Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Gülbahar, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün 41’inci ölüm yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı

Published

on

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün 41’inci ölüm yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Aziz Gülbahar mesajında, “Dr. Küçük ve arkadaşlarının niçin mücadele ettikleri açıktır. Egemen Devlet noktasından geri adım atılamaz. Aksini yapmaya çalışmak Kıbrıs Türkü ve Türk milletine kötülük yapma gayretinden başka bir şey olamaz” ifadelerini kullandı.

Gülbahar’ın mesajı şöyle:

“Kıbrıs Türk Halkı bugünlere milli ve dini kimliğine, egemenliğine, özgürlüğüne sahip çıkarak, kahramanca bir mücadele ile gelmiştir. Bu mücadelenin en önemli kişilerinden biri hiç kuşkusuz Dr. Fazıl Küçük’tür. Doktor Fazıl Küçük, tıp doktoru, gazeteci, siyaset adamı, Cumhurbaşkanı Muavini olarak yaşamının tüm bölümlerinde Kıbrıs Türk Halkı’na önemli , unutulmaz hizmetler vermiştir.

Bağımsızlığımızın ilan edildiği KKTC Devleti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983 günü Meclis’te tüm rahatsızlığına rağmen” bugünleri gördüm ya, artık ölsem bile gam yemem…” demesi ise milli mücadelenin bağımsızlık ilanı ile taçlanmasından duyduğu memnuniyetin bir ifadesidir ve hepimizin hiç unutmaması gereken tarihi bir andır. Dolayısı ile bağımsız, egemen Devletimize sahip çıkmak Dr. Fazıl Küçük ve arkadaşlarının davasına sahip çıkmanın bir gereğidir.

Rum tarafının silahlanması, haklarımızı yok etmeye, bizi güvenlikten mahrum bırakmaya çalışması göstermektedir ki Doktor Fazıl Küçük’ün bizlere bıraktığı milli dava, özgürlük, egemenlik mücadelemiz devam ettirilmelidir.

Ne yazık ki komşularımız hala bizi azınlık konumuna itmek, gün gele yeni bir Enosis eylemi yapabilmek için kapıları açık tutma çabası içindedirler… Hala 1974 öncesine dönüş hayalinden vazgeçmiyorlar. Bu durumda yapılması gereken içimizdeki gafillere, beşinci kol faaliyeti yürütenlere fırsat vermemek egemenliğimize, Devletimize dört elle sarılmak, Anavatan Türkiye ile birlikte yürümek, ekonomimizi güçlendirmek, ülkemizi iyi idare etmek, yanlışlarda ısrar etmek yerine doğruları yapmaya yönelmektir.

Kıbrıs konusunda görüşme yapılacaksa bu sadece ve sadece iki egemen Devlet’in işbirliği yapmasını içerecek bir antlaşma için olur. Rum tarafımızın egemenliğimizi, güvenliğimizi, Türkiye ile bağlarımızı yok etmenin aracı olarak gördüğü federal çözüm görüşmelerinin önünü açacak, buna imkan verecek bir tutum içine girmek milli davaya, Kıbrıs Türk halkına vurulacak bir darbedir ve Türk milleti böylesi tutum içine girebilecekleri asla affetmeyecektir. Milli Mücadele Vakfı olarak bu duygu ve düşüncelerle 41’nci ölüm yıldönümünde Dr. Fazıl Küçük’ü rahmet ve şükranla anıyor, açtığı yoldan kararlılıkla ilerleyeceğimize, anısını yaşatmak için elimizden geleni yapacağımıza söz veriyoruz.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yeni Erenköy Yaşlı ve Engelli Rehabilitasyon Merkezi için protokol imzalandı… Başbakan Üstel: Yarım kalmış projeleri hayata geçirerek,ülkenin geleceğini şekillendireceğiz

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, KKTC’de temaslarda bulunan Türkiye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve beraberindeki heyeti kabul etti.
Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin ardından, ‘Yeni Erenköy Yaşlı ve 18 yaş üstü engelli Rehabilitasyon Merkez binası’nın inşa edilmesi’ amacıya işbirliği protokolü imzalandı.
Protokole Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu ile Fenercioğlu Yapım ve İnşaat Ltd adına Aycan Fenercioğlu imza koydu.
Başbakan Ünal Üstel ile konuk Bakan Mahinur Özdemir Göktaş da protokole şahitlik etti.
Protokol imza töreninde konuşan Bakan Gardiyanoğlu, göreve gelmelerinin ardından hedeflerini yüzde 85 oranında tamamladıklarını ifade etti.
Gardiyanoğlu, “Girne, Güzelyurt, Lefkoşa ve Gazimağusa’daki tüm rehabilitasyon merkezlerini, Sn Başbakanımızdan aldığımız destek ile tamamlamış, günün şartlarına uygun olarak, yasaları ile birlikte getirmiş durumdayız. Bugüne kadar Bakanlığımızın İskele ilçemizde rehabilitasyon ve huzur evi konusunda ciddi eksiklikleri vardı. Başbakanımızın talimatı ile buraya çok hızlı bir proje çalışması başlattık.+++ Hazırladığımız proje yeni Erenköy 18 yaş üstü rehabilitasyon merkezi ve huzur evi; iki farklı bina olarak tasarlandı. 45 milyon TL’lik bir proje maliyeti vardır. Fenercioğlu grubu bu projeyi anahtar teslim olarak üstlenmiştir. Ben kendilerine çok teşekkür ederim” dedi.
Aycan Fenercioğlu da, Türkiye merkezli bir firma olarak 3 yıldır KKTC’de yatırım yaptıklarını ifade ederek, burda kendilerini evinde hissetiklerini belirtti.

Fenercioğlu, “Türkiye ve Kuzey Kıbrıs ayrılmaz bir bütündür. Biz burayı her zaman ön planda tutuyoruz. Üzerimize düşen ne varsa elimizden geleni yapmaya hazırız” dedi.
Türkiye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı ile farklı birçok sosyal alanda işbirliğinin devam ettiğini söyledi.
Göktaş, “Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkının her daim yanındayız. Buradaki her alanda, bakanlığımızın bünyesinde olan kadın, engelli , çocuk, yaşlı ve sosyal kalkınma anlamında, bilgi ve tecrübe paylaşımda, her daim hazır olduğumuzu ve bu konudaki bütün bilgi birikimimiz ile Kıbrıs’ın yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.
Başbakan Ünal Üstel de hükümete geldikleri günden bu yana, halka yarım kalmış tüm projeleri bitecekleri sözünü verdiklerini anımsatarak, halkın ihtiyaç duyduğu tüm projeleri öncelik sırasına göre bir bir hayata geçireceklerine vurgu yaptı.
Üstel, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile imzaladığımız mali işbirliği protokolleri çerçevesinde hem devlet, hem Türkiye Cumhuriyeti, hem de özel sektörün destekleri ile bu projeleri hayata geçireceğiz Bugün de onlardan biri. Hatırlıyorsunuz; Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’ın ölüm yıl dönümünde bir meslek lisesini hayata geçirdik. Bugün de yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde mücadelemizin ateşini alevlendiren Dr Fazıl Küçük’ün anma gününde yine böyle anlamlı bir projeye imza atıyoruz. Biz her geçen gün halkın ihtiyaç duyduğu projeleri sıraya koyup, birer birer ülkemizin geleceğini süratli bir şekilde şekillendireceğiz. O yüzden bu proje de, engelli insanlarımızın ve yaşlı insanlarımızın Karpaz bölgesinde rahat ettirmek için bugün ilgili şirket sahibinin huzurunda yapacağımız proje ile o bölgeye büyük hizmet vereceği inancını taşıyoruz. Şimdiden ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
45 milyon TL’ye mal olacak Yeni Erenköy Yaşlı ve 18 yaş üstü engelli Rehabilitasyon Merkez Binası’nın18 ay içersinde tamamlanması hedefleniyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük için AKM’de anma programı düzenlendi

Published

on

By

Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün 41’inci ölüm yıl dönümü nedeniyle Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) anma programı düzenlendi.

Programa Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, bazı milletvekilleri, askeri erkan, yetkililer ve Küçük ailesi katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Dr. Fazıl Küçük’ün torunu Selen Süheyla Küçük’ün konuşmasıyla devam etti.

Dr. Fazıl Küçük’ün hayatından kesitler de sunulan programda, Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi resim ve müzik bölümü öğrenci ve öğretmenlerinin performansları yer aldı. “Dinle Sevgili” adlı tango şarkısı ve “Karadır Kaşların” isimli türkünün seslendirildiği programda, Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi korosu ve orkestrası da sahne aldı. Dr. Fazıl Küçük için yapılan “Sen Gittin Ya” ve “Ağıt” adlı eserlerin ilk kez sunulduğu programda, “Küçük’e Ağıt” ve “Doktorum Kıbrıs’ta Sana Açar Tüm Çiçekler” adlı parçalar da seslendirildi.

Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi 11’inci sınıf resim bölümü öğrencilerinin anma programı boyunca yaptığı Dr. Fazıl Küçük tablosu ise program sonunda sergilendi.

Program, anı fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.

-Tatar: “O’nun yaktığı meşale ile O’nun yolundan yürüyen Kıbrıs Türk halkı bugünlere kadar gelmiştir”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar programda yaptığı konuşmada, Dr. Fazıl Küçük’ü rahmet minnet, sevgi ve özlemle andı.

Kıbrıs’ın 350 yıl Osman Devleti’nin parçası olmasının ardından Lozan Anlaşması’ndan sonra İngiliz yönetimine bırakıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Dr. Küçük’ün Anadolu ve Türkiye özlemi ve sevgisiyle büyüyüp, yetiştiğini vurguladı.

-“Halkına ilham kaynağı oldu”

Küçük’ün doktor olduktan sonra İngiliz sömürge yönetiminin baskıcı tehdite ve sert yasalarına rağmen cesaret göstererek, Kıbrıs Türk toplumuna önderlik ve liderlik ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, Küçük’ün o dönemin şartlarında ada genelinde halkıyla buluşarak, halkına ilham kaynağı olduğunu belirtti.

Dr. Fazıl Küçük’ün, Türkiye’yi sık sık ziyaret ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Küçük’ün, Kıbrıs meselesinin, Türkiye’de milli bir siyaset haline dönüştürülmesinde büyük hizmetleri geçtiğini kaydetti.

Dr. Fazıl Küçük’ün, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı da milli mücadeleye davet ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, 1948 yılında Selimiye Meydanı’nda düzenlenen mitingde Küçük ve Denktaş’ın birlikte yaptığı konuşmada, milli hassasiyetleri en üst düzeye çıkardıklarını söyledi.

Dr. Küçük’ün, Kıbrıs Kuruluş Anlaşmalarıyla Kıbrıs Türkü’nü cemaat statüsünden, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı noktasına getirdiğine dikkat çeken Tatar, Dr. Fazıl Küçük’ün, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmalarına da imza attığını kaydetti.

Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1960 Kuruluş Anlaşmaları’nda tek taraflı müdahale hakkını kazanması ve garantör ülke olmasının Dr. Fazıl Küçük’ün liderliğinde Kıbrıs Türkü’nün başarıları olduğunu vurguladı.

Rum tarafının daha sonra Enosis’i gerçekleştirmek için Kıbrıs Türk halkına saldırdığını dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk halkının imha edilerek, adanın Yunanistan’a bağlanmak istendiğini ifade etti.

Bu zor yıllarda 103 köyün yakıp, yıkıldığını, Kıbrıs Türk halkının yarısının göçmen durumuna geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Dr. Fazıl Küçük’ün, Kıbrıslı Türk göçmenlere bugün Göçmenköy’deki arazilerini verdiğini dile getirdi.

Dr. Küçük’ün zor yıllarda halkını hiç yalnız bırakmadığını vurgulayan Tatar, Küçük’ün halkının mukavemetçi ve direniş ruhunu artırdığını kaydetti. 1974 Mutlu Barış Harekatı sonrasında bugünün koşullarının sağlandığını ve KKTC’nin kurulduğunu ifade eden Tatar, şu anda sürdürdükleri iki devletli siyaset, Kıbrıs Türk halkının egemenliği, KKTC devleti, anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü ve Türk askerinin adada caydırıcı güç olarak varlığı aşamalarında Dr. Fazıl Küçük’ün büyük hizmetleri olduğunu söyledi.

“O’nun yaktığı meşale ile O’nun yolundan yürüyen Kıbrıs Türk halkı bugünlere kadar gelmiştir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’ün çizdiği yoldan yürüyeceklerini vurguladı.

Tatar, toplumsal varlığın geleceğe emin ellerde taşınmasının Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük’e karşı sorumluluk olduğunu kaydetti.

– Küçük: “Bana iyi bir liderin gözünün makamda değil de birlikte, beraberlikte ve halkı için mücadelede olduğunu öğretti”

Dr. Fazıl Küçük’ün torunu Selen Süheyla Küçük ise konuşmasında, dedesi Dr. Fazıl Küçük’ü, torununun gözünden anlattı.

Dr. Küçük’ün, 1906 yılında Ortaköy’de çiftçilik ile uğraşan bir aileye doğmasına rağmen lise eğitimini İstanbul’da, üniversite eğitimini de İsviçre’de tamamladığını ifade eden Selen Süheyla Küçük, “Hiç bilmediği bir ülkeye gidip, tıp gibi zor bir dalı okuyacak kadar cesur bir insandı” dedi.

Dedesinin konfor alanında kalmayıp, imkanları zorladığını ve kendisine verilen şansı en iyi şekilde kullandığını kaydeden Küçük, çok nadir yapılabilecek bir başarıya imza attığını vurguladı. Selen Süheyla Küçük, dedesinin kendi şartları ne kadar iyi olursa olsun, hep halkını düşündüğünü söyledi. Küçük, “Eğitimini tamamladıktan sonra 1937 yılında İsviçre’yi bırakıp memleketine geri dönme kararı da bunu gösteriyor” diye konuştu.

Dedesinin mesleğini halkına umut olmak için kullandığını dile getiren Selen Süheyla Küçük, Dr. Fazıl Küçük’ün, 1942 yılında kurduğu Halkın Sesi Gazetesi ile hiç bilmediği bir mesleğin içine girdiğini ve tüm zorluklara göğüs gerdiğini vurguladı.

Dedesinin özgürlük mücadelesi hakkında halkını bilgilendirmek için köy köy gezdiğini dile getiren Selen Süheyla Küçük, “Kendi çocukları yani babam ve halam onu neredeyse hiç görmediler. Dedem, kendi ailesini halkı için ikinci planda bırakmıştı. Çünkü kazanılması gereken bir mücadele vardı ve bunu halkıyla birlikte yapacaktı” dedi.

Küçük’ün, “Kıbrıs davası Türkiyesiz halledilemez” dediğini ve Türkiye’de mitingler düzenlediğini hatırlatan Selen Süheyla Küçük, doğru yoldan şaşmamayı ve kapıları açtırmak için başka yollardan gidilmesi gerektiğini dedesinden öğrendiğini belirtti.

Dr. Küçük’ün, 1963 olayları sırasında kaldığı Başkanlık Sarayı’nı halka açtığını ifade eden Selen Süheyla Küçük, “Mevkiin ne olursa olsun halkından asla kopmaman gerektiğini ve onların çıkarlarını kendi çıkarlarının önünde tutman gerektiğini ondan öğrendim” dedi.

Kıbrıslı Türk göçmenlere ev yapılabilmesi için bugün “Göçmenköy” diye anılan kendi topraklarını verdiğini dile getiren Selen Süheyla Küçük, “Bir liderin halkından almayıp halkına vermesi gerektiğini ondan öğrendim” diye konuştu.

Dr. Küçük’ün başarıyı asla kendine mal etmediğini ve dava arkadaşlarına önem verdiğini vurgulayan Selen Süheyla Küçük, “Bana iyi bir liderin, makamda değil de birlik ve beraberlikle, halkı için mücadelede gözü olduğunu öğretti” dedi.

Dr. Küçük’ün son sözünün, “Allah Kıbrıs Türkü’nün yanında olsun, onu korusun” olduğuna dikkat çeken Selen Süheyla Küçük, şöyle konuştu:

“Son sözlerinde bile halkına adanmışlığını ve yine kendini değil de halkını düşündüğünü göstermiştir. Zamanla birlikte liderlik şartları değişse de dedemde olan liderlik özelliklerinin, başlıca ‘merhamet, azim, halk sevgisi, halk adamlığı, asla pes etmemek ve ben odaklı olmamak’ tüm liderlerde bulunması gereken özellikler…”

Dedesine ve tüm dava arkadaşlarına, Kıbrıs Türk halkına bu kadar güzel bir tarih bıraktıkları için teşekkür eden Selen Süheyla Küçük, “Geçmişte yaşanan bu birlik beraberlik ve mücadeleyi düşündükçe geleceğe umut ile bakabiliyorum” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Lefke Gazi Lisesi Okul Aile Birliği, deprem güvenliği konusunda önlem alınmasını istedi

Published

on

By

Lefke Gazi Lisesi Okul Aile Birliği, okul binasının deprem güvenliği açısından büyük tehlike oluşturduğunu belirterek bu durumun acilen çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Lefke Gazi Lisesi Okul Aile Birliği, basın açıklaması yaparak, Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından, kamu binaları ve okulların güvenliğinin tartışma konusu olduğunu hatırlattı. Açıklamada, bu kapsamda Başbakanlık’a bağlı Deprem Denetim Komite Başkanlığı tarafından Lefke Gazi Lisesi binalarında yapılan analizlerde, beton ve inşaat malzemesi kalitesinin kabul edilebilir sınırların çok altında olduğu tespit edildiği kaydedildi.

Açıklamada, 1960’lı yıllarda inşa edilen binaların beton ve demir yapısının zamanla çürüdüğü, güçlendirme çalışmalarının kalıcı çözüm sağlamayacağı ve binaların 6 büyüklüğündeki bir depremde yıkılma riski taşıdığı ifade edildi:

Uzmanların, bu binaların iyileştirme yapılsa dahi riskli kalmaya devam edeceğini ve en fazla on yıl içinde tekrar yıkılmalarının gündeme geleceğini dile getirdiği aktarıldı.

“Mevcut halleriyle LGL binalarına yüzde 80-85 arasında değişen oranda bir güçlendirme müdahalesi gerekmektedir” denilen açıklama şöyle devam etti:

“Bu da binaların hemen tümden yıkılıp yeni baştan yapılması anlamına gelmektedir. Dolayısı ile binalarda güçlendirme yapılıp yapılmaması kararı alınırken, maddiyat bir ölçü olarak dikkate alınmasa bile, mevcut malzeme kalitesi güçlendirme müdahalesinde büyük rol oynamaktadır. Bu şartlar altında, bırakın bir depremi, artık kendiliğinden yıkılacak hale gelmiş olan LGL binaları, mevcut durumlarına ve yarattıkları can güvenliği tehlikesine bakılmaksızın, Anıtlar Yüksek Kurulu (AYK) tarafından ‘Lefke bölgesinden kendilerine ulaşan birkaç kişinin bu binalarla duygusal bağı olduğu’ gerekçesiyle, jet hızıyla listeli bina (eski eser) statüsüne sokulmuş ve koruma altına alınmıştır”

LGL kampüsünde eğitim gören yaklaşık 400 öğrenci, 64 öğretmen ve diğer çalışanların can güvenliğinin tehlike altına girdiği kaydedilen açıklamada “LGL kampüsünde gününü geçiren öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve diğer çalışanların can güvenliğini akıl almaz bir tehlikeye atanlar, yaşanabilecek bir felakette doğrudan sorumludurlar” denildi.

Prefabrik sınıflarda eğitim verilmesinin de yeterli bir çözüm olmadığını vurgulayan okul aile birliği, öğrenciler ve çalışanların halen tehlikeli yapıların çevresinde bulunmak zorunda kalmalarının riskleri artırdığını belirtti.

Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere, ilgili devlet yetkililerinin sorumluluklarını yerine getirmeye çağrıldığı açıklamada, idari konularda eksik personelin ve ihtiyaçların ivedilikle giderilmesi, binaların yarattığı tehlikenin ivedilikle ortadan kaldırılması, AYK kararının iptal edilmesi ve ivedilikle çağdaş bir kampüs oluşturma aşamasına geçilmesi talep edildi. Açıklamada, “Aksi takdirde, yaşanacak bir felaketin sorumluluğunun doğrudan AYK kararını alanlar, bu kararı uygulayanlar ve gerekli sorumluluk bilinciyle hareket etmeyen herkesin üzerinde kalacak” denildi.

Hiç kimse ve hiçbir kurumun çocukların, öğretmenlerin ve çalışanların can güvenliğini tehlikeye atma, çağdaş ve güvenli eğitim hakkını keyfi şekilde gasp etme veya ipotek altına alma hakkına sahip olmadığı vurgulanan açıklamada, talep edilen tedbirler ivedilikle alınmadığı takdirde, daha ileri seviyede eylemlerin hayata geçirileceği uyarısı yapıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam