Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis’te güncel konuşmalar devam ediyor… Pilli: Sağlık Bakanlığı olarak elimizden geldiği kadar var gücümüzle eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz

Published

on

Sağlık Bakanı Ali Pilli, sağlıkta büyük sıkıntılar ve bazı eksikliler bulunduğunu ama hiçbir şey yapılmıyor durumunda da olunmadığını belirterek, “Sağlık Bakanlığı olarak elimizden geldiği kadar var gücümüzle eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz. Bizim dışımızda olan olaylardan dolayı bazen gecikiyor veya istediğimiz gibi yapamıyoruz” dedi.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşmalarında sağlık, siyasi ve ekonomik gelişmeler ele alındı.

BESİM: “SAĞLIK SORUNLARI HALKI VURDU”

CTP Milletvekili Filiz Besim, “sağlıkta neden grev vardır” başlıklı güncel konuşma yaptı.

Sağlık sorunlarının “ciddi boyutta halkı vurduğunu” söyleyen Besim, muhalefet olarak çözüm önerileri de sunduklarını, yaşanan sorunlara çözüm üretilmesi gerektiğini belirtti.

Besim, hiçbir sağlıkçının greve gitmek istemediğini, bir süre önce hekimler sendikasının birtakım görevleri yapmayacaklarını ve sağlıkta ciddi sıkıntılar olduğunu aktarmak için Sağlık Bakanı’ndan randevu talep ettiğini belirtti.

Sağlıkta yaşanan sıkıntıları ve grevin nedenlerini aktaran Besim, yoğun bakımlarda yatak eksikliği bulunduğunu, acilde beş hekim ve yardımcı asistanlarla hizmet verildiğini, ilaç sıkıntısı yaşandığını söyledi.

Besim, ilaç sıkıntısının giderilmediğini dile getirerek, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi yeni doğan bölümünde yaşanan bozuk ve bakımı yapılmayan cihazlar gibi eksiklikleri anlattı.

Pestisit analizleri için gereken kitlerin bitmeden önce sağlanması gerektiğini belirten Besim, şu anda kitler bittiğinden analizlerin yapılamadığını söyledi. Besim, yeni Devlet Laboratuvarı’nın ne zaman tamamlanacağını sordu.

Temizlik malzemelerinin hastanelerin kendi bütçesinden karşılandığını söyleyen Besim, ihalelerden temizlik malzemelerinin çıkarılmasının hastaneleri bu hale getirdiğini belirtti.

Besim, “Maalesef hastane yönetimleri bir rulo tuvalet kâğıdına muhtaç durumdadır” dedi.

İlaçları ülkeye getiren tedarik firmalarının Sağlık Bakanlığı’ndan alacaklarını alamadıklarından zora girdiklerini söyleyen Besim, gereken ödemeyi alamadıklarını için ilaç tedarikçilerinin ihalelerden çekildiğini belirtti.

PİLLİ: “BİZİM DIŞIMIZDA OLAN OLAYLARDAN DOLAYI BAZEN GECİKİYOR VEYA İSTEDİĞİMİZ GİBİ YAPAMIYORUZ”

Besim’i yanıtlayan Sağlık Bakanı Ali Pilli, “Dünyanın ve bizim ne durumda olduğumuzu herkes bilmelidir. Büyük sıkıntılar vardır bazı eksiklikler vardır. Ama hiçbir şey yapılmıyor değildir. Sağlık Bakanlığı olarak elimizden geldiği kadar var gücümüzle eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz. Bizim dışımızda olan olaylardan dolayı bazen gecikiyor veya istediğimiz gibi yapamıyoruz” dedi.

Pilli, bir doktor olarak ilaç sıkıntısının sonuçlarını çok iyi bildiğini söyleyerek, Sağlık Bakanı olarak da bunun sorumluluğunu taşıdığını ilaçların gelmesinin geciktiğini ülkede bazı şeylerin yavaş gittiğini aranan ilaçların yurt dışında da bulunamadığını belirtti.

Bazı firmaların ihaleyi kazanmasına rağmen ilaç getirmediğini söyleyen Pilli, çalışmalar sonunda ihalelerin sonlandırıldığını, kazanan bir firmanın ilaç getirmekten vazgeçtiğini, ikinciye düşüldüğünü, bu nedenle gecikmeler yaşandığını, çalışma yapılmaya devam edildiğini kaydetti.

Pilli, depolardan temin edilecek ve Türkiye’den gelecek ilaçlar bulunduğunu söyleyerek, bunların dışında uluslararası ihaleye de çıkılacağını ve diğer ilaçların da geleceğini kaydetti.

Kuvözlerle ilgili soruna yönelik soruşturma açılacağını söyleyen Pilli, konuya ilişkin bakanlığa bir talepte bulunulmadığını söyleyerek, “Size bildireceklerine önce bana bildirselerdi bu konuyu çözerdik. Bu konu çok hassas olduğum bir konu, gereken yapılacak” dedi.

Pilli, yanan Devlet Laboratuvarı’na kullanım süresi dolmuş ilaçların taşındığını, binanın bu şekilde kullanıldığını söyledi.

Sağlık Bakanı Pilli, ihalelere daha hızlı çıkılabilmesi için İhale Yasası’nda değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etti.

“İHALEYİ KAZANDI, İLAÇ GETİRMEKTEN VAZGEÇTİ, DAVA AÇILACAK”

İhaleyi kazandığı halde ilaç getirmekten vazgeçen ilaç firmasına tazminat davası açılacağını belirten Pilli, sıkıntılar bulunduğunu ama hiç ilaç olmadığının söylenmesinin doğru olmadığını söyledi.

Pilli, halka en kısa sürede ilaçların ulaşması için ellerinden geleni yaptıklarını, sürecin uzamasının tek nedeninin bakanlık olmadığını, başka nedenler de bulunduğunu belirtti.

Eczacılık Yasası’na ilişkin yasanın sorulması üzerine Pilli, yasa tasarısının ve sağlıkla ilgili diğer bazı yasaların ilk Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek Meclis’e getirileceğini kaydetti.

PESTİSİT KİT EKSİKLİĞİ KONUSUNDA SORUŞTURMA

Başka bir soru üzerine Pilli, pestisit kitlerinin eksikliği ile ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi.

CANDAN: “SOKAĞA ÇIKMAYAN KESİM KALMADI”

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Armağan Candan, “halktan kopuk yönetim” konusunda güncel konuşma yaptı.

Candan, “Halk her gün yaşadığı sorunların üzerine bir de konuların farkında olmayan, önemini kavrayamayan bir hükümet ve cumhurbaşkanı ile karşı karşıyadır” dedi.

Cumhurbaşkanı’nın sosyal medya paylaşımlarını eleştiren Candan, “Ülkede on binlerce insan sokaklara döküldü, sokağa çıkmayan kesim kalmadı. Bunlar olurken ne olduğunu farkında olamayan cumhurbaşkanına halkın artık tahammülü kalmadı” diye konuştu.

Öğrencilerin burslarını alamadığını, asgari ücretin yoksulluk sınırı altına düştüğünü, hükümetin 40 günde 84 atama yaptığını söyleyen Candan, “Sayın Cumhurbaşkanı siz de bu atamaların altına imza atıyorsunuz ve dönüp soruyorsunuz ‘ne oldu’ diye” dedi.

Hükümeti eleştiren Candan, Başbakan’ın Bakanlar Kurulu’nda alınan kararları yerine getiremediğini savundu.

Öngörüsüz kararlar nedeniyle günlerce belediye çalışanının eylem yaptığını, çalışma barışının zarar gördüğünü söyleyen Candan, “ben yaparım oldu” değil demokratik bir bakış açısıyla kararlar alınması gerektiğini belirtti.

Candan, ekonomiyle ilgili yaptıkları önerilerin hükümet tarafından dikkate alınmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın Mağusa Kapısı’nın araçlı geçişlere açılması konusunu gündeme taşıması gerektiğini söyleyen Candan, Metehan’da sürekli izdiham yaşandığını belirtti.

Candan, ülkeye daha fazla girdiyi getirmek için çalışılması gerektiğini Cumhurbaşkanı hükümet ve Dışişleri Bakanlığı’nın bu konulara önem vermesine ihtiyaç duyulduğunu, Türkiye’deki temaslarda bunların aktarılması gerektiğini söyledi.

ÇAVUŞOĞLU: “UMUTSUZLUK POMPALAMAK YERİNE ÇIKIŞ YOLLARI İFADE EDİLMELİ”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da ülkenin zor koşullardan geçtiğini, toplumun umutlarının yıprandığı bir dönemeçte umutsuzluk pompalamak yerine çıkış yollarının da ifade edilmesinin bütünleyici olacağını söyledi.

Burslarla ilgili yazışmaların Maliye Bakanlığı’na gönderildiğini imkan ve kabiliyete göre ödemelerin yapılacağını dile getiren Çavuşoğlu, bursların gününde yatmasının herkesin isteği olduğunu, prosedürün de yapıldığını, konunun Maliye Bakanlığı gündeminde bulunduğunu kaydetti.

“Bilmenizi isterim ki ekonomik sıkıntı çok büyük, bunu aşmaya çalışıyoruz” diyen Çavuşoğlu, bu süreçten geçerken herkesin desteğine ve katkısına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, ekonomik tablonun farkında olan bazı kesimlerin hükümete girmemek için binbir dereden su getirdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı’nı eski bir dostuyla yaptığı yazışmanın ironiye dönüştürülmesinin kime ne fayda sağlayacağını soran Çavuşoğlu, yorumun samimiyetten kaynaklandığını ve makam gözetmeksizin yapıldığını kaydetti.

Çavuşoğlu, eylemlerin gerekçelerinin herkesi üzdüğünü, sürecin zor olduğunu, zor günlerin ortak akılla el birliğiyle aşılacağını belirtti.

Belediyelerle ilgili reformun birinci adımının köylerin belediyelere bağlanması, ikinci adımın da birleştirilmesi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bunların belediyelerin iyileştirilmesi temel güdüsüyle yapıldığını kaydetti.

Çavuşoğlu, belediyelerin iyileştirilmesi ihtiyacı olduğunu söyleyerek, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduklarını en iyisini yapmak için muhalefetin eleştirilerinin de dinlendiğini belirtti.

Gelinen süreçte bugün Başbakan’ın parti başkanlarıyla görüştüğünü anımsatan Çavuşoğlu, UBP Grup Toplantısında da bu önerilerin görüşüleceğini söyledi.

AKANSOY: “TC İLE İMZALANACAK PROTOKOL KONUSUNDA PARTİLER BİLGİLENDİRİLMEDİ”

Çavuşoğlu’nun ardından CTP Milletvekili Asım Akansoy, “son siyasi ve ekonomik gelişmeler” konusunda güncel konuşma yaptı.

Akansoy, ülkenin sağduyulu adımlar, ortak akıl ve istikrara ihtiyacı olduğunu söyleyerek, Türkiye ile imzalanacak protokolün içerik ve geçerlilik süresi hakkında Meclis’teki siyasi partilerin bilgilendirilmediğini belirtti.

Anayasa’ya atıfta bulunan Akansoy, tüm paydaşların görüşlerinin alınması ve Meclis’ten onay almasının önemine işaret etti.

Akansoy, ülkenin en büyük problemlerinin öngörülemezlik olduğunu söyleyerek, bunun yeni yatırımlar önünde önemli bir engel olduğunu kaydetti.

Ülkede EL-SEN’in grev başlattığını belirten Akansoy, KIB-TEK’in üretim kapasitesinin yüzde 40’ının Karadeniz Enerji Holding’e aktarılacağına yönelik söylemler bulunduğunu kaydederek bu konu hakkında bilgi istedi.

Akansoy, mali işbirliği protokolünde, ülke insanın gözetilmesi gerektiğini belirtti.

Hükümetin günlük adımlar attığını, geniş ölçekli adımlar atılmadığını söyleyen Akansoy, sektörler bazında sivil toplum örgütü temsilcilerinin, siyasi partilerin önerilerde bulunulduğunu kaydetti.

Akansoy, 2022 Mali Yılı Makroekonomik İzleme Raporu’nu hükümetin değerlendirmesi gerektiğini, raporun durumu ortaya koyduğunu ve çözüm önerileri sunduğunu söyledi.

Temel önermenin ekonomik entegrasyon olduğunu söyleyen Akansoy, Kıbrıs Türk ve Rum kesimi arasında iş birliğinin artırılması ve birlikte iş yapılmasına yönelik modellemenin raporda yer aldığını belirtti.

Akansoy, Yeşil Hat Tüzüğü ve Türkiye kapısının dikkate alınması gerektiğini söyledi.

TAÇOY: “KKTC’NİN DÜNYAYA AÇILAN KAPISI TÜRKİYE’DİR”

Akansoy’u yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, Annan Planı’na hayır diyen Rum tarafının Avrupa Birliği’ne alındığını hatırlatarak, Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı Türklere yönelik Finansal Yardım, Yeşil Hat ve Doğrudan Tücaret Tüzüğü’nü gündeme getirdiğini söyledi.

Yeşil Hat Tüzüğü’ne atıfta bulunan Taçoy, Rumların Kıbrıslı Türkleri tanımadığını dolayısıyla ticaretin de bu engele takıldığını, KKTC’nin dünyaya açılan kapısının Türkiye olduğunu belirtti.

Taçoy, belediye reformunun uzun yıllardır Meclise gelmeyi beklediğini, geldiğinde “bu kez de devrimci olarak bilinen kesimin reforma karşı çıktığını” söyledi.

Bakan Taçoy, belediye reformunun daha önce de tartışıldığını bu konunun tüm İçişleri Bakanları tarafından çalışıldığını belirtti.

“KIB-TEK’İ YAŞATMAK İÇİN DOĞAL GAZ GETİRİLMESİ GEREK”

KIB-TEK’in enerji maliyetleri konusuna değinen Taçoy, fuel oil fiyatlarının düşmeyeceğini, 2030’a kadar kullanımın azalacağını, kurumu yaşatmak için doğal gaz getirilmesi gerektiğini söyledi.

Elektrik faturalarına değinen Taçoy, ortak aklı yakalamak arzusunda olduklarını söyledi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da farklı noktalardaki orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi

Published

on

By

İtalya’nın farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi. Toskana Bölgesi’nde 600 turist tahliye edildi.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre, ülkenin batısındaki Sardinya Adası’nda Olbia ile Sassari kentleri arasındaki Trambuccone mevkisinde geniş çaplı orman yangını çıktı.

Olbia Havalimanı çevresindeki hava sahası bir süreliğine kapatılırken, bu durum gecikme ve aksaklıklara yol açtı. Olbia varışlı bazı uçuşlar da Cagliari, Alghero ve Roma gibi havalimanlarına yönlendirildi.
Söz konusu yangına 1 söndürme uçağı ve helikopterlerle müdahale edildi. Karadan da itfaiye ekipleri ve gönüllülerin müdahalesi sürüyor.

600 turist tahliye edildi
Ülkenin rağbet gören tatil ve kamp beldelerinden Toskana Bölgesi’ndeki Castiglione della Pescaia’da bir tuz arıtma tesisinde çıkan yangın da kısa sürede rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı.

Hızla büyüyen yangına itfaiye ekipleri karadan ve havadan müdahale etti. Grosseto Valiliğinin talimatıyla bölgede tatil yapan yerli yabancı 600 turist, kamp alanından tahliye edildi.

İtalyan İtfaiyesi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, havadan 4 helikopterle yangına müdahale edildiğini, akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan, ülkenin güneydoğusundaki Otranto’da dün akşam saatlerinde başlayan ve rüzgarın etkisiyle yayılan yangında 150 hektarlık makilik yandı.

Haberlerde, yetkililerin, kundaklama sebebiyle yangın çıkmış olabileceği şüphesi üzerinde durduğu ifade edildi.

Matera’ya bağlı Metaponto di Bernalda beldesi yakınlarında geçen günlerde çıkan yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceği belirtilen haberlerde, Matera Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi.

İtalyan İtfaiyesinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlara göre, itfaiye erleri son günlerde Sicilya ve Sardinya Adaları, Toskana, Lazio, Puglia, Campania gibi pek çok bölgede irili ufaklı çok sayıda yangına havadan ve karadan müdahalede bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam