Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Muhalefet elini taşın altına koymadı”

Published

on

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Başbakan Saner, özel bir internet haber televizyonunda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Pandemi şartları ile boğuşurken, kısa zamanda aşı sağlama, altyapı, karayolları ve eğitim alanında önemli ilerleme sağladıklarına işaret eden Saner, her fırsatta hükümetten kaçmayı görev edinen muhalefetin eleştirilerini yine de normal karşıladığını söyledi.
Saner, “Başbakanlık görevi aldığım zaman 30 üyeli geniş tabanlı bir hükümet kurmak istedim. CTP ve HP ile görüştüm. Ellerini taşın altına koymadılar. Sorumluluktan kaçtılar. Keşke sorumluluk alsalardı. Şimdi de ne varsa eleştiriyorlar. Uzaktan gazel okumak kolay. Dört yıl önce okul açılırken kitap dağıtamadılar. Şimdi pandemi üzerinden eleştiriyorlar. Yeni okullarla eğitime başladık. Elbette eksiklik olacak. Takip ediyoruz. İzliyoruz. Düzeltiyoruz. Onlar konuşacak, biz çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız hangi dönemlerde bu ülkeye hizmet geldiğini çok iyi biliyor ” dedi.
“İleride CTP ile hükümet kurmak ister misiniz? “şeklindeki bir soruya karşılık Başbakan Saner, “Görev aldığımda, samimi olarak ilk Tufan Hoca’ya gittik. Daha sonra görev Tufan Erhürman’a verildi. Tufan Erhürman neden hükümeti kurmadı? Kendisinin yönetim kabiliyeti varsa kursaydı. Kurmadı değil: Tufan Erhürman Covid-19 döneminde hükümeti kurmak istemedi” yanıtını verdi.
Arpanın ilk kez peşin alındığını, kendi dönemlerinde bugüne kadar bir damla sütün sokaklara dökülmediğini belirten Saner, özel sektöre desteğin süreceğini, kamuya yükümlülüklerin yerine getirilmekte olduğunu ifade etti.

Saner, aşılanma konusundaki hassasiyetini de yineleyerek, bir kez daha herkese aşı olma çağrısı yaptı.

Başbakan, “Mecbur olmadıkça, kapanma istemediğimizi söyledik. Bu konuda bizler üzerimize düşeni yapmakla yükümlüyüz. Vatandaşlarımız da aşılanarak, bu sürecin atlatılmasına daha çok destek olabilir” dedi.

UBP kurultayının bu Covid ortamında nasıl tek merkezde olacağı sorusuna da yanıt veren Saner, şöyle konuştu;
“İşte bu nedenle biz 6 ilçede oy vermek gerekir demiştik. Arkadaşlarım 6 ilçede Kurultay yapmamın sebebinin kendime avantaj olduğunu düşünüyor.Kurultay seçimlerinin 6 ilçede yapılmasının nedeni Covid-19 süreci ile alakalıydı. Covid-19 sürecinden dolayı kurultay seçimlerinin 6 ilçede olması için tüzüğün değiştirilmesi yönünde çağrıda bulunduk.Cumhurbaşkanı huzurunda toplantı yaptık.Sayın Cumhurbaşkanı da 6 ilçe içime sinmedi, en azından 2 ilçede yapılabilir dedi. El sıkıştık. Uzlaşıda evet diyen arkadaşlar, Parti Meclisi’nde hayır dedi. Kendi içimizde verdiğimiz sözlere uymayacaksak toplum karşısında yerine getirilmesi gereken düşünceler tartışma konusu haline dönüşecektir”

Kurultayda komitenin onay verdiği tüm üyelerin oy kullanacağına işaret eden Başaban Saner, yeni üyelere kimsenin itiraz etmediğini de hatırlattı.

Saner bir başka soru üzerine, “Bazı arkadaşlar bir tane laf söyleyecek. Sonra herkes unutacak diye sallayacak da size kimse hesap sormayacak. Böyle bir şey yok. İddialarınızı tek tek ortaya koyacaksınız, açıklayacaksınız. Ersan Saner başkan adayı değildi ki atanmış başbakan olsun. UBP’de yıllardır Genel Sekreter, Genel Başkan yerine göreve devam eder diye bir gelenek vardır. Bu arkadaşlar çok istiyor diye ben feragat ettim. Kurultayda aday olanlar ikinci turda çekildi. Faiz Bey bunları anlatırsa deprem olacakmış. Madem anlatsın! Ben çekilme nedenini bilmiyorum. Kendisi anlatsın. Faiz Bey benim atandığımı iddia ediyorsa, bunu da nereden bildiğini açıklasın. Madem ki konuşuyor o zaman beni kim atamış onu da açıklasın. Kimi hedef alıyor? Doğru ne ise çıksın söylesin…Konuşursam deprem olur diyor. Çıksın konuşsun” dedi.

Başbakan Ersan Saner, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye ile birlikte iki eşit egemen devlet görüşüne tam destek verdiklerini de sözlerine ekledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Şirinevler başta olmak üzere Akçiçek ve Göçeri köylerinde taş ocaklarının yarattığı yoğun toz ve çevre kirliliği nedeniyle köylülerin ciddi şekilde mağdur olduğunu söyledi.

Özersay, “Bir saatte damağıma yapışan toprak zerreciklerinin, tozun tadı akşam eve geldiğimde hâlâ rahatsız ediyordu. Peki ya günün 24 saati köyde yaşayan insanlar ne yapsın?” diyerek yaşlıların, astım hastalarının ve köyde yaşayan herkesin sağlığının tehdit altında olduğunu vurguladı. Ağaçların tozdan beyaza döndüğünü, verandaların ve çevrenin toprak içinde kaldığını, insanların evlerinin dışına çıkıp çamaşır dahi asamadığını belirtti.

Köyün üst kısmında yan yana üç taş ocağı bulunduğunu söyleyen Özersay, kamyonların toprak yoldan durmaksızın geçişinin köyü sürekli toz altında bıraktığını, benzer durumun Akçiçek ve Göçeri’de de yaşandığını kaydetti. Toprak yolun asfaltlanması sözü verilmesine rağmen yerine getirilmediğini ifade eden Özersay, asfaltlama yapılsa bile sorunun tamamen çözülmeyeceğini çünkü yerleşim yerine bu kadar yakın noktada üç taş ocağının yoğun şekilde patlatma yaptığını, kazı gerçekleştirdiğini ve sürekli çalıştığını söyledi. Dağın her geçen gün daha da deforme olduğunu belirten Özersay, bu görüntünün Lefkoşa-Girne anayolundan dahi görülebildiğini dile getirdi.

Özersay, Girne İlçe Başkanı Neşe Anibal, Lefkoşa İlçe Başkanı Mustafa Kendir, Örgütletme Sorumlusu Cengiz Karataş, Girne İlçe Yönetim Kurulu üyeleri Ahmet Bayram Sefer ve Gürbüz Gertik ile birlikte Şirinevler köyünü ziyaret ettiklerini, köy muhtarı Serkan Pilli, bazı azalar ve köylülerle bir araya gelerek sorunları yerinde incelediklerini ifade etti.

Ülke genelindeki taş ocaklarının yeniden ele alınması gerektiğini vurgulayan Özersay, ihtiyaç temelli bir değerlendirme yapılması, bazı izinlerin iptal edilmesi ve daha ileri teknolojiyle çalışma zorunluluğu da dahil olmak üzere acil tedbirlerin şart olduğunu söyledi. Sağlık, çevre ve görüntü açısından ortaya çıkan olumsuzlukların artık sürdürülemez boyuta ulaştığını belirten Özersay, “Ülkemizi, dağı taşı kemiriyoruz. Bu durum sürdürülebilir değildir” ifadelerini kullandı.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Tel-Sen Başkanı Hakan Üredi, komitede gündeme gelen fiber protokolünün “basit bir altyapı meselesi olmadığını” vurgulayarak, bunun “KKTC’nin verisinin, iletişiminin ve geleceğinin kimlerin kontrolünde olacağına dair bir meydan okuma” olduğunu söyledi.

Üredi, “Bu tabloya dünyada tek bir isim var: Kamu varlıklarının siyasi saikle özelleştirilmesi. Ve biz buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Bazı yetkililerin, “Türkiye var, borç var, Türk Telekom istemeden aldı, zarara girecek” gibi ifadelerle süreci meşrulaştırmaya çalıştığını belirten Üredi, şu ifadeleri kullandı:

“KKTC altyapısı bir pazarlık malı değildir. Devlet borcu bahane edilerek Telefon Dairesi altyapısı devredilemez. ‘İstemeden alan’ bir şirket bu işe vicdanla değil, her zaman çıkar hesabıyla yaklaşır. Bir şirket zarar edecekse neden bu projeye girer? Cevabı biliyoruz: Geleceğin veri trafiği, sansürlemeler, abonelik gelirleri, düzenleme gücü ve altyapı sahipliği.”

“Telefon Dairesi ve BTHK’nın yetkilerinin devredilmesi dijital teslimiyettir” diyen Üredi, sürecin yalnızca kablo döşemek olmadığını; frekansların, verinin, altyapının ve internet üzerindeki kontrolün kime ait olacağının belirlenmesi anlamına geldiğini vurguladı.

“Bu sorunun cevabı asla bir şirket olamaz” ifadelerini kullanan Üredi, “KKTC’de fiberin sahibi halktır, Telefon Dairesi’dir” dedi.

Yıllardır projeler, pilot bölgeler, fizibilite çalışmaları ve mühendislik süreçlerinin hazır olduğuna dikkat çeken Üredi, yerel uzmanlığın bypass edilmesinin ülkenin kapasitesine hakaret olduğunu söyledi.

Üredi, Tel-Sen’in pozisyonunu şöyle açıkladı:

  • Fiber altyapı kamuda kalacak.

  • Regülasyon BTHK’dan alınamaz.

  • Telefon Dairesi devre dışı bırakılamaz.

  • İhaleye çıkmadan yapılan anlaşmalar kabul edilmeyecek.

  • Tekelleşme girişimlerinin karşısında durulacak.

“Bu ülkenin Telefon Dairesi altyapısı herhangi bir şirketin, siyasi yapının, protokolün veya dış baskının malı değildir” diyen Üredi, “Bu ülkenin fiberi bayrağı kadar değerlidir; verisi sınırları kadar kritiktir; altyapısı halkın malıdır — satılamaz, devredilemez, kiralanamaz” ifadelerini kullandı.

Üredi, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“TEL-SEN, gerektiğinde masada, gerektiğinde sahada, gerektiğinde hukukta — bu teslimiyetin önüne set çekmekten geri durmayacaktır. İnsanları getirdiğiniz makamlarla tehdit ederek istediklerinizi söylettiğinizi herkes çok iyi biliyor.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Meteoroloji Dairesi’nin 20-26 Kasım dönemini kapsayan tahmin raporuna göre, sıcaklık periyodun son günlerinde düşerek iç kesimlerde ve sahillerde 21-24 derece dolaylarında seyredecek.

Periyodun ilk günlerinde ise hava sıcaklığı genellikle iç kesimlerde 27-30, sahillerde 23-26 derece dolaylarında olacak.

Yüksek basınç sistemi ile ılık ve nispeten nemli hava kütlesinin etkisinde kalacak bölgenin, periyodun son günlerinde üst atmosferdeki serin ve nemli hava kütlesinin etkisi altında kalması bekleniyor.

Hava hafta boyunca parçalı az bulutlu, zamanla parçalı ve çok bulutlu olacak.

Rüzgar genellikle kuzey ve doğu yönlerden orta kuvvette esecek, periyodun son günlerinde ise güney ve doğu yönlerden zaman zaman kuvvetli olarak esecek.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam