Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Moldova Başbakanı Natalya Gavrilitsa oldu

Moldova Parlamentosu, Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun başbakan olarak önerdiği Natalya Gavrilitsa’nın adaylığını onayladı. Ülkede, 11 Temmuz’da yapılan erken parlamento seçimi sonrası, parlamento yeni başbakanı ve kabineyi belirlemek için topland

Published

on

Moldova Başbakanı Natalya Gavrilitsa oldu

Moldova Parlamentosu, Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun başbakan olarak önerdiği Natalya Gavrilitsa’nın adaylığını onayladı.

Ülkede, 11 Temmuz’da yapılan erken parlamento seçimi sonrası, parlamento yeni başbakanı ve kabineyi belirlemek için toplandı.

Parlamentoda yapılan oylamada, Gavrilitsa’nın adaylığı, Sandu’nun kurduğu Eylem ve Dayanışma Partisinin (PAS) 61 milletvekillinin oyuyla kabul edilirken adaylığına, Sosyalist Parti ve Komünist Partisinden oluşan koalisyon ve “Şor” Partisi karşı çıktı.

Natalya Gavrilitsa, burada yaptığı konuşmada, ülkenin yönetilmesiyle ilgili dört yıllık planı sunarak “Bu program, adalet reformu, devlet kurumlarının yolsuzluktan temizlenmesi, yatırımların teşvik edilmesi, çalışma yerlerinin sayısının arttırılması, emekli maaşların yükseltilmesi, sosyal desteğin sağlanması, salgınla mücadele gibi unsurları içeriyor.” dedi.

Son 30 yılda devlet kurumlarının “zenginleşmek” için kullanıldığını vurgulayan Gavrilitsa, “Bu bir daha olmayacak. Yeni hükümet yolsuzluk suçlularını korumayacak. Yolsuzluk yoluyla biriktirilen kaynakları geri alacağız ve bu parayla okul, yetimhane, kültür merkezleri ile yolları tamir edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Dış siyasette ise Romanya, Ukrayna, ABD, Rusya ve AB ülkeleri ile ilişkileri geliştirmeyi amaçladıklarını dile getiren Gavrilitsa, bunun için bazı bakanlıkların bölünmesi gerektiğini belirtti.

Parlamento Başkanı İgor Grosu da Gavrilitsa’yı güvenoyu almasıyla tebrik ederek yeni kabineye başarılar diledi.
Yeni hükümet üyeleri

Moldova İçişleri Bakanlığı koltuğuna Ana Revenko getirilirken Sağlık Bakanı Ala Nemerenko, Çevre Bakanı ise İuliana Kantaraciu oldu.

Ülkedeki Dışişleri ve Avrupa Entegrasyonu Bakanlığının başına Niku Popesku geçerken Savunma Bakanı Anatolie Nosatıy, Ekonomi Bakanı Serciu Gaybu, Maliye Bakanı Dumitru Budyanski, Tarım ve Gıda Sanayi Bakanı Viorel Gerçu, Altyapı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Andrey Spınu yeni hükümette yer aldı.

Ayrıca, yeni kabinede Adalet Bakanı Serciu Litvinenko, Eğitim ve Araştırma Bakanı Anatoliy Topala, Kültür Bakanı Serciu Prodan, Çalışma ve Sosyal Koruma Bakanı Marçel Spatar oldu.
Bakanlar yemin etti

Parlamento toplantısı ardından yeni kabine üyeleri Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun nezdinde yemin etti.

Yemin törenine Moldova hükümetinin daimi üyesi olan Gagauz Özerk Yeri Başkanı İrina Vlah da katıldı.
Gavrilitsa kimdir?

Moldova sınırları içerisinde bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan eden “Transdinyester” bölgesindeki Malaiești köyünde 1977’de doğan Natalya Gavrilitsa, Moldova Devlet Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2000’de mezun oldu.

Yüksek lisansını Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Kamu Yönetimi Enstitüsünde 2005’te tamamlayan Gavrilitsa, 2000-2003 yıllarında ABD’nin Kişinev Büyükelçiliğinde, 2005’te Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya ofisinde ve Avrupa Birliği (AB) Ekonomik, Mali ve Sosyal Politikalar Daire Başkanlığında danışman olarak çalıştı.

Devlet görevine ilk olarak 2009’da Moldova Ekonomi Bakanlığında başlayan Gavrilitsa, 2013-2014’te Eğitim Bakanlığında danışmanlık görevini üstlendi.

Gavrilitsa, Maya Sandu’nun başbakan olduğu dönemde 2019’da Maliye Bakanı olarak görevini yürüttü.
Moldova’da erken parlamento seçimi

Moldova’da 11 Temmuz’da erken parlamento seçimine gidilmişti.

Parlamentodaki 101 sandalye için 20 siyasi parti, Sosyalist Parti ile Komünist Partisinin oluşan siyasi blok (BECS), Bizim Parti ve Vatan Partisinin oluşturduğu “Renato Usatiy” bloku ve 1 bağımsız aday yarışmıştı.

Yüzde 48,41 katılımın sağlandığı seçimde, Cumhurbaşkanı Sandu’nun kurduğu Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) oyların yüzde 52,80’ini, eski Cumhurbaşkanı İgor Dodon’un liderliğindeki Sosyalist Parti ve Komünist Partisinden oluşan siyasi blok (BECS) oyların yüzde 27,17’sini ve “Şor” Partisi ise oyların 5,74’ünü almıştı.

Buna göre, Parlamentoda, Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) 63, Sosyalist Parti ve Komünist Partisinden oluşan siyasi blok (BECS) 32 ve “Şor” Partisi 6 sandalyeye sahip olmuştu.

Barajı geçemeyen Bizim Parti ve Vatan Partisi’nden oluşan “Renato Usatiy” bloku ile diğer siyasi partiler parlamentoya girememişti.

AA

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İsrail güçleri, Tel Aviv’de düzenlenen gösteriye müdahale etti

Published

on

By

İsrail güçleri, Tel Aviv’deki Habima Meydanı’nda “Gazze’deki esirlerin geri getirilmesi” talebiyle düzenlenen gösteriye müdahalede bulundu.

Başta Tel Aviv olmak üzere İsrail’in çeşitli kentlerinde gösteriler düzenlendi. Tel Aviv’deki gösteriye, Gazze’deki esirlerin geri getirilmesi için anlaşma talep eden binlerce İsrailli katıldı.

Sosyal medyada yer alan görüntülerde, İsrail güçlerinin, Gazze’deki esirlerin geri getirilmesi talebiyle Tel Aviv’de düzenlenen gösteriye müdahale ettiği görüldü.

İsrailli esir yakınları, gösteride ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’tan Gazze Şeridi’nde esir takası için yeni bir anlaşma taslağı talep etmişti.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin, İsrail ordusunun Gazze’deki saldırılarının hayatını tehlikeye attığını açıkladığı esir Matan Zangauker’in annesi Einav Zangauker de Tel Aviv’deki gösteride konuşmuştu.

Zangauker, “Ölüm meleği Netanyahu esirleri kurban etmeye devam ediyor.” diyerek, Başbakan Binyamin Netanyahu’yu iktidarını sürdürmek için orduyu kullanmakla suçlamıştı.

Oğlu ölürse kanının Netanyahu’nun elinde olacağını söyleyen Zangauker, Başbakanın siyasi kaygıları nedeniyle Gazze’ye düzenlenen saldırıların esirleri öldürdüğünü ve bu saldırıların yasa dışı emir olduğunu dile getirmişti.

Devamını Oku

Dünya

FİNANSE EDEN EKONOMİK YAPILARI KINIYORUZ!

Published

on

By

GAZZE’DE YAŞANANLAR İNSANLIK SUÇUDUR!

Filistin’le Dayanışma, İnsanlık Onurunu Kurtarmaktır
Kıbrıs Türk halkının yetiştirdiği bir grup akademisyen olarak, Filistin topraklarında yaşanmakta olan insanlık dramını, insanlık tarihinin en karanlık lekelerinden biri olarak karşımıza çıkan saldırıları ve işgali en güçlü şekilde kınıyoruz. Bir halkın kendi topraklarında özgür, onurlu ve güvenli bir yaşam sürme hakkı, evrensel insan haklarının temelini oluşturmaktadır. Buna karşılık Filistin halkının maruz kaldığı sistematik şiddet, yerinden edilme, katliam, şehirlerin bombalanması, açlık ve susuzluğa mahkûm edilmesi, vicdan sahibi hiç kimsenin sessiz kalamayacağı bir zulümdür. Dolayısıyla bu insanlık dramına bir grup akademisyen olarak bizlerin de sessiz kalması mümkün değildir. Parçası olduğumuz Kıbrıs Türk halkı da 1974’e kadar benzer acılar çekmiş, kayıplar vermiş, yerinden edilmiş, adaletsizlikler ve haksızlıklar yaşamıştır. Bu nedenle Filistin halkının bugün yaşadıklarını bire bir yaşamış bir halkın yetiştirdiği bir grup akademisyen olarak, Birleşmiş Milletler’in ve diğer uluslararası kuruluşların Filistin’le ilgili tüm kararlarını hatırlatarak uluslararası toplumu derhal adaletin ve barışın tesisi için harekete geçmeye çağırıyoruz. İsrail’in işlediği savaş suçlarını, onu koşulsuz destekleyen emperyalist güçleri ve onu finanse eden masonik yapıları kınıyoruz. En temel insani ve ahlaki değerlere saygı gösterilmeksizin devam eden saldırılara karşı Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu teyit ediyoruz. Bu yaşananlara karşı sessiz kalmak, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasına ortak olmak demektir. Bizler bu zulme ortak olmayacağız. Filistin’le dayanışma, insanlık onurunu kurtarmaktır. Akademisyenler olarak Filistin halkının yanındayız.

Akademisyenlerin Filistin Dayanışması

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da muhalefet partileri “Gazze’de katliamı durdurun” çağrısıyla yürüdü

Published

on

By

İtalya’da muhalefetteki sol partilerinin organizasyonuyla “Gazze’de katliamı durdurun, suç ortaklığı son bulsun” çağrısıyla geniş katılımlı yürüyüş ve miting yapıldı.

Ana muhalefetteki Demokratik Parti (PD) ile diğer büyük muhalefet partileri 5 Yıldız Hareketi (M5S) ve Yeşil ve Sol İttifakın (AVS) girişimiyle on binlerce kişinin katıldığı protesto düzenlendi.

M5S lideri Giuseppe Conte ve AVS’nin liderleri Angelo Bonelli ile Nicola Fratoianni’nin “Gazze’de katliamı durdurun, suç ortaklığı son bulsun” yazılı pankartla katıldığı büyük yürüyüş, Vittorio Emanuele Meydanı’ndan başlayıp, San Giovanni Meydanı’ndaki miting alanına kadar sürdü.

Yürüyüşte parti flamalarının yanı sıra çok sayıda Filistin bayrağı ve İsrail’i kınayan dövizler açıldı.

Yürüyüşe katılan İtalyan Annapaola, bugün önemli bir etkinlik yaptıklarını belirterek “Eğer olup bitenler hakkında açık ve net kelimelerle konuşmazsak Batı demokrasisi Gazze ile birlikte ölür. Şu anda bir katliam yaşanıyor; seyirci kalamayız, meydanlara çıkmalıyız, bedenlerimizi ortaya koymalıyız, tüm partilerle, derneklerle, bireylerle birlikte sokağa çıkmalıyız. Bu felaketi daha fazla izleyerek geçiştiremeyiz.” dedi.

İtalyan hükümetinin, Gazze konusundaki yaklaşımını nasıl bulduğu sorulan Annapaola, “Utanç verici. Utanç verici ve gerçekten anlaşılmaz. Halen açık ve net bir dil kullanılmıyor. Halen diplomatik bir politika yürütülüyor. Ne Avrupa anlaşmalarının, ulusal anlaşmaların sona erdirilmesi ne de ticaret yollarının, silah ticaretinin kapatılması gibi adımlar atılıyor. Somut bir şeyler yapılması gerekiyor ve şu anda hiçbir şey yapılmıyor.” diye konuştu.

Bir diğer İtalyan, Angelo da Filistin’le ilgili tüm gösterilere katıldığını söyleyerek “Olanlar fazlasıyla korkunç ve en kötüsü de kimsenin bunlardan bahsetmemesi, herkesin sessiz kalması.” ifadesini kullandı.

Her şeyden önce savaşın sona ermesini, insanlara yiyecek ve medeni bir yaşam sağlanmasını istediklerini anlatan Angelo, şöyle devam etti:

“En önemlisi, bir devletin tanınmasını ve İsrail’in artık 50 yıldan uzun süredir yaptığı şeyleri yapmayı bırakmasını istiyoruz. Bu sağ-sol meselesi değil; bu sürdürülen bir utanç, gerçek bir soykırım. (Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva) Lula’nın dediği gibi ki tamamen haklı. Bu bir soykırım, bir imha. Ve en kötü tarafı, bunu yapanların bizzat böyle bir şeyi yaşamış bir halk olması. Bu nedenle böyle şeylerin yaşanmasını önleyecek bir bilinçleri olması gerekirdi. Ama umurlarında bile değil çünkü onların derdi iğrenç çıkarları, başkalarının topraklarını çalan yerleşimciler. Bu tam anlamıyla bir utanç.”

– Muhalefet liderleri, Meloni hükümetini İsrail’e suç ortağı olmakla suçladı

Yürüyüşün ardından San Giovanni Meydanı’ndaki mitingde, etkinliği düzenleyen üç partinin liderleri birer konuşma yaptı. Liderler, Başbakan Giorgia Meloni liderliğindeki sağ koalisyon iktidarını eleştirirken, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına ve yasa dışı yerleşimlere karşı ses yükseltme çağrısında bulundu.

PD lideri Elly Schlein mitingde, “15 binden fazlası çocuk olmak üzere 50 binden fazla ölü var. Bunlar sadece sayı değil; parçalanmış hayatlar, yıkılmış aileler. Yasa dışı işgallere yeter artık, okulların bombalanmasına yeter. Binlerce masum sivilin öldürülmesine, kadınların, yaşlı kadınların, çocukların katledilmesine ve aylar sonra bir parça ekmek istemeye giden insanların vurulmasına yeter. (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümeti aylarca buraya gıda, su ve ilaç girmesine izin vermeyip açlığı savaş silahı olarak kullandı. Birleşmiş Milletlere göre Gazze’deki bu tırmanma, gerçek bir etnik temizlik. Bunu kabul edemeyiz. Sesimizi yükseltmeliyiz.” dedi.

Schlein, İsrail ordusunun yaptığı katliamın durması gerektiğini, buna karşın ne dünyanın ne Avrupa Birliği’nin (AB) ne de Meloni hükümetinin daha fazla sessiz kalabileceğini söyledi.

M5S lideri Conte de Gazze’de yaşananlara ilişkin “Bütün bu olup bitenler, ne olarak anılıyor? Soykırım, soykırım.” ifadelerini kullandı.

Conte, bugün bu meydanın, İtalyan hükümetinin “ikiyüzlülüğünü” kınadığını belirterek şunları kaydetti:

“Bugün bazı bakanlar kekelemeye başladı. ’60 bin ölü fazla’ demeye başladılar. Ne büyük ikiyüzlülük, ne büyük utanç. 30 bin, 40 bin ya da 50 bin kabul edilebilir miydi? 16 bin çocuğun katledilmesini mi beklememiz gerekiyordu? Bu meydandaki vatandaşlar diyor ki ‘Biz suç ortağı değiliz.’”

Conte, hükümete İsrail ile olan askeri işbirliği anlaşmalarının durdurulması gerektiğini, kendisinin başbakanlığı döneminde bunu Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) karşı yaptığını belirtti.

AVS liderlerinden Bonelli de “İsrail’in Gazze’deki katliamı ve Batı Şeria’daki işgali durmalı.” diye konuştu.

Fratoianni ise iki devletli çözümden yana olduğunu dile getiren Başbakan’a seslenerek “O halde Giorgia Meloni, buradan başlayalım. Eğer ‘iki halk iki devletten yanaysanız’ diğer ülkelerin en sonunda yaptığı şeyi yapmanızın zamanı geldi; var olmayan devleti tanıyın, bugün Filistin devletini tanıyın. Sadece ikiyüzlülük yapmayın.” ifadelerini kullandı.

Organizatörler, yürüyüş ve mitinge katılanların sayısını 300 binden fazla olduğunu duyurdu.

Bu arada, bugün Roma’da yapılan yürüyüşün dışında ülkenin diğer kentlerinde de Gazze’ye destek ve dayanışma etkinlikleri yapıldı.

Milano’da Filistin için destek yürüyüşü düzenlenirken, Floransa’da da akşam saatlerinde belediye binası olan tarihi Vecchio Sarayı’nın ön yüzüne Gazze’deki trajediye yönelik “Yeter” yazsısın yansıtılacağı basına yansıdı.

Devamını Oku

Trending

Reklam