Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

MEMUR-SEN’DEN ÜCRETLİ TEST KARARINI GERİ ÇEKME ÇAĞRISI

Published

on

Kıbrıs Türk Memur Sendikası (Memur-Sen), PCR ve antijen testlerinin ücretli yapılması kararının geri çekilmesi için Hükümete çağrıda bulundu.

Memur-Sen Genel Başkanı Akın Manga, Sendika olarak aşısızların PCR ve antijen testlerinin ücretli olması kararını doğru bulduklarını ancak, testlerin herkes için ücretli olması kararı ile bulaşın atmasının önünün açıldığını savundu.

Manga, “Hükümet bu çelişkili kararları ile, bulaşın önünü açmış, pandemi ile mücadelede, teslim bayrağını çekmiş bulunmaktadır. Mali sıkıntı içinde olan sektörler ve çalışanları bu nedenle testlerden kaçınacak, dolayısıyla bulaşın artmasına neden olunacaktır” dedi.

ZAMLAR KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL

Manga ayrıca, çalışanlarının test ücretlerinin işletmeler tarafından karşılanması halinde, bunun mal ve hizmetlere yansıtılmasının büyük bir olasılık olduğunu ifade etti.

Temel gıda ve tüp gaza yapılan zamların kabul edilebilir olmadığını belirten Manga, Hükümeti halkın alım gücü arttıracak icraatlar yapmaya çağırdı.

Manga, “Hükümeti, bulaşın yayılımına katkı koyan ücretli test kararından vazgeçmeye, piyasadaki keyfi fahiş zamları önleyecek denetimleri ivedi olarak yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tatar: Dr. Küçük’ün ilkeleri ve düşünceleri bizlere rehber olmaya ve mücadele yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Özgürlük ve Bağımsızlık Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün ilkeleri ve düşüncelerinin kendilerine rehber olmaya ve mücadele yolunu aydınlatmaya devam ettiğini kaydetti.

Tatar, Dr. Küçük’ün her türlü fedakarlığa katlanarak büyük bir inanç ve kararlılıkla başlattığı kutsal mücadelenin asla unutulmayacağını, nesilden nesle aktarılacağını ve Kıbrıs Türk halkının yüreğinde sonsuza dek yaşayacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün ebediyete intikalinin 41’inci yıl dönümü dolayısıyla anma mesajı yayımladı.

Kıbrıs Türk halkının yok edilip, Kıbrıs’ın bir Helen adası yapılmak istendiği en karanlık günlerde, Dr. Küçük’ün Kıbrıs Türk halkına önderlik ederek dava arkadaşları ile varoluş mücadelesini başlattığına işaret eden Tatar,  sonrasında büyük özveri ile kurulan KKTC’nin Cumhurbaşkanı olarak Dr. Küçük’ü, dava arkadaşlarını ve aziz şehitleri saygı, minnet ve rahmetle andığını kaydetti.

Küçük’ün “Kıbrıs Türk halkı Anavatan Türkiye olmadan var olamaz. Kıbrıs meselesi Türkiyesiz halledilemez.” şeklindeki şiar ve ifadelerinin kendilerine ilham ve güç verdiğini söyleyen Tatar, mesajında şunları ifade etti:

“Devletimizden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye ve Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz.  Vatan bildiğimiz bu topraklarda özgür, bağımsız ve egemen olarak yaşamaya devam edeceğiz. Bizlere emanet ettiğiniz kutsal değerleri ayaklar altında çiğnetmeyeceğiz.”

– “Kıbrıs konusunda kalıcı, adil ve sürdürülebilir bir anlaşmadan yanayız”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusunda kalıcı, adil ve sürdürülebilir bir anlaşmadan yana olduklarının altını çizerek,  bunun yolunun gerçekleşmesi mümkün olmayan federal temele dayalı bir anlaşmadan değil, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak iki ayrı devlete dayalı çözümden geçtiğini vurguladı.

Tatar “Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi olan Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen bu çözüm önerimizden geri adım atmayacağız.” dedi; egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü kabul edilmeden resmi müzakerelere başlamak ve müzakere masalarında yeniden Rum’un esiri olmanın kabul edilemez olduğunu söyledi.

Görevlerinin Kıbrıs Türk halkının varlığını, devletini, özgürlüğünü, bağımsızlığını korumak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni daha da güçlendirmek olduğunun altını çizen Tatar, mesajına şöyle devam etti:

“Anavatan Türkiye ile belirlediğimiz yeni ve milli yolda büyük bir kararlılıkla yürümeye devam ederken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Kurul Toplantılarında tüm dünyaya KKTC’yi tanıyınız, Kıbrıs Türk halkın a uygulanan zulüm niteliğindeki izolasyonlara son veriniz çağrısı ile KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına Anayasal adıyla gözlemci üye olması ve Türk devletleri ile olan ilişkilerimizin her geçen gün daha da gelişmesi mücadelemize büyük bir güç vermektedir.

Belirlenen yeni ve milli yolda başarıya ulaşacağımızdan hiçbir kuşkum yoktur.

Aziz liderim Dr. Fazıl Küçük’ü bir kez daha anarken, halkımıza çağrım birlik ve beraberliğimizin daha da güçlendirilmesi ve Anavatan Türkiye’ye daha da sıkı sarılmamız yönündedir.

Rum tarafına çağrım ise, çözüm karşıtı tutumlarına son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir. Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Türk halkı en az Rumlar kadar tüm haklara sahiptir ve bu haklarından asla vazgeçmeyecektir.

Uluslararası topluma çağrım ise, Kıbrıs’ın gerçeklerini görmeleri, ayrımcı ve haksız tutumlarından vazgeçmeleridir.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve iki ayrı devletin var olduğunu kaydederek, bu gerçeğin görmezden gelinemeyeceğini belirtti. Tatar, aynı inanç ve kararlılıkla mücadelelerini sürdüreceklerine de vurgu yaptı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu’ndan Dr. Küçük için mesaj: Mirası bizlere yol göstermeye devam ediyor

Published

on

By

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün vefatının 41’inci yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Hasipoğlu mesajında, Dr. Fazıl Küçük’ün, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda halkının nabzını tutan, dertlerine ortak olan bir lider olduğunu vurgulayarak “O’nun mirası, bugün de bizlere yol göstermeye devam etmektedir. Onun mücadelesi, Kıbrıs Türkü’nün haklı davasının duyurulmasında önemli bir rol oynamıştır.” dedi.

Hasipoğlu mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün, Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin simgesi, büyük devlet adamı Dr. Fazıl Küçük’ü 41. ölüm yıl dönümünde saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.

Onun mücadelesi, sadece Kıbrıs Türk halkının değil, tüm adanın geleceğini şekillendiren önemli bir dönüm noktasıdır.

Dr. Fazıl Küçük, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda halkının nabzını tutan, dertlerine ortak olan bir liderdi.

Dr. Fazıl Küçük, Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesini örgütlemiş, ömrünü Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlığına adamış, bu ideal uğruna büyük fedakârlıklar yapmış ve her zaman halkının yanında yer alarak eşitlik prensiplerinden ödün vermemiştir.

O’nun mirası, bugün de bizlere yol göstermeye devam etmektedir. Onun mücadelesi, Kıbrıs Türkünün haklı davasının duyurulmasında önemli bir rol oynamıştır.

Bugün, kendi devletine sahip olan Kıbrıs Türk halkı, Dr. Küçük’ün açtığı yolda emin adımlarla ilerlemeye devam etmektedir.

Gelecek nesillere ve bizlere düşen görev, Dr. Fazıl Küçük’ün ideallerini yaşatmak ve Kıbrıs Türkünün geleceğini güvence altına almaktır.

Dr. Fazıl Küçük, sadece Kıbrıs Türkünün değil, tüm insanlığın ortak değerlerine sahip çıkan bir liderdi.

Anısı, kalplerimizde sonsuza dek yaşayacaktır. Ruhu şad olsun.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis’te sağlık ve eğitim konuşuldu

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi’nde güncel konuşmalar yapılıyor.

Milletvekilleri konuşmalarında sağlık ve eğitim alanında değerlendirme ve eleştirilerde bulundu. Eleştirileri Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ve Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek yanıtladı.

CTP Lefkoşa Milletvekili Filiz Besim, “Planlanamayan Eğitim, Denetlemeyen YÖDAK ve Tıp ve Diş Hekimliği Fakülteleri” konusunda konuşma yaptı.

Eğitim planlamasının önemine vurgu yapan Besim, iş gücü piyasasının ihtiyacına uygun bireyler yetiştirmenin eğitimi planlarken önemli olduğunu söyledi.

Besim, işsizlikle mücadele etmek içim eğitim planlaması oluşturmak gerektiğini dile getirerek, sosyal adalet ve eşitliği sağlamak için de eğitim planlamasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Uzun vadeli hedeflere, kalkınmada amaçlara ulaşmak için eğitim planlaması gerektiğini kaydeden Besim, bunun stratejik önceliklerin merkezinde yer alması gerektiğini söyledi.

KKTC’de yükseköğrenimin önemine vurgu yapan Besim, sosyo-kültürel, ekonomik, insan kaynağı gibi alanlarda önemli katkılar sağladığını, kontrolsüz ve denetimsizliğin ise sağlıklı sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

Tıp ve diş hekimliği fakültelerinin sayısına değinen Besim, sekiz tıp fakültesinin sadece ikisinin bünyesinde hastane yani klinik hizmeti bulunduğunu söyleyerek, eleştirilerde bulundu.

Besim, DSÖ’nün tıp ve diş fakültesi açılması için belirlediği kriterleri anlatarak, bu verilere göre ülkedeki hekim sayısının şu an için yeterli, diş hekimi sayısının ise fazla olduğunu, diş hekimlerinin istihdam sorunu yaşadığını ama üniversitelerden öğrencilerin mezun olmaya devam ettiğini belirtti.

Yeterince klinik eğitim alınıp alınmadığı konusunda “endişe duyduğunu” söyleyen Besim, öğrenci sayısına göre vaka görme imkanlarını kısıtlı olduğunu dile getirdi.

“Kalitesiz diş ve tıp eğitimi ile karşı karşıya kalıyoruz” diyen Besim, YÖDAK’ın bu konuda ivedilikle güçlü denetim sistemi başlatmasının “yaşamsal olduğunu” kaydetti.

Sahte diploma skandalının denetimsizliğin yol açtığı sıkıntıları ortaya çıkardığını dile getiren Besim, bunu önlemeye yönelik neler yapıldığını, kaç üniversitenin denetlendiği sordu.

-Çavuşoğlu

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, üniversite sayısına değinerek, üniversite açarken beklentinin ülke ihtiyacı değil dünya insanına hizmet etmek olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, üniversitelerde dünyanın çok farklı ülkelerinden çok sayıda öğrencinin eğitim aldığını ifade etti.

Uluslararası öğrenci sayılarına değinen Çavuşoğlu, KKTC insan gücünü yetiştirmek için üniversite kurulmadığını, yabancı öğrencilerin de ülkede eğitim aldığını söyledi.

Çavuşoğlu, ihtiyaç fazlası bölümlere burs vermediklerini, bakanlığın 60-70 bölümü ihtiyaç fazlası olarak niteleyerek, burs vermediğini belirtti ve “Kendi insan gücümüzü planlama yönünde burslara ona göre vermekteyiz” dedi.

Öğrencilerin nitelikli olarak mezun edilmelerinin görevleri olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bazı üniversitelerin dünya sıralamalarında yer aldığını, bunun gurur verici olduğunu belirtti.

Kredi ve Yurtlar Kurumu’nu ve bursunu getiren bir bakan olduğunu, bu kararla birlikte öğrenci sayılarında yükseliş yaşandığını anımsatan Çavuşoğlu, bunun ardından rekabeti artırmak adına üniversite açma izni verildiğini ancak kendisinin hiçbir zaman üniversite izni vermediğini ifade etti.

Çavuşoğlu, akademisyenlerin niteliği ve öğrencilerin işsiz kalmaları konularının sürpriz konular olmadığını, bilinen konular olduğunu söyleyerek, üniversite eğitiminin kamuya girişi garantilemediğini, kamu sınavlarının adil olarak yapıldığını söyledi.

Ailelere çağrıda bulunan Çavuşoğlu, çocuklara meslek edinmeleri yönünde çaba harcamalarını tavsiye ederek, nitelikli eleman yetişmesinin önemine vurgu yaptı.

Eğitim planlamasına önem verdiklerini önemli olanın üniversite mezunu değil meslek sahibi olmak olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bu yönde meslek liselerini geliştirmeye önem verdiklerini, toplumun ihtiyaç duyduğu branşlara yönelik de burs verildiğini kaydetti.

Çavuşoğlu, İngilizce matematik, fizik, kimya, coğrafya, psikoloji gibi alanlarda ihtiyaç olduğunu söyleyerek, bu yıl tercih yapacak öğrencilere bu yönde tercihi yapma çağrısında bulundu.

Öğrencilerin tıpa ilgisinin fazla olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Hepsi Kıbrıs’a dönecekse işsiz doktorlar olacak ama yurt dışına yerleşme planı olanlar var.” dedi.

Çavuşoğlu, bu gençlerin ülkeden ayrılmalarının, göç etmelerinin üzücü olduğunu ancak farklı ülkelerde de olsa insanlığa hizmet edecek olmalarının gurur verici olduğunu belirtti.

KKTC’den mezun öğrencilerin TUS’ta başarılı olmalarının güven verici olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, vaka görme açısından da Türkiye ile iş birliğine giderek, hasta tecrübesi sağlanmasına yönelik görüşlerini oradaki yetkililerle paylaştığını kaydetti.

Açma ön izinleri ile ilgili YÖDAK ile görüşmeler yaptıklarını dile getiren Çavuşoğlu, kurumsallığı ön planda tuttuklarını belirtti.

Çavuşoğlu, YÖDAK Başkanı’nın kendisine, sahte diploma konusundaki raporun çıktığını söylediğini dile getirerek, Yönetim Kurulu’ndan geçtikten sonra kendileriyle paylaşılacağını ifade etti.

“YÖDAK’ın daha güçlü hale getirilmesi yönünde onlara destek olmak görevimizdir” diyen Çavuşoğlu, eldeki imkanlarla çalışmalar sürdürüldüğünü belirtti.

CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Hastanelerde Yaşanan Sorunlar” konusunda konuştu.

İncirli, hastaların çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle şifa almak için hastanelere başvurduğunu dile getirerek, “Hastaneler şifahaneye değil eziyethaneye dönüştü” dedi.  

İncirli, Sağlık Bakanlığı’nın DSÖ’nün ülkedeki paydaşı olduğunu, bakanlığın paydaşlarının ise sendika ve sivil toplum örgütleri olduğunu belirtti.  

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde hastaların karşılanması, park ve trafik akışında sıkıntı olduğunu dile getiren İncirli, buna yönelik önlem alınmasını talep etti.

Trafik sıkıntısına yönelik personel görevlendirilmesi gerektiğini belirten İncirli, “Yeni istihdam edilen personel nerede görevlendirildi, görev tanımları ve çalışma saatleri nedir?” diye sordu.

İncirli, kamu sağlık hizmetlerindeki bürokratik işlemlere yönelik şikayetler bulunduğunu, hızlı işleyebilmesi için tedbirler alınması gerektiğini söyleyerek, hastanelerde, uzmana, ilaç ve malzemeye ulaşmada sıkıntı yaşandığını belirtti.

Yeni tedaviye başlayacak kanser hastalarının ilaçlarında eksiklikler bulunduğunu dile getiren İncirli, teminde gecikme ve aksamalar yaşanmasının hastaların moralini bozduğunu söyledi.

Hastanelerin yönetim kurullarının açık ve şeffaf çalışması ve şikayet mekanizmalarının da kurulması gerektiğini söyleyen İncirli, küçük hataların tespit edilmesi ve önlenmesi için bunların karşılanması gerektiğini kaydetti.

Evrensel Hasta Haklarının hazırladığı raporlara değinen İncirli, yol gösterici unsurlar yer aldığını söyledi.

Raporda, kamu hastanelerinden alınan hizmetlerle ilgili memnuniyetsizlik yaşandığının görüldüğünü söyleyen İncirli, erken ölümlerdeki artış sebeplerinden birinin de bu olduğunu halkın hastaneden hizmet alamadıklarından hastaneye gitmediklerini kontrol yaptırmadıklarını, randevu da alamadıklarını belirtti.

İncirli, rapora göre, insanların sağlık hizmetlerine erişemediklerini, hastanelerden hizmet alamadıklarını dile getirdiğini, özeldeki hizmetlerin de maddi nedenlerden ulaşılabilir olmadığını söylediklerini ifade etti.

Mevsimsel gribe yönelik yetkililerin, “artış ve endişe olmadığı” mesajı vermesinin doğru olmadığını, bunun halkın önlem almasını önlediğini söyleyen İncirli, doğru mesaj vermenin halkın kendini korumasını sağlayacağını belirtti.

İncirli, grip aşısı yapılan kişilerin sayısını ve kaç kişinin gripten öldüğünü sordu.

Cevap vermek üzere kürsüye çıkan Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, sağlıkta teknolojinin hızlı geliştiğini, bu hız yüzünden bir adım geride kalınabildiğini söyleyerek daha iyi olmak için çaba harcadıklarını belirtti.

Hastanedeki park probleminin on yıllardır var olan bir sorun olduğuna işaret eden Dinçyürek, soruna yönelik hastane için master plan yapılacağını ve yeni binalar organizasyon ve park yeri sorununun da masaya yatırılacağını kaydetti.

Personel konusunda bakanlığa bağlı kurumlarda dijital yoklama cihazları takıldığını, kısa süre içinde devreye gireceğini ve giriş çıkışların görülebileceğini dile getiren Dinçyürek, kaç hasta görüldüğünün de takip edilip gerekenin yapılacağını belirtti.

Dinçyürek, verilerin otomasyon üzerinden sağlanacağını, aksayan yanların görüleceğini dile getirdi.

Bürokratik işlemlere yönelik e-imzayı devreye koydukların dile getiren Dinçyürek, devlette otomasyonun e-sağlığın devreye girmesinin önemine vurgu yaptı.

Dinçyürek, uzak yerlere hasta transferi için araç sağladıklarını söyleyerek, rutin kontrol, pansuman için ambulans kullanmamak gerektiğini buna yönelik çalışma yaptıklarını belirtti.

Kan Bankası’nda kan miktarının yetersiz olduğunu dile getiren Dinçyürek, burada yeni bir hemşire görevlendirildiğini kaydetti.

Dinçyürek, 34 geçici işçiye yönelik ara emri alındığını, bu hemşirelerin hizmet dışı kaldığını, emekli olan hemşireler de bulunduğunu, ciddi rakamda hemşireye ihtiyaç duyduklarını ve bu sorunu aşmaya yönelik çalışma yaptıklarını anlattı.

Bazı yan dallarında eksiklikler bulunduğunu söyleyen Dinçyürek, buna yönelik de girişim ve çalışma yaptıklarını bildirdi.

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, az sayıda ilaç eksikliği yaşandığını bunun sebebinin de bürokratik işlemler olduğunu kaydederek, bir hafta içinde ilaç ve malzeme ihalesine çıkılacağını belirtti.

18 yaş altı ebeveynlerle ilgili bilgi ve veriye ulaşmaya yönelik çalışmaları bulunduğunu, gelen verileri kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getiren Dinçyürek, 16 yaş ve altının ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, aile rızası olsa bile farklı kriterlerin de dikkate alınması ve bu konuda ayrı bir çalışma yapılması gerektiğine inandığını söyledi. Dinçyürek, başhekimliklere vakaların bildirilmesine yönelik yazı gönderildiğini belirtti.

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam