Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis’te güncel konuşmalar devam ediyor… Pilli: Sağlık Bakanlığı olarak elimizden geldiği kadar var gücümüzle eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz

Published

on

Sağlık Bakanı Ali Pilli, sağlıkta büyük sıkıntılar ve bazı eksikliler bulunduğunu ama hiçbir şey yapılmıyor durumunda da olunmadığını belirterek, “Sağlık Bakanlığı olarak elimizden geldiği kadar var gücümüzle eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz. Bizim dışımızda olan olaylardan dolayı bazen gecikiyor veya istediğimiz gibi yapamıyoruz” dedi.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşmalarında sağlık, siyasi ve ekonomik gelişmeler ele alındı.

BESİM: “SAĞLIK SORUNLARI HALKI VURDU”

CTP Milletvekili Filiz Besim, “sağlıkta neden grev vardır” başlıklı güncel konuşma yaptı.

Sağlık sorunlarının “ciddi boyutta halkı vurduğunu” söyleyen Besim, muhalefet olarak çözüm önerileri de sunduklarını, yaşanan sorunlara çözüm üretilmesi gerektiğini belirtti.

Besim, hiçbir sağlıkçının greve gitmek istemediğini, bir süre önce hekimler sendikasının birtakım görevleri yapmayacaklarını ve sağlıkta ciddi sıkıntılar olduğunu aktarmak için Sağlık Bakanı’ndan randevu talep ettiğini belirtti.

Sağlıkta yaşanan sıkıntıları ve grevin nedenlerini aktaran Besim, yoğun bakımlarda yatak eksikliği bulunduğunu, acilde beş hekim ve yardımcı asistanlarla hizmet verildiğini, ilaç sıkıntısı yaşandığını söyledi.

Besim, ilaç sıkıntısının giderilmediğini dile getirerek, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi yeni doğan bölümünde yaşanan bozuk ve bakımı yapılmayan cihazlar gibi eksiklikleri anlattı.

Pestisit analizleri için gereken kitlerin bitmeden önce sağlanması gerektiğini belirten Besim, şu anda kitler bittiğinden analizlerin yapılamadığını söyledi. Besim, yeni Devlet Laboratuvarı’nın ne zaman tamamlanacağını sordu.

Temizlik malzemelerinin hastanelerin kendi bütçesinden karşılandığını söyleyen Besim, ihalelerden temizlik malzemelerinin çıkarılmasının hastaneleri bu hale getirdiğini belirtti.

Besim, “Maalesef hastane yönetimleri bir rulo tuvalet kâğıdına muhtaç durumdadır” dedi.

İlaçları ülkeye getiren tedarik firmalarının Sağlık Bakanlığı’ndan alacaklarını alamadıklarından zora girdiklerini söyleyen Besim, gereken ödemeyi alamadıklarını için ilaç tedarikçilerinin ihalelerden çekildiğini belirtti.

PİLLİ: “BİZİM DIŞIMIZDA OLAN OLAYLARDAN DOLAYI BAZEN GECİKİYOR VEYA İSTEDİĞİMİZ GİBİ YAPAMIYORUZ”

Besim’i yanıtlayan Sağlık Bakanı Ali Pilli, “Dünyanın ve bizim ne durumda olduğumuzu herkes bilmelidir. Büyük sıkıntılar vardır bazı eksiklikler vardır. Ama hiçbir şey yapılmıyor değildir. Sağlık Bakanlığı olarak elimizden geldiği kadar var gücümüzle eksiklikleri gidermek için çalışıyoruz. Bizim dışımızda olan olaylardan dolayı bazen gecikiyor veya istediğimiz gibi yapamıyoruz” dedi.

Pilli, bir doktor olarak ilaç sıkıntısının sonuçlarını çok iyi bildiğini söyleyerek, Sağlık Bakanı olarak da bunun sorumluluğunu taşıdığını ilaçların gelmesinin geciktiğini ülkede bazı şeylerin yavaş gittiğini aranan ilaçların yurt dışında da bulunamadığını belirtti.

Bazı firmaların ihaleyi kazanmasına rağmen ilaç getirmediğini söyleyen Pilli, çalışmalar sonunda ihalelerin sonlandırıldığını, kazanan bir firmanın ilaç getirmekten vazgeçtiğini, ikinciye düşüldüğünü, bu nedenle gecikmeler yaşandığını, çalışma yapılmaya devam edildiğini kaydetti.

Pilli, depolardan temin edilecek ve Türkiye’den gelecek ilaçlar bulunduğunu söyleyerek, bunların dışında uluslararası ihaleye de çıkılacağını ve diğer ilaçların da geleceğini kaydetti.

Kuvözlerle ilgili soruna yönelik soruşturma açılacağını söyleyen Pilli, konuya ilişkin bakanlığa bir talepte bulunulmadığını söyleyerek, “Size bildireceklerine önce bana bildirselerdi bu konuyu çözerdik. Bu konu çok hassas olduğum bir konu, gereken yapılacak” dedi.

Pilli, yanan Devlet Laboratuvarı’na kullanım süresi dolmuş ilaçların taşındığını, binanın bu şekilde kullanıldığını söyledi.

Sağlık Bakanı Pilli, ihalelere daha hızlı çıkılabilmesi için İhale Yasası’nda değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etti.

“İHALEYİ KAZANDI, İLAÇ GETİRMEKTEN VAZGEÇTİ, DAVA AÇILACAK”

İhaleyi kazandığı halde ilaç getirmekten vazgeçen ilaç firmasına tazminat davası açılacağını belirten Pilli, sıkıntılar bulunduğunu ama hiç ilaç olmadığının söylenmesinin doğru olmadığını söyledi.

Pilli, halka en kısa sürede ilaçların ulaşması için ellerinden geleni yaptıklarını, sürecin uzamasının tek nedeninin bakanlık olmadığını, başka nedenler de bulunduğunu belirtti.

Eczacılık Yasası’na ilişkin yasanın sorulması üzerine Pilli, yasa tasarısının ve sağlıkla ilgili diğer bazı yasaların ilk Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek Meclis’e getirileceğini kaydetti.

PESTİSİT KİT EKSİKLİĞİ KONUSUNDA SORUŞTURMA

Başka bir soru üzerine Pilli, pestisit kitlerinin eksikliği ile ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi.

CANDAN: “SOKAĞA ÇIKMAYAN KESİM KALMADI”

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Armağan Candan, “halktan kopuk yönetim” konusunda güncel konuşma yaptı.

Candan, “Halk her gün yaşadığı sorunların üzerine bir de konuların farkında olmayan, önemini kavrayamayan bir hükümet ve cumhurbaşkanı ile karşı karşıyadır” dedi.

Cumhurbaşkanı’nın sosyal medya paylaşımlarını eleştiren Candan, “Ülkede on binlerce insan sokaklara döküldü, sokağa çıkmayan kesim kalmadı. Bunlar olurken ne olduğunu farkında olamayan cumhurbaşkanına halkın artık tahammülü kalmadı” diye konuştu.

Öğrencilerin burslarını alamadığını, asgari ücretin yoksulluk sınırı altına düştüğünü, hükümetin 40 günde 84 atama yaptığını söyleyen Candan, “Sayın Cumhurbaşkanı siz de bu atamaların altına imza atıyorsunuz ve dönüp soruyorsunuz ‘ne oldu’ diye” dedi.

Hükümeti eleştiren Candan, Başbakan’ın Bakanlar Kurulu’nda alınan kararları yerine getiremediğini savundu.

Öngörüsüz kararlar nedeniyle günlerce belediye çalışanının eylem yaptığını, çalışma barışının zarar gördüğünü söyleyen Candan, “ben yaparım oldu” değil demokratik bir bakış açısıyla kararlar alınması gerektiğini belirtti.

Candan, ekonomiyle ilgili yaptıkları önerilerin hükümet tarafından dikkate alınmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın Mağusa Kapısı’nın araçlı geçişlere açılması konusunu gündeme taşıması gerektiğini söyleyen Candan, Metehan’da sürekli izdiham yaşandığını belirtti.

Candan, ülkeye daha fazla girdiyi getirmek için çalışılması gerektiğini Cumhurbaşkanı hükümet ve Dışişleri Bakanlığı’nın bu konulara önem vermesine ihtiyaç duyulduğunu, Türkiye’deki temaslarda bunların aktarılması gerektiğini söyledi.

ÇAVUŞOĞLU: “UMUTSUZLUK POMPALAMAK YERİNE ÇIKIŞ YOLLARI İFADE EDİLMELİ”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da ülkenin zor koşullardan geçtiğini, toplumun umutlarının yıprandığı bir dönemeçte umutsuzluk pompalamak yerine çıkış yollarının da ifade edilmesinin bütünleyici olacağını söyledi.

Burslarla ilgili yazışmaların Maliye Bakanlığı’na gönderildiğini imkan ve kabiliyete göre ödemelerin yapılacağını dile getiren Çavuşoğlu, bursların gününde yatmasının herkesin isteği olduğunu, prosedürün de yapıldığını, konunun Maliye Bakanlığı gündeminde bulunduğunu kaydetti.

“Bilmenizi isterim ki ekonomik sıkıntı çok büyük, bunu aşmaya çalışıyoruz” diyen Çavuşoğlu, bu süreçten geçerken herkesin desteğine ve katkısına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, ekonomik tablonun farkında olan bazı kesimlerin hükümete girmemek için binbir dereden su getirdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı’nı eski bir dostuyla yaptığı yazışmanın ironiye dönüştürülmesinin kime ne fayda sağlayacağını soran Çavuşoğlu, yorumun samimiyetten kaynaklandığını ve makam gözetmeksizin yapıldığını kaydetti.

Çavuşoğlu, eylemlerin gerekçelerinin herkesi üzdüğünü, sürecin zor olduğunu, zor günlerin ortak akılla el birliğiyle aşılacağını belirtti.

Belediyelerle ilgili reformun birinci adımının köylerin belediyelere bağlanması, ikinci adımın da birleştirilmesi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bunların belediyelerin iyileştirilmesi temel güdüsüyle yapıldığını kaydetti.

Çavuşoğlu, belediyelerin iyileştirilmesi ihtiyacı olduğunu söyleyerek, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduklarını en iyisini yapmak için muhalefetin eleştirilerinin de dinlendiğini belirtti.

Gelinen süreçte bugün Başbakan’ın parti başkanlarıyla görüştüğünü anımsatan Çavuşoğlu, UBP Grup Toplantısında da bu önerilerin görüşüleceğini söyledi.

AKANSOY: “TC İLE İMZALANACAK PROTOKOL KONUSUNDA PARTİLER BİLGİLENDİRİLMEDİ”

Çavuşoğlu’nun ardından CTP Milletvekili Asım Akansoy, “son siyasi ve ekonomik gelişmeler” konusunda güncel konuşma yaptı.

Akansoy, ülkenin sağduyulu adımlar, ortak akıl ve istikrara ihtiyacı olduğunu söyleyerek, Türkiye ile imzalanacak protokolün içerik ve geçerlilik süresi hakkında Meclis’teki siyasi partilerin bilgilendirilmediğini belirtti.

Anayasa’ya atıfta bulunan Akansoy, tüm paydaşların görüşlerinin alınması ve Meclis’ten onay almasının önemine işaret etti.

Akansoy, ülkenin en büyük problemlerinin öngörülemezlik olduğunu söyleyerek, bunun yeni yatırımlar önünde önemli bir engel olduğunu kaydetti.

Ülkede EL-SEN’in grev başlattığını belirten Akansoy, KIB-TEK’in üretim kapasitesinin yüzde 40’ının Karadeniz Enerji Holding’e aktarılacağına yönelik söylemler bulunduğunu kaydederek bu konu hakkında bilgi istedi.

Akansoy, mali işbirliği protokolünde, ülke insanın gözetilmesi gerektiğini belirtti.

Hükümetin günlük adımlar attığını, geniş ölçekli adımlar atılmadığını söyleyen Akansoy, sektörler bazında sivil toplum örgütü temsilcilerinin, siyasi partilerin önerilerde bulunulduğunu kaydetti.

Akansoy, 2022 Mali Yılı Makroekonomik İzleme Raporu’nu hükümetin değerlendirmesi gerektiğini, raporun durumu ortaya koyduğunu ve çözüm önerileri sunduğunu söyledi.

Temel önermenin ekonomik entegrasyon olduğunu söyleyen Akansoy, Kıbrıs Türk ve Rum kesimi arasında iş birliğinin artırılması ve birlikte iş yapılmasına yönelik modellemenin raporda yer aldığını belirtti.

Akansoy, Yeşil Hat Tüzüğü ve Türkiye kapısının dikkate alınması gerektiğini söyledi.

TAÇOY: “KKTC’NİN DÜNYAYA AÇILAN KAPISI TÜRKİYE’DİR”

Akansoy’u yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, Annan Planı’na hayır diyen Rum tarafının Avrupa Birliği’ne alındığını hatırlatarak, Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı Türklere yönelik Finansal Yardım, Yeşil Hat ve Doğrudan Tücaret Tüzüğü’nü gündeme getirdiğini söyledi.

Yeşil Hat Tüzüğü’ne atıfta bulunan Taçoy, Rumların Kıbrıslı Türkleri tanımadığını dolayısıyla ticaretin de bu engele takıldığını, KKTC’nin dünyaya açılan kapısının Türkiye olduğunu belirtti.

Taçoy, belediye reformunun uzun yıllardır Meclise gelmeyi beklediğini, geldiğinde “bu kez de devrimci olarak bilinen kesimin reforma karşı çıktığını” söyledi.

Bakan Taçoy, belediye reformunun daha önce de tartışıldığını bu konunun tüm İçişleri Bakanları tarafından çalışıldığını belirtti.

“KIB-TEK’İ YAŞATMAK İÇİN DOĞAL GAZ GETİRİLMESİ GEREK”

KIB-TEK’in enerji maliyetleri konusuna değinen Taçoy, fuel oil fiyatlarının düşmeyeceğini, 2030’a kadar kullanımın azalacağını, kurumu yaşatmak için doğal gaz getirilmesi gerektiğini söyledi.

Elektrik faturalarına değinen Taçoy, ortak aklı yakalamak arzusunda olduklarını söyledi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam