Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te ekonomi ve itibari paranın ülkeye getirilmesi konuşuldu

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’ndaki güncel konuşmalarda ekonomi, turizm ve yurt dışında bulunan itibari paranın ekonomiye kazandırılmasına ilişkin yasal düzenleme el alındı.

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serhat Akpınar, KKTC ekonomisinin yapısal olarak kapalı ekonomi niteliği taşıdığına işaret ederek, ülkede dış ticaret bağımlılığı yüksek, üretim çeşitliliği sınırlı bir sistem olduğunu ifade etti.

Akpınar, ekonominin taşıyıcısı olan üç ana sektörün turizm, inşaat ve yükseköğretime işaret ederek, “KKTC için bu 3 sektör haricinde ekonomik çeşitlilik için başarı gösterilemedi.” dedi.

Yıllar içinde kamu sektörünün gelişim gösterdiğini belirten Akpınar, kamu ve özel sektörünün rekabet içinde olduğunu ve kazananın kamu sektörü olduğunu belirtti. Serhat Akpınar, özel sektörde yeri doldurulamaz iş gücü kayıpları yaşandığına da işaret ederek, bunu “KKTC’nin üzücü bir gerçeği” diye niteledi.

Akpınar, kapalı ekonomilerde tüketiciyi koruyacak rekabetçi politikaların uygulanmasının da ciddi bir sorun olduğunu ifade ederek, bunun ülke insanına enflasyon olarak yansıdığını, yansımaya da devam edeceğini dile getirdi.

Kıbrıs Türk halkının beka meselesinin her zaman siyasi eşitlik olduğunu ve Cumhurbaşkanları tarafından bunun her zaman savunulduğunu kaydeden Akpınar, buna ekonomik kalkınmanın da eklenmesi gerektiğini belirtti ve hellim üzerinden örnekler verdi.

Ülkede eşi benzeri görülmemiş bir pahalılık ve enflasyon olduğunu ancak bu noktada özel sektörün yeteri kadar desteklenmediği görüşünü paylaşan Akpınar, eğitim sektörünün yaşadığı sıkıntılara değindi. Akpınar, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK’ın çağdaş bir vizyon üretmediği takdirde bu sektörün çökeceğini belirtti. Tüm paydaşların bir araya gelerek, bir reform başlatılması gerektiğini ifade eden Akpınar, öğrencilere yönelik vize uygulamalarına ilişkin de eleştirilerde bulundu. Akpınar, bu gibi uygulamaların yükseköğretim alanının yok oluşuna neden olabileceği uyarısı yaptı.

Akpınar, küçük işletmelerin güçlerini birleştirmesinin ekonomiye olan katkılarına dikkat çekti.

– Dinçyürek

DP Milletvekili Akpınar’ın ardından, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, CTP Milletvekili Devrim Barçın’ın ilaç ihaleleri hakkındaki konuşmasına yönelik söz aldı. Bakan Dinçyürek, o sırada dışarıya çıkmak durumunda kaldığı için şimdi söz alabildiğini kaydetti.

Dinçyürek, ilaç ihalesine 1200 kalemin üzerinde çıkıldığını ve 70 ecza deposunun iştirakiyle oluşturulan stratejide önceliği yerel ecza depolarına, bulunamayan ilaçların ise Türkiye’den getirilmesi üzerine kurulduğunu kaydetti. Dinçyürek, az sayıda kalemin ise İngiltere’den getirildiğine işaret ederek, bunlar için 70 firma yerine 4-5 firmanın ilgilenip teklif attığını belirtti.

Barçın’ın ihaleye ilişkin “eksik tanımlamalar yapıldığı” iddialarının araştırıldığını ifade eden Dinçyürek, daha önceki yıllardaki ihalelerle de hastaların ilaca erişiminin engellenmemesi adına ihalenin devamı kararı alındığını hatırlattı.

İhalede herhangi bir firmanın rekabet şansının ortadan kaldırıldığına yönelik bir şikayetin kendilerine ulaşmadığını, ulaşsaydı ihalenin iptal olacağını ifade eden Dinçyürek, bunun Merkez İhale Komisyonu ve hukuki çevrelerle de görüşülerek, ihalenin devamı kararı alındığını belirtti.

Hakan Dinçyürek, yapılan uyarıları dikkate alarak, herhangi bir çelişki ya da mağduriyetin oluşmaması ve bundan sonra hiçbir ihalede benzer olayların yaşanmaması adına gerekli tedbirleri aldıklarını kaydetti.

Miktarın azaltılması konusunun da hukukçularla görüşüldüğünü belirten Dinçyürek, Türkiye’den hibe olarak gelen ilaçlardan dolayı ihalelerde ilaç miktarını azalttıklarını belirtti. Dinçyürek, şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde çalıştıklarını dile getirdi.

Dinçyürek, Frisium isimli ilaca erişime ilişkin sıkıntılara yönelik soruyu cevabında, söz konusu ilacın İlaç Eczacılık Dairesi üzerinden yurtdışında ihale edildiğini ancak Güney Kıbrıs’ın, ilacı üreten fabrikaya tedarikçi ecza deposunun Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bağlı olmadığını ve “kaçak” olduğunu söylemesiyle, ilacın KKTC’ye gönderilmesinin engellediğini ifade etti.

Hakan Dinçyürek, ilacın sağlanması için bazı çözüm yolları geliştirdiklerini dile getirdi ancak kürsüde bunları anlatmak istemediğini kaydetti. Dinçyürek, konunun siyasi olduğuna dikkati çekerek, “İlaca erişimimizi engellemeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız.” dedi.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli’nin Cumhurbaşkanlığı altında çalışan İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nde konunun konuşulup konuşulmadığı sorusu üzerine Dinçyürek, “Her yolu denedik. Denemeye de devam ediyoruz. Komite üzerinden de bu ilacın tedariği için girişimde bulunduk. Olumsuz yanıt aldık” dedi.

– Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu ise “Ekonomi nereye?” başlıklı bir konuşma yaptı. Özuslu, konuşmasında, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın 2023 yılı turizm verilerini paylaşarak, hava ve deniz limanlarından ülkeye giren 1,8 milyon kişinin 1,5 milyonunun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu kaydetti. Özuslu, kara geçiş noktalarından geçen 5,2 milyon insanın ise 3,6 milyonunun Rum, kalanının ise diğer ülke vatandaşları olduğunu belirtti.

Özuslu, “Turizmde, iddia edildiği gibi, işler iyiye gitmiyor.” diyerek, Otelciler Birliği’nin küçük ölçekli otellerin el değiştirdiğini ya da kapandığını açıkladığını belirtti.

Güney Kıbrıs’ın turizm verilerinin her yıl rekor olarak açıklanmaya devam edildiğine dikkati çeken Özuslu, Kuzey’de ise turizmin kumar odaklı olduğunu savundu. Özuslu, agroturizm gibi turizm alanlarının çeşitlendirilmesinin önemini vurguladı.

Yükseköğrenimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle yükseköğrenim kaynaklı ekonomik gelirlerin de düşüşte olduğunu savunan Özuslu, özellikle birçok kuruma izin verilmesi ve belli başlı kesimler tarafından “insan ticareti” gibi konularda istismar edilmesiyle, eğitim kurumlarına gelen öğrenci sayısında azalış olduğunu ve “kurunun yanında yaşın da yandığını” kaydetti.

İnşaat sektörüne de değinen Özuslu, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın dün da ifade ettiği gibi, inşaatlaşma furyasının hukuki ve siyasi birçok sıkıntılara neden olduğunu savunarak, Cumhurbaşkanlığını ciddi önlemler almaya davet etti. Özuslu, “taksim politikasının sürdürülmesinin ekonomiye getireceği zararların bununla kalmayacağını” ileri sürdü.

Enflasyon rakamlarını paylaşan Özuslu, kirası 300 sterlin olan bir kişinin, ocak ayında 13 bin 140 TL öderken şimdi 15 bin 600 TL ödediğine kaydetti. Özuslu, aynı şekilde, ocak ayında 1040 euro’ya denk gelen asgari ücretin bugün 853 euro’ya düştüğünü belirtti.

İlgilenilmesi gerekenin ülkedeki dar gelirli kesimler ve asgari ücretliler olduğunu söyleyerek, bunun yapılmadığı bir yerde sosyal devletin var olamayacağını kaydeden Özuslu, “hükümet ne yapıyor?” diye sordu.

– Amcaoğlu

Milletvekili Özuslu’nun ardından söz alan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, hizmet sektörüne bağlı olan ülkede, diğer ada ülkelerinde olduğu gibi, ekonominin kırılgan olduğunu belirterek, Yeni Ercan Havalimanı’yla yolcu hacminde ve uçak sayısında kısa sürede meydana gelen artışa vurgu yaptı.

Amcaoğlu, 2024’de, 2023’e göre yüzde 16 eksilmeyle 2 milyon 960 bin Rum vatandaşının Kuzey’e geçtiğini kaydetti. Amcaoğlu, “Pandemiden sonra geçen bir milyonluk nüfus ekonomik anlamda bir sinerji yaratmamış olsaydı, KKTC küçülme ve ekonomik daralmayla yüz yüze gelecekti.” dedi.

Olgun Amcaoğlu, 2025 yılının tehlikeli olduğunu ve 2026 yılının ikinci çeyreğine kadar çok dikkatli olunması gerektiğini kaydederek, ülkede dijitalleşmenin sağlanmasının ve yatırımcı ortamının iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Bakanlık olarak bu konuda çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Amcaoğlu, akaryakıtta hareketin izlenebilir olduğunu hatırlatarak, teknoloji olmadan kayıt dışılıktan bahsedilemeyeceğini belirtti.

Kapatılan işletmelerin her zaman olacağını söyleyen Amcaoğlu, bunun yanında artan çalışan sayısına dikkati çekti. Amcaoğlu, turizmin kumar odaklı olduğuna dair iddiaların doğru olmadığını kaydederek, son verilere göre 2 milyon turistin sadece yüzde 9,9’unun kumar için geldiğini söyledi.

Enflasyon oranlarındaki endişeleri haklı bulan Amcaoğlu, sektörel bazda asgari ücretin belirlenmesinin gerekliliğine dikkati çekti. Amcaoğlu, homojen hayat pahalılığı yaratılmasından vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.

– İtibari paraların ekonomiye kazandırılması

Amcaoğlu’nun konuşması sırasında CTP Milletvekili Özuslu, yerinden söz alarak, “yurtdışındaki kayıt dışı paraların nakit olarak ülkeye getirilmesine ilişkin” bir yasa tasarısının görüşüldüğünü hatırlattı. Özuslu, Maliye Bakanı’nın bu yasayla ülkeye gelecek para miktarına ilişkin açıklamalarını hatırlatarak, bununla ilgili kendilerinde soru işareti olup olmadığını sordu.

Amcaoğlu, yasa tasarısına Bakanlar Kurulu’nda onay verdiğini ancak tereddütlerini ifade ettiğini ve henüz ham olan tasarıyı komite çalışmasında konuşacaklarını söyledi.

Ülkede finansman açığının giderilmesinin şart olduğunu belirten Amcaoğlu, Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın ekonomiye kazandırılacağını söylediği paranın tahmini rakamlar olduğunu ifade etti. Amcaoğlu, “kayıt dışı”nın “kontrol dışı” anlamına geldiğinden rakamın bilinemeyeceğine dikkati çekti.

Amcaoğlu, kontrollerin ciddi bir şekilde yapıldığı sürece, tasarının uygulanabilir olduğunu dile getirdi. Nakit paranın da bankalar aracılığıyla bilançolara geçirilmesi halinde bir sıkıntının oluşmayacağını söyleyen Amcaoğlu, bunun “çantalarda para getirilmesi” anlamına gelmediğini kaydetti.

CTP Milletvekili Fikri Toros da, ülkenin finans ağının Türkiye’ye bağlı olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü Gri Listesi’nden çıkabilmesi için KKTC’ye bazı yükümlülükler getirildiğini hatırlattı. Söz konusu yasa tasarısının Türkiye’nin tekrardan bu listeye girmesine neden olabileceğini savunan Toros, uygulamanın “gelen paranın yüzde üç vergiyle aklanması” anlamına geldiğini ileri sürdü.

Ülkedeki şirketlerin yüzde 23,5 kurumlar ve gelir vergisine tabi olduğunu anımsatan Toros, havale yoluyla gelecek söz konusu paralara bu şekilde yüzde üç vergi konulmasının adaletsizlik yaratacağını savundu. Amcaoğlu da, söz konusu tasarının ülkede ve KKTC’deki bankacılık sistemlerine zarar vermeyecek şekilde yürütülmesinin sağlanacağını kaydetti. Amcaoğlu, finansman açığının giderilmesi için belli dönemlerde tavizlerin verilebileceğini söyleyerek, “Bugün yüzde 3’le gelecek olan kaynak gelecek yılın yüzde 23’le çalışan işletmesi olacaktır.” dedi. Amcaoğlu, sistemin doğru kurulması ve sağlıklı yönetilmesinin öneminin altını çizdi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, yasa tasarısında açık biçimde “paranın banka yoluyla gelmeyeceği” ve “geldikten sonra beyan edileceği ancak menşeinin sorgulanmayacağı” ifadelerinin yer aldığını kaydederek, bankacılık sisteminde gelebilecek paranın bu tasarıya neden ihtiyaç duyacağını sordu. Bakan Amcaoğlu ise, bu konudaki ayrıntıların komitede tartışılacağını vurguladı.

Milletvekili Özuslu ise, Amcaoğlu’nun yasanın detaylarına hakim olmadığını ileri sürerek, söz konusu yasanın Bakanlar Kurulu’nda yeniden tartışılması gerektiği görüşünü paylaştı ve bu yasanın henüz “ham olmasını” eleştirdi.

Konuya ilişkin son olarak söz alan Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, ülkenin bankacılık sistemini etkileyecek bir yasanın Bakanlar Kurulu’ndan bu kadar ham ve mutlak hem fikirler olmadan komiteye gelmesini sorguladı. Komitenin yasaları sıfırdan yapma yeri olmadığını belirten Özdenefe, “Bu kadar ham mevzuatın altından kalkılması zor, hatalar yapılıyor.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar görev süresi hedeflerini ve kazanımlarını paylaştı: “Halkın iradesi bize cesaret veriyor”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görevindeki 5 yılını düzenlediği basın toplantısı ile değerlendirdi…

Lefkoşa Grand Pasha Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, 4 yıl 8 ay önce Kıbrıs Türk halkı tarafından 5. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini anımsattı, görev süresi boyunca hiç kimseyi ayırmadan, sorunların çözümü için elinden gelen bütün gayreti gösterdiğini belirtti.

Tatar “Cumhurbaşkanlığı görevime başlarken temel hedeflerim şunlardı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini güçlendirmek, Halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlayabilmek, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adamızda kalıcı bir barış için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü irademize kararlılıkla sahip çıkmaktı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, aradan geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerimizin tamamında çok önemli ilerlemeler kaydettik.” Dedi

Anavatan Türkiye’nin de tam desteğini alan iki devletli çözüm vizyonunu ortaya koyduklarını anımsatan Tatar, bugün Kıbrıs’ta karşılaşılan en büyük gerçeğin, Kıbrıs Türk Halkı’nın 62 yıldır maruz bırakıldığı abluka ve izolasyonun devam etmesi olduğunu vurguladı.

“Bu sessiz insanlık suçu, yıllardır açık bir biçimde uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ihlaline rağmen sürmektedir.” Diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkının engellenen haklarının yeniden tesis edilmesinin öncelikli gündemleri olduğunu belirtti.


1968'den bu yana iki taraf arasında yürütülen resmi ve gayrı resmi müzakerelerin sonuçlarının ortada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, “Karşımızda, halkımızın haklarını gasp etmiş ve her fırsatta müzakere masasını deviren, hırsı kibrini aşmış bir muhatap var” dedi.

Bu kadar çabaya rağmen neden hala bir uzlaşıya varılamadığını soran Tatar, “Artık üzerine titrememiz gereken şey, geleceğe güvenle bakabilen, onurlu bir halkı temsil eden kendi devletimizdir” dedi.

Tek taleplerinin egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını göz ardı ederek tasarladığı düzende, eşitliğe yer olmadığını söyledi.

“Bugün, uluslararası hukukla uyumlu mülkiyet rejimimiz kapsamındaki taşınmaz mallara sahip çıkan, tasarrufta bulunan insanlarımızın peşlerine düşüyor, sınır kapılarında pusu kuruyorlar” diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkına verilen hangi sözün tutulduğunu, hangi vaadin gerçekleştirildiğini sordu.

Kıbrıs Türk halkının güvenlik garantisinin de ortadan kaldırmak istendiğini belirten Cumhurbaşkanı sözlerini söyle sürdürdü;

“Kıbrıs Adası’nın çevresinde ve bölgemizde yaşanan son gelişmeler, güvenliğin ne kadar hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça göstermektedir. Rum tarafının “sıfır asker, sıfır garanti” ısrarı, masum bir talep değil, bizi savunmasız bırakmayı ve bu yolla tüm adayı kendi kontrolüne almayı hedefleyen stratejik bir adımdır.”

Rum liderliğinin, yabancı güçleri adaya davet ederek yalnızca sorumsuz bir tavır sergilemediğini, aynı zamanda Kıbrıs’ı ciddi bir güvenlik riskiyle de karşı karşıya bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyetinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Tatar “milli davanın” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkünün ve devletin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, geleceğe ve vatana sahip çıkmak olduğunu kaydetti.

Göreve geldikleri günden itibaren kararlı bir duruş sergilediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı 2021’de BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdikleri zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarının şahitliğinde Rum lidere vizyonlarını en net şekilde ifade ettiklerini söyledi.

“Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik” diyen Tatar BM Genel Sekreteri’nin toplantının ardından ortak bir zemin olmadığını uluslararası topluma teyit etmesinin kendileri için dönüm noktası olduğunu kaydetti.

Rum tarafına yönlendirilen işbirliği önerileri hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, adadaki tüm halkların yararına yönelik tüm önerilerin Rumlar tarafından reddedildiğini anlattı.

Mart ayında, Cenevre’de gerçekleşen görüşmelerde yine ortak bir müzakere zemini bulunamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı bunun üzerine her iki tarafın da yararına olacak biçimde, temel konularda birlikte çalışabilecek “Kıbrıs İş Birliği Konseyi” kurulmasını ve on iki başlık içeren bir iş birliği önerisinde daha bulunduklarını söyledi.

Kıbrıs İş Birliği Konseyi önerimizin reddedilmesine rağmen, iki taraf arasında dört yeni geçiş kapısının açılması, mayınların temizlenmesi, gençlik teknik komitesi kurulması, mezarlıkların restorasyonu ile iklim değişikliğinin olası etkileri ve ara bölgede güneş enerji santralinin kurulmasına ilişkin altı başlık üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak her iki halkın da öncelikli beklentisi ve ihtiyacı olan yeni geçiş kapıları konusunda hala istediğimiz ilerleme maalesef sağlanamamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin meşru bir iç hukuk yolu olarak teyit ettiği Taşınmaz Mal Komisyonuna rağmen Rum tarafının iş insanlarına yönelik başlattığı saldırgan tutumun da uzlaşma ve çözüm arzusunu baltalayan başka bir sorun olarak ortaya çıktığını belirten Tatar çözümden, barıştan ve müzakereden kaçan tarafın belli olduğunu söyledi.

Tatar Rum tarafının zihniyet değişmedikçe, iki taraf arasında adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını vurguladı.

Anavatan Türkiye ile sevgi, saygı, kardeşlik bağları içinde ortak tarihi ve milli değerlere dayalı ilişkileri güçlendirmenin en önemli görevlerimden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı “Türkiye’siz bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nefes alamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmadan, Türkiye Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de eksik kalır.” Dedi. ??? 29. dakika

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin her alanda KKTC’ye olan desteklerini anımsattı.

Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattıklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu dönemin en önemli kazanımı, hiç kuşku yok ki KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Gözlemci Üye olarak kabul edilmesidir” dedi.

Tatar “Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehrinde, 11 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı, Devlet Başkanları Zirvesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi adıyla gözlemci üye kabul edilmesi, Kıbrıs konusunda belirlediğimiz yeni siyasetimiz için de bir dönüm noktası olmuştur…/… Bugün KKTC’nin bütün kamu kurumları, STK’ları, bu kardeş ülkelerle her anlamda düne göre daha çok görüşmekte ve daha çok bir araya gelmektedir.” Dedi.

Yeni iki devlet vizyonuyla başlayan uluslararası diplomasi ve ilişki kurma girişimlerinin yaygınlaşarak devam ettiğini kaydeden Tatar, Gambiya’dan Avusturalya’ya kadar çeşitli ülkelere gerçekleştirdiği ziyaretleri ve görüşmeleri hakkında bilgi verdi.

Tatar konuşmasında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kayıp Şahıslar Komitesi, Milli Arşivler ve Araştırma Dairesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına da yer vererek, kendi döneminde bu kurumların yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

Eşi Sibel Tatar’ın koordinasyonunda ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçirilen projelere de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki Cumhurbaşkanlığımızın toplumsal faydaya dönük sosyal proje ve çalışmalarında bu dönemde büyük bir çeşitlilik ve gelişme yaşanmıştır.” Dedi.

Konuşmasının sonunda Kıbrıs’ta iki ayrı ve egemen devletin varlığının, tarihsel bir gerçeklik ve bir olgu olarak uluslararası toplumun gözleri önünde olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı;

“Şu bir gerçektir ki iki devletli çözüm zemini, Kıbrıs’ın iki yakasına da barış, huzur, refah ve güvenlik getirecek tek zemindir. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğini, gerçekçilikten kopmuş sözde hayallerle değil, yaşadığımız dünyanın somut gerçekliklerini dikkate alarak halkımızın iradesiyle ve halkımızın sağduyusuyla hep birlikte kuracağız. Halkımızın, onurlu geleceği yolunda koyduğu iradenin sorumluluğu bize cesaret vermektedir. Bu yoldan ne pahasına olursa olsun ayrılmayacağız”.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Sayıştay Komitesi Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Sayıştay raporunu onayladı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Sayıştay Komitesi, “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu” onaylayarak Genel Kurula sevk etti.

Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Sayıştay Komitesi, 11.00’da Komite Başkanı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay Başkanlığında toplandı.

Toplantıda “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporu” ve “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu” ele alındı.

Toplantıda “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu’nun” genel görüşmesine başlandı. Raporla ilgili çalışmalara bir sonraki toplantıda devam edilecek.

Komite toplantısına davetli olarak, Sayıştay Başkanlığı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları (EL-SEN)’nden yetkililer katıldı.

Komite daha sonra “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu ” ele alarak raporu oybirliğiyle onayladı ve Genel Kurul’a sevk etti.

Toplantıya davetli olarak Sayıştay Başkanlığı ve Orman Dairesi’nden yetkililer katılarak konu ile ilgili görüşlerini sundu.

Toplantıya Komite üyelerinden UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve CTP Milletvekili Sami Özuslu yanında UBP Milletvekili Hasan Taçoy, CTP Milletvekili Salahi Şahiner ve CTP Milletvekili Devrim Barçın da katıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTEZO yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor

Published

on

By

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor.

KTEZO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre sergi saat 18.00; mezuniyet töreni ise saat 19.30’da Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezinde yer alacak.

Ağırlıkla otomotiv alanı olmak üzere çeşitli mesleklerde 145 çırak ve 46 yetişkin düzenlenecek olan törenle mezuniyet belgelerini alacak.

Düzenlenecek sergide ise klima, tesisat, mobilya, torna, elektrik, metal, otomotiv gibi mesleklerin tanıtılacağı stantlar kurulacak.

İş arayanlar yanında meslek değiştirmek, bölüm tercihi yapmak isteyen herkes stantları gezebilecek; iş tercihi yapıp, başvuruda bulunabilecek. En kısa sürede de işyerlerine dağıtımları yapılarak istihdamları gerçekleştirilecek.

KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga kendi işini göremeyen toplumları bekleyecek olanın sadece kaos olduğunu kaydederek “Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar ve 15 yıllık deneyimin bize gösterdiği, istenmesi halinde sorunların rahatça aşılabileceği ve üretken bir toplum yapısının yaratılması için hiçbir engelin olmadığıdır.” dedi.

Tulga; dayanışma ve el birliğinin artık tercih olmaktan çıktığını ve zorunlu hale geldiğini de sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam