Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis toplantısı tamamlandı

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurul toplantısı, milletvekillerinin güncel konuşmaları ile tamamladı. Gelecek birleşim, yasama ve denetim faaliyetleri ile birlikte 22 Mayıs pazartesi günü yapılacak.

Meclis Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşma istemlerine yer verilen bölümde ilk sözü Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Erkut Şahali aldı.

-Şahali, yetkilileri Bahçeli’nin sözlerini “sessizlikle onayladıkları” gerekçesiyle eleştirdi

Konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Kıbrıslı Türklerin içişlerine karışmamanın adayı Rumlara teslim etmek” olacağı yönündeki sözlerini ve bu sözlere ülkedeki yetkili siyasilerin yanıt vermemesini eleştiren Şahali, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve hükümet mensubu siyasilere “Kıbrıslı Türklerin egemenliğine saldıran bu söylem” ile ilgili ne düşündüklerini ve ne diyeceklerini sordu.

Kıbrıslı Türklerin yüzyıllardır kendi dilini, dinini ve kültürünü koruyarak varlık mücadelesini sürdürdüğünü anlatan Şahali, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve hükümet mensubu siyasilere hitaben “Bu devleti şu anda siz yönetiyorsunuz, bu laf size edildi” dedi.

Bahçeli’nin sözlerini KKTC’nin egemenliğine saldırı olarak niteleyen Şahali, “Egemenlik, bu siyasi karşısında ‘dut yemiş bülbüle’ dönmek mi, yoksa gereken cevabı vermek mi?” diye sordu.

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu ancak Teşkilatın Türk Devletleri Coğrafya Konseyi toplantısına davet edilmediğini ve KKTC bayrağının da kullanılmadığını belirten Şahali, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “Gözlemci üyelik gerçekten bir gözlemci üyelik midir yoksa avunmamız için avucumuza verilen bir şeker midir?” diye sordu.

Şahali, yetkilileri Devlet Bahçeli’nin sözlerini “sessizlikle onayladıkları” gerekçesiyle eleştirirken, siyasi cesaret ortaya koymaya da çağırdı.

-Taçoy: “Kıbrıs Türk halkı hakkını korumayı bilir”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, Şahali’nin konuşmasına yanıt vermek üzere söz aldı.

Kıbrıs Türk halkının 100 yılı aşkın süre dilini ve dinini unutmadığını vurgulayan Taçoy, Bahçeli’nin lafının yanlış olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının hakkını korumayı bildiğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının ve KKTC’nin konumunu iyileştirme noktasında Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu belirten Taçoy, Teşkilatın Türk Devletleri Coğrafya Konseyi toplantısına KKTC’nin davet edilmemesinde sorumlu olarak Avrupa Birliği’ni işaret etti.

Taçoy, “Biliniz ki, KKTC’nin, Türk Devletleri Teşkilatı’nın son yaptığı Türk Devletleri Coğrafya Konseyi toplantısına çağrılmamasının tek sebebi Avrupa Birliği’dir. AB, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hala şımarık çocuk gibi davranmasına sebebiyet vermektedir. Bu devletin yücelmesi için yaptıklarımız AB tarafından engelleniyor” diye konuştu.

-Rogers: “84 kişi sigortasız ve güvencesiz çalıştırılmaya devam ediyor”

Bağımsız milletvekili Jale Refik Rogers, sağlıktaki sorunlara değindiği güncel konuşmasına, Sağlık Bakanı’nın Meclis’te olmamasına tepki göstererek başladı.

“Kamu sağlık hizmetlerinin her geçen gün kötüye gittiğini” kaydeden Rogers, yeni hastaneler yapılacağının taahhüt edildiğini belirterek, “Halkın mevcut merkezlerde etkin bir sağlık hizmeti almaya ihtiyacı var” dedi.

Ülkedeki hekim ve hemşire eksikliğine işaret eden Rogers, “çok övünülen” Çocuk Acil servisinde, çocuk yoğun bakımında, yeni doğan servisinde yetersiz hemşire ile hizmet edildiğini söyledi ve “Burada yeterli hizmet veremezsek bu halk nereye gidecek?” diye sordu.

Yoğun bakımlardaki yetersizliklerden dolayı hastaların özel hastanelere sevk edilmesine de değinen Rogers, bu sevklerin halkın vergileri ile ödendiğini söyledi.

Sağlıkta birçok hizmetin taşeron hizmetleri ile döndüğünü ve bu şekilde çalışan 84 kişinin yatırımlarının yapılmadığını, sigortasız ve güvencesiz çalıştırılmaya devam ettiğini anlatan Rogers, bunun Maliye eliyle yapıldığını söyledi ve yetkililere sorunu nasıl çözmeyi planladıklarını sordu.

İlaç sorununa da değinen Rogers, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katıldığı Eczacılar Birliği yemeğinde eczacılara “yenilikleri takip etme” nasihatinde bulunduğunu anlatarak, ülkede temel ilaçların bile bulunamadığını kaydetti. Rogers, Tatar’ı “gerçeklerden kopuk ve samimiyetsiz” olmakla suçlarken, hükümeti soruna çözüm bulamadığı gerekçesiyle eleştirdi

-Taçoy: “İhbar gönderdik”

Rogers’ın sigortasız ve güvencesiz çalıştırıldığını ifade ettiği 84 kişi ile ilgili söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, bu kişilerle ilgili ihbar gönderdiklerini ve 10 iş günü dolduktan sonra, bu hafta içinde, Uzlaşı Kurulu’nu çağırarak gerekeni yapacaklarını söyledi.

-Akpınar: “Bahçeli’nin imasını Alparslan Türkeş duysa kemikleri sızlardı”

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serhat Akpınar ise “Kıbrıslı Türklerin Beka Meselesi” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı ve MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına yanıt verdi.

KKTC’nin bu yıl 40. yılının kutlanacağını hatırlatan Akpınar, Kıbrıs Türk halkınıni hukukun üstünlüğüne ve egemenliğinin üzerine her zaman titreyerek bugünlere geldiğini vurguladı.

Siyasi egemenliğin Kıbrıs Türk halkı için her zaman bir beka meselesi olduğunun altını çizen Akpınar, Devlet Bahçelinin sarf ettiği sözleri “gaf ve talihsizlik” olarak niteledi, kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi.

“Bahçeli’nin imasını Alparslan Türkeş duysa kemikleri sızlardı” diyen Akpınar, Türkeş’in TBMM’de Kıbrıs davası ile ilgili konuşmalarından kesitler okudu.

-Taçoy: “Bahçeli’nin dedikleri büyük ihtimalle yanlış anlaşılma gibi bir şeydir”

Yeniden söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin dediklerinin yanlış anlaşıldığı tahmininde bulundu.

“Bahçeli’nin dedikleri büyük ihtimalle yanlış anlaşılma gibi bir şeydir” diyen Taçoy, Bahçeli’nin garantilerin ortadan kalkmaması gerektiğini ve Türkiye ile Kıbrıs’ın varoluşlarını birlikte sürdüreceklerini ima ettiği düşüncesinde olduğunu belirtti.

Taçoy, “Biz kimin Kıbrıs Türk halkı hakkında ne düşündüğünü biliriz. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin de ne düşündüğünü biliriz” dedi.

Konuşmaların ardından görüşmeler tamamlandı. Gelecek birleşim yasama ve denetim faaliyetleri ile birlikte 22 Mayıs Pazartesi günü yapılacak.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam TMK’dır

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını kararı BRT ekranlarında değerlendirdi.

Hasipoğlu, AİHM’in bu kararla bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Kararın, Güney Kıbrıs’ın TMK’yı etkisizleştirme çabalarına güçlü bir yanıt niteliğinde olduğunu belirten Hasipoğlu, TMK’nın varlığını sürdürebilmesi için yapılan ödemelerin ve hükümetin bu konudaki kararlılığının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin Rum Mediterranean Tours şirketiyle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Hasipoğlu, AİHM’in bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tescillediğini belirtti.

BRT ekranlarında konuşan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 67/ 2005 sayılı yasa ile kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkinliğini ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın daha öncede benzer bir davayı da AİHM’e götürdüğünü anımsatan Hasipoğlu “ AİHM, bir kez daha etkin iç hukuk yolu olarak TMK’yı gösterdi. Bu önemli bir karardır.” Dedi.

Davaya konu olan mülkün Kapalı Maraş bölgesinde bulunduğunu belirten Hasipoğlu, Rum tarafının bu meseleyi hızla AİHM’e taşıyarak, TMK’nın etkinliğini zayıflatmak ve aleyhte bir karar çıkması durumunda “haksız tutuklamaların” önünü açmayı hedeflediğini belirtti. Hasipoğlu, “Bu karar, AİHM’in Güney Kıbrıs’a tutuklamalar konusunda verdiği sert bir cevaptır. Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam, yargı yolu TMK’dır. Bunun dışında alternatif yoktur.” Dedi.

Kararda, Vakıflar İdaresi’nin davada taraf olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmediğinin de tespit edildiğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM’in “mülkiyet hakkı ihlalinin giderilmesinde tek çözüm iade değildir, tazminatla da çözülebilir” vurgusunu önemli bulduklarını belirtti.

TMK’nın etkinliğinin büyük ölçüde yapılan ödemelere bağlı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, Ünal Üstel hükümeti döneminde bu konuda ciddi adımlar atıldığını ifade etti.
Hasipoğlu,” Biz bugün TMK’da bu ödemeleri yapmasaydık bizim lehimize olacak bir karar çıkmayacaktı. Bu zamana kadar Rum vatandaşlarına 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır. Sadece 2024-2025 yılında Üstel hükümetinin yaratmış olduğu fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.” İfadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta KKTC Meclis heyetiyle birlikte Strasbourg’da olduklarını belirten Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde TMK’nın etkinliğiyle ilgili yapılması beklenen bir oylamanın, AİHM kararının açıklanması nedeniyle Aralık ayına ertelendiğini de bildirdi.

Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin mallarına vasilik sistemi kurduğunu belirterek “Bütün Kıbrıslı Türklerin mallarını adeta dondurmuş kamulaştırmış, bir kısmını ise hiç kamulaştırmadan GKRY vatandaşlarının tahsisine bırakmış, Kıbrıslı Türklerin mallarının üzerine evler, apartmanlar inşa etmiştir. Her şeyi çözümden sonraya endekslemiş. Biz ise çözümü beklemeden onlara bu ödemeleri yapıyoruz.” dedi.

Avrupa’nın tanımadığı bir devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun içinde kaldıklarını ancak sözde tanınan bir devlet olan GKRY ise TMK’yı yok saymaya devam ettiğini kaydeden Hasipoğlu, Rum tarafının tek taraflı ve hukuka aykırı uygulamaları karşısında karşılıklılık ilkesi gereği ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam