Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Merkezi Cezaevi’nde grev

Published

on

(KAMUSEN), gardiyan eksikliği nedeniyle bugün 08.00-20.00 saatleri arasında Merkezi Cezaevi’nde uyarı grevi yapıyor.

60’ı erkek, 15’i kadın toplam 75 gardiyan münhalinin bir an önce Kamu Hizmeti Komisyonu (KHK) tarafından ilan edilmesini talep eden sendikalar, hükümete 30 Mayıs Cuma güne kadar süre verdi.

-Atan

İş bırakan üyeleriyle Merkezi Cezaevi önünde basına açıklama yapan sendikalar adına ilk sözü KAMUSEN Başkanı Metin Atan aldı.

Atan, vardiyaların dönmediği Merkezi Cezaevi’ne ivedi şekilde istihdam yapılmasını talep ettiklerini söyleyen Atan, hükümete verdikleri bir aylık sürenin dün dolduğunu belirtti.

Tüm kamu kurumlardan farklı çalışan Merkezi Cezaevi’ndeki sorunların çalışanların sosyal hayatını da etkilediğini söyleyen Metin Atan, hükümete duyarsızlık eleştirisinde bulundu.

Başbakanlığın gardiyan istihdamı için onay verdiğini ve yazının Maliye Bakanlığı’nda olduğu yönünde bilgi aldıklarını kaydeden Atan, sürecin ağır işlediğini savunarak, “Biz netice almak istiyoruz. Kamu Hizmeti Komisyonu bir an önce münhal ilan etmezse tavrımızı ona göre belirleyeceğiz” dedi.

Atan, bundan sonra yaşanacak olumsuzluklardan sendikaların sorumlu olmayacağını da söyledi. Metin Atan, cezaevinde gardiyanın yanı sıra hukukçu, sosyal hizmet uzmanı, maliye memuru, psikolog ve hemşire eksiği olduğunu belirtti.

Çalışanların ek mesaileriyle ilgili sıkıntılarının da sürdüğünü söyleyen KAMUSEN Başkanı Metin Atan, hükümetin icraatlarıyla ilgili düzenlendiği basın toplantısında dile getirdiklerini anımsatarak “Söylemle olmaz, işleri eyleme, icraata dökmek lazım” dedi.

-Bengihan

KTAMS Başkanı Güven Bengihan ise açıklamasında, Merkezi Cezaevi’nden sorumlu olan İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ve müsteşarına “ilgisiz ve sorumsuz” eleştirisinde bulundu.

Son dönemde rotasyondaymış gibi İçişleri Bakanlığı’nda 8 müsteşar değiştiğini, her müsteşarın kamuya aylık maliyetinin 279 bin TL olduğunu savunan Bengihan, bunlar yapılırken cezaevine gardiyan, psikolog, hukukçu, maliye memuru, sosyal hizmet uzmanı, hemşire ve sürekli doktorun istihdam edilmediğini söyledi.

Bengihan, Merkezi Cezaevi’nde son 3 yılda 9 mahkûmun hayatını kaybettiğine işaret etti.

Ülkeye girişlerdeki uygulamaları da eleştiren KTAMS Başkanı Bengihan, şu an eski ve yeni cezaevinde 190’ı KKTC vatandaşı toplam 800 kişi olduğunu ifade ederek, “Evet, insanlar ülkeye elini kolunu sallayarak giremiyor, tespih sallayarak, türkü söyleyerek giriyor” iddiasında bulundu.

Polisin, mahkemelerin ve Merkezi Cezaevi’nin iş yüküne işaret eden Bengihan, Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün 6 kez değiştirildiğini, ayda iki kez şartlı tahliye yapıldığını belirterek, bu da olmasa mahkûm sayısının bini geçeceğini savundu.

İşe göre değil, kişiye göre işe alımların sürdüğünü de iddia eden Bengihan, Cumhurbaşkanlığı seçimine oy devşirmek için istihdam yapılacağını da ileri sürdü.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Öztürkler:Hristodulidis’in Türk yargısının kararları hakkındaki açıklaması, yargı bağımsızlığına ve halkımızın güvenliğine ciddi saygısızlık

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı’nın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yargısının casusluk suçlamasıyla tutukladığı beş Kıbrıslı Rum hakkında verdiği kararı “yasa dışı, korsanca ve faşist” gibi ağır ve kabul edilemez ifadelerle eleştirmesinin hem yargı bağımsızlığına hem de KKTC halkının güvenliğine yönelik ciddi bir saygısızlık olduğunu vurguladı.

Öztürkler, “KKTC yargısı, uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleri doğrultusunda, somut delillere dayanarak kararlar almakta ve hukuk devleti ilkesine bağlı şekilde görevini sürdürmektedir. Bu süreci eleştirirken kullanılan sert ve yapıcı olmayan dil, karşılıklı anlayışı zedelemekte ve bölgedeki tansiyonu daha da yükseltmektedir.” ifadelerini kullandı.

Bu tür söylemlerin yalnızca hukuki süreci hedef alan bir propaganda girişimi değil; aynı zamanda Kıbrıslı Türkleri sindirme, korkutma ve KKTC yargısının itibarını zedeleme amacı taşıyan bilinçli bir tutum olduğunu vurgulayan Öztürkler, “ Ancak unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Türk halkı geçmişte hiçbir tehdide boyun eğmemiştir; bugün de hiçbir baskı, suçlama ya da dayatma karşısında geri adım atmayacaktır.” dedi.

Rum liderin, yaşanan olayda asıl mağdurun Kıbrıslı Türkler olduğunu öne sürmesi ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı halkına karşı ilgisiz olmakla suçlamasının, gerçeklikten uzak ve siyasi etikle bağdaşmayan bir yaklaşım olduğunu söyleyen Öztürkler şöyle devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanımız Tatar, Kıbrıs Türk halkının haklarını ve çıkarlarını kararlılıkla savunmakta; toplumun güvenliği, huzuru ve adalet duygusunun güçlenmesi için gereken tüm adımları atmaktadır.

Rum Yönetimi’nin, vatandaşlarını hukuk dışı eylemlerden uzak durmaya teşvik etmesi gerekirken, yargı sürecini itibarsızlaştırmaya çalışması asla kabul edilemez.

Kıbrıs Türk halkı, kendi devletine, kurumlarına ve adalet sistemine güven duymaktadır. Bu güveni zedelemeye yönelik söylem ve davranışlara kimsenin hakkı yoktur.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Boğazköy’de trafik kazası: 1 ölü 3 yaralı

Published

on

By

Boğazköy’de saat 05.30’da sürücüsünün direksiyonun hakimiyetini kaybederek bir evin bahçe duvarı ile ağaca çarpması nedeniyle gerçekleşen trafik kazasında kazada 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.

Polis Basın Subaylığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Boğazköy’de Atatürk Caddesi üzerinde, Adil Muti Havare, (E-22) yönetimindeki KE 288 plakalı salon araç ile kuzey istikametine doğru seyrettiği sırada sola meyilli viraja geldiğinde, dikkatsizliği sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun solundan dışarıya çıkıp bir ikametgahı çevreleyen bahçe duvarı ile servi ağacına çarptı.

Kaza sonucu ağır şekilde yaralanan araç sürücüsü Adil Muti Havare kaza yerinde yaşamını yitirdi.

Kazada yaralanan Elif Eda Kırğıl (K-18), Büşra Kırğıl (K-22) ve Sabri Kenan Kahiloğulları (E-21) Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

Elif Eda Kırğıl kalça ve omur kemiği kırıkları teşhisi nedeniyle, Büşra Kırğıl ile birlikte Acil Servis’te müşahade altına alınırken, Sabri Kenan Kahiloğulları sağ el bileği, kaburga ve sağ omuz kırıkları ile akciğer kanaması teşhisi nedeniyle, yapılan müdahalenin ardından Genel Cerrahi Yoğun Bakım Servisi’nde müşahede altına alındı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Bu zihniyet değişmedi, değişmeyecek

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in, KKTC mahkemelerinin yasalar kapsamında aldığı kararı “korsanlık” diye nitelemesinin, Kıbrıs Türk Halkına ve bağımsız yargısına yapılmış açık bir hakaret olduğunu söyledi.

Hristodulidis’in açıklamlarına sert şekilde yanıt veren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu tür açıklamalar, karşılıklı saygıyı, eşitliği ve hukuk zeminini reddeden bir zihniyetin dışavurumudur. Gerginliği, tasarladığı gündemlerle yaratıp tırmandıran Rum lider, özellikle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile gerçekleştirdiğimiz her yapıcı temasın hemen ardından tutuklama ve korku yayma siyasetini bilinçli şekilde devreye sokmaktadır. Kıbrıs Türk Halkını toptan tehdit eden ve yargımızı hedef alan bu yaklaşım, muhatabımızın gerçek niyetini açıkça ortaya koymaktadır” dedi.

“Rum liderliğinin uzun süredir düşmanlık siyasetlerini ileriye götürmek için ülkemizden yasa dışı yollarla bilgi, belge ve teknik ölçümlerle veri topladığı bilinen bir gerçektir” ifadesini kullanan Tatar, bu verilerin, Rum polis teşkilatı aracılığıyla kendi mahkemelerinde delil olarak sunulduğunu vurguladı.  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şimdi verilen tepkilerin, Rum liderin bu hukuk dışı faaliyetlerinin açığa çıkmasından ve yargı önünde sorgulanmaya başlanmasından kaynaklandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Açık söylüyoruz, uluslararası polis mekanizmalarını Kıbrıslı Türklere karşı baskı aracı gibi kullanan bu düşmanca anlayış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu da yok saymaya çalışmaktadır. Hukuki çözüm yollarını görmezden gelerek bunu hazmedemeyen, karşılığında ise Kıbrıs Türk Halkını hedef alan bu siyaset, yeni değildir.

Cumhurbaşkanı olarak daha önce de ifade ettim. Kıbrıs Türk Halkını hedef alan, sistematik baskı kurmaya çalışan bu anlayış, korkuya ve yıldırmaya dayalı bir terör siyasetidir. Bu siyaset, ne hukukla ne insanlıkla bağdaşır. Halkımızı korkutarak bir yere varabileceklerini zannedenler, büyük bir yanılgı içerisindedirler.

Şimdi aynı zihniyet bir kez daha devrededir. Mahkemelerimizi hedef almakta, kurumlarımızı itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Kıbrıs Türk Halkını topluca tehdit eden, her gelişmeyi bir düşmanlık fırsatına çeviren bu tutumu reddediyoruz. Bu saldırgan dili esefle kınıyor ve aynen iade ediyorum.”

 

Devamını Oku

Trending

Reklam