Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis’te yerleşke, sağlıktaki eksikler ve Güngör’deki sorunlar ele alındı

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ülkedeki son siyasi gelişmelerin ele alındığı güncel konuşmalarda Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yerleşkesi inşaatı, Güngör çöplüğündeki sorunlar, sağlıktaki sıkıntılar ve ilaç eksikliği ele alındı.

-Yeşilırmak

Ulusal Birlik Partisi (UBP) İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak, “Yaşanan Son Siyasi Gelişmeler ve Muhalefetin Akdeniz’deki Gelişmelerle İlgili Suskunluğu” başlıklı bir konuşma yaptı.

Konuşmasına, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında KKTC’nin tanınması çağrısı yapan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ederek başlayan Yeşilırmak, su, hastane ve yol projelerinde olduğu gibi yerleşkeyle ilgili de tartışmalar yaşandığını söyledi. Türkiye’nin KKTC halkına armağan ettiği ve devam eden projeleri sıralayana Yeşilırmak, 2022 için 4 milyar TL olarak öngörülen farklı alanlarda ayrılan kaynaklarla ilgili bilgi verdi.

Yeşilırmak, muhalefetin yapıcı değil, yıkıcı bir tutum sergilediğini yineleyerek, yerleşke projesi konusunda da bu tutumun devam ettiğini ve bu armağana yapılan eleştirilerin toplumu kutuplaştırdığını belirtti.

Yeşilırmak, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi projesinin içerisinde yer alacak millet bahçesi, meclis, etkinlik meydanı, etkinlik çayırı gibi farklı mekanlar olduğuna işaret ederek, projeyle ilgili ayrıntılı bilgi verdi. “Neden ülkemizde böyle bir park-bahçe olmasın” diye soran Yeşilırmak, geçmişte de buna benzer park çalışmaları yapıldığını hatırlatarak, herkesin böyle bir etkinlik alanına ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin ülkeye armağan edildiğine ve sadece Cumhurbaşkanı Tatar’ın değil, tüm ülkenin olacağına dikkat çeken Yeşilırmak, eleştiri yapılabileceğini ancak hibe edilen bir projeye toptan karşı çıkılmasının yanlış bulduğunu belirtti.

Yeşilırmak, Güney Kıbrıs’ın silahlanmaya devam etmesine, ABD’nin de silah ambargosunu kaldırıp, askerlere eğitim vereceğini açıklamasına karşı sessiz kalan muhalefetin ne dediğinin çok önemli olduğunu söyledi.

Bölgenin savaşa değil, huzura ihtiyacı olduğuna işaret eden Yeşilırmak, alınan bu kararların ciddi sebepleri olduğuna inandığını ve aynı oranda ciddi sonuçları olmamasını umut ettiğini dile getirdi.

Güngör katı atık tesisinde ortaya çıkan sorunda herkesin payı olduğunu söyleyen Yeşilırmak, bu tesislerin kuruluş ve idaresinin yerel yönetimlere verilmesi gerektiğini ifade etti. Yeşilırmak, tesisin yeniden elden geçirilmesi ve sadece evsel atıkların oraya getirilmesi gerektiğini söyledi.

-Derya

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya da “İrade Gasbı ve Parya Siyaset” konulu konuşmasına geçmeden, kendinden önce söz alan UBP Milletvekili Yeşilırmak’a “Halka borç olarak yazılan yatırımlara ve kaçak ihalesi başka ülkede yapılan projelere teşekkür etme” eleştirisinde bulundu.

“Sürekli ihtiyacımız olmayan şeyler lütfediliyormuş gibi davranılıyor” diyen Derya, “Külliyeyi niye park olarak sunuyorsunuz? Parkı, ağaç sökmeden Mesarya’ya niye yapamıyoruz?” sorularını sordu.

Bakan ve hükümet yetkililerinin konuyla ilgili açıklamalarından alıntı yapan Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın konuyla ilgili ilk açıklamasında yer alan “Ben istemedim, öyle uygun görmüşler” ifadesine dikkat çekerek, “Bizi hapsettikleri durum budur.. Gösteriş olsun diye yapılanları konuşmayalım diye bizi hamasete boğuyorsunuz” dedi. Halkın gündeminin kadına şiddet ve çocuk istismarı olduğunu söyleyen Derya, yolsuzluklar konuşulmasın diye sürekli halkın ayaklarına böyle toplar atıldığını savundu.

Derya, sarayın, cumhuriyetle çelişen bir simge olduğunu ve bunun Fransız devriminden beri böyle olduğuna işaret ederek, “Saraylar artıyorsa cumhuriyetin risk altındadır” dedi.

Derya, binaların, halka park olarak sunulmaya çalışıldığını ancak kimsenin buna inanmadığını söyleyerek, demokrasilerin binalarla güçlenemeyeceğini, tam tersine “izinsiz binalar” ve “çiğnenen Anayasa’yla” demokrasinin katledildiğini savundu.

“Ben o tellerden atlayanlardan biriyim. Benim yurdumdan koparılan bir parça var orada, ben nasıl sessiz kalayım” diyen Derya, “Hastaneleri ziyaret etseler, ihtiyacımızın saray olmadığı anlaşılırdı” dedi.

Birileri bizim hakkımızda konuşmasın diye Kıbrıs Türk halkının yıllarca mücadele ettiğini hatırlatan Derya, ülkeye gelen yabancıların haklarını bile veremeyen bir sistemin, kendini yönetme yeteneğine sahip olmayan bir partiye verilmek istendiğini iddia etti.

“Kendini büyük göstermek için buram buram ataerkillik kokan” açıklamaların Kıbrıs Türk toplumunu geriye çektiğini savunan Derya, “Yerleşme sorunu olan ülkemize yerleşke yapmak istiyorlar” dedi.

Derya, silahlanmaya karşı olduklarını ancak Geçitkale’ye hava araçlarının yetkililerin dahi bilgisi olmadan yerleştirildiğini hatırlatarak, ABD’nin 2 yıl önce kaldırdığı silah ambargosunun Türkiye’deki seçimlere malzeme yapılmak için yeniden gündeme getirildiğini savundu.

Birileri milliyetçilik yapacak diye ülkenin heba edilmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Derya, TC Cumhurbaşkanı Revep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasına değinerek, “KKTC’yi önce Türkiye tanısın” dedi.

-Solyalı

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı “Anayasal Düzen ve İrade Sorunu” konuşmasında, toplum lehine mücadele vermeye devam edeceklerini belirtti.

Solyalı, KKTC Anayasası’nın, federasyon kurulmasını kolaylaştırıcı adımlar atılmasını imkan sağlayacak şekilde yazıldığını ve devletin şekli için de demokrasiyle sosyal adaletin üstünlüğüne inanan bir yapı öngörüldüğüne işaret ederek, şu an koltuklarda oturanların bu düzeni yıkmak için çalıştığını, bu nedenden dolayı da aldıkları kararların çoğunun mahkemeden döndüğünü kaydetti.

Yerleşkeyi meclis kürsüsünce bir emlakçı edasıyla anlatan kişilerin de bu projeden cumhurbaşkanı gibi, başkası tarafından açıklanınca haberdar olduğunu savunan Solyalı, “müjde”nin ilanından sonra kimsenin sesinin çıkmadığını ve devlet olmanın saraylarla olmadığının söylenemediğini anlattı.

Solyalı, devlet diye tanımlanabilecek yapının nasıl olması gerektiğine örnekler vererek, elektriksiz kalan bir yapının ve asgari ücretin açlık sınırının altında açıklandığı yapılara devlet denemeyeceğini söyledi.

Külliye kelimesinin Türk Dil Kurumu tarafından “cami etrafında örgütlenen binaların tamamı” olarak açıkladığına işaret eden Solyalı, Kıbrıslı Türklerin laikliğiyle gurur duyan bir ülke olduğunu ve böylesi bir kültürel erozyona da ihtiyacı olmadığını kaydetti.

Solyalı, yerleşkeyle ilgili açıklamalara da değinerek, “epostalarla tüm bakanlara gönderilen açıklamaların sistemli şekilde tek ağızdan paylaşıldığını” savundu. Bazı açıklamaların terbiyesizlik ve hadsizlik noktasına geldiğini söyleyen Solyalı, bu tür söylemlere sessiz kalmayacaklarını belirtti. Buradaki kurumların planlarını bile görmediği planlarla ülkenin betonlaştırıldığını söyleyen Solyalı, gecekondu diye laf edilen cumhurbaşkanlığı binasının dünyaya açılan bir kapı olduğunu kaydetti.

Ürün Solyalı, henel kurulun gündemine bugün protokol getirilmesine de değinerek, Meclis’ten onay almayan tüm girişimlerin yasa dışı olduğunu ve bugün gündeme getirilmekle yasal hale gelmediğini söyledi.

Solyalı, onay yasası bile olmayan bir protokolle böyle bir adım atılamayacağını ifade ederek, bugünkü protokolün bile ‘bilgiye sunuş’a uygun olmadığını çünkü Türkiye’deki yükleyici firmaya onay aramayacağını taahhüdü verildiğini hatırlattı. Solyalı, “Anayasaya aykırıdır, 8 Temmuz’da yapılan antlaşma bugün bilgiye getirilemez” dedi.

-Besim

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Filiz Besim “Sağlıkta Çözülemeyen Sorunlar” konulu konuşmasında, pandemiden sonra dünyada ilaç sorunu yaşanacağı bilindiği halde 2021 yılında yapılması gereken ilaç ihalelerinin ya yapılmadığını, ya da paraların alınamadığını söyleyerek, yaşanan aksaklıklarla ilgili bilgi verdi.

Günün sonunda hastaların ilaç bulamadığını ve ilaç Eczacılık Dairesi’nin doğrudan alıma gitmek zorunda kaldığını kaydeden Besim, uygulamanın kalıcı hale geldiğini ve bunun da yüzde 30 daha fazla ödeme anlamına geldiğini belirtti. Besim, hala ilaç sıkıntısının giderilemediğini çünkü 2022 yılında ayrılan ilaç bütçesinin bittiğini söyledi.

Hem gerekenden fazla para harcandığını, hem de ilaca ulaşımın sağlanamadığını dile getiren Besim, İlaç Eczacılık Dairesi’nin çok ivedi şekilde ilaç alması gerektiğini, bunun için de ek bütçeye ihtiyaç duyulacağını belirtti.

Sağlıkta otomasyon sisteminin 4 yıldır kurulamamasını eleştiren Besim, geçen yıl gönderilen grip aşılarının şu an kullanım süresi dolmuş olarak depolarda durduğunu söyledi.

Eczacılar Birliği yasa tasarısının hala komiteye bile gelmediğini kaydeden Besim, Türkiye’nin KKTC’yi yabancı ülke statüsünden çıkarmasının ilaç ihalelerini kolaylaştıracağını ve gelecek zamlardan daha az etkileneceklerini kaydetti.

Hastanede çalışan 84 personelin 6 aydır sigortasının yatmadığını dile getiren Besim, bu durumun da bir an önce çözümlenmesini temenni etti.

-Rogers

Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili Jale Refik Rogers de “Son Siyasi Gelişmeler” konusunda konuştu.

Rogers, yerleşke tartışmaları sürerken genel kurulda 1 bakan ve 1 vekilin bulunmasının bile meclis binasına ne kadar gerek olduğunu gösterdiğini belirtti. Prestij sahibi olmanın, ışıklandırılmış yollar ve standart kavşakları akla getirmesi gerektiğini söyleyen Rogers, devletin anayasaya aykırı yasalar hazırlamasının prestij sağlamayacağını vurguladı.

Jale Refik Rogers, pasaport vermek için kağıt bulunmayan bir devletin binalarla kurumsallaşamayacağını söyleyerek, en nitelikli çalışanı bile kamu kaynaklarını harcayarak çarçur ederek prestij sağlamanın mümkün olamayacağını kaydetti.

Mevcut yapıda hiçbir alanda kurumsallıktan bahsetmenin mümkün olmadığını savunan Rogers, “Hükümetin 3 maymunu oynamakta ısrarcı olduğunu” söyledi.

Rogers, meclis binasına ihtiyaç olduğunu söyleyen vekillerin kimler olduğunu bilmek istediğini kaydetti.

-Öztürkler

İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Güngör katı atık tesisinde atılması gereken adımlar olduğunu belirterek yapılabilecekleri anlattı.

Yerleşkeyle hakkındaki bakan açıklamalarıyla ilgili eleştirilere değinerek “Benim kalemim benimimdir” diyen Öztürkler, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binası haricindeki yerleşke alanlarının yeniden incelenmesini tavsiye etti.

Öztürkler, yabancıların mal alımıyla ilgili yasa tasarısı yapıldığını ancak emlakçıların kayıt altına alındığı yasanın da çok önemli olduğunu ve bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Pasaport konusunun kendisini de üzüp endişelendirdiğini ve bakan olarak göreve başlar başlamaz konuya el attığını kaydeden Öztürkler, elde olmaya aksaklıkların her zaman yaşanabileceğini ifade etti.

Daha çağdaş uygulamalarla ilgili çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Öztürkler, tarımsal arazilere çok önem verdiğini ve korumakla ilgili de çalışma yaptıklarını kaydetti.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

LTB Başkanı Harmancı:Çocuklar için harcanması gereken kaynaklar kişisel çıkarlar uğruna kullanılıyor

Published

on

By

Lefkoşa Türk Belediyesi(LTB) Başkanı Mehmet Harmancı, çocuklara yönelik hizmetler için harcanması gereken kaynakların kişisel çıkarlar uğruna kullanıldığını savundu.

Harmancı Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda Harmancı, devlet görevleri arasında, çocuklar başta olmak üzere, toplumdaki kırılgan kesimlerin korunmasının birinci sırada geldiğini söyledi. Bunun da her şeyden önce eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve çocuk koruma hizmetleri gibi kamusal hizmetlerin, yarının ihtiyaçları da öngörülerek geliştirilmesi gerektirdiğini belirten Harmancı, şöyle dedi: “Onları koruyacak, sağlıklı, mutlu ve özgür bireyler olarak gelişmelerine katkı sağlayacak yatırımların yapılması gerekirken, kamu kaynaklarının kişisel ve zümresel çıkarlar uğruna talan edildiğine şahit oluyoruz. Ve koruyamıyoruz. Sağlık sorunlarından, çevre kirliliğinden, olası doğal afetlerden, trafikten, şiddetten, fırsat eşitsizliğinden, adaletsizlikten çocuklarımızı koruyamıyoruz.”

Harmancı, çocukların, haklarını bilen ve bu hakları talep eden bireyler olarak yetiştirilmesi gerektiğini kaydetti. LTB ve SOS Çocuk Köyü iş birliğinde düzenlenen Çocuk Hakları Festivali’nin bu yıl “hak ediyorum, hak istiyorum!” sloganıyla düzenlendiğini hatırlatan Harmancı, “Çocukların bu talebini, yaygınlaştırma ve onların seslerini yükseltme sorumluluğumuz var” dedi.

LTB Başkanı Harmancı, Kıbrıs’ın kuzeyinin uzun yıllardır uluslararası hukuk sisteminden kopuk olmanın evrensel insan haklarını hiçe saymak için fırsat bilen bir devlet anlayışıyla yönetildiğini, bunun en ağır bedelini de çocukların ödediğini ileri sürdü.

-LTB’nin çocuklara yönelik hizmetleri

LTB’nin bünyesindeki El Ele Kreşinin her yıl 30 çocuğa okul öncesi eğitim verdiğini belirten Harmancı, LTB’nin özel kreşlerle geliştirdiği iş birliği sayesinde okul öncesi eğitim verdikleri çocuk sayısını 40’a çıkardıklarını belirtti.

Lefkoşa Çocuk Merkezi’nde yaklaşık 60 çocuğa okul sonrası eğitim desteği verildiğini bunun yanında farkındalıklarını artıracak, bireysel ve sosyal becerilerini geliştirecek çeşitli kurs imkanları sunduklarını belirten Harmancı, “Her çocuğun oyun hakkından güvenli bir şekilde faydalanabilmesi için bir yandan erişilebilir mahalle parklarına öncelik verirken, çok fonksiyonlu bölge parklarımızı çoğaltmak için çalışmaya devam ediyoruz. Çocukları farklı sanat ve spor dallarıyla buluşturmak için yıl boyu çeşitli organizasyonlar ve kurslar düzenliyoruz”

-Lefkoşa Maratonu çocuk sağlığı yararına düzenlenecek

Lefkoşa Maratonu’nun 1 Aralık tarihinde düzenleneceğini hatırlatan Harmancı “Bu yıl çocuklarımızın sağlık hakkına dikkat çekmek ve ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerine bir nebze de olsun katkı koyabilmek için Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi Çocuk Onkoloji Servisi için koşuyoruz, herkesi destek vermeye davet ediyoruz” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakanlık bütçesi oy çokluğuyla komiteden geçti

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 1 milyar 969 milyon 523 bin TL olarak öngörülen Başbakanlık oy çokluğuyla kabul etti.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay başkanlığındaki komite toplantısına Meclis Başkanı Ziya Öztürkler ve Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu da katıldı.

-Şahiner

Görüşmede ilk sözü CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner aldı. Bütçeye yönelik madde madde değerlendirmelerde bulunan ve sorular soran Şahiner, Kıb-Tek başta olmak üzere Başbakanlığa bağlı kurumların bütçe kalemlerini ele aldı.

-Barçın

CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın da, bütçenin komiteye eksik gönderildiğini ifade ederek, Başbakanlığın Kıb-Tek’in bütçesini ısrarla yasaya rağmen komiteye getirmediğini, bütçenin kamuoyundan gizlendiğini savundu. Barçın, Kıb-Tek bütçesinin komiteye sunulmasını istedi.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkan Yardımcısı, CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali de, Kıb-Tek bütçesinin geçen yıl da komiteye getirilmediğini söyledi. Yasanın emrine rağmen bunun yapılmadığına işaret eden Şahali, bu uygulamanın nedenini sordu.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay da, zaman kaybedilmemesi için bütçeyi görüşmeye devam edeceklerini, ancak Kıb-Tek bütçesinin takipçisi olacaklarını söyledi.

Konuşmasına devam eden CTP Lefkoşa Milletvekili Barçın, Sanayi ve Ticaret Odalarının eylemine işaret etti. Eyleme destek belirterek, teşvik rakamlarına değinen Barçın, elektrik fiyatlarındaki yükselişler nedeniyle teşviklerin anlamının kalmadığını ve büyük bir kayıp yaşandığını kaydetti.

Maliye Bakanlığı’na bu konuda eleştirilerde bulunan Barçın, geçici işçi ödenekleri ve istihdamlara ayrılan kaynağa işaret ederek, esnaf, üretici ve sanayiciye kaynak yaratılmamasının açıklanmasını istedi.

Barçın, Başbakanlık bütçesini madde madde değerlendirerek, yorumlarda bulundu. Bütçedeki kalemlerin neye göre artırıldığını, kime göre planlandığını soran Barçın, bütçe disiplininin yok edildiğini ve tarihi bir bütçe açığıyla yeni döneme girileceğini ifade etti. Barçın, mali disiplinin nasıl sağlanacağı merak konusu olan bütçeyi “yalan dolan” diye niteledi.

Hane halkına yönelik yapılan yardımların yapılması gerektiğini ancak bunun neye göre belirlendiğini soran Barçın, eleştirilerde bulunarak, spora yapılan yardımların da kesildiğini ve bireysel sporculara önem verilmesi gerektiğini söyledi.

-Şahali

CTP Gazimağusu Milletvekili Erkut Şahali de konuşmasında, Başbakan Ünal Üstel’in komite toplantısında yer almamasının eleştirerek, bunun ciddi bir sorun olduğunu çünkü burada konuşulanların adrese ulaştığından emin olmadığından belirtti.

Siyasetin bürokrasiyle karşı karşıya gelmesinin doğru olmadığını kaydederek, Yüksek Mahkeme başkanının katıldığı komite toplantısında milletvekili olan Başbakanın yer almamasının doğru olmadığını ifade eden Şahali, genel kurulda tutumunun daha sert olacağını ve bütçeyi bürokratlarla tartışamayacağını söyledi.

Erkut Şahali, bütçeye yönelik söyleyecek çok şeyi bulunduğunu ancak siyasi olarak aldığı talimatı yerine getirecek bürokratlarla savaşmak gibi bir amaçları olmadığını kaydetti.

-Özuslu

CTP Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu da, bütçeyi bürokratlarla değil siyasetçilerle tartışmayı tercih ettiklerini söyledi. Kamudaki verimsizliği ve eksiklikleri siyasilerle tartışmaları gerektiğini vurgulayan Özuslu, “külliyeye” giden kaynakları ve ödenen kira bedellerinin ne olduğunu konuşmaları gerektiğini söyledi. Özuslu, sağda solda kiralanan binalarda çalışan bir çok devlet kurumunun oraya taşınabileceğini kaydetti. Konunun Türkiye ile birlikte istişare edilebileceğini ifade eden Özuslu, okul, hastane ve yeni kamu binaları ihtiyacı varken, altyapı ve karayollarının geliştirilmesi gerekirken “külliye” ile yeni bir devlet yaratılmaya çalışıldığını ve bunun “boyumuzu aşan” bir noktaya geleceğini savundu. Cumhurbaşkanlığının elektrik giderlerinin 7 milyondan 142 milyon TL’ye çıkarılırken, Meclis’te de durumun pek farklı olmadığını belirten Özuslu, bu binaların kamu amaçlı kullanılmasını istedi.

BRT’de de saatlik ödemelerle suç işlenerek, işçi çalıştırıldığını savunan Özuslu, devlet yapısı bozularak, devlet hafızasının kaybedildiğini iddia etti. Kamunun yönetilebilirlikten çıktığı eleştirisinde bulunan Özuslu, tüm bunlardan dolayı bu bütçeyi görüşmek, konuşmak istemediğini söyledi.

-İncirli

CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli de, aslında odadaki herkesin, ülkedeki diğer insanlar gibi sorun ve sıkıntıların farkında olduğunu belirterek, tarihi bir bütçe açığıyla karşı karşıya olduklarına işaret etti.

İncirli, hükümetten bu sıkıntı ve sorunlarla ilgili bazı açıklamalar beklediklerini kaydederek, bütçe açığının nasıl azaltılacağı, tasarrufların ne olacağı, vergi ve diğer gelirlerin nasıl artırılacağı ve yolsuzluklar hakkındaki açıklamaları duymak istediklerini kaydetti.

Bu konuda dürüst olunması gerektiğini ifade eden İncirli, halkı kandırmakla ellerine bir şey geçmediğini dile getirdi. İncirli, adaletli vergi sistemi yaratılması gerektiğini belirterek, kayıt dışı ekonominin önüne başka türlü geçilemeyeceğini ifade etti.

Teşviklerin önemine işaret eden İncirli, ülke ekonomisine katkılarından dolayı bu konuda dürüst açıklama ve çalışma gerektiğini kaydetti.

Kamuda verimsizlik olduğunu ve reformun geciktirilmemesi gerektiğini ifade eden İncirli, verimliliği artıracak adımların gecikmeden atılması gerektiğini söyledi.

-Şahiner

CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner yeniden söz alarak, bütçe açığı ve “sözde” verilerle geleceğe hazırlanmaya çalıştıklarını ifade ederek, önümüzdeki yıl ülkeyi kaosun beklediğini savundu.

Şahiner, önümüzdeki yıl için tahmini hayat pahalılığı oranının bütçede daha yüksek öngörüldüğünü işaret ederek, bunun nasıl bulunduğunu sordu. Şahiner, üreticiye, esnafa ve sanayiciye destek verilmemesini de eleştirdi.

Doğru yerlere doğru desteklerin verilmesi durumunda bazı sıkıntıların daha kolay çözüleceğini söyleyerek, örnekler veren Salahi Şahiner, elektrikte doğru adımların atılması durumunda esnafın, üreticinin, sanayicinin ve bunun sonucunda piyasanın çıkmaza düşmeyeceğini ve pahalılığın oluşmayacağını ifade etti. Şahiner, aksi halde çok daha kötü bir durumun ortaya çıkacağını savundu.

Şahiner, elektrikte özel bir şirketten hizmet alımın devam etmesi ve fiyatların yükselmesi durumunda piyasanın daha da pahalılaşacağını ifade ederek, atılacak adımların önemine vurgu yaptı.

Kamuoyundan bazı bilgilerin gizlendiğini de savunan Şahiner, bazı şirketlere yapılan vergi indirimlerini eleştirdi ve şeffaf olunmasının önemine değindi. Şahiner, verilerin gerçek bir şekilde kamuoyu ve Meclis ile paylaşılması gerektiğini ifade ederek, denetime de ayrı önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Salahi Şahiner, yasaların da zamanında ve düzgün bir şekilde meclis komitelerine gelmesinin önemine vurgu yaptı.

Konuşmaların ardından Başbakanlık bütçesi oy çokluğuyla komiteden geçti. Komite, oylamadan sonra öğle arası verdi.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin öğleden sonra 1 milyar 936 milyon 92 bin TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçesini ele alması bekleniyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Kuzey Kıbrıs’ta Çocuk Hakları ve Hak İhlalleri” konulu basın toplantısı düzenlendi

Published

on

By

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü çerçevesinde alanda çalışan 5 sivil toplum örgütü “Kuzey Kıbrıs’ta Çocuk Hakları ve Hak İhlalleri” konulu basın toplantısı düzenledi.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Barolar Birliği (KTBB), Evrensel Çocuk Hakları Derneği (EÇHD), Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu (KTPK) ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) tarafından düzenlenen toplantıda, ülkedeki çocuk hakları ihlallerine dikkat çekildi, önlemeye yönelik tedbirlerin alınması için harekete geçilmesi çağrısında bulunuldu.

Toplantıda, çocukların şiddet, ihmal ve istismar gibi durumlarla karşılaşması yaygın bir sorun olarak ele alınarak, bu ihlallerin çoğunlukla gizli kaldığı ve cezasızlıkla sonuçlandığına dikkat çekildi.

“Eğitimde eksiklik, yasal düzenlemelerin çağın gerisinde kalması ve uygulamada etkisiz olunması” gibi sıkıntıların vurgulandığı toplantıda, göçmen ve mülteci çocukların da temel haklarına erişimlerinin ciddi anlamda kısıtlandığı belirtildi.

Bir takım çözüm önerileri paylaşılan toplantıda, Çocuk İzlem Merkezi’nin (ÇİM) kurulması, yasal düzenlemelerin güncellenmesi, okullarda koşulların iyileştirilmesi ve uyum programlarının geliştirilmesi gibi öneriler paylaşıldı.

Lefkoşa Eziç Restoran’da düzenlenen toplantıda, Kıbrıs Türk Barolar Birliği adına Aslı Murat, Evrensel Çocuk Hakları Derneği adına Beste Aybars Aligüllü, KTÖS adına Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu adına Figen Gülen İnce ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği adına Ceyhun Dalkan söz aldı.

Konuşmalarının ardından, KTÖS Hukuk Danışmanı Öncel Polili de değerlendirmede bulundu.

– Murat: “Çocuklar, hakları konusunda yeterli eğitimi alamıyor, şikayet makamlarına erişemiyor”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği adına söz alan Aslı Murat, basın toplantısında yaptığı konuşmada, çocuk hakları konusunda ülkenin durumunun “çok kötü” olduğu değerlendirmesini yaparak, çocukların hakları konusunda yeterli eğitimi alamadığını ve şikayet makamlarına erişimde ciddi sıkıntılar yaşadığını kaydetti.

Murat, çocukların haklarını öğrenmesinin sorunların çözümünde ilk adım olduğunu belirterek, bu konuda devletin bir “vizyon ya da politikası olmamasını” eleştirdi, çocuklarla çalışan kişilerin tek çatı altında çalışabileceği bir kurumsal yapı olması gerektiğini belirtti.

Çocuğun cinsel istismarının ülkenin en büyük toplumsal sorunlarından biri olduğunu söyleyen ve her gün artmakta olduğu uyarısında bulunan Murat, istismara uğramış bir çocuğun fiziksel ve psikolojik anlamda desteklenmesi ve takibinin yapılması konusundaki eksikliklere de dikkat çekti.

Çocuklarla ilgili yasal düzenlemeler hakkında bilgiler veren Murat, mevcut yasaların birçok maddesinin uygulamada çocuk hakları ihlallerine yol açtığını savunarak, 1996 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi, 2011 yılında Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi Meclisten geçirilmiş olmasına rağmen, bugüne kadar çocuklarla ilgili sadece Ceza, Aile ve Evlilik Dışı Çocuklar yasalarında ilerleme kat edildiğini söyledi.

Suça sürüklenen çocuklara ilişkin istatistiksel verileri de paylaşan Murat, bu çocuklara ücretsiz hukuki destek sağlanması gerektiğini belirtti.

Murat, çocuk tanımının tüm yasalarda 18 yaş altını kapsayacak şekilde netleştirilmesi, istismara uğrayan çocukların uygun teknolojiler aracılığıyla tanıklık etmesinin önünün açılması, ÇİM’in kurulması, istismar ve ihmali önleyici politikaların geliştirilmesi, çocuklarla çalışanların eğitiminin artırılması, çocuk polisinin kurulması, rehabilitasyon programlarının geliştirilmesi ve göçmen, mülteci çocuklara özel politikaların hazırlanması önerilerinde bulundu.

– Aligüllü: “Çocuklar için hak odaklı koruma politikaları geliştirilmesi gerekli”

Evrensel Çocuk Hakları Derneği adına konuşan Beste Aybars Aligüllü ise, yeterince korunamayan ve önemsenmeyen çocukların birey olarak kabul görmesi ve çocuklar için hak odaklı koruma politikalarının geliştirilmesi için politikaların üretilmesine yönelik mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.

Aligüllü, hükümete çağrıda bulunarak, “eğitim müfredatına çocuk hakları, cinsellik eğitimi derslerinin eklenmesi, yasal mevzuatın Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne uyumlaştırılması, çocuk beslenmesi, çocuk sağlığı gibi hak temelli konularda düzenlemeler yapılması, sosyal hizmet alt yapısının güçlendirilmesi” gibi taleplerini seslendirdi.

Okullardaki rehberlik hizmetlerinin geliştirilmesi, akran zorbalığının önüne geçmek için gerekli çalışmaların yapılması, disiplin yönetmeliklerinin tamamlanması, okullarda “hak odaklı çocuk birimlerinin” hayata geçirilmesi gibi konulara da dikkat çeken Aligüllü, aile güçlendirme programlarının da derhal hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

– Gelener: “Çocukların güvenli, eşit ve adil bir eğitim ortamında büyümesi temel bir hak”

KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener ise, bugün, öğretmenler, doktorlar, avukatlar ve sivil toplum olarak 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, çocukların eğitim ve yaşam haklarını savunmak için bir araya geldiklerini vurgulayarak “Çocukların güvenli, eşit ve adil bir eğitim ortamında büyümesi, temel bir haktır.” dedi, Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinde her çocuğun hakkını korumanın toplumsal sorumluluk olduğunu kaydetti.

Ülkede çocukların en temel eğitim sorunlarından birinin sosyoekonomik eşitsizliklerin eğitim fırsatlarını sınırlandırması olduğunu savunan Gelener, bunun yanında eğitimde merkezileştirme politikasının kırsal kesimde yaşayan çocuklar için ciddi fırsat eşitsizlikleri yarattığını söyledi.

Gelener, okullardaki fiziksel yetersizliklerine, bugün konteyner sınıflarda eğitim verildiğini hatırlatarak, bunu “kabul edilemez bulduklarını” kaydetti.

Ülkedeki okullarda hızla artan yabancı öğrencilerin yaşadığı ayrımcılık ve dil sıkıntıları ve eğitimde eşitlik konusunda değinen Gelener, Türkçe dil eğitimi ve uyum sınıfları oluşturulması gerektiğini belirtti.

Okullarda yaşanan sıkıntılarda özellikle rehber öğretmenlerin ve nitelikli öğretmenlerin varlığının büyük önem arz ettiğini söyleyen Gelener, okullardaki öğrenci doluluğunun birçok olanaktan faydalanılmasına engel olduğunu savundu.

Gelener, acil durumlarda müdahale edebilecek, yılda en az bir kez öğrencilere fiziki muayene yapabilecek ve okullarda hijyen standartlarını denetleyebilecek okul sağlığı hemşirelerine olan ihtiyaç hakkında konuştu.

– İnce: “Doğum yapan annelere yarı zamanlı çalışma ve ücretsiz izin hakkı verilmeli”

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Figen Gülen İnce de, dünyada 1990, ülkede de 1996 yılından beri çocuk haklarının uluslararası bir yasa ile korunduğunu ve yasanın yüklediği birtakım sorumluluklar olduğunu kaydetti, çocukları ve haklarını korumanın devletin sorumluluğuna olduğuna dikkat çekti.

Yakın coğrafyada başta olmak üzere pek çocuğun en temel çocuk haklarından bile mahrum olduğunu kaydeden İnce, Pediatri Kurumu olarak çocukların en temel ve acil hakları olarak gördükleri konuların başında “ülkede bebeklerin (0-2 yaş) anne sütü ve anne bakımı alma hakkından mahrum olması” olduğunu kaydetti. İnce, bebeklerin en az altı ay anne bakımı alması, altı aydan iki yaşına kadar da annenin yarı süreli çalışma hakkı olması gerektiğini söyledi.

İnce, bir diğer önemli konunun, ülkede bebeklere yenidoğan tarama testinin yapılmaması olduğunu kaydetti, bu testlerin bebeklerin sağlıklı bir hayat sürmesindeki önemine dikkat çekti. İnce, bebeklere yeni doğan tarama testlerinin ücretsiz olarak devlet tarafından yapılması taleplerini paylaştı.

“HPV aşısının en kısa sürede devlet aşı programına girmesi” çağrısında da bulunan İnce, en azından 12-15 yaşlarındaki kızlara ücretsiz temin edilmesi gerektiğini kaydetti.

Son olarak, ÇİM Yasası’nın yürürlüğe girmesi konusunda yetkilileri göreve çağıran ve bu konuda her türlü desteği vereceklerini açıklayan İnce, cinsel istismara uğrayan çocukların defalarca sorgulanarak aynı travmayı yaşamak zorunda bırakılmasının bu şekilde önüne geçilebileceğini belirtti.

– Dalkan: “Çocuklarımız haklarından mahrumdur”

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Ceyhun Dalkan ise, sağlığın her çocuğun temel hakkı olduğunu, buna rağmen, koruyucu sağlık hizmetlerine erişimin halen büyük bir sorun olduğunu savundu; rutin çocukluk taramaları, metabolik hastalık testleri, işitme taramaları ve gelişim değerlendirmelerinin birçok aile için ya erişilemez olduğunu ya da maddi yük oluşturduğunu kaydetti.

Dalkan, beslenme konusunda da “bir kriz yaşandığı” değerlendirmesinde bulunarak, “Bir yanda, yetersiz beslenmeye bağlı gelişim geriliği yaşayan çocukların sayısı ürkütücü boyutlara ulaşırken, diğer yanda obezite oranlarındaki artış dikkat çekmektedir.” dedi.

Göçmen, mülteci ve sosyoekonomik olarak dezavantajlı gruplara mensup çocukların temel haklarına erişimde en büyük engellerle karşılaştığını kaydeden Dalkan, çocuk haklarının evrenselliğinin, hiçbir çocuğun arka planda bırakılmaması gerektiğini hatırlattığını belirtti.

Dalkan, çocuklara eşit, adil ve güvenli bir dünya bırakmak için laf değil, somut adımlar atma zamanı geldiğini söyleyerek, çocuk haklarının uygulamada hayat bulduğu bir gelecek için birlikte çalışılması çağrısında bulundu.

– Polili: “Tespit edilenler buzdağının görünen yüzü”

Konuşmalarının ardından kısa bir değerlendirme yapan KTÖS Hukuk Danışmanı Öncel Polili de çocuk haklarının ihlaline ilişkin paylaşılan verilen buzdağının görünen yüzü olduğunu, tespit edilemeyen birçok vaka olduğunu kaydetti.

Polili, devleti çocuk hakları ihlalini önlemek için göreve davet ederek, KKTC’nin iç hukukun bir parçası olarak kabul edilen ve dünya genelinde benimsenen bir hukuki metin olan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin minimum standartları belirlediğine dikkat çekti ve bunun bir rehber olarak kullanılabileceğini söyledi.

“Biz iş birliğine hazırız.” vurgusu yapan Polili, çocuklarla ilgili yasal hizmet veren tüm kurumların bir araya gelerek çalışma yürütmesi gerektiğini ifade etti.

Toplantı, basın mensuplarının sorularının cevaplanmasıyla devam etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam