Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’ndan 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı mesajı

Published

on

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.

Mesajında, Kıbrıs Türk halkının büyük acılar ve fedakarlıklarla elde ettiği devletine her şartta sahip çıkacağına vurgu yapan Çavuşoğlu, bu önemli günü büyük bir gurur ve onurla kutladıklarını ifade etti.
Çavuşoğlu mesajında şu ifadelere yer verdi;

“Değerli Halkımız;
Kıbrıs Türk halkına yönelik başlatılan insanlık dışı muamele ve katliamların sonlandırılması ve adaya barışın getirilerek, anayasal düzenin yeniden sağlanması amacıyla gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünü ve 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı büyük bir gurur ve onurla kutluyoruz. Bu anlamlı günde, barış ve özgürlüğe olan bağlılığımızı tüm dünyaya bir kez daha haykırıyor, geçmişte yaşanan acıları unutmadan, Anavatan Türkiye’nin büyük destekleri ile birlikte ülkemize sahip çıkmaya devam ediyoruz.

20 Temmuz 1974 tarihi, Kıbrıs Türkü’nün uluslararası hukuktan kaynaklanan vazgeçilmez haklarının elinden alınamayacağını kanıtladığı ve varoluş mücadelesini özgürlükle taçlandırdığı tarihi bir gündür. Bu tarih, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının, kendisine yönelik yapılan tüm baskı ve zulümlere karşı direnişinin ve kararlılığının simgesidir.
Rumların acımasız Akritas Planı çerçevesinde Kıbrıs Türklerini adadan yok etme çabalarına karşı, Türkiye’nin Garanti Antlaşması’ndan doğan meşru yetkisini kullanarak gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı, adada barışı ve huzuru yeniden tesis etmiştir.

Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın Bayrak Radyosu’ndan duyurduğu, “Bugün, bu anda kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs’ın her yanında havadan ve denizden çıkarma yapmaktadır. Gazanız kutlu olsun” sözleriyle başlayan bu harekât, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuştuğu ve geleceğe umutla baktığı bir dönemin başlangıcı olurken, Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit’in, “Biz aslında savaş için değil, barış için; yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz” sözleri, bu harekâtın amacının barış ve kardeşlik olduğunu en güzel şekilde ifade etmektedir.
Bugün, Kıbrıs Türk halkı, uluslararası kamuoyunun tüm baskılarına ve ambargolarına rağmen, kendi topraklarında, hür ve bağımsız bir devletin çatısı altında egemenlik hakkını kullanmakta ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün desteğiyle barış ve huzur içinde yaşamını sürdürmektedir.

Kıbrıs Barış Harekâtı, Türk milletinin varoluş iradesini kıracak hiçbir gücün olmadığını ve Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık ve hürriyet konusundaki kararlılığını tüm dünyaya bir kez daha ilan etmiştir.
Bilinmelidir ki, Kıbrıs Türkü, büyük acılar ve fedakarlıklarla elde ettiği devletine her şartta sahip çıkacaktır. Onu her daim koruyacak ve yüceltecektir. Haklı davasında her zaman güçlü ve dik duruşunu sürdürecek olan Kıbrıs Türkü, barış ve özgürlükten asla taviz vermeyecek ve her daim haklarının savunucusu olacaktır.

Bugün bizler, büyük mücadeleler sonucunda bizlere bırakılan bu kutsal mirası, gelecek nesillere aktarmak ve bağımsızlığımızı korumak için, aynı kararlılık ve azimle çalışmaya devam ediyor, Anavatan Türkiye’nin desteğiyle, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda gelişimimizi sürdürerek, daha güçlü ve müreffeh bir toplum olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

Bu anlamlı günde, bu toprakları vatan yapmak uğruna şehit olan tüm Mücahit, Mücahide ve Mehmetçiklerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor; kahraman gazilerimize saygılarımızı sunuyor ve Kıbrıs Türk halkının 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.Bayramımız kutlu olsun.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, “Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmelerle turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır.” dedi.

Üstel, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğince (AKTOB) bu yıl Antalya’da 15’incisi düzenlenen “Uluslararası Resort Turizm Kongresi”nin açılışında yaptığı konuşmada, turizmin barışın, refahın ve ortak geleceğin dili olduğunu söyledi.

Turizmin bir ekonomik faaliyet olmasının yanı sıra toplumların birbirini anlamasını, kültürlerin kaynaşmasını ve barışın yerleşmesinin sağladığını dile getiren Üstel, Kıbrıs Türk halkı için turizmin kalkınmanın ana damarlarından biri, refahı büyüten en stratejik sektör anlamına geldiğini kaydetti.

Siyasi istikrarın turizmin en büyük güvencesi olduğuna dikkati çeken Üstel, KKTC’de son yıllarda yakalanan siyasi istikrarın turizme yapılan yatırımların en büyük itici gücü olduğunu vurguladı.

“Siyasi istikrar yoksa turizm de sürdürülebilir başarı da yoktur.” ifadesini kullanan Üstel, KKTC’de atılan tüm adımların turizmcinin önünü açan, yatırımı cesaretlendiren, erişilebilirliği artıran, tanıtım kapasitesini büyüten bir anlayış ile şekillendiğinin altını çizdi.

KKTC turizminin, Rum yönetiminin yıllardır sürdürdüğü sistematik engellemelere, çıkardıkları zorluklara rağmen büyüyen, gelişen ve güçlenen bir sektör olduğunu anlatan Üstel, “Rum yönetiminin engellemeleri modern dünyanın turizm anlayışıyla, AB’nin kendi ilan ettiği değerlerle, uluslararası seyahat özgürlüğü ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Direk uçuşların engellenmesi çağdışıdır. KKTC’ye doğrudan uçuşların hala siyasi nedenlerle engellenmesi turizmimizin hızını ve çeşitliliğini olumsuz etkilemektedir. Havacılık alanındaki kısıtlamalar turistin ulaşım süresinin gereksiz yere uzatılması ve maliyetleri arttırması tamamen siyasi bir tercihtir. Bunun insani ve ticari bir gerçeği yoktur.” diye konuştu.

– “Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir”

Güneye gelen turistlerin Kuzey Kıbrıs’a geçişinin engellenmesinin turizm etiğine aykırı olduğunu belirten Üstel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Güney Kıbrıs’a gelen birçok yabancı turist Kıbrıs’ın tümünü görmek istemektedir. Fakat Rum yönetimi sınır kapılarındaki caydırıcı uygulamalar, güneydeki turizm aktörlerine ek destek ve teşvikler vererek, kısıtlı ve taraflı yanlış bilgilendirmeler ile turistlerin kuzeye geçişini engellemekte ve zorlaştırmaktadır. Bu yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk turizmine değil adadaki insanla etkileşime, karşılıklı işbirliğine ve kültürel barışa da zarar veriyor. Turist korkutulacak değil misafir edilecek kişidir. Turistin adanın iki tarafına da özgürce gezmesi gerekmektedir. Ulaşım ambargoları turizmin ruhuna aykırıdır. KKTC, hava ulaşımından ticari taşımacılığa spor ve kültür organizasyonlarında turizmin tanıtımına kadar 40 yıldır siyasi ambargolarla engellenmektedir. Bilinmesini isterim ki hiçbir ambargo Kıbrıs Türk halkının iradesinden, üretiminden ve turizm vizyonundan daha güçlü değildir. Bu baskılar bizi durduramaz. Tam tersine daha üretken daha yenilikçi ve daha dayanıklı bir turizm modeli geliştirmeye katkı sağlamaktadır.”

KKTC’yi ayakta tutanın stratejik yatırımlar olduğunu dile getiren Üstel, siyasi engellemelere rağmen KKTC turizminin Akdeniz’in yükselen destinasyonlarından biri haline geldiğini kaydetti.

Üstel, bu durumu mümkün kılanın, Türkiye’nin desteğiyle yapılan stratejik yatırımlar ve turizm konusunda attıkları adımlar olduğunu ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Rum Yönetimi Başkan Nikos Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ile bugün ara bölgede gerçekleştirilen görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “asıl konuyu, müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması konusunu hedefleyen bir sürece giriyoruz” ifadesini kullandı.

“Kathimerini” gazetesinin haber sitesine göre Hristodulidis, “bugünkü görüşmede müzakere olmadığını, Erhürman’ın bazı konuları gündeme getirdiğini, kendisinin de bazı başka konuları gündeme getirdiğini” belirterek, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile ortak görüşme yapılmasında uzlaşılmasının “olumlu bir olay olduğunu” vurguladı.

Rum Radyo Televizyon Kurumu RİK’in haberinde ise Hristodulidis’in, Holguin’in 5 ve 6 Aralık tarihlerinde liderlerle görüşeceğini söylediğini aktardı.

Habere göre Hristodulidis ayrıca, bugünkü görüşmede müzakerecilerin, hem Holguin’le ortak görüşmenin hem de yeni gayrı resmi konferansın hazırlıkları için görüşmelere başlamaları kararının alındığını da vurguladı.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıslı Türk lider Tufan Erhürman, Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ile ilk görüşmesinde masaya 10 maddelik öneri paketi koyduğunu kaydetti.

Erhürman ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Mehmet Dana’nın müzakereci olacağını da ifade etti.

Erhürman, görüşmede iki tarafın temsilcilerinin gerekli durumlarda düzenli aralıklarla bir araya gelmesi konusunda mutabık kaldığını söyledi. “Temsilcilerimize tam yetki verdik, ihtiyaç duyuldukça bir araya gelecekler. Biz de gerekirse yeniden görüşebiliriz” ifadesini kullandı.

Görüşmenin bir saat 15 dakikası heyetler arası, 15 dakikası ise liderlerin baş başa temasları şeklinde yapıldı.

Erhürman, öngörülen “5+1” formatındaki yeni konferans öncesinde bazı konularda uzlaşma sağlanmasının hem BM Genel Sekreteri María Angela Holguín Cuéllar’ın ziyaretini hem de süreci olumlu etkileyeceğini vurguladı. Öne çıkan başlıklar arasında “yeni geçiş noktalarının açılması” ve ara bölgedeki güneş paneli önerisi yer aldı.

Erhürman, 5’inci Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Hristodulidis’in bugüne kadar ele aldığı başlıkların odakta olmaya devam edeceğini ve 5+1 toplantısı öncesi bazı uzlaşmaların sağlanmasının sürece olumlu katkı yapacağını ifade etti.

Erhürman çözüm atmosferinin yaratılmasına yönelik 10 maddelik öneri paketi sunduğunu kaydetti.

Erhürman bu başlıkları da basın toplantısında açıkladı: 

  • Karma evlilikler ve vatandaşlık hakkı
  • Eşlerin güneyde ehliyet ve araç kullanabilmesi
  • Kuzeyde doğanların güneye geçememesi sorunu
  • Metehan’da üç kabinli geçiş düzenlemesi
  • Bostancı ve Derinya’da geçişlerin kolaylaştırılması
  • Gençlik Teknik Komitesi kapsamında U14 dostluk maçları önerisi
  • Kayıp Şahıslar Komitesi ve bayrak yakma eylemlerinin çözüm atmosferine etkisi
  • İki liderin karşılıklı ziyaret önerisi
  • Mülkiyetle ilgili tutuklamaların ve yargı süreçlerinin olumsuz etkileri
  • Yeşil Hat tüzüğü kapsamındaki ticarette yaşanan sıkıntılar
  • Hellim konusunda sözleşme imzalanmasının gerekliliği
  • Crans-Montana sonrası kaldırılan AB Ad-hoc Komitesi’nin yeniden kurulması
  • Güvenlik kuvvetleri arasında iletişim kanalının oluşturulması

Devamını Oku

Trending

Reklam