Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te hayat pahalılığıyla ilgili düzenlemeye ilişkin tasarılara ivedilik alındı

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda, hükümetin, kamu çalışanları ve emeklilerin maaşlarında konsolideyi kaldırarak hayat pahalılığı uygulamasını değiştirme kararının ardından hazırladığı yasa tasarılarının, ilgili Meclis komitesinde ivedilikle ele alınmasına ilişkin tezkereler görüşülerek oylandı. Tezkereler oy çokluğuyla kabul edildi.

Toplantının sunuşlar bölümünde Güvenlik Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi (Kuruluş Görev ve Çalışına Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Sivil Savunma Teşkilatı Personel (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkiler) (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Kamu Sağlık Çalışanları (Değişiklik) Yasası, Öğretmenler (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Emeklilik (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısı, KT Sosyal Sigortalar değişiklik yasa tasarısı, Sosyal Güvenlik değişiklik yasa tasarısı, Atatürk Öğretmen Akademisi Kuruluş (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın ivedilik tezkereleri onaylandı.

Güvenlik Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa Tasarısı’yla ilgili tezkerenin okunmasının ardından CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman söz aldı.

-Erhürman: “Sorun alım gücünün azalması”

Erhürman, bunun arkasından da diğer yasa tasarılarıyla ilgili ivedilik talebi geleceğini belirterek, ekonomik yaşamdaki temel sorunun, piyasada istikrar olmaması ve bunun alım gücünde eksilme olarak yansıdığını söyledi.

Sorunun maaşların yükselmesi değil alım gücünün azalması olduğunu kaydeden Erhürman, kendilerinin stabil para birimine geçmeyi önerdiklerini ancak bunun kabul edilmeyerek hayat pahalılığında yeni uygulamaya geçildiğini anlattı.

Bunun bir çözüm getirmediğini, hayat pahalılığının artmasıyla, personel giderlerinin, asgari ücretin de arttığını ve bu döngünün içinde alım gücünün düşmesine sebep olduğunu anlattan Erhürman, “Maaşlar da arttı ancak alınabilirlik azaldı” dedi.

Erhürman, bu tuhaflığın insanların Güney Kıbrıs’tan alışveriş yapma potansiyelinin artışına sebep olduğunu kaydederek, ”Ekonominin kötü yönetildiğinin kanıtı oldu” dedi.

Erhürman, “Sonuç olarak geçen senenin 3. çeyreğiyle bu senenin 3. çeyreğinde kuzeyden güneye geçişler yüzde 18 artarken güneyden kuzeye geçişler de yüzde 11 azaldı” diye konuştu.

Bu rakamların kuzeydeki herkesin güneye geçme hakkı olmamasına rağmen gerçekleştiğinin de unutulmaması gerektiğini kaydeden Erhürman, Ticaret Odası Başkanı’nın da “güneye geçemeyenleri Allah korusun” dediğini hatırlattı.

Bunun tam bir felaket olduğuna işaret eden Erhürman, kuzeydeki pahalılaşmanın turistin de Yunan adalarına kaymasına neden olduğunu savundu.

Tufan Erhürman, bugün geçirilmeye çalışılan yasa tasarısının da işe yaramayacağını savunarak tasarıyla ilgili eleştirilerini sıraladı.

Kuzeydekilerin aldıkları maaş yükselmesine rağmen aldıkları hizmetin azaldığına dikkat çeken Erhürman, konunun milletvekili maaşları üzerinden değil sigorta emeklilerinin maaşları üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

-“Yapılmaya çalışılan sadece alım gücünün daha da düşmesine sebep olacak bir adım”

Erhürman, piyasadaki istikrarsızlığın sebebinin bu tasarıyla alakası olmadığını, insanlar ekonomik olarak sıkıntıdayken Maliye’nin bir tek maaşları kaldıramamasını eleştirdi. Erhürman, bugün yapılmaya çalışılanın sadece alım gücünün daha da düşmesine sebep olacak bir adım olduğunu kaydetti.

Erhürman, yapılmak istenenin kabul edilebilir bir şey olmadığını, bu tasarının komiteye gelmesiyle “paparaların” kopacağını savunarak, “Gelirleri koruma ve giderleri azaltma yönünde bir girişim yapılmazken sigorta emeklilerinin “ümüğünü sıkma” çalışmasıdır.” diye konuştu.

İvedilik alınsa bile komitede rakamların konuşulmasıyla kıyametin kopacağını, yapılacak olanın hiçbir kademeye ve sektöre fayda sağlamayacağını savunan Erhürman, 2026’dan itibaren tüm çalışanların kafa üstü çakılacağı varoluşsal bir soruna adım atılacağını belirtti.

Aklın yolu bu mantıksız talebin ivedilikten arındırılması olduğunu söyleyen Erhürman, diğer tasarılarla ilgili de oylarının da redtolacağını belirtti.

-Berova: “Kazanç güneyle paralel”

Maliye Bakanı Özdemir Berova da, esas olanın alım gücünü korumak olduğunu, bunu oluşturan etmenlerin de kazanç ve hizmet alımındaki giderler olduğunu söyledi.

Kazanç olarak bakıldığında ücretlilerin kazancının güneyle paralel gittiğini belirterek, yüksek enflasyondan geçildiğini TC’deki enflasyonun düşmeye başladığını ve bu nedenle öngörülebilir bir maliye analizi yapmaları gerektiğini kaydetti.

Berova, bu düzenlemeyle birlikte, hayat pahalılığının yılda iki kez verilmeye devam edileceğini ve hayat pahalılığı oranında yükseltileceğini anlattı. Berova, bu uygulamanın emeklilik maaşlarına negatif etki etmeyeceğini de vurguladı.

Ekonominin ekmek fiyatı üzerinden yorumlanmasının olabilecek en mantıksız olgu olduğunu söyleyen Berova, 2023 yılında asgari ücretle 1938 ekmek alınırken, bugün bunun 4680 ekmeye çıktığını ancak bunun alım gücünün arttığını göstermediğini belirtti.

Bunun da muhalefetin yanlış bir örnekleme üzerinden gittiğini, amacın oluşacak hayat pahalılığının çok yükselmediğini kaydeden Berova, çalışanın maaşının hayat pahalılığı oranında artmasını sağlayacağını söyledi.

Maliye Bakanı Özdemir Berova, güneyle kuzey arasında geçişler konusunda Erhürman’ın verdiği oranların doğru olduğunu, bunun da alım gücünü arttıracak politikalar ortaya koymalarının doğruluğunu gösterdiğini söyledi.

2025 yılının kolay geçmeyeceğini belirten Berova, ancak bu yapılanların kamu maliyesindeki açığı kapatmak için değil orta ve uzun vadede verilecek güven mesajıyla piyasayı ucuzlatmayı hedeflediklerini anlattı.

CTP Genel Başkanı Erhürman yeniden söz alarak, kendisinin ekmek sayısıyla ilgili bir şey söylemediğini sadece ithalat ve narh koyarak çözüm üretilemediğine işaret ettiğini, zaten Berova’nın verdiği örnekle de alım gücünün arttığı anlamına gelmediğini de açıkladığını hatırlattı.

İthalat rakamındaki göstergelerin nüfusla alakalı olduğunu, turistlerin başka yerlere kaymasıyla kaybedilen gelirden bahsettiğini vurgulayan Erhürman, mevzuatta fiyatlandırma üzerinden bir cezalandırma olmadığını söyledi.

Fiyat tahribatının bir yılda düzeltilemeyecek hale geldiğini, işçi ve işveren sayısının denildiği gibi artmadığını, 2025’te bunun daha da azalacağını savunan Erhürman, emlak alanındaki artışın da devam etmeyeceğinin belli olduğunu, zaten artmasının da mali artışa işaret etmeyeceğini anlattı.

Erhürman, Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğluyla yorumlama farklılıkları olduğunu ve bunun konuşulması gerektiğini belirterek, güneyle maaşların eşitlenmesini inkar etmediklerini, alınan para çoğalırken kendisinin alım gücünün düşüşüne işaret etmeye çalıştığını yineledi.

Bu düzenlemelerin alım gücünde bir artış vadetmediğini, Maliye’ye de bir katkısı olmayacağını o zaman niye böyle bir düzenlemeye gidildiğini anlayamadığını kaydeden Erhürman, piyasada öngörülebilirliğin nasıl sağlanacağını da anlayamadığını vurguladı.

Erhürman, Berova’nın söylediğinden kuzeyden değil güneyden alışveriş yapabilenlerin de gelirini azaltarak yaşamı iki taraftan da zorlaştıracağı anlamına geldiğini ileri sürdü.

Sorunun, alınan ürünün fiyatı değil, kimin o üründen ne kadar alabildiği olduğunu ifade eden Erhürman, burada yapılan şeyin tek sonucunun alım gücünü azaltmak olduğunu, bunun ne faydası olacağını anlayamadığını söyledi.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, sıkıntı olmadığını söylemenin saflık olacağını, iyiye gidilmediğini ancak geçen yıldaki ithalatın çok üzerine çıkıldığını söyledi.

Amcaoğlu, işçi ve işveren sayılarının artması, ihracatın artması için bunları iyi değerlendirmek gerektiğini, herkesin gailesinin reel sektörün ayakta kalmasını sağlamak olduğunu kaydetti. Amcaoğlu, marketlere giderek yapılan denetimlerin işe yaramadığını Erhürman’ın başbakanlığı döneminde gördüklerini de belirtti.

Amcaoğlu, bugün çok dikkatli adım atılması, denetimlerin teknolojiyle yapılması için çalıştıklarını, kısa süre sonra anlık verilerle ekonomiyi izleyebilmeyi umduklarını ifade etti.

Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar (Değişiklik) Yasa Tasarısı’yla ilgili söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, bu tasarının gerekçesinde hayat pahalılığı ödeneğinin konsolide yapılmaksızın verilmesi maddesinin sigortalıların maaşında değişiklik öngörmediğini bu nedenle zaman harcamalarına sebep olduğunu söyleyerek bunun sebebini sordu.

Şahali, boşuna ümit beslediklerini, müdahalenin yapılacağının kesin olduğunu belirterek, hükümeti, söz konusu tasarıları özensiz hazırlamakla eleştirdi; her kelimenin bir dizi insanın hayatını etkileyeceğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Şahali, bu değişikliklerin bedeli ödenmesi gereken kayıplara yol açacağını ifade etti.

Yerinden söz alan Maliye Bakanı Berova, Şahali’nin okuduğunun doğru olduğunu, sehven bir hata yapıldığını, torba yasa yapmaya uygun yasalar olmaması nedeniyle hatanın komite safhasında düzeltileceğini kaydetti.

Konuşmasına devam eden Erkut Şahali, önceki yılda uygulanan matrahların yüzde 30’dan 50’ye çıkartılmasının sebebini anlamaya ihtiyaçları olduğunu söyledi. Şahali, hayat pahalılığı yüzde 51 iken vergi diliminin yüzde 50 artmasının anlamını çözemediğini kaydetti.

Yerinden cevap veren Maliye Bakanı Berova, Şahali’nin hesaplama yönteminin elmalarla armutları karıştırmak olduğunu, bu düzenlemeye 5 sendikanın olumlu görüş verdiğini, ayrıntıların bütçe görüşmeleri sırasında anlatacağını kaydetti.

Meclis Genel Kurulu’nda daha sonra yeniden oluşturulan sürekli komiteler milletvekillerinin bilgisine getirildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Elektrik Müteahhitleri Birliği’nden havuz motor odalarıyla ilgili uyarı: “Yaz aylarında yangın ve çarpılma riski yükseliyor”

Published

on

By

Kıbrıs Türk Elektrik Müteahhitleri Birliği (KTEMB) yaz aylarında havuz motor odalarında elektrikle ilgili risklerin arttığına dikkat çekerek, önlemlerle ilgili hatırlatmada bulundu.

Kıbrıs Türk Elektrik Müteahhitleri Birliği’nin yazılı açıklamasında, havuz motor odalarında elektrikle ilgili risklerin özellikle yaz aylarında yüksek nem, yoğuşma, ısı ve korozyon gibi etkenlerle birleştiğinde ciddi yangın ve elektrik çarpması tehlikesi yarattığına dikkat çekildi.

Açıklamada, motor odasının elektrik odası olduğu hatırlatılırken, nemli ortamda çalışan tüm panoların IP koruma sınıfına uygun olması gerektiği vurgulandı.

Kaçak akım rölelerinin her yıl test edilmesi, pompaların çalışma sürelerinin izlenmesi, aşırı ısınmaya karşı termik korumanın devrede olması gerektiğinin belirtildiği açıklamada,  motor odasına yetkili kişiler dışında kimsenin girmemesi, ıslak elle pano kapağına dokunulmaması uyarısında bulunuldu.

Havuz motor odalarında elektrik kaynaklı risklere de işaret edilen açıklamada, yüksek nem ve yoğuşmanın elektrik panolarında yalıtım zafiyetine ve kısa devreye neden olabileceği, kablolarda ark oluşum riskini artırabileceği belirtildi.

Özellikle ıslak alanlarda topraklamanın kritik önemde olduğunun vurgulandığı açıklamada, koruma sistemleri yetersizse kaçak akımların ölümcül olabileceğine de dikkat çekildi.

Kabloların suya ve buhara dayanıklı olmamasının yangın veya çarpılma riskini artırdığının ifade edildiği Elektrik Müteahhitleri Birliği açıklamasında, aşırı çalışan pompaların motor sargılarında ısınma ve kontaktörlerde yapışmaya yol açabileceği de hatırlatıldı.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Çatalköy-Değirmenlik anayolundaki kazaların engellenmesinin ele alındığı “Dağ Yolu İnisiyatifi Toplantısı” düzenlendi

Published

on

By

Çatalköy-Esentepe Belediyesi, yıllardır ölümlü kazalarla gündemden düşmeyen Çatalköy Değirmenlik Anayoluyla ilgili sorunlar ve kazalara karşı çözüm yaratılması konusunda ülkede inisiyatif yaratmak amacıyla, ilgili kurum ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getiren bir toplantı düzenledi.

Acapulco Resort Otel’de yer alan toplantıya, bazı milletvekilleri, belediye başkanlar, ilgili kurum ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Çatalköy Esentepe Belediye Başkanı Ceyhun Kırok, amaçlarının kavga ederek bir iş yapmak değil, tam tersi Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Dairesi,  birlikler, oda başkanlarından destek alarak,  ciddi çalışan bir örgütlenme içinde yolun bir an önce sağlıklı bir ulaşım yolu olmasına katkı sağlamak olduğunu vurguladı.

Çatalköy Değirmenlik yolundaki sorunların vatandaşların yaşamlarını tehdit eden bir boyuta ulaştığını dile getiren Kırok,  9 yıldır göreve gelen tüm hükümetlerin, bahis konusu yolla ilgili sözler verdiğini kaydetti.  

Yalnızca son altı ayda, 1 Ocak-30 Haziran tarihleri arasında bölgede 23 trafik kazası yaşandığını belirten Kırok, “Ama maalesef hâlâ bu konuda bir arpa boyu yol kat edemedik. Hepimiz birbirimize sadece nedenler sunuyoruz” diyerek gelinen noktaya tepki gösterdi.

Geçmişte söz konusu güzergahla ilgili tünel projesi olduğunu, duble yol projesinin üç şeride düştüğünü, daha sonra da yolun mevcut 2 şeridinin genişletilerek iyileştirilmesinin gündeme geldiğini anımsatan Kırok, bugün mevcut yolun bile çökme aşamasına geldiğini anlattı. 

Yolun özellikle Arapköy mevkiinde altyapısının çöktüğünü, bazı bölgelerde yağmur suları nedeniyle zemin boşaldığını, bariyerlerin çökerek dere yataklarına düştüğünü kaydeden Kırok, adım atılmaması halinde daha ciddi kazaların yaşanacağını aktardı.

Toplantıya Ulaştırma Bakanı ve Karayolları Dairesi Müdürü’nü de davet ettiğini belirten Kırok, “Neden bu ihalesi yapılmış yol bir türlü yapılamadı? Engeller neler? İstimlak mı? Parasal sorunlar mı? Yoksa bu işi üstlenecek firma mı yok?” diye sordu.

Yaptığı çağrının ardından birçok kişi ve kurumdan destek mesajları aldığını, bazı firmaların iş araçlarını bile gönüllü olarak vermeye hazır olduklarını söyleyen Kırok, belediyenin sınırlı imkânlarına rağmen yol kenarındaki temizlik çalışmalarını kendilerinin üstlendiğini ifade etti.

Çatalköy Değirmenlik yolunun, yaşamları tehdit eden bir ölüm yoluna dönüştüğünü  ve artık bu soruna ivedilikle çözüm üretilmesi gerektiğini vurgulayan Kırok, buna öncülük etmek için adım attıklarını  ifade etti.

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkanı Seran Aysal da konuşmasında, vatandaşın trafik güvensizliği nedeniyle canına zarar gelmesinin kabul edilebilir bir konu olmadığını kaydetti. Merkezi yönetimin yollar konusunda adım atması gerektiğine dikkat çeken Aysal, yolun fiziki olarak bittiğini kaydetti.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Girne Değirmenlik yolunun yıllardır yapılmamasının nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığını belirterek, sorunun hem sosyal hem ekonomik açıdan bütünlüklü olarak projelendirilerek çözülmesi gerektiğini kaydetti. 

Yol için gerekli kaynağın geleceği yerin belli olduğunu söyleyen Gürcafer, çalışmanın projelendirilmesi aşamasına,  KKTC’deki paydaşların çok boyutlu şekilde müdahil olarak, projenin rant amaçlı değil doğru amaca hizmet edecek bir projeye dönüşmesi sağlanması gerektiğini vurguladı.

Değirmenlik Akıncılar Belediye Başkanı Ali Karavezirler de, Dağyolu olarak bilinen  Girne Değirmenlik anayolunun yıllardır güvenli bir hale getirilemediğini belirterek, en  büyük sorunun istimlakler konusu olduğunu ifade etti.

Yıllardır göreve gelen hükümetlerin, bu konuda hiçbir adım atmadığını dile getiren Karavezirler, bugün toplantıyla oluşturulan inisiyatif ve hazırlanacak sonuç bildirgesinin itici güç yaratmasını diledi.

25 ton sınırlamasına rağmen, her gün yolu 40-45 tonluk araçların kullanmasının, yolda ciddi bir tahribata yol açtığını kaydeden Karavezirler, taş ocaklarının bulunduğu beldeler olan Değirmenlik Akıncılar ve Dikmen Belediyelerinin ilgili bakanlıkla çıktıkları kantar ihalesinin 2 ay içinde sonuçlanacağını anımsattı.

Girne Değirmenlik yolunun yapılmasıyla ilgili merkezi hükümetin artık somut adım atması gerektiğini vurgulayan Karavezirler, belediye olarak projede her türlü sorumluluğu almaya hazır olduklarını belirtti. 

Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul da, Girne Değirmenlik anayolundaki sıkıntının, ülkedeki hızlı gelişime altyapının ayak uyduramamasından kaynaklanan sorunlardan biri olduğunu vurgulayarak, hayati boyuta ulaşan sorunun yıllar önce çözülmüş olması gerektiğini ifade etti.

Ülkede yapılan her şeyin popülizmle şekillendiğini, bugün yaratılan koşulların sebebinin de siyasal tercihler olduğunu ifade eden Şenkul, bu sebeple konuyu siyasi zeminden uzaklaştırarak çözüm aramanın tatmin edici bir sonuç vermeyeceğini söyledi.

Yolda yaşanan kazalarla ilgili sadece kamyoncular, taş ocakları, betoncuları günah keçisi ilan etmenin doğru bir yaklaşım olmadığını, suçlunun gerek siyasi tercihler gerekse farklı sebeplerle, ülkenin önceliği olan altyapıların planlamasını yapmayan toplumun geneli olduğunu kaydeden Şenkul,  ülkede bu zihniyetin değişmesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, Girne Değirmenlik Anayolundan kaynaklanan sorunların ticari kaygılar, turizm sektörüne yaratılan sıkıntıları aşarak,  vatandaşlar için hayati tehdit boyutuna ulaştığını kaydederek, bu sorunun çözümünün ülkenin önceliği olması gerektiğini dile getirdi.

2026 yılında bölgede 3 otelin daha hizmete gireceğini, bunun da bölgede trafik yoğunluğu ve kaza ihtimalini daha da arttıracağını söyleyen Çağıner, bunun engellenmesi gerektiğini söyledi.

Toplantıda merkezi yönetimden katılım olmamasını eleştiren Çağıner, “Amacımız  kaliteli  lüks yolarda  gitmek değil,   canımızı koruyarak  seyahat etmek” diyerek bu sorunun çözülebilmesi için merkezi, yerel yönetim ilgili kurum kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin iş birliğinin büyük önem taşıdığını vurguladı.

CTP Milletvekili Sami Özuslu da konuşmasında, vizyon, kısa, orta ve uzun vadeli planlamaların olmadığı yerlerde atılacak adımların, günü birlik tedbirler olmaktan öteye gidemeyeceğini vurgulayarak, trafik kazaları konusunda ciddi mücadele vererek, ülkede, ölümleri minimuma çeken ülkelerin örnek alınması gerektiğini vurguladı.

Mevcut hükümetin, söz konusu yol için sırasıyla, duble yol, 3 şerit, sonra tünel projelerini ortaya attığını, ardından mevcut 2 şeridinin genişletilerek iyileştirilmesi için ihaleye çıkıldığını ancak bunun da yarım kaldığını dile getiren Özuslu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Trafik Dairesi ve Karayolları dairesi temsilcilerinin toplantıya katılmamasını eleştirdi.

Dağ yolunun katliam gibi kazaların yaşandığı bir ölüm yoluna dönüştüğünü dile getiren Özuslu, hayat bulacak projelerin, ülke  hassasiyetleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ,ülkedeki şehir plancıları , mühendisler ve yetkili merciler tarafından değil, Ankara’dan hazırlandığı sürece amaca hizmet edecek başarılı  altyapı projelerinin hayat bulmasının zor olduğunu söyledi.

Ülkede ciddi bir plansızlık yaşandığını, nüfusun son olarak asker ve öğrenciler hariç 590 bin  olarak kayıtlı araç sayısının da 450 bin olarak açıklandığını anımsatan  Özuslu, küçük yaşlarda ailesini bir trafik kazasında kaybeden ve  bunun acısını yaşayan bir birey olarak bu konuda bir an önce adım atılmasını istedi.

Kıbrıs Türk Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ayer Yarkıner, son 2 yılda trafikte can kaybının iki buçuk katı arttığını anımsatarak, odanın 5 yılını güvenli trafik ve güvenli ulaşım konusuna konsantre olarak, 2019 ve 2025’yıllarında 2 çalıştay gerçekleştirdiğini kaydetti.

Trafiğin kan gölüne dönmesinin  sadece yollara bağlanamayacağını  dile getirerek, ülkede  yollar araçlar, yasalar, sürücülerin hiç birinin  güvenli trafik için yeterliliği olmadığını vurgulayan Yarkıner, odanın hazırladığı teknik raporla ilgili sunum gerçekleştirdi.

Yarkıner’in konuşmasının ardından, Çatalköy Esentepe Belediye Başkanı Ceyhun Kırok’un çağrısıyla gerçekleşen toplantıda,  oda temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, birlikler, dernekler, bölge halkının katılımıyla gerçekleşen toplantıda, teknik çalışmaya geçildi.

Toplantının ardından hazırlanacak sonuç bildirgesi ise, daha sonraki günlerde Bayındırlık ve Ulaştırma bakanlığı ve kamuoyuyla paylaşılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hemşireler ve Ebeler Sendikası, pazartesi Dr. Burhan Nalbantoğlu ile Girne Akçiçek hastanelerinde bir günlük uyarı grevine gidiyor

Published

on

By

Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası, sağlıktaki talepleri yerine getirilmediği gerekçesiyle, pazartesi günü Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ile Girne Akçiçek Hastanesi’nde bir günlük uyarı grevi yapacağını duyurdu.

Sendikadan yapılan yazılı açıklamaya göre, her iki hastanede yoğun bakım servisleri haricinde, poliklinik servisleri ile tüm birimlerde 07.00–14.00 saatleri arasında grevde olunacak.

Ek mesaiye kalmama eylemi ise üyelerin kendi kararına bağlı olarak Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası’nın üyelerinin bulunduğu tüm hastanelerde yapılacak.

Taleplerinin sadece sağlık çalışanları için değil nitelikli sağlık hizmetine erişim için elzem olduğunu kaydeden Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası, grev nedenlerini ise şöyle sıraladı:

“Kamu Sağlık Çalışanları Yasası uyarınca kişisel ödenek, özel tahsisat ve görev ödeneği alma haklarına ilişkin kurallar çerçevesinde Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası’nın hazırladığı yasa değişiklik önerisinin yürürlüğe girmesi için gerekli çalışmaların yapılmaması; hemşire lojmanlarının yıkılması ve yerine yenisinin yapılmayacağının açıklanması; Kamu Sağlık Çalışanları Yasası kapsamındaki sınav tüzüğünün Kamu Görevlileri Yasası’ndan ayrılarak yeniden düzenlenmemesi; nöbet devri sırasında kaybedilen zamanın çalışma saatlerine eklenmemesi; ameliyathanede çalışan hemşirelere radyasyon izni verilmemesi; ek mesailerin zamanında ödenmemesi; personel eksikliklerinin giderilmemesi, hemşire ile ebelerin iş yükünün sürekli artırılması; geçici personelin haklarını güvence altına alacak yasanın Meclis’ten geçirilmemesi; yönetim kadrolarının baskı uygulamaları ve geçmiş dönemde anlaşma sağlanan Uzlaşı Kurulu kararlarına uyulmaması..”

 

Devamını Oku

Trending

Reklam