Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te güncel konuşmalar yapılıyor

Published

on

Güncel konuşmaların yer aldığı Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nun bugünkü toplantısı devam ediyor.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli’ye yanıt vermek için kürsüye çıkan Maliye Bakanı Berova, Milli Eğitim Bakanının görevli olarak yurt dışında bulunduğunu dile getirerek, rakamlarla cevap verilecek notları aldığını ve Bakan Nazım Çavuşoğlu’na ileteceğini söyledi.

Bir eğitim kurumu açabilmek için gerekli niteliklerin koşullarla sınırlı olduğunu ifade eden Berova, Eğitim Bakanlığı’nın bu koşulların yerine getirilip, getirilmediğine baktığını kaydetti. Berova, taleplerin, hükümetlerin kaygıları sonucu geri çevrilirse işletme açmak isteyenlere bunun zulüm olacağını belirtti.

KKTC’de bulunan, yasal olarak oturma ve çalışma iznine sahip kişilerin eğitim alma hakkı olduğunu ve bu hakkın açık olduğunu vurgulayan Berova, ilgili tüzüklerde kurs amaçlı eğitim kurumlarının üçüncü dünya ülkelerinden öğrenci alacağına dair kural olmadığını belirtti. Berova, ilgili kurumların yatırımlarını yaparken, KKTC yurttaşları, KKTC’de oturan, çalışan ve onların çocuklarına yönelik eğitim alanı oluşturmalarının önemli olduğunu kaydetti.

Yeni yapılan tüzük düzenlemesiyle yabancı uyruklu öğrencilerin kurslarını tamamlaması için gerekenlerin yapıldığını ifade eden Berova, bu konuda ayrıntılı ve rakamsal bilgileri Milli Eğitim Bakanının açıklayacağını dile getirdi.

Berova, 1995 yılında yapılan bir protokole göre iki ülkenin talep etmesi durumunda KKTC ve Türkiye’den kamu görevlisi olarak giden öğretmenlerin maaşlarını kendi ülkelerinden almak kaydıyla KKTC ve Türkiye’de görev yapabileceğini belirtti. Özdemir Berova, kendisinin bakanlığı döneminde beş öğretmenin Türkiye’de görev yaptığını kaydetti. KKTC’de görev yapan Türkiye vatandaşı öğretmenlerin sözleşmeli olmadığını, tüm özlük haklarının Türkiye tarafından karşılandığını dile getiren Berova, ihtiyaca göre planlamaların göz önüne alındığını belirtti.

Protokole bağlı olarak ilgili yıldan bu yana her yıl bu alanda öğretmenlerin hem KKTC’den Türkiye’ye, hem de Türkiye’den KKTC’ye gidebildiğini ifade eden Berova, sadece bugünkü hükümet değil, CTP iktidarında da bunun yapıldığını kaydetti.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli’nin, “Yeni ihtiyaçlara göre düzenleme yapılıyor mu?” sorusu üzerine Berova, dörtlü hükümetten önceki dönem içerisinde bu ve buna benzer eleştirilere cevap verdiğini söyledi. “Bir yanlış varsa ki olduğunu düşünmüyorum, CTP’nin döneminde bu düzeltilebilirdi” diyen Berova, bütçe yasası çerçevesinde değerlendirmelerin yapıldığını söyledi.

Yeniden söz alarak kürsüye çıkan CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, zamanın geçtiğini belirterek, sürekli geçmişe referans gösterilmesini eleştirdi.

İşsiz öğretmen varken ihtiyaç olmadığı halde Türkiye Cumhuriyeti’nden öğretmen getirilmemesi gerektiğini ifade eden İncirli, “Ülkenin ihtiyacı varsa yapacaksanız, yoksa yapmayacaksınız” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Filiz Besim, “Sağlıkta Yaşamsal Sorunlar” konulu güncel konuşmasına Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin Başbakanlık önünde devam eden eylemine değinerek, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın eylemcilerle ilgili açıklamalarını eleştirdi.

Ülkenin ve halkın bu şekilde yönetilmeyi hak etmediğini ifade eden Besim, kamuoyuna bugün yansıyan Arıklı’nın hayvancılarla ilgili yeni görüşleri doğruysa özür dilemesi gerektiğini kaydetti.

Sağlık Bakanı Meclis’te olmasa da hastaların ve halkın sorunlarını dile getirmek zorunda olduklarını belirten Besim, thalassemia hastalarının yaşadığı sorunlara dikkat çekti. “Bu hastaların durumu kötüye gidiyor” diyen Besim, thalassemialı doğan bir kişinin devlete ve Sağlık Bakanlığı’na ömür boyu bağlı olduğunu söyledi.

Bu hastalar için getirilen bir ilacın yıldızlı ilaç kategorisinde olduğunu ifade eden Besim, bir süre önce bakanlığın aldığı kararla 20 yıldır hastaların kullandığı ilacı yıldızlı ilaç listesinden çıkardığını söyledi. Böylece hastaların başka bir firmanın ilacını içmeye mecbur bırakıldığını dile getiren Besim, bu konuda istişare yapılmadığını ifade etti. Besim, daha önce kullanılan ilacın dünyada ve Türkiye’de yüzde 90 oranında kullanıldığına işaret etti.

“Thalassemia hastaları bu ilacı içmeyi reddetti” diyen Besim, Güney Kıbrıs’ta tedavi gören 20-30 hastanın oradan temin ettikleri ilacı buradaki hastalarla paylaştıklarını söyledi. Hastaların şu anda getirilen ilacın ciddi yan etkilerinden bahsettiğini ifade eden Besim, hastaların Güney Kıbrıs Sağlık Bakanlığı’ndan randevu talep ettiğini belirtti. Besim, hastaların, 15 TL daha ucuz olan ilaca mahkum edildiğini kaydetti.

İnsanlık tarihinde hastalıklardan korunmanın en etkili yönteminin aşılar olduğunu ifade eden Besim, bir buçuk yıl önce reçeteyle aşı uygulamasının kaldırıldığını hatırlattı. Şu an çocukların aşıya ulaşmasında çok ciddi sıkıntı yaşandığını belirten Besim, aşı takip sisteminin kurulamadığını söyledi. Çocukların devlette aşı olmak zorunda olduğunu ifade eden Besim, aşıya en kolay şekilde ulaşılması gerektiğini kaydetti.

Çağ dışı uygulamaların düzeltilmesi ve aşı takip sisteminin kurulması gerektiğini belirten Besim, mevcut uygulamanın devletteki sağlık merkezlerinin yükünü artırdığını söyledi. “Aşıya ulaşımı zorlaştırmak doğru bir uygulama değildir” diyen Filiz Besim, HPV aşılarının da aşı programına alınması gerektiğini vurguladı.

-Dinçyürek: “Ülkede yaşayan tüm insanlar bizim sorumluluğumuzdadır”

Sağlık Bakanı Dinçyürek de Besim’i yanıtladığı konuşmasına, muhalefet milletvekillerinin meclis kürsüsünde yaptığı konuşmaları eleştirerek başladı. “Meclis kürsüsü mahkeme değil. İddia makamı, iddialarını yaparken, savunmaya da sorar, ya da araştırır” diyen Dinçyürek, muhalefetin bu ve benzer şeyleri alışkanlık haline getirdiğini söyledi.

Gündemin ve güncel konuşma sırasının belli olduğunu ifade eden Dinçyürek, her hafta yer değişmeler nedeniyle vekillerin sırasında söz almadığını belirtti. Dinçyürek, muhatabının ona cevap vermesi isteniyorsa önceden ilan edilen sırada konuşmaların yapılmasının daha sağlıklı olacağını söyledi. Muhalefet vekillerinin yerinden tepkileri üzerine Dinçyürek, “Burası bağırarak, çağırarak, bir yere varacağınız bir nokta değildir… Cevap vermeye hazırım” dedi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin “Ancak da gösteri yaparsınız” söylemi üzerine ise Dinçyürek, “Müsaade ederseniz cevap vereceğiz, cevap istemezseniz yazılı olarak basına veririz” yanıtını verdi.

Konuşmasına devam eden Dinçyürek, tüm hasta gruplarının kendileri için özel olduğunu söyledi. Dinçyürek, hastaların tedavisi için ne gerekiyorsa, usullere uygun şekilde yaptıklarını söyledi. Bin küsur ilacın etken maddeleri ilan edilerek, ihaleye çıkıldığını anlatan Dinçyürek, thalassemia hastalarının ilacı için de bu şekilde ihaleye çıkıldığını belirtti.

“Bana bunu bir saat önce söyleseydiniz size yazılı bir belgeyle gelirdim” diyen Dinçyürek, etken maddesi birebir aynı ilacın, Türkiye’deki pazar payının yüzde 25 olduğunu kaydetti. İlacın bire bir eşdeğer olduğuna ilişkin ellerinde yazılı belge olduğunu ifade eden Dinçyürek, iki ilacın Türkiye’deki pazar payı farklı olsa da satış fiyatlarının aynı olduğuna işaret etti. Geçmişte yıldızlı ihalelerin bir markayı işaret etmesi nedeniyle yıllardır getirilen ilacın ülkede iki katına satıldığını kaydeden Dinçyürek, “Devleti zarara uğratamayız” izahının bu olduğunu belirtti.

Bu konuda ilgili hekimler ve sivil toplum örgütleriyle defalarca istişare ettiklerini ifade eden Dinçyürek, ilaçla ilgili Türkiye’den görüşme talep ettiklerini, bu hafta sonu olmazsa, gelecek hafta soru işaretlerini kaldırmak için Ankara’ya gideceklerini söyledi.

“Tek bir hastanın tedavisi için bile milyonlarca lira harcayan bir devletiz. İhtiyaç varsa yine elimizi taşın altına koyarız” diyen Dinçyürek, etkenliğinin tartışılmayan ve onaylanan bir ilacın üzerinde şaibe oluşturulmasını anlayamadığını vurguladı. Hastaların psikolojilerini rahatlatmak için temsilcileri Ankara’ya götüreceklerini yineleyen Dinçyürek, devleti de koruduklarını vurguladı.

Sağlık Bakanı Dinçyürek, bir soru üzerine, Türkiye’de yüzde 25 pazar payı olan bir ilacın yan etkilerini sorduklarında, birebir aynı olduğu yanıtını almanın kendilerini rahatlattığını belirtti.

Dinçyürek, kardiyoloji ve ortopedi alanında alınan malzemelere işaret ederek, devletin aynı hizmeti daha ucuza alması için çalıştıklarını söyledi.

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, aşının yaygınlaştırılması noktasında olduklarını ancak devlet eliyle aşıların özele verilip, özelde yapılmasında sıkıntılar olduğunu ifade etti. Dinçyürek, sıkıntıların aşılması için araştırma yaptıklarını kaydetti.

Aşıların Türkiye’den hibe edildiğini ve hibe edilen aşıların suiistimal edildiğine dair çok ciddi iddialar olduğunu belirten Dinçyürek, bunun ranta dönüştürülmesini engellemek adına araştırma yaptıklarını belirtti.

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları’nın yerinden sorusu üzerine Bakan Dinçyürek, iki tane yeni ambulansın hibe edildiğini, ihalesi tamamlanıp sağlık servislerine teslim edilecek beş ambulans olduğunu ve beş yeni ambulansla ilgili ihaleye çıkılacağını söyledi.

Dinçyürek’in, İskele ve Dipkarpaz bölgesinin coğrafik olarak merkeze en uzak bölgeler olduğunu ve bunun mağduriyetinin on yıllardır yaşandığını dile getirmesi üzerine Hamzaoğulları ile Dinçyürek arasında bir süre karşılıklı atışma yaşandı. Yeni ambulansların neden Karpaz yerine Girne ve Lefkoşa’ya verildiğini soran Hamzaoğulları, Dinçyürek’in cevap vermesini, beklemeden genel kurul salonundan çıktı.

Konuşmasına devam eden Dinçyürek, hedefinin 20 yeni ambulans olduğuna dikkat çekti. Doğru durum tespitleri yaptıklarını ve sağlık sisteminin zayıf ve yıpranan yanlarına çözüm ürettiklerini söyleyen Dinçyürek, bu nedenle Pamuklu’ya hastane proje ihalesine çıkacaklarını kaydetti.

“Ülkede yaşayan tüm insanlar bizim sorumluluğumuzdadır. Oturduğumuz yerden slogan atarak konuşmuyoruz. Eleştirilere, icraat yaparak cevap veriyoruz” diyen Dinçyürek, mevcudu çok daha iyi götürmek için var güçleriyle çalıştıklarını vurguladı.

CTP Milletvekili Filiz Besim ise yeniden söz alarak, thalassemia hastalarının, ilaçlarıyla sıkıntı olduğunu ve hastaların ilaçlarını içmediğini yineledi.

Türkiye’de yüzde 25 pazar payı olmasının iyi bir referans olduğunu ancak hastaların ikna olmadığını dile getiren Besim, “Hastalar hala bize ulaşıyorsa ortada bir sorun var demektir” dedi.

Aşılar konusunda bir suiistimal varsa bunun denetiminin bakanlık tarafından yapılması gerektiğini ifade eden Dinçyürek, sağlıkla ilgili siyaset yapmadıklarını, sadece hastaların sesi olduklarını belirtti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefke Milletvekili Salahi Şahiner, “Ürettikçe batıyoruz” konulu güncel konuşmasında, ülkede sürekli yapay bir gündem yaratıldığı eleştirisinde bulundu.

Et ithalatı konusunda ülkede kaos yaşandığını ifade eden Şahiner, yıllardır bayram, yılbaşı nedir bilmeyen, hasta olsa da görevinin başında olan hayvan üreticilerine hükümetin karşı bir duruş sergilediğini söyledi.

Aylardır hayvan üreticilerinin sorunlarının dinlenmediğini belirten Şahiner, et fiyatlarının fahiş bir şekilde artmasına neden olacak bir adım atılmasını “saçmalık” olarak nitelendirerek eleştirdi.

Hükümetin hayvancıyı hor gördüğünü savunan Şahiner, aylık 300 ton küçükbaş hayvan eti tüketildiğini ifade ederek, 20 ton et getirilerek, toplamda 120 bin dar gelirlinin ihtiyacının karşılanamayacağını söyledi. 120 bin dar gelirliye kişi başı 166 gram et düşeceğini dile getiren Şahiner, herkesin ucuz ete kavuşacağının “yalan” olduğunu söyledi. “Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmeyecek” diyen Şahiner, et fiyatlarını belirleyen unsurun girdi maliyetleri olduğunu ifade etti.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ise yerinden söz alarak, ithal etle amacın alternatif yaratmak olduğunu vurguladı. Oğuz, üreticiye desteğin devam edeceğinin altını çizdi.

Şahiner ise, hayvan üreticisinin üretimden kopmasına neden olunacağını belirterek, üreticilerin yüz milyonlarca Türk Lirası borcun altında olduğunu kaydetti. “Türkiye ile biz rekabet edebilecek konumda değiliz” diyen Şahiner, üretim maliyetleriyle piyasadaki fiyatların normal olduğunu söyledi. Hane halkının ucuz etle buluşması için üretimin desteklenerek, girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini kaydeden Şahiner, ithal etin gelmesinin üretici için büyük bir tehlike olduğuna dikkat çekti.

“Ürettikçe batmak budur” diyen Şahiner, aylardır canlı hayvan sormayan kasaplar olduğunu belirtti. İthal etten dolayı üreticinin zarar edeceğini dile getiren Şahiner, ithal ete mahkum bırakılma riskine de işaret etti ve hükümeti aldığı karardan geri adım atmaya çağırdı.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

DAÜ, BÜRO-İŞ üyelerine yönelik atölye çalışması düzenledi

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Büro Banka Ticaret Çalışanları Sendikası (Büro-İş) üyelerine yönelik “iş yaşamında psikolojik şiddet” başlıklı atölye çalışması düzenledi.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, “İş Yaşamında Sınırlar ve Sinirler: Psikolojik Şiddet-Mobbing” başlıklı atölye çalışması, Doğu Akdeniz Üniversitesi Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Araştırma Merkezi (DAÜ-PDRAM) Kuzey Kampüs ile DAÜ Sürekli Eğitim Merkezi’nin (DAÜ-SEM) iş birliğinde gerçekleştirildi.

Çalışma, Lefkoşa’da Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği Konferans Salonu’nda yapıldı.

Atölyede, Kuzey Kampüs DAÜ-PDRAM Psikologları Dr. Psk. Fatoş Özeylem ve Uzm. Psk. Haşim Haşimoğulları sunum yaptı.

Devamını Oku

Kıbrıs

CTP Genel Başkanı Erhürman, Emekli Polisler Derneği’ni ziyaret etti

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Emekli Polisler Derneği’ni ziyaret etti.

CTP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, ziyarette Dernek Başkanı Birol Atasu, dernek yöneticileri ve bazı üyelerle görüşen Erhürman’a milletvekili Filiz Besim eşlik etti.

Erhürman ziyarette, ülke sorunlarıyla ilgili çözüm önerileri hakkında görüş alış verişinde bulundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere Parlamentosu KKTC Dostluk Grubu ile bir araya geldi

Published

on

By

  

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra temasları çerçevesinde, İngiltere Parlamentosu KKTC Dostluk Grubu (APPG-TRNC) üyeleriyle toplantı gerçekleştirdi.

 

Toplantıya APPG TRNC Başkanı Imran Hussain, Milletvekilleri Yasmin Qureshi, Nesil Çalışkan, Lord Rogan, Baroness Mobarik CBE, Lord Qurban Hussain ve Elliott of Ballinamallard katıldı.

 

Cumhurbaşkanı Tatar, Westminster’daki Portcullis House’da gerçekleşen toplantıya ev sahipliği yaptığı APPG-TRNC teşekkür ederek, “APPG-TRNC, Kıbrıs Türk Halkı’nın maruz kaldığı büyük haksızlığı bakanlara ve parlamenterlere aktarma konusunda her zaman proaktif çalışmalar yürütmektedir. Bu meseleye gösterdiğiniz hassasiyet ve desteğiniz için hepinize teşekkür ederim” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasında şunları kaydetti:

 

“Avrupa’dan Sorumlu Bakan Stephen Doughty ile gerçekleştirdiğim görüşmede, Kıbrıs konusundaki son gelişmelere dair görüşlerimi paylaşma fırsatı buldum. 

 

Rum tarafının iddialarının aksine, Kıbrıs Türk Halkı eşit ve doğuştan gelen haklara sahiptir; bu haklar, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortakları olarak kendi kaderini tayin etme haklarını kapsamaktadır. Cumhuriyetin kurulmasını sağlayan antlaşmalar, Kıbrıs Türk tarafının imzasıyla yürürlüğe girmiştir; bu antlaşmalar aynı zamanda iki Egemen Üs Bölgesi kurulmasına da olanak tanımıştır. Ancak Kıbrıs Türkleri, 1963 Aralık ayında silah zoruyla devletin dışına itilmiş ve Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama hedefi doğrultusunda 11 yıl süren zulme maruz kalmıştır.”

 

Cumhurbaşkanı Tatar, 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın darbe gerçekleştirdiğini ve “Helenik Kıbrıs Cumhuriyeti” ilan ettiğini belirterek, “Anavatanımız ve garantör ülkelerden biri olan Türkiye, bu zulmü durdurmak amacıyla Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmek zorunda kalmıştır. Bu harekâtın ardından Gönüllü Nüfus Mübadelesi Anlaşması yapılmış, Kıbrıs Türkleri Kuzey’e, Rumlar ise Güney’e geçmiştir. Yarım asrı aşkın süredir federal temelde sürdürülen müzakereler ise denenmiş, başarısız olmuş ve tüketilmiştir” dedi.

 

Yeni iki devletli vizyonunun halk tarafından desteklenerek göreve seçildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Yeni vizyonumu uluslararası kamuoyuna ilk kez Nisan 2021’de Cenevre’deki gayriresmî toplantıda sundum. Bu vizyon, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde, iki tarafın iş birliğine dayalı bir çözüm arayışıdır. Biz, Kıbrıs sorununa gerçekçi, sürdürülebilir ve pratik bir çözüm istiyoruz.”

 

Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Holguin tarafından bir keşif çalışması yapıldığını ve yeni, resmî müzakerelerin başlaması için ortak bir zemin bulunmadığının tespit edildiğini anımsattı. Mart ayında katıldığı diğer bir gayriresmî toplantı sonrası tarafların altı yeni iş birliği girişimi üzerinde anlaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, ancak dönüşünde Rum liderin “taşınmaz mallarla” ilgili Kıbrıs Türk halkını tehdit eden ve sindiren bir kampanya başlattığını, bunun halkta büyük öfkeye neden olduğunu ve kabul edilemez olduğunu belirtti.

 

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın jeopolitik ve jeostratejik açıdan büyük öneme sahip olduğunu ve Türkiye’nin güney kıyılarına sadece 40 mil mesafede bulunduğunu hatırlatarak, “İngiltere’nin Ada’da iki Egemen Üs Bölgesi bulunmaktadır. Ortadoğu’daki gelişmeler nedeniyle bu üslerin önemi daha da artmıştır” dedi.

 

İngiltere’deki görüşmesinde Bakan Doughty’e, Kıbrıs Türk Halkına yönelik “eşit olmayan muamele politikasının” gözden geçirilmesi çağrısında bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

 

“2004 Annan Planı döneminde uluslararası toplum tarafından Kıbrıs Türk Halkı’na yönelik insanlık dışı izolasyonun sona erdirileceğine dair verilen sözlerin hiçbiri tutulmamıştır. Direkt uçuşlar, doğrudan ticaret ve doğrudan temaslar başlatılmamıştır. Bu, halkımızın temel insan hakları meselesidir.”

 

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edildiğini ve Türk devletleriyle ve İslam ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeyi sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere’de yaşayan yaklaşık 350.000 Kıbrıslı Türk’ün güçlü bağlara sahip olduğunu belirtti.

 

Cumhurbaşkanı, “izolasyonun sonlandırılması için somut adımlar görmek istiyoruz. Gençlik ve spor kulüplerimiz dahi uluslararası dostluk maçları oynayamıyor. Bu çağda böyle bir durum söz konusu olmamalı, bu konular siyasi bir çözüme bağlı kalmamalıdır; çünkü çözüm önerileri Rum tarafı tarafından defalarca reddedilmiştir” diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda üç yıl üst üste yaptığı konuşmalarda, Kıbrıs Türk Halkı’na yönelik adaletsizliğe son verilmesi, ekonomik, siyasi ve diplomatik ilişkiler kurulması ve KKTC’nin tanınması yönünde çağrısı bulunduğunu hatırlattı. “İki devletli çözüm modelimize ve halkımıza verdiği tam destekten dolayı Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir kez daha bu vesileyle teşekkür ediyorum” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Tatar, toplantıyı düzenleyen “Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet” kampanyasına ve katılan tüm parlamenterlere de teşekkür etti.

 

Toplantıda yaptığı konuşmada Milletvekili İmran Khan ise, halkların “kendi kaderini tayin hakkı”nın önemine dikkat çekerek, karar vericileri etkilemek ve onları Kıbrıs’ın gerçekleri ve Kıbrıs Türk Halkı’nın yaşadığı mağduriyet konusunda aydınlatmanın önemini vurguladı.

 

Lord Rogan da, Cumhurbaşkanı Tatar’ın KKTC’yi ve Kıbrıs Türk davasını tanıtmak için yılmadan çalışmaya devam ettiğini ve daha önce Lordlar Kamarası oturumuna katılmış ilk KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam