Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis, Genel Tarım Sigortası Fonu 2023 bütçesini onayladı

Published

on

Cumhuriyet Meclisi, Genel Tarım Sigortası Fonu 2023 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nı kabul etti.

Tasarı, 26 kabul, 7 ret oyuyla ve oy çokluğuyla kabul edildi.

Meclis’te Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin tasarıya ilişkin raporunu Komite Başkanı UBP Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay okudu.

CTP Milletvekili Erkut Şahali, tasarı üzerine söz alarak, Maliye Bakanı olmadan bu bütçe üzerine konuşma yapılmasının doğru olmadığını, çünkü Maliye’nin, fonun bütçesi üzerinde önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti. Maliye Bakanı’nın duyarlılığına teşekkür eden Şahali, tarım sektörünün içinden geçtiği zor günlere değindi, bütçenin yetersizliğinden bahsetti.

Şahali, Toprak Ürünleri Kurumu’nun 3 yıldır Genel Tarım Sigortası Fonu’na aktarması gereken kaynağı aktarmadığını, kurumun bütçelerinin Meclis’ten geçirilmediğini, kurumun çok kötü bir şekilde yönetildiğini söyledi, eleştirilerde bulundu.

Çiftçinin kendini nasıl rahat hissedeceğini soran Şahali, değerlendirmelerde bulundu, hayvan hastalıklarına değindi ve bunlara karşı tazminat tutumunun ne olacağının önem taşıdığını söyledi.

Şahali, bütçe konusunda tazminatların karşılanabilmesinin önemli olduğunu ifade ederek, Maliye Bakanlığı’nın her bir kuruşun hesabını verebilmesi gerektiğini, tarım sektörünün kuraklık, doğal afet gibi etkenlerden mağdur olmaması gerektiğini, sektöre eşit davranılmasının önemine vurgu yaptı.

Kara gün dostu sigortaların korunmasını, ödemelerinin geciktirilmemesini isteyen Şahali, bütçeye oylarının olumsuz olacağını söyledi.

CTP Milletvekili Salahi Şahiner de, artan girdi maliyetleriyle fonun hayati bir görev üstlendiğini ifade ederek, tarım sektörü piyasasında yaşanan sıkıntılara işaret etti, üreticilerin üretimden koptuğunu söyledi.

Bu konuda hükümeti suçlayan Şahiner, üreticinin üretimden kopmadan desteklenmesi gerektiğini, üreticinin, karanlık yıllar yaşadığı bir dönemden geçildiğini kaydetti.

Şahiner, sigortanın tarım sektörü için büyük önem taşıdığını ifade ederek, girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ötürü fon kapsamına alınan ürünlerin genişletilmesi gerektiğini anlattı.

Maliye Bakanlığı’nın gelir kalemleri ile ilgili verileri paylaşması gerektiğini ifade eden Şahiner, fonda iyi bir para biriktiğini düşündüğünü, o yüzden tarım sektörünün zaman kaybetmeden desteklenmesinin önemine işaret etti.

UBP Milletvekili Hüseyin Çavuş, Genel Tarım Sigortası’nın gıda güvenliğini de sigortaladığını ve güneyin yüzde 30’unun da bu fondan doyduğunu kaydetti.

Genel Tarım Sigortası Fonu’nun geçen yıl 12 çalışanıyla, 100 milyon civarı ödeme yaptığını hatırlatarak bu kişileri kutlayan Çavuş, kurumlar üzerinden politika üretilmemesi gerektiğini çünkü bu kurumların ülkenin halkın malı olduğunu belirtti.

Sorunlar varsa bunların tüzükler üzerinde yapılacak değişikliklerle giderilmesi gerektiğinin altını çizen Çavuş, tüzüğe bakılmaksızın yapılan ödemelerle ilgili sorunların çözümünün daha çağdaş ve hızlı hayata geçirecek tüzükler yapmak olduğunu söyledi.

Çavuş, Tarım Sigortası’nın görevinin oluşan zararları gidermek olduğunu ancak diğer paydaşların da bu zararlar olmasın diye çalışama yapabileceğini hatırlatarak örnekler verdi.

Tarım Sigortası Fonu’nun herhangi bir daire olmadığını, kapsama alanı bu kadar geniş bir kurumun çeşitli konuların paydaşı olduğunun unutulmaması gerektiğini söyleyen Çavuş, Hayvancılık Dairesi ve Tarım Bakanlığı’na bağlı dairelerin de Genel Tarım Sigortası Fonu’yla iş birliği içerisinde olması gerektiğini vurguladı.

Çavuş, Tarım Sigortası Fonu’nun 200 milyon alacağı olduğunu hatırlatarak tüzükleri üreticilerin lehine güncellemek gerektiğini söyledi.

Üreticinin Tarım Sigortası’yla değil farklı yollar ve tüzük yenilemelerle desteklenmesini savunan Çavuş, geçmişte arpa ve buğdayla ilgili yapılan çalışmaları anlattı ve bu yıl yapılıp yapılmadığını sordu.

Çavuş, geçmişte kurumları borçlandırmamak için çok eylem yaptıklarını ancak bugün gelinen noktada Yönetim Kurulu’na “tüzüğe bakılmaksızın” ödemeleri kaldırarak tüzükleri çağdaş ve sürdürülebilir hale getirmesi çağrısında bulundu.

Eleştirileri yanıtlayan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, önceden kuraklık desteği verilene ürün kaybı verilmezken şimdi ikisinin de ödendiğini hatırlatarak oradaki her kuruşun üreticinin kendi kaynağından ödendiğini hatırlattı.

190 milyonun Maliyeden alınacağının doğru olduğunu, örtü altı ve örtü üstü konularında da fona dahil edilmesi istenen ürünlerle ilgili çalışma yaptıklarını ancak kaynak yaratmadan bu şemsiyenin genişletilmesinin zor olduğunu söyledi.

Oğuz, düşüklerin dünya ortalamasına dahil olduğunu, brusellayı yok etme hedefleri olduğunu ve bunun için çalıştıklarını ve tüm paydaşların gerektiği zaman birbirleriyle tabii ki iletişim halinde olduğunu belirtti.

Genel Tarım Sigortası Fonu’nda az personel bulunduğunu, mecbur olmadıkları halde Kamu Hizmeti Komisyonu üzerinden poersonel alımı yaparak 4 kişi aldıklarını ve bunların çalışmaya başlayacağını söyleyen Oğuz, ehil insanların çoğalmasının kuruma güç katacağını dile getirdi.

Oğuz, şu an çiftçinin yüzünü güldürecek bir durum olmadığını, kuraklık tespitinin geçmişte nasılsa bugün de aynı yöntemle yapıldığını ve üreticilerin desteklenmesine devam edileceğini kaydetti.

Oğuz, Genel Tarım Sigortası Fonu binasının kira olduğunu ve yapısal değişikliklerin kontratta yer aldığını belirtti.

Maliye Bakanı Alişan Şan da, oluşacak risklere karşı gümrükte alınan tutarların fonun havuzuna eklendiğini söyledi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam