Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis’te gündem güncel konuşmalar

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalara yer veriliyor.

Bu bölümde ilk sözü alan CTP Milletvekili Salahi Şahiner, “Üreticilerimizin Durumu” başlıklı konuşma yaptı.

Üreticilerin çok zor durumda olduğunu ifade eden Şahiner, girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu ancak bu maliyetleri düşürecek bir önlem alınmadığı gibi, bu durumdan üreticiyi korumak için de adım atılmadığını söyledi.

Şahiner, bu koşullarda ürün fiyatlarının yüksek oluşunun sorumluluğunun üreticiye yüklenmeye çalışıldığını kaydetti.

Sulama maliyetlerinin artışına işaret eden Şahiner, bunun, örneğin narenciye üretimi açısından büyük sorun yarattığını kaydetti ve narenciye üreticilerinin bunun yanında mazottan ilaçlamaya çok farklı maliyetlerle karşı karşıya olduğunu anlattı

Şahiner, bu şartlar altında narenciye üretimine devam edilemeyeceğini söyledi.

İlaç, gübre ve sulama ekipmanlarındaki artışların hükümet tarafından denetlenmesi gerektiğini belirten Şahiner, üreticilerin üretimden çekilmesi halinde belli başlı ürünlerin artık piyasada bulunamayacağını kaydetti.

Çözüm önerileri de sunan Şahiner, üretici kesimlere sübvansiye ve teşvik sağlanabileceğini, üreticilere ayrıca daha verimli dalgıç pompaları kullanabilmeleri ve solar panel kurulum izinlerinde pozitif ayrımcılık sağlanabileceği gibi yeraltı su akiferleri hakkında çalışma ve girdi maliyetlerini denetlemesi yapılabileceğini belirtti.

Hayvancılıkta yaşanan sorunlara da işaret eden Şahiner, et fiyatlarında artış yaşanmasının kaçınılmaz olacağını kaydetti.

Şahiner, yerli üretim gıda fiyatlarının artmasından dolayı yaşanacak hayat pahalılığı nedeniyle maliyeye ciddi yük bineceğini savundu.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz da eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, girdi maliyetlerinin tüm dünyada yükseldiğini ve bu durumun tüm sektörleri tehdit eder boyutta olduğunu belirtti.

Teşvik politikasının hükümetin gündeminde olduğunu söyleyen Oğuz, konunun Türkiye ile imzalanacak protokol sonrası kesinleşeceğini kaydetti. Oğuz şu anda başta bakanlığın ödediği teşvikler nedeniyle bütçedeki kaynağın bitmeye yakın olduğunu anlattı.

Oğuz, Başbakanın fiyatların yüksek olmasıyla ilgili üreticiyi suçladığı yönündeki iddiaların gerçekleri yansıtmadığını kaydetti.

60-65 bin tonluk narenciye rekoltesi beklentisinde olduklarını dile getiren Oğuz, fiyatların aşağıya düşmemesi için düzenlemeler yaptıklarını anımsattı.

Hayvancılıkta girdi maliyetlerinin yüksek olduğunu söyleyen Oğuz, pazarlama şartlarının da göz önüne alınması gerektiğini kaydetti.

Oğuz, milletvekillerinin yerinden sorduğu soruları da yanıtlayarak, üreticiye solar enerji konusunda pozitif ayrımcılığın şart olduğunu kaydetti. Oğuz, özellikle yağmur sularını koordine etmekle ilgili Su Dairesi’nin çalıştığını belirtti.

Ülkedeki çoğu kooperatifin kuruluş amacının dışına çıkarak, fiyat dengesi yaratmak yerine fiyatları yükselttiğini dile getiren Oğuz, fiyatları konusunda gerekli düzenlemelerin yapılacağını dile getirdi.

Analiz kitlerinin bitmesiyle ilgili bir soruyu yanıtında, bu konuda gerekli tedbirin alınmış olması gerektiğini kaydeden Oğuz, konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı’na talepte bulunduklarını söyledi.

CTP Milletvekili Devrim Barçın da “Esnaf ve Kooperatiflere Yapılmayan Prim Desteği ve Devletin Özel Sektör Çalışanlarına Yarattığı Mağduriyetler” konulu güncel konuşmasına, 8 kişinin “deport” kararının geri alınması konusunu sorarak başladı.

Barçın’ın sorusunu yanıtlayan İçişleri Bakanı Ünal Üstel, “Biz şu ana kadar kimsenin deportunu kaldırmadık, sadece iki kişiye 20 gün müsaade verdik” diyerek müsaade verdikleri kişilerin anne babalarının vatandaş olduğunu ve 30 yıldır adada yaşadıklarını kaydetti.

Devrim Barçın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy’un katıldığı bir TV programında tarımcının, hayvancının, esnafın, berberin, kasabın kendi nam ve hesabına çalışıyorsa prim desteği alacaktır dediğini ancak ortada olan mevzuatın bu kişilerin primden yararlanmasına olanak vermediğini savundu. Barçın, bu durumun zor durumda olan kesimi zorlarken, karına kar katan kesimlere kaynak akışı sağladığını belirtti.

Barçın bu durumun ekonomik akıldan uzak olduğunu ve krizi derinleştireceğini anlattı.

Devrim Barçın, kooperatiflerin devletle bağı olduğu için bu kaynaklardan yararlandırılmadığının söylendiğini ancak parasına para katanlara destek verirken DAÜ’deki market kooperatifine bu desteğin verilmediğini kaydetti.

Çalışanların gerçek maaşları üzerinden yatırım yapılmadığını dile getiren Barçın, bunu çözmek için asgari yatırım basamağı düzenlemesine gidilmesi gerektiğini anlattı.

İhtiyat Sandığı birikimlerine verilen faizin yüzde 19’dan 17’ye düşürüldüğünü anımsatan Barçın, emekçinin birikiminin bir kısmının döviz olarak tutulmasına olanak sağlanması gerektiğini söyledi.

Gümrük için yapılan sınavı kazananlar işe alınmazken arka kapıdan değişik noktalara sözleşmeli personel alındığını ileri süren Barçın, gümrük münhallerinin süresi bitmeden gereğinin yapılmasını istedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy da eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, dünyada fuel oil kullanımının yasaklandığına işaret ederek, akaryakıtı kullandıkça aynı sorunların artarak devam edeceğini belirtti. Taçoy, bunun yerine doğal gaz kullanımına başlanması gerektiğini kaydetti.

Prim desteği konusunda kuralları sıralayan Taçoy, kasap, berber ve bakkal dükkânı sahibi kişiler için engel olmadığını ve ilgili uygulamanın bu dönem yapılacağını söyledi.

Seyahat acenteleri ve turizmcilerin prim desteği oranının da azaltılacağını kaydeden Taçoy, Şubat 2020’de 120 bin olan aktif prim ödeyen çalışan sayısının Nisan 2020’de 55 bine düştüğünü ve 111 binin ancak 2021 sonunda görüldüğünü kaydetti.

Ocak 2020’de 3,2 olan emekli çalışan oranının şu an 2,6 olduğunu belirten Taçoy, özel sektörde çalışanların vergi oranıyla, sosyal sigortaya sunulan primin aynı oranda olması için çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

İşsizliğin artmaması için adım atılmasının önemine işaret eden Taçoy, bazı sektörleri canlandırmak için gereğin yapılması gerektiğini de belirtti.

Çalışanların emeklileri karşılaması için çalışan sayısının 2023 sonuna kadar 130 bin olması gerektiğini dile getiren Taçoy, planlı gidilirse bunun mümkün olduğunu ifade etti.

Mesleki eğitim konusunda da gerekli adımların atılması gerektiğini söyleyen Taçoy, 135 bin rakamına ulaşılması için bunun önemli olduğunu söyledi.

İhtiyat Sandığı bu yılsonu kapatılsa 5 milyar 500 milyon TL’ye ihtiyaç olduğunu söyleyen Taçoy, İhtiyat Sandığı sisteminin çok farklı şekilde yönetilmesinin mümkün olduğunu ancak sendikaların “biz güvenmiyoruz” diyerek, bu yöntemlere karşı çıktığını kaydetti.

Prim desteğinin 10 aylık maliyetinin 250 milyon TL olacağını kaydeden Taçoy, harcanan bir TL’nin çarpan etkisiyle devlete ciddi katma değer sağladığını belirtti.

Taçoy çarpan etkeni düşünerek adımlar atıldığını dile getirdi.

Ülkede en sorunlu tarafın sosyal hizmetler tarafı olduğunu belirten Taçoy, “rehabilitasyon alanında bakan kim var?” diye sordu.

Lapta Huzurevi, Çağlayan Çocuk Yuvası gibi noktalar hakkında atılması gereken adımlar olduğunu anlatan Taçoy, Engelsiz Yaşam Evi’nin bir an önce tamamlanması konusunda devletin de, özel sektörün de üzerine düşen görevi yapması gerektiğini kaydetti.

CTP Milletvekili Devrim Barçın’ın yerinden sorduğu soru üzerine, projeleri takip etmek adına bir birim kurulduğunu ve bunun için bir dizi istihdam yapıldığını kaydeden Taçoy, bunların fondan alındığını ve münhal açılmadığını söyledi.

CTP Milletvekili Ceyhun Birinci de “Hükümet İcraatlarının İnsanımızın Sağlığı Üzerindeki Etkileri” konulu güncel konuşmasında, hükümetin göreve geldiği günden itibaren zam üstüne zam yaptığını dile getirerek, benzin, tüp gaz, alkol ve elektrik zamlara işaret etti.

Mart’ta yüzde 83.19 zam tespit edildiğini söyleyen Birinci, bunun enflasyonun pik yaptığı nokta olmadığını ve önümüzdeki aylarda enflasyonun daha da yükseleceğini söyledi.

Vatandaşın alım gücü sıfırlanırken hükümetten hayat pahalılığını iki ayda bir yansıtmasının beklendiğini söyleyen Birinci, hükümete, “ek bütçe yapacak mısınız?” diye sordu.

Birinci, zor durumda olan kesimlere destek sağlamak yerine zam, görevden alma-atama, önceliği olmayan yerlere istihdam gibi icraatlar yaptığını kaydetti. Birinci, devletin attığı adımlarla belediye emekçilerini de sokağa döktüğünü belirtti.

Hükümetin muhalefetin uyarılarını hiçe saydığını söyleyen Birinci, bu icraattan dolayı tüm kesimlerin zorda, gençlerin eylemde, sendikaların grevde, belediyelerin sokakta olduğunu kaydetti.

Hastanede çok sayıda ilacın bulunmadığını dile getiren Birinci, ekonomik sıkıntılar nedeniyle stres altındaki halkın bir yandan da ilaç bulamadığını söyledi.

Birinci, hükümete bir an önce ekonomik tedbir paketi hazırlanması, ek bütçe yapması, hayat pahalılığının iki ayda bir yansıtılması, yeni müşavirler yaratılmaması, vergi reformu yapılması, Euro endeksli muhasebe birimine geçilmesi için çalışma başlatılması gibi öneriler sundu.,

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da farklı noktalardaki orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi

Published

on

By

İtalya’nın farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi. Toskana Bölgesi’nde 600 turist tahliye edildi.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre, ülkenin batısındaki Sardinya Adası’nda Olbia ile Sassari kentleri arasındaki Trambuccone mevkisinde geniş çaplı orman yangını çıktı.

Olbia Havalimanı çevresindeki hava sahası bir süreliğine kapatılırken, bu durum gecikme ve aksaklıklara yol açtı. Olbia varışlı bazı uçuşlar da Cagliari, Alghero ve Roma gibi havalimanlarına yönlendirildi.
Söz konusu yangına 1 söndürme uçağı ve helikopterlerle müdahale edildi. Karadan da itfaiye ekipleri ve gönüllülerin müdahalesi sürüyor.

600 turist tahliye edildi
Ülkenin rağbet gören tatil ve kamp beldelerinden Toskana Bölgesi’ndeki Castiglione della Pescaia’da bir tuz arıtma tesisinde çıkan yangın da kısa sürede rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı.

Hızla büyüyen yangına itfaiye ekipleri karadan ve havadan müdahale etti. Grosseto Valiliğinin talimatıyla bölgede tatil yapan yerli yabancı 600 turist, kamp alanından tahliye edildi.

İtalyan İtfaiyesi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, havadan 4 helikopterle yangına müdahale edildiğini, akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan, ülkenin güneydoğusundaki Otranto’da dün akşam saatlerinde başlayan ve rüzgarın etkisiyle yayılan yangında 150 hektarlık makilik yandı.

Haberlerde, yetkililerin, kundaklama sebebiyle yangın çıkmış olabileceği şüphesi üzerinde durduğu ifade edildi.

Matera’ya bağlı Metaponto di Bernalda beldesi yakınlarında geçen günlerde çıkan yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceği belirtilen haberlerde, Matera Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi.

İtalyan İtfaiyesinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlara göre, itfaiye erleri son günlerde Sicilya ve Sardinya Adaları, Toskana, Lazio, Puglia, Campania gibi pek çok bölgede irili ufaklı çok sayıda yangına havadan ve karadan müdahalede bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam