Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te ekonomi ve itibari paranın ülkeye getirilmesi konuşuldu

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’ndaki güncel konuşmalarda ekonomi, turizm ve yurt dışında bulunan itibari paranın ekonomiye kazandırılmasına ilişkin yasal düzenleme el alındı.

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serhat Akpınar, KKTC ekonomisinin yapısal olarak kapalı ekonomi niteliği taşıdığına işaret ederek, ülkede dış ticaret bağımlılığı yüksek, üretim çeşitliliği sınırlı bir sistem olduğunu ifade etti.

Akpınar, ekonominin taşıyıcısı olan üç ana sektörün turizm, inşaat ve yükseköğretime işaret ederek, “KKTC için bu 3 sektör haricinde ekonomik çeşitlilik için başarı gösterilemedi.” dedi.

Yıllar içinde kamu sektörünün gelişim gösterdiğini belirten Akpınar, kamu ve özel sektörünün rekabet içinde olduğunu ve kazananın kamu sektörü olduğunu belirtti. Serhat Akpınar, özel sektörde yeri doldurulamaz iş gücü kayıpları yaşandığına da işaret ederek, bunu “KKTC’nin üzücü bir gerçeği” diye niteledi.

Akpınar, kapalı ekonomilerde tüketiciyi koruyacak rekabetçi politikaların uygulanmasının da ciddi bir sorun olduğunu ifade ederek, bunun ülke insanına enflasyon olarak yansıdığını, yansımaya da devam edeceğini dile getirdi.

Kıbrıs Türk halkının beka meselesinin her zaman siyasi eşitlik olduğunu ve Cumhurbaşkanları tarafından bunun her zaman savunulduğunu kaydeden Akpınar, buna ekonomik kalkınmanın da eklenmesi gerektiğini belirtti ve hellim üzerinden örnekler verdi.

Ülkede eşi benzeri görülmemiş bir pahalılık ve enflasyon olduğunu ancak bu noktada özel sektörün yeteri kadar desteklenmediği görüşünü paylaşan Akpınar, eğitim sektörünün yaşadığı sıkıntılara değindi. Akpınar, Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK’ın çağdaş bir vizyon üretmediği takdirde bu sektörün çökeceğini belirtti. Tüm paydaşların bir araya gelerek, bir reform başlatılması gerektiğini ifade eden Akpınar, öğrencilere yönelik vize uygulamalarına ilişkin de eleştirilerde bulundu. Akpınar, bu gibi uygulamaların yükseköğretim alanının yok oluşuna neden olabileceği uyarısı yaptı.

Akpınar, küçük işletmelerin güçlerini birleştirmesinin ekonomiye olan katkılarına dikkat çekti.

– Dinçyürek

DP Milletvekili Akpınar’ın ardından, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, CTP Milletvekili Devrim Barçın’ın ilaç ihaleleri hakkındaki konuşmasına yönelik söz aldı. Bakan Dinçyürek, o sırada dışarıya çıkmak durumunda kaldığı için şimdi söz alabildiğini kaydetti.

Dinçyürek, ilaç ihalesine 1200 kalemin üzerinde çıkıldığını ve 70 ecza deposunun iştirakiyle oluşturulan stratejide önceliği yerel ecza depolarına, bulunamayan ilaçların ise Türkiye’den getirilmesi üzerine kurulduğunu kaydetti. Dinçyürek, az sayıda kalemin ise İngiltere’den getirildiğine işaret ederek, bunlar için 70 firma yerine 4-5 firmanın ilgilenip teklif attığını belirtti.

Barçın’ın ihaleye ilişkin “eksik tanımlamalar yapıldığı” iddialarının araştırıldığını ifade eden Dinçyürek, daha önceki yıllardaki ihalelerle de hastaların ilaca erişiminin engellenmemesi adına ihalenin devamı kararı alındığını hatırlattı.

İhalede herhangi bir firmanın rekabet şansının ortadan kaldırıldığına yönelik bir şikayetin kendilerine ulaşmadığını, ulaşsaydı ihalenin iptal olacağını ifade eden Dinçyürek, bunun Merkez İhale Komisyonu ve hukuki çevrelerle de görüşülerek, ihalenin devamı kararı alındığını belirtti.

Hakan Dinçyürek, yapılan uyarıları dikkate alarak, herhangi bir çelişki ya da mağduriyetin oluşmaması ve bundan sonra hiçbir ihalede benzer olayların yaşanmaması adına gerekli tedbirleri aldıklarını kaydetti.

Miktarın azaltılması konusunun da hukukçularla görüşüldüğünü belirten Dinçyürek, Türkiye’den hibe olarak gelen ilaçlardan dolayı ihalelerde ilaç miktarını azalttıklarını belirtti. Dinçyürek, şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde çalıştıklarını dile getirdi.

Dinçyürek, Frisium isimli ilaca erişime ilişkin sıkıntılara yönelik soruyu cevabında, söz konusu ilacın İlaç Eczacılık Dairesi üzerinden yurtdışında ihale edildiğini ancak Güney Kıbrıs’ın, ilacı üreten fabrikaya tedarikçi ecza deposunun Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bağlı olmadığını ve “kaçak” olduğunu söylemesiyle, ilacın KKTC’ye gönderilmesinin engellediğini ifade etti.

Hakan Dinçyürek, ilacın sağlanması için bazı çözüm yolları geliştirdiklerini dile getirdi ancak kürsüde bunları anlatmak istemediğini kaydetti. Dinçyürek, konunun siyasi olduğuna dikkati çekerek, “İlaca erişimimizi engellemeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız.” dedi.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli’nin Cumhurbaşkanlığı altında çalışan İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nde konunun konuşulup konuşulmadığı sorusu üzerine Dinçyürek, “Her yolu denedik. Denemeye de devam ediyoruz. Komite üzerinden de bu ilacın tedariği için girişimde bulunduk. Olumsuz yanıt aldık” dedi.

– Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu ise “Ekonomi nereye?” başlıklı bir konuşma yaptı. Özuslu, konuşmasında, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın 2023 yılı turizm verilerini paylaşarak, hava ve deniz limanlarından ülkeye giren 1,8 milyon kişinin 1,5 milyonunun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu kaydetti. Özuslu, kara geçiş noktalarından geçen 5,2 milyon insanın ise 3,6 milyonunun Rum, kalanının ise diğer ülke vatandaşları olduğunu belirtti.

Özuslu, “Turizmde, iddia edildiği gibi, işler iyiye gitmiyor.” diyerek, Otelciler Birliği’nin küçük ölçekli otellerin el değiştirdiğini ya da kapandığını açıkladığını belirtti.

Güney Kıbrıs’ın turizm verilerinin her yıl rekor olarak açıklanmaya devam edildiğine dikkati çeken Özuslu, Kuzey’de ise turizmin kumar odaklı olduğunu savundu. Özuslu, agroturizm gibi turizm alanlarının çeşitlendirilmesinin önemini vurguladı.

Yükseköğrenimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle yükseköğrenim kaynaklı ekonomik gelirlerin de düşüşte olduğunu savunan Özuslu, özellikle birçok kuruma izin verilmesi ve belli başlı kesimler tarafından “insan ticareti” gibi konularda istismar edilmesiyle, eğitim kurumlarına gelen öğrenci sayısında azalış olduğunu ve “kurunun yanında yaşın da yandığını” kaydetti.

İnşaat sektörüne de değinen Özuslu, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın dün da ifade ettiği gibi, inşaatlaşma furyasının hukuki ve siyasi birçok sıkıntılara neden olduğunu savunarak, Cumhurbaşkanlığını ciddi önlemler almaya davet etti. Özuslu, “taksim politikasının sürdürülmesinin ekonomiye getireceği zararların bununla kalmayacağını” ileri sürdü.

Enflasyon rakamlarını paylaşan Özuslu, kirası 300 sterlin olan bir kişinin, ocak ayında 13 bin 140 TL öderken şimdi 15 bin 600 TL ödediğine kaydetti. Özuslu, aynı şekilde, ocak ayında 1040 euro’ya denk gelen asgari ücretin bugün 853 euro’ya düştüğünü belirtti.

İlgilenilmesi gerekenin ülkedeki dar gelirli kesimler ve asgari ücretliler olduğunu söyleyerek, bunun yapılmadığı bir yerde sosyal devletin var olamayacağını kaydeden Özuslu, “hükümet ne yapıyor?” diye sordu.

– Amcaoğlu

Milletvekili Özuslu’nun ardından söz alan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, hizmet sektörüne bağlı olan ülkede, diğer ada ülkelerinde olduğu gibi, ekonominin kırılgan olduğunu belirterek, Yeni Ercan Havalimanı’yla yolcu hacminde ve uçak sayısında kısa sürede meydana gelen artışa vurgu yaptı.

Amcaoğlu, 2024’de, 2023’e göre yüzde 16 eksilmeyle 2 milyon 960 bin Rum vatandaşının Kuzey’e geçtiğini kaydetti. Amcaoğlu, “Pandemiden sonra geçen bir milyonluk nüfus ekonomik anlamda bir sinerji yaratmamış olsaydı, KKTC küçülme ve ekonomik daralmayla yüz yüze gelecekti.” dedi.

Olgun Amcaoğlu, 2025 yılının tehlikeli olduğunu ve 2026 yılının ikinci çeyreğine kadar çok dikkatli olunması gerektiğini kaydederek, ülkede dijitalleşmenin sağlanmasının ve yatırımcı ortamının iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Bakanlık olarak bu konuda çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Amcaoğlu, akaryakıtta hareketin izlenebilir olduğunu hatırlatarak, teknoloji olmadan kayıt dışılıktan bahsedilemeyeceğini belirtti.

Kapatılan işletmelerin her zaman olacağını söyleyen Amcaoğlu, bunun yanında artan çalışan sayısına dikkati çekti. Amcaoğlu, turizmin kumar odaklı olduğuna dair iddiaların doğru olmadığını kaydederek, son verilere göre 2 milyon turistin sadece yüzde 9,9’unun kumar için geldiğini söyledi.

Enflasyon oranlarındaki endişeleri haklı bulan Amcaoğlu, sektörel bazda asgari ücretin belirlenmesinin gerekliliğine dikkati çekti. Amcaoğlu, homojen hayat pahalılığı yaratılmasından vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.

– İtibari paraların ekonomiye kazandırılması

Amcaoğlu’nun konuşması sırasında CTP Milletvekili Özuslu, yerinden söz alarak, “yurtdışındaki kayıt dışı paraların nakit olarak ülkeye getirilmesine ilişkin” bir yasa tasarısının görüşüldüğünü hatırlattı. Özuslu, Maliye Bakanı’nın bu yasayla ülkeye gelecek para miktarına ilişkin açıklamalarını hatırlatarak, bununla ilgili kendilerinde soru işareti olup olmadığını sordu.

Amcaoğlu, yasa tasarısına Bakanlar Kurulu’nda onay verdiğini ancak tereddütlerini ifade ettiğini ve henüz ham olan tasarıyı komite çalışmasında konuşacaklarını söyledi.

Ülkede finansman açığının giderilmesinin şart olduğunu belirten Amcaoğlu, Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın ekonomiye kazandırılacağını söylediği paranın tahmini rakamlar olduğunu ifade etti. Amcaoğlu, “kayıt dışı”nın “kontrol dışı” anlamına geldiğinden rakamın bilinemeyeceğine dikkati çekti.

Amcaoğlu, kontrollerin ciddi bir şekilde yapıldığı sürece, tasarının uygulanabilir olduğunu dile getirdi. Nakit paranın da bankalar aracılığıyla bilançolara geçirilmesi halinde bir sıkıntının oluşmayacağını söyleyen Amcaoğlu, bunun “çantalarda para getirilmesi” anlamına gelmediğini kaydetti.

CTP Milletvekili Fikri Toros da, ülkenin finans ağının Türkiye’ye bağlı olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü Gri Listesi’nden çıkabilmesi için KKTC’ye bazı yükümlülükler getirildiğini hatırlattı. Söz konusu yasa tasarısının Türkiye’nin tekrardan bu listeye girmesine neden olabileceğini savunan Toros, uygulamanın “gelen paranın yüzde üç vergiyle aklanması” anlamına geldiğini ileri sürdü.

Ülkedeki şirketlerin yüzde 23,5 kurumlar ve gelir vergisine tabi olduğunu anımsatan Toros, havale yoluyla gelecek söz konusu paralara bu şekilde yüzde üç vergi konulmasının adaletsizlik yaratacağını savundu. Amcaoğlu da, söz konusu tasarının ülkede ve KKTC’deki bankacılık sistemlerine zarar vermeyecek şekilde yürütülmesinin sağlanacağını kaydetti. Amcaoğlu, finansman açığının giderilmesi için belli dönemlerde tavizlerin verilebileceğini söyleyerek, “Bugün yüzde 3’le gelecek olan kaynak gelecek yılın yüzde 23’le çalışan işletmesi olacaktır.” dedi. Amcaoğlu, sistemin doğru kurulması ve sağlıklı yönetilmesinin öneminin altını çizdi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, yasa tasarısında açık biçimde “paranın banka yoluyla gelmeyeceği” ve “geldikten sonra beyan edileceği ancak menşeinin sorgulanmayacağı” ifadelerinin yer aldığını kaydederek, bankacılık sisteminde gelebilecek paranın bu tasarıya neden ihtiyaç duyacağını sordu. Bakan Amcaoğlu ise, bu konudaki ayrıntıların komitede tartışılacağını vurguladı.

Milletvekili Özuslu ise, Amcaoğlu’nun yasanın detaylarına hakim olmadığını ileri sürerek, söz konusu yasanın Bakanlar Kurulu’nda yeniden tartışılması gerektiği görüşünü paylaştı ve bu yasanın henüz “ham olmasını” eleştirdi.

Konuya ilişkin son olarak söz alan Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, ülkenin bankacılık sistemini etkileyecek bir yasanın Bakanlar Kurulu’ndan bu kadar ham ve mutlak hem fikirler olmadan komiteye gelmesini sorguladı. Komitenin yasaları sıfırdan yapma yeri olmadığını belirten Özdenefe, “Bu kadar ham mevzuatın altından kalkılması zor, hatalar yapılıyor.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Türkiye – KKTC Ticaret Odası Forumu III. Ekonomi Konferansı açılış töreni düzenlendi

Published

on

By

Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği iş birliğinde “Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu III. Ekonomi Konferansı” açılış töreni düzenlendi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katıldığı konferansın açılışı, Grand Pasha Otel Lefkoşa’da yer aldı.

Konferansın açılışında, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşma yaptı.

Konferansa, Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Azerbaycan, diğer Türk devletleri temsilcileri, bakanlar, milletvekilleri, iş insanları ve diğer yetkililer ile konuklar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz konferansın açılış konuşmasını yaptı.

Deniz, konferansa katılan herkese teşekkür ederek, Odanın, KKTC ekonomisinin gelişmesi adına yaptığı çalışmaları anlattı.

Bu yönde TOBB ile yakın iş birliğinde, kurumsal biçimde çalıştıklarını ifade eden Deniz, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve tüm yetkililere konferansın düzenlenmesi için ortaya koydukları çaba için teşekkür etti.

Odanın, KKTC ekonomisinin değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik adımların atılması adına rapor çalışması başlattığını dile getiren Deniz, destek verenlere teşekkür etti, özveriyle çalışanları kutladı.

Konferansın tüm çalışmalarına öncülük edeceğini ve raporun ortaya çıkmasının olumlu olacağını anlatan Deniz, tüm bu çalışmaların, halkın çıkarlarının korunması ve refahının artması adına yapıldığını söyledi.

Amaçlarının Kıbrıs Türk halkının refahı ve KKTC’nin güçlenmesi olduğunu ifade eden Deniz, KKTC’yi yeni hedeflere taşımaları gerektiğini vurguladı.

Deniz, dünyanın gösterdiği değişimlere ayak uydurmak amacıyla kendilerini geliştirmeleri gerektiğini belirterek, ticarette yaşanan belirsizliklerin riski de birlikte getirdiğini, kırılgan ekonomiye sahip ülkelerin de kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıyı oluşturmaları gerektiğini, bu çerçevede rekabetçi halk ve hizmet alanlarına yönelmeleri gerektiğini söyledi.

Ülke için daha çok istihdam ve yatırım yapmaları gerektiğini belirten Deniz, kamuda mali disiplin, tasarruf, yatırım, kamu düzeni, esnafa kredi konularında daha çok yatırım yapılması gerektiğine işaret etti.

Deniz, bütünlüklü kalıcı etkin yatırımlar yapılması, insana üretime daha çok önem verilmesi, eğitime daha çok destek verilmesi gerektiğini belirtti.

Azerbaycan ile Türk Yatırım Fonu temsilcilerine de teşekkür eden Deniz, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler ile birlikte çalışarak, ülkeler arasındaki iş birliğini geliştireceklerine inanç belirtti.

Deniz, Odanın bu çalışmaları sürdürmeye devam edeceğini ifade ederek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile iş birliğinde çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da, konferansa katılarak destek veren herkese teşekkür ederek, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konferansa katılmasının KKTC’ye verdiği önemi gösterdiğini vurguladı.

KKTC ekonomisinin gelişmesine katkı sağlamak adına 150 iş insanı ile KKTC’ye geldiklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, uluslararası toplantıları da KKTC’de yapacaklarını söyledi.

Türk Yatırım Fonu Başkanı’nın da KKTC’de olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, fonun yatırıma desteğinin süreceğini, KKTC’nin de haklı davasında yanlarında olduğunu, ekonomisinin kendi ayakları üzerinde durması adına da desteğe devam edeceklerini vurguladı.

Odaların yakın çalışmalarının, KKTC’nin gelişmesinin, önünün açılması adına da sürdüğünü beliren Hisarcıklıoğlu, Güzelyurt bölgesindeki soğuk hava deposunun 2026 yılında tamamlanması, yatırımların sürmesi, KKTC’nin dünyayla bütünleşmesi adına desteklerinin sürdüğünü kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, uluslararası ilişkilerini geliştirmesi, tanınması, KKTC’yi temsil etmesi tanıtması adına her türlü desteği verdiklerini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman her alanda KKTC’nin yanında olduğunu, e-ticaret alanında da KKTC’nin gelişmesi adına verdikleri desteği anlattı.

Hisarcıklıoğlu, KKTC’yi; ekonomisinin gelişmesi ve maruz kaldığı adaletsizliğin önlenmesi, son bulması adına her alanda desteklemeye devam edeceklerini, kardeşlik bağını güçlendirmeyi, karşılıklı iş birliklerini artırmayı hedeflediklerini söyledi.

KKTC’nin hem içte hem dışta emin adımlarla ilerlemesine her zaman destek vereceklerini belirten Hisarcıklıoğlu, Cevdet Yılmaz’ın da, KKTC’ye verdiği tüm destekleri gururla takip ettiklerini, bu yüzden sonsuz teşekkür ettiklerini vurguladı.

Başbakan Ünal Üstel de, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği arasında oluşan köklü iş birliği adına konferansa katılmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Üstel, ekonomik gelişimle ilgili her adımın, ancak ortak akıl, istikrarlı yönetim ve güven ortamıyla kalıcı hale gelebileceğine işaret ederek, bu forumun da bu ortak aklın güçlü bir yansıması olduğuna işaret etti.

Hükümet olarak göreve geldikleri günden bu yana hedeflerinin “kendi ayakları üzerinde duran, üreten, istikrarlı ve verimli bir KKTC ekonomisi oluşturmak” olduğunu ifade eden Üstel, şöyle devam etti:

“Bu hedef doğrultusunda, ekonomimizi sadece rakamsal büyüklüklerle değil; sürdürülebilirlik, şeffaflık, verimlilik ve adalet temelinde yeniden yapılandırma iradesi ortaya koyduk. Bu konuda en büyük desteği de Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcı’mız Cevdet Yılmaz’dan gördük. Görmeye de devam ediyoruz. Bu sürede; kısa vadeli çözümlerle değil, uzun vadeli kalkınma planlarıyla hareket ettik. Tam da bu anlayışla, 25 yılı aşkın bir sürenin ardından ilk kez bu hükümet döneminde, KKTC’nin 5 Yıllık Kalkınma Planı’nı hazırladık. Bu planla, kalkınma hedeflerimizi kurumsallaştırdık, yatırım önceliklerimizi netleştirdik, stratejik sektörleri ön plana aldık. Bütçemizi, vizyonumuzu ve kamu kaynaklarımızı daha etkin kullanacak bir dönem başlattık. Ekonominin tüm paydaşlarını kapsayan reform adımlarını bir bir hayata geçirmeye başladık.

Özellikle reel sektöre verdiğimiz destekleri artırdık. İşverenlerimize prim desteği sağladık, yatırım teşvik mekanizmalarını güncelledik, üretimi önceleyen ve ihracatı teşvik eden yeni destek modelleri oluşturduk. Yıllarca çözüm bekleyen yasal düzenlemeleri birer birer tamamlıyoruz.

İş yapma kolaylığını artıran uygulamaları yürürlüğe koyuyoruz. Kamu yönetiminde verimliliği artıracak adımlar atıyoruz.”

Yasalar güncellenmeden, ekonominin gelişemeyeceğini, bürokrasi sadeleşmeden, üretimin hızlanamayacağını vurgulayan Üstel, ”

Bugün geldiğimiz noktada, KKTC ekonomisi artık sadece günü kurtaran değil; geleceği planlayan bir modele geçiş süreci yaşamaktadır.” dedi.

Başbakan Üstel, ülkenin 50. kuruluş yıl dönümüne, “kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiyle ülkeyi geleceğe taşımak” hedefiyle girdiklerini belirterek, “2023–2025 döneminde atılan adımlar, bu hedefin öncüsüdür. 2026 ve 2027’de atacağımız adımlar da yine bu hedef doğrultusunda olacaktır” dedi.

Üstel, ulaşımda, altyapıda, sağlıkta, tarımda, sanayide, turizmde ve eğitimde yürüttükleri projeler ve yapısal reformlarla ekonomik çarkları yeniden işler hale getirmeyi başardıklarını da belirterek, turizm sektöründe çeşitliliği artıran yatırımlara öncülük ettiklerini söyledi.

Yeni Ercan Havalimanı gibi dev projeleri hayata geçirdiklerini, ulaşımı uygun fiyatlı hale getirmek adına tarihe geçecek protokoller imzaladıklarını ifade eden Üstel, şöyle devam etti:

“Üniversite sektöründe nitelik odaklı bir dönüşüme başlıyoruz. Ve tüm bu gelişmeler, siyasi istikrarla mümkün oluyor. Çünkü biz şunu çok iyi biliyoruz: Siyasi istikrar yoksa, ekonomik istikrar da olmaz. Ekonomik istikrar yoksa, yatırım ortamı da gelişmez. Güven yoksa, üretim de yatırım da sürdürülebilir hale gelmez.

KKTC ekonomisine güç katan en önemli unsurlardan biri de Türkiye Cumhuriyeti ile her yıl imzaladığımız iktisadi ve mali iş birliği protokolleridir.

Bu protokoller, sadece finansal destek sağlamamış; aynı zamanda kurumsal kapasitemizi geliştiren, altyapımızı büyüten, reform süreçlerimizi hızlandıran bir kaldıraç görevi görmüştür.

Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a şahsım ve halkım adına şükranlarımı sunuyorum.”

Başbakan Ünal Üstel, “Rum yönetiminin de yıllardır KKTC ekonomisini zayıflatmak için sistematik bir ekonomik terör politikası izlediğine” işaret etti.

Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin ambargolarla boğulduğunu, uluslararası pazarlarda dışlandığını işaret eden Üstel, şöyle devam etti:

“İnşaat sektörümüzde yatırım yapan yabancı iş insanları, haksız tutuklamalarla ve mal varlığına el koyma tehditleriyle karşı karşıya kalmaktadır.

KKTC topraklarında meşru yatırımlar yapan girişimcilerin Rum makamları tarafından cezalandırılması, çözüm arayışlarına doğrudan yapılan bir darbedir.

Bu uygulamalar bölge istikrarını da tehdit etmektedir. İşte bu yüzden, buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Türkiye iş dünyasını, KKTC’ye daha fazla yatırım yapmaya davet ediyorum. Ama bu çağrım yalnızca “kar” için değildir. Bu, bir para meselesi değil, bu bir milli meseledir. KKTC ekonomisine yapılan her yatırım, sadece bir iş değil; Doğu Akdeniz’deki Türk varlığını güçlendiren bir egemenlik iradesidir.

Biz, üretimden vazgeçmeyen, yatırımı teşvik eden, girişimciyi koruyan bir devlet anlayışıyla hareket ediyoruz.Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da yerel firmalarımızla birlikte üretmeye, birlikte büyümeye ve birlikte kazanmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, Kıbrıs Türk Ticaret Oda’mızı bu önemli forum için bir kez daha tebrik ediyor; TOBB heyetine ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Güçlü bir KKTC ekonomisi mümkündür.

Ve biz bunu birlikte başaracağız. KKTC’yi 50.kuruluş yılında kendi kendine yeten, kendi ayakları üzerinde duran bir devlete hep birlikte dönüştüreceğiz.”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, konferansa katılan herkesi, şahsı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına sevgi ve saygı ile selamladı.

“Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu III. Ekonomi Konferansı” vesilesiyle KKTC’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Yılmaz, bugün Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağlarını, gönül ve kader birliğini, özel sektörlerin tesis edeceği ekonomik iş birlikleriyle daha da kuvvetlendirme hedefiyle bir araya geldiklerini kaydetti.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen konferansın, iki kardeş ülke arasındaki ticari ilişkilerin kurumsal bir yapıya kavuşmasına vesile olurken, iş dünyası etrafında örülen dayanışma hattının güçlenmesine de katkı sunduğuna dikkat çeken Yılmaz, kalkınmanın iki kanadı Kamu ile Özelin önemine işaret etti.

Dünyadaki savaşların, ekonomiler üzerindeki olumsuz etkilerine vurgu yapan Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türkiye için dost ve kardeş bir ülke olmanın ötesinde, tarihsel bir sorumluluğun, ortak bir kaderin ve milli bir davanın adı olduğunu kaydetti.

Yılmaz, şöyle devam etti:

“Türkiye olarak dün olduğu gibi bugün de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türkü’nün yanındayız. Eğitim, sağlık, altyapı, güvenlik, ekonomi ve kültür gibi hayatın tüm alanlarında hayata geçirdiğimiz somut projelerle bu dayanışmayı güçlendiriyoruz. Kıbrıs Türk halkının yıllardır maruz bırakıldığı haksız ve insanlık dışı izolasyona karşı birlikte göğüs geriyor; kardeşliğimizin gereğini kararlılıkla yerine getiriyoruz. Gayemiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni huzur, refah ve istikrarın hâkim olduğu güçlü bir geleceğe taşımaktır.”

Yılmaz, bugün imza koydukları anlaşma ile Türk Telekom’un, KKTC’de bir yılda fiber altyapıyı tamamlayacağını, bu çerçevede 100 milyon dolar yatırım öngördüklerini kaydetti.

Türkiye’nin, son yıllarda uyguladığı kararlı ekonomi politikalarıyla bölgesinde güçlü, dirençli ve sürdürülebilir büyümeyi önceleyen bir yapıya kavuştuğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

“2024 yılında yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme stratejimiz doğrultusunda ekonomimiz yüzde 3,2 oranında büyüdü. Böylece milli gelirimizi 1,3 trilyon dolar seviyesine; kişi başı gelirimizi ise 15,5 bin dolar seviyesine çıkardık. Satın alma gücü paritesine göre 12’inci, nominal olarak dünyanın 17’nci büyük ekonomisiyiz. 2025 yılına da güçlü bir başlangıç yaptık. Yılın ilk çeyreğinde ekonomimiz, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 büyüdü. Böylece 19 çeyrek boyunca kesintisiz büyüme başarımızı sürdürdük. Uyguladığımız program sayesinde ekonomimizin yapısal dayanıklılığını artırdık, dışa bağımlılığı azaltarak kırılganlıkları azalttık. Son 3 ayda yaşanan tüm dışsal şoklara rağmen programımız sarsılmadı, dayanıklılığını ispatladı. Türk lirasına olan güven artarken mayıs ayı itibarıyla rezervlerimiz de yeniden artış trendine girdi. 4 Temmuz 2025: 164,4 milyar dolar, risk primimiz tekrar düşüşe geçti, 10 Temmuz 2025 itibarıyla 282 puan. Enflasyonla mücadelede kararlılığımızdan ödün vermiyoruz. Dezenflasyon sürecini başlattığımız 2024 yılı haziran ayından itibaren enflasyon aralıksız 13 aydır düşmektedir. Bu dönemde yıllık enflasyon 40 puandan fazla düşerek yüzde 35,1 mertebesine gerilemiştir. Yıl sonu itibarıyla enflasyonda 20’li rakamları yakalamayı hedefliyoruz. Bu göstergeler, uyguladığımız Orta Vadeli Program’ın beklentiler doğrultusunda ilerlediğini açıkça ortaya koymaktadır. İhracat tarafında da tarihî rekorlara imza atıyoruz.

2024 yılı sonunda mal ihracatımız 262 milyar dolar olmuş; 2025 yılı Haziran ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız ise 267 milyar dolarla tarihi en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Yatırım ortamının daha öngörülebilir, şeffaf ve sürdürülebilir şekilde iyileştirilmesini hedefleyen 2025 yılı YOİKK Eylem Planı dün itibarıyla yayınlandı. Bu plan, yatırımcılarımızın karşılaştığı yapısal sorunlara çözüm üretmeyi, özel sektörün önünü açmayı ve Türkiye’yi daha cazip bir yatırım merkezi hâline getirmeyi amaçlayan somut adımları içermektedir.”

Yılmaz, tüm bu gelişmelerin, sadece Türkiye ekonomisinin gücünü değil, bölgesel iş birliklerine verdikleri önemi de gösterdiğini belirterek, “Uyguladığımız ticaret politikaları, sadece iç piyasa dengelerini gözeten değil, KKTC gibi dost ve kardeş ülkelerin potansiyelini açığa çıkarmayı da hedefleyen bir stratejiyle şekillenmektedir.” dedi.

Gümrük entegrasyonu, lojistik altyapı desteği, tarım ve gıda tedarik zincirleri gibi alanlarda sağladıkları kolaylıkların, KKTC ekonomisinin önünü açan somut adımlar olduğuna da vurgu yapan Yılmaz, bu doğrultuda, ihracat destek mekanizmaları ve yatırım koruma anlaşmalarının, özel sektörün adada daha fazla varlık göstermesinin önünü açtığına işaret etti.

Türkiye’nin büyüyen üretim gücü ve bölgesel ticaret ağlarının, KKTC ekonomisiyle bütünleştikçe kalkınma ortaklığının daha da pekişeceğine işaret eden Yılmaz, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin üretim potansiyelini dünyaya açmak ve dijital ticaretin sunduğu fırsatları değerlendirmek artık bir zorunluluktur.” dedi.

Türkiye olarak e-ihracat alanında son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştirdiklerini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

“Sadece 2024 yılında 8,2 milyar doları aşan e-ihracat hacmiyle, KOBİ’lerimizin ve girişimcilerimizin küresel pazarlara erişimini kolaylaştırdık. Aynı yaklaşımı, KKTC ile olan ticari ilişkilerimizde de teşvik ediyoruz. E-ihracat altyapısının güçlendirilmesiyle birlikte, KKTC menşeli ürünlerin dış pazarlara doğrudan ulaşması mümkün hale gelecektir. E-ticaretin yaygınlaşması sadece ihracat rakamlarını değil, aynı zamanda gümrük gelirlerini artıracak ve dijital gümrük sistemleri sayesinde işlem sürelerini ciddi biçimde azaltacaktır. Üreticinin ürünü hızlı şekilde alıcıya ulaştırması, tüketicilerin de beklentilerinin kısa sürede karşılanmasını sağlayacaktır.

Türkiye olarak, KKTC’nin dijital ticaret ağlarına entegre olması, yerli markalarının e-ihracatla büyümesi ve gümrük kapasitesinin modernize edilmesi için her türlü teknik desteği vermeye hazırız.

İnşallah, birlikte attığımız bu adımlar, Kıbrıs Türk ekonomisinin güçlenmesine ve uluslararası alanda daha görünür hale gelmesine büyük katkı sağlayacaktır. Bu konu, ikili ticari ilişkilerimizin geliştirilmesine yönelik yürütülen tüm teknik çalışmalarda öncelikli başlıklar arasında yer almaktadır. Mevzuat altyapısının tamamlanması sürecinde, hükümetlerimiz yakın iş birliği içinde hareket etmeye hazırdır.”

Cevdet Yılmaz, “KKTC 2033 vizyonu” kapsamında ortaya konan ekonomik yapılandırma sürecinin, üretimden dijitalleşmeye, lojistikten turizme kadar birçok alanda ciddi bir dönüşüm iradesine dayandığını ifade ederek, bu dönüşümün başarıya ulaşması için yatırım ortamını güçlendirecek yapısal adımların kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.

Bu bağlamda, Yatırım Danışma Konseyi’nin aktif şekilde çalıştırılması, karar süreçlerine iş dünyasının, akademinin ve sivil toplumun etkin katılımının sağlanması gerektiğini belirten Yılmaz, “2024 yılında ticaret hacmimiz 2,7 milyar dolara ulaşmıştır. Amacımız bu hacmi büyütürken KKTC’nin bu pastadaki payını da genişletmektir.” şeklinde konuştu.

Tarım ve hayvancılık başta olmak üzere ihracat potansiyelini değerlendirmeye dönük her girişimi desteklediklerini ifade eden Yılmaz, “Bu doğrultuda, Güzelyurt’ta TOBB koordinasyonuyla inşa edilen soğuk hava deposu projesi, üreticinin mevsimsel risklere karşı korunmasında kritik bir adımdır. Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın süratle sonuçlandırılması da özel sektörümüzün önünü açacaktır” dedi.

Yine aynı çerçevede, KKTC’nin fuarlarda görünürlüğünü artırmak amacıyla WorldFood 2024, MÜSİAD EXPO 2024 ve 2025 Yapı Fuarı gibi organizasyonlarda KKTC’ye tahsis edilen alanlarla ticaret diplomasisine alan kazandırdıklarını ifade eden Yılmaz, TOBB ile Kıbrıs Türk Ticaret Odası iş birliğiyle kurulan İhracat Destek Ofisi’nin, Kuzey Kıbrıs ihracatının sistematik gelişimi için önemli bir görev üstlendiğini kaydetti.

Kıbrıslı üretici ve ihracatçının emeğini asla karşılıksız bırakmadıklarını ifade eden Yılmaz, son yıllarda sağladıkları teşviklerin bugünkü değerinin, 182 milyon lirayı aştığını söyledi.

“Bu rakam, bizim Kıbrıs Türk halkına olan sarsılmaz desteğimizin en somut ispatıdır.” Diyen Yılmaz, şunları kaydetti:

“Bir yandan ihracatçımızın gelirinin yüzde 14’ü gibi önemli bir oranı doğrudan kendilerine aktarılırken, diğer yandan onları uluslararası pazarlarda yalnız bırakmıyoruz. Marka tescilinden pazar araştırmasına, yurt dışında mağaza açmaktan fuar katılımlarına kadar her adımda Hükümetimiz, Kıbrıslı kardeşlerimizin en büyük destekçisidir.

Gümrüklerde yürüttüğümüz modernizasyon çalışmaları da kayıt dışı ticaretle mücadele ve mali şeffaflık açısından önemlidir. Gazimağusa ve Girne limanlarına hibe edilen X-Ray cihazlarıyla bu sürece katkı verdik. Diğer yandan Kıbrıs Türkü işadamlarının ülkemizde ve tüm dünyada ticari faaliyetlerini sorunsuz, etkin ve ekonomik açıdan verimli bir biçimde yürütebilmeleri için KKTC Hükümetinin ortaya koyduğu gayretlere tam destek veriyoruz. Bu gayretlerin, Kıbrıs Türkünün altmış yılı aşkın süredir sürdürdüğü varoluş mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğunu, ekonomik alandaki adımlarımızın her birini bu anlayışla ve ruhla attığımızı bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Kadın girişimcilerin ve genç yatırımcıların bu kalkınma sürecine daha fazla dâhil edilmesini önemsiyoruz.

Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği bünyesinde kurulan Kadın Girişimciler Komitesi’nde KKTC’nin aktif rol üstlenmesi, bu kapsayıcı perspektifin güçlü bir yansımasıdır.

Uluslararası platformlarda KKTC’nin görünürlüğünü artırmaya yönelik girişimlerimiz de devam etmektedir.

Kıbrıs Türk iş dünyasının İslam Odası, Eurochambres, Dünya Odalar Federasyonu gibi küresel yapılar içinde temsiline yönelik çabaları, ortak geleceğe inancımızın açık göstergesidir.”

Yılmaz, bu süreçte kaydedilen ilerlemenin, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın kararlılıkla savunduğu iki devletli çözüm vizyonunun uluslararası zeminde karşılık bulduğunu gösterdiğini belitti.

Kıbrıs Türk halkının kendi iradesiyle büyüyen bu kalkınma yolculuğunun, bazı çevreleri açıkça rahatsız ettiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türkünü Ada’ya sıkıştırmak isteyen zihniyet, karşısında bu iradeyi buldukça daha saldırgan yöntemlere başvurmaktadır. Kıbrıs Türk ekonomisine katkı sunan, yatırım yapan, KKTC ile iş yapma imkanlarını geliştiren KKTC’li ve yabancı işadamlarını hedef alan bu tür hamlelerin nihai hedefi, Kıbrıs Türk ekonomisini boğmak ve KKTC’ye yaşam alanı tanımamaktır. Bu saldırılarda yaşanan artışın zamanlaması da manidardır. Ada’daki iki taraf arasında bir işbirliği kültürünün tesis edilmesi yönündeki ihtiyaca binaen mart ayında Cenevre’de düzenlenen genişletilmiş katılımlı gayriresmi toplantının yarattığı ivme, bu hamlelerle baltalanmak istenmektedir. Bu saldırılar karşısında iş adamlarımızın zarar görmesini engellemek için KKTC makamlarıyla eşgüdüm halinde ulusal ve uluslararası düzlemde gereken tüm önlemleri alıyor, gereken adımları atıyoruz. Diğer yandan söz konusu gelişmeler bize, KKTC’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri elde edebilmesi için Kıbrıs Türk makamlarıyla birlikte verdiğimiz kararlı mücadelenin siyasi cephesi kadar ekonomik cephesini de kuvvetli tutmak zorunda olduğumuzu bir kez daha göstermiştir.”

Bu gerçeklerin bilinciyle, el birliğiyle Kıbrıs Türkü’nü hedef alan eylemlere karşı duracaklarını ifade eden Yılmaz, “Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü, yani özden gelen haklarını her zeminde savunmayı sürdüreceğiz.” dedi.

Rum tarafının yaptığı tutuklamaların iyi niyetle bağdaşmadığını, iki devlet arasındaki iş birliklerini geliştirmekle bağdaşmadığını belirten Yılmaz, tüm bunların iş birliği ruhunu zedelediğini, ekonomisini zayıflatmayı amaçladığını kaydetti.

Türkiye olarak bu konuda da gerekli desteği KKTC’ye verdiklerini ifade eden Yılmaz, adada iki devletin, iki halkın huzur güven içinde her alanda eşitlik temelinde iş birliğini arzu ettiklerini belirtti ve bunun tüm adanın yararına olacağına inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, konferansın önemine vurgu yaparak, yatırımda geleceği görmenin önemine işaret etti.

Tatar, geleceği yaratmakta yatırımın önemine vurgu yaparak, iş hayatına adım atarken yaşadıklarını anlattı, ancak iş yaşamında bile Rum tarafından engellemeye maruz kaldıklarını kaydetti.

KKTC’nin bölgesinde her alanda güçlenen, gelişen bir devlet olduğunu, geleceği gördüklerini ve devletin geleceğini daha da güçlendirecek adımları attıklarını ifade eden Tatar, Türk Telekom ile geleceğe atılan adımın önemine işaret etti.

Tüm bunların ülke ekonomisini geliştireceğini vurgulayan Tatar, KKTC’nin izolasyon ve ambargolara rağmen turizmde, eğitimde her alanda geliştiğini, her alanda da gelişmeye devam ettiğini söyledi.

Fiber optik yatırım ile daha da gelişecek olan KKTC’nin geleceğe yatırım yaptığını belirten Tatar, KKTC’nin tüm riskleri dikkate alarak, yatırımlar yaptığını anlattı.

Rum tarafından gelen saldırıların da KKTC’nin gelişmesini engellemek amacıyla yapıldığını ifade eden Tatar, BM önünde tüm bu gerçekleri ortaya koyduklarını, haksızlıklara rağmen KKTC’yi geliştirmeye devam edeceklerini vurguladı.

Tatar, Türk milletinin ayrılmaz ve kopmaz bir parçası olarak KKTC’yi geliştirmeye devam edeceklerini söyledi.

Konuşmaların ardından hediyeler takdim edildi ve anı fotoğrafı çekildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Şener Levent hakkında Türkiye’den iade talebi yok”

Published

on

By

Gazeteci Şener Levent hakkında Türkiye’den bir iade talebi bulunmadığı bildirildi.

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanlığı kaynakları, “Türkiye’de Şener Levent hakkında yakalama kararı çıkarılarak KKTC’den iadesinin istendiği” gibi bazı gazetelerde yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Haberleri dezenformasyon olarak niteleyen Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Şener Levent hakkında Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’nın KKTC’den herhangi bir iade talebi bulunmadığını vurguladı.

Söz konusu kaynaklar, Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nin Şener Levent hakkında vermiş olduğu ceza kararının tebliğ edilmesinin istendiğini ancak bu kararın iade talebi içermediğini de bildirdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Yaşar Güler, KKTC Ankara Büyükelçisi Korukoğlu’nu kabul etti

Published

on

By

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu’nu kabul etti.

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu’nu makamında kabul etti.” ifadesine yer verdi.

Paylaşımda, kabule ilişkin fotoğraf da yer aldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam