Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te güncel konuşmalar yapılıyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşma istemlerine yer veriliyor.

Bu çerçevede ilk olarak CTP Milletvekili Devrim Barçın, “Hükümetin Yasaya Aykırı Yaptığı ve Sn. Ersin Tatar’ın da Onayladığı Siyasi Atamalar, İşe Gitmeden Maaş Alanlar ve İstatistik Kurumu Verileri” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

-Barçın

CTP milletvekili Devrim Barçın, UBP DP ve YDP hükümetinin kamu kaynaklarını yasaya aykırı kullandığını, halkın vergilerini yine yasaya aykırı ve belirli zümrelere çıkar sağlamak için faaliyete soktuğunu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da bu yöndeki faaliyetlere imzasıyla katkı koyduğunu savunarak, bunu belgelerle ortaya koyacağını iddia etti.

Barçın, “Hiçbir kişiyle şahsi sorunum yok, çoğunu da tanımıyorum, derdim; kamu kaynaklarının, halkın vergilerinin yasaya aykırı şekilde belirli zümrelere, kişilere peşkeş çekilmesidir.” dedi.

26 Eylül 2023’te Bakanlar Kurulu’nun Devlet Planlama Örgütü’nde yatırım danışmanlığı yapmak üzere sözleşmeli bir personel istihdam ettiğini, bu kişinin UBP Parti Meclisi üyesi olduğunu söyleyen Barçın, söz konusu kişinin işe gitmediği halde maaş aldığını savundu.

Söz konusu şahsın mesai saatleri içinde haftalık TV programı yaptığını, Kamu Görevlileri Yasası’na karşın herhangi bir izin doldurmadan, izinsiz ve özürsüz şekilde devletten maaş çekerek işe gitmediğini savunan Barçın, DPÖ yatırım danışmanı sıfatı ile bir kamu çalışanının mesai saatleri içinde TV programı yapmasının kabul edilemeyeceğini söyledi.

“Herkesin ifade özgürlüğü var, isteyen istediğini istediği şekilde eleştirebilir.” diyen Barçın, söz konusu kişinin sürekli hakaret ettiğini, devamı halinde yasal hakkını arayacağını da ifade etti.

DPÖ yatırım danışmanı sıfatı taşıyan bir kişinin televizyon programı yaptığını kaydeden Barçın, “Bir kamu çalışanının mesai saatinde haftalık rutin televizyon programı yapması kabul edilemez.” dedi.

Barçın, sözleşmesi biten personele sözleşmesi bittiğinde ödeme yapılmadığını ancak bahse konu şahsın 1 Ekim 2024’ten itibaren sözleşmesi bitmesine ve DPÖ’ye gitmemesine rağmen Maliye Bakanlığı tarafından 5 aydır maaş ödemesi aldığını belirterek, suç duyurusunda bulundu.

Barçın, İçişleri İskan ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürü’nün üçlü kararname ile görevden alınarak Harita Dairesi’ne müdür atandığını bu kişinin Harita Dairesi Müdürlüğünde aranan niteliklere haiz olmadığını söyledi. Barçın, Cumhurbaşkanı Tatar’ı bu atamaya araştırmadan, sormadan imza attığı gerekçesiyle eleştirdi ve işin peşini bırakmayacaklarını söyledi.

Cezaevi’nde müdür muavini olmadığını belirten Barçın, tüzüğe aykırı şartlı tahliye yapıldığını vurguladı. Müdür muavinliği kadrosunun münhal ilan edilmemesini eleştiren Barçın, şartlı tahliyelere ilişkin Savcılığı göreve çağırdı.

İstatistik Kurumu’na yapılan atamanın yasal ancak liyakatsız olduğunu söyleyen Barçın, İstatistik Kurumu’nun hata yaptığının CTP’li ve UBP’li vekiller tarafından kayıt altına alındığını söyledi. İstatistik Kurumu’na da liyakatı olmayan atama yapıldığını kaydeden Barçın, yasal ama liyakatsız atamanın sonucu olarak seyrüsefer ücretlerinin hayat pahalılığına yansımadığını kaydetti. Başbakan Ünal Üstel’in hayat pahalılığının düşük çıkması için talimat verdiğini savunan Barçın, “Çalışanın cebine elinizi atmaktan vazgeçin.” dedi.

-Berova

Maliye Bakanı Özdemir Berova, söz alarak Devrim Barçın’a yanıt verdi.

Devlete sözleşmeli personel alımının Bütçe Yasası içine konduğunun ve burada nereye ne kadar personel alınabileceğinin yazıldığını kaydeden Berova, 2018 öncesinde sözleşmeli olarak alınacak personelin uzmanlık alanı konusunun master veya daha yüksek bir diplomaya sahip olması gerektiğini belirtti. Berova, dörtlü hükümet döneminde bu kuralda değişikliğe gidildiğini kaydetti.

Barçın’ın bir sözleşmeli personelle ilgili iddiaları üzerine Berova, sözleşmede ikinci iş yapmasına ilişkin bir kural olup olmadığına bakacağını söyledi. Berova, ilgili müdürü çağırarak işin aslını öğreneceğini ve fazla ödeme yapılmışsa geri ödemesi için gerekli işlemleri yapacağını kaydetti.

Barçın’ın “liyakat uzmanlığı” yaptığını ve atanan kişileri rahatça liyakatsız ilan ettiğini söyleyen Berova, İstatistik Kurumu’nda verilerin Avrupa Birliği standartlarında yapıldığını da belirtti.

En büyük eksikliğin; 5 yılda bir revize edilmesi gereken hayat pahalılığı endeksinin revize edilmemesi olduğunu kaydeden Berova, Başbakan Üstel’e iftira atıldığını kaydetti.

-Oğuz

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da söz alarak, Harita Dairesi Müdürlüğü ataması ile ilgili iddiayı yanıtladı.

Harita Dairesi’nin bir yıldır müdürü olmadığını, oraya müdür olabilecek bir kişi olduğunu ancak emekliliğine dokuz ay kaldığı için uygun görmediklerini anlatan Oğuz, partizanca birini atamaya meraklı olsalardı pozisyonu bir yıl boş bırakmayacaklarını söyledi.

Şartlı tahliyeden herkesin yararlanamayacağını belirten Oğuz, başvuruların bir kısmının şartlı tahliyeden yararlanabileceğini, cinsel içerikli suçlular ile katillerin şartlı tahliyeden yararlanamadığını aktardı.

-Barçın

Devrim Barçın yeniden söz alarak, Harita Dairesi Müdürlüğü’ne ilişkin yasanın hangi niteliklere haiz olması gerektiğini yazdığını belirterek, gerekli niteliklere haiz olmayan atama yapılması ile ilgili Sayıştay’ın derhal soruşturma başlatmasını istedi. Barçın, Bakan Oğuz’un bahse konu kişinin aranan niteliklere haiz olmadığını kabul ettiğini de söyledi.

-Baybars

Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, “Sigortacılık Sektörünün Sigortası Attırılmaya mı Çalışılıyor?” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

Konuşmasının başında Devrim Barçın’ın konuşmasının ibret verici olduğunu kaydeden Baybars, verilen yanıtlarda halkın yetkililerin nasıl yasaları hiçe saydığını gördüğünü söyledi.

UBP-DP-YDP Hükümeti’nin sigortacılık sektörünü de rant kapısı haline getirdiğini kaydeden Baybars, sigorta şirket sayısının son bir buçuk yılda arttığını belirtti.

Sigorta şirketi kurulmasındaki koşullara işaret eden Baybars, verilen sigorta izinleri içinde genel müdürü olmayan şirketler olduğunu söyledi.

Sigorta şirket sayılarının nüfusa oranla fazla olduğunu da belirten Baybars, bu işteki en büyük rant kapılarından birinin sınır kapılarındaki sigortalar olduğunu söyledi. Kapılardan elde edilen sigortanın aylık 10-15 milyon euro civarında olduğunu söyledi. İç piyasada herhangi bir sigortacılık yapmayan sadece sınır kapılarında olan sigorta şirketlerinin türediğini anlatan Baybars, hükümetin yandaşlarına rant sağladığını savundu.

Ayşegül Baybars, hükümeti “sigortacılığı rant kapısı haline getirmek ve sektörün ayağına kurşun sıkmakla” suçladı.

Devlet eliyle kamu kaynaklarının birer birer tüketildiğini, ülkenin kayba uğratıldığını savunan Baybars, yıllardır 31 olan sigorta şirketi sayısının bir buçuk yılda nasıl 45’e çıktığını kimsenin açıklayamayacağını söyledi.

“Sakın bize ‘yasal kriterlere uyan herkese sigorta izni veririz’ savunması yapmayın.” diyen Ayşegül Baybars, hukuksuz bir düzen yaratılarak ülkenin perişan hala getirildiğini de savundu.

Baybars, ekonomik istikrarı sağlayan, kalkınmaya aracı olan, işletmeleri ve bireyleri korumaya yönelik hizmet veren bu sektörün ayakta kalması için hem düzenleme hem de denetleme yapılması gerektiğini kaydetti.

“Bu sektörü siyasi ranttan uzaklaştıracaksınız.” diyerek sigortacılık için yapılması gerekenleri sıralayan Baybars, şeffaflığa, liyakate ve kurumsallığa işaret etti.

Baybars, sigorta şirketi izinlerinin kimlere verildiğinin isimleri ile açıklanmasını da istedi.

-Solyalı

Solyalı ise “Sigortacılık Sektöründe Yaratılan Çarpıklık” konulu konuşma yaptı.

Sigortacılık ile ilgili Ayşegül Baybars’ın gündeme getirdiği konunun son zamanlarda sosyal medya ve basında da gündem olduğunu kaydeden Solyalı, sigortacılarla konuştuklarını belirterek, sigortacıların konuyla ilgili uyarıları olduğunu belirtti.

Sigorta Hizmetleri Yasası’nın temel amacının 3’üncü maddede belirtildiğini belirterek maddeyi okuyan Solyalı, 6’ncı maddede belirtilen müdür görevlerini de okudu.

Bu dönemde 10 tane sigortacılık izni verildiğini, ancak bunlarının hiçbirinin kurulmadığını belirten Solyalı, verilen izinlerin Resmi Gazete’de yayımlanan kararlarını istedi.

Para Kambiyo Dairesi’nin üç tane denetmeni olduğunu ancak sigorta şirketi sayısının 45’e çıktığını anlatan Solyalı, dünyadan nüfus ve sigorta şirketi oranlarından örnekler paylaştı. Solyalı, “Maliye siyasi bir risk alıyorsa bunu topluma mal edemez.” dedi.

Aynı insanların farklı şirketlerde direktör göründüğünü de belirten Solyalı, bunun şaibeli olduğunu kaydetti.

-Berova

Maliye Bakanı Berova, yeniden söz alarak sigortacılık sektörüne ilişkin konuştu.

Baybars’ın “yandaşlarınıza sigorta şirketi izni veriyorsunuz” iddiasına Berova, dönemi içerisinde başvuru yapanların yasal gereklilikleri yerine getirmiş olanlara izinlerin verildiğini vurguladı.

Açık ve şeffaf davrandıklarını belirten Berova, hem birlik ile hem acentecilerle görüştüklerini ve ilgili yasayı ağustos ayında Meclis’e sevk ettiklerini söyledi.

Sigortacılar Yasası’nın öncelikli yasa olarak görüşülmesini rica ettiğini aktaran Berova, bazı sigorta şirketlerinin bundan rahatsız olabileceğini ancak bunun önemi olmadığını söyledi.

Şeffaflıktan hiçbir zaman taviz vermediğini söyleyen Berova, sigorta şirketi ön izni için gerekli belgeleri saydı, yasal gerekliliklerin yerine getirildiğini belirtti.

Hayat grubu için 30 milyon TL’lik bir sermayenin söz konusu olduğunu aktaran Berova, yeni yasa ile bunu 40 milyon TL’ye çıkardıklarını belirtti.

Yasal mevzuat ne ise onun yapıldığını yineleyen Berova, risk analizi yapılacak deniyorsa, yapıldığını söyledi.

“Bize başvuran, yasal gereklilikleri yerine getirenleri geri çevirebilmemiz doğru olan bir konu değildir.” diyen Berova, “Bu alanda başvuran ve başvuru gerekliliğini yerine getirenlere bu izinler verilmiştir.” ifadesini kullandı.

Berova, yeni yasanın yürürlüğe girmesi ve sermaye oranlarının da artırılmasıyla birlikte konunun daha da düzene gireceğini kaydetti.

Sınır kapıları ile ilgili konunun sıkıntılı bir konu olduğunu kaydeden Berova, sınır kapılarında sıra ile nöbetleşe girme uygulamasının kaldırılması gerektiğini söyledi.

-Solyalı

CTP Milletvekili Ürün Solyalı yeniden söz alarak, kürsüye çıktı. Verilen izinlerin Resmi Gazete’de yayınlanmadığını belirterek, bu nedenle şirketlerin kurulmamış sayıldığını söyledi.

Çeteleşme resminin ortaya çıktığını savunan Solyalı, sektörün aklıyla dalga geçildiğini kaydetti. Solyalı, “Adınıza da, toplum adına da üzgünüm.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Üstel: “Polis Teşkilatı Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde en önemli yapı taşlarından biri”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, ülkenin güvenliği, halkın huzuru ve kamu düzeninin sağlanması için gece gündüz demeden, büyük bir özveriyle görev yapan Polis Teşkilatı’nın Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde en önemli yapı taşlarından biri olduğunu vurguladı.

Üstel, Polis Teşkilatı’nın bugün de bu kutsal görevi aynı kararlılıkla sürdürmeye devam ettiğine işaret etti.

Başbakan Üstel, Polis Teşkilatı’nın 61’inci kuruluş yıldönümü ve 30 Haziran Polis Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Polis Teşkilatı’nın 61. kuruluş yıldönümünü ve 30 Haziran Polis Günü’nü kutlayan Üstel, tüm polis teşkilatı mensuplarına hizmetleri için de teşekkür etti.

Üstel mesajında “Kuruluşundan bugüne sadece asayişi sağlamakla kalmayan, aynı zamanda halkla güçlü bir bağ kurarak devletle vatandaş arasında güven köprüsü oluşturan Polis Teşkilatımız, çağın gereklerine uygun şekilde sürekli yenilenmiş; teknolojik altyapısı ve yetişmiş insan kaynağıyla hepimizin gurur duyduğu bir kurum haline gelmiştir.” dedi.

-Toplam 559 personel PGM kadrosuna kazandırıldı

Polisin görevini daha etkin ve daha iyi koşullarda yerine getirebilmesi için her türlü adımı attıklarını belirten Üstel, bu kapsamda, 2022–2025 Hükümet Döneminde toplam 559 personelin Polis Genel Müdürlüğü kadrosuna kazandırıldığının altını çizdi.

Teşkilatın kurumsal kapasitesini ve personelin özlük haklarını daha da güçlendirmeye kararlılıkla sürdüreceklerini belirten Üstel, “Çünkü bizim önceliğimiz; halkımızın huzuru ve güvenliği ile devletimizin saygın kurumlarının daha da güçlenmesidir.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Tolga Kınacı anısına düzenlenen Plaj Hentbol Turnuvası’nın ödül törenine katıldı

Published

on

By

 

Cumhurbaşkanı Vekili, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Hentbol Federasyonu ile Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa İlçe Başkanlığı iş birliğinde, merhum Tolga Kınacı anısına düzenlenen Plaj Hentbol Turnuvası’nın ödül törenine katıldı.

Karaoğlanoğlu Antis Plajı’nda yapılan organizasyonun sonunda yapılan törende konuşan Öztürkler, genç yaşta hayatını kaybeden Tolga Kınacı’yı rahmet ve özlemle anarken, onun adının sporla yaşatılmasının anlamlı olduğunu vurguladı.

Cumhuriyet Meclisi’nden yapılan açıklamaya göre, Öztürkler, konuşmasında sporun sadece fiziksel gelişim değil aynı zamanda sosyal dayanışma ve toplumsal kaynaşma aracı olduğunu belirtti. Öztürkler, “Bugün burada Tolga Kınacı kardeşimizin hatırasını yaşatmak ve aynı zamanda gençlerimizi sporla buluşturmak amacıyla çok değerli bir etkinlik gerçekleştirildi. Hentbol Federasyonu’nu, UBP Lefkoşa İlçe Başkanlığı’nı ve emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum,” dedi.

Öztürkler, gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak durmasının ve sporla güçlü bireyler olarak yetişmesinin toplumsal kalkınma açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, hükümetin de spor alanında her türlü katkıyı sağlamaya devam ettiğini söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: “İki devletli bir anlaşma gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşma zeminidir”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar iki devletli bir anlaşmanın Kıbrıs adasında gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşma zemini olduğunu ve bu siyaseti yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türklerinin de desteklediğini söyledi.

Federasyon zemindeki müzakerelerin artık kapandığını ve tüketildiğini belirten Tatar, “Kıbrıs’ta iki halk, iki devlet ve iki demokrasi vardır ve sürdürülebilir bir anlaşmanın bu zeminde olması için son dört buçuk yıldır anavatan Türkiye bu siyasete tam destek veriyor.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar ve eşi Sibel Tatar, İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi tarafından düzenlenen resepsiyona katıldı.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre Wood Green bölgesinde Grand Palace’ta düzenlenen resepsiyona Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Londra Büyükelçi Osman Koray Ertaş, KKTC ve İngiltere’den ekonomik örgüt temsilcileri ile sivil toplum kuruluş temsilcileri de katıldı.

Resepsiyonda konuşan Tatar, uzun yıllar İngiltere’de yaşadığını belirterek, İngiltere’de yolu kesişen kişileri yad etti, hayatta olmayanlara Allah’tan rahmet diledi.

Kıbrıs Türk Halkının haklı davası ve mücadelesi için o yıllarda nasıl çalışıldığına tanık olduğunu kaydeden Tatar, ” 25 – 26 yaşlarındaydım ve Londra sokaklarında çok mücadele verdiğimi hatırlıyorum çünkü İngiltere garantör ülkelerden biri olduğu için mücadele buradan başlıyordu. Kıbrıs Türk Halkına yapılan haksızlıkların o zamanın Thatcher Hükümetine ve onun milletvekillerine duyurmak için canla başla çalışıyorduk. Çok önemli lobi çalışmaları yürütülüyordu. Sesimizi duyurabildik. Margaret Thatcher’a ve Kraliyet ailesine kadar sesimizi duyurduk.” diye konuştu.

-“Batı dünyası haksızlığı hala sürdürüyor”

Kıbrıs Türk Halkının var oluş mücadelesi verdiğini kaydeden Tatar, batı dünyasının geçmişte yaptığı haksızlığı hala sürdürdüğünü ifade ederek şunları söyledi:

“Bunu bilelim ki böylesi acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Hiç unutulmamalıdır ki, Nisan 2004 yılında BM Kapsamlı Çözüm Planı olan Annan Planı, eş zamanlı olarak iki tarafta referandumuna sunulmuş, Kıbrıs Rum Halkı bu plana hayır demiş, Kıbrıs Türkü evet demişti. O zamanlar barış rüzgarları eserken içimizdeki bazıları bu iş bitmiştir, iki halk kardeştir dediler, ne olursa olsun bir anlaşma olsun da uluslararası hukuk içerisinde Kıbrıs halklarını buluşturacaklardı. Türkiye’nin garantörlüğü sona erdirilebilir, asker çekilebilirdi, biz artık kardeş olacağız gibi söylemler yaymışlardı. Ama biz güvenemeyiz dedik, çünkü dünyada nasıl bir rüzgarla karşı karşıya kalınabileceğini tahmin edemeyiz dedik. Nitekim daha sonra Bosna’da olanlar, Libya’da olanlar, daha sonra da Irak’ta olanlar, Suriye’de olanlar, Ukranya’da olanlar, Gazze’de olanları hatırlatırken şimdi de İsrail – İran arasındaki çatışmalarında kullanılan füzeleri Gazimağusa’dan tedirginlik içerisinde izlemekteyiz.”

-“Varız ve var olmaya, bu topraklarda özgür yaşamak için mücadele etmeye devam edeceğiz”
Egemenlik temelinde sürdürülen yeni siyasete işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, ” Bu siyaset, 2020 yılından sonra Anavatan Türkiye Cumhuriyetinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tam destek verdiği egemenlik temelinde ve iki devletli bir anlaşmadır ” dedi.

Artık bütün dünyaya Kıbrıs Adası’nda iki ayrı halk, iki ayrı devlet ve iki ayrı demokrasinin mevcut olduğunu her platformda haykırdıklarını vurgulayan Tatar, “Rum liderliği ne derse desin, biz kendi egemenliğimizden, kendi hakkımızdan, kendi hukuğumuzdan ve ayrı bir halk olmanın zenginliğinden , yani kendi kimliğimiz, dilimiz, dinimiz, kültürümüz, tarihimiz, müziğimiz, edebiyatımızla Kıbrıs Türk Halkı olarak varız ve var olmaya bu topraklarda özgür yaşamak için mücadele etmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Egemenlik ve iki devletli bir anlaşmanın altının boş olmadığını, Kıbrıs Türk halkının özden gelen hakkı olduğunu , şehitler verildiğini, uzun yıllar var oluş mücadelesi ortaya konulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemenlik hakkı, özden gelen hakkımız, uluslararası anlaşmalarının da içerisindedir. Yeni siyasetten geri dönüşü olmaması gerekiyor. Bu haklarımızı almamız için büyük bedeller ödenmiştir. Bunun içerisinde 85 milyonluk Anavatan Türkiye, Avrupa’da yaşayan 10 milyon Türk vatandaşı , yani 100 milyona yakın bu siyasete destek veren Türk vatandaşı vardır, bu çok önemlidir” dedi.

-KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatındaki gözlemci üyeliği”

KKTC’nin TDT gözlemci üyeliğinden bahseden Cumhurbaşkanı Tatar, şunları ifade etti:

“Bu teşkilatta çeşitli seviyelerde toplantı ve zirveler gerçekleştiriliyor, Devlet Başkanı, Bakanlar, ekonomik ve sivil toplum düzeyinde toplantılara KKTC olarak biz de bayrağımızla katılıyoruz.”

Kıbrıs Türk halkının bir cemaatten devlet sahibi bir halk konumuna ulaştığını dile getiren Tatar, “Uluslararası organizasyonlarda devletimizle temsil ediliyoruz.” diyerek Gambia temaslarıyla ilgili bilgiler verdi.
“Biz yüreğimizi milli davamız için ortaya koyduk. Halkımızın refahı ve geleceği için mücadeleyi canla başla sürdürüyoruz.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, gelecek hafta, Azerbaycan’da, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetiyle ekonomik zirve toplantısına katılacağını söyledi.

Tatar, şöyle konuştu: “Tabii, Güney Kıbrıs’taki zihniyet değişmedi, bizim görünürlüğümüzü her fırsatta engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ve biz böylesi bir zihniyette olan Rum liderliği ile, her türlü iyi niyetimizi göstermemize rağmen maalesef bir yere gelemedik. Annan Planında da böyle olmuştu, Temmuz 2017 yılında Crans-Montana’da da böyle olmuştu.”

-“KKTC gelişmiştir ve gelişmeye devam edecektir”

KKTC’de, gençliği başı dik ve onurlu bir şekilde geleceğe hazırlamak için canla başla çalıştıklarını vurgulayan Tatar, “Ülkemizde turizmle, üniversitelerimizle, Türkiye’den getirilen su, sanayi bölgelerimiz, inşaat ve emlaktaki gelişmelerle ve şimdi KKTC’de bu yıl içerisinde ilk kez düzenlenen ve 225,000 kişinin katıldığı Mayıs ayında gerçekleşen uzay ve havacılık alanındaki KKTC TEKNOFEST ile gelişmeye devam ediyoruz” dedi.

Tatar, bu hafta Avrupa Bakanı Doughty ve Birleşik Kralık Eski Başbakanı Boris Johnson ile görüşme gerçekleştirdiğini de anımsattı. Cumhurbaşkanı Tatar, Londra’da lobiciliğin önemine de işaret ederek, İngiltere’deki temaslarını aktardı, Kıbrıs Türk halkının görüşlerini ve beklentilerini en proaktif şekilde ortaya koymaya devam ettiklerini söyledi.

İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başkanı Kenan Nafi’ye ve Konsey’in Yönetim Kuruluna, Kıbrıs Türk Kültür Festivali’ni organize ettikleri için teşekkür eden Tatar, “Festivaller, Kıbrıs Türk halkının kültür, gelenekler, el sanatları, folklor ve müziğinin yanı sıra bir dayanışma göstergesi olması bizim için çok büyük önem taşımaktadır. Gençlerimizle gurur duyuyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam