüsüz olduğunu savundu. Bezim, Lefkoşa dışındaki bölgelerde de, özellikle Güzelyurt’ta donanımlı devlet hastaneleri oluşturulması için planlama yapılmasına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Özele çok fazla sevk verildiğini, bunun bütçedeki rakamlardan da görülebileceğini dile getiren Besim, hastane ve cihazlara ayrılabilecek bütçenin özel hastanelere aktarıldığını söyledi. Yapılan sevklerin denetimsiz olduğuna işaret eden Besim, ölen hastaların kayıtlarının özel hastanede yoğun bakımda gibi göründüğü örnekler olduğunu kaydetti.

“Sağlık Bakanlığı kaos durumundadır” diyen Besim, iyi bir sağlık planlamasının sadece tesis kurarak olmayacağını söyledi.

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de eleştirileri yanıtladığı konuşmasına, CTP Milletvekili Filiz Besim’e “Döneminde ne yaptığını söyleyeceksin, ben de ne yaptığımı söyleyeceğim” diyerek başladı. CTP Meclis Grubu’na da eleştiride bulunan Dinçyürek, “15-16 gündem maddesi sunup, 5-6 vekille Meclis’e geliyorsunuz” dedi.

Sağlık konusunda neler planladıklarının ortada olduğunu ve defalarca anlattıklarını belirten Dinçyürek “Adanın her tarafında yatak kapasitelerini de, hastane sayılarını da artırıyoruz. Temel sağlığa da yatırım yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Dinçyürek, “Filiz Hanım’ın döneminde temel sağlıkta hizmet veren hekimlerin neredeyse iki katı hekimle çalışıyoruz. Kapalı olan sağlık ocaklarını da açtık. Yenilerini yapıyo,r yapmaya da devam ediyoruz. Dikmen’e yeni bir sağlık merkezi yapacağız. Gönyeli’ye yeni bir sağlık merkezi yapacağız. Değirmenlik ve Maraş’ta sağlık merkezleri açılacak. Güzelyurt Hastanesi bitiyor” diye konuştu.

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde, Bülent Ecevit de dahil edilirse, renovasyondan sonra 513 yatak kapasitesi olacağını kaydeden Dinçyürek, “10 milyonlarca Euroluk yeni tıbbi cihaz ve donanımla sağlığı geliştiriyoruz” dedi.

“Biz önümüzde ne varsa yapılmayan, onları yapıyoruz” diyen Dinçyürek, otomasyonu da son noktaya getirdiklerini dile getirdi.

Türkiye ile iyi ilişkiler içerisinde ortak projeler yürüterek ülkeye hizmet ettiğini ve bununla da gurur duyduğunu anlatan Dinçyürek, “Bir aksilik olmazsa ben yarın akşam Ankara’ya gideceğim. Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanıyla kuvvetle muhtemel yeni bir protokol imzalarız. Bu ülkeye hizmet etmek için var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu.

320 eksik yatak oluşuna yoğunlaşmanın toplum önünde algı operasyonu yapılması anlamına geldiğini söyleyen Dinçyürek, “Adı üzerinde, birinci etap hastanesi. Bu hastaneler çok geniş bir alanda modüler olarak planlandı” dedi.

Dinçyürek’in konuşması sırasında CTP vekilleri ve bakan arasında hastane lansmanında KKTC yetkililerin konuşma yapmaması hakkında sözlü atışmalar yaşandı.
CTP Milletvekili Filiz Besim, yeniden söz alarak, “Bizim dönemin üzerinden tam beş sene geçti” diyerek, 5 senede Girne Hastanesi’nin bitirilemediği eleştirisinde bulundu. Besim, sağlıktaki çöküşün son dönemde yapılan anketlere yansıdığını savundu.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner, “Fiber optik altyapısıyla ilgili süreçte neler yaşanıyor” başlıklı konuşma yaptı. Şahiner konuşmasına, “Tabii ki Maliye çok zor günlerden geçiyor, maliye öyle zor günlerden geçiyor ki yabancı yatırımcının bu ülkeye açacağı döviz bürolarına kaldı…” diye konuştu.

Fiber optik konusunda eğer bir ihale açılacaksa, yerli yatırımcının nasıl korunacağının ele alınması gerektiğini kaydeden Şahiner, önceki dönemlerde yapılan yanlış uygulamalara değindi.

Fiber optik konusunda yaşanan süreci anlatan Şahiner, altyapıyı bir şirket kuracak ve devlete devredecek gibi bir durum olmadığına işaret etti. Bu altyapının kurulumu için ihaleye gidilmesi gerektiğini kaydeden Şahiner, 30 milyon dolarlık bir yatırım öngörüldüğünü belirtti. İlk başta 150 bin haneye dağıtım yapılmasının öngörüldüğünü dile getiren Şahiner, bunun da yıllık 200 dolar gibi bir ücrete tekabül ettiğini belirtti. Şahiner, kendi kendini çok kısa sürede karşılayacak bir rakamdan bahsedildiğini dile getirdi.

Uydudan geniş bantlı internetin cüzi rakamlara satılmasıyla 10 yıl sonra belki de fiber optik altyapıya bile ihtiyaç kalmayabileceğini söyleyen Şahiner, şu anda sürecin nasıl ilerlediği konusunda bilgi istedi.

Maliye Bakanı Özdemir Berova, Şahiner’in bahsettiği konuların kendi gündemlerinde de olduğunu ifade ederek, ülkede şu an kullanılan bakır altyapının çıkarılması ve bundan gelir elde edilmesiyle, fiber optik projesi arasında bir bağlantı olmadığını söyledi. Berova, fiber optik hattın bakır kablonun geçiş güzergahında olmaması için çalışma yaptıklarını belirtti.

Bakır kabloların çıkarılmasının gelir getirebileceğini ancak hizmetlerin aksamaması için önce fiber optik ağın tamamlanması gerektiğine işaret eden Berova, fiber optik ağının 4 yıllık kalkınma planında da yer aldığını anımsattı. Berova, “İleride, teknoloji değiştiği zaman bu alanda bir tehdit unsuru oluşur mu? Bu soru işaretidir” dedi.

Fiber optik çalışmaları için oluşturulan konsorsiyumla çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Berova, konuyla ilgili her boyutu analiz ettiklerini dile getirdi. Berova, firmaların serbest rekabetine dayanan bir sistem kurmayı öngördüklerini anlattı.

Özdemir Berova böyle önemli bir yatırıma geçilmeden planlama yapılmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam