Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te yabancılara mülk satışı konuşuldu

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ilk olarak Başkanlığın Genel Kurul’a sunuşlarına yer verildi.

Genel Kurul’un 13-14 Mayıs tarihli Genel Kurul birleşimlerinin birleştirilerek, yasama ve denetim faaliyetlerinin 13 Mayıs’ta yapılması onaylandı. Ardından Şirketler Değişiklik Yasa Tasarısı’nın komitede ivedilikle görüşülmesi ele alındı.

Tasarıyla ilgili bilgi vermek için kürsüye çıkan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, değişikliğin 1974 öncesinde tescillenmiş şirketlerin tekrar tescillenmesi için tanınan süre hakkında olduğunu kaydetti. Tezkere oyçokluğuyla kabul edildi.

Genel kurulda daha sonra Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasaları (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın genel kurulda üçüncü görüşmesinin yapılması oya sunuldu ve oyçokluğuyla geçti.

Daha sonra TC Parlamentosu –KKTC Parlamentosu Dostluk Grubu’na CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli’nin görevlendirilmesi oybirliğiyle kabul edildi.

-Erhürman: “Derdimiz bu küçücük ve nüfusu son derece az olan ülkenin, toprak mülkiyetinin korunabilmesi, nüfus yapısının sürdürülebilir şekilde devam etmesi”

CTP Başkanı Tufan Erhürman, 62’nci madde kapsamında yaptığı “Yabancılara mülk satışı” başlıklı konuşmasında,

bir süredir komitenin gündeminde olan ve yabancılara mülk satışıyla ilgili düzenlemeyi içeren yasada değişiklik konusunun CTP’nin 2,5-3 yıldır sürekli gündeme getirdiği bir konu olduğunu kaydetti.

Ülkede toprak sahipliğinin, nüfus planlaması ve ekonomik kalkınma planlaması açısından önemli olduğunu dile getiren Erhürman, bu konuda gerekli düzenlemeler yapılmazsa bunun inşaat sektörüne de zarar vereceğini belirtti.

“Derdimiz bu küçücük ve nüfusu son derece az olan ülkenin, toprak mülkiyetinin korunabilmesi, nüfus yapısının sürdürülebilir şekilde devam etmesiydi” diyen Erhürman, konunun, kendilerinin bu uyarıları sonucunda değil de, meselenin Türkiye medyasında yer bulmasıyla gündeme gelmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.

Erhürman, nüfusun, mülkiyetin ya da toprağın korunması hakkında hiçbir şey içermeyen bu düzenlemenin en iyi ihtimalle istatistiki verileri biraz daha iyi hale getirebilecek haline geldiğini kaydetti.

Tasarının, yabancıların mülk edinmesini, mevcut yasadan daha fazla kolaylaştıracağını savunan Erhürman mülk edinmeyle ilgili bir kotanın şart olduğunu ve bu gereği ilk günden beri dile getirdiklerini belirtti. Erhürman, böyle bir kota olmazsa belli bölgelerde KKTC vatandaşı oranlarının görmezden gelinemeyecek kadar düşebileceğine işaret etti.

Türkiye Cumhuriyeti’nde yüzde 10 kotası uygulanan bölgeler olduğunu kaydeden Erhürman, bu konuda hükümet vekillerinin de kendileriyle aynı fikirde olduğunu söyledi.

-“Bir projenin yüzde yüzünün KKTC vatandaşı olmayan kişiler tarafından alınmasına olanak tanındı”

Yapılan düzenlemeyle, projelerin yüzde 80’inin yabancı, yüzde 20’sinin KKTC ya da T.C. vatandaşı tarafından alınabilmesine imkan yaratıldığını belirten Erhürman, bunun, bir projenin yüzde yüzünün KKTC vatandaşı olmayan kişiler tarafından alınmasına olanak tanıdığına dikkat çekti.

Tufan Erhürman, yabancılar yapılacak her projenin yüzde 100’ünü alabilmesine imkan tanıyan bu düzenlemeyle birlikte, gelir düzeyi yabancılardan düşük olan çoğu KKTC vatandaşının bu projelerden ev alamayacağı bir noktaya geleceğini ve bunun da belli bölgelerin tamamen yabancılaşmasını getireceğini ifade etti. Erhürman, böylece 5 sene sonra bazı köylerde seçim sandığı kurmaya gerek kalmayacağını dile getirdi.

-“İnşaat sektörünün sosyal maliyeti hesaplanmadı”

İnşaat sektörünün sosyal maliyetinin de hesaplanmadığını dile getiren Erhürman, yurt dışından gelen herkese sağlık, eğitim, kanalizasyon ve çöp toplama hizmeti verilmesi gereğine dikkat çekti. “Bu iş olmadı, yanlış yere gidiyor” diyen Erhürman, acele etmeye gerek olmadığını kaydetti.

Bu düzenleme hayata geçerse, bazı köylerin belki de ölü köy haline geleceğini, çünkü kaç kişinin yaşamak için kaç kişinin sadece yatırım için ev aldığını bilmenin mümkün olmadığını ifade eden Erhürman, bu konunun bir kez daha değerlendirilmesini, bu değerlendirme yapılırken de sadece bugünün ihtiyaçlarını değil, geleceğin ihtiyaçlarını da göz önüne alarak hareket etmek gerektiğini dile getirdi.

Tufan Erhürman yapılacak değişiklikle ilgili taleplerinin, belediye bazında yüzde 10 kota konması, minimum yüzde 30 KKTC vatandaşlarına satış kotası konması, T.C. vatandaşlarının yabancı uyruklu olmak açısından ayrılmaması olduğunu vurguladı. Erhürman, en fazla yabancı yatırıma ihtiyaç duyulan alanlar belirlenmeden önce ihtiyaç analiz raporu hazırlanması gerektiğini de vurguladı.

Yerinden söz alan UBP Milletvekili Yasemi Öztürk, yabancılarla yapılan sözleşmelerin kaydının nasıl yapılacağını sorması ve leasing konusunu gündeme getirmesi üzerine Erhürman, örneğin hellim üretmek için gelmek isteyen bir yatırımcıya leasing yapılmasına da karşı olduğunu ve ihtiyaca göre karar verilmesi gerektiğini ifade etti.

Konunun gerekirse inşaat sektörüyle de ele alınabileceğini ifade eden Erhürman, gerekli değişikliklerin yapılması gerektiğini vurguladı.

-Oğuz: “Toprak konusu ülkenin bekasını ilgilendiren bir konu, bu konuda hassasız”

Yanıt vermek üzere söz alan İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, konunun uzun zamandır konuşulduğuna işaret ederek, “Biz de ülkenin geleceğiyle ilgili gaileleri paylaşıyoruz” dedi.

İdare olarak olayın tüm taraflarını göz önüne alarak hareket etmek durumunda olduklarını söyleyen Oğuz, yüzde 100 noktasına nasıl gelindiğini anlattı. İlk önce pafta sistemi üzerinden ilerlendiğini ancak zorluklar yaşandığını söyleyen Oğuz, sektörle ilgili alınan önlemleri anımsattı ve yabancıya yap-satı yasakladıklarını kaydetti.

Adım atarken dengeleri gözettiklerini ve konunun hala tartışıldığını ifade eden Oğuz, muhalefetin görüşlerine önem verdiklerini söyledi.

Konuyu yeniden değerlendireceklerini kaydeden Oğuz, “Sektör sonsuz değil. Kaynak da sınırlı. Ülkenin tarım topraklarının korunmasıyla ilgili de hemfikiriz” diyerek, veri eksikliği nedeniyle hala tartışılan konular olsa da temel konularda aynı fikirde olduklarını belirtti.

“Toprak konusu, ülkenin bekasını ilgilendiren bir konu ve bu konuda hassasız” diyen Oğuz, konuyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirterek, CTP’nin önerilerinin de görüşüleceğini kaydetti.

Oğuz’un konuşması sırasında yerinden söz alan CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay, “ülkeye elçilik açan” ve “açmayan” gibi bir ayrım yapılmasının gelecekte siyaseten sorun yaratabileceğini kaydetti. Uluçay ayrıca yüzde 30 KKTC vatandaşına satış yapılması maddesinin, bir kişinin bu yüzde 30’luk kısmın tamamını alabileceğini söyledi, bunun sıkıntı yaratacağını ifade etti.

CTP Milletvekili Ongun Talat da yerinden söz alarak, konut fiyatlarını aşağıya çekmek unsurunun hiçbir şekilde bu değişiklikte yer almadığını söyledi. Şu anda Türkiye yurttaşlarına 3 dairenin önü açılırsa daha sonra bu işler sarpa sardığında bunun iktidarın geri alamayacağı bir hale gelebileceğini ifade eden Talat, “Neden bu kararı geçici bir karar olarak almıyoruz?” diye sordu.

Oğuz ise hisseli satışların yarattığı mağdurlara işaret ederek, görülen anomalilerin tartışılabileceğini kaydetti.

Sektörlerden gelen talep doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yaptıklarını ifade eden Oğuz, komitede tüm taleplerin görüşülebileceğini dile getirdi.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam