Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı bütçesi görüşülüyor

Published

on

Meclis Genel Kurulu 3 milyar 247 milyon 384 bin TL’lik Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı bütçesini görüşmeye başladı.

-Erhürman

Bütçe üzerine ilk sözü CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman aldı. Ercan Havalimanı konusunda yapılan “ek sözleşme 5”e değinen Erhürman daha önce bu konuda yaptığı konuşmaya verilen yanıtları hatırlattı.

Arıklı’nın kendisine verdiği cevapta “İşletme süresi uzamasın diye 59 milyon Euro ödendi. Orada tahkim konusu var ama zaten süre geçtiği için bu konuyu neden uzatıyorsunuz? Süre bitti, tahkim meselesi de bizim açımızdan kapandı, niye uzatıyorsunuz bu konuyu?” dediğini belirten Erhürman, öte yandan tahkim heyeti kararı çıktığını ifade etti.

“Bu kararı tanımıyoruz dedik mi” diye soran Erhürman’a Arıklı “Dedik” yanıtını verdi.

Tahkimin, işin 2044’de biteceği kararı aldığını bunun öngörülen tarihten 3 sene sonraya denk geldiğini söyleyerek, bu 3 yılın önemli bir miktara denk geldiğini kaydeden Erhürman, “Biz iki sene uzamasın diye 59 milyon Euro ödedik, 3 sene uzaması noktasına gelindi” dedi.

Arıklı yerinden söz alarak 2042’den başka bir tarihi kabul etmesinin ya da böyle bir anlaşmaya imza atmasının söz konusu olmadığını dile getirdi.

Bunun üzerine Erhürman karşılıklı anlaşılmadığı ve yeni bir sözleşme imzalanmadığı durumda mahkeme kararı niteliğinde olan tahkim kararına ne olacağını sordu, Arıklı yerinden söz alarak bu kararın kendileri için yok hükmünde olduğunu kaydetti.

İlgili firmayla görüşmelerin sürdüğünü söyleyen Arıklı, bu süre tartışılmaya devam edilirse 59 milyon Euro’nun tekrar gündeme geleceğini belirtti.

Arıklı konunun birkaç ay içinde kesinleşeceğini ifade etti, “Kırmızı çizgimiz 2042’dir. O konuda rahat olun” dedi.

Devletin zarara uğratıldığını söyleyen Erhürman “Hala bunun da pazarlığını yapacağım deniyor” dedi.

Erhürman “Memleketin bir an önce bu zihniyetten kurtulması gerek” diye konuştu.

-Hamzaoğulları

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları ise, çift şeritli dağ yolu ve tünel konusunun hangi aşamada olduğunu sordu.

Yollar Türkiye’de çizildiği için trafik akışının farklı olduğunu söyleyen Hamzaoğulları, virajların doğru çizilmesinin önemli olduğunun altını çizdi.

Tatlısu virajında sorun olduğunu belirten Hamzaoğulları, Küçükerenköy’e giden yolla ilgili acilen önlem alınması gerektiğini vurguladı.

Hamzaoğulları, Arapköy bölgesindeki kum havuzu ihtiyacına da işaret etti.

T izinlerine de değinen Hamzaoğulları, “Personel taşıma izni, öğrenci taşıma izni, bunlar nereden çıktı?” diye sordu.

-Şahiner

Bütçe üzerine söz alan CTP Milletvekili Salahi Şahiner de, basında Dağ Yolu projesinin yapılamayacağına dair çıkan haberler konusunda bilgi istedi.

Şahali, yol güvenliği, trafik sinyalizasyon sistemleri, trafik kontrol donanımları, yapay zeka ile çalışan yönetim merkezleri gibi konuları konuşuyor olmak isteseler de yol projelerini konuşmak durumunda kaldıklarını kaydetti.

Alt geçit ve üst geçit sistemleri kurulmasına ihtiyaç olduğunu belirten Şahali, gereksiz döner kavşakların hem zaman kaybı yarattığını hem de kazalara neden olduğunu söyledi.

Noktasal hava tahmini yapacak cihazların ülkeye kazandırılması gerektiğini dile getiren Şahali, Meteoroloji Dairesindeki kadro eksiklerinin de tamamlanmasını istedi.

“Taşyapı şirketi resmen ülkeye çöktü” diyen Şahali, zor durumda olan sanayici, turizmci için yasa gücünde kararnameyle af çıkarıldığını bundan T&T şirketinin de yararlandırıldığını belirtti.

“Ek sözleşme 5, 2025’te pişip pişip önünüze gelecek. Çok büyük bir hata yaptınız” diyen Şahali, bugünkü bütçe açığının üzerinde rakamların kaybedildiğini söyledi.

Şahali “Ek sözleşme 5 iptal edilecek, ek sözleşme 4 de iptal edilecek” diye konuştu.

-Özdenefe

CTP Milletvekili Fazilet Özdefene bütçe üzerine yaptığı konuşmada, Arıklı’nın sadece bakan değil, “gölge başbakan” olduğunu söyledi.

Bakan Arıklı’nın yıl boyu yaptığı açıklamalara işaret eden Özdenefe, daha önce sorduğu soruları tekrarladı.

Bütçe rakamlarına işaret eden Özdenefe, “Karayolları Dairesi’ne üvey evlat muamelesi yapılmış. Yeterli teknik donanım, teçhizat ve personel yok” dedi.

TC kaynakları olmadan kaç km yol yapıldığını soran Özdenefe “Basit bir kamyonu bile hibe talep etmekten hicap duymuyor musunuz?” diye sordu.

Arıklı’nın bakanlığı döneminde kaç km bariyer yapıldığını soran Özdenefe “Her eve fiber söylemi artık bir şehir efsanesine döndü” diye konuştu.

“Fiberoptik altyapıya kaç metre ekleme yaptınız ?” diye soran Özdenefe, komitede sordukları sorulara yanıt bulamadıklarını kaydederek yanıt istedi.

Sabit hız tespit kamera sistemiyle ilgili hala bir belirsizlik olduğunu dile getiren Özdenefe, trafikte can güvenliği konusunda sıkıntılar sürerken paketçilerin motor ehliyeti alması zorunluluğu konusunda gerekli adımların neden atılmadığını sordu.

Mevcut araç muayene sisteminin çok eski olduğunu kaydeden Özdenefe, ağır vasıtalar, kamyonlar, otobüslerin muayene edilemediğini belirtti.

Arıklı’nın aile bireyleri ve partililerine T izni ve kiralık araç izni verdiği haberleri üzerine bunların iptal edildiğinin söylendiğini savunan Özdenefe, bunların gerçekten iptal edilip edilmediğini ve görev süresi boyunca ne kadar T izni ve kiralık araç izni verildiğini sordu.

“Limanlardaki elleçleme ihale süreci ya size geri adım attıracak ya hükümeti bozacak” diyen Özdenefe, bu konuda gelinen nokta konusunda bilgi istedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

11 İnönülü şehit düzenlenen törenle anıldı

Published

on

By

İnönü şehitleri düzenlenen törenle anıldı.

1958-1963 ve 1974 yıllarında şehit edilen 11 İnönülü için düzenlenen tören protokol sırasına göre şehitler anıtına çelenklerin konmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve 3 el saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Törende Öykü Zort “ Bu Vatan Kimin?” isimli şiiri okudu.

Mesarya Belediye Başkanı Ahmet Latif törende yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında İnönü köyünün 11 evladını toprağa verdiğini anımsatarak, şehitleri rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, 1974’ten önce ekmeğini kazanmak için işine giderken bir çok Kıbrıslı Türk’ün şehit edildiğini hatırlatarak, Rumların Kıbrıs Türkünü yok etmek için sistematik saldırılarda bulundu anlattı.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca ülkesini ve halkını savunduğunu dile getiren Tatar, “1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle KKTC olarak dünyada haklı yerimizi alırken tüm bunları şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar bu topraklarda hakkı vardır. Devletimizin kabul görmesi, egemenliğimizin tanınması gerekiyor, ancak o zaman adil kalıcı bir çözüm olur” dedi.
New York’ta da bu gerçekleri paylaşacağını ifade eden Tatar, bu kadar bedel ödeyen bir halkın egemenlik ve tanınma hakkı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Tatar, bir anlaşma olacaksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin o anlaşmanın bir parçası olacağını söyledi.

Tören duaların okunmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü kutladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32’nci kuruluşu yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk Halkı için Türksoy teşkilatı büyük önem taşımaktadır. Kültürden sanata, edebiyata, tarihe, müziğe, farklı gelenekleri, örf ve âdetleri bir çatı altında toplayan TÜRKSOY’un 1993 yılından beri yaptığı çalışmaları buradan bir kez daha hürmetle selamlarım.

Türk Devletleri arasında 32 yıl önce kardeş halkların ortak iradesiyle temelleri atılan Türksoy, geçen zaman içinde Türk Dünyası’nın kültürel buluşma köprüsü olmuştur.

TÜRKSOY teşkilatının KKTC’ye gösterdiği ilgi alaka sonucunda, KKTC haksız bir şekilde maruz kaldığı birtakım engellemeleri kültür ve sanat alanında aşmıştır. TÜRKSOY’un bizlere açtığı kapı ve köprüler vasıtasıyla Kıbrıs Türk Halkının kültürü, sanatı, müziği, edebiyatı, örf ve âdetleri dünyaya ulaşmıştır. Çeşitli ülke ve şehirlerde, kültür ve sanatın farklı dallarında yapılan etkinliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcilerine kültür ve sanatlarını paylaşma fırsatı verilmiştir. Bu bakımdan da TÜRKSOY’a teşekkürlerimi iletiyorum.

KKTC ve TÜRKSOY iş birliği çerçevesinde bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türk Halkının kültür ve sanat insanlarının Türk Dünyası mümtaz şahsiyetleri arasında anılması ve ilan edilmesi bizler için de bir ilham kaynağı olacaktır. Dolayısıyla şimdiden sizlerin yapacağı çalışmalar için bir kez daha teşekkür diyorum.

Türk Halkları arasındaki kardeşlik bağları büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın KKTC Halkı için aynı soydan gelen, aynı milletin evlatları olduğunu, gönül birliği, gelenek ve görenek, ortak kültür, ortak tarih ve ortak dil temelinde hiçbir farklılığının bulunmamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk halklarının ortak kültürel mirasını yaşatma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma idealiyle kurulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Özcenk’ten DAÜ-SEN’e çağrı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan asılsız açıklamaların zarar verici bulduğunu vurgulayarak, DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yönetimini kamuoyu üzerinden değil, üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet etti.

“DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” vurgusu yapan Özcenk, “Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir” dedi.

Erdal Özcenk’in açıklaması aynen şöyle:

“1979 yılında kurulan ve 1986’da devlet üniversitesi statüsünü kazanan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biridir. Uluslararası düzeyde akredite olmuş programları, seçkin akademik kadrosu ve çok kültürlü öğrenci yapısıyla DAÜ, bugüne kadar on binlerce mezun vermiş ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olmuştur.

DAÜ’nün varlığı ve başarısı, başta Gazimağusa olmak üzere ülke genelinde ciddi bir ekonomik ve sosyal katkı yaratmaktadır. Binlerce öğrencinin ve personelin oluşturduğu bu büyük yapı, yerel esnaftan konaklama sektörüne, ulaşımdan hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede KKTC ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz aynı zamanda ülkemizin tanıtımına, uluslararası platformda bilinirliğine ve itibarına da büyük değer katmaktadır.

Ancak bölgemizin içinde bulunduğu hassas coğrafi konum (özellikle Ortadoğu’daki süregelen savaşlar) ülkemize olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, yükseköğretimin itibarı daha da önem kazanmışken, köklü ve güvenilir yapısıyla DAÜ’nün varlığı çok daha kritik bir hal almıştır.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamında devlet üniversiteleri bulunmakta ve bu üniversiteler, ülkelerinin bilimsel gelişimi, gençliğin eğitimi ve toplumsal ilerleme açısından vazgeçilmez yapılardır. KKTC hükümetlerinin de DAÜ’ye bugüne kadar verdiği katkı ve desteğin değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Üniversitemizin yaşaması ve eğitim kalitesinin daha da artırılması için gereken her türlü desteğin bundan sonra da verileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu süreçte, DAÜ-SEN Başkanı tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan açıklamaları son derece talihsiz ve kurumumuza zarar verici bulduğumu vurgulamak isterim. Öğrenci kayıtlarının devam ettiği, üniversitemizin geleceği açısından hayati öneme sahip bu dönemde yapılan asılsız ve temelsiz açıklamalar, kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmamaktadır.

DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir. Üniversitemize ilişkin görüş ve eleştirilerin, kurumun kendi içindeki platformlarda, akademik teamüller ve karşılıklı saygı çerçevesinde ifade edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. KKTC’deki tüm siyasi görüşlerin de DAÜ’nün kurumsal yapısına zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmaları ortak sorumluluğumuzdur.

Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir.

DAÜ-SEN yönetimini, kamuoyu üzerinden değil, üniversitemizin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet ediyorum. Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek, hepimizin ortak görevidir.”

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam