Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu’nda Başbakanlık bütçesi görüşülmeye devam ediliyor

Published

on

Meclis Genel Kurulu’nda 1 milyar 969 milyon 523 bin TL’lik Başbakanlık bütçesi görüşülmeye devam ediliyor.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, bütçeye ilişkin konuşmasında, Güngör Katı Atık Çöplük İhalesi ile Limanlar İhalesi’ni ele aldı. Şahiner, Limanlar İhalesi’nde elleçleme yönteminin yanlış olduğunu kaydetti. “Zor günler bizi bekliyor.” diyen Şahiner, bu zor günlerin tohumlarını hükümetin ektiğini söyledi.

Resmi Gazete’deki bazı kararların eklerinin bilinçli şekilde gizlendiğini söyleyen Şahiner, ek sözleşmeleri milletvekillerinin görememesini eleştirdi. Liman işçileriyle ilgili imzalanan protokole de değinen Şahiner, 350 kişinin hakkının 5 kişiye “yedirildiğini” söyledi ve bu kararın ekinde bulunan protokolün kamuoyundan gizlendiği örneğini verdi.

“Kimsenin İstatistik Kurumu’nu bu hale düşürmeye hakkı yoktur.” diyen Şahiner, geçen ayın hayat pahalılığı oranına kimsenin inanmadığını söyledi. Şahiner, bir an önce yeni enflasyon sepetinin ortaya çıkması için hazırlıkların tamamlanması gerektiğini belirtti.

Kamusal hizmetlerdeki eksikliğin devlet için büyük bir utanç kaynağı olduğunu söyleyen Şahiner, UBP kurultayı döneminde bu konuda yanlış adımlar atıldığını ifade etti.

Şahiner, Merkezi Mevzuat Dairesi’nde gelinen noktanın “kabul edilebilir olmadığını” söyleyerek, rahat bir şekilde geçebilen tek bir yasanın gelemediğini savunarak, dairenin güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

E-devletin ülkede verimliliğin artırılması için önemli bir araç olduğunu vurgulayan Şahiner, Türksat’la yapılan çalışmaların yeterli olmadığını, yerli kaynaklarla yapılacak bir çalışmayla çok daha hızlı sonuç elde edilebileceği görüşünü paylaştı.

Yükseköğretim alanına da değinen Şahiner, üniversitelerin etrafında öğrencilere yönelik hizmet veren bazı işletmeler yıllar sonra batık hale gelebileceğini belirterek, doğru yatırıma yönelik rehberlik ve hibe yönlendirmelerin gerekliliğine dikkat çekti.

Şahiner, “Külliye”nin ciddi bir elektrik masrafı yaratacağını kaydederek, oraya yapılması planlandığı açıklanan güneş enerjisi projesinin de yine halk tarafından ödeneceğine işaret etti.

Sigorta ve reasürans şirketlerine yönelik komitedeki yasa tasarısına da işaret eden Şahiner, bu tasarının geçeceği güne kadar izinlerin durdurulması gerektiğini kaydetti. Şahiner, bu alanda mevcut şirketlerin çok fazla olduğunu belirterek, mevcut koşulların olası risklerin karşılanmasında yeterli olmadığını söyledi.

Enerji konusuna da değinen Şahiner, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (Kıb-Tek) bütçesini incelediklerinde, AKSA’nın maliyetlerinin kendi hesaplamalarından daha fazla olduğunu gördüklerini kaydetti. “Biz santral çıkış fiyatını 14 dolar zannediyorduk. 16 dolara yakınmış.” diyen Şahiner, Kıb-Tek’in “şu andaki hantal yapısıyla” yaptığı üretim maliyetiyle, AKSA’nın maliyet arasındaki farkın dikkat çekici olduğunu belirtti.

Şahiner, Kıb-Tek’e yatırım yapıldığı takdirde, enerji fiyatlarının yarıya indirebileceğini kaydederek, AKSA’ya ödenen “fazla” ödeneklerin yatırıma yönlendirilmesi çağrısında bulundu. Şahiner, sektörlerde ortaya çıkan astronomik fiyatların ana sebebinin enerji masrafları kaynaklı olduğunu savundu.

Ercan Havalimanı’na ilişkin hakem heyetinin raporunda yazanları ve bu rapora ilişkin endişelerini paylaşan Şahiner, AKSA’nın yanında T&T şirketine de yıl içerisinde yüksek ödemeler yapılacağını savunarak, “Bu maliyetlerle bu gemi yürümez.” dedi. Kalecik III Sözleşmesi ve yapılması planlanan enterkonnekte sisteminin maliyetleri daha da artıracağını savunan Şahiner, bu alanda yapılan çalışmalara ilişkin detaylı bilgi talep etti.

CTP Milletvekili Ürün Solyalı da, bugünün 10 Aralık İnsan Hakları günü olduğunu hatırlatarak, ülkedeki insan hakları ihlallerine ve çocuk istismarı olaylarında yaşanan artışa dikkat çekti.

Solyalı, gazeteci Ali Kişmir’e bir paylaşımından dolayı dava açıldığını hatırlatarak, düşünce paylaşımının ceza mahkemesi önüne taşınmasının “geri kalmış bir tutum” olduğunu kaydetti. Solyalı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun yasaların çıkarılması gerektiğini belirtti.

2025 yılı bütçesinin ülkede yaşanan birçok sıkıntıya cevap veremeyeceğini savunan Solyalı, vatandaşın yollarda aldığı hizmetlerde kendini güvende hissetmediğini kaydetti ve devletin bu güveni vatandaşa sağlaması gerektiğini söyledi. Bu bağlamda genel bütçede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe payının azaldığını kaydeden Solyalı, “sosyal devlet olmayı” sorguladı ve devletin sosyal devletin gereklilikleri yerine getirmediğini öne sürdü.

“Zor günlere hazırlık yok. Bunu bütçede görebiliyoruz. Toplum olarak bu konuda tedirginiz.” diyen Solyalı, hükümetten bazı somut adımlar beklediklerini kaydetti.

Solyalı, ülkenin en büyük sorununun planlama olduğunu kaydederek, planlamanın ardından bir eylem planı yapılabileceğini belirtti; nüfus belirsizliğini buna engel olduğunu söyledi.

Dijital dönüşümle ilgili neler yapıldığını da soran Solyalı, yaşanan gecikmeyi eleştirdi ve kişisel verilerin ne olduğu hakkında farklı iddialar olduğunu belirtti.

Uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili çalışmalar hakkında bilgi de talep eden Solyalı, kimyasal madde kullanımındaki artış hakkında analizler yapılması gerektiğini kaydetti.

Mevzuat Dairesi’nin Meclis çatısı altında çalışmasına yönelik bir görüşünü de paylaşan Solyalı, mevcut sistemden verim alınamadığını ileri sürdü.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, 2 yıl önce kaleme alınan hükümet programında “başlatılıp, tamamlanacağına” yönelik ifadenin yer aldığı kamu reform sürecinin henüz başlatılmadığına işaret ederek, kamu personel rejiminin önem ve aciliyetine vurgu yaptı.

Son yıllarda yaşanan ekonomik çöküşün kamu reform planlarını de olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Şahali, çok sayıda kıdemli memurun emeklilik ikramiyelerinde değer kaybı yaşamamak adına emekliye ayrıldığını ve bunun kamu hizmetini etkilediğini savundu.

“Kamu reform projesi artık bir tercih değil bir zorunluluk haline gelmiştir.” diyen Şahali, kamuda yaşanan insan kaybı nedeniyle bürokrasinin yaratılamayacağını ve liyakata dayalı atamaların olamayacağını kaydetti. Bu kapsamda 2015 yılında Meclis’te 4 parti ve ilgili sivil toplum örgütleriyle hazırlanan bir çalışmaya işaret eden Şahali, bu çalışmanın güncellenerek kullanılabileceğini belirtti.

Kamu görevliler tarafından yürütülmesi gereken bazı hizmetlerin geçici veya mevsimlik işçilerle yürütülmeye çalışıldığını savunan Şahali, son günlerde sağlık alanında yaşanan acı olayları hatırlattı ve olası zararların elde edilmesi planlanan menfaatten daha büyük olabileceği uyarısında bulundu.

Şahali, Avrupa Birliği’ne uyum yasaları konusunda önemli bir merkez olan Başbakanlık Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nin kurumsal yapısının oluşturulmamasını eleştirerek, Koordinasyon Merkezi ve Meclis arasında temasların azaldığını kaydetti. Şahali, Avrupa uyumunun gündemde olması gerektiğini kaydederek, merkezin güçlendirerek, mevzuat yapısına dahil edilmesi talebini seslendirdi. Şahali, Dünya Bankası’yla ilişkilerin de ne durumda olduğunu sordu.

Yasa tasarılarının hazırlanma süreci hakkında da konuşan Şahali, Başsavcılık ve Merkezi Mevzuat Dairesi’nin bu konudaki rollerine değinerek, Merkezi Mevzuat Dairesi’nden faydalanılamadığını ileri sürdü.

“Başbakanlık Denetleme Kurulu ne iş yapıyor? Bugüne kadar bir rapor yazdı mı?” diye soran Şahali, Toprak Ürünleri Kurumu’ndaki alımlara ilişkin bir araştırmanın bu kurul aracılığıyla yapılabileceğini ve bunun mevzuata uygun bir faaliyet olacağını kaydetti. Şahali, “Eğer bir iş yaptırmayacaksanız görevden alın. En azından devletin yükü azalsın.” dedi.

Gazeteci Ali Kişmir’in yarın bir kez daha yargı önüne çıkacağını söyleyen Şahali, hükümetin Ali Kişmir’e yönelik tutumunu gözden geçirmesi gerektiğini ifade etti. Şahali, bu kapsamda, Meclis’te 3 Ekim 2023 tarihinde ivediliğine oy birliğiyle karar verilen yasa önerisinin derhal gündeme alınarak, komiteden ve genel kuruldan geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Sporculara yapılan ödeneklerin az olmasını da eleştiren Şahali, bu ödeneklerin artırılarak, sporcuların teşvik edilmesinin önemli olduğunu belirtti.

Uyuşturucu alanında “Bana Bir Şans Tanı” projesi hakkında konuşan Şahali, bu projenin son durumu hakkında bilgi talep etti.

Şahali, internete bağlanmada yaşanılan sıkıntılara da değinerek, iş dünyasının dünyayla ilişki ve rekabeti bakımından internetin güçlendirilmesi için bu konuda çalışmaların artırılması gerektiğini kaydetti.

İfade ettiği beklentilerin karşılanmasına yönelik mevcut bütçenin olumlu bir tablo çizmediğini belirten Şahali, “Bu yıl 18 milyarlık bütçe açığı nedeniyle ihtiyaç duyulan kaynakların giderilmemesi endişesini taşırlarken, Başbakanlık’ın temsil ve ağırlama giderlerine geçen yıl yaklaşık 4 kat artış yapıldı” eleştirisinde bulundu. Devlet yönetiminde bütçe disiplininin bu icraatla belli olduğunu ifade eden Şahali, “Başbakanlık harcamalarının bütçede öngörüldüğü takdirde yapılmış olsa, ülkenin yeni bir okul gibi bir ihtiyacının karşılanabileceğini” söyledi.

Pahalıkla mücadelede eylem planı, bütçe disiplini ve kayıt dışılığın önlenmesi konusunda eylem talep ettiklerini kaydeden Şahali, “Bunun yapılamaması halinde sandığın kurulması gerektiğini” dile getirdi.

Tak

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Koop-Sen yarın Koop-Süt ile Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor

Published

on

By

Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.

Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürünü ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.

Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.

Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.

HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.

Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.

“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.

“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.

Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam