Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Muhaceret Yasa Tasarısı oy çokluğuyla kabul edildi

Published

on

Cumhuriyet Genel Kurulu bugünkü oturumunda muhaceret affı öngören Yabancılar ve Muhaceret (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nı oy çokluğuyla kabul etti.

Tasarıyla ilgili konuşmalarda ilk sözü alan TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, her ülkeye geliş gidişler olduğunu ancak bunların diğer ülkelerde bir takım kurallara bağlı olduğunu söyledi. “Ancak bu ülkeye giriş çıkışlar hiçbir zaman denetlenmedi” diyen Özyiğit, ülkeye cebinde parası olmadan gelen bulunduğuna işaret etti.

Bu kişilerden bazılarının çalışmaya başladıktan sonra evlenip çoluk çocuğa karıştığını ve zaman içinde vatandaşlık talebinde bulunduğunu kaydeden Özyiğit, bunun denetimsizlikten kaynaklandığını söyledi.

Özyiğit, Lefkoşa Suriçi’nde doğup, büyüyenler ya da etnik kökeninden dolayı dışlananlar dururken burada yaşamadığı halde sürekli ve düzenli geliş gidişlerde bulunan kişilere vatandaşlık verilmesinin kabul edilebilir olmadığını belirtti.

Ülkede kendi vatandaşlarından çok vatandaş yapılan yabancı olduğunu savunan Özyiğit, ülkede iş ve istihdam ihtiyacı varsa, ara eleman ihtiyacı sağlandıktan sonra iş ve işçi kurumundan, vatandaş yapılmamak kaydıyla, beyaz kimlik verilerek, hizmet alımı yapılabileceğini ancak görev süresi dolanların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğini kaydetti.

Ülkede af kriterlerinin de yeniden belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Özyiğit, bu aflarla, yapmayan ve yapamayanın aynı kefeye konulduğunu ifade etti.

Özyiğit, yasa tasarısına oylarının ret olacağını söyledi.

CTP Milletvekili Doğuş Derya da, hükümetin, bazı yerlere verdikleri sözleri yerine getirebilmek adına, Meclis’e bu iki yasa tasarısıyla geldiklerini söyledi.

Bitmiş bir hükümetin, yalan söylemeyi normalleştiren bir yapı ortaya çıkardığını ifade eden Derya, yabancı işgücü sömürüsünün yasa tasarısıyla ambalajlandığını kaydetti.

CTP’nin, hangi milletten olduğu farketmeksizin, ülkeye getirilerek, işgücünün sömürülmesinin karşısında durduğunu belirten Derya, ekonomik kriz dönemlerinde yabancı iş gücünün, yerli işgücünün ekmeğini çalacak bir güç olarak görüldüğünü savundu.

İnsanların sömürülmesine karşı olduklarını ifade eden Derya, ülkede kendi nüfus kontrolümüzün yapılamamasını eleştirdi.

Yabancı iş gücü ve koşulları hakkında Güney Kıbrıs’tan örnekler veren Derya, ülkede bir sürü insanın 1970’lerden beridir üniversite mezunu olmalarına rağmen yabancı ülkelere giderek kol gücü hizmetlerinde çalıştıklarını kaydetti.

Hükümetin, koltuklarda daha fazla kalınabilmesi için topluma her gün yalan söylediğini, yapılan her vatandaşlığın seçim yatırımı olduğunu savunan Derya, “Hiçbir bayrak yolsuzluğu şaibeli bir şekilde örtecek kadar büyük değildir” dedi.

Bağımsız Milletvekili Bertan Zaroğlu da, 2019 yılında çıkan af yasasına atıfta bulunarak, bunun pandemiye takıldığı için orada da bir mağduriyet yaşandığını söyledi.

Yasanın geçmesi halinde yine bir affa ihtiyaç duyulacağını belirten Zaroğlu, bir defaya mahsus genel bir affın çıkması gerektiği düşüncesini dile getirdi.

Mağduriyet yaşayan insanların bundan kurtarılabilmesi gerektiğine işaret eden Zaroğlu, bu yasanın geçirilmesi gerektiği düşüncesini ve yasa tasarısına oyunun olumlu olacağını belirtti.

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, yasa tasarısıyla ilgili söylenmesi gerekenlerin söylendiğini ifade ederek, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın kürsüden yaptığı konuşmayı kınadı.

Seçim yasakları başlamamasına rağmen hükümetin yaptığı ve yapmaya çalıştıklarının hukuka aykırı olduğunu ifade eden Özdenefe, hükümetin görev süresince yasa gücünde kararnamelerle, ülkeyi yönettiklerini söyledi.

“Hükümetin halkın emrine amade olması gerek” diyen Özdenefe, “Biz devam edeceğiz ama siz devam edemeyeceksiniz. Vermeye çalıştığınız ihaleleri, yapmaya çalıştığınız rantların hepsini iptal edeceğiz. Yaptığınız hukuksuz işlerin hepsini mahkemeye taşıyacağız. Hodri meydan” dedi.

Bu ülkede yapılan afların hukuka, kuralara uymayı yozlaştırdığını ifade eden Özdenefe, “Bu ülkenin aflara karnı doydu” şeklide konuştu.

Ülkede Evlilik Dışı Çocuklar Yasası’nın geçtiğini ancak bu çocukların KKTC yurttaşlığı alamadığını ancak “para getirsin, burada kalsın” diyerek birçok insana vatandaşlık verilebildiğini söyleyen Özdenefe, bazı insanların mağduriyet yaşadığını belirtti.

Özdenefe, ilgili bölümlerin kısıtlanmasını ve bu yasanın bugün sadece Covid 19’dan dolayı mağduriyetleri kapsayacak şekilde düzenlenmesi önerisinde bulunarak, aksi takdirde kendilerinin oy doğrultusunun olumsuz olacağını söyledi.

Özdenefe’den sonra söz alan ilgili komite başkanı UBP Milletvekili Yasemi Öztürk, soruları yanıtlayıp, yasada yapılan düzenlemeler hakkında bilgi verdi ve sabıka kaydı şartı getirildiğini kaydetti.

Turist vizesiyle gelenlere de sınırlama getirildiğine işaret eden Öztürk, yasanın vatandaşlıların önünü açmadığını belirtti.

UBP Milletvekili Zorlu Töre de, dışarda bu yasayı bekleyen birçok insan, işyeri ve işgücü açığı olduğunu belirterek, bu yasanın öneminin herkesçe bilindiğinden bu yasaya hayır demenin doğru olmadığını söyledi.

Yasanın kapsamının çok daraltıldığına işaret eden Töre, yasanın aile bütünlüğü ve birlikteliği için de çok önemli olduğunu belirterek, burada çalışıp ailesini yanına alamayan birçok insan bulunduğunu belirtti.

Töre, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Önder Sennaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a vekillik yaptığı gün Meclis Başkan Yardımcısı’nın Meclis’i açmamasının hukuka aykırı olduğunu savunarak, muhalefetin nisaba destek vermemesini eleştirdi ve yanlış olduğunu kaydetti.

Mülkiyet ve nüfus konusunda çok ciddi olunması gerektiğine işaret eden Töre, bu ülkeye yatırım yapacak olanlara da, işçi statüsünde olanlara da haklarının verilmesi gerektiğini söyledi.

Töre, bekleyen yasalar, seçim ve halkoylaması yasasının meclisten geçmesi ve erken seçimin bir an önce yapılması gerektiğini belirtti.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı yeniden söz alarak, geçmişte de muhaceret affı yapıldığını, CTP ile DP’nin de bir af yasası çıkardığını belirterek, herkesin işine gelince bu tür yasaları çıkarılabildiğini yaşayarak gördüklerini söyledi.

HP Milletvekili Ayşegül Baybars da, toplumun menfaati için bugün Meclis’te olduklarını belirterek, bugün saat 15.00’te açılan meclisin şu anda nisabı sağlayamadığını kaydetti.

Her zaman sorumlu vekiller olarak, bugün nisap olmamasına rağmen hükümeti desteklediğini belirten Baybars, aflarla bir ülkenin çalışma hayatının düzenlenemeyeceğini söyledi.

Pandemi döneminde mağduriyet yaşayan kişiler için bağışlama getirilmesini destekleyeceklerini daha önce de ifade ettiklerine işaret eden Baybars, yasanın kapsamının daraltıldığını, turist vizesiyle gelenlerin yasaya tabi olmamasının hükme bağlandığını aktardı.

Baybars, yasa tasarısına oylarının olumlu olduğunu kaydetti.

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğluları da, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erkan Arıklı’nın konuşmalarını eleştirdi. Hamzaoğulları, oy birliğiyle komitelerde onaylanan yasaların neden gündeme alınmadığını sordu.

Konuşmaların ardından yasa tasarısı madde madde okunarak, oylandı. Yasa tasarısı oy çokluğuyla kabul edildi.

Meclis Genel Kurulu bugünkü çalışmalarını tamamladı. Meclis’in bir sonraki birleşimi 28 Ekim Perşembe günü saat 10.00’da yapılacak.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin yıl sonu gösterisi yapıldı

Published

on

By

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin (SAM) yıl sonu gösterisi dün yapıldı.

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’ndeki etkinliğe Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Etkinlikte Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın konuşma yaptı.

Etkinlikte resim, seramik ve ahşap atölyelerinde üretilen çalışmalardan oluşan sergiler de açıldı.

SAM öğrencileri, dans, bale, jimnastik, halk dansları gösterileri sundu.

-Barçın

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin üretim ve eğitim alanında ortaya koyduğu çalışmaların önemini dile getirdi.

Sosyal Aktivite Merkezi’nin sadece aktivite yapılan bir yer olmadığını gördüğünü ifade eden Barçın, sevgi, emek ve umudun da var olduğu merkezde, nice çocukların yetiştirilmesini temenni etti.

-Karavezirler

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin gurur verici işler başardığını belirterek hem eğitmenlere hem de öğrencilere teşekkür etti.

“Hizmet etmek sevmekle başlar diyorum. Çünkü biz, beldemize severek hizmet ediyoruz, hizmet aşkıyla çalışıyoruz” diyen Karavezirler, bugün de bunun onur ve gururunu yaşadığını söyledi.

SAM’da yer alan seramik ile teknoloji atölyelerinin her geçen gün büyüdüğünü belirten Karavezirler, bilim ve teknoloji merkezinin kurulması için adım atıldığını belirtti.

Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin eğitime, kültüre, sanata verdiği öneme işaret ederek, belediyenin öz kaynaklarıyla yapılan okul binası, oyun grubu gibi eserler hakkında bilgi verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu, İİT Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 21-22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Toplantısına katıldı.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Değişen Dünyada İİT” konu başlığıyla gerçekleşen ve İsrail’in Filistin ve İran’a saldırılarının ağırlıklı olarak gündemi oluşturduğu toplantıda bir de konuşma yaptı.

Ertuğruloğlu konuşmasında, 20 ayı aşkın bir süredir devam eden ve 55 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın son bulması için üye ülkelerin ve uluslararası toplumun bir an önce İsrail’i durduracak adımlar atması gerektiğini, geçmişte benzer saldırıları ve acıyı yaşamış Kıbrıs Türk halkının Filistinli kardeşlerinin acısını derinden hissettiğini, uzun yıllardır devam eden Filistin sorununa çözümün, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabülü ve iki devlet esasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, dün gece Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların, bir süredir İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarıyla istikrarsızlaşan güvenlik ortamını küresel boyuta taşıyabilecek düzeye getirdiğini, güvensizlik ve istikrarsızlığın ne yazık ki günümüzün düzeni haline geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs konusunda bir uzlaşıya varılamamasının nedeninin bazı kesimlerce iddia edildiği gibi müzakere eksikliğinden değil, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını eşit ortak olarak görmeyi ve egemen eşit ve eşit uluslararası statüye haiz devlet olarak tanımayı reddetmeyi ısrarla sürdürmesi olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir uzlaşının mevcut iki devlet gerçeği temelinde sağlanabileceğini vurgulayarak, tarafların egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle iki devlet arasında iş birliği yollarının aranabileceğini ifade etti. Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77.BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma yaptığı ve takip eden yıllardaki genel kurullarda yinelediği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaları yönündeki çağrısını hatırlatarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin bu çağrı doğrultusunda somut adım atmalarını beklediklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, toplantı çerçevesinde, bazı üye ülke Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, İslam İşbirliği Gençlik Formu tarafından Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İİGF Büyük Gençlik Ödülü’nün takdim edildiği ödül törenine katıldı.
Bakan Ertuğruloğlu’na toplantı ve temaslarında Müdür/Temsilci Mustafa Davulcu, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay ve Üçüncü Sekreterler Begüm Tuncalı ve İsmail Bayramoğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Trending

Reklam