Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

MOK Başkanı Koç, federasyonlara ayrılması gereken devlet katkısının yeniden değerlendirilmesini istedi

Published

on

KKTC Milli Olimpiyat Komitesi (MOK) Başkanı Dursun Koç, Milli Olimpiyat Komiterilerinin önemine değindi ve devlet katkılarının yetersiz kaldığını belirterek tepki gösterdi.

MOK Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Koç, federasyonlara ayrılması gereken devlet katkısının güncel ekonomik koşullar, döviz kurlarındaki artışlar ve yasal zorunluluklar dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesini istedi.

Dursun KOÇ yaptığı yazılı açıklamada, KKTC MOK’a 10 yıldır devlet katkısı verilmediğini ayrıca spor federasyonlarına da verilen devlet katkılarının güncel koşullarda yetersiz olduğunu ifade ederek sporu yönetenleri göreve çağırdı.

Koç, KKTC MOK’un yasal hakkı olan ancak yıllardır federasyonların üye olmadığı gerekçesiyle devlet katkısı verilmediği durumunun ortadan kalktığını ve şu anda komiteye 16 spor federasyonun üye olmasına rağmen sporu yönetenlerin bunu görmezden geldiğini savundu.

Devlet yetkililerinin her fırsatta sporun öneminden bahsettiğini ancak spora gereken önemin ve ilginin gösterilmediğinden yakınan Koç, yasal haklarının hukuksal yollarla da aranacağını ve bundan sonra yapılması gerekenlerin takipçisi olunacağını belirtti.  

KKTC Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Dursun Koç’un açıklaması şöyle; 

“Milli Olimpiyat komiteleri ülkelerinin spor teşkilatları içerisinde olmazsa olmaz en önemli kuruluşlarıdır. Her ülkenin bir Milli Olimpiyat Komitesi vardır ve dünyanın her ülkesinde en saygın komitelerin başında yer almaktadır.

KKTC Milli Olimpiyat Komitesi (KKTC MOK) tarafından 23 Eylül 2022 tarihinde düzenlenen Olimpizim Ödül Töreni’ni onurlandıran KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı ve dönemin Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi’nin kürsüden yaptıkları konuşmalarından da dile getirdikleri gibi ülke gençliği ve onların kurum kuruluşları olan MOK ve spor federasyonlarının desteklenmesi, geliştirilmesi ve çağdaşları gibi yarışacakları ortamlar sağlamak için maddi manevi her türlü desteğin fazlasıyla verilmesi gerekmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın da aynı görüş ve düşüncede olduklarına yürekten inanıyoruz. Keza Sayın Cumhurbaşkanımız ile yapmış olduğumuz görüşmede ve Sayın Başbakanımızın çeşitli platformlarda yaptıkları konuşmalarda da ülkemizin uluslararası alanda tanınmasını sağlayacak olan en önemli şeyin spor olduğu gerçeğinden hareketle gençlik ve spor alanında önemli yatırımların yapılması gerektiğini defaten dile getirilmiştir.

Son günlerde başta KKTC MOK ve federasyonlarımıza karşı 2023 yılı devlet bütçe katkılarının belirlenmesinde yüksek enflasyon oranlarına ve faaliyetlere bakmaksızın katkı verilmesine ve bunun yanında Milli Olimpiyat Komitemizin tamamen yok sayılarak yasa gereği alması gereken devlet katkısı Spor Dairesi Genel Yönetim Kurulu tarafından görüşülmek üzere gündeme bile alınmamış olması, bizleri hayrete düşürmüş ve bu yaklaşımdan ne murat edindiği anlaşılamamıştır.

Bizler sormak istiyoruz;

Hangi amaç, değer ve kriter doğrultusunda böylesi yasadışı ve illegal karar alınmıştır?

KKTC MOK’a 10 yıl devlet katkısı verilmemesine ana neden, Federasyonların MOK’a aktif üye olmayışı gösterilmekteydi, görüyoruz ki an itibarı ile 16 federasyonumuzun KKTC MOK’a aktif üye olduğunu görmemezlikten gelerek, 2023 yılına ait yasal katkı payını aynı görüş ve zihniyetle vermeme gayreti içerisine girilmiştir.

Spor kamuoyumuzun bilmesi gereken şudur ki; KKTC MOK’a verilecek olan katkı paylarına ek olarak, sponsorluklardan ve yıllık aidatlardan toplanan kaynakların tamamı, üst düzey sporcularımızın moral motivasyonlarını yükseltmeye yönelik ödül, malzeme yardımı, altyapı desteği, kurumsallaşma vb. alanlarda kullanılması için yıllık planlamamız yapılmıştır.

Ülkesinde Olimpiyat Komitesi bulunmayan ülkelerin uluslararası herhangi bir spor organizasyonuna üyelik, temas vb. girişimlerden bahsedemeyecekleri bir gerçektir. Bu gerçekleri göz ardı ederek, küçük hesaplarla sorumsuzca davranışlar sergileyerek süreçlerin önünü tıkayarak ülke sporuna verilmekte olan zararın boyutlarının fark edilmesini istiyoruz.

Hükümet edenlerin, her fırsatta ülkemizin tanıtılmasında en önemli aracın spor ve sporcularımız olduğundan bahsetmektedir. Sporcuların başarılarını kendi başarıları gibi kucaklamaktadırlar. Oysa her sporcunun kendi aile bütçesi ve federasyon başkan ve yönetimlerinin özel çabaları ile sağladıkları kaynaklarla elde edilen gelir ile bu başarının sağlandığını onlarda bilmektedirler. Sporcuların başarılarını sahiplendikleri gibi tüm ihtiyaç ve giderlerini de sahiplenmelerini görmek isteriz.

Ülkemizin tanınmamışlığının dezavantajını kırmak ve haklılığımızı uluslararası spor kuruluşları ve mahkemelerinde, mücadele edebilmek için lobi oluşturulması, ekip ve kaynak planlaması gerektiğinin artık göz ardı edilmemesi ve devlet politikası haline dönüştürülmesinin zamanının geldiğini düşünüyoruz, kısır sürtüşmelerin bırakılması ve bu tür ülke gerçeklerimizle yüzleşmemiz gerekmektedir.

Federasyonlarımızın çatıları altında binlerce gencimizin spor yaparak kötü alışkanlıklardan uzak tutulması, elde ettikleri sportif başarılarla ülkemizi tanıtmalarının ülkemiz hesabına sağladığı kazanımların paha biçilmez değerlerde olduğunu yalnızca yöneticiler tarafından değil toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilmektedir.

Spor federasyonlarımızın ve KKTC Milli Olimpiyat Komitesi’nin yıllık faaliyetlerini yürütebilmeleri için hangi fon ve kaynaklardan kaynak sağlanacağının 67/1999 sayılı beden eğitimi ve spor yasamızın 27 ve 28’inci maddelerinde açıkça belirtmiştir. Spor fonunda döviz cinsinden toplanan kaynakların Milli Olimpiyat Komitesi ve federasyonlarımız arasında adil ve şeffaf bir şekilde dağıtılması gerekmektedir. Bunu sağlamak yönetsel açıdan çok zor bir durum olmadığı kanaatindeyiz.

Bugüne kadar düzelmesi umuduyla sabırla beklediğimiz her şeyin daha da kötüye gitmesi bizleri bu açıklamayı yapmaya mecbur bırakmıştır. KKTC MOK ve federasyonlarımıza ayrılması gereken devlet katkısının güncel ekonomik koşullar, döviz kurlarındaki artışlar ve yasal zorunluluklar dikkate alınarak hassasiyetimizin yeniden değerlendirilmesini talep ediyoruz. Aksi halde yasal haklarımızı hukuksal yollarla arayacağımızı ve bundan sonra da yapılması gerekenlerin takipçisi olacağımızı saygıyla spor kamuoyumuza duyururuz.”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam